gemi - Turco Inglés Diccionario
Historia

gemi



Significados de "gemi" en diccionario inglés turco : 28 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
gemi vessel n.
gemi ship n.
General
gemi bark n.
gemi bottom n.
gemi boat n.
gemi craft n.
gemi watercraft n.
gemi mercantile vessel n.
gemi ship n.
gemi steamer n.
gemi fighter n.
gemi nautical adj.
Colloquial
gemi wooden horse n.
Trade/Economic
gemi vessel n.
gemi ship n.
Technical
gemi boarder n.
Marine
gemi ship n.
gemi keel n.
gemi sloop rig n.
gemi sailing ship n.
gemi vessel n.
gemi sloop n.
gemi craft n.
gemi bottom n.
gemi liner n.
gemi boat n.
gemi man n.
Literature
gemi prow n.

Significados de "gemi" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
buharlı gemi steamship n.
buharlı gemi steamboat n.
gemi enkazı shipwreck n.
gemi enkazı wreck n.
(gemi) demir anchor n.
gemi havuzu dock n.
(gemi) denize indirmek launch v.
General
koçboynuzu gemi cleat n.
hükümet izniyle çalışan korsan gemi privateer n.
gemi ipotekleri ship mortgages n.
yelkenli gemi sailing ship n.
gemi sigortası ship insurance n.
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan erkek görevli steward n.
büyük çatal (gemi) tormentor n.
iki kıyı arasında araba ve insan taşıyan gemi ferry n.
isyan (gemi kaptanına karşı/askeri yetkeye karşı) mutiny n.
gemi yapımı endüstrisi shipbuilding industry n.
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde) layover n.
herhangi bir gemi veya uçak craft n.
gemi salonu cuddy n.
gemi enkazı derelict n.
gemi yolculuğu casing n.
enkaz (gemi vb) carcass n.
küçük gemi small ship n.
açılmaya elverişsiz gemi coffin n.
gemi mutfağı caboose n.
gemi işçisi roustabout n.
yelkenli ufak gemi lugger n.
gemi aslanı figurehead n.
ana gemi mother ship n.
gemi pervanesi screw n.
gemi bordası ship's side n.
içi patlayıcı yüklü gemi fire ship n.
gemi tonajı steamer tonnage n.
yelkenli gemi windjammer n.
gemi kira kontratı charter n.
gemi inşaatı endüstrisi shipbuilding industry n.
gemi enkazı flotage n.
gemi enkazı wreck n.
gemi bakkalı ship chandler n.
üçgen yelkenleri olan gemi dow n.
gemi havuzu dock n.
gemi enkazı flotsam and jetsam n.
gemi müdürü ship's husband n.
gemi kaçırma hijacking of ships n.
gemi yakıtı bunker fuel n.
gemi kazası wreck n.
gemi ambarı lazaret n.
çok büyük ve kaba gemi hulk n.
yük memuru (gemi) supercargo n.
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi captain n.
gemi müdürü y's husband n.
gemi batıran yağmacı wrecker n.
yelkenli gemi sail n.
gemi yolculuğu sailing n.
gemi ile yolculuk sail n.
gemi veya uçaklarda bagaj ve kargonun saklandığı yer hold n.
gemi mühendisliği marine engineering n.
gemi inşaatı shipbuilding n.
etrafını dolaşma gemi circumnavigation n.
iki direkli gemi brig n.
yardımcı gemi tender n.
yelkenli gemi sailing vessel n.
karina yakmak gemi bream n.
hurda gemi hulk n.
gemi yolculuğu navigation n.
gemi ambarı hold n.
kabotaj yapan gemi coaster n.
karavela gemi caravel n.
gemi yolculuğu seafaring n.
