play - Turco Inglés Diccionario
Historia

play

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "play" en diccionario turco inglés : 103 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
play n. piyes
play n. oyun
play v. oynamak
play v. çalmak
General
play n. oynama payı
play n. faaliyet
play n. gevşeme
play n. şaka
play n. ilgi
play n. hareket serbestliği
play n. kumar
play n. işleme
play n. gösteri
play n. davranış
play n. laçkalık
play n. eğlence
play n. fiil
play n. hareket
play n. oynama
play n. tiyatro
play n. boşluk
play n. oyun
play n. oynama sırası
play n. oynaşma
play n. öpüşüp koklaşma
play n. sözcük oyunu
play n. tatil
play n. fuar
play n. girişim
play n. eylem kapsamı veya fırsatı
play n. geçici ilgi
play n. geçici koruma
play n. elde etme girişimi
play n. teklif
play n. zorlu değişiklik
play v. oynatmak
play v. numarası yapmak
play v. tutmak
play v. eğlenmek
play v. çalmak (çalgı/müzik)
play v. bahis yapmak
play v. icra etmek
play v. müzik aleti çalmak
play v. turneye çıkmak
play v. rol almak
play v. oynaşmak
play v. hareket etmek
play v. gezdirmek
play v. sallanmak
play v. kımıldanmak
play v. kımıldamak
play v. sunmak
play v. çalmak
play v. (su) serpmek
play v. oynamak
play v. tiyatro oynamak
play v. cinsel ilişkiye girmek
play v. kelime oyunu yapmak
play v. belirli sınırlar dahilinde serbestçe hareket etmek
play v. onay almak
play v. oyunda meydan okumak
play v. satranç, dama, tavla gibi oyunlarda bir taşı hareket ettirmek
Colloquial
play v. kabul edilmek
play v. etkili olmak
play v. başarılı olmak
Media
play n. (özellikle kitle iletişim araçlarında yapılan) tanıtım amaçlı vurgulama
Technical
play n. boşluk
play n. oynama payı
play n. (ses veya görüntü oynatma cihazında) başlatma veya durdurma mekanizması
play v. (radyoyu veya fonografı) çalmak
play v. (ses kaydını) çoğaltmak
Computer
play n. oyun
play expr. çal
play expr. oynat
play expr. kullan
play expr. ses çal
play expr. yürüt
Mechanic
play n. gevşeklik (hareket eden bir elemanda)
Automotive
play n. gezinme
play n. iki parça arasındaki hareket
Fishery
play v. (oltaya takılan balığı) ipi çekerek yormak
Geology
play n. petrol veya doğal gaz çökeltisi
Sport
play v. (kriket topuna) sopayla vurmak
play v. (atılan kriket topuna) savunma amacıyla vurmak
play v. (atılan topu) yakalamak
play v. (topa) vurmak
play v. (topu) sektirmek
Football
play n. futbol oyunu
Card
play n. iskambil oyunu
play v. kartı yüzü açık şekilde masaya koymak
Wagering
play v. kumar oynamak
play v. bahse girmek
Music
play n. fonograf kaydını oynatma
play v. çalmak
play v. ses çıkarmak
Theatre
play n. piyes
play n. sahne oyunu
play n. pandomim
play v. canlandırmak
play v. oynamak
Archaic
play v. silahla savaşmak
play v. silah kullanmak
play v. kılıç kullanmak

Significados de "play" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
play with fire v. ateşle oynamak
General
shadow play n. gölge tiyatrosu
a play on words n. kelime oyunu
period of play n. oyun zamanı
foul play n. hatalı oyun
fair play n. tarafsızlık
free play n. görkem
word play n. kelime oyunu
child's play n. çok kolay iş
stage play n. piyes
radio play n. radyo tiyatrosu
foul play n. cinayet
long play n. longpley
play on words n. kelime oyunu
shadow play n. gölge oyunu
play on words n. cinas
play of light n. ışık oyunu
child's play n. oyuncak
child's play n. kolay iş
puppet play n. kukla oyunu
stage play n. temsil
free play n. tolerans
play and playthings n. oyun ve oyuncaklar
