Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
hole
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Significados de
"hole"
en diccionario turco inglés : 91 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
hole
n.
çukur
2
Common Usage
hole
n.
delik
General
3
General
hole
n.
derin yer
4
General
hole
n.
in
5
General
hole
n.
boşluk
6
General
hole
n.
zorluk
7
General
hole
n.
deşik
8
General
hole
n.
kovuk
9
General
hole
n.
hücre
10
General
hole
n.
zor durum
11
General
hole
n.
kodes
12
General
hole
n.
kusur
13
General
hole
n.
delik
14
General
hole
n.
yuva
15
General
hole
n.
oyuk
16
General
hole
n.
çirkin, pis veya kasvetli bir konut
17
General
hole
n.
garip bir durum
18
General
hole
n.
çıkmaz
19
General
hole
n.
ilk turda kapalı olarak dağıtma (poker)
20
General
hole
n.
küçük liman
21
General
hole
n.
açıklık
22
General
hole
n.
yuva
23
General
hole
n.
yer
24
General
hole
n.
bilardo masası deliği
25
General
hole
n.
zeminde yumuşak malzeme ile dolmuş oyuk
26
General
hole
n.
toprağa kazılmış maden veya kuyu
27
General
hole
n.
doldurulmamış alan
28
General
hole
n.
boş alan
29
General
hole
n.
kayıp duygusu
30
General
hole
n.
kaybedilen şey için sürekli duyulan özlem
31
General
hole
n.
zayıf nokta
32
General
hole
n.
tutarsızlık
33
General
hole
n.
yasada boşluk
34
General
hole
n.
bilye oyunlarında bilyenin oynanacağı küçük boşluk
35
General
hole
n.
sakıncalı yer
36
General
hole
n.
tehlikeli yer
37
General
hole
n.
kaybeden konumu
38
General
hole
n.
havuz
39
General
hole
v.
köşesine çekilmek
40
General
hole
v.
deliğe girmek
41
General
hole
v.
delmek
42
General
hole
v.
kapanmak
43
General
hole
v.
delik açmak
44
General
hole
v.
yuvasına girmek
45
General
hole
v.
kazmak
46
General
hole
v.
deliğe sokmak
47
General
hole
v.
(hayvanı) deliğe yönlendirmek
Colloquial
48
Colloquial
hole
n.
ağız
Trade/Economic
49
Trade/Economic
hole
n.
borçlu olma
Technical
50
Technical
hole
n.
çukur
51
Technical
hole
n.
oyuk
Electric
52
Electric
hole
n.
(tel çekme) bir bölümün eksiltilmesi
53
Electric
hole
n.
(tel çekme) bir bölümün indirilmesi
Textile
54
Textile
hole
n.
delik
Construction
55
Construction
hole
v.
(tünel, geçit) delmek
56
Construction
hole
v.
(tünel, geçit) açmak
Automotive
57
Automotive
hole
n.
çukur
58
Automotive
hole
n.
delik
Railway
59
Railway
hole
n.
demiryolunun ana hattından ayrılan yan hat
60
Railway
hole
v.
karşıdan gelen trenin ana raydan geçebilmesi için yan raya geçmek (tren)
Aeronautic
61
Aeronautic
hole
n.
uçağın aniden düşmesine neden olan hava boşluğu
Marine
62
Marine
hole
n.
gemi ambarı
63
Marine
hole
n.
gemi deposu
Mining
64
Mining
hole
v.
kömür yatağının altını kesmek
Dentistry
65
Dentistry
hole
n.
diş çürüğü
Physics
66
Physics
hole
n.
bir değerlik elektronunun yokluğundan dolayı atomdaki boşluk
67
Physics
hole
n.
fermiyonların negatif enerjisinin kuantum durumlarının neredeyse tam sürekliliğinde boşluk
68
Physics
hole
n.
kristalde normal örgü konumundaki bir atom veya iyonun eksik olması nedeniyle kusur
Zoology
69
Zoology
hole
n.
hayvan çukuru
Geography
70
Geography
hole
n.
su kütlesindeki derin yer
71
Geography
hole
n.
koy
Sport
72
Sport
hole
n.
(golf) oynama süresi
73
Sport
hole
n.
savunma düzenindeki açıklık
74
Sport
hole
n.
golf sahasında hedeften deliğe kadar olan bölümler
75
Sport
hole
n.
topu hedeften deliğe atınca kazanılan puan
76
Sport
hole
n.
topa hedeften karşılık gelen deliğe göndermek için yapılan vuruş sayısı
77
Sport
hole
v.
