ciddi ciddi - Turkish English Dictionary
History

ciddi ciddi



Meanings of "ciddi ciddi" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
ciddi ciddi seriously adv.

Meanings of "ciddi ciddi" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
ciddi serious adj.
ciddi critical adj.
General
ciddi müzik serious music n.
grup halinde sözde ciddi bir maksatla seyahat etme junketing n.
ciddi düşünme serious mindedness n.
ciddi tehlike serious danger n.
ciddi yenilgi body-blow n.
ciddi ve komedi içeriği olan oyun ya da roman seriocomic n.
ciddi durum plight n.
ciddi ilişki committed relationship n.
ciddi hata serious mistake n.
ciddi şirket serious company n.
ciddi ifade serious look n.
ciddi ifade serious expression n.
ciddi hukuki sonuç serious legal result n.
ciddi bir uyuşturucu alışkanlığı a serious drug habit n.
ilk ciddi saldırı first serious attack n.
ilk ciddi atak first serious attack n.
ciddi bir soru a serious question n.
ciddi mesele serious matter n.
ciddi kavga serious fight n.
ciddi uyarı serious warning n.
ciddi uyarı stern warning n.
ölümcül/ciddi yara fatal wound n.
ölümcül/ciddi yara mortal wound n.
ciddi konular grave matters n.
ciddi konular important matters n.
ciddi artış substantial increase n.
ciddi yanık severe burn n.
bir kişinin genellikle sağlıklı ve ciddi bir hastalığı olmadan geçirdiği yaşam süresi healthspan n.
ciddi olmayan kimse toyer n.
ciddi yanlış anlama embroglio n.
çok ciddi önlem extremity n.
ciddi hassasiyet jugular n.
ciddi sakatlık maim [obsolete] n.
ciddi yenilgi black eye n.
ciddi tiyatro legit n.
ciddi sahne legit n.
ciddi drama tiyatrosu legitimate n.
ciddi olarak görülen kimse legitimate n.
ciddi aksilik whammy n.
abd ve kanada'da 2015'ten sonra opioid bazlı uyuşturucu kullanımının/bağımlılığının/doz aşımı vakalarının ciddi derecede artması opioid epidemic n.
ciddi hata gutzer n.
ciddi gaf gutzer n.
ciddi yüz ifadesi long face n.
ciddi muamele rough n.
(sağlık, servet, onur, umut) tam hasara veya ciddi bozulmaya sebep olan şey ruination n.
ciddi tavırlı kimse owl n.
ciddi kimse oyster n.
diplomatik konularda ciddi sonuçlara yol açabilecek hareket incident n.
ciddi yiyecek kıtlığı famine n.
ciddi zihinsel yetersizlik feeblemindedness n.
ciddi ve ayrıntılı yazı discourse n.
aşırı ciddi olma primness n.
ciddi bir karar gerektiren durum scale n.
çok ciddi olan kadın schoolmarm [uk] n.
ciddi azarlama scold n.
ciddi husus serious n.
ciddi ve başarılı amatör simon-pure n.
ciddi kimse solemnizer [us] n.
ciddi kimse solemniser [uk] n.
ciddi sebep grave reason n.
ciddi başarısızlık severe failure n.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olma sobersidedness n.
ciddi ve vakur tavır somberness n.
ciddi ve vakur tavır sombreness n.
ciddi olmamak not to be serious v.
çok ciddi olmak mean business v.
ciddi sonuçlara sahip olmak have serious consequences v.
ciddi ve ayrıntılı bir şekilde yazmak discourse v.
yarı ciddi bir şekilde düşünmek toy with v.
ciddi olmak mean business v.
ile ciddi bir şekilde ilgilenmek come to grips with v.
ciddi bir hal almak (hastalık) become serious (illness) v.