child's play n. çocuk işi
free play n. esneklik
long play n. uzunçalar
triple play n. üçlü oyun
foul play n. suikast
football play n. futbol oyunu
stage play n. oyun
play table n. oyun masası
play school n. anaokulu
fair play n. adil oyun
child's play n. çok kolay
child's play n. basit iş
foul play n. hainlik
foul play n. kurallara aykırı oyun
foul play n. faul
extended-play n. kırkbeşlik plak
extended-play n. genellikle 3-4 şarkı içeren kayıtlar
play-off n. pleyof
play-off n. final
child's play n. çocuk oyuncağı
play on words n. sözcük oyunu
play-off n. beraberliği bozmak için oynanan oyun
state of play n. gidişat
state of play n. durum
state of play n. mevcut vaziyet
state of play n. işlerin gidişatı
fair play n. hilesiz oyun
fair play n. dürüst oyun
karagöz shadow play n. karagöz oyunu
play station n. oyun istasyonu
play pen n. portatif çocuk parkı
play pen n. çocuk kafesi
play pen n. etrafı parmaklıklı oyun yeri
play-by-play description n. anbean betimleme
play poster n. oyun afişi
last play n. son oyun
big play n. büyük maç
big play n. büyük oyun
a kitchen-sink play n. sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
a play pool n. oyun havuzu
play pool n. oyun havuzu
theatrical play n. seyirlik oyun
play dough n. oyun hamuru
play writer n. oyun yazarı
costume play n. kostümlü oyun
costume play n. kostüm oyunu
role play n. rol canlandırma
theater play n. tiyatro oyunu
theatre play n. tiyatro oyunu
pretend play n. sembolik oyun
play age n. oyun çağı
play console n. oyun konsolu
play board n. oyun tahtası
team play n. ortak güç ve işbirliği
play yard n. park yatak
a play upon words n. kelime oyunu
hand-play n. yumruk yumruğa dövüşte karşılıklı vuruşlar
hand-play n. skat oyununda yüksek bahis veren kişi olarak oynama
word play n. kelime oyunu yapma
word play n. kelime oyunu
fair play n. konulmuş kurallara riayet
fair play n. adil ve onurlu davranış
boy's play n. çocukça eğlence
boy's play n. önemsiz şey
morality play n. doğru-yanlış çatışmasını içerip ahlaki ders çıkarılabilecek şey
play actor n. oyuncu
play date n. oyun buluşması
play [obsolete] n. cinsel ilişki
play date n. farklı ailelerin küçük çocuklarının birlikte oynaması için ayarladıkları görüşme
play group n. kreşte oyun grubu
play of colors n. renk oyunu
play pleasure n. boş eğlence
play reading n. okurların bir oyunu sergilemesi
play yard n. oyun alanı
play yard n. çocuk bahçesi
play-acting n. yapmacıklık
play-actor n. turne yapan aktör
play-box n. (özellikle yatılı okullarda) çocukların oyuncak ve eşya sandığı
play-by-play n. dakikası dakikasına anlatım
play-day n. oyun günü
play-doh® n. bir oyun hamuru markası
play-lunch [new zealand] n. okul çocuklarının öğlene doğru yediği atıştırmalık
power play n. güçlü ve etkili siyasi atılım
power play n. politikada güç savaşı
power play n. güç ile elde edilen diplomatik başarı
power play n. güce ve işbirliğine dayalı askeri taktik
shuffle play n. (cd oynatıcıda) rastgele oynatma özelliği
cudgel play n. sopalı oyun
cudgel play n. sopalarla edilen kavga
foul play n. kural ihlali
play defensively v. defans yapmak
play for high stakes v. büyük oynamak
play around v. oynamak
play false v. hilekarlık etmek
play someone false v. birine oyun oynamak
play hooky v. dersi asmak
play a part v. rol oynamak
play to v. -e oynamak
play a dirty trick on v. kancıklık etmek
play to the audience v. tribünlere oynamak
play a double game v. ikili oynamak
