ruhsal - Turco Inglés Diccionario
Historia

ruhsal



Significados de "ruhsal" en diccionario inglés turco : 19 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
ruhsal spiritual adj.
ruhsal mental adj.
General
ruhsal inward adj.
ruhsal spiritual adj.
ruhsal inner adj.
ruhsal mental adj.
ruhsal psychologic adj.
ruhsal psychological adj.
ruhsal incarnate adj.
ruhsal incorporate adj.
ruhsal innerly [scotland] adj.
ruhsal supersensual adj.
ruhsal supersubstantial adj.
Politics
ruhsal mental adj.
Medical
ruhsal psychic adj.
ruhsal psychical adj.
Psychology
ruhsal psychic adj.
ruhsal psychological adj.
Archaic
ruhsal home-felt adj.

Significados de "ruhsal" con otros términos en diccionario inglés turco: 234 resultado(s)

Turco Inglés
General
bireyin ruhsal güçlerinin farkına varması unfoldment n.
ruhsal durum state of mind n.
ruhsal durum frame of mind n.
ruhsal özürlü mentally deranged person n.
ruhsal denge psychological balance n.
ruhsal depresyon mental depression n.
savaş görmüş kimselerde görülen ruhsal çöküntü battle fatigue n.
ruhsal denge balance n.
ruhsal tedavi teknolojisi dianetics n.
ruhsal durum vein n.
ruhsal durum habit of mind n.
ruhsal durum mood n.
ruhsal gelişme psychological development n.
ruhsal gelişme mental development n.
fiziksel veya ruhsal acı veren durum tormenting n.
ruhsal zenginlik spiritual richness n.
ruhsal gelişimcilik spiritual developmentalism n.
ruhsal rahatlık spiritual comfort n.
ruhsal yenilenme seyahati journey of spiritual renewal n.
ruhsal/tinsel uygulama spiritual practice n.
ruhsal amaç spiritual goal n.
antik mısır inanışına göre ruhsal beden ka n.
ruhsal seyahat spiritual journey n.
ruhsal sağlık emotional health n.
ruhsal ışık halkası spiritual halo n.
ruhsal önem spiritual significance n.
ruhsal dönüşüm metanoia n.
ruhsal denge equilibrium n.
ruhsal boşluğa düşme blankness n.
ruhsal bozuklukların önlenmesi, teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen, psikiyatri ve sosyal hizmet gibi çeşitli dallardan oluşan alan mental health n.
fiziksel veya ruhsal yenilenme kaynağı brace n.
şiddetli ruhsal çöküntü dönemi hump [uk] n.
tamamıyla ruhsal olan form veya yorum mystery n.
ruhsal canlanma music n.
bedeni olmayan ruhsal daimones n.
ruhsal sağlamlık grit n.
ruhsal çöküntü rot n.
ruhsal sorun psychological problem n.
ruhsal sorun mental problem n.
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak aydınlatıcı kimse illuminator n.
kültürel veya ruhsal aydınlanma illustration [obsolete] n.
ruhsal zayıflık inanition n.
ruhsal varlık incorporeal n.
zihinsel ve ruhsal değer arayışı pilgrimage n.
ruhsal arındırma cleansing n.
ruhsal dinginlik countenance n.
ruhsal farkındalık feel n.
şiddetli ruhsal bozukluk feeling n.
farklı zamanlarda meydana gelen ruhsal aydınlanma interspiration [obsolete] n.
ruhsal durum pose n.
yüksek mertebeden ruhsal varlık principality n.
kişinin fiziksel varlığı ile ruhsal varlığı arasındaki bağlantı silver cord n.
cinneti andıran ruhsal bozukluk frenzy n.
öğrenme güçlüğü çeken, fiziksel engelli veya ruhsal bozukluğu olan kimselere hizmet veren, yerel yönetim sorumluluğundaki merkez social education centre n.
ruhsal olarak temizlemek baptise v.
ruhsal olarak arındırmak baptise v.
ruhsal olarak temizlemek baptize v.
ruhsal olarak arındırmak baptize v.
ruhsal özelliklerini elinden almak unsoul v.
ruhsal özelliklerinden etmek unspiritalize v.
ruhsal özelliklerinden etmek unspiritalise v.
ruhsal özelliklerinden etmek unspiritualize v.
ruhsal özelliklerinden etmek unspiritualise v.
(doğaüstü yaratık, ruhsal durum) peyda olmak descend v.
(doğaüstü yaratık, ruhsal durum) tezahür etmek descend v.
duygusal veya ruhsal çalkantı içinde olmak churn v.
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak aydınlatmak illustrate [obsolete] v.
ruhsal durumunu etkilemek strike v.
acı (ruhsal) hurt adj.
ruhsal durumu birdenbire değişen mercurial adj.
ruhsal özürlü mentally handicapped adj.
ruhsal özürlü lunatic adj.
ruhsal açıdan sağlıklı olmayan morbid adj.
yarı-ruhsal semi-spiritual adj.
ruhsal yönü eksik kalmış earthbound adj.
ruhsal olmayan unghostly adj.
ruhsal açıdan zarar görmemiş unharmed adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiye ait mind-body adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiyi içeren mind-body adj.
kişinin bedensel sağlığı ve ruhsal durumu arasındaki karşılıklı ilişkiden kaynaklanan mind-body adj.
tamamen ruhsal platonic adj.
ruhsal olarak mentally adv.
ruhsal olarak psychologically adv.
ile ruhsal birlik içinde in prep.