(golf topunu) deliğe sokmak
Football
78
Football
hole
n.
(amerikan futbolu) savunma diziliminde hücum oyuncusunun topu ilerletmesine fırsat sunan boşluk
Slang
79
Slang
hole
n.
gözaltı hücresi
80
Slang
hole
n.
nezaret hücresi
81
Slang
hole
n.
anüs
82
Slang
hole
n.
göt deliği
83
Slang
hole
n.
kıç deliği
84
Slang
hole
n.
aşağılık herif
85
Slang
hole
n.
dallama
86
Slang
hole
n.
götveren
87
Slang
hole
n.
göt lalesi
88
Slang
hole
n.
götlek
89
Slang
hole
n.
hergele
90
Slang
hole
n.
hıyar
91
Slang
hole
n.
lavuk
Significados de
"hole"
con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
button hole
n.
ilik
2
General
watering hole
n.
ingilizce'de bar veya pub anlamında argo sözcük
3
General
single hole
n.
tek delik
4
General
bullet hole
n.
mermi deliği
5
General
mouse hole
n.
fare deliği
6
General
watering hole
n.
söz taşıyan
7
General
watering hole
n.
boşboğaz
8
General
smoke hole
n.
baca
9
General
lubrication hole
n.
yağlama çukuru
10
General
moth hole
n.
güve yeniği
11
General
oven made in a hole in the earth
n.
tandır
12
General
bullet hole
n.
kurşun deliği
13
General
leakage hole
n.
sızıntı deliği
14
General
water hole
n.
küçük göl
15
General
designation hole
n.
tanıtma deliği
16
General
hole in the ground
n.
yerdeki delik
17
General
watering hole
n.
laf taşıyan
18
General
gopher hole
n.
sincap yuvası
19
General
lamp hole
n.
lamba deliği
20
General
watering hole
n.
hayvanların su içmesine elverişli yer
21
General
watering hole
n.
yalak
22
General
watering hole
n.
doğal bir su kaynağı
23
General
observation hole
n.
gözetleme deliği
24
General
worm hole
n.
kurt yeniği
25
General
drainage hole
n.
drenaj deliği
26
General
watering hole
n.
suvat
27
General
inspection hole
n.
muayene deliği
28
General
a round peg in a square hole
n.
bulunduğu yere hiç uygun olmayan kimse
29
General
hole in a toilet fixture
n.
kubur
30
General
sprocket hole
n.
perforasyon
31
General
watering hole
n.
hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap
32
General
nail hole
n.
tırnak hücresi
33
General
hand hole
n.
el deliği
34
General
black hole
n.
kara delik
35
General
hole puncher
n.
delgeç
36
General
vent hole
n.
havalık
37
General
vent hole
n.
hava alma deliği
38
General
vent hole
n.
havalandırma deliği
39
General
vent hole
n.
hava boşaltma deliği
40
General
cargo hole
n.
yük ambarı
41
General
cleanout hole
n.
temizleme deliği
42
General
key-hole
n.
anahtar deliği
43
General
coal-hole
n.
kömürlük
44
General
pigeon-hole
n.
yazı masası çekmecesi
45
General
peep-hole
n.
gözetleme deliği
46
General
peep hole
n.
kontrol deliği
47
General
peep hole
n.
gözetleme deliği
48
General
ear hole
n.
kulak deliği
49
General
ear hole
n.
küpe deliği
50
General
nine-hole golf course
n.
dokuz delikli golf sahası
51
General
two hole paper perforator
n.
iki delikli delgi makinesi
52
General
two hole paper perforator
n.
iki delikli zımba makinesi
53
General
tree hole
n.
ağaç kovuğu
54
General
huge hole
n.
büyük delik
55
General
blind hole
n.
kör kuyu
56
General
small hole
n.
küçük delik
57
General
rabbit hole
n.
tavşan deliği
58
General
coal hole
n.
kömürlük
59
General
dene hole
n.
yapay mağara
60
General
judas hole
n.
gözetleme deliği
61
General
cubby-hole
n.
küçük oda
62
General
cubby-hole
n.
hücre
63
General
cubby-hole
n.
odacık
64
General
cubby-hole
n.
önü açık ufak göz (yazıhanede/dolapta)
65
General
cubby-hole
n.
göz
66
General
cubby-hole
n.
gizlenecek yer
67
General
wrong hole
n.
yanlış delik
68
General
bolt hole
n.
sığınak
69
General
bolt hole
n.
farenin vb kaçtığı delik
70
General
bolt hole
n.
kaçış yeri
71
General
cubby-hole
n.
