minute - Turco Inglés Diccionario

minute

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "minute" en diccionario turco inglés : 47 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
minute n. dakika
I have to say that I was expecting every group to ask me for this minute of speaking time.
Şunu söylemeliyim ki, her grubun benden bir dakikalık konuşma süresi istemesini bekliyordum.

More Sentences
General
minute n. an
I forgot to breathe for a minute.
Bir an nefes almayı unuttum.

More Sentences
minute n. dakika
I will now use my second minute to talk about Slovenia.
Şimdi ikinci dakikamı Slovenya hakkında konuşmak için kullanacağım.

More Sentences
minute v. tutanak tutmak
Those remarks will be Minuted.
Bu açıklamalar tutanak altına alınacaktır.

More Sentences
minute adj. minik
Minute particles are hard to see with the naked eye.
Minik parçacıkları çıplak gözle görmek zordur.

More Sentences
minute adj. çok küçük
In other words they are minute.
Başka bir deyişle çok küçükler.

More Sentences
Math
minute n. dakika
We waited for 15 minutes for a table.
Bir masa için 15 dakika bekledik.

More Sentences
General
minute n. bir saatin altmışta biri
minute n. tutanak
minute n. zabıt
minute n. zabıtname
minute n. rapor
minute n. bir dakika içinde alınabilecek mesafe
minute n. dakika yayı
minute n. bir derecenin altmışta birine eşit olan açısal mesafe birimi
minute n. lahza
minute n. zamanda belirli bir nokta
minute n. kısa fakat tanımlanmamış zaman dilimi
minute n. çeyrek peninin yarısına eşdeğer eski bir sikke
minute v. zabıt tutmak
minute v. dakikasına kadar belirlemek
minute v. kesinleştirmek
minute v. zamanı, hızı veya süreyi not etmek
minute v. zamanlamak
minute v. not etmek
minute v. memoranduma kayıt etmek
minute adj. titiz
minute adj. küçücük
minute adj. çok ince
minute adj. ufacık
minute adj. önemsiz
minute adj. ayrıntılı
minute adj. dakik
minute adj. çok ufak
minute adj. sıkı
minute adj. dikkatli
minute adj. çok titiz
minute adj. çok küçük detaylara büyük özen gösteren ve titizlikle yaklaşan
Trade/Economic
minute n. tutanak
Law
minute n. bazı geçici meselelerle ilgili iskoç mahkemesine gönderilen yazılı beyanname
minute n. bazı geçici meselelerle ilgili iskoç mahkemesine gönderilen yazılı beyannameye karşılık mahkemenin emir ve gerekçelerini bildiren cevap
Technical
minute n. detaylı bir projenin ilk evresini gösteren kabataslak çizim
Architecture
minute n. modülün sabitlenmiş kısmı
Gastronomy
minute adj. süratli hazırlanan
Geography
minute n. denizci mili
minute n. coğrafi mil
Theatre
minute n. dakikalama

Significados de "minute" con otros términos en diccionario inglés turco: 386 resultado(s)

Inglés Turco
General
minute hand n. yelkovan
The clock has two hands, an hour hand and a minute hand.
Saatin iki ibresi vardır, bir akrep ve bir yelkovan.

More Sentences
last minute n. son dakika
I asked at the very last minute to give an explanation of vote on both the Müller and Grossetête reports.
Son dakikada hem Müller hem de Grossetête raporlarının oylamasına ilişkin bir açıklama yapılmasını istedim.

More Sentences
a minute n. bir dakika
I would like to ask you to observe a minute's silence to pay homage to all the victims.
Sizlerden tüm kurbanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

More Sentences
one minute n. bir dakika
I shall devote my one minute of speaking time to this topic.
Bir dakikalık konuşma süremi bu konuya ayıracağım.

More Sentences
last-minute adj. son dakika
This digital marketing product will provide users with last-minute weekend hotel packages.
Bu dijital pazarlama ürünü, kullanıcılara son dakika hafta sonu otel paketleri sunacak.

