roll - Turkish English Dictionary

roll

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "roll" in Turkish English Dictionary : 201 result(s)

English Turkish
Common Usage
roll n. rulo
It looks like these first two rolls are just yearbook stuff.
Görünüşe göre bu ilk iki rulo sadece yıllığa ait.

More Sentences
roll v. yuvarlanmak
I rolled the dice.
Zarı yuvarladım.

More Sentences
roll v. yuvarlamak
Roll the ball to me.
Topu bana doğru yuvarla.

More Sentences
General
roll n. kayıt
Are the cameras rolling?
Kameralar kayıtta mı?

More Sentences
roll n. dürüm
Tom ate a lobster roll.
Tom ıstakoz dürüm yedi.

More Sentences
roll n. liste
I'm on the honor roll.
Ben onur listesindeyim.

More Sentences
roll v. dönmek
He rolled over in his sleep.
O, uykusunda bir o yana bir bu yana döndü.

More Sentences
roll v. devirmek (gözlerini)
Tom rolled his eyes.
Tom gözlerini devirdi.

More Sentences
roll v. sallamak
Roll your dice.
Salla zarını.

More Sentences
roll v. açmak
Tom rolled the window down.
Tom pencereyi indirerek açtı.

More Sentences
roll v. yuvarlanmak
The ball rolled on the ground towards me.
Top yerde bana doğru yuvarlandı.

More Sentences
roll v. yuvarlamak
Tears began to roll down her cheeks.
Gözyaşları onun yanaklarından aşağı doğru yuvarlandı.

More Sentences
roll v. sarmak
I roll my own cigarettes.
Ben kendi sigaramı sararım.

More Sentences
roll v. yayılmak
After all, we still need seven or eight years to roll out.
Ne de olsa, yayılmak için hala yedi ya da sekiz yıla ihtiyacımız var.

More Sentences
Trade/Economic
roll n. liste
Tom is on the honor roll.
Tom onur listesinde.

More Sentences
Technical
roll v. sarmak
I roll my own cigarettes.
Sigaramı kendim sarıyorum.

More Sentences
roll v. yuvarlamak
Roll the ball to me.
Topu bana yuvarla.

More Sentences
Computer
roll n. rulo
An ultrasonic cleaning tank can contain several rolls at once.
Bir ultrasonik temizleme tankı aynı anda birkaç rulo içerebilir.

More Sentences
Automotive
roll v. yuvarlanmak
A coin rolled under the desk.
Masanın altına madeni para yuvarlandı.