çocukların korunma odası olarak kullanıldığı oda/yer
72
General
hole punch
n.
delgeç
73
General
hidey-hole
n.
gizlenme yeri
74
General
hidey-hole
n.
sığınak
75
General
hidey-hole
n.
saklanma yeri
76
General
teaze-hole
n.
ocak veya fırınlarda yakıt koyulan delik
77
General
bogey hole [australia]
n.
doğal yüzme havuzu
78
General
bolt-hole [uk]
n.
kaçış yeri
79
General
bolt-hole [uk]
n.
sığınma yeri
80
General
bolt-hole [uk]
n.
hayvan kaçış deliği
81
General
hand-hole plate
n.
el deliği kapağı
82
General
bolt-hole
n.
hayvan kaçış deliği
83
General
bore-hole
n.
(genellikle keşif amacıyla açılan) sondaj deliği
84
General
hole in one
n.
nadir başarı
85
General
hole in one
n.
harika iş
86
General
hole in one
n.
dikkate değer başarı
87
General
hole in the wall
n.
küçük restoran
88
General
hole in the wall
n.
kuytu restoran
89
General
hole in the wall
n.
küçük ve kuytu oda
90
General
hole in the wall
n.
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
91
General
hole-in-one
n.
nadir başarı
92
General
hole-in-one
n.
harika iş
93
General
hole-in-one
n.
dikkate değer başarı
94
General
hole-in-the-wall
n.
küçük restoran
95
General
hole-in-the-wall
n.
kuytu restoran
96
General
hole-in-the-wall
n.
küçük ve kuytu oda
97
General
hole-in-the-wall
n.
uzak veya ücra yerde bulunan dükkan
98
General
mouth hole
n.
(kayak maskesinde) ağız için bırakılmış açıklık
99
General
chuck hole
n.
vagon tekerlek izindeki derin delik
100
General
cradle hole
n.
yolda oluşan çukur
101
General
pigeon hole
n.
güvercin yuvalarındaki giriş deliği
102
General
pigeon hole
n.
eski bir ingiliz oyunu
103
General
pit-hole
n.
çukur
104
General
pit-hole
n.
çopur
105
General
post hole
n.
direk çukuru
106
General
post hole
n.
direk sabitlemek için açılan çukur
107
General
pritchel hole
n.
nalda çivi deliği
108
General
shot hole
n.
(böceğin açtığı) ahşap deliği
109
General
sight-hole
n.
gözetleme deliği
110
General
sight-hole
n.
kapı dürbünü
111
General
sink hole
n.
gider kapağı
112
General
sink hole
n.
foseptik
113
General
sink hole
n.
lağım çukuru
114
General
sink hole
n.
pislik yuvası
115
General
spile hole
n.
varildeki küçük hava deliği
116
General
spile hole
n.
hava deliği
117
General
spile hole
n.
özsuyunu çıkarmak için akçaağaca açılan delik
118
General
hole up
v.
saklanmak
119
General
have an ace in the hole
v.
elinde kozu olmak
120
General
make a hole
v.
delik açmak
121
General
dig a hole
v.
çukur kazmak
122
General
make a hole in
v.
delik açmak
123
General
bore a hole in
v.
delik açmak
124
General
make a hole in
v.
delmek
125
General
hole up
v.
kapanmak
126
General
hole up
v.
köşesine çekilmek
127
General
bore a hole in
v.
azıcık çürütmek (bir fikri)
128
General
fall into a hole
v.
çukura düşmek
129
General
cover a hole
v.
delik kapatmak
130
General
make a hole
v.
delik delmek
131
General
drill a hole
v.
delik delmek
132
General
go down into a hole
v.
çukura inmek
133
General
pierce a hole
v.
delik delmek
134
General
bore a hole in something with a nail
v.
çivi ile delmek
135
General
pierce a hole in something with a nail
v.
çivi ile delmek
136
General
make a hole in something with a nail
v.
çivi ile delmek
137
General
bore a hole
v.
delik delmek
138
General
drill a hole on the surface
v.
yüzeye delik açmak
139
General
be half dead with a bullet hole in one's shoulder
v.
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak
140
General
have a hole in one's budget of
v.
bütçesinde ...'lık açık olmak
141
General
dig a hole
v.
delik açmak
142
General
dig a hole
v.
çukur açmak
143
General
darn hole
v.
delik yamamak
144
General
without a hole
adj.
deliksiz
145
General
hole-and-corner
adj.
gizli
146
General
hole-and-corner
adj.
sinsi
147
General
hole-and-corner
adj.
el altından
148
General
top-hole
adj.
en iyi
149
General
top-hole
adj.
seçkin
150
General
hole and corner
adj.