More Sentences
five-minute adj. beş dakikalık
I do not believe I can improvise a five-minute speech on budgetary affairs.
Bütçe konularında beş dakikalık bir konuşmayı doğaçlama yapabileceğime inanmıyorum.

More Sentences
in a minute adv. bir dakikada
What can I add in a minute?
Bir dakika içinde ne ekleyebilirim?

More Sentences
to the minute adv. tam
The plane landed at 6 o'clock to the minute.
Uçak tam altıda indi.

More Sentences
every minute adv. her dakika
These events are occurring every day, every hour and perhaps every minute.
Bu olaylar her gün, her saat ve belki de her dakika meydana gelmektedir.

More Sentences
any minute adv. her an
The concert will start any minute now!
Konser her an başlayabilir!

More Sentences
just a minute interj. bir dakika
But joking apart, what can I say to you in just a minute?
Ama şaka bir yana, bir dakika içinde size ne söyleyebilirim?

More Sentences
wait a minute! interj. bir dakika!
Wait a minute, how could that be?
Bir dakika, bu nasıl olabilir?

More Sentences
Colloquial
every minute counts expr. her dakika önemli
And when it comes to saving and sustaining lives, every minute counts.
Hayat kurtarmak ve sürdürmek söz konusu olduğunda her dakika önemlidir.

More Sentences
wait a minute expr. durun bir dakika
But wait a minute, there is a problem.
Ama durun bir dakika, bir sorun var.

More Sentences
wait a minute expr. bir dakika bekleyin
Will you please just wait a minute?
Lütfen bir dakika bekler misiniz?

More Sentences
any minute now expr. birazdan
He will be here any minute now.
Birazdan burada olacak.

More Sentences
Speaking
wait a minute expr. bekle bir dakika
Wait a minute, Tom!
Bekle bir dakika, Tom!