More Sentences
General
roll n. hadde
roll n. dalgalanma
roll n. kabarıklık
roll n. gümbürtü
roll n. yuvarlama
roll n. yuvarlanma
roll n. tomar
roll n. defter
roll n. yuvak
roll n. top (kağıt)
roll n. tekerleme
roll n. gök gürlemesi
roll n. davul sesi
roll n. rulo köfte
roll n. devrilme
roll n. devirme
roll n. lüle
roll n. sicil
roll n. para
roll n. yuvarlanış
roll n. top
roll n. küçük ekmek
roll n. merdane
roll n. silindir
roll n. vals
roll n. yazılı belge
roll n. resmi liste
roll n. toplayıcı rulo
roll n. okul veya sınıf üyelerinin listesi
roll n. vergi listesi
roll n. saç modeli
roll n. silindirik tütün
roll n. battaniye rulosu
roll n. suya dayanıklı örtü
roll n. dağcılar ve askerler tarafından kullanılan silindirik kit
roll n. tomar halinde yuvarlanmış kağıt para
roll n. tahılın öğütülerek un haline getirildiği oluklu silindir
roll n. sesli ve genellikle ritmik konuşma akışı
roll n. titrek ve tiz kuş ötüşü
roll n. kanarya ötüşündeki tiz ses titremesi
roll n. bir tür takla hareketi
roll n. curling taşının başka bir taşla çarpışmasından sonraki hareketi
roll v. dalgalanmak
roll v. top yapmak
roll v. soymak (sarhoş)
roll v. sürmek
roll v. rulo ile boyamak
roll v. silindirle ezmek
roll v. havada takla atmak
roll v. rulo yapmak
roll v. gitmek (araba)
roll v. yalpa vurmak
roll v. arabayla dolaşmak
roll v. sallana sallana gitmek
roll v. salınmak
roll v. gürlemek
roll v. yalpa yapmak
roll v. tekerlekler üzerinde gitmek
roll v. haddeden geçirmek
roll v. ağzında yuvarlayarak söylemek
roll v. dolaşmak
roll v. vurgulayarak telaffuz etmek
roll v. kullanmak
roll v. yaprak haline getirmek (metal)
roll v. tomar yapmak
roll v. gümbür gümbür çalmak
roll v. dalga dalga göndermek
roll v. döndürmek
roll v. ağnamak
roll v. oklava ile açmak (hamur)
roll v. silindirle düzlemek
roll v. tekerlenmek
roll v. sarılmak
roll v. devirmek
roll v. gürlemek (gök)
roll v. şakımak
roll v. dürmek
roll v. sallanmak
roll v. iki yana sallanmak
roll v. ileriye doğru itmek
roll v. atış yapmak (zar)
roll v. üzerinde düşünmek
roll v. düşünmek
roll v. baskı silindiri ile mürekkep uygulamak
roll v. genişletmek
roll v. tekerlekli araçta taşımak
roll v. çalışmaya başlatmak
roll v. harekete başlatmak
roll v. sürekli vuruş sesi yapmak
roll v. sesi titreyerek söylemek
roll v. ilerlemek
roll v. etrafta gezinmek
roll v. geçmek
roll v. hızla sağa sola bakmak
roll v. bakışları sürekli yön değiştirmek
roll v. aşağı yukarı akmak
roll v. sürekli akmak
roll v. bolca üretilmek
roll v. dökülmek
roll v. kelime akışının parçası olarak akmak
roll v. uzanmak
roll v. araçta taşınmak
roll v. derede taşınmak
roll v. yola çıkmak
roll v. harekete geçmek
roll v. faaliyete geçmek
roll v. yaymak
roll v. (kol) sıvamak
roll v. (yaş vb.) süzülmek
roll v. (sis) çökmek
Trade/Economic
roll n. bordro
roll n. kayıt
roll n. sicil defteri
roll n. tutanak
Law
roll n. yasama organı üyelerinin listesi
roll n. eyalet mahkemesindeki avukatların listesi
Technical
roll n. merdane
roll n. silindir
roll n. top tomar
roll n. vals
roll n. yuvarlak kalıplama
roll n. yuvarlak ahşap şerit
roll n. silindirik kasa
roll n. daktilo plakası
roll n. kömür damarının çatısında veya tabanında dalgalanma
roll n. mineral damarında dalgalanma
roll n. kara yüzeyinde dalgalanma
roll n. alçak yuvarlak sırt
roll v. çevirmek
roll v. haddelemek
roll v. silindirden geçirmek
Computer
roll n. çevirme
roll n. döndürme
roll n. zar at
roll v. kaydırmak
roll v. yeni karakter yaratmak
roll v. rastgele sayı üretmek
Telecom
roll n. yalpa
roll n. yuvarlama ekseni
Mechanic
roll v. vida dişi oluşturmak
Textile
roll n.
roll n. liflerin hafifçe bükülmesi ve yuvarlanmasıyla oluşturulan tekstil lifi
Construction
roll v. sürgülemek
Automotive
roll n. yalpa
Aeronautic
roll n. geminin yandan yana hareketi
roll n. tono
roll n. uçağın uzunlamasına ekseni etrafındaki açısal yer değiştirmesi
roll n. bir tür uçuş manevrası
Marine
roll n. yalpa
roll v. yuvarlamak
roll v. (gemiyi) ön-arka ekseninde döndürmek
Food Engineering
roll n. vals
Gastronomy
roll n. tek kişilik küçük ekmek
roll n. mayalı hamur parçası
roll n. pişi
roll n. lokma
roll n. jöle rulo
roll n. doldurularak sürüldükten sonra sarılıp pişirilen tatlı hamur
Geometry
roll v. (çizgi veya yüzey) diğerine kaymadan uygulamak
roll v. parçalar eşit olacak şekilde art arda temas ettirmek
Astronomy
roll v. yörüngesinde hareket etmek
Tobacco
roll v. (sigara) sarmak
Linguistics
roll adj. çarpmalı
Sport
roll v. futbolda yanal hareket etmek
roll v. jimnastikte takla atmak
Basketball
roll v. devrilmek
Music
roll n. müzik kaydı
roll n. arpej tarzında akor
roll n. vücudun zeminde döndürüldüğü akrobatik ve modern dans egzersizi
roll n. balo salonu dansında bir figür
roll v. arpej tarzında çalmak
roll v. kısa vuruşla davul çalmak
Bookbindery
roll n. desen yapmak için kullanılan döner alet
roll n. ciltleme aleti
Printery
roll n. vals
roll v. baskıya gitmek
roll v. baskı silindiri ile mürekkebi uygulamak
Archaic
roll v. zihninde dönmek
Slang
roll n. para tomarı
roll n. banka hesabı
roll v. sırlara ihanet etmek
roll v. uyuşturucu tribine girmek

Meanings of "roll" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
roll call n. yoklama
I have received a request for a roll call vote on this.
Bu konuda bir yoklama talebi aldım.