önemsiz
151
General
hole and corner
adj.
değersiz
152
General
hole and corner
adj.
yaşamdaki çevresel ve önemsiz olaylara ait olan
153
General
hole-and-corner
adj.
önemsiz
154
General
hole-and-corner
adj.
değersiz
155
General
hole-and-corner
adj.
yaşamdaki çevresel ve önemsiz olaylara ait olan
156
General
hole-in-corner
adj.
el altından yapılan
157
General
hole-in-corner
adj.
gizli yapılan
158
General
hole-in-corner
adj.
gizli kapaklı
159
General
hole-in-corner
adj.
önemsiz
160
General
hole-in-corner
adj.
değersiz
Phrasals
161
Phrasals
hole up
v.
sığınağa yerleştirmek
162
Phrasals
hole up
v.
saklanma yerine yerleştirmek
163
Phrasals
hole up
v.
hapsetmek
164
Phrasals
hole up
v.
uzun süre alıkoymak
165
Phrasals
hole up
v.
uzun süre bekletmek
Proverb
166
Proverb
mouse that has but one hole is quickly taken
işini sağlama al
167
Proverb
mouse that has but one hole is quickly taken
her zaman ikinci bir seçeneğin olsun
168
Proverb
mouse that has but one hole is quickly taken
eşeğini sağlam kazığa bağla
169
Proverb
if you're in a hole, stop digging
eğer kötü bir duruma düştüysen durumu daha da kötüleştirecek hamlelerden kaçın
170
Proverb
if you're in a hole, stop digging
çukura düştüysen kazmayı bırakacaksın
Colloquial
171
Colloquial
hole digger
n.
hamburgerleri pişiren/çeviren kişi
172
Colloquial
hole digger
n.
hamburgercide köfte çevirmek kadar basit
173
Colloquial
hole digger
n.
az maaşlı bir işte çalışan kişi
174
Colloquial
hole digger
n.
vasıfsız/niteliksiz işçi
175
Colloquial
gaping hole
n.
boşluk
176
Colloquial
gaping hole
n.
eksiklik
177
Colloquial
top hole
n.
güzel
178
Colloquial
top hole
n.
harika
179
Colloquial
top hole
n.
hoş
180
Colloquial
top hole
n.
mükemmel
181
Colloquial
black hole of calcutta [uk]
n.
sıkış tıkış yer
182
Colloquial
hidey-hole
n.
kuytu saklanma yeri
183
Colloquial
hidy-hole
n.
barınak
184
Colloquial
hidy-hole
n.
saklanma yeri
185
Colloquial
hole [us]
n.
küçük liman
186
Colloquial
hole card
n.
avantajlı kullanılabilene kadar yedekte tutulan şey
187
Colloquial
hole-in-the-wall [uk]
n.
bankamatik
188
Colloquial
fraidy hole
n.
kasırga sığınağı
189
Colloquial
shit-hole
n.
bok çukuru
190
Colloquial
shit-hole
n.
berbat yer
191
Colloquial
shit-hole
n.
iğrenç yer
192
Colloquial
be in a hole
v.
açmazda olmak
193
Colloquial
make a hole in
v.
başarıya atılan ilk adımı atmak
194
Colloquial
be in a hole
v.
çıkmazda olmak
195
Colloquial
be in a hole
v.
zor durumda olmak
196
Colloquial
in the hole
adj.
parası veya başka bir kaynağı yok
197
Colloquial
in the hole
adj.
paranın veya başka bir kaynağın eksik
198
Colloquial
in the hole
adj.
borçlu
199
Colloquial
in the hole
adj.
borca girmiş
200
Colloquial
in the hole
adj.
borca batmış
201
Colloquial
in the hole
adj.
borç batağına/çukuruna düşmüş
202
Colloquial
in the hole
adj.
skor olarak geride
203
Colloquial
in the hole
adj.
spor müsabakasında dezavantajlı durumda
204
Colloquial
in the hole
adj.
iskambilde puanı sıfırın altında kalmış
205
Colloquial
in the hole
adj.
iskambilde sıfırın puanı altına düşmüş
206
Colloquial
in the hole
adj.
maddi sıkıntıda
207
Colloquial
in the hole
adj.
maddi zorluğa düşmüş
208
Colloquial
in the hole
adj.
(spor müsabakasında) sıkıntılı/zor duruma düşmüş
209
Colloquial
in the hole
adj.
(spor müsabakasında) başı dertte
210
Colloquial
in the hole
adj.
(spor müsabakasında) içinden çıkılması zor duruma düşmüş
211
Colloquial
in the hole
adj.