More Sentences
General
revs per minute n. devir sayısı
minute gun n. tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top
official minute book n. kararname defteri
last minute flight n. son dakika uçuşu
the minute hand n. saat yelkovanı
minute book n. tutanak defteri
last minute goal n. son dakika golü
revolutions per minute n. devir sayısı
lines per minute n. dakikadaki satır sayısı
minute amount n. yok denecek kadar
minute amount n. yok denecek kadar az
last-minute goal n. son dakika golü
minute quantity n. küçük miktar
minute hand n. (saat) yelkovan
minute hand n. saat yelkovanı
minute hand n. dakika kolu
a minute inquiry n. detaylı inceleme
a last minute development n. bir son dakika gelişmesi
last-minute change n. son dakika değişikliği
hour and minute hand n. akrep ve yelkovan
last minute deal n. son dakika anlaşması
the minute n. -er'-mez
the minute n. en kısa zamanda
mam (milliampere minute) n. miliamper dakika
half-minute n. lahza
half-minute n. yarım dakika
half-minute n. kısa süre
half-minute n. an
wpm (words per minute) n. dakika başına kelime
words per minute n. (konuşurken veya yazarken) kelimelerin kullanım hızı
wpm (words per minute) n. kelime/dakika
words per minute n. kelime/dakika
words per minute n. dakika başına kelime
minute-jack n. vefasız kimse
minute glass n. kum saati
minute-jack n. zamane adamı
minute-jack n. bazı fantastik saatlerde saat başı zili çalan figür
minute-jack n. sadakatsiz kimse
minute [obsolete] n. önemsiz şey
minute [obsolete] n. çok küçük şey
minute [obsolete] n. ince detay
minute bell n. ölüm veya cenaze olduğunu bildirmek üzere dakikada bir çalınan çan
minute mark n. kronolojik, coğrafi veya matematiksel dakikaları ifade etmek için kullanılan işaret
count per minute n. dakika başı frekans
counts/minute n. dakika başı frekans
four-minute man n. bir mili dört dakikadan kısa sürede tamamlayan koşucu
keep minute of silence v. saygı duruşunda bulunmak
keep silence minute v. saygı duruşunda bulunmak
write to minute v. tutanağa geçirmek
leave something to the last minute v. son ana bırakmak
report a minute of dissent v. muhalefet şerhi koymak
come at the last minute v. son dakikada gelmek
come at the last minute v. son anda gelmek
miss it by a minute v. bir dakikayla kaçırmak
take a fifteen minute break v. on beş dakika ara vermek
take a fifteen minute break v. on beş dakika mola vermek
arrive at the last minute v. son dakikada gelmek/varmak
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. başını yastığa koyar koymaz uyumak
fall asleep the minute one's head hits the pillow v. kafasını yastığa koyar koymaz uyumak
last-minute adj. son an
up-to-the-minute adj. en son
up-to-the-minute adj. en yeni
minute-by-minute adj. dakika dakika
five-minute adj. beş dakika süren
in a minute adv. şimdi
in a minute adv. hemen
to the last minute adv. son dakikaya kadar
the minute (that) adv. dığı an
to the minute adv. dakikası dakikasına
up to the minute adv. son derece modern
at the last minute adv. tam zamanında
in a minute adv. bir anda
to the very minute adv. dakikası dakikasına
in a minute adv. bir dakikada hemen
until the last minute adv. yumurta kapıya dayanamadan
a minute ago adv. daha demin
every passing minute adv. her geçen dakika
in minute detail adv. dakikası dakikasına
in minute detail adv. dakikasına kadar
twice a minute adv. dakikada iki defa
twice a minute adv. dakikada iki kere
twice a minute adv. dakikada iki kez
twice a minute adv. dakikada iki sefer
ten times a minute adv. dakikada on kere
ten times a minute adv. dakikada on kez
ten times a minute adv. dakikada on sefer
ipm (inches per minute) abrev. inç/dakika
Phrases
in minute detail adv. en ince ayrıntısına kadar
Colloquial
one minute past midnight n. gece yarısını bir geçe
half a minute n. çok kısa bir süre
half a minute n. bir dakikadan az süre
half a minute n. yarım dakika
a hot minute n. çok kısa bir süre
a hot minute n. hemen
a hot minute n. bir dakikaya kalmaz
be a minute late v. bir dakika geç kalmak
in (just) a minute adv. hemen
wait a minute please interj. biraz bekleyin lütfen
one minute please interj. bir dakika lütfen
hang on a minute expr. bir dakika bekle
hang on a minute expr. biraz bekle
in the last minute expr. son dakikada
