game - Turco Inglés Diccionario
Historia

game

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "game" en diccionario turco inglés : 92 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
game n. oyun
General
game n. karşılaşma
game n. eğlenme
game n. oyunlarda parti
game n. parti
game n. sakat (kol/bacak)
game n. eğlence
game n. spor
game n. meslek
game n. av hayvanı
game n. şaka
game n. savaş
game n. tertip
game n. av eti
game n. dolap
game n. cesur
game n. maç
game n. şikar
game n. av
game n. oyun
game n. hile
game n. kumar
game n. strateji
game n. plan
game n. yöntem
game n. yol
game n. taktik
game n. kazanmak için gereken skor sayısı
game n. bazı kart oyunlarında en yüksek puanlı kartlara sahip olan oyunculara verilen puan
game n. bazı kart oyunlarında on puanlık koz
game n. bazı kart oyunlarında teklif verene yükümlülükler getiren teklif veya deklarasyon
game n. skor
game n. bir ligdeki takımların göreceli rekabet durumunu ölçmek için kullanılan istatistiksel birim
game n. yarışmada oynama şekli, niteliği veya tarzı
game n. oyun kuralları
game n. oyunda yön
game n. oyunda aşama
game n. yarışma
game n. rekabet
game n. mücadele
game n. hedef nesnesi
game n. saldırı nesnesi
game n. oyun ekipmanı
game n. yasak olmayan av
game n. zafer
game n. galibiyet
game n. hafife alınan şey
game n. spor
game v. kumar oynamak
game v. aldatmak
game v. kandırmak
game v. rol yapmak
game v. bilgisayar oyunu oynamak
game v. kanundaki açıkları kullanmak
game v. oyuna getirmek
game adj. aksak
game adj. hazır
game adj. topal
game adj. hevesli
game adj. sakat
game adj. yiğit
game adj. gözü pek
game adj. oyunsal
game adj. oyuna ait
game adj. oyunla ilgili
game adj. av hayvanlarına ait
game adj. (hayvan) dövüşken
game adj. ısrarcı
Colloquial
game n. yasa dışı faaliyet
game n. raket
game adj. ilgili
game adj. meraklı
game adj. istekli
game adj. hevesli
Computer
game n. (kısaca) bilgisayar oyunu
Math
game n. oyun
Linguistics
game n. oyun
Military
game n. savaş oyunu
Archaic
game n. av kuşlarına özgü dövüşkenlik
game n. mücadeleci ruh
game n. cesaret
game v. kumarda kaybetmek
game v. kumarda çarçur etmek
Ornithology
game n. kuğu sürüsü
game n. kümes hayvanı
Slang
game n. sıra dışı yetenek
game n. olağanüstü yetenek
game n. cazibe
game n. flört yeteneği
game n. baştan çıkarma yeteneği
game n. baştan çıkarıcılık
game v. (erkek) baştan çıkarma stratejisi uygulamak

Significados de "game" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
game country n. avlak
gambling game n. kumar oyunu
the name of the game n. asıl sorun
game shows n. oyun şovları
card game n. iskambil
game preserve n. av hayvanları için ayrılmış yer
bunco game n. dolandırıcılık
confidence game n. üçkağıtçılık
ball game n. vaziyet
a kind of dice game n. barbut
video game n. bilgisayar oyunu
game fowl n. kümes hayvanı
turkey's official football betting game n. iddaa
game equipment n. oyun ekipmanı
fantasy game n. hayal oyunu
running game n. koşu oyunu
away game n. deplasman maçı
ball game n. top oyunu
game bag n. celbe (avcı)
ball game n. durum
game fish n. avlanınca direnen balık
game show n. oyun spor gösterisi
shell game n. üçkağıtçılık
confidence game n. dolandırıclık
game plan n. oyun planı
game of chance n. kumar oyunu
football game n. futbol
skin game n. üçkağıt
golf game n. golf oyunu
card game n. iskambil oyunu
party game n. parti oyunu
game bag n. av çantası
guessing game n. tahmin oyunu
poker game n. poker oyunu
black game n. kayıntavuğu
game animal n. av hayvanı
game bird n. av kuşu
game warden n. av bekçisi (resmi)
away game n. deplasman
return game n. rövanş maçı
game licence n. av ruhsatı
game theory n. oyun teorisi
rigged game n. şike
skin game n. dolandırıcılık
confidence game n. dolandırıcılık
volleyball game n. voleybol maçı
game law n. avcılık hukuku
table game n. masa oyunu
zero sum game n. sıfır toplamlı oyun
thrown game n. şike
ball game n.