More Sentences
toilet paper roll n. tuvalet kağıdı rulosu
Mom, where is the toilet paper roll?
Anne, tuvalet kağıdı rulosu nerede?

More Sentences
loo roll n. tuvalet kağıdı
There's no loo roll left!
Tuvalet kağıdı kalmadı!

More Sentences
roll-out n. lansman
The company announced the roll-out of their new smartphone.
Şirket yeni akıllı telefonlarının lansmanını yaptı.

More Sentences
roll over v. yuvarlanmak
Tom rolled over in his sleep.
Tom uykusunda yuvarlandı.

More Sentences
call the roll v. yoklama yapmak
The teacher called the roll.
Öğretmenimiz yoklama yaptı.

More Sentences
roll around v. yuvarlanmak
Tom and Mary rolled around in the grass.
Tom ve Mary çimlerde yuvarlandılar.

More Sentences
roll up v. toplanmak
Roll up those magazines.
Dergileri topla.

More Sentences
roll up v. sıvamak
What matters now is for us to roll up our sleeves and get down to business.
Şimdi önemli olan bizim kolları sıvayıp işe koyulmamızdır.

More Sentences
roll up v. sarmak
I'm not rolling up their carpets.
Onların halılarını sarmıyorum.

More Sentences
roll up v. gelmek
The hedgehog rolled up into a ball.
Kirpi bir top haline geldi.

More Sentences
roll out v. açmak
I rolled out the dough.
Hamuru açtım.

More Sentences
roll the dice v. zar atmak
Tom rolled the dice.
Tom zar attı.

More Sentences
Phrasals
roll down v. açmak (araba camı/penceresi)
I rolled down both windows.
İki camı da açtım.

More Sentences
roll down v. indirmek (perde)
Tom rolled down the window.
Tom camı indirdi.

More Sentences
roll down v. aşağı yuvarlanmak
The children rolled down the hill.
Çocuklar tepeden aşağı yuvarlandılar.

More Sentences
roll off (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yuvarlanmak
He rolled off the bed.
Yataktan yuvarlandı.

More Sentences
roll out v. yataktan kalkmak
You look like you just rolled out of bed.
Az önce yataktan kalkmışsın gibi görünüyorsun.

More Sentences
roll to (someone or something) v. (bir şey olana kadar) yuvarlanmak
Okay, first, we need to roll to determine the weather.
Tamam, önce hava durumunu belirlemek için yuvarlanmamız gerekiyor.

More Sentences
Idioms
call the roll v. yoklama yapmak
The teacher called the roll.
Öğretmen yoklama yaptı.

