yavaşça - Turkish English Dictionary

yavaşça

Meanings of "yavaşça" in English Turkish Dictionary : 24 result(s)

Turkish English
Common Usage
yavaşça slowly adv.
"I will never forget you," Camilla said slowly.
Camilla yavaşça, “Seni asla unutmayacağım,” dedi.

More Sentences
General
yavaşça slowly adv.
Slowly, it is true, but spreading nonetheless.
Yavaşça, doğru, ama yine de yayılıyor.

More Sentences
yavaşça gently adv.
John gently shook the lady's hand.
John yavaşça kadının elini sıktı.

More Sentences
yavaşça slow adv.
You should hold the rope slower.
Halatı az daha yavaşça tutmalısın.

More Sentences
Technical
yavaşça gently adv.
Do it gently to avoid any injuries.
Herhangi bir yaralanmayı önlemek için bunu yavaşça yapın.

More Sentences
yavaşça slightly adv.
The patient moved his lips slightly.
Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.

More Sentences
General
yavaşça quite slowly adv.
yavaşça gingerly adv.
yavaşça laggardly adv.
yavaşça soft adv.
yavaşça in quiet adv.
yavaşça languishingly adv.
yavaşça quietly adv.
yavaşça sluggishly adv.
yavaşça tardily adv.
yavaşça edgingly adv.
yavaşça lightly adv.
yavaşça fair [obsolete] adv.
yavaşça hooly [scotland] adv.
yavaşça ginger [dialect] adv.
Colloquial
yavaşça nice and slow expr.
Idioms
yavaşça nice and easy expr.
Music
yavaşça lento adv.
yavaşça tardo adv.

Meanings of "yavaşça" with other terms in English Turkish Dictionary : 192 result(s)

Turkish English
General
yavaşça yürümek lumber v.
Mrs. Quinn lumbered towards the door.
Bayan Quinn, yavaşça kapıya yürüdü.

More Sentences
yavaşça yürümek walk slowly v.
The old man walked slowly.
Yaşlı adam yavaşça yürüdü.

More Sentences
yavaşça çekmek stroke v.
She stroked the child’s hair from her eyes and planted a kiss on her cheek.
Çocuğun saçlarını yavaşça gözlerinden çekip yanağına bir öpücük kondurdu.