çok büyük tanker gemi supertanker n.
gemi garsonu steward n.
gemi başı süsü figurehead n.
gemi mutfağı galley n.
gemi mürettebatı ship's company n.
harap gemi hulk n.
tramp gemi tramp steamer n.
karavela gemi carvel n.
gemi sicili ship registers n.
gemi sürat ölçüsü knot n.
enkaz (gemi) wreck n.
motorlu gemi motor ship n.
gemi rehni bottomry n.
ufak gemi filosu squadron n.
gemi simsarı shipbroker n.
zırhlı gemi dreadnought n.
tramp gemi tramp ship n.
gemi armatörü shipowner n.
mesken olarak kullanılan gemi houseboat n.
yalpa çemberleri gemi gimbals n.
gemi bordası shipboard n.
gemi filikası ship's lifeboat n.
gemi ızgarası stocks n.
gemi için ilk sefer maiden voyage n.
gemi kızağı cradle n.
gemi enkazı hulk n.
gemi inşa mühendisi shipbuilder n.
kılavuz gemi pilot boat n.
aynı rota üzerinde yol alan gemi tren gibi taşıtların seferleri arasındaki zaman headway n.
gemi hız ölçeri log n.
manevra alanı gemi berth n.
en az üç direkli yelkenli gemi barque n.
gemi içindeki inboard n.
gemi kaptanı master mariner n.
gemi telsizcisi spark n.
yatak (gemi) bunk n.
gemi kurdu teredo n.
kızak (gemi) stock n.
motorla çalışan gemi powerboat n.
gemi penceresi porthole n.
gemi hastanesi sick bay n.
gemi teknesini bakır levha ile kaplama ensheathing n.
denizaltı gemi submarine n.
muhasebeci (gemi, uçak) purser n.
arma (gemi) rigging n.
dengeleme (gemi yükü) trimming n.
yelkenli gemi jigger n.
hızlı giden gemi flyboat n.
dış kaplama (gemi, uçak) shell n.
kızak gemi cradle n.
gemi gezisi cruise n.
gemi yapımı shipbuilding n.
pervane gemi fan n.
zırhlı gemi battleship n.
gemi kaptanı shipmaster n.
gemi kazaları shipwrecks n.
gemi uskuru marine screw propeller n.
gemi tersanesi shipyard n.
gemi enkazı wreckage n.
gemi izi wake n.
gemi tezgahı shipyard n.
tekne (gemi/vapur/sandal/yat gibi) boat n.
talebin çok yoğun olduğu dönemlerde kimi gemi ve feribot seferlerinde kullanılan bir kontrol doküman sailing ticket n.
gemi, uçak gibi bir araçta çalışanlar crew n.
zırhlı (gemi) battleship n.
gemi iskeleti hulk n.
hamak ipi gemi clew n.
gemi inşaat mühendisliği naval engineering n.
kasa çeliği (gemi) toggle n.
gemi yapı mühendisliği naval architecture n.
yandan çarklı gemi paddle steamer n.
gemi yapımcısı shipwright n.
hat (telefon/telgraf/tren/gemi vb için) line n.
gemi ile yolculuk sailing n.
gemi tezgahı slipway n.
çekme (gemi) towage n.
aktarma (gemi) transshipment n.
gemi güvertesi shipboard n.
gemi bağlama yeri moorings n.
gemi trafiği shipping n.
yelkenli gemi sailer n.
gemi yatağı ship's boat n.
yolculuk (uçak, gemi) passage n.
gemi marangozu ship carpenter n.
ateşçi (gemi) stoker n.
batan gemi sunken ship n.
gemi ortası midships n.
küçük bir gemi gibi kullanılabilen tek direkli büyük sandal sloop n.
kıyı boyunca işleyen ticari gemi coaster n.
gemi yükü vb dengeleme trimming n.
gemi mürettebatı crew n.
gemi enkazı flotsam n.
köle taşıyan gemi slave ship n.
gemi musluğunu açıp batırma scuttling n.
gemi çalışanı shipmen n.
gemi ya da iskele kurtçuğu shipworm n.
hızlı gemi fast boat n.
motorlu gemi motor vessel n.
gemi inşaası ship construction n.
gemi rehini maritime liens n.
gemi mimarlığı naval architecture n.
gemi hurdası ship scrap n.
gemi hurdası ship junk n.
gemi mühendisi marine engineer n.
(gemi/uçak vb) seyir defteri log n.
deniz seferine elverişsiz gemi coffin n.
gemi makine mühendisliği marine mechanical engineering n.
su çizgisi üzerinde iki güvertesi olan gemi double-decker n.
birden çok tekne kısmı olan gemi multi-hull n.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi) weather-bound n.
gemi yükü cargo n.
denizdeki gemi ship at sea n.
yüksüz gemi ship in ballast n.
gemi direği mast n.
esir taşıyan gemi slave ship n.
eski gemi teknesi hulk n.