play the fool v. maskaralık etmek
not to play the game v. mızıkçılık etmek
play the role of v. canlandırmak
play on v. çalmaya devam etmek
begin to play v. vizyona girmek
play a prank on somebody v. oyun oynamak
play on v. oynamak
play something by ear v. notasız çalmak
play to the grandstand v. sahneye koymak
play both ends against the middle v. kendi çıkarı için başkalarını birbirine düşürmek
play around v. vakit geçirmek
play the fool v. aptalca davranmak
play a joke on someone v. birine oyun oynamak
play the fool v. aptallık etmek
play a trick on somebody v. oyun oynamak
play fast and loose with v. hafife almak
play smb for a sucker v. enayi yerine koymak
play fast and loose with v. oynamak
play on v. oynaşmak
let somebody play v. çaldırmak
play a dirty trick on v. kalleşlik etmek
play truant v. dersi asmak
play a joke on someone v. birine şaka yapmak
play with v. kandırmak
play havoc with v. altüst etmek
play a role in v. rol üstlenmek
play leapfrog v. birdirbir oynamak
play the market v. spekülasyon yapmak
play hob with v. yaramazlık etmek
play upon v. oynaşmak
play ball v. top oynamak
play backgammon v. tavla atmak
play a trick on somebody v. oyun etmek
play with v. karıştırmak
play the role of v. bürünmek
bring one's power into play v. ağırlık koymak
play a prank on somebody v. oyun etmek
play sports v. spor yapmak
play with each other v. oynaşmak
play hob with v. karmakarışık etmek
play one's cards well v. kozunu iyi oynamak
play up v. yaramazlık etmek
play a trick v. oyun etmek
play ball v. katılmak
play with one another v. oynaşmak
play an active role v. aktif olarak yer almak
play the devil's advocate v. kendi görüşlerinin doğruluğunu ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak
play a part v. bir rolü oynamak
play truant v. okuldan kaçmak
play off v. berabere kalan bir oyunu sonradan tamamlamak
play politics v. siyasi çıkarlarına göre davranmak
play the violin v. keman çalmak
play an active role in v. aktif rol oynamak
play trump v. koz oynamak
play along v. uyumlu davranmak
play with v. oynamak
play a trick v. açmaz yapmak
play a joke on somebody v. oyun oynamak
play it safe v. sağlama almak
play to v. yaltaklanmak
play at v. oynamak (çocuk dilinde)
play the tough v. kabadayılık taslamak
play hooky v. okuldan kaçmak
play an instrument v. enstrüman çalmak
play fast and loose with v. çarpıtmak
play a false note v. falso yapmak
play out v. tükenmek
play a trick on v. azizlik etmek
play a prank on somebody v. muziplik etmek
play ball v. imece yapmak
play a movie v. film oynatmak
play up to v. kuyruk sallamak
play up v. vurgulamak
play the piano v. piyano çalmak
play the deuce with v. berbat etmek
play somebody false v. aldatmak
play truant v. okulu kırmak
play the harlot v. kahpelik etmek
play down v. hafifsemek
play ball v. işbirliği yapmak
play the game v. dürüstçe hareket etmek
play the trumpet v. trompet çalmak
play one's trump card v. kozunu oynamak
play football v. top oynamak
play rough v. itişip kakışmak
play somebody false v. ihanet etmek
play somebody for a sucker v. enayi yerine koymak
play the fool v. ahmakça davranmak
play snowball v. kar topu oynamak
play a dirty trick v. alavere dalavere yapmak
play it safe v. riske girmemek
play with v. ellemek
play a joke on somebody v. oyun etmek
play out v. bitirmek
play possum v. ölü numarası yapmak
play into the hands of v. ekmeğine yağ sürmek
play somebody foul v. hainlik etmek
come into play v. kullanılmaya başlamak