çok ciddi davranmak prim v.
ciddi bir hal almak (hastalık) become severe (illness) v.
ciddi olarak işe koyulmak get down to work v.
ciddi bir hastalığa yakalanmak contract a serious illness v.
ciddi biçimde vurulmak be fatally shot v.
ciddi bir hastalığa yakalanmak contract a serious disease v.
ciddi kalmak keep a straight face v.
ciddi durmak keep a straight face v.
ciddi olarak düşünmek cogitate v.
ciddi bir rahatsızlık geçirmek have a serious disorder v.
ciddi bir rahatsızlığı olmak have a serious disorder v.
ciddi bulmak find something serious v.
daha ciddi yaklaşmak approach more seriously v.
daha ciddi yaklaşmak approach something more seriously v.
ciddi/gerçek bir salgına dönüşmek escalate into a real epidemic v.
ciddi bir şekilde sakatlanmak be seriously injured v.
ciddi bir ilişki istemek want a serious relationship v.
ciddi oranda sekteye uğratmak seriously cripple v.
ciddi olmak mean v.
(ciddi/önemli) saymak take v.
ciddi şekilde kınamak rark up v.
ciddi çaba sarf etmek do one's diligence v.
ciddi olmayan bir biçimde değerlendirmek toy v.
ciddi olmak mean v.
ciddi tartışmaya girmek wrestle v.
(niyet, ruh hali, tavır) ciddi bir şekilde değişmek break v.
(at) topuk eklemini destekleyen bağ dokuları veya kemikleri ciddi şekilde zedelemek break down v.
ciddi rol oynamak heavy v.
ciddi davranmak deadpan v.
ciddi tavır takınmak prim v.
ciddi giyinmek prim v.
ciddi yüz ifadesine bürünmek prim v.
ciddi gut adj.
ciddi unsmiling adj.
ciddi earnest adj.
ciddi forbidding adj.
ciddi momentous adj.
en ciddi most serious adj.
ciddi capital adj.
ciddi sober adj.
ciddi eventful adj.
ciddi lenten adj.
ciddi devout adj.
çok ciddi somber adj.
ciddi olmayan frivolous adj.
ciddi olan (kimse) intense adj.
ciddi important adj.
ciddi significant adj.
ciddi staid adj.
ciddi real adj.
çok ciddi solemn adj.
ciddi demure adj.
kadar ciddi as grave as adj.
aşırı ciddi as stiff as a ramrod adj.
ciddi sedate adj.
ciddi heavy adj.
ciddi critical adj.
ciddi businesslike adj.
ciddi austere adj.
aşırı ciddi prim adj.
çok ciddi prim adj.
ciddi nasty adj.
ciddi bad adj.
ciddi in earnest adj.
ciddi (bakış) straight adj.
kısmen ciddi semiserious adj.
ciddi owlish adj.
ciddi grave adj.
ciddi serious adj.
ciddi solemn adj.
ciddi straight adj.
ciddi deep adj.
çok ciddi desperate adj.
ciddi sober-minded adj.
ciddi weighty adj.
ciddi olmayan nonserious adj.
ciddi severe adj.
gayri ciddi unserious adj.
ciddi olmayan unserious adj.
ölümcül/ciddi yaralı fatally wounded adj.
ölümcül/ciddi yaralı mortally wounded adj.
çok ciddi sombre adj.
gayri ciddi light-minded adj.
ciddi görünen taciturn adj.
arada ciddi bir bağlılık sözünün olmadığı (seks, ilişki) casual adj.
ciddi no-nonsense adj.
ciddi derecede terrific adj.
ciddi tight adj.
aşırı ciddi trig adj.
ciddi earnestful [obsolete] adj.
ciddi earthshaking adj.
ciddi earth-shaking adj.
ciddi earthshattering adj.
ciddi earthshattering adj.
aşırı ciddi ultracritical adj.
aşırı ciddi ultraserious adj.
ciddi uncomic adj.
ciddi unfrivolous adj.
ciddi epochal adj.
ciddi ernestful [obsolete] adj.
ciddi laughterless adj.
ciddi king-size adj.
ciddi bir biçimde sakatlanmış maim [obsolete] adj.
ciddi major-league adj.
ciddi literal adj.
ciddi matronlike adj.
yarı şaka yarı ciddi half-joking adj.
yarı ciddi half-serious adj.
aşırı ciddi ve resmi olan (şey) wiggy adj.
soğuk ve ciddi harsh adj.
(tıpta) ciddi veya hayati tehlikesi olmayan minor adj.
ciddi high adj.
aşırı ciddi şekilde teklif edilen humorless adj.
aşırı ciddi şekilde teklif edilen humourless adj.
etkisi ciddi olmayan moderate adj.
aşırı ciddi olan mortal adj.
ciddi hasar almış busted adj.
ciddi şekilde yaralanmış busted adj.
ciddi rigorous adj.
ciddi hard-core adj.