ümit burnu'nda görüldüğü rivayet edilen hayalet gemi flying dutchman n.
ablukayı yaran gemi blockade-runner n.
refakatçi gemi consort n.
turistik gemi yolculuğu cruise n.
gemi bakkalı dolly shop n.
enkaz (gemi vb) carcase n.
hayvan taşımacılığında kullanılan gemi livestock ship n.
yelkenli ufak gemi jugger n.
romantik gemi turu romantic cruise n.
gemi burnu prow n.
gemi burnu ship's nose n.
17. yüzyılda kullanılan bir yelkenli gemi polacca n.
17. yüzyılda kullanılan bir yelkenli gemi polacre n.
gemi salıncak boat swing n.
maket gemi model ship n.
şişe içinde gemi maketi nina n.
gemi yükü cargason [obsolete] n.
gemi yükü cargazon [obsolete] n.
oyuncak gemi toy ship n.
içinde farklı türden ahşap hayvanlar bulunan gemi şeklinde çocuk oyuncağı noah's ark n.
gemi enkazı naufrage [obsolete] n.
gemi batığı naufrage [obsolete] n.
gemi havuzu basin n.
gemi eni beam n.
gemi genişliği beam n.
gemi mürettebatı için hazırlanan yemeklerde kullanılan ekmek kutusu barge n.
gemi kızağı way n.
gemi revirinde çalışan hemşire bayman n.
alıcıya veya postaneye, belirli bir saatte ve belirli bir tren, uçak veya gemi ile sevk edilen posta mail n.
kölelerin yakalanması ve taşınmasıyla uğraşan kimse veya gemi blackbirder n.
gemi donanımını aşınmadan korumak için kullanılan kalın bir halat ağı mat n.
gemi levazımı marine store n.
gemi levazımının satıldığı dükkan marine store n.
silahlı gemi kullanma yetkisi mart [obsolete] n.
gemi geçiş yolunda yer alan ve her iki tarafında kanal bulunan sığlık middle n.
(gemi tayfasına) gereksiz, zor veya sıkıcı işler vererek eziyet etme hazing n.
(gemi, uçak, uzay aracı) kumanda merkezi brain n.
gemi ambarını istiflerken boş bırakılan alan breakage n.
(gemi, araç) hurdacı breaker [uk] n.
at ve büyükbaşların taşındığı gemi horse boat n.
özellikle 19. yüzyıl britanyası'nda hapishane olarak kullanılan gemi iskeleti hulk n.
depo gibi amaçlarla kullanılan gemi gövdesi hulk n.
hapishane olarak kullanılan gemi hulk n.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir gemi teknesi moses n.
eskiden batı hint adaları'nda kullanılan geniş ve düz tabanlı bir tür gemi teknesi moses boat n.
hafif gemi gabert n.
atın ağzındaki gemi yukarı çekmek için kullanılan dizgin gag rein n.
eski bir tür yelkenli gemi gallows n.
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun bull n.
(genellikle gemi güvertesinde oynanan) halka oyununa benzer bir oyun bull board n.
gemi rehni bummery [obsolete] n.
gemi yatağı bunk n.
gemi enkazı logan n.
gemi güvertesinin gövdenin ötesindeki uzantısı guards n.
silahlı gemi gunship n.
(gemi veya hava aracı) buzlanma icing n.
gemi mürettebat üyesi idler n.
gemi işçisi idler n.
gemi kompartımanının tavanı overhead n.
gemi güzergahı route n.
gemi rotası route n.
gemi rotasını belirleyen tersane çalışanı routeman n.
gemi güzergahını ayarlayan yetkili routeman n.
(gemi) faal hizmet commission n.
demir zırhlı gemi ironsides n.
gemi gövdesi ve gemi kızağı arasında bulunan uzunlamasına kereste packing n.
gemi iskeletinin bir bölümüne sabitlenen düz plaka pad n.
üç direkli yelkenli gemi picket n.
buharlı gemi kamarotu clerk n.
gemi direğinin üstündeki gözetleme yapısı crows-nest n.
gemi inşaatında yapı elemanlarını birbirine bağlayan işçi fastener n.
gemi güvertesinde üst yapı island n.
gemi bayrağı penoncelle n.
gemi flaması penoncelle n.
(subaylar dışındaki) gemi mürettebatı people n.