(spor müsabakasında) kazanma şansını sıkıntıya sokmuş
212
Colloquial
in the hole [uk]
adj.
içeride (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında)
213
Colloquial
in the hole [uk]
adj.
belirli bir miktar içeri girmiş (kişi veya kurumun borçlu olması anlamında)
214
Colloquial
in the hole
adj.
zararda
215
Colloquial
in the hole
adj.
hesaplarında açık olan
216
Colloquial
in the hole
adj.
hesaplarında eksik olan
217
Colloquial
in the hole
adj.
mali açığı olan
218
Colloquial
in the hole
adj.
kasa açığı olan
219
Colloquial
in the hole
adj.
bütçe açığı olan
220
Colloquial
in the hole
adj.
hesap açığı olan
221
Colloquial
doesn't know his ass from a hole in the ground
expr.
bir bok bilmez
222
Colloquial
hole-and-corner(a)
expr.
gizli kapaklı
223
Colloquial
doesn't know his ass from a hole in the ground
expr.
hiçbir şey bilmez
224
Colloquial
shut your cake hole!
expr.
kapa çeneni!
225
Colloquial
shut your pie hole!
expr.
kes sesini!
226
Colloquial
shut your pie hole!
expr.
kapa çeneni!
227
Colloquial
shut your cake hole!
expr.
kes sesini!
228
Colloquial
make a hole
expr.
(polis anonsu vs. için) yolu açın!
Idioms
229
Idioms
nineteenth hole
n.
lokal bar
230
Idioms
nineteenth hole
n.
kulüp barı
231
Idioms
nineteenth hole
n.
golf kulübü barı
232
Idioms
black hole
n.
bir şeyin geri dönüşü olmaz bir şekilde kaybolduğu bir yer/bölge ya da şey
233
Idioms
black hole
n.
hücre
234
Idioms
black hole
n.
çukur
235
Idioms
black hole
n.
zindan
236
Idioms
word hole
n.
ağız
237
Idioms
word hole
n.
gaga
238
Idioms
cake hole
n.
ağız
239
Idioms
cake hole
n.
gaga
240
Idioms
pie hole
n.
ağız
241
Idioms
pie hole
n.
gaga
242
Idioms
watering hole
n.
bar/taverna
243
Idioms
square peg in a round hole
n.
bulunduğu yere ait olmayan kimse
244
Idioms
rabbit hole
n.
çıkmaz
245
Idioms
a square peg in a round hole
n.
dam üstünde saksağan
246
Idioms
a square peg in a round hole
n.
duruma uygunsuz şey
247
Idioms
hole-in-the-corner activities
n.
gizli faaliyetler
248
Idioms
a hole card
n.
gizli koz/avantaj
249
Idioms
hole-and-corner activities
n.
gizli faaliyetler
250
Idioms
someone's ace in the hole
n.
insanın gizli silahı
251
Idioms
an ace in the hole
n.
insanın gizli silahı
252
Idioms
square peg in a round hole
n.
kalıbının adamı olmayan kişi
253
Idioms
a square peg in a round hole
n.
kel başa şimşir tarak
254
Idioms
a hole in the wall
n.
küçük/karanlı dükkan veya lokanta
255
Idioms
hole in the wall
n.
küçük dükkan/oda
256
Idioms
square peg in a round hole
n.
mevkiine uygun olmayan kimse
257
Idioms
an ace in the hole
n.
son koz olarak saklanan as
258
Idioms
someone's ace in the hole
n.
son koz
259
Idioms
an ace in the hole
n.
son koz
260
Idioms
someone's ace in the hole
n.
son koz olarak saklanan as
261
Idioms
hole-in-the-wall
n.
tek göz ofis
262
Idioms
hole-in-the-wall
n.
tek göz ev
263
Idioms
hole in the wall
n.
tek göz oda/dükkan
264
Idioms
hole in one
n.
tek/ilk seferde başarma
265
Idioms
hole-in-the-wall
n.