çok ciddi davranan governessy adj.
ciddi dramatik rol ile ilgili heavy adj.
çok ciddi heavy-duty adj.
ciddi bir şekilde yaralanmamış ok adj.
ciddi bir şekilde yaralanmamış okay adj.
fazlasıyla ciddi overearnest adj.
çok ciddi overrigorous adj.
aşırı ciddi overserious adj.
son derece ciddi overserious adj.
çok ciddi overstrict adj.
ciddi inexorable adj.
ciddi inficete adj.
ciddi olmayan insincere adj.
ciddi good adj.
ciddi cothurnate adj.
ciddi douce [scotland] adj.
soğuk ve ciddi clinical adj.
çok ciddi sonuçları olan fateful adj.
ciddi ve kararlı deadly adj.
ciddi görünen deadpan adj.
en ciddi first-degree adj.
ciddi prayerful adj.
ciddi scarifying adj.
ciddi scrutinous adj.
ciddi self-contained adj.
hem ciddi hem komik olan seriocomic adj.
hem ciddi hem eğlenceli seriocomic adj.
(güldürü amaçlı) ciddi taklidi yapan seriocomic adj.
(eğlence amaçlı) ciddi gibi görünen seriocomic adj.
hem ciddi hem komik olan seriocomical adj.
hem ciddi hem eğlenceli seriocomical adj.
(güldürü amaçlı) ciddi taklidi yapan seriocomical adj.
(eğlence amaçlı) ciddi gibi görünen seriocomical adj.
hem ciddi hem komik olan serio-comic adj.
hem ciddi hem eğlenceli serio-comic adj.
ciddi sharp [obsolete] adj.
ciddi bir anlamı olmayan silly adj.
ciddi cruel adj.
ciddi pressing adj.
ciddi solid adj.
ciddi sobersided adj.
bakış açısı veya muamele bakımından tümüyle ciddi olan sobersided adj.
niyetinde ciddi solid adj.
karakteri ciddi olan solid adj.
ciddi starch adj.
ciddi stocky adj.
ciddi strange adj.
aşırı ciddi strict adj.
ciddi intense adj.
ciddi olarak seriously adv.
ciddi bir şekilde unsmilingly adv.
ciddi olarak severely adv.
ciddi olarak in sober earnest adv.
ciddi olarak critically adv.
ciddi bir şekilde staidly adv.
ciddi bir şekilde severely adv.
ciddi olarak devoutly adv.
ciddi olarak in earnest adv.
ciddi bir şekilde sedately adv.
ciddi mortally adv.
ciddi biçimde seriously adv.
ciddi olarak profoundly adv.
ciddi derecede critically adv.
ciddi olmayarak airily adv.
ciddi biçimde (yaralanmak vb.) gravely adv.
ciddi bir şekilde seriously adv.
ciddi bir şekilde acutely adv.
ciddi anlamda substantially adv.
ciddi manada substantially adv.
oldukça ciddi bir biçimde in all seriousness adv.
ciddi olarak substantially adv.
yarı şaka yarı ciddi half-jokingly adv.
ciddi ölçüde seriously adv.
ciddi ölçüde heavily adv.
ciddi bir şekilde in a businesslike manner adv.
yarı şaka yarı ciddi bir biçimde seriocomically adv.
şaka ile ciddi unsurları karıştırarak seriocomically adv.
yarı ciddi yarı komik şekilde seriocomically adv.
ciddi olarak agood adv.
ciddi derecede bad adv.
biraz ciddi a bit serious adv.
ciddi earnestly adv.
ciddi bir şekilde earnest [obsolete] adv.
ciddi bir şekilde earnestfully [obsolete] adv.
ciddi bir şekilde earth-shakingly adv.
ciddi bir şekilde earthshatteringly adv.
ciddi bir şekilde earth-shatteringly adv.
ciddi bir biçimde austerely adv.
ciddi olmayan bir şekilde facetiously adv.
ciddi olarak literally adv.
ciddi anlamda materially adv.
ciddi mortal [dialect] adv.