More Sentences
General
roll call n. askerlik yoklaması
vienna roll n. viyana francalası
electoral roll n. seçmen kütüğü
sheet roll n. kağıt rulo
the roll of a ship n. geminin yalpası
honor roll n. iftihar listesi
roll paper n. top kağıt
roll of paper n. kağıt tomarı
leaf roll disease n. yaprak kıvrılma hastalığı
roll of tobacco n. yaprak tütün
toilet roll n. tuvalet kağıdı
salary roll n. aylık bordrosu
rock'n' roll n. rakınrol
muster roll n. yoklama defteri
honour roll n. iftihar listesi
roll out n. bir uçağın halka ilk tanıtımı
roll of papers n. kağıt rulosu
drum roll n. trampet
drum roll n. tremola
roll-call n. sayım
roll-on roll-off n. ro-ro
roll call vote n. yoklama usulüyle yapılan oylama
roll call n. ismen sayma
roll call vote n. ad okuyarak yapılan oylama
roll call n. yoklama alma
roll call n. öğrenci yoklaması
roll call n. asker yoklaması
billy roll n. surat şeklinde hazırlanmış domuz jambonu
roll towel n. rulo havlu
roll towel dispenser n. rulo havluluk
roll-on n. rolon
roll-on lawn n. rulo çim
kitchen roll n. kağıt havlu
kitchen roll n. kağıt mutfak havlusu
drum roll n. hızlı davul sesi
roll-in-shower n. engellilere uygun duş
roll cage n. takla kafesi
roll-your-own cigarettes n. sarma sigara
roll-your-own cigarettes n. kişinin kendi sardığı sigara
felt roll n. keçe rulo
till roll n. yazar kasa fişi
chequer roll n. bir evdeki hizmetlilerin listesi
victory roll n. 1940'lı yıllarda kadınların kullandığı bir saç modeli
muster roll n. ordu defteri
muster roll n. tayfa defteri
muster roll n. envanter
muster roll n. eşya listesi
muster roll n. isim listesi
muster roll n. görev listesi
roll back n. topuz milinde kilidin cıvatasını hareket ettiren kam
roll back n. bir önceki seviyeye veya konuma geri dönme
roll-up n. 18. yüzyılda bir tür uzun erkek çorabı
roll-up n. litografi mürekkebi
roll-up [australia] n. insanların bir araya gelmesi
church roll n. kilise üye listesi
dog-roll [new zealand] n. işlenmiş etten oluşan sosis biçimli bir köpek maması
pipe roll n. kralın gelirini ve çeşitli harcamaları içeren yıllık kayıt
pipe roll n. boruyu uzunlamasına hareketini kısıtlamadan destekleyen rulman
roll-on n. lastikten yapılmış kadın korsesi
roll-on n. elastik kumaştan yapılmış kadın korsesi
roll-up n. 18. yüzyılda giyilen uzun bir erkek çorabı
roll-up n. taşbaskı plakasını sarmada kullanılan mürekkep
roll-up n. operasyonları desteklemek için daha fazla gerekli olmayan ve başka alanlara transfer edilmeye uygun vasıtaların sökülmesi
roll-up n. kullanılmadığında yuvarlanıp kaldırılan eşya
roll-up [australia] n. insan topluluğu
french roll n. fransız topuzu
french roll n. muz topuz
size roll n. rulo parşömeni
size roll n. ruloya ait kağıt parçası
roll up v. yığılmak
roll up v. yuvarlanmak
roll up one's sleeves v. kollarını sıvamak
roll by v. geçip gitmek (zaman)
roll out v. açıp sermek (dürülmüş şeyi)
roll up v. yuvarlamak
roll a hoop v. çember çevirmek
roll on v. geçip gitmek (zaman)
roll up v. biriktirmek
roll on the ground v. ağınmak
roll up v. devşirmek
roll into a ball v. dertop olmak
roll over v. çevirmek
roll off v. akıcı bir biçimde ezberden okumak
roll out v. oklava ile açmak
roll into a ball v. top yapmak
roll dough thin v. yufka açmak
roll out the dough for baklava v. baklava açmak
roll on v. zaman geçip gitmek
roll a log for somebody v. arka çıkmak
roll in v. çok para tutmak (pahalı vb)
roll a cigarette v. sigara sarmak
roll a log for somebody v. destek olmak
roll by v. geçip gitmek
roll up v. çemremek
roll up v. yığmak
roll up one's sleeves v. kolları sıvamak
roll out the welcome mat v. ağırlamak
roll in v. kıvrılıp yatmak
roll up v. dürmek
roll back v. düşürmek
roll in v. yağmak
roll up v. yanaşmak
roll out dough v. hamur açmak
roll out v. yataktan çıkmak
roll out v. kalın sesle söylemek
roll out v. halka açıklamak
roll out v. dürülmüş şeyi açmak
roll out v. ilk kez görücüye çıkarılmak
roll out v. haddeden geçirmek
roll out v. sunmak
roll out v. açarak yaymak
roll up v. birikmek
roll up one's sleeves v. paçaları sıvamak
roll up one's trouser legs v. pantolonun paçalarını kıvırmak
roll up one's trouser legs v. paçalarını kıvırmak
roll up the window v. pencereyi kapatmak
roll up the window v. pencere kapatmak
(fog) to roll in v. sis çökmek
roll up v. çıkagelmek