video game n. video oyunu
game of chance n. şans oyunu
big game n. büyük hayvan avı
chess game n. satranç oyunu
fair game n. yasak olmayan av
zero sum game n. toplamı sıfır olan oyun
confidence game n. sahtekarlık
confidence game n. dolandırma
action game n. aksiyon oyunu
game language n. oyun dili
game park n. vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan
game reserve n. vahşi hayvanların doğal hayatlarını devam ettirdikleri geniş alan
mind game n. zeka oyunu
name of the game n. konunun özü
game tricks n. oyun hileleri
game arcade n. atari salonu
game arcade n. oyun salonu
game center arcade n. oyun salonu
video game arcade n. atari salonu
video game arcade n. oyun salonu
game center arcade n. atari salonu
the game is up n. oyun bitti
con game n. alavere dalavere
bunco game n. alavere dalavere
bunko game n. alavere dalavere
confidence game n. alavere dalavere
game room n. oyun odası
game-changing technology n. oyunun kurallarını değiştiren teknoloji
rules of the game n. oyunun kuralları
management game n. yönetim oyunu
nested game n. yuvalanmış oyun
non-cooperative game n. işbirliksiz oyun
nested game n. içice oyun
stochastic game n. rasgele oyun
glad game n. mutluluk oyunu
game keeper n. kolcu
game of hazard n. talih oyunu
game of hazard n. kumar
game keeper n. bekçi
game law n. av yasası
game meat n. av ürünleri
game meat n. av etleri
fair game n. alay konusu olabilecek kimse
board game n. masa oyunu
dangerous game n. tehlikeli oyun
game center n. oyun merkezi
in the rest of the game n. oyunun geri kalanında
creative game n. yaratıcı oyun
game frenzy n. oyun çılgınlığı
game madness n. oyun çılgınlığı
rest of the game n. oyunun geri kalanı
rest of the game n. maçın geri kalanı
heads or tails game n. yazı tura oyunu
cat and mouse game n. kedi fare oyunu
indoor game n. iç mekan oyunu
pinball game n. tilt oyunu
mental game n. zihinsel oyun
a game plan n. bir oyun planı
laws of the game n. oyunun kuralları
a game addict n. oyun bağımlısı
handheld video game n. avuç içi oyun
dress-up game n. giysi oyunu
the most watched game of the week n. haftanın en çok izlenen maçı
the game plan n. oyun planı
line game n. çizgi oyunu
bucket game n. kova oyunu
brick game n. tuğla oyunu
the game philosophy n. oyun felsefesi
game show n. yarışma programı
string game n. ip oyunu
rope game n. ip oyunu
scratch game n. kazı kazan kartı
scratch game n. kazı kazan
scratch game n. kazı kazan bileti
train game n. tren oyunu
ball game n. basketbol/beysbol veya amerikan futbolu (us)
ball game n. top ile oynan oyunun (uk)
charity game n. bağış toplama amacıyla düzenlenen eğlence yarışması
game of draught n. dama (oyunu)
game on n. oyuna başlama işareti/sinyali
an old table game like domino n. aznif
role-playing game n. rol yapma oyunu
game store n. oyun mağazası
game store n. oyun dükkanı
game line n. oyun sırası
game board n. oyun tahtası
zero-sum game n. iki tarafın da aynı oranda kazanması veya kaybetmesi
world of game n. oyun dünyası
game world n. oyun dünyası
game request n. oyun isteği
guessing game card n. tahmin oyunu kartı
counting-out game n. sayışmaca
counting-out game n. sayışmaca oyunu
the purpose of the game n. oyunun amacı
computer game designer n. bilgisayar oyunu tasarımcısı
previous game n. önceki oyun
basketball game n. basketbol maçı
game player stats n. oyuncu istatistikleri
board game n. kutu oyunu