ölçülü ve ciddi bir tavırla gravely adv.
aşırı derecede ciddi biçimde gravely adv.
ciddi bir şekilde grievously adv.
aşırı ciddi bir şekilde overseriously adv.
ciddi şekilde ill [dialect] [uk] adv.
ciddi olmayan manada impalpably adv.
ciddi olmaksızın in joke adv.
ciddi bir şekilde down adv.
ciddi bir şekilde down adv.
ciddi görünerek deadpan adv.
ciddi bir şekilde starchedly adv.
ciddi bir şekilde starchly adv.
ciddi bir şekilde stiff adv.
ciddi ol get serious interj.
Phrasals
daha ciddi bir hal almasını sağlamak precipitate into something v.
ciddi çaba sarf etmek hunker down v.
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet (down) to (something or some place) v.
ciddi ölçüde gerilemek plummet (down) to (something or some place) v.
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet to something v.
ciddi ölçüde gerilemek plummet to something v.
(bir şeyi) pek ciddi olmadan düşünmek flirt with (something) v.
daha ciddi bir hal almak precipitate into (something) v.
daha ciddi (bir şeye) dönüşmek precipitate into (something) v.
daha ciddi (bir şeye) dönüştürmek precipitate into (something) v.
bir şeyi ciddi bir şeye dönüştürmek precipitate something into something v.
bir şeyi ciddi bir şey haline getirmek precipitate something into something v.
ciddi hasara uğratmak take out v.
güldüğü/dalga geçtiği/ciddi olmadığı için (bir fırsatı) kaybetmek laugh out of v.
ani/ciddi düşüş yaşamak plummet to v.
ciddi ölçüde gerilemek plummet to v.
daha ciddi bir hal almak precipitate into v.
daha ciddi (bir şeye) dönüşmek precipitate into v.
daha ciddi (bir şeye) dönüştürmek precipitate into v.
ciddi ciddi/adamakıllı aramak scratch around v.
Phrases
normalden daha büyük, ciddi, yoğun bir şey/kimse and a half expr.
Colloquial
ciddi bir mesaj a sobering message n.
ciddi bir kaos a serious chaos n.
ciddi bakış steely gaze n.
ciddi ilişkisi olan çift hot item n.
ciddi yüreklilik some nerve n.
ciddi olmayan (bir şey/hastalık, kırgınlık) a touch of (something) n.
ciddi olmayan bir hastalık, kırgınlık, rahatsızlık touch of something n.
ciddi gazete heavy n.
ciddi iş heavy lifting n.
ciddi olmayan şey light stuff n.
biriyle ciddi düşünmek be serious about her/him v.
ciddi bir iş konuşmak talk some serious business v.
ciddi olmak mean business v.
işinde çok ciddi olmak be all business v.
niyeti ciddi olmak mean business v.
ciddi olmak get serious v.
ciddi bir şekilde odaklanmak get serious v.
ciddi bir şekilde odaklan get serious v.
ciddi bir problemle uğraşmak be put to it v.
ciddi bir problemle uğraşmak put to it v.
ciddi kayıplara uğramak take a hammering v.
ciddi yenilgiye uğramak take a hammering v.
ciddi yenilgi almak take a hammering v.
ciddi zarar görmek take a hammering v.
ciddi oranda gerilemek/geri kalmak take a hammering v.
ciddi anlamda sekteye uğramak take a hammering v.
ciddi olmak play it straight v.
ciddi bir şekilde yapmak play it straight v.
ciddi davranmak play it straight v.
bombalayarak ciddi hasar vermek plaster v.
ciddi derecede terminal adj.
çok ciddi dead serious adj.
ciddi earth-shattering adj.
ciddi button-down adj.
ciddi hard-core adj.
son derece ciddi chronic adj.
tamamen ciddi no nonsense adj.
ile ciddi serious about adj.
hakkında ciddi serious about adj.
konusunda ciddi serious about adj.