Phrasals
ruhsal/duygusal bir sorunla baş etmeye çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunla yüzleşmeye çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunun üstüne gitmeye çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunla başa çıkmaya çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunun üstesinden gelmeye çalışmak exorcise out v.
ruhsal/duygusal bir sorunla baş etmeye çalışmak exorcise out of v.
ruhsal/duygusal bir sorunu içinden atmaya çalışmak exorcise out of v.
(birini duygusal/zihinsel/ruhsal) bir alana sokmak tap (one) into (something) v.
(ahlaki veya ruhsal kirlilikten) kendini arındırmak cleanse (away) v.
Phrases
bedensel ve ruhsal olarak in body and mind adv.
Proverb
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha acı vericidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
ruhsal rahatsızlıklar bedensel rahatsızlıklardan daha zordur diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
ruhsal acı bedensel acıdan daha zordur/tehlikelidir diseases of the soul are more dangerous than those of the body v.
Colloquial
ruhsal çöküntü/bunalım dönemi blue devils n.
birine kendini ruhsal veya fiziksel olarak zayıf hissettirmek knock the stuffing out of somebody v.
ruhsal dengesi yerine gelme (oneself) again expr.
Idioms
ruhsal bozukluk chemical imbalance n.
ruhsal varlık ghostly presence n.
ruhsal varoluş ghostly presence n.
manevi/ruhsal mevcudiyet ghostly presence n.
ruhsal ölümün simgesi bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something n.
ruhsal durum a frame of mind n.
birinin ruhsal durumu one's frame of mind n.
ruhsal/zihinsel çöküntüye uğramak go to pieces v.
ruhsal açıdan rahatlamak be at peace v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak able to take just so much v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak able to take just so much v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek able to take just so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek able to take just so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek able to take just so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek able to take just so much v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıyı kaldıramamak able to take only so much v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya dayanamamak able to take only so much v.
fazla fiziksel/ruhsal sıkıntıya tahammül edememek able to take only so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıyı bir yere kadar kaldırabilmek able to take only so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar dayanabilmek able to take only so much v.
fiziksel/ruhsal sıkıntıya bir yere kadar tahammül edebilmek able to take only so much v.
ruhsal problem yaşayan (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
ruhsal dengesi bozulmuş (as) messed up as hogan's goat [dated] adj.
ruhsal problem yaşayan (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
manevi/ruhsal çöküntüye uğrayan (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
ruhsal dengesi bozulmuş (as) screwed up as hogan's goat [dated] adj.
Technical
ruhsal tedavi psychotherapy n.
Medical
özellikle işitme sinirinde ruhsal açıdan sağlıklı olmayan değişime bağlı olarak sinir sisteminin bazı bölümlerinde ortaya çıkan bir tür sağırlık nervous deafness n.
ruhsal gerginliğe bağlı sinirsel öksürük nervous cough n.
ruhsal iletişim psychic communication n.
ruhsal sapınç mental aberration n.
ruhsal bozukluklar mental disorders n.
ruhsal yönden tedavi edici bir şekilde psychotherapeutically n.
ruhsal muayene mental examination n.
ruhsal olay psychic phenomena n.
ruhsal sonuçlar psychiatric consequences n.
ruhsal muayene bulguları mental examination findings n.
ruhsal hastalıkların tedavisi için ilaçlardan yararlanılması psychochemotherapy n.
ruhsal körlük psychical blindness n.
ruhsal körlük visiual agnosia n.
ruhsal körlük psychic blindness n.
ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı dsm (diagnostic and statistical manual of mental disorders) abrev.
Psychology
yüce hissettiren bir ruhsal dönüşüm geçirme transfiguration n.
bedensel kaynaklı ruhsal rahatsızlıklar somatopsychic disorders n.
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma neologism n.
bazı ruhsal sorunlardan ötürü yeni kelimeler uydurma neology n.
fiziksel veya ruhsal bir eksikliği gidermek için gösterilen çaba overcompensation n.
kronik ruhsal hastalık chronic mental illness n.
narkotik ilaç uygulanışını takiben bilinç uyuşukluğu meydana getirilen hastada ruhsal çatışmaya sebep olan faktörlerin öğrenilmesini psikoanalist tarafından uygun telkinler yapılması esasına dayanan psikoterapi yöntemi narcotherapy n.
organik ruhsal rahatsızlıklar organic mental disorders n.
ruhsal çöküntü depression n.
ruhsal dönüşüm spiritual transformation n.
ruhsal iyileştirim psychiatric rehabilitation n.
ruhsal bozukluk mental disorder n.
ruhsal psikoloji spiritual psychology n.
ruhsal tecrit psychic isolation n.
ruhsal-fiziksel paralelcilik psychophysical parallelism n.