More Sentences
yavaşça yürüme lumbering n.
yavaşça veya gizlice tecavüz etme (hak, mülk) encroaching n.
dirence karşı yavaşça ilerleme working [rare] n.
yavaşça boşaltma decantation n.
yavaşça aktarma decantation n.
(sıvı) yavaşça sızması drizzle n.
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı hareket press n.
toprağın altındaki bir sıvının yavaşça yüzeye çıktığı ve sıklıkla bir havuz oluşturduğu yer seep n.
yavaşça vurmak (beyzbol) bunt v.
yavaşça inlemek whimper v.
yavaşça yok olmak peter out v.
yavaşça sallamak joggle v.
yavaşça yürümek dade v.
fırlatmak (yavaşça/rastgele) toss v.
saçmak (yavaşça/rastgele) toss v.
atmak (yavaşça/rastgele) toss v.
yavaşça gezdirmek trail v.
yavaşça katmak blend in v.
ayağını debriyajdan yavaşça çekmek let the clutch out slowly v.
yavaşça akmak dribble v.
(gemi) suda yavaşça ilerlemek float through something v.
(bulut) gökyüzünde yavaşça süzülmek float through something v.
motor sesi çıkararak yavaşça ilerlemek chug v.
yavaşça azalmak trickle v.
yavaşça ilerlemek whig v.
yavaşça infilak etmek hang v.
yavaşça geçmek hang v.
yavaşça ve zorlukla ilerleme kaydetmek work v.
yavaşça atmak huck v.
yavaşça yukarı aşağı hareket etmek (deniz, gemi) loom [obsolete] v.
yavaşça akmak (su) gleet v.
sesin tonunu veya seviyesini yavaşça yükseltip alçaltmak ripple v.
yavaşça hareket etmek dacker [scotland/north england] v.
yavaşça hareket etmek daiker v.
yavaşça suya daldırmak dap v.
yavaşça ilerlemek loiter v.
yavaşça solmak ooze v.
yavaşça yok olmak ooze v.
(döküm, kalıp) yüzeye yavaşça gömülmek die v.
yavaşça ilerlemek dogtrot v.
yavaşça ilerlemek drag v.
yavaşça hareket etmek dretch [dialect] [uk/scotland] v.
yavaşça göç etmek drift v.
yavaşça süzülerek alçalmak drip v.
yavaşça taşmak drip v.
yavaşça yüzmek paddle v.
yavaşça kendi etrafında dönmek pirouette v.
yavaşça ilerlemek shlep v.
yavaşça ilerlemek schlep v.
yavaşça ilerlemek schlepp v.
yavaşça girmek serpentine v.
yavaşça sızmak serpentine v.
yavaşça ilerlemek shaffle [dialect] [uk] v.
yavaşça sallamak shoggle v.
yavaşça yerleştirmek place gently v.
yavaşça koymak place gently v.
yavaşça tüketerek azaltmak fret v.
yavaşça ilerlemek putt v.
yavaşça birikmek stand v.
yeniden atmak (yavaşça/rastgele) retoss v.
yavaşça veya gizlice tecavüz edilmiş (hak, mülk) encroached adj.
yavaşça sızmak oozing adj.
sesli harfleri uzatarak yavaşça yapılan (konuşma) drawn-out adj.
yavaşça (yükselen meyil) gently adv.
yavaşça koşarak ajog adv.
yavaşça ama istikrarlı bir şekilde slowly but surely adv.
Phrasals
yavaşça içeri girmek creep in v.
yavaşça içeri girmek sneak in v.
yavaşça içeri süzülmek sneak in v.
yavaşça içeri süzülmek creep in v.
(yavaşça) geçip gitmek drift off v.
yavaşça hareket etmek/ilerlemek drift off v.
yavaşça/sessiz/sakin bir şekilde yol almak/ilerlemek/dönmek roll along v.
yavaşça ve dikkatlice hareket etmek ease into v.
yavaşça geçmek saunter along v.
yavaşça bir şeyin üzerinde/yanında hareket etmek/sürünmek creep along (something) v.
yavaşça sürünmek creep along (something) v.
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak bump (up) against someone or something v.
(birine/bir şeye) yavaşça vurmak bump (up) against (someone or something) v.
yavaşça gitmek shuffle off v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep across something v.
yavaşça sokulmak creep under something v.
yavaşça sokulmak creep across something v.
(ışık, sis) yavaşça kaplamak creep across something v.
yavaşça sokulmak creep over someone or something v.
(ışık, sis) yavaşça kaplamak creep over someone or something v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep over someone or something v.
yavaşça yere doğru süzülmek flutter down v.
yavaşça süzülerek düşmek flutter down v.
suyun üstünde yavaşça (birine/bir şeye doğru) sürüklenmek drift back (to someone or something) v.
bir şeyden yavaşça akmak ooze from v.
geride yavaşça görünmez olmak fade back v.
(ağrı) yavaşça parmaklarına vs. çekilmek fade back v.
geriye yavaşça çekmek ease back v.
(ışık, sis) yavaşça kaplamak creep across something v.
yavaşça sokulmak creep across (something) v.
yavaşça sokulmak creep across something v.
(ışık, sis) yavaşça yayılmak creep across something v.
yavaşça ilerlemek jog along v.
yavaşça ilerlemek jog on v.
bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak ease (someone or something) along v.
yavaşça gitmek potter along v.
yavaşça gitmek putter along v.
-e yavaşça vurmak bump against v.
eliyle yavaşça/hafifçe vurmak clap on v.
yavaşça yayılmak creep across v.
yavaşça sürünmek creep along v.
yavaşça içeri süzülmek creep into v.
üzerinde/yanında yavaşça hareket etmek/sürünmek creep along v.
yavaşça sokulmak creep under v.