(kanada'nın newfoundland bölgesinde) balıkçılık veya gemi tesisi işletmecisi planter n.
gemi pompasından çıkan tüp veya oluk dale n.
16. yüzyıl öncesi taşımacılıkta kullanılan enli bir gemi cog n.
gemi yükleme işçisi dock labourer n.
gemi konumu fix n.
yabancı ülkeden gelen şey (gemi, ürün) foreigner n.
gemi donanımının parçası part n.
gemi çalıştırma izni pratic n.
büyük uskurlu gemi screw dock n.
(gemi mühendisinin kullandığı) çizim tahtası scrieveboard n.
gemi filosu sheltron n.
posta paketi yerine gemi ile iletilen mektup ship letter n.
bir gemi dolusu miktar shipful n.
gemi veya kanal havuzunun girişinde bulunan kapakların üzerine kapandığı ahşap parçası sill n.
üç direkli yelkenli gemi skirr [dialect] [uk] n.
duyguların gemi sluice gate n.
duyguların gemi sluicegate n.
duman çıkaran gemi smoker n.
gemi mürettebatı starboline n.
(gemi üzerinde) denize elverişlilik tespit muayenesi survey n.
gemi kullanmak navigate v.
yan yatmak gemi careen v.
gemi ile yola çıkmak sail v.
gemi yolculuğu yapmak navigate v.
bindirmek (gemi) foul v.
barındırmak (gemi vb) harbor v.
çarpmak (gemi) foul v.
karaya oturmuş olmak (gemi) be stranded v.
kiralamak (uçak/gemi vb'ni) charter v.
gemi azıya almak run riot v.
dalgaya çarpmak (gemi) pound v.
seyretmek (gemi/tekne) navigate v.
uğramak (gemi bir yere) touch at v.
isyan etmek (gemi kaptanına karşı/askeri yetkeye karşı) mutiny v.
gemi ile dolaşmak cruise v.
kayalara oturmak (gemi) run on the rocks v.
kaçırmak (uçak/gemi) hijack v.
gemi ile geçmek navigate v.
gemi ile yollamak ship v.
yön değiştirmek (gemi) put about v.
gemi techizatını sökmek dismantle v.
itmek (gemi bir veya birkaç mavnayı) tow v.
gitmek (gemi) run v.
batmak (güneş/gemi) go down v.
gemi azıya almak get out of control v.
gemi batmak founder v.
gemi ile gezmek cruise v.
gemi azıya almak take the bit between one's teeth v.
kullanmak (gemi) sail v.
gemi teknesini bakır levha ile kaplamak ensheathe v.
gemi ile yol almak sail v.
gemi ile gitmek sail v.
kaçırmak (uçak, gemi) hijack v.
dönmek (gemi) put about v.
(gemi) batırmak scuttle v.
gemi inşa etmek build a ship v.
gemi kalkmak (the ship) to depart v.
gemi yüklemek load (something onto) the ship v.
gemi yapmak build a ship v.
gemi inşaa etmek build a ship v.
gemi gitmek (the ship) to go v.
yönünü değiştirmek (gemi) snub v.
gemi batırmak sink a ship v.
(gemi) limana girmek put in v.
(gemi) batmak founder v.
(gemi) -e girmek put into v.
(gemi) karaya oturmak ground v.
(gemi) denizde çalkalanmak labour v.
(gemi) rotadan çıkmak yaw v.
uzun gemi yolculuğu yapmak voyage v.
(gemi) dengelemek trim v.
(gemi/uçak) enkazı temizlemek clear the wreckage v.
(gemi) suda yavaşça ilerlemek float through something v.
(gemi) bir yere doğru ilerlemek float into something v.
(gemi) son yolculuğunda çok mesafe/deniz mili katetmek log many nautical miles up on its last voyage v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam into v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam in v.
(gemi) denizde çalkalanmak labor v.
barındırmak (gemi vb) harbour v.
gemi ile gönderilmek be shipped v.
tahliye etmek (gemi/uçak vb) disembark v.
yan yatırmak (gemi) careen v.
(gemi/bot) sağa sola yalpalamak labor v.
(gemi/bot) sağa sola yalpalamak labour v.
(gemi) ilerlemek walk v.
(gemi, tekne) etrafını buzla kaplamak beset v.
gemi veya tekneden kıyıya indirmek land v.
(gemi armasını) ziftle veya siyah yağ ile kaplamak black (down) v.