badger game n. tuzak kurarak birini yüz kızartıcı duruma düşürüp, olayı ifşa etme tehdidiyle şantaj yapma
strap game n. kemerle oynanan bir tür oyun
experimental game n. deneysel oyun
experimental game theory n. deneysel oyun teorisi
a' game n. kişinin en iyi performansı
game of the year (goty) n. yılın oyunu
game of the year (goty) n. senenin oyunu
end game n. son evre
end game n. son aşama
child's game n. çocuk oyunu
game day n. oyun günü
word game n. kelime oyunu
word game n. sözcük oyunu
big game n. büyük av hayvanı
may game n. mayıs ayındaki bahar kutlamalar kapsamında düzenlenen eğlence
may game n. 1 mayıs kutlamasında düzenlenen eğlence
may game n. alay konusu
may game n. gülünecek kişi
may game n. maskara
may game n. soytarı
middle game n. masa oyunlarında oyunun orta safhası
head game n. manipüle etmek veya küçümsemek için kullanılan psikolojik taktik
head game n. akıl oyunu
mug's game n. karsız faaliyet
mug's game n. faydasız meşguliyet
game license n. av ruhsatı
the game n. sessiz sinema oyunu
game egg n. dövüş horozu yumurtası
game face n. oyun öncesi bir sporcunun kararlılık ve konsantrasyon gösteren yüz ifadesi
game face n. sahte yüz ifadesi
game face n. gerçek duyguları gizleyen yüz ifadesi
game fish n. somongillere ait balık
game fish n. av balığı
game fish n. avlanması yasak olmayan balık
game fowl n. dövüş horozu
game license n. avlanma izni
game plan n. strateji
game preserver n. sahip olduğu arazideki hayvanların avlanmasına izin vermeyen arazi sahibi
game-changer n. bir şeyin yapılma veya düşünülme şeklini önemli ölçüde değiştiren şey
go game n. bir tür tahta oyunu
murphy game n. değerli eşyanın yerine genellikle kapalı zarfta değersiz bir şey konularak yapılan dolandırıcılık
zero-sum game n. bir tarafın kazanırken diğer tarafın kaybetmesi
tag game n. ebelemece
game master n. oyun ustası
drawn game n. iki tarafın da kazanmadığı durum
drawn game n. çekişmeli durum
consolation game n. turnuvayı ilk aşamalarda kaybedenler arasında düzenlenen müsabaka
console game n. konsol oyunu
console game n. oyun konsolunda oynanan oyun
panel game n. kerhanede hırsızlık
panel game n. prefabrik ev hırsızlığı
panel game n. panel şovu
panel game n. ünlülerin yer aldığı oyun gösterisi
parlor game n. özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun
parlour game n. özel ekipman gerektirmeksizin iç mekanda oynanabilen oyun
practice game n. idman maçı
practice game n. skoru sezon kayıtlarına geçmeyen maç
scrub game n. antrenmansız oyuncuların yaptığı maç
shooter game n. vuruş oyunu
indie game n. bağımsız video oyunu
aa (double-a) game n. orta bütçeli video oyunu
aaa (triple-a) game n. yüksek bütçeli video oyunu
open world game n. açık dünya oyunu
shooter game n. savaş oyunu
play a double game v. iki tarafı da idare etmek
make a game of v. gırgıra almak
play a double game v. ikili oynamak
not to play the game v. mızıkçılık etmek
play a game of billiards v. bilardo oynamak
give the game away v. ihanet etmek
get out the game v. oyundan çıkmak
lose a game v. oyun vermek
spoil the game v. oyun bozmak
play the game v. dürüstçe hareket etmek
run a game v. bir oyun işletmek
call the game off v. oyunu iptal etmek
make a game of v. alay etmek
win a game v. oyun almak
rig a game v. şike yapmak
play the game by the rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play the glad game v. polyannacılık oynamak