roll up v. varmak
roll in v. yığınla gelmek
roll up v. tomar yapmak
roll up the window (of a car) v. (araba) pencereyi kapamak
roll down window (of a car) v. (araba) pencereyi indirmek
roll down window (of a car) v. (araba) camı indirmek
roll up the window (of a car) v. (araba) camı kapamak
roll down window (of a car) v. (araba) camı açmak
roll up in a carpet v. halıya sarmak
roll the eye v. gözlerini devirmek
roll start a car v. arabayı iterek çalıştırmak
roll start a car v. arabayı vurdurmak
roll off the shelf v. raftan yuvarlanmak
roll completely over v. ters dönmek
roll down v. çığ düşmek
make an honor roll v. onur listesine girmek
roll out of bed v. yataktan kalkmak
roll one's self v. debelenmek
roll one's self v. çamurda yuvarlanmak
roll (in) v. bolluk içinde yaşamak
roll (with) v. darbenin etkisini yumuşatmak için hareket etmek
roll call v. çağırmak
roll back v. düşürmek
roll on v. (zaman) geçmek
roll on v. (zaman) devam etmek
roll on v. (zaman) akıp gitmek
four-roll adj. dört silindirli
roll-neck adj. balıkçı yakalı (giysi)
roll-on [uk] adj. dört gözle beklenen (tarih, etkinlik)
roll-up adj. sıvanabilir
roll-on adj. döner başlıklı aplikatörlü bir paketi olan (deodorant gibi sıvı kozmetik ürünü)
roll-on adj. döner başlıklı aplikatörle uygulanan (kozmetik ürünü)
roll-up adj. sarılabilen
roll-up adj. yuvarlanabilen
roll-up adj. dürülebilen
Phrasals
roll about v. yurtdışında avare gibi dolaşmak
roll about v. yuvarlanmak
roll about v. (birini veya bir şeyi) bir yandan öbür yana yuvarlamak
roll about v. yuvarlanmak
roll about v. fırıl fırıl dönmek
roll about v. yuvarlanarak gitmek
roll over v. baş/boyun eğmek
roll over v. devrilmek
roll back something v. eski haline getirmek
roll something back v. eski haline getirmek
roll into v. girmek
roll out something v. piyasaya sürmek
roll something out v. piyasaya sürmek
roll over v. pes etmek
roll over v. teslim olmak
roll over v. takla atmak
roll along v. yavaşça/sessiz/sakin bir şekilde yol almak/ilerlemek/dönmek
roll oneself up in something v. (dönerek/döndürerek) kendini bir şeyle sarmak
roll around v. (mevsim vb) gelmek
roll on v. yuvarlanmak
roll away v. yuvarlanmak
roll away v. yuvarlanarak ilerlemek
roll over v. uyum sağlamak
roll something to someone v. (topu vb) birine yuvarlamak
roll down v. yokuş aşağı gitmek/yuvarlanmak
roll down v. yokuş aşağı itmek/yuvarlamak
roll down v. tekerlekli bir aracı aşağı doğru sürmek/itmek
roll down v. tekerlekli bir araçla bir yer boyunca gitmek
roll down v. sonuna kadar yuvarlanmak
roll down v. yuvarlamak
roll down v. birini tekerlekli bir araçla itmek/sürmek
roll down v. boyunca sürmek/itmek
roll down v. (cam, perde) inmek
roll down v. (araba camı/penceresi) indirmek
roll down v. kapatmak (perde)
roll down v. yansıtmak
roll down v. geçirmek
roll down v. (alt sınıfa, alt kesime, alt tabakaya) aktarmak
roll something down something v. bir şeyi bir yerden aşağı yuvarlamak
roll something down something v. bir şeyi bir yerden aşağı itmek/sürmek
roll something down v. bir şeyi aşağı yuvarlamak
roll something down v. bir şeyi aşağı itmek/sürmek
roll something down v. (araba camı/penceresi) indirmek
roll something down v. (araba camı/penceresi) açmak
roll down something v. bir yerden aşağı yuvarlanmak
roll down something v. (tekerlekli bir araç, top) bir yerden aşağı doğru gitmek
roll down v. aşağı gitmek
roll off v. yuvarlanıp düşmek
roll off v. -den yuvarlanmak
roll off v. -den aşağı yuvarlanmak
roll off v. aşağı yuvarlanmak
roll off v. -den yuvarlanıp gitmek
roll off v. yuvarlayıp düşürmek
roll off v. yuvarlayarak çekmek
roll off v. -den yuvarlamak
roll off v. -den aşağı yuvarlamak
roll off v. aşağı yuvarlamak
roll off v. yuvarlanıp gitmek
roll off v. yuvarlanarak uzaklaşmak
roll off v. dönerek gitmek
roll off v. döne döne uzaklaşmak
roll off v. tekerleklerinin üstünde uzaklaşmak/gitmek
roll something off (of) someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlamak
roll something off (of) someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden yuvarlayarak almak/uzaklaştırmak
roll off (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) aşağı yuvarlanmak
roll off (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yuvarlanıp düşmek
roll off (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yuvarlanıp gitmek