(yüklü bir gemi gibi) hızla ve gümbürdeyerek hareket etmek boom v.
(gemi tayfasına) gereksiz, zor veya sıkıcı işler vererek eziyet etmek hazle v.
(gemi/tekne ile) suyun üzerinden geçmek hydroplane v.
yavaşça yukarı aşağı hareket etmek (deniz, gemi) loom [obsolete] v.
gemi pruvasını suya sokmak bury v.
(rüzgarlı havada gemi) ani manevra yapmak chop v.
(gemi, sahne) ekipmanları çıkarmak derig v.
(yelkenli gemi) rüzgarsız havada ilerlemek ghost v.
(gemi, pilot) dümen tutmak guide v.
(gemi, pilot) seyretmek guide v.
(gemi, pilot) rota vermek guide v.
gemi güzergahı belirlemek route v.
gemi rotasını ayarlamak route v.
tekrar binmek (gemi, uçak) reboard v.
(gemi inşaatında) sıkıca bağlamak fay v.
geçilmemesi için gemi veya askerlerle kapamak invest v.
(gemi) kalkmak discost [obsolete] v.
gemi ile donatmak ship [obsolete] v.
(gemi) hazır olunca kullanılmak üzere pozisyon almak ship v.
(spor etkinliklerinde) gemi armasını göndere çekip indirmek skylark v.
(gemi direğini) sabit bir noktaya döndürmek slue v.
(gemi) kıyıya yanaşmak put to v.
(kargo, yük) gemi ambarına indirmek strike v.
(kargo, yük) gemi ambarına boşaltmak strike v.
gemi ile geçilebilir navigable adj.
pasifik okyanusu'nu aşan (gemi vs) transpacific adj.
etrafı buzlarla çevrili (gemi) icebound adj.
fazla su almış (gemi) waterlogged adj.
gemi azıya almış rampant adj.
okyanusu aşan (gemi vs) transocean adj.
atlantik okyanusu'nu aşan (gemi veya uçak) transatlantic adj.
limana giren (gemi) inbound adj.
gemi kazası geçirmiş shipwrecked adj.
(gemi) karaya oturmuş aground adj.
gemi ile ilgili nautical adj.
(gemi direği gibi) upuzun taunt adj.
gemi levazımat deposu chandry [obsolete] adj.
yelkeni ayarlanmamış (gemi direği) bare adj.
gemi aynalığı olmayan unscutcheoned adj.
iple bağlı (demir atmış gemi) girt adj.
yana yatırılmış (gemi) heeled adj.
şahane (şehir, gemi) good adj.
(yeni bir gemi veya uçağın) gerçek koşullarda test edilmesi için tasarlanan shakedown adj.
gemi tarafında bulunan shipside adj.
(gemi) denize indirilmiş off the stocks adj.
(gemi) suya indirilmiş off the stocks adj.
gemi içinde on ship adv.
kıça doğru (gemi) aft adv.
gemi bordasına alongside adv.
içine (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
gemi veya uçağın omurgasına dikey olarak abeam adv.
kişinin gemi veya tekne vb'ye binmiş olması durumu on board adv.
içinde (gemi/uçak/tren vb) aboard adv.
kıç tarafta (gemi) aft adv.
gemi ortasında amidships adv.
gemi içinde amidships adv.
gemi ortası amidships adv.
(gemi, kara) görünen yönünde where away adv.
gemi güvertesinin en öndeki noktasından en arkadaki noktasına overall adv.
gemi kenarının üzerinden overboard adv.
gemi güvertesinde inship adv.
kıçlı gemi ile by the stern adv.
gemi bordasında alongside prep.
içinde (gemi, uçak, tren) onboard prep.
içine (gemi, uçak, tren) onboard prep.
gemi karşıya geçerken çok sallandı the crossing was rough expr.
gemi çok sallandı the crossing was rough expr.
Phrasals
(gemi) limandan ayrılmak put forth v.
(gemi) enkaz haline gelmek cast away v.
(gemi) yelkenleri suya indirmek come about v.
(gemi) rüzgaraltı yönüne sapmak pay off v.
(gemi) baş yönüne doğru sapmak fall off v.
(gemi) başını rüzgara vermek come to v.
(tekne/gemi gibi deniz taşıtı) bir nehir/deniz veya okyanusu geçmek steam across something v.