play the game by its rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play computer game v. bilgisayar oyunu oynamak
play computer game v. bilgisayar oynamak
win the game v. maçı galip bitirmek
win the game v. maçtan galip ayrılmak
win the game v. maçı kazanmak
win the game v. maçı galibiyetle bitirmek
win the game v. maçı galibiyetle tamamlamak
win the game v. maçı galibiyetle kapatmak
win the game v. maçı galip tamamlamak
play a game v. oyun oynamak
entertain the children with a game v. çocukları bir oyunla eğlendirmek
watch a hockey game v. hokey maçı izlemek
lose the game v. oyunu kaybetmek
play a card game v. kart oyunu oynamak
play okey game v. okey oynamak
die game v. kanının son damlasına kadar mücadele etmek
preserve game v. tükenmelerini engellemek için av hayvanlarını korumak
die game v. savaşarak ölmek
game-changing adj. yenilikçi
game-changing adj. oyunun kurallarını değiştiren
game-ending adj. oyun bitirici
in-game adj. oyun içi
game-ball adj. (insan) turp gibi
game-ball adj. (düzenleme, plan) mükemmel
at the game adv. iş üstünde
beyond the game adv. oyunun ötesinde
ahead of the game adv. avantajlı durumda
Phrasals
a computer game n. bir bilgisayar oyunu
game out v. (bir şeyin nasıl olduğunu, başarıldığını) araştırmak
game out v. (bir şeyin nasıl olduğuyla ilgili senaryoları, olasılıkları, stratejileri) incelemek/araştırmak
game out v. oyundan çıkmak
game out v. oyunu kapatmak
Phrases
game, set, match n. oyun, set ve maç
game, set, match n. zafer
game, set, match n. galibiyet
the game is up expr. plan suya düştü
new day new game expr. yeni gün yeni oyun
Proverb
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünmek zorunda
self-preservation is the name of the game herkes önce kendini düşünür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz büyük resmi görür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz olayın tamamını görür
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektif bir görüşe/anlayışa sahiptir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha objektiftir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz duruma daha objektif yaklaşır
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha geniş bir bakış açısına sahiptir
onlookers see most of the game olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir
onlookers see most of the game dışarıdan bakan bir göz daha fazla şeyin farkına varabilir
football's a game of two halves (futbol maçında) ikinci yarıda her şey değişebilir
football's a game of two halves (futbolda) maç sonuna kadar hiçbir şey belli olmaz
football's a game of two halves (futbolda) ikinci yarının sonuna kadar sonuç belli olmaz
lookers-on see most of the game dışarıdan bakanlar daha fazla şey görür
lookers-on see most of the game seyirciler daha fazla şey görür
Colloquial
shell game n. üçkağıt
shell game n. bul karayı al parayı
a mug's game n. aptal oyunu
a mug's game n. başarısız girişim
con game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
bunko game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
bunco game n. bir kimseyi güveninden yararlanarak dolandırma
a game sexual in nature n. cinselliğe dayanan bir oyun
con game n. dolandırıcılık
bunco game n. dolandırıcılık
bunko game n. dolandırıcılık
bunco game n. güveni suistimal suçu
con game n. güveni suistimal suçu
bunko game n. güveni suistimal suçu
game face n. yüze takınılan kararlı ifade
easy game n. kolay lokma
(one's) game n. (birinin) planı