play somebody a trick v. oyuna getirmek
play hooky v. dersleri kırmak
cause to play v. oynatmak
play safe v. riske girmemek
play one's cards well v. kartlarını iyi oynamak
make play v. oynatmak
play havoc with v. harap etmek
play smb false v. ihanet etmek
play with v. oynaşmak
play a trick v. azizlik etmek
play down v. önemini azaltmak
play truant v. dersleri kırmak
play a part v. rol almak
play false v. ihanet etmek
play an instrument v. çalgı çalmak
play around v. oyalanmak
play smb a trick v. oyuna getirmek
play for time v. ağırdan almak
play up v. abartmak
play pranks on smb v. muziplik yapmak
play possum v. hasta numarası yapmak
play something by ear v. olayların seyrine göre hareket etmek
make somebody play v. çaldırmak
play marbles v. bilya oynamak
play tricks v. dümen çevirmek
give a play v. bir piyes oynamak
play at v. oynamak
play backgammon v. tavla oynamak
play an instrument v. alet çalmak
play to the crowd v. tribünlere oynamak
play an instrument v. kerizlemek
play truant v. asmak
play on someone's affections v. karşısındakinin hislerine hitap etmek
play chess v. satranç oynamak
play with one's health v. sağlığı ile oynamak
play somebody a trick v. oyun etmek
play a trick on somebody v. muziplik etmek
play a double game v. iki tarafı da idare etmek
play to a full house v. kapalı gişe oynamak
play down v. önemsememek
come into play v. etkili olmak
play a game of billiards v. bilardo oynamak
play to v. vurgulamak
play politics v. entrika çevirmek
play someone false v. birini aldatmak
play both ends against the middle v. ikili oynamak
play the part of v. rolünü oynamak
play music v. çalgı çalmak
play havoc with v. mahvetmek
play off against v. birbirine düşürmek
play back v. tekrarlamak
play a dirty trick on v. külah giydirmek
play with oneself v. mastürbasyon yapmak
play the deuce with v. altüst etmek
play a part in v. rolü olmak
play truant v. okulu asmak
play a trick v. hile yapmak
play possum v. uyur gibi yapmak
play something down v. bir şeyi önemsizmiş gibi göstermek
play drums v. davul çalmak
play into somebody's hands v. ekmeğine yağ sürmek
play fast and loose with v. aldatmak
play ball v. oyuna başlamak
play with oneself v. otuzbir çekmek
play up v. üzerinde durmak
play on the violin v. keman çalmak
play truant v. vazifeden kaçmak
play a joke on somebody v. şaka yapmak
play with somebody's pride v. gururuyla oynamak
play ducks and drakes with money v. para yemek
play pranks on somebody v. muziplik yapmak
play second fiddle v. ikinci derecede rol oynamak
play cards v. iskambil oynamak
play to the grandstand v. sahnelemek
come into play v. meydana çıkmak
play straight man v. anahtar vermek
play with fire v. barutla oynamak
play house v. evcilik oynamak
play upon v. üzerine tutmak
play upon v. yapar gibi görünmek
play upon v. oynamak
play upon v. tutmak
switch play v. oyunun yönünü değiştirmek
play music v. müzik icra etmek
play to v. üzerinde durmak
play to v. tepesini attırmak
play rex v. kral gibi davranmak
play to v. gözüne girmeye çalışmak
play to v. kızdırmak (yaramazlıkla)
play a dirty trick on somebody v. kalleşlik etmek
play a part in v. rol oynamak
play lotto v. loto oynamak
play truant from v. okuldan kaçmak
play with the adjustment v. ayarıyla oynamak
play with the adjustment of v. ayarla oynamak
play with the adjustment of v. ayarıyla oynamak
play with the adjustment v. ayarla oynamak
play it low down v. kaale almamak
play the victim v. mağduru oynamak