(gemi) açıklarında batmak founder off somewhere v.
(gemi için) batmak go down v.
(gemi kaptanına karşı) isyan etmek mutiny against someone v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yerden çıkmak steam out (of some place) v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out v.
(uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak pilot something out of something v.
(gemi) dönmek/yön değiştirmek come about v.
gemi, tekne ile bir yere gelmek/varmak sail into v.
(tekne, gemi vb.) (bir şeye) doğru yol almak bear in with (something) v.
(gemi)-e doğru ilerlemek float into v.
(gemi) yanaşmak lay alongside v.
(gemi) demir atmak lay alongside v.
(gemi) demirlemek lay alongside v.
(gemi) rüzgar yönünden yaklaşmak bear down v.
Phrases
gemi boyunca fore and aft adv.
Colloquial
gemi kadar araba boat n.
gemi hekimi bones n.
gemi doktoru bones n.
gemi içi büfe gedunk n.
vapur büfesinde veya gemi içi büfelerde bulunabilecek dondurma, patates cipsi, şeker gibi yiyecekler gedunk n.
demir atmış gemi roader n.
gemi kazası geçirmek shipwreck v.
Idioms
deniz/gemi haydudu ark ruffian [obsolete] n.
batan gemi a sinking ship n.
gemi tayfasına etli yemek verilmeyen gün banyan day n.
gemi mutfağında etli yemeğin çıkmadığı gün banyan day n.
gemi yolculuğuna alışma one's sea legs n.
(gemi, tekne) yan yatmak be on her beam ends v.
(gemi) tahmin edilen yerden daha uzakta olmak be out of her reckoning v.
(gemi/tekne) limanı terk etmek hoist the blue peter v.
(gemi/tekne) limanı terk etmek üzere olmak hoist the blue peter v.
(gemi) sürüklenmek cast adrift v.
gemi yolculuğuna alışmak find one's sea legs v.
gemi azıya almak take the bit between one's teeth v.
gemi azıya almak kick over the traces v.
gemi yolculuğuna alışmak get one's sea legs v.
(gemi) yanaşmak lay alongside something v.
(gemi) demirlemek lay alongside something v.
(gemi) demir atmak lay alongside something v.
(gemi) tam genişliği fazla olmak be broad in the beam v.
(gemi) eni geniş olmak be broad in the beam v.
(bir gemi için) fırtınayla iyi baş etmek make good weather of it v.
(bir gemi için) fırtınayla baş edememek make bad weather of it v.
gemi vardığında sicilde kayıtlı olduğu sayıyı sinyalle bildirmek make your number v.
gemi bordası kuvvetiyle ilerlemek go by the board v.
gemi bordası kuvvetiyle sürüklenmek go by the board v.
gemi, tren, uçak gibi bir yolcu aracına binmek come on board v.
gemi azıya almak get/take the bit between your teeth v.
gemi azıya almak take the bit between the teeth v.
gemi azıya almak take the bit in teeth v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the bottom v.
(gemi) sığ suda hızını kaybedip ağırlaşmak smell the ground v.
tam genişliği fazla (gemi) broad in the beam adj.
eni geniş (gemi) broad in the beam adj.
alt güvertesi geniş (gemi) broad in the beam adj.
gemi yürüyor the wheels turn expr.
o gemi çoktan kaçtı that ship (has) already sailed expr.
o gemi çoktan kaçtı that train (has) already left the station expr.
o gemi çoktan kaçtı that train has left the station expr.
Speaking
gemi kayalara çarptı the ship slammed into rocks expr.
gemi kayalara çarptı the ship hit the rocks expr.
Trade/Economic
gemi levazımat deposu chandlery n.
gemi kira sözleşmesi charterparty n.
gemi kira kontratı charterparty n.
gemi kiralayan kişi/grup charterparty n.
apışık gemi straddle ship n.
ayrılma hakkı (uçak/gemi) clearance n.
batı yönüne doğru giden gemi westbound ship n.
belirtilen gemi named vessel n.
belirtilen gemi named ship n.
belirlenen gemi named vessel n.
buharlı gemi steamship n.
brüt gemi tonajı gross tonnage n.
boş gemi kiralama sözleşmesi bare boat charter n.
brüt gemi tonajı gross register tonnage n.
deniz sigortasına tabi malları taşıyan gemi craft n.
dışarı giden gemi outward bound vessel n.