(one's) game n. (birinin) gündemi
(one's) game n. (birinin) altta yatan düşüncesi
(one's) game n. (birinin) motivasyonu
(one's) game n. (birinin) asıl niyeti
(one's) game n. (birinin) aklından geçenler
(one's) game n. (birinin) planladığı oyun/numara
game time n. oyun zamanı
game time n. harekete geçme zamanı
game time n. işe koyulma zamanı
game time n. işe başlama zamanı
game time n. yapılması gerekenleri yapma zamanı
big game n. büyük oyun
big game n. önemli veya tehlikeli bir girişimin amacı
easy game n. kolay kandırılabilir kimse
easy game n. kolay lokma
easy game n. enayi
easy game n. yolunacak kaz
easy game n. kolay kanan kimse
easy game n. kolay kafalanan kimse
easy game n. kolay dümene gelen kimse
easy game n. kolay üçkağıda gelen kimse
easy game n. kolay kazıklanan kimse
easy game n. hemen inanan/ikna olan kimse
anyone's game n. herkesin kazanma şansı olduğu oyun
anyone's game n. kimsenin avantajlı durumda olmadığı oyun
somebody’s (little) game n. birinin (küçük) oyunları/oyunu
somebody’s (little) game n. birinin hilesi
somebody’s (little) game n. birinin dümeni
somebody’s (little) game n. birinin üçkağıdı
somebody’s (little) game n. birinin numarası
somebody’s (little) game n. birinin planı
somebody’s (little) game n. birinin niyeti
somebody’s (little) game n. (küçük) oyunların/oyunun
somebody’s (little) game n. hilen
somebody’s (little) game n. dümenin
somebody’s (little) game n. üçkağıdın
somebody’s (little) game n. numaran
somebody’s (little) game n. planın
somebody’s (little) game n. niyetin
make game of v. gırgıra almak
make game of v. alay etmek
spoil the game v. oyununu bozmak
spoil the game v. oyunu bozmak
have game v. bir şeyde iyi olmak
have game v. bir şeyde uzman/usta olmak
have game v. yeteneği olmak
have game v. hevesi olmak
have game v. işi bitmemiş olmak
have game v. cesareti olmak
be game v. istemek
be game v. istekli olmak
be game v. can atmak
be game v. gönüllü olmak
ahead of the game adj. rakiplerinden önde
one more game expr. bir oyun daha
oldest game in the world expr. dünyadaki en eski oyun
a little game expr. küçük bir oyun
at your own game expr. kendi oyunuyla
at your own game expr. kendi oyununda
let the game begin expr. oyun başlasın
your (little) game expr. senin küçük oyunun
your (little) game expr. senin numaran
your (little) game expr. senin hilen
your (little) game expr. senin küçük planın
in the game expr. oyunda
in the game expr. oyunun içinde
in the game expr. bir şeye aktif olarak katılan
in the game expr. oyuna girmiş
in the game expr. oyunda kazanma şansı hala olan
what is your game? expr. neyin peşindesin?
what is your game? expr. amacın ne?
what is your game? expr. asıl niyetin ne?
what's your game? expr. neler oluyor?
what's your game? expr. ne yapıyorsun?
what's your game? expr. neyin peşindesin
what's your game? expr. ?
what's your game? expr. amacın ne?
what's your game? expr. ne planlıyorsun?
what's your game? expr. asıl niyetin ne?
what's the game? expr. neler oluyor?
what's the game? expr. ne yapıyorsun?
what's the game? expr. neyin peşindesin
what's the game? expr. ?
what's the game? expr. amacın ne?
what's the game? expr. ne planlıyorsun?
what's the game? expr. asıl niyetin ne?
game on expr. hazırım
game on expr. varım
has got game expr. kabiliyeti var
what is (someone's) game? expr. (birinin) amacı ne?
what is (someone's) game? expr. (birinin) niyeti ne?