in the last minute expr. son anda
at the last minute expr. son anda
at the last minute expr. son dakikada
every minute counts expr. geçen her dakika önemli
every minute counts expr. kaybedecek zamanımız yok
just catch your breath a minute expr. dur da biraz soluklan
in just a minute expr. (çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde
in (just) a minute expr. çabucak
in (just) a minute expr. hemen
half a minute expr. çok kısa bir süre
not for a minute expr. asla
not for one minute expr. hiçbir zaman
not for one minute expr. hiç
not for a minute expr. zerre kadar bile değil
not for a minute expr. hiç
not for one minute expr. bir dakika bile
not for one minute expr. katiyen
not for one minute expr. zerre kadar bile değil
not for a minute expr. bir dakika bile
not for a minute expr. hiçbir zaman
not for a minute expr. katiyen
not for one minute expr. asla
inym (in a new york minute) expr. derhal
inym (in a new york minute) expr. hızlıca
inym (in a new york minute) expr. hemen
inym (in a new york minute) expr. tez zamanda
(at) any minute (now) expr. eli kulağında
(at) any minute (now) expr. çok yakında
minute something happens expr. bir şey olduğu anda
(at) any minute (now) expr. her an
minute something happens expr. bir şey olur olmaz
not a minute too soon expr. son dakikada
not a minute too soon expr. ucu ucuna
(at) any minute (now) expr. neredeyse
not a minute too soon expr. tam zamanında/vaktinde
not a minute too soon expr. son anda
minute something happens expr. bir şey olduğu an
the minute/moment (that) expr. … olur olmaz
the minute/moment (that) expr. … olduğu anda
any minute now expr. çok yakında
any minute now expr. her an
any minute now expr. eli kulağında
any minute now expr. neredeyse
with you in a minute expr. birazdan yanına/yanınıza geleceğim
with you in a minute expr. birazdan sana/size katılacağım
with you in a minute expr. hemen geliyorum
with you in a minute expr. sizi/seni biraz bekleteceğim
with you in a minute expr. bir iki dakikaya geliyorum
with you in a minute expr. biraz beklersen/beklerseniz hemen geliyorum
(at) any minute/moment (now) expr. her an
(at) any minute/moment (now) expr. çok yakında
any minute now expr. her an
any minute now expr. birkaç dakikaya
any minute/moment expr. neredeyse
any minute/moment expr. çok yakında
any minute now expr. birkaç dakika içinde
(at) any minute/moment (now) expr. birazdan
(at) any minute/moment (now) expr. birkaç dakika içinde
(at) any minute/moment (now) expr. birkaç dakikaya
(at) any minute/moment (now) expr. yakında
any minute/moment expr. her an
any minute now expr. neredeyse
any minute/moment expr. birazdan
(at) any minute/moment (now) expr. neredeyse
any minute now expr. çok yakında
(at) any minute/moment (now) expr. eli kulağında
any minute/moment expr. eli kulağında
at the last minute/moment expr. son anda
at the last minute/moment expr. giderayak
at the last minute/moment expr. son dakikada
this (very) minute expr. şu an
this (very) minute expr. çabuk
this (very) minute expr. derhal
this (very) minute expr. tam şu an
this (very) minute expr. acilen
this (very) minute expr. hemen
Idioms
a new york minute n. anında
a new york minute n. hemen
a new york minute n. çabuk
a new york minute n. hızlı
a new york minute n. kısa bir süre
a new york minute n. hızla
talk a mile a minute v. çan çan etmek
not have a minute to call your own v. kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
not have a minute to call your own v. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
not have a minute to call your own v. çok meşgul olmak
be a laugh a minute v. (olumsuz anlamda) çok komik olmak
move mile a minute v. hızla gitmek
go mile a minute v. hızla gitmek
talk a mile a minute v. motor gibi konuşmak
talk a mile a minute v. hızlı konuşmak
speak a mile a minute v. bıdı bıdı konuşmak
speak a mile a minute v. motor gibi konuşmak
speak a mile a minute v. hızlı konuşmak
speak a mile a minute v. çan çan etmek
speak a mile a minute v. acele acele konuşmak
speak a mile a minute v. hızlı hızlı konuşmak
give (someone) a minute v. (birine) bir dakika/dakikalığına izin vermek
give (someone) a minute v. (birine) bir dakika müsaade etmek
give (someone) a minute v. (birine) bir dakika vermek