ruhsal atalet psychic inertia n.
ruhsal durumun mutlulukla mutsuzluk arasında değişmesi cyclothymia n.
ruhsal zaman psychological time n.
ruhsal evrenseller psychological universals n.
ruhsal gerçeklik psychic reality n.
ruhsal kökenli amnezi psychogenic amnesia n.
ruhsal bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı diagnostic and statistical manual of mental disorders n.
ruhsal iktidarsızlık psychic impotence n.
ruhsal aygıt psychic apparatus n.
ruhsal birlik psychic unity n.
ruhsal bozuklukların tedavisi treatment of psychiatric disorders n.
ruhsal intihar psychic suicide n.
ruhsal belirlemecilik psychic determinism n.
ruhsal çöküntü psychological breakdown n.
ruhsal bozukluk psychological disorder n.
ruhsal rahatsızlıklar mental disorders n.
ruhsal cinsel psycho sexual n.
ruhsal sorunları olan vaka mental case n.
ruhsal durum çizelgesi mood chart n.
ruhsal durum denetimi mood control n.
ruhsal bozukluk disturbance n.
ruhsal bozukluk mental disturbance n.
ruhsal kökenli füj psychogenic fugue n.
ruhsal hijyen mental hygiene n.
ruhsal iç çatışma intrapsychic conflict n.
ruhsal kökenli rahatsızlıklar psychogenic disorders n.
ruhsal bozukluk mental illness n.
ruhsal onanizm psychic onanism n.
ruhsal travma psychic trauma n.
ruhsal bozukluk folie n.
ruhsal bozukluk mental agitation n.
tanısız ruhsal rahatsızlık unspecified mental disorder n.
ruhsal hastalık ve yönelim bozukluğu mental unsoundness n.
ruhsal bozukluk hypopsychosis n.
görünürde fiziksel bir neden olmaksızın felç veya körlük gibi fiziksel semptomların görüldüğü bir ruhsal bozukluk hysteria n.
şiddetli duygu patlamaları ve duyusal ve motor işlev bozuklukları ile karakterize bir ruhsal bozukluk hysterical neurosis n.
zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk conversion hysteria n.
zihinsel çatışmaların somatik tepkilere dönüştüğü ruhsal bozukluk conversion reaction n.
nesneleri zihinsel ya da ruhsal güçle hareket ettiren telekinetic adj.
nesneleri zihinsel ya da ruhsal güçle hareket ettirilmesiyle ilgili telekinetic adj.
hastanın ruhsal durumunu etkilemek amacıyla dış koşullarında yapılan değişikliklere ait veya ilgili alloplastic adj.
ruhsal kökenli psychogenic adj.
ruhsal bozukluğu olan mentally ill adj.
Mental Health
ruhsal çöküntü depression n.
başkalarına zarar verip tedavi ederek duygusal tatminini sağlayan bireylerde görülen ruhsal bozukluk munchausen's syndrome by proxy n.
Pathology
bir grup içindeki insanların aynı anda sahip olduğu, ruhsal kökenli bir hastalık mass psychogenic illness n.
Biology
libido tarafından üretilen ruhsal enerji libidinal energy n.
Social Sciences
entelektüel, kültürel veya ruhsal olarak üstün olduğuna inanma illuminism n.
Religious
ruhsal gelişim unitarian universalism n.
resmi bir inancı olmayan, ruhsal gelişim, hakikat ve anlam arayışındaki özgürlükçü bir din unitarian universalism n.
ruhsal gelişim unitarian universalist n.
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor jujuman n.
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor obeahman n.
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor root doctor n.
afrika'da geleneksel ruhsal ilaçlar konusunda deneyimli rahip ve doktor leaf doctor n.
insanların ruhsal yenilenmesinden yalnızca kutsal ruh'un sorumlu olduğunu savunan bir hristiyan doktrini monergism n.
hinduizmde kişisel dini eğitmen ve ruhsal rehber guru n.
sihizmde on ruhsal liderden biri guru n.
zen budizminde ruhsal aydınlanma satori n.
ruhsal olarak yenilemek renew v.
inanç yoluyla ruhsal dönüşüm yaşamış reborn adj.
yeni bir ruhsal mahiyet verilmemiş unrenewed adj.
Philosophy
ruhsal çözümleme psychoanalysis n.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi moral rearmament n.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi buchmanism n.
1938'de frank buchman tarafından kurulup dünya çapında gerçekleşen bir ahlaki ve ruhsal yenilenme hareketi oxford group n.
yalnızca manevi veya ruhsal varlıkların var olduğu doktrini immaterialism n.
insanlığın ahlaki veya ruhsal olarak mükemmelleştirilebileceğine inanan kimse perfectionist n.
Military
bedensel ve ruhsal geliştirme programı reconditioning program n.
Slang
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü j-cat n.
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü cat-j n.
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim grindset n.
ruhsal durumunu alt üst etmek mess up v.
psikoaktif madde/ilaç kullanımından kaynaklanan kalıcı ruhsal hasarın yan etkilerini sürekli yaşayan perma-fried adj.
Modern Slang
birinin takıntı haline getirildiği ruhsal bir bozukluk adele syndrome n.