play safe v. kendini emniyete almak
not play guitar v. gitar çalmamak
play a hero v. kahramanlık yapmak
play cards v. kağıt oynamak
play with the adjustment v. ayarlarıyla oynamak
play in final v. final oynamak
play with fire v. ateş ile oynamak
play a role v. rol oynamak
play by the rules v. kurallara bağlı kalmak
play saz v. saz çalmak
play baglama v. bağlama çalmak
play tennis v. tenis oynamak
want to play v. oynamak istemek
play with toy v. oyuncakla oynamak
play baseball v. beysbol oynamak
not to play by the same rules v. aynı kurallara uymamak
play basketball v. basketbol oynamak
play with one's feelings v. hisleriyle oynamak
play with one's feelings v. duygularıyla oynamak
play by ear v. notasız çalmak
play in the garden v. bahçede oynamak
play on the road v. yolda oynamak
play piano v. piyano çalmak
play by rules v. kuralına göre oynamak
play a fundamental role v. önemli rol oynamak
play an essential role v. önemli rol oynamak
play a crucial role v. önemli rol oynamak
play a crucial role v. önemli bir rol oynamak
play an essential role v. önemli bir rol oynamak
play a significant role v. önemli bir rol oynamak
play a significant role v. önemli rol oynamak
play an important role v. önemli rol oynamak
play an important role v. önemli bir rol oynamak
play a fundamental role v. önemli bir rol oynamak
play hard to get v. kendini ağırdan satmak
play hard to get v. ağırdan satmak
breath control play v. orgazmı güçlendirmek için kendi kendini farkında olmadan boğma durumu
play hide-and-seek v. saklambaç oynamak
play up to v. -e yaltaklanmak
play-act v. numara yapmak
play-act v. rol yapmak
play for time v. zaman kazanmaya çalışmak
play back v. (plak vb) yeniden çalmak
play hookey v. okuldan kaçmak
play the ponies v. at yarışında bahse girmek
play the ponies v. altılı oynamak
play the game by the rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play hopscotch v. seksek oynamak
play the glad game v. polyannacılık oynamak
play the game by its rules v. oyunu kurallarına göre oynamak
play computer games v. bilgisayarda oyun oynamak
play pc games v. bilgisayarda oyun oynamak
play along with v. uyum içinde olmak
play off v. birbirine düşürmek
play pc games v. bilgisayar oynamak
play a part v. payı olmak
play a role v. payı olmak
play a noble part v. şerefli bir rol oynamak
play volleyball v. voleybol oynamak
play computer games v. bilgisayar oynamak
play a part v. katılmak
play a part v. rol yapmak
play a part v. yer almak
play a football match v. maç yapmak
play a football match v. maç oynamak
play leading role v. başrol oynamak
play computer game v. bilgisayar oynamak
play atari v. atari oynamak
play computer game v. bilgisayar oyunu oynamak
play possum v. ölü taklidi yapmak
play computer games v. bilgisayar oyunları oynamak
play in a tv show v. dizide oynamak
play the tough guy v. sert çocuğu oynamak
play god v. tanrı'yı oynamak
play soccer v. futbol oynamak
play football v. futbol oynamak
play the lead v. başrol oynamak
play a football/soccer match v. futbol maçı yapmak
play a key role v. önemli bir rol oynamak
play a key role v. kilit rol oynamak
play a key role v. kilit bir rol oynamak
play video games v. video oyunları oynamak
play a game v. oyun oynamak
play a critical role v. kritik bir rol oynamak
play a crucial role v. kritik bir rol oynamak
play a guitar v. gitar çalmak
play a big role v. büyük rol oynamak
go to play golf v. golfe gitmek