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanmak
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlanmak
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp düşmek
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlanıp gitmek
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlamak
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden aşağı yuvarlamak
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp düşürmek
roll off of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden yuvarlayıp çekmek
roll onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden geçmek
roll onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yuvarlanmak
roll onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlanmak
roll onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstünden geçirmek
roll onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yuvarlamak
roll onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlamak
roll onto (someone or something) v. ruloyla (birinin/bir şeyin) üzerine bir şey sürmek
roll onto (someone or something) v. ruloyla (birine/bir şeye) bir şey uygulamak
roll onto (someone or something) v. yeni bir işe geçmek
roll onto (someone or something) v. bir sonraki işe/göreve geçmek
roll onto (someone or something) v. bir sonraki işe/göreve ilerlemek
roll something onto something v. bir şeyin üstüne ruloyla bir şey sürmek
roll something onto something v. bir şeye ruloyla bir şey uygulamak
roll in v. geç gelmek
roll in v. habersiz gelmek
roll in v. varmak
roll in v. sabit bir hızda gelmek/akmak
roll in v. durdurulamaz bir hızda yaklaşmak/gelmek
roll someone or something (up) in something v. birini/bir şeyi bir şeye sarmak
roll someone or something (up) in something v. birini/bir şeyi bir şeyin içine sarmak
roll someone or something (up) in something v. birini/bir şeyi bir şeyle sarmak
roll something in something v. bir şeyi bir şeye sarmak
roll something in something v. bir şeyi bir şeyin içine sarmak
roll something in something v. bir şeyi bir şeyle sarmak
roll something in v. yuvarlayarak getirmek
roll something in v. yuvarlayarak sokmak
roll something in v. bir şeyi tekerlekleriyle sürerek içeri sokmak
roll in (to some place) v. (bir yere) varmak
roll in (to some place) v. (bir yere) ulaşmak
roll in (to some place) v. (bir yere) gelmek
roll in (to some place) v. (bir yere) girmek
roll in something v. bir şeyin içinde yuvarlanmak
roll in something v. bir şeyin (para, altın) içinde yüzmek
roll in something v. bir şeye bol miktarda sahip olmak
roll in v. yatmaya gitmek
roll in v. uyumaya gitmek
roll in v. eklemek
roll in v. ilave etmek
roll in v. akın etmek
roll in v. doluşmak
roll in v. (zenginlik, para) içinde yüzmek
roll up in (something) v. (bir şeye) sarmak
roll up in (something) v. (bir şeyin) içine sarmak
roll up in (something) v. (bir şeyle) sarmak
roll up in (something) v. (bir şeyle) kaplamak
roll up in (something) v. (bir araçla) gelmek
roll up in (something) v. (bir araçla) varmak
roll up in (something) v. (bir kıyafetle) gelmek
roll up in (something) v. (bir şey) giyerek gelmek
roll around v. akılda dönüp durmak
roll around v. cinsel ilişkiye girmek
roll around v. olmak
roll around v. meydana gelmek
roll around v. yer almak
roll through v. otomobille (bir yeri) ziyaret etmek
roll onto v. -e geçmek
roll onto v. -in üstüne yuvarlanmak
roll onto v. -e) doğru yuvarlanmak
roll onto v. üstüne ruloyla bir şey sürmek
roll onto v. üstünden geçirmek
roll onto v. bir sonraki işe/göreve ilerlemek
roll onto v. bir sonraki işe/göreve geçmek
roll to v. -e yuvarlamak
roll to v. -e doğru yuvarlanmak
roll to (someone or something) v. (birine/bir şeye) doğru yuvarlanmak
roll to (someone or something) v. (tekerlekli bir şeyle) (birine/bir şeye) doğru gitmek
roll to (someone or something) v. (tekerlekli bir şeyi) (birine/bir şeye) doğru sürmek
roll to (someone or something) v. (tekerlekli bir şey üzerinde) (birine/bir şeye) doğru sürmek/götürmek
roll to (someone or something) v. yuvarlanıp (durmak, yavaşlamak)
roll up in v. -e sarmak
roll up in v. -in içine sarmak
roll up in v. ile sarmak
roll up in v. ile kaplamak
roll up in v. ile gelmek
roll up in v. ile varmak
roll up in v. (bir şey) giyerek gelmek