(içinde yaşanılan) küçük yer
266
Idioms
hole digger
n.
basit işleri yapan işçi
267
Idioms
hole digger
n.
basit bir işçi
268
Idioms
hole digger
n.
ikinci sınıf bir işçi
269
Idioms
white hole
n.
beyaz delik
270
Idioms
white hole
n.
ak delik
271
Idioms
white hole
n.
bir meselenin gün yüzüne çıktığı yer
272
Idioms
white hole
n.
bir meseleyi/şeyi gün yüzüne çıkaran şey
273
Idioms
white hole
n.
bir meseleyi/şeyi açığa çıkaran yer
274
Idioms
white hole
n.
kaybolup gitmiş bir şeyi/meseleyi gün yüzüne çıkaran şey
275
Idioms
white hole
n.
bir şeye/meseleye ışık tutan şey
276
Idioms
hole card
n.
pokerde oyuncuya kapalı olarak dağıtılan/verilen kart
277
Idioms
a round peg in a square hole
n.
dam üstünde saksağan
278
Idioms
a round peg in a square hole
n.
bulunduğu ortama/yaptığı işe uygun olmayan kimse
279
Idioms
a round peg in a square hole
n.
bulunduğu yere ait olmayan kimse
280
Idioms
rabbit hole
n.
kördüğüm
281
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
hiç ihtiyacı/gereği olmamak
282
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
283
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
para harcama isteği duymak
284
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebindeki/elindeki parayı tutamamak
285
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebindeki/elindeki parayı illa harcamak
286
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebinde para durmamak
287
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
har vurup harman savurmak
288
Idioms
have money burning a hole in (one's) pocket
v.
cebi delik olmak
289
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
290
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
291
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
292
Idioms
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
v.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
293
Idioms
poke a hole through something
v.
bir yerde bir delik açmak
294
Idioms
get out of the hole
v.
borçtan kurtulmak
295
Idioms
put somebody in a hole
v.
birini zor/güç bir duruma sokmak
296
Idioms
put someone in the hole
v.
birini borca sokmak
297
Idioms
go in the hole
v.
borca girmek
298
Idioms
punch a hole in something
v.
bir yerde bir delik açmak
299
Idioms
get out of the hole
v.
borcunu ödeyip düze çıkmak
300
Idioms
be out of the hole
v.
borçtan kurtulmuş olmak
301
Idioms
put somebody in a hole
v.
birini sıkıntıya sokmak
302
Idioms
poke a hole in something
v.
bir yerde bir delik açmak
303
Idioms
get in the hole
v.
borca girmek
304
Idioms
be in the hole
v.
borca girmek
305
Idioms
be out of the hole
v.
borçsuz olmak
306
Idioms
money burns a hole in someone's pocket
v.
cebi delik olmak
307
Idioms
have something burning a hole in your pocket
v.
cebi delik olmak
308
Idioms
make a hole in
v.
havasını söndürmek
309
Idioms
money burns a hole in someone's pocket
v.
eline geçen parayı hemen harcayan birisi olmak
310
Idioms
make a hole in
v.
gedik açmak
311
Idioms
need like a hole in the head
v.
hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
312
Idioms
be in a hole
v.
kapana kısılmak
313
Idioms
try to fit a square peg into a round hole
v.
olmayacak bir işi yapmaya çalışmak
314
Idioms
burn a hole in the pocket
v.
para suyunu çekmek
315
Idioms
get out of hole
v.
rahata ermek
316
Idioms
blow a hole in something
v.
(bütçede) delik açmak
317
Idioms
be in the hole
v.
(miktar para kadar) borçlu olmak
318
Idioms
blow a hole in something
v.
(fikirlerini/iddialarını) çürütmek
319
Idioms
make a hole in something
v.
(bütçede) delik açmak
320
Idioms
get out of hole
v.
zor ve sıkıntılı bir durumdan kurtulmak
321
Idioms
be in a hole
v.
zor durumda olmak
322
Idioms
go down the rabbit hole
v.
tavşan deliğine düşmek
323
Idioms
go down the rabbit hole
v.
kaosun içine düşmek
324
Idioms
go down the rabbit hole
v.
kurtlar sofrasına düşmek
325
Idioms
go down the rabbit hole
v.
kör kuyuya inmek
326
Idioms
dig (oneself) in a hole
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
327
Idioms
dig (oneself) in a hole
v.
kendini zor duruma düşürmek
328
Idioms
dig (oneself) in a hole
v.
kendini zora sokmak
329
Idioms
dig (oneself) in a hole
v.
kendini zarara sokmak
330
Idioms
dig (oneself) in a hole
v.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak
331
Idioms
dig (oneself) into a hole
v.
kendi kuyusunu kendi kazmak
332
Idioms
dig (oneself) into a hole
v.
kendini zor duruma düşürmek
333
Idioms
dig (oneself) into a hole
v.
kendini zora sokmak
334
Idioms
dig (oneself) into a hole
v.
kendini zarara sokmak
335
Idioms
dig (oneself) into a hole
v.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak
336
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendini utanç verici bir duruma düşürmek
337
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendi kendini sıkıntıya sokmak
338
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendi kendini dara sokmak
339
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendi başına çorap örmek
340
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendi başına iş açmak
341
Idioms
dig a hole for yourself
v.