(biriyle) ciddi serious about (someone) adj.
biriyle ciddi serious about someone adj.
ciddi bir şekilde right out adv.
ciddi misin? are you having a laugh? expr.
ciddi ol quit the funny stuff expr.
ciddi olmayan with a light heart expr.
ciddi ölçüde içen on a tear expr.
ciddi olamazsın (are) you kidding (me)? expr.
ciddi ol act your age expr.
ciddi ol be your age expr.
ciddi olamazsın you have got to be kidding (me) expr.
ciddi olamazsın you must be kidding (me) expr.
ciddi olamazsın what are you on? exclam.
ciddi misin? no kidding exclam.
ciddi söylüyorum upon my word exclam
Idioms
ciddi bağırsak enfeksiyonları summer complaints n.
başlangıçta iyi olup sonradan ciddi sorunlara neden olan şey a poisoned chalice n.
ciddi kapışma drag-out fight n.
ciddi bir ilişkiden yaklaşık yedi sene sonra başlayan aldatmaya meyilli olma durumu seven-year itch n.
ciddi kavga knock-down n.
ciddi kavga drag-out fight n.
ciddi sonuçlar the devil to pay n.
ciddi bir ilişkiden yaklaşık yedi sene sonra başlayan aldatmaya meyilli olma durumu the seven year itch n.
ciddi sorun vexed issue n.
ciddi olmayan ama kolay bulaşan hastalık the dreaded lurgy (brit) n.
ciddi kapışma knock-down n.
ciddi sorun vexed question n.
ciddi/kötü bir darbe a body blow n.
ciddi sorun fine kettle of fish n.
ciddi kavga bust-up n.
çok ciddi kişi/durum five-alarm fire n.
çok ciddi kişi/durum three-alarm fire n.
ciddi vaziyet/durum heavy scene n.
birine çok miktarda/ciddi eleştiri getirecek iş/dava hospital pass n.
ciddi bakış steely look n.
ciddi pazarlık a hard bargain n.
(birinin) önünde büyük/ciddi bir engel a millstone about (one's) neck n.
önünde büyük/ciddi bir engel a millstone around your neck n.
önünde büyük/ciddi bir engel a millstone round your neck [uk] n.
birinin önünde büyük/ciddi bir engel a millstone around somebody's neck n.
birinin önünde büyük/ciddi bir engel a millstone round somebody's neck n.
güçlü/ciddi bir yükseliş rising tide [cliché] n.
ciddi surat a straight face n.
ciddi ve resmi kimse a stuffed shirt n.
önemsiz/ciddi olmayan bir hastalık touch of something n.
ciddi sorun a vexed question n.
ciddi bir gelişme/düzelme a world of difference n.
ciddi iş heavy lifting n.
önünde büyük/ciddi bir engel millstone about neck n.
bir şeyi olduğundan daha ciddi/korkunç gösteren bir hikaye/söylenti scare story n.
ciddi bela devil to pay n.
ciddi adam sobersides n.
ciddi zorluklara rağmen devam etmek walk through the fire v.
bir şey hakkında ciddi ve açık bir biçimde düşündürtmek concentrate the mind v.
birisini ciddi manada düşünmeye sevk etmek give somebody food for thought v.
başı ciddi şekilde belada olmak have one's ass in a sling v.
birini ciddi/ağır biçimde kesmek cut someone to ribbons v.
başı ciddi şekilde belada olmak have got one's ass in a sling v.
birini ciddi anlamda azarlamak/paylamak call/bring someone to task v.
birini ciddi anlamda azarlamak/paylamak take someone to task v.
bir şeyi olduğundan daha önemli/ciddi imiş gibi göstermek make a song and dance about something v.
biriyle ciddi olmak be serious about someone v.
biriyle ilişkisi ciddi olmak be serious about someone v.
ciddi ciddi düşünmek put one's thinking cap on v.
ciddi durmak have a straight face v.
çok ciddi durmak keep a straight face v.
ciddi durmak keep a straight face v.
ciddi bir sorunu (başarıyla) atlatmak dodge the bullet v.
ciddi bir tehlikeyi atlatmak dodge the bullet v.
ciddi itirazda bulunmak have a beef with someone/something v.
ciddi/büyük oranda kesilmek be cut to the bone v.
ciddi bir anlaşmazlık içinde olmak be on a collision course v.
ciddi biçimde uyarmak get one's ears pinned back v.
güç bir işle ciddi olarak uğraşmak come to grips with v.
güç bir işle ciddi olarak uğraşmak get to grips with v.
(özellikle ciddi sorunlardan sonra) tekrar/yeniden başlamak pick up the threads of something v.