roll up on (someone or something) v. (tekerlekli bir araçla) gelmek
roll up on (someone or something) v. (tekerlekli bir araçla) ulaşmak
roll up on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sinsice yaklaşmak
roll up on (someone or something) v. gizlice (birinin/bir şeyin) yanına sokulmak
roll with (someone) v. (biriyle) takılmak
roll with (someone) v. (biriyle) vakit geçirmek
roll with (someone) v. (biriyle) arkadaşlık etmek
roll with (someone) v. (biriyle) düşüp kalkmak
roll with (something) v. (bir şeye) uyum sağlamak
roll with (something) v. (bir şeyi) idare etmek
roll with (something) v. (bir şeye) adapte olmak
roll with (something) v. (bir şeye) alışmak
roll with (something) v. (bir şeye) ayak uydurmak
roll with (something) v. (bir şeye) katlanmak
Colloquial
a roll in the sack n. cinsel ilişki
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. çuval dolusu para
a roll in the sack n. mercimeği fırına verme
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. tonla para
a roll in the sack n. seks
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. bir dünya para
sex, drugs, and rock 'n' roll n. seks, uyuşturucu ve partileme
sex, drugs, and rock 'n' roll n. seks uyuşturucu ve eğlence
sex, drugs, and rock 'n' roll n. seks, uyuşturucu ve rakınrol
sex, drugs, and rock 'n' roll n. çılgınca ve eğlence kültürüne dayalı yaşam tarzını belirtmek için kullanılan bir ifade
roll-up n. (değerde, maliyette) artış
roll the bones v. riske girmek
roll the bones v. tehlikeyi göze almak
roll the bones v. kaz gelecek yerden tavuk esirgememek
let her roll v. başlatmak
let her roll v. çalıştırmak
let her roll v. fırlatmak
let her roll v. kendi kendine ilerlemesine izin vermek
let her roll v. serbest bırakmak
let her roll v. engelsiz devam etmesini sağlamak
let her roll v. vurup uçurmak
roll (one's) fingerprints v. (birinin) parmak izini almak
roll (one's) prints v. (birinin) parmak izini almak
roll a set of fingerprints v. parmak izini almak
roll a set of prints v. parmak izini almak
roll a set of prints v. tüm parmaklarının izini almak
roll a set of prints v. tüm parmak izlerini almak
roll about laughing v. gülmekten yerlere yatmak
roll (one's) own v. tütün sarmak
roll (one's) own v. kendi sigarasını sarmak
roll your own v. tütün sarmak
roll your own v. kendi sigarasını sarmak
roll on (something)! expr. (bir şey) çabuk gel!
roll on (something)! expr. (bir şeyi) iple çekiyorum!
roll on (something)! expr. (bir şey) çok yakında!
roll on...! [uk] expr. … çabuk gel/gelsin!
roll on...! [uk] expr. …'ı iple çekiyorum!
roll on...! [uk] expr. … çok yakında!
roll on...! [uk] expr. haydi … gelsin!
roll on...! [uk] expr. haydi … olsun/gelsin artık!
Idioms
a roll Jack rice couldn't jump over n. bir yığın para
a roll Jack rice couldn't jump over n. bir ton para
a roll Jack rice couldn't jump over n. çuval çuval para
a roll Jack rice couldn't jump over n. dünya kadar para
a roll Jack rice couldn't jump over n. yığınla para
a roll Jack rice couldn't jump over n. balya balya para
roll of honor n. şehit listesi
roll of honor n. görev başında vefat eden askerlerin veya polislerin listesi
roll of honor n. şehit asker veya polislerin listesi
roll of honor n. onur listesi
roll of honor n. iftihar listesi
roll of honor n. şeref listesi
roll of honor n. savaşta ölenlerin/şehit olanların listesi
roll of honour n. şehit listesi
roll of honour n. görev başında vefat eden askerlerin veya polislerin listesi
roll of honour n. şehit asker veya polislerin listesi
roll of honour n. onur listesi
roll of honour n. iftihar listesi
roll of honour n. şeref listesi
roll of honour n. savaşta ölenlerin/şehit olanların listesi
the new rock and roll n. bir anda popüler olan şey
the new rock and roll n. geçici olarak moda olan şey
the new rock and roll n. birden parlayıp sönen şey
a roll in the hay n. cinsel ilişki
a roll in the hay n. sevişme
a roll in the hay n. seks
a roll in the hay n. mercimeği fırına verme
a roll in the sack n. cinsel ilişki
a roll in the sack n. sevişme
a roll in the sack n. seks
a roll in the sack n. mercimeği fırına verme
roll one's r's v. r sesini titreterek söylemek
roll out the red carpet v. birisini kral gibi ağırlamak
roll one's eyes at v. birine baştan çıkarırcasına bakmak