Idioms
game changer n. çığır açan
a game of musical chairs n. (şirkette) pozisyon değişimi
a losing game n. umutsuz vaka
numbers game n. sayı meselesi
a numbers game n. sayıları kullanma
the numbers game n. sayıları kullanma
a shell game [us] n. üçkağıt çevirme
a game of musical chairs n. yer değişimi
a losing game n. ölü doğmuş
numbers game n. sayılardan ibaret
a numbers game n. sayıları konuşturma
the numbers game n. sayıları konuşturma
a shell game [us] n. ayak oyunları yapma
a losing game n. başarısız olacağı başından belli olan şey
numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a shell game [us] n. ali cengiz oyunu yapma
a shell game [us] n. katakulli çevirme
blame game n. suçlama oyunu
blame game n. suçlama savaşı
blame game n. bir tartışma ya da istemeyen bir olay karşısında iki ya da daha fazla grubun birbirlerini suçlaması
a totally different ball game n. hiç alışık olunmayan bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
a game of musical chairs n. yer kapmaca oyunu gibi
a game of musical chairs n. koltuk kapma
numbers game n. sayı meselesi
numbers game n. sayılardan ibaret olan durum
numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a numbers game n. sayıları kullanma
a numbers game n. sayıları konuşturma
a numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
the numbers game n. sayıları kullanma
the numbers game n. sayıları konuşturma
the numbers game n. sayıları kullanarak manipülasyon yapma
a whole new ball game n. bambaşka bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir alem
a whole new ball game n. bambaşka bir alem
new ball game n. bambaşka bir durum
a totally different ball game n. bambaşka bir durum
game changer n. bir durumda beklenmeyen değişmelere neden olan kimse veya şey
zero-sum game n. biri kazanırken diğerinin kaybettiği durum/oyun
two can play at this game n. bu oyunda ben de varım
waiting game n. en iyi sonucu elde etmek için uygulanan bekleme taktiği
game changer n. ezber bozan
a game that two can play n. iki kişinin oynayabildiği bir oyun
have the game in one's hand n. kazanılması kesin olan şey
a numbers game n. sayılarla konuşma/konuşup durumu istediğin şekilde gösterme
the only game in town n. türünün tek örneği
a shell game n. üçkağıt
the only game in town n. (her hangi bir alanda) tek
the end of the ball game n. yolun sonu
the only game in town n. (her hangi bir alanda) rakipsiz
a penny-ante game n. düşük seviyeli girişim
a penny-ante game n. ufak yatırım
a penny-ante game n. dişe dokunmayacak yatırım/girişim
a confidence game n. birinin güvenini kazanıp ona kazık atma
a confidence game n. birini güveninden yararlanarak dolandırma
a confidence game n. güveni suistimal etme
a confidence game n. kandırma
a confidence game n. dolandırma
a confidence game n. üçkağıda getirme
a different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a (whole) different/new ball game n. (tamamen) farklı/yeni bir durum
a game at which two can play n. ikili oyun
a game at which two can play n. iki kişilik bir oyun
a game at which two can play n. iki tarafın da yapabileceği bir şey
a game at which two can play n. karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
a game at which two can play n. iki kişinin oynayabildiği bir oyun
a game in hand n. oynanacak bir oyun daha
a game in hand n. oynanacak son bir oyun daha
a game in hand n. elde son bir oyun daha
a game plan n. belirli bir amaca ulaşmak için yapılan plan
a game plan n. strateji
a game that two can play n. ikili oyun
a game that two can play n. iki kişilik bir oyun
a game that two can play n. iki tarafın da yapabileceği bir şey
a game that two can play n. karşı tarafın da aynı şekilde karşılık verebileceği bir durum
a waiting game n. beklemede olma
a waiting game n. beklemede kalma
a waiting game n. bekleyip görme
a waiting game n. işin sırasını bekleme
a waiting game n. bekle gör politikası
a waiting game n. bekleme taktiği
a waiting game n. en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
the waiting game n. beklemede olma
the waiting game n. beklemede kalma
the waiting game n. bekleyip görme
the waiting game n. işin sırasını bekleme
the waiting game n. bekle gör politikası
the waiting game n. bekleme taktiği
the waiting game n. en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
a whole new ball game n. bambaşka bir şey
a whole new ball game n. apayrı bir konu
a whole new ball game n. çok farklı/çok daha zor bir konu
a whole new ball game n. çok daha karmaşık bir şey/durum
a zero-sum game n. bir tarafın kazancının rakibin kaybına eşit olduğu durum
a zero-sum game n. sıfır toplamlı oyun
a numbers game n. sayılarla düşünme
a numbers game n. sayısal olarak düşünme
a numbers game n. sayısal olarak değerlendirme
a numbers game n. sayısıyla değerlendirme
a numbers game n. sadece sayısını dikkate alma
the numbers game n. sayılarla düşünme
the numbers game n. sayısal olarak düşünme
the numbers game n. sayısal olarak değerlendirme
the numbers game n. sayısıyla değerlendirme
the numbers game n. sadece sayısını dikkate alma