kendi kendini sıkıntıya sokmak
342
Idioms
dig a hole for yourself
v.
kendi kendini dara sokmak
343
Idioms
dig a hole for yourself
v.
kendi başına çorap örmek
344
Idioms
dig a hole for yourself
v.
kendi başına iş açmak
345
Idioms
dig yourself a hole
v.
kendini kötü bir duruma sokmak
346
Idioms
dig yourself a hole
v.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
347
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendini kötü bir duruma sokmak
348
Idioms
dig yourself into a hole
v.
kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
349
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birinin) zor bir durumdan çıkmasına yardım etmek
350
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birinin) sıkıntılı bir durumdan kurtulmasına yardım etmek
351
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birini) kötü bir durumun içinden çıkarmak
352
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak
353
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
(kendini) zor bir durumdan kurtarmak
354
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
(kendini) sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
355
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
(kendini) kötü bir durumun içinden çıkarmak
356
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
(kendini) içinden çıkılması güç bir durumdan kurtarmak
357
Idioms
make hole
v.
petrol kuyusu açmak
358
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
359
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
360
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeyi) zerre kadar istememek
361
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
362
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
363
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
364
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeye) karşı hiç istek duymamak
365
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şeyi) hiç ama hiç istememek
366
Idioms
want (something) like (one wants) a hole in the head
v.
(bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
367
Idioms
make a hole in the water
v.
kendini suda boğmak
368
Idioms
make a hole in the water
v.
kendini suda boğarak öldürmek
369
Idioms
make a hole in the water
v.
suda intihar etmek
370
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyi) delmek
371
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir yere/şeye) delik açmak
372
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek
373
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyin) zayıf noktasını bulmak
374
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak
375
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek
376
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek
377
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyde) bir çatlak tespit etmek
378
Idioms
poke a hole in (something)
v.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek
379
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
duruma uygunsuz hareket etmek
380
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
bulunduğu yere hiç uygun olmamak
381
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
bulunduğu yerle/çevreyle alakası olmamak
382
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
bulunduğu yere ait olmamak
383
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
bulunduğu ortama/yaptığı işe uygun olmamak
384
Idioms
be a square peg (in a round hole)
v.
farklı olduğu için bulunduğu ortama kolay uyum sağlayamamak
385
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
cebi delik olmak
386
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
cebinde durmamak
387
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
çarçur olmak
388
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
elinden/cebinden akıp gitmek
389
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
elinden/cebinden uçup gitmek
390
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
suyunu çekmek
391
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
nereye harcayacağını şaşırmak
392
Idioms
be burning a hole in (one's) pocket
v.
harcamak için yanıp tutuşmak
393
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
cebi delik olmak
394
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
cebinde durmamak
395
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
çarçur olmak
396
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
elinden/cebinden akıp gitmek
397
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
elinden/cebinden uçup gitmek
398
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
suyunu çekmek
399
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
nereye harcayacağını şaşırmak
400
Idioms
be burning a hole in your pocket
v.
harcamak için yanıp tutuşmak
401
Idioms
blow a hole in
v.
-i çürütmek
402
Idioms
blow a hole in
v.
-in etkisini azaltmak
403
Idioms
blow a hole in something
v.
sistemde delik açmak
404
Idioms
blow a hole in something
v.
sistemi bozmak
405
Idioms
blow a hole in something
v.
bir şeyin etkinliğini azaltmak
406
Idioms
blow a hole in something
v.
bir şeyi sömürmek
407
Idioms
blow a hole in something
v.
bir şeyi azaltmak
408
Idioms
blow a hole in something
v.
bir şeyde sızıntı yaratmak
409
Idioms
burn a hole in (one's) pocket
v.
(birinin) parasını/elindekini avucundakini/cebindekini tüketmek
410
Idioms
burn a hole in (one's) pocket
v.
(birinin) ceplerini boşatmak
411
Idioms
burn a hole in (one's) pocket
v.
(birinin) parasının suyunu çektirmek
412
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birini) zor bir durumdan kurtarmak
413
Idioms
dig (someone) out of a hole
v.