(bir şey için) iyi/ciddi bir şansı olmak have a fighting chance v.
(ufukta) ciddi bir olasılık olarak belirmek loom large on the horizon v.
(bir işte) ciddi olmak play for keeps v.
(ciddi olarak) düşünmeye başlamak put on one's thinking cap v.
ciddi bir hastalıktan kurtulmak be off the danger list v.
ciddi ciddi düşünmeye başlamak get (one's) thinking cap on v.
ciddi ciddi düşünmek get (one's) thinking cap on v.
ciddi olarak düşünmek have one's thinking cap on v.
(bir şeye) ciddi zarar vermek play old harry with (something) v.
ciddi bir konuyla alay etmek make a joke of something v.
ciddi bir konuda şaka yapıp gülmek make a joke of something v.
ciddi bir şeye gülmek make a joke of something v.
birine ciddi bir bilgi açıklamak lay a (heavy) trip on someone v.
(birini) ciddi şekilde yakmak (güneş) burn (someone) to a crisp v.
(birinde) ciddi güneş yanığı oluşturmak burn (someone) to a crisp v.
ciddi kayıplar yaşamak/vermek take a punishing v.
ciddi engellerle karşılaşmak take a punishing v.
ciddi bir hastalığı olmak be on the danger list v.
ciddi bir hastalıktan kurtulmak be off the danger list v.
(biriyle bir konuda) ciddi bir tartışma/çekişme içerisinde olmak be at loggerheads with (one) (over something) v.
ciddi şekilde sarsılmak be knocked sideways [uk] v.
başı ciddi/büyük belada olmak be toast v.
ciddi olmak be beyond a joke v.
ciddi olmak get beyond a joke v.
ciddi olmak go beyond a joke v.
birini ciddi benzetmek beat someone to a pulp v.
birini ciddi benzetmek smash someone to a pulp v.
(birini) ciddi benzetmek beat the (living) daylights out of (one) v.
(birini) ciddi benzetmek beat the hell out of (one) v.
(birini) ciddi benzetmek beat the living daylights out of v.
(birini) ciddi anlamda azarlamak/paylamak call (one) to task v.
(birini/bir şeyi) ciddi biçimde kesmek cut (someone or something) to ribbons v.
bir şeyi ciddi biçimde kesmek cut something to ribbons v.
bir şeyi ciddi biçimde kesmek tear something to ribbons v.
ciddi biçimde uyarılmak get ears pinned back v.
ciddi biçimde uyarılmak get one's ears pinned back v.
(biriyle) ciddi bir ilişkisi olmak go steady (with somebody) [old-fashioned] v.
(biri/bir şey hakkında) ciddi itirazda bulunmak/itirazı olmak have a beef with (someone or something) v.
ciddi bir yüz ifadesine sahip olmak have a long face v.
fazla ciddi olmamak keep (something) light v.
(ciddi bir şeyle) alay etmek make (a) nonsense of (something) v.
(ciddi bir şeye) alaycı bir şekilde yaklaşmak make (a) nonsense of (something) v.
(ciddi olarak) düşünmeye başlamak put on your thinking cap v.
ciddi ciddi düşünmek put thinking cap on v.
ciddi ciddi düşünmek put your thinking cap on v.
ciddi ciddi düşünmek get your thinking cap on v.
(bir şeyi) daha ciddi bir aşamaya getirmek/taşımak take (something) further v.
ciddi gerileme yaşamak take a drubbing v.
ciddi/büyük ölçüde gerilemek take a drubbing v.
ciddi kayba uğramak take a drubbing v.
ciddi eleştiriler almak take a drubbing v.
ciddi ve tehditkar bir durumda on the chopping block adj.
ciddi of consequence adj.
bundan sonra iş ciddi gloves are off expr.
bundan sonra iş ciddi the kid gloves are off expr.
çok ciddi iş no laughing matter expr.
ciddi bir zarar yoksa sorun da yoktur no harm no foul expr.
ciddi olmayarak with one's tongue in one's cheek expr.
ciddi ol! act your age! expr.
ciddi olmaksızın for fun expr.
daha hafif/az ciddi bir konu olarak on a lighter note expr.
(ve) bu ciddi bir miktar (para) (and) that ain't hay expr.
ciddi olmayarak (with) tongue in cheek expr.