(birine/bir şeye) yavaşça sokulmak creep up on (someone or something) v.
yavaşça sokulmak creep across v.
boyunca yavaşça sürünmek/hareket etmek creep along v.
yavaşça sokulmak creep up v.
yavaşça kaplamak creep across v.
(bir yerden/şeyden) dikkatlice/yavaşça çıkarmak ease out of (something) v.
yavaşça girmek ease in v.
yavaşça sokmak ease in v.
üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça süzülmek float through v.
üzerinden/vasıtasıyla/boyunca yavaşça ilerlemek float through v.
(aracı) yavaşça bir yerin dışına doğru sürmek nudge out v.
(aracı) yavaşça bir yerden dışarı çıkarmak/sürmek nudge out v.
yavaşça çıkmak trickle out (of something) v.
(bir şeyden/bir yerden) yavaşça çıkmak trickle out (of something or some place) v.
yavaşça girmek trickle in v.
(atı) yoğun antrenmandan sonra teri soğuyup dinlenene kadar yavaşça sürmek cool out v.
Colloquial
yavaşça ilerlemek inch up v.
yavaşça yükseltmek inch up v.
yavaşça yaklaştırmak inch up v.
yavaşça ilerletmek inch up v.
yavaşça yaklaşmak inch up v.
yavaşça dans eden smoochy [uk] adj.
Idioms
yavaşça geri çekmek ease back on v.
bir şeyin yanından (yavaşça/dikkatlice) geçmek make one's way along something v.
masanın altından yavaşça ayağıyla ayağını okşamak/ayağına sürtünmek play footsie v.
masanın altından yavaşça ayağıyla ayağını okşamak/ayağına sürtünmek play footsies v.
masanın altından yavaşça ayağına dokunmak play footsies v.
masanın altından yavaşça ayağına dokunmak play footsie v.
Technical
yavaşça suverme slack quenching n.
(çömlek gereç) yavaşça yumuşamak squat v.
Computer
yavaşça gerçekleştiriliyor jogging expr.
Television
televizyon veya sinema ekranında yavaşça geçerek bilgi veren metin crawl n.
ekrandan yavaşça geçen başlık grubu crawl n.
Automotive
frenden ayağı çok yavaşça çekme feathering off the brake n.
Marine
yavaşça ve nazikçe kürek çekmek paddle v.
yavaşça ve dikkatlice handsomely adv.
yavaşça ve dikkatlice handsome [dialect] adv.
Medical
(yavaşça emilmek üzere vücuda enjekte edilen) ilaç kütlesi depot n.
Psychology
yavaşça delirmek descent into madness v.
Pharmaceutics
yavaşça emilen repository adj.
Gastronomy
çok düşük ısıda yavaşça pişirilen sebze veya meyvelerle yapılan güveç tzimmes n.
çok düşük ısıda yavaşça pişirilen sebze veya meyvelerle yapılan güveç tsimmes n.
şeker ve yumurta beyazı karışımının fırında yavaşça pişmesi ile yapılan bir şekerleme meringue kiss n.
(çırpılmış bir karışımı) altı üstüne gelecek şekilde kaşık yardımı ile yavaşça başka malzemelerle karıştırmak fold v.
(sebze) ağzı kapalı tencerede tereyağında yavaşça ısıtmak sweat v.
kaynayan suyun ince çekilmiş kahve içinden yavaşça damlatılmasıyla yapılan (kahve) drip adj.
Chemistry
levülozun yavaşça ısıtılması ile elde edilen ve mayalanamayan bir karbonhidrat levulosan n.
Astronomy
zaman içinde yavaşça değişen (astronomik olgu) secular adj.
Botanic
besleyici sıvıların toprağa yavaşça damlatıldığı hidroponik bir bitki yetiştirme yöntemi drip culture n.
Agriculture
(sürüyü) otlamalarına izin verecek şekilde yavaşça gütmek drift v.
Environment
etkisini yavaşça yitiren persistent adj.
Geology
(kaya) yavaşça batmak work v.
(kaya) yavaşça yükselmek work v.
(kaya) yavaşça kaymak work v.
(kaya) yavaşça hareket etmek work v.
Military
halterin omuz yüksekliğine getirildikten sonra yavaşça yukarı kaldırıldığı bir ağırlık kaldırma hareketi military press n.
(birlikler) yavaşça bir tarafa hareket etmek shog v.
Sport
(krikette) yüksek kavis yapacak şekilde yavaşça atılan top lob n.
vurma anında sopayı geri çekerek ve atıcıya doğru dönmeden yavaşça vurmak drag v.
(topa) yerde yavaşça sekecek şekilde güçsüz vurmak dribble v.
halteri omuz yüksekliğine getirdikten sonra yavaşça yukarı kaldırmak press v.
Basketball
yüksekten ve yavaşça atılan pas looping pass n.
Baseball
topa yavaşça vuran kimse bunter n.
solak vurucunun birinci kaleye doğru giderken topa yavaşça vurması drag bunt n.
kale koşucusunun topa yavaşça vurarak sayıya doğru ilerlemesini sağlamak bunt v.
birinci kaleye doğru koşarken (topa) yavaşça vurmak drag bunt v.
(topa yavaşça vuran vurucu) yerinden çıkarak atıcı ile yüz yüze gelmek square around v.
Art
(balede) tek ayak üzerinde yavaşça dönüş promenade n.
Music
bir notanın perdesini yavaşça değiştirmek bend v.
Cinema
(görüntü veya ses) yavaşça kaybolmak dissolve v.
Latin
yavaşça acele ettirmek festina lente v.
yavaşça acele et festina lente expr.
Archaic
yavaşça aşağıya doğru akma lapse n.
yavaşça girme insinuation n.
bir şeyin yanından (yavaşça/dikkatlice) geçmek trace v.
(bezelye) yavaşça kaynatmak parch v.
yavaşça giren insinuating adj.
yavaşça içe işleyen insinuating adj.
Slang
(masanın altından) yavaşça (birinin) ayağına dokunmak play footsie (with somebody) v.