unsur - Turco Inglés Diccionario
Historia

unsur



Significados de "unsur" en diccionario inglés turco : 18 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
unsur element n.
unsur factor n.
General
unsur vein n.
unsur ingredient n.
unsur element n.
unsur fact n.
unsur staple n.
unsur constituent n.
unsur contributing cause n.
unsur component n.
unsur agent n.
unsur note n.
unsur material n.
unsur feature n.
Trade/Economic
unsur component n.
Law
unsur element n.
Politics
unsur constituent n.
Military
unsur element n.

Significados de "unsur" con otros términos en diccionario inglés turco: 189 resultado(s)

Turco Inglés
General
teşvik edici unsur stimulant n.
tahmin edilmemiş unsur wild card n.
ana unsur element n.
asli unsur primary component n.
temel unsur main element n.
temel unsur primary element n.
temel unsur main factor n.
temel unsur key element n.
ana unsur key element n.
kilit unsur key aspect n.
doğal unsur natural element n.
doğal unsur natural factor n.
kilit unsur key factor n.
ana unsur core element n.
belirleyici unsur determining factor n.
kurucu unsur constituent element n.
kurucu unsur constituent n.
ana unsur key fact n.
temel unsur key fact n.
nedensel unsur causal factor n.
teşvik etme, güç verme işlevi gören unsur nurse n.
bir bütünü renklendiren ve tamamlayan unsur thread n.
istikrarlı unsur through line n.
istikrarlı unsur throughline n.
istikrarlı unsur through-line n.
temel unsur thrust n.
birleştirici unsur tie n.
trajik unsur tragic n.
yardımcı unsur ancillary n.
tamamlayıcı unsur apanage n.
ikincil unsur underactor n.
ikincil unsur underagent n.
bütünü meydana getiren unsur entity n.
ana unsur essentiality n.
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leaven n.
insanı hayvanlardan ayıran unsur manas n.
farklı unsur ve bileşenlerin karışımı marriage n.
kontrol dışı unsur wildcard n.
öngörülemez unsur wildcard n.
genellikle kasıtlı olarak saklanıp beklenmedik durumlar için elde tutulan unsur wildcard n.
temel unsur woof n.
iki karşıt gücün veya niteliğin birleştiği unsur hermaphrodite n.
sürdürücü unsur bread n.
hafifletici unsur mitigation n.
bir davranış üzerinde belirleyici unsur molder n.
temel unsur moment n.
kurucu unsur moment n.
temel unsur momentum n.
kurucu unsur momentum n.
güçlü etki yapan unsur gas n.
normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur ring-in [australia/new zealand] n.
(ressam veya fotoğrafçı tarafından) grafik gösterim için seçilen unsur depicted object n.
bir şeyin sonunu getiren unsur graveyard n.
başka şeyi dengeleyen unsur offset n.
başka şeyi etkisiz hale getiren unsur offset n.
başka şeyi telafi eden unsur offset n.
sınırsız güç ve etkiye sahip unsur omnipotence n.
sınırsız güç ve etkiye sahip unsur omnipotency n.
etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik gerilim dialectic n.
etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik karşıtlık dialectic n.
hayali unsur bee n.
(hak, nitelik) maddi olmayan unsur incorporeality n.
irlandalılara özgü kültürel unsur irishism n.
irlanda'ya özgü kültürel unsur irishry n.
karşı konulamaz unsur irresistible n.
iki uç arasında yer alan unsur mean n.
suç oluşturan unsur sürdükçe ortadan kalkmayan illegal muamele continuing trespass n.
eşleşen unsur counterpoint n.
bütünleştirici unsur coupler n.
ara unsur instrumentality n.
müdahaleci unsur intrusive n.
bir diğerinin hızını ayarlayan unsur pace setter n.
bir diğerinin hızını ayarlayan unsur pacemaker n.
temel unsur corpus n.
sınırlayıcı unsur finific n.
yakından bağlantılı unsur first cousin n.
yabancı unsur foreignism n.
değişken unsur gee [scotland] n.
ahlaksızca unsur ordure n.
harici unsur outterm [obsolete] n.
karakteri oluşturan unsur part n.
hatırlatmaya yardımcı unsur phylactery n.
temel unsur primary n.
ilk unsur primordial n.
en önemli unsur principal n.
koruyucu unsur preservative n.
canlandırıcı unsur seasoning n.
göze çarpan unsur show-stopper n.
vezindeki vurgusuz veya aksansız unsur slack n.
slavlık ile ilişkilendirilen unsur slavism n.
araştırılması zor bir örnek için model olarak kullanılan unsur proxy n.
dünyevi unsur sublunary [obsolete] n.
bağımsız unsur substantive n.
güvenilir unsur suresby n.
zıt unsur ve durumlarla dolu olmak chequer v.
en önemli unsur olmak key v.
sayısız unsur içeren myriad adj.
belirli bir unsur bakımından zengin concentrate adj.
esas unsur bakımından zengin concentrate adj.
Phrasals
temel unsur olmak come down v.
Colloquial
bir kararı etkileyen öznel ve duygusal unsur gut factor n.
(bir şeyi) yapma/başarma yolundaki en önemli unsur key to (something) n.
coşku verici unsur pepper-upper n.
coşturucu unsur pepper-upper n.
coşturan unsur pepper-upper n.
gayrete getiren unsur pepper-upper n.
motivasyonu artıran unsur pepper-upper n.
şevk veren unsur pepper-upper n.