not have a minute to call (one's) own v. çok meşgul olmak
not have a minute to call (one's) own v. kafasını kaşıyacak zamanı olmamak
not have a minute to call (one's) own v. kafasını kaşıyacak vakti olmamak
this minute adv. hemen
until the very last minute expr. son dakikaya kadar
in a new york minute expr. çabucak
in a new york minute expr. hemencecik
a laugh a minute expr. çok komik ve eğlenceli
mile a minute expr. hızla
hot minute expr. çok kısa bir süre
one minute to midnight expr. son anda
one minute to midnight expr. kapıda
one minute to midnight expr. çok yakın
one minute to midnight expr. çok yakında
one minute to midnight expr. son dakikada
one minute to midnight expr. ramak kala
one minute to midnight expr. son dakika
a mile a minute expr. hızla
a mile a minute expr. acele acele
a mile a minute expr. motor gibi
a mile a minute expr. çabuk çabuk
a mile a minute expr. çok hızlı
half a minute expr. göz açıp kapayıncaya kadar
half a minute expr. kısacık bir süre
half a minute expr. çok kısa bir süre
laugh a minute expr. çok eğlenceli
laugh a minute expr. çok komik
minute happens expr. olduğu an
minute happens expr. olduğu anda
minute happens expr. olur olmaz
Speaking
every minute of it n. her dakikası
I have not a minute to spare expr. kaybedecek hiç vaktim yok
I'll come in a minute or two expr. bir iki dakikaya kadar geleceğim
up to the minute expr. en son
up to the minute expr. en güncel
up to the minute expr. en iyi
wait a minute please expr. lütfen biraz bekleyin
when you get a minute expr. uygun olduğunda
when you get a minute expr. müsait olduğunda
the minute someone's back is turned expr. arkasını döner dönmez
the minute someone's back is turned expr. sırtını döner dönmez
when you get a minute expr. müsait olduğunuzda
it's gonna start raining in one minute expr. bir dakika içinde yağmur başlayacak
your dad's going to be here any minute expr. baban her an gelebilir
leave us alone for a minute expr. bizi bir dakikalığına yalnız bırak
the minute it opens expr. açar açmaz
the minute it opens expr. açılır açılmaz
call me the minute you get to town expr. şehre geldiğin an beni ara
can you give us a minute? expr. bize bir dakika izin verebilir misin?
hold on for a minute! expr. bekle bir dakika!
hold on for a minute! expr. bir dakika bekle!
hold on a minute! expr. bir dakika bekle!
hold on a minute! expr. bekle bir dakika!
can I speak to you a minute? expr. bir dakika konuşabilir miyiz?
just give us a minute expr. bize bir dakika izin verin
what he says one minute doesn't mean anything the next expr. bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor
what she says one minute doesn't mean anything the next expr. bir dakika önce söylediği bir dakika sonrasını tutmuyor
what you say one minute doesn't mean anything the next expr. bir dakika önce söylediğin bir dakika sonrasını tutmuyor
just a minute (you) expr. sen dur bakalım
give us a minute expr. bize bir dakika müsaade edin
there's a sucker born every minute expr. dünya enayi ile dolu
call me the minute you arrive expr. varır varmaz beni ara
someone will be with you in a minute expr. birazdan birisi sizinle ilgilenecek
there's one born every minute expr. salaklık parayla değil ya
can you give us a minute? expr. bize bir dakika izin verir misin?
can you give us a minute? expr. bize bir dakika izin verir misiniz?
can you give us a minute? expr. bize bir dakika izin verebilir misiniz?
do you have a minute? expr. bir dakikanız var mı?
do you have a minute? expr. 1 dakikanız var mı?
wait up a minute expr. bir dakika
I'll be there in a minute expr. bir dakikaya orada olacağım
I won't be a minute expr. bir dakika bile sürmez (geliyorum hemen)
let me think for a minute expr. bir dakika düşüneyim
let me think for a minute expr. bir dakika düşünmeme izin ver
can I talk to you for a minute? expr. bir dakika konuşabilir miyiz?
I fall asleep the minute my head hits the pillow expr. kafamı yastığa koyar koymaz uyurum
I fall asleep the minute my head hits the pillow expr. başımı yastığa koyar koymaz uyurum
Trade/Economic
minute book n. yönetim kurul toplantı tutanakları defteri
minute book n. yönetim kurulu toplantı tutanakları defteri
verification minute n. inceleme tutanağı
minute book n. zabıt defteri
minute book n. karar defteri