go to play golf v. golf oynamaya gitmek
play with a full deck v. tam desteyle oynamak
play marco polo v. marco polo oynamak
play piggy in the middle v. ortada sıçan oynamak
play hide and seek v. saklambaç oynamak
play pig in the middle v. ortada sıçan oynamak
play again v. yeniden oynamak
play a prank on someone v. birini işletmek (tlf/şaka)
play again v. tekrar sahalara dönmek
play again v. tekrar oynamak
play the bad guy v. kötü adamı oynamak
play the role so convincingly v. rolü çok inandırıcı oynamak
press play v. oynat tuşuna basmak
play cops and robbers v. hırsız polis oynamak
play too much golf v. çok fazla golf oynamak
play in the dirt v. toprak içinde oynamak
play in the dirt v. toprakta oynamak
play logo v. logo oynamak
play the lottery v. loto oynamak
play for v. için oynamak
play with friends v. arkadaşlarla oynamak
play with the numbers v. sayılarla oynamak
play with the numbers v. alacak verecek hesaplarını denkleştirmek
play host v. ev sahipliği yapmak
play saxophone v. saksafon çalmak
play cowboy v. kovboyculuk oynamak
play dead v. ölü numarası yapmak
play in a band v. bir grupta çalışmak
play in an orchestra v. bir orkestrada çalmak
play something on the piano v. piyanoda bir şeyler çalmak
play a central role v. merkezi bir rol oynamak
play a central part v. merkezi bir rol oynamak
play handball v. hentbol oynamak
play squash v. squash oynamak
play loud v. sesli çalmak
play hooky v. izinsiz olarak okula gelmemek
be costarring in the play v. biriyle oyunda baş rolu paylaşmak
play better v. daha iyi oynamak
play on the swings v. salıncakta salllanmak
play an encore v. (seyircinin çağırması sonrası) (şarkıcı) bis yapmak
stage a play v. oyun sahnelemek
play an active role v. etkin bir rol oynamak
play tambourine v. tef çalmak
play horon v. horon oynamak
play with the cat v. kedi ile oynamak
play in the mud v. çamur içinde oynamak
play in the dirt v. çamur içinde oynamak
choose a play partner v. eş tutmak
play drums v. bateri çalmak
know how to play things on piano v. piyanoda bir şeyler çalmayı bilmek
play pool v. bilardo oynamak
play a smaller role v. daha küçük (önemsiz) bir rol oynamak
play it safe v. sağlamcı davranmak
play hard v. naz yapmak
play dominoes v. domino oynamak
play stupid v. salağa yatmak
play playstation v. playstation oynamak
play playstation v. pes atmak
play beach volley v. plaj voleybolu oynamak
play tag v. elim sende oynamak
play marbles v. bilye oynamak
play squash v. duvar tenisi oynamak
play in the park v. parkta oynamak
play jigsaw v. yapboz oynamak
play a card game v. kart oyunu oynamak
can't play piano v. piano çalamamak
play tag v. kovalamaca oynamak
play okey game v. okey oynamak
play okey v. okey oynamak
play dart v. dart oynamak
play with teddy bear v. ayıcıkla oynamak
play in the classroom v. sınıfta oyun oynamak
write a play v. oyun yazmak
play playstation v. pes oynamak
play playstation v. playstation oynamak
play blind man's buff v. körebe oynamak
play fun games v. eğlenceli oyunlar oynamak
play the pools v. toto oynamak
play dodgeball v. yakartop oynamak
play with the dog v. köpekle oynamak
play as a playmaker v. oyun kurucu olarak oynamak
play catch v. yakalamaç oynamak
play with the dog v. köpekle oynamak
play marbles v. gülle oynamak
play marbles v. misket oynamak
play hookey v. asmak (okul)
play hooky v. asmak (okul)
play poker v. poker oynamak
put on a play v. bir oyun sahnelemek
play taboo v. tabu oynamak
play outside v. dışarıda oynamak