isteği artıran unsur pepper-upper n.
iyimserliği yükselten unsur pepper-upper n.
normalde belirli bir gruba ait olmayan unsur ring in [australia/new zealand] n.
Idioms
(bir şeyin arkasındaki) kışkırtıcı güç/unsur the driving force (behind something) n.
(bir şeyin) arkasındaki kışkırtıcı güç/unsur driving force behind (something) n.
(birinin/bir şeyin arkasında) kışkırtıcı güç/unsur olmak serve as the driving force (behind someone or something) v.
(birinin/bir şeyin arkasında) yüreklendirici güç/unsur olmak serve as the driving force (behind someone or something) v.
kışkırtıcı güç/unsur olmak serve as the driving force v.
yüreklendirici güç/unsur olmak serve as the driving force v.
(biri) için çok önemli bir unsur olmak weigh heavily with (one) v.
(biri) için etkili bir unsur olmak weigh heavily with (one) v.
ortamdaki baskın unsur olmak hold the boards v.
Trade/Economic
asli unsur fundamental element n.
sabit unsur fixed component n.
ekonomik bozulma etkilerinin azaltan unsur cushion n.
Law
esaslı unsur essential component n.
maddi unsur material element n.
suçun fiilen varlığını ispatlayan unsur actus reus n.
yabancı unsur foreign element n.
savunmada adab-ı muaşereti ihlal eden unsur scandal n.
Politics
siyasi partide kemikleşmiş unsur rearguard n.
bir bölgede asli unsur olamayan iki veya daha çok topluluğun ortaklaşa hareket etmelerini öneren bir siyasal sistem consociationalism n.
değişken unsur variable component n.
dengeleyici unsur balanced element n.
nesnel unsur objective element n.
öznel unsur subjective element n.
siyasal bir birliğin şubesi veya bu birliğe bağlı unsur member n.
daha büyük bir zümre içinde itici güç görevi yapan unsur ginger group [uk] n.
Telecom
bağlı unsur affiliate n.
zorunlu unsur essential facility n.
Architecture
yapıyı çevreleyen mimari unsur ring n.
göze benzeyen mimari unsur oculus n.
yelpaze biçimli mimari unsur fantail n.
parapet veya galeriyi sarmal süsle tamamlayan mimari unsur console n.
(kare veya çok köşeli düzlem kenarında) destekleyici unsur pendentive n.
Medical
böbreğin yapısını oluşturan temel unsur nephron n.
Anatomy
boynun arkasına ait kemik vb. unsur nuchal n.
Psychology
algılanan ve psikolojik tanımlamaya yardımcı olan fiziksel unsur object n.
Physiology
plastik unsur plastic element n.
Logic
tekil unsur particular n.
Chemistry
değiştiren, kolaylaştıran veya canlandıran özellik veya unsur leavening n.
ayrıştırılamayan unsur simple n.
Biology
bir diğer unsur ile ilişkili vücut yapısı satellite n.
(genetik unsur) bencil selfish adj.
(genetik unsur) yalnızca kendi replikasyonunu gerçekleştiren selfish adj.
Education
(çalışma konusuna ilişkin) temel unsur basic n.
Literature
okuyucu veya izleyicide belirli bir duyguyu uyandıran unsur objective correlative n.
hikayenin konusunu oluşturan unsur plot element n.
Linguistics
gereksiz, çirkin ve dili bozan unsur barbarism n.
bir bilim, sanat, disiplin veya uygulamanın temel unsur ve ilkeleri üzerine yazı yazan kimse grammarian n.
dilbilimsel yapıyı meydana getiren unsur constituent n.
ön ek olarak getirilen unsur prefixture n.
Archaeology
(unsur, görünüş, evre) kültürel bir birimin belirlenmesini sağlayan özellik veya kompleks determinant n.
Religious
dindeki düşünsel unsur theology n.
Philosophy
temel unsur momentum n.
kurucu unsur momentum n.
Military
açık unsur plain component n.
asli vurucu unsur main striking element n.
deniz unsur komutanlığı component command navy n.
deniz unsur komutanı maritime component command n.
esas unsur base element n.
güney avrupa deniz unsur komutanlığı component command naval forces south n.
güney avrupa hava unsur komutanlığı component command air forces south n.
hava unsur komutanlığı component command air n.
kuzey avrupa hava unsur komutanlığı component command air forces north n.
kuzey avrupa deniz unsur komutanlığı component command naval forces north n.
muharip unsur combat element n.
müşterek hava unsur komutanlığı joint force air component command n.
şifreli unsur cipher component n.
taktik unsur tactical element n.
kara unsur komutanlığı army service component command (ascc) n.
müşterek hava unsur komutanı joint force air component commander (jfacc) n.
müşterek kara unsur komutanı joint force land component commander (jflcc) n.
müşterek deniz unsur komutanı joint force maritime component commander (jfmcc) n.
kara unsur komutanlığı land component command n.
hareket halindeki veya duran bir kuvvetin kanadını düşmandan koruyan unsur flank guard n.
belirli bir harekat alanındaki personel destek faaliyetlerinin koordinasyonundan sorumlu unsur komutanı single-service manager n.
Sport
spor müsabakasında tüm yarışmacılar için gerekli unsur compulsory n.
Art
çarpıcı tematik unsur veya özellik motif n.
özel olarak ilgi çeken unsur focal point n.
Archaic
itibarı zedeleyen unsur sully n.