minute book n. tutanak defteri
man-minute n. bir dakikada yapılan iş
man-minute n. adam dakika
man-minute n. iş dakikası
man-minute n. bir iş dakikası
lien minute n. haciz tutanağı
last minute risk analysis (lmra) n. son dakika risk analizi
rpm (revenue per minute) abrev. dakika başına gelir
Law
minute taker n. duruşma tutanağını tutan/yazan/kayda geçen kişi
Politics
one minute darkening for incessant enlightening n. sürekli aydınlık için bir dakika karanlık
one minute speech n. gündem dışı konuşma
Institutes
department of minute services n. tutanak hizmetleri başkanlığı
Tourism
last minute sales n. son dakika satışları
Technical
revolution per minute n. dakikada devir sayısı
ampere minute n. amper dakika
limit minute value n. sınır dakika değeri
revolutions per minute n. dakikada devir sayısı
revolutions per minute n. dönü/dakika
revolution per minute n. dakikada devir adedi
revolution per minute n. dakikadaki devir sayısı
bpm-beat per minute n. dakika başı vuruş sayısı
rounds per minute n. atış/dakika (ateşli silah)
rounds per minute n. dönüş/dakika
gallons per minute n. dakikada galon
one-minute wire n. bir dakika teli
revolutions per minute n. dakikadaki devir sayısı
single minute exchange of dies (smed) n. tekli dakikalarda kalıp değişimi
minute of angle n. açısal dakika
minute of angle n. açı dakikası
yards per minute (ypm) n. bir dakikada yarda cinsiden kat edilen mesafeyi temsil eden bir hız birimi
feet per minute n. 1 dakikada kat edilmiş fit sayısını gösteren hız birimi
feet per minute n. dakika başına fit
moa (minute of angle) abrev. açısal dakika
moa (minute of angle) abrev. açı dakikası
Computer
unknown pages per minute n. dakikada bilinmeyen sayfa sayısı
send time minute n. gönderme dakikası
cheap time begin minute n. indirimli tarife başlangıç dakikası
cheap time end minute n. indirimli tarife son dakikası
pages per minute expr. sayfa/dakika
by minute expr. dakikaya göre
one hour and one minute expr. bir saat ve bir dakika
Telecom
minute minder n. dakika hatırlatıcı
minute minder n. faaliyet hatırlatıcı
Automotive
revolutions per minute n. dakikadaki devir sayısı
revolutions per minute n. devir/dakika
revolution per minute n. devir/dakika
revolutions per minute n. motor devri
liters per minute n. litre/dakika
revolutions per minute n. dakikadaki devir sayısı
gallons per minute expr. galon/dakika
cubic feet per minute expr. fit küp/dakika
Aeronautic
feet per minute n. dakikadaki feet
Medical
rate per minute n. dakikadaki hız
minute volume n. dakika hacmi
maximum minute ventilation n. maksimum dakika ventilasyonu
six-minute walking test n. altı dakika yürüme testi
three-minute schirmer test n. üç dakikalık schirmer testi
Parasitology
minute mite n. peynir kurdu
Food Engineering
revolution per minute n. devir/dakika
Gastronomy
minute steak n. çabuk pişen ince biftek
Math
minute of arc n. bir derecenin altmışta birine eşit olan açısal mesafe birimi
Physics
meters per minute n. metre/dakika
meters per minute n. dakikadaki metre
meters per minute n. bir dakikada kat edilen metre sayısını temsil eden bir hız ölçü birimi
light minute n. ışığın bir dakikada boşlukta aldığı mesafe
History
four-minute man n. (i. dünya savaşında) devlet tahvilini satmak için kısa konuşma yapan kimse
Environment
disintegration per minute n. dakikadaki parçalanma hızı
Military
minute gun n. merasim topu
gallons per minute n. dakikada galon
revolutions per minute n. dakikada devir sayısı
Football
last minute winning goal n. son dakikada gelen galibiyet golü
last-minute goal n. son dakika golü
last-minute goal n. son dakikada gelen gol
Music
beats per minute n. müziğin 60 saniyede gerçekleşen vuruş sayısı ile ölçülen hızı
Printery
lpm (lines per minute) abrev. dakikadaki satır sayısı
Slang
four minute job n. duş
last minute helper n. iş işten geçtikten sonra yardıma gelen kimse
new york minute [usa] n. göz açıp kapayana kadarki süre
new york minute [usa] n. çok kısa zaman aralığı
there is one born every minute expr. beyin bedava
Modern Slang
ain't bigger than a minute expr. ufak tefek
ain't bigger than a minute expr. çelimsiz
ain't bigger than a minute expr. bir sıkımlık canı olan
ain't bigger than a minute expr. çelimsiz ve kimsesiz
Star Wars
standard minute n. standart dakika