roll out the red carpet v. baş tacı etmek
roll in the aisles v. gülmekten kırmak
roll eyes v. göz devirmek
roll prices back v. fiyatları aşağı çekmek
roll prices back v. fiyatları düşürmek
roll in the aisles v. gülmesini tutamamak
be ready to roll v. harekete geçmeye/başlamaya hazır olmak
roll in the aisles v. gülmekten kırılmak (tiyatrodaki izleyiciler)
roll over and play dead v. hayat mücadelesini bırakmak
roll with the punch v. itiraz etmemek
roll in the aisles v. kıkır kıkır gülmek
roll with it v. katlanmak
roll out the red carpet for someone v. özel ilgi göstermek
roll out the red carpet v. önüne kırmızı halı sermek
roll over and play dead v. mücadeleyi bırakmak
roll in the aisles v. kıkırdamak
roll in v. oluk gibi akmak
roll over in one's grave v. mezarında kemikleri sızlamak
roll over in somebody's grave v. mezarında kemikleri sızlamak
roll in one's grave v. mezarında kemikleri sızlamak
roll one's sleeves up v. kolları sıvamak
roll with the punch v. kabullenmek
roll up one's sleeves v. kolları sıvamak
roll with the punches v. katlanmayı bilmek
roll over in someone's grave v. mezarında kemikleri sızlamak
be on a roll v. şansı açık olmak
roll with the punch v. sineye çekmek
roll up one's sleeves v. paçaları sıvamak
be on a roll v. şanslı gününde olmak
roll in money v. para içinde yüzmek
roll off the tongue v. söylenmesi çok kolay olmak
be on a roll v. tıkırında gitmek
ain't fittin' to roll with a pig v. üstü başı kir içinde olmak
take roll v. yoklama yapmak
take the roll v. yoklama yapmak
take the roll v. yoklama almak
call roll v. yoklama almak
roll out the red carpet v. yoluna halı döşemek
roll up in a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
take roll v. yoklama almak
call roll v. yoklama yapmak
call the roll v. yoklama almak
do a roll-call v. yoklama yapmak
roll with the punches v. zorluklara göğüs germek
roll with the punches v. üstesinden gelmek
roll back the clock v. zamanı geriye almak
roll up into a ball v. (utançtan/korkudan) tortop olmak
roll off the tongue v. (söylenmesi kolay olduğundan) ağızdan dökülmek
pay with the roll of the drum v. borçtan kaçmak
pay with the roll of the drum v. bir borcu ödemekten kaçınmak
pay with the roll of the drum v. borcu geçiştirmek
roll out the welcome mat (for somebody) v. sıcak karşılamak
roll out the welcome mat (for somebody) v. özenle ağırlamak
roll out the welcome mat (for somebody) v. özenli bir karşılama yapmak
roll out the welcome mat (for somebody) v. ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak
roll out the welcome mat (for somebody) v. ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) v. barodan atılmak
strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) v. barodan men edilmek
strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) v. baro levhasından silinmek
strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) v. (avukat) meslekten çıkarılmak
strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) v. barodan atılmak
strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) v. barodan men edilmek
strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) v. baro levhasından silinmek
strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) v. (avukat) meslekten çıkarılmak
roll back the years v. yıllara meydan okumak
roll back the years v. zamana meydan okumak
roll back the years v. nostalji uyandırmak
roll back the years v. geçmişe özlem duygusu yaratmak
make heads roll v. birkaç çalışanı kovmak
make heads roll v. birkaç çalışanı işten atmak
make heads roll v. bazı çalışanları göndermek
make heads roll v. cezalandırmak
make heads roll v. sözlü olarak saldırmak
make heads roll v. eleştirmek
make heads roll v. sert çıkmak
make heads roll v. azarlamak
roll in it v. çok zengin olmak
roll in it v. zenginlik/para içinde yüzmek
roll in it v. varlık içinde olmak
roll in it v. varlıklı olmak
roll in wealth v. çok zengin olmak
roll in wealth v. zenginlik/para içinde yüzmek
roll in wealth v. varlık içinde olmak
roll in wealth v. varlıklı olmak
strike someone off the roll v. (hukuk görevlisi) meslekten çıkarılmak/atılmak
strike someone off the roll v. barodan men edilmek
strike someone off the roll v. görevi kötüye kullandığı için avukatlık mesleğini/hukuki görevini yapmaktan men edilmek