(birini) zor bir durumdan çıkaracak bir yol bulmak
414
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
durumunu kurtarmak
415
Idioms
dig (oneself) out of a hole
v.
yeniden ayağa kalkmak/kaldırmak
416
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
cebi delik olmak
417
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
eline geçen parayı hemen harcamak
418
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
para cebinde durmamak
419
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
para geldiği gibi gitmek
420
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
parasının suyunu çektirmek
421
Idioms
money burns a hole in (one's) pocket
v.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
422
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
cebi delik olmak
423
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
eline geçen parayı hemen harcamak
424
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
para cebinde durmamak
425
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
para geldiği gibi gitmek
426
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
parasının suyunu çektirmek
427
Idioms
money burns a hole in pocket
v.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
428
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
cebi delik olmak
429
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
eline geçen parayı hemen harcamak
430
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
para cebinde durmamak
431
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
para geldiği gibi gitmek
432
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
parasının suyunu çektirmek
433
Idioms
money burns a hole in your pocket
v.
eline geçen tüm parayı harcamadan duramamak
434
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
435
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeyin) hiç gereği olmamak
436
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
437
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
438
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
439
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
440
Idioms
need (something) like (one) needs a hole in the head
v.
(bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
441
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
442
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeyin hiç gereği olmamak
443
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
444
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
445
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
446
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
447
Idioms
need something like a hole in the head
v.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
448
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
449
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeyin hiç gereği olmamak
450
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
451
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
452
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
453
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
454
Idioms
need something like you need a hole in the head
v.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
455
Idioms
poke a hole in
v.
-i delmek
456
Idioms
poke a hole in
v.
-e delik açmak
457
Idioms
poke a hole in
v.
-de bir hata tespit etmek
458
Idioms
poke a hole in
v.
-in zayıf noktasını bulmak
459
Idioms
poke a hole in
v.
-in çürük noktasını bulmak
460
Idioms
poke a hole in
v.
-de bir kusur tespit etmek
461
Idioms
poke a hole in
v.
-de bir eksiklik tespit etmek
462
Idioms
poke a hole in
v.
-in açığını bulmak/tespit etmek
463
Idioms
poke a hole in
v.
-de bir aksaklık tespit etmek
464
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyi) delmek
465
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyde) bir delik açmak
466
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyde) bir hata tespit etmek
467
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyin) zayıf noktasını bulmak
468
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyin) çürük noktasını bulmak
469
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyde) bir kusur tespit etmek
470
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyde) bir eksiklik tespit etmek
471
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyin) açığını bulmak/tespit etmek
472
Idioms
poke a hole through (something)
v.
(bir şeyde) bir aksaklık tespit etmek
473
Idioms
punch a hole in
v.
-de bir delik açmak
474
Idioms
put (someone or something) in a hole
v.
(birini/bir şeyi) zor/güç bir duruma sokmak
475
Idioms
put (someone or something) in a hole
v.
(birini/bir şeyi) sıkıntıya sokmak
476
Idioms
pick a hole in
v.
kusur bulmak
477
Idioms
pick a hole in
v.
lekelemek
478
Idioms
pick a hole in
v.
şaibeli hale getirmek
479
Idioms
pick a hole in
v.
açığını bulmak
480
Idioms
can't see a hole in a ladder
expr.
aptal
481
Idioms
like the black hole of calcutta
expr.
çok sıcak
482
Idioms
like the black hole of calcutta
expr.
cehennem gibi
483
Idioms
hole-in-the-corner
expr.
gizli
484
Idioms
like the black hole of calcutta
expr.
havasız
485
Idioms
have something burning a hole in your pocket
expr.
harcanacak para cepte durmaz
486
Idioms
can't see a hole in a ladder
expr.
önünü göremeyecek kadar sarhoş
487
Idioms
can't see a hole in a ladder
expr.
sarhoş
488
Idioms
out of the hole
expr.
borçtan kurtulmuş
489
Idioms
out of the hole
expr.
borçsuz
490
Idioms
out of the hole
expr.
borcunu ödeyip düze çıkmış
Speaking
491
Speaking
fire in the hole
n.
bomba atıyorum
492
Speaking
I'm five hundred dollars in the hole
expr.
beşyüz dolar içerdeyim
493
Speaking
there's a hole in the wall to the next room
expr.
duvarda yan odaya bakan bir delik var
494
Speaking
stay away from that hole
expr.
o delikten uzak dur
495
Speaking
I'm gonna get you out of that hell hole
expr.
seni o cehennem deliğinden kurtaracağım
496
Speaking
I'm gonna get you out of that hell hole
expr.
seni o cehennem deliğinden çıkaracağım
Trade/Economic
497
Trade/Economic
black hole
n.
bir kuruma ait büyük miktarda borç
498
Trade/Economic
hole puncher
n.
delgeç
499
Trade/Economic
hole maker
n.
delgeç
500
Trade/Economic
hole punch
n.
delgeç
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hole
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy