Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
dışına
Sens de
"dışına"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 5 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
dışına
outside
prep.
2
General
dışına
out of
prep.
3
General
dışına
but [scotland]
prep.
4
General
dışına
outgate [dialect]
prep.
5
General
dışına
outside
prep.
Sens de
"dışına"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 462 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
içini dışına çevirme
everting
n.
2
General
konu dışına çıkma
excursus
n.
3
General
içini dışına çevirme
eversion
n.
4
General
şehir dışına yerleşen insanlar
overspill
n.
5
General
memleket dışına sürme
expatriating
n.
6
General
toplum dışına itme
ostracism
n.
7
General
içini dışına çeviren
evertor
n.
8
General
memleket dışına çıkma
expatriating
n.
9
General
toplum dışına itilmiş kimse
outcast
n.
10
General
görgü kurallarının dışına çıkma
violation of etiquette
n.
11
General
genel kuralın dışına çıkabilme izni
dispensation
n.
12
General
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
outhouse
n.
13
General
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
privy
n.
14
General
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
jakes
n.
15
General
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
earth-closet
n.
16
General
genelde şehir dışına kurulmuş olan özel klüp
country club
n.
17
General
yurt dışına gönderme
ablegation
n.
18
General
evin dışına inşa edilmiş tuvalet
netty [dialect]
n.
19
General
tercümanın anadili dışına yaptığı çeviri
retour interpretation
n.
20
General
bir şeyi başka bir şeyin dışına yerleştirme
extraposition
n.
21
General
insanları ülke dışına kaçırarak ölüm tehlikesinden kurtaran kimse
scarlet pimpernel
n.
22
General
bir toplumdaki ana sosyal grubun dışında kalan veya dışına itilen insanlardan meydana gelen topluluğun veya kültürün bir parçası
margin
n.
23
General
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse
repat
n.
24
General
oyuncuların birbirlerinin bilyelerini halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları eski bir oyun
ring taw
n.
25
General
oyuncuların bilyeleri halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları bir oyun
ringer
n.
26
General
oyuncuların birbirlerinin bilyelerini halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları eski bir oyun
ringtaw
n.
27
General
standardın dışına çıkma
dereliction
n.
28
General
toplum dışına itilmiş kimse
offscouring
n.
29
General
toplum dışına itilmiş kimse
offscourings
n.
30
General
yangın sırasında dışına çıkılamayan yer
fire trap
n.
31
General
tahkimli bölgenin dışına inşa edilmiş küçük savunma alanı
outwork
n.
32
General
(hedef tahtasında) beyaz halka dışına yapılan atış
petticoat
n.
33
General
insanların ve sanayilerin kentin dışına taşınması
scatteration
n.
34
General
toplum dışına itilenler
scurf
n.
35
General
alışılmışın dışına çıkma
freshness
n.
36
General
normalin dışına çıkma
solecism
n.
37
General
kitap kapağının sayfa dışına taşan bölümü
square
n.
38
General
kalıpların dışına çıkan kimse
standout
n.
39
General
dışına yazma
superscription
n.
40
General
dışına sızmak
leak out
v.
41
General
içini dışına çevirmek
evert
v.
42
General
çizginin dışına çıkmak
step out of line
v.
43
General
içini dışına çevirmek
turn inside out
v.
44
General
konu dışına çıkmak
wander off
v.
45
General
ev dışına çıkmış olmak
be abroad
v.
46
General
konu dışına çıkmak
digress
v.
47
General
içini dışına çıkarmak
turn inside out
v.
48
General
prensiplerinin dışına çıkmak
go against one's principles
v.
49
General
dışına dönmek
turn out
v.
50
General
toplum dışına itmek
ostracize
v.
51
General
dışına çıkmak
go out of
v.
52
General
prensiplerinin dışına çıkmak
deviate from one's principles
v.
53
General
dışına taşmak
overflow
v.
54
General
prensiplerinin dışına çıkmak
act against one's principles
v.
55
General
konu dışına çıkmak
stray from the point
v.
56
General
makul sınırların dışına çıkmak
go beyond reason
v.
57
General
dışına çıkmak
digress
v.
58
General
yurt dışına çıkmak
go abroad
v.
59
General
ülke dışına çıkarmak
take something out of the country
v.
60
General
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
take it out of the country illegally
v.
61
General
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
smuggle out of the country
v.
62
General
yurt dışına çıkarmak
take something/someone out of the country
v.
63
General
yurt dışına çıkarmak
get something/someone out of the country
v.
64
General
dışına çıkarmak
take something out of
v.
65
General
dışına taşırmak
overflow
v.
66
General
çerçeve dışına çıkmak
go out of the frame
v.
67
General
yurt dışına göç etmek
emigrate
v.
68
General
araçla sınır dışına çıkmak/sınırı geçmek
drive across the border
v.
69
General
yurt dışına çıkış yapmak
drive over the border
v.
70
General
yurt dışına çıkış yapmak
slip across the border
v.
71
General
yurt dışına çıkış yapmak
cross the border
v.
72
General
yurt dışına çıkış yapmak
slip over the border
v.
73
General
yurt dışına çıkış yapmak
go abroad
v.
74
General
kontrol dışına çıkmak
go out of control
v.
75
General
kontrol dışına çıkmak
get out of control
v.
76
General
alışılmışın dışına çıkmak
go beyond the ordinary
v.
77
General
yurt dışına açılmak
expand abroad
v.
78
General
yurt dışına açılmak
expand overseas
v.
79
General
erim dışına çıkmak
get out of range
v.
80
General
menzil dışına çıkmak
get out of range
v.
81
General
duyulabilir uzaklığın dışına çıkmak
get out of earshot
v.
82
General
ses eriminin dışına çıkmak
get out of earshot
v.
83
General
konu dışına çıkmak
branch off into
v.
84
General
kapsamı dışına çıkmak
go beyond the scope of
v.
85
General
şehir dışına çıkmak
go out of town
v.
86
General
şehir dışına gitmek
go out of town
v.
87
General
pist dışına çıkmak
slide off the track
v.
88
General
pist dışına çıkmak
get off the track
v.
89
General
pist dışına çıkmak
drive off the track
v.
90
General
rutin dışına çıkmak
get out of the routine
v.
91
General
şehir dışına taşınmayı düşünmek
consider moving out of the city
v.
92
General
toplumun dışına itilmek
be excluded from the society
v.
93
General
kampüsün dışına taşınmak
move off campus
v.
94
General
kampüs dışına taşınmak
move off campus
v.
95
General
rutinin dışına çıkmak
break out of the routine
v.
96
General
konu dışına çıkmak
go off the subject
v.
97
General
politika dışına çıkarmak
depoliticize
v.
98
General
politika dışına çıkarmak
depoliticise
v.
99
General
toplum dışına itmek
ostracise
v.
100
General
toplum dışına itmek
taboo
v.
101
General
toplum dışına itmek
tabu
v.
102
General
yeniden konu dışına çıkmak
redigress
v.
103
General
yurt dışına çıkmak
take the air
v.
104
General
normalin dışına çıkarmak
overproportion
v.
105
General
dışına akmak
overspill
v.
106
General
dışına taşmak
overspill
v.
107
General
dışına akmak
overwash
v.
108
General
dışına taşmak
overwash
v.
109
General
dışına taşırmak
overwell
v.
110
General
dışına taşmak
overwell
v.
111
General
kapsama alanı dışına gitmek
roam
v.
112
General
konu dışına çıkmak
deviate
v.
113
General
(topu) kroket sahasının dışına çıkarmak
peg out
v.
114
General
saha dışına atış yapmak
peg out
v.
115
General
saha dışına göndermek
peg out
v.
116
General
(öğrencinin) kolej ve çevresindeki arazinin dışına çıkmasını yasaklamak
gate
v.
117
General
(dışına, kapağına) yazı yazmak
superscribe
v.
118
General
sınırların dışına çıkarmak
surpass
v.
119
General
zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
diffuse
adj.
120
General
içi dışına çevrilmiş
everted
adj.
121
General
toplum dışına itilmiş
outcast
adj.
122
General
memleket dışına sürülmüş
expatriated
adj.
123
General
içi dışına dönmüş
inside out
adj.
124
General
ülke dışına çıkmayla ilgili
transmigratory
adj.
125
General
dışına çıkmış
away [scottish]
adj.
126
General
sezon dışına ait
off-season
adj.
127
General
içi dışına çıkmış
inside-out
adj.
128
General
şehir merkezinin dışına ait veya ilgili
outstate
adj.
129
General
alışılmışın dışına çıkan
fresh
adj.
130
General
bağlamın dışına çıkarılmış
out of context
adj.
131
General
kalıpların dışına çıkmayan
square
adj.
132
General
(kilise müziğinde) oktavın dışına çıkan
superfluous
adj.
133
General
şehir dışına
downstate
adv.
134
General
londra'nın dışına
down
adv.
135
General
yurt dışına
abroad
adv.
136
General
şehir dışına
upstate
adv.
137
General
şehir dışına
uptown
adv.
138
General
yurt dışına
offshore [new zealand]
adv.
139
General
içi dışına çıkarak
inside out
adv.
140
General
içi dışına çıkacak şekilde
inside out
adv.
141
General
sınırların dışına
outside
adv.
142
General
dışına çıkmış
gone out of
prep.
Phrasals
143
Phrasals
(tavla pulunu) tahta dışına almak
throw off
v.
144
Phrasals
yaşadığı yerin dışına çıkmak
come out
v.
145
Phrasals
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak
lead someone off
v.
146
Phrasals
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out of something
v.
147
Phrasals
bir şeyin dışına damlamak
trickle out (of something)
v.
148
Phrasals
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out
v.
149
Phrasals
bir şeyin dışına çıkmak
jump out of
v.
150
Phrasals
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak
guide someone away
v.
151
Phrasals
dışına dökülüp saçılmak
slop out (of something)
v.
152
Phrasals
konu dışına çıkmak
digress from something
v.
153
Phrasals
toplum dışına itmek
alienate from
v.
154
Phrasals
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out
v.
155
Phrasals
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out of something
v.
156
Phrasals
(birisini ülke dışına) çıkarmak
deport (someone) from (some place)
v.
157
Phrasals
birinin bir özelliği dışına taşmak
ooze from
v.
158
Phrasals
saha sınırlarının dışına çıkmak/gitmek
go out
v.
159
Phrasals
dışına çıkarmak
bring out
v.
160
Phrasals
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak
punch out of (something)
v.
161
Phrasals
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek
punch out of (something)
v.
162
Phrasals
tekerlekli bir araçla iterek bir yerin dışına çıkarmak
wheel out
v.
163
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına süpürmek
sweep out of (something or some place)
v.
164
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına itmek
sweep out of (something or some place)
v.
165
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına çekmek
sweep out of (something or some place)
v.
166
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına sürüklemek
sweep out of (something or some place)
v.
167
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına atmak
sweep someone or something out of something
v.
168
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out of something
v.
169
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına atmak
sweep someone or something out
v.
170
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out
v.
171
Phrasals
bir şeyi bir şeyin dışına süpürmek
sweep something out of something
v.
172
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak
keep within (something or some place)
v.
173
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına çıkarmamak
keep within (something or some place)
v.
174
Phrasals
(bir şeyin/yerin) sınırları dışına çıkarmamak
keep within (something or some place)
v.
175
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak
keep within (something or some place)
v.
176
Phrasals
tekerlekli bir araçla iterek (bir şeyin/yerin) dışına çıkarmak
wheel out of (something or some place)
v.
177
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out of something
v.
178
Phrasals
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out
v.
179
Phrasals
tekerlekli bir araç ilerleyip bir şeyin dışına çıkmak
wheel off
v.
180
Phrasals
tekerlekli bir aracı bir yerin dışına sürmek
wheel off
v.
181
Phrasals
tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek
wheel off
v.
182
Phrasals
sınırlarının dışına çıkmak
spill over on (something)
v.
183
Phrasals
sınırlarının dışına çıkmak
spill over onto (something)
v.
184
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına gitmek
lead out of (something or some place)
v.
185
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına götürmek
lead out of (something or some place)
v.
186
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına doğru götürmek
lead out of (something or some place)
v.
187
Phrasals
(bir şeyin/yerin) dışına doğru devam etmek
lead out of (something or some place)
v.
188
Phrasals
(birini bir şeyin/yerin) dışına atmak
put (one) out of (something or some place)
v.
189
Phrasals
(kapsamın) dışına çıkarmak
bulk out
v.
190
Phrasals
(birini) ülke dışına çıkarmak
deport (someone)
v.
191
Phrasals
(bir şeyin) dışına çıkmak
deviate from (something)
v.
192
Phrasals
konu dışına çıkmak
digress from
v.
193
Phrasals
golf topunu yuvanın dışına vurmak
drive off
v.
194
Phrasals
içini dışına çıkarmak
dump out
v.
195
Phrasals
dışında kalmak/dışına düşmek
fall outside
v.
196
Phrasals
'-in dışına çıkarmak
guide away
v.
197
Phrasals
dışına çıkmamak
keep within
v.
198
Phrasals
'-in dışına doğru devam etmek
lead out of
v.
199
Phrasals
'-in dışına gitmek
lead out of
v.
200
Phrasals
'-in dışına doğru götürmek
lead out of
v.
201
Phrasals
aşmadan/dışına çıkmadan yaşamak
live within
v.
202
Phrasals
(aracı) yavaşça bir yerin dışına doğru sürmek
nudge out
v.
203
Phrasals
'-in dışına sürmek/çıkarmak
nudge out
v.
204
Phrasals
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak
punch out of
v.
205
Phrasals
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek
punch out of
v.
206
Phrasals
(bir şeyin) dışına itmek
push out of (something)
v.
207
Phrasals
(bir şeyin) dışına itmek/sürüklemek
sweep off of (something)
v.
208
Phrasals
(bir şeyi birinin/bir şeyin) dışına çıkarmak
take (something) out of (someone or something)
v.
209
Phrasals
içi dışına çıkmak
sick up
v.
Phrases
210
Phrases
bir şeyin uzağına/dışına
out from something
expr.
211
Phrases
konu dışına çıktığım için bağışla
forgive my digression
expr.
Proverb
212
Proverb
bir kızı ülkesinin dışına çıkarabilirsin ama kızın içinden ülkesini çıkaramazsın
you can take the girl out of the country, but you can't take the country out of a girl
Colloquial
213
Colloquial
beyzbolda topu iç sahanın hemen dışına gönderen hafif vuruş
blooper
n.
214
Colloquial
(beyzbol) atış bölgesinin dışına çıkan dört atıştan sonra vurucunun ilk kaleye gelmesi/yürümesi
base on balls
n.
215
Colloquial
(beysbolda) tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş
dinger [us]
n.
216
Colloquial
at arabasının dışına binen yolcu
outside [dated] [uk]
n.
217
Colloquial
içi dışına çıkmak
dummy up
v.
218
Colloquial
içi dışına çıkmak
dump
v.
219
Colloquial
beysbol veya softbolda topu, dört kaleyi de alıp sayı yapmaya izin verecek şekilde iç sahanın dışına vurmak
hit a home run
v.
220
Colloquial
belli bir sınırın dışına göndermek
knock out
v.
221
Colloquial
konunun dışına çıkmış
off subject
adj.
222
Colloquial
içi dışına çıkana kadar
(one's) heart out
expr.
223
Colloquial
(beyzbolda) vurucunun topu saha dışına göndermesi
it's outta here
expr.
224
Colloquial
'-in dışına
out from
expr.
Idioms
225
Idioms
birden alışılanın dışına çıkılması
the end of civilization as we know it
n.
226
Idioms
birden alışılanın dışına çıkılması
the end of the world as we know it
n.
227
Idioms
kuralların dışına çıkmayan kimse
a goody two-shoes
n.
228
Idioms
kuralların dışına çıkmayan kimse
a ˈgoody-goody
n.
229
Idioms
sanatsal bir etki yaratmak için kasten geleneksel formların dışına çıkma
artistic license
n.
230
Idioms
genel olarak kabul görenin dışına çıkmayan bir konum/duruş
center field
n.
231
Idioms
genel anlayışın dışına çıkmayan bir konum/duruş
center field
n.
232
Idioms
kuralların dışına çıkmayan kimse
goody two-shoes
n.
233
Idioms
rota dışına çıkmak
be blown off course
v.
234
Idioms
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
be well out of (something)
v.
235
Idioms
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
be well out of
v.
236
Idioms
sınırların dışına çıkmak
color outside the lines
v.
237
Idioms
kuralların dışına çıkmak
color outside the lines
v.
238
Idioms
alışılagelmişin dışına çıkmak
break with tradition
v.
239
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
think out of the box
v.
240
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
think outside the box
v.
241
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
take liberties
v.
242
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
go/get/stray off the beaten path
v.
243
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
break the routine
v.
244
Idioms
alışılmışın dışına çıkmak
go beyond a routine
v.
245
Idioms
bir şeyin dışında kalmak/dışına düşmek
fall outside something
v.
246
Idioms
bağlam dışına çıkarmak
lift something out of context
v.
247
Idioms
bağlam dışına çıkarmak
take something out of context
v.
248
Idioms
görüş açısının dışına çıkmak
go out of view
v.
249
Idioms
görüş açısının dışına çıkmak
go out of sight
v.
250
Idioms
içi dışına çıkmak
puke one's guts out
v.
251
Idioms
konunun dışına çıkmak
get off the point
v.
252
Idioms
oyun alanının dışına atmak
go out of play
v.
253
Idioms
konu dışına sapmak/saptırmak
get off the track
v.
254
Idioms
öksürmekten içi dışına çıkmak
cough one's head off
v.
255
Idioms
sahayı sınırlayan çizgilerin dışına çıkmak
go out-of-bounds
v.
256
Idioms
sahayı sınırlayan çizgilerin dışına çıkmak
get out-of-bounds
v.
257
Idioms
(konunun vb) dışına sapmak
go off-piste
v.
258
Idioms
rota dışına çıkmak
be blown off course
v.
259
Idioms
beklenin/istenenin dışına çıkmak
throw (something) out of gear
v.
260
Idioms
temponun/ritmin dışına çıkmak
get out of time (with someone or something)
v.
261
Idioms
senkronun dışına çıkmak
get out of time
v.
262
Idioms
zamanlamanın dışına çıkmak
get out of time
v.
263
Idioms
konunun dışına çıkmak
go off on a tangent
v.
264
Idioms
sistemin dışına çıkmak/dışında yaşamak
live off the grid
v.
265
Idioms
ağlamaktan içi dışına çıkmak
weep (one's) heart out
v.
266
Idioms
(görev, sorumluluk) sınırları dışına çıkmak
go above and beyond
v.
267
Idioms
konunun dışına çıkıp umulmadık bir yere varmak
jump the rails
v.
268
Idioms
midesi/içi dışına çıkmak
toss one’s lunch
v.
269
Idioms
(birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of step (with someone or something)
v.
270
Idioms
(birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of time (with someone or something)
v.
271
Idioms
ritminin dışına çıkmak
march out of time
v.
272
Idioms
bildiği/tanıdığı yerin dışına çıkmış olmak
be not in kansas anymore
v.
273
Idioms
sistemin dışına çıkmak
be off the grid
v.
274
Idioms
grubun dışında bırakılmak/dışına atılmak
be sent to coventry [old-fashioned] [uk]
v.
275
Idioms
sistemin/kuralların dışına çıkmak
beat the system
v.
276
Idioms
kalıpların dışına çıkmak
break the mold
v.
277
Idioms
kalıpların dışına çıkmak
break the mould
v.
278
Idioms
belli bir grubun/zümrenin dışına çıkmamak
circle the wagons
v.
279
Idioms
öksürmekten içi dışına çıkmak
cough head off
v.
280
Idioms
genel kuralların dışına çıkmamak
fall into line
v.
281
Idioms
genel kuralların dışına çıkmamak
fall in line
v.
282
Idioms
konunun dışına çıkmış
(off) on a sidetrack
adj.
283
Idioms
konunun dışına çıkmış
(off) on a tangent
adj.
284
Idioms
konunun dışına çıkmış
off the subject
adj.
285
Idioms
kiriş dışına taşan
off beat
adv.
286
Idioms
kiriş dışına taşan
off the beat
adv.
287
Idioms
20. yy'ın başlarındaki üç efsanevi beyzbol oyuncusunun rakip iki oyuncuyu oyun dışına atmak üzere yaptıkları bir senaryo
tinker to evers to chance
expr.
288
Idioms
(birinin) yolunun dışına/kenarına
out of (one's) road
expr.
289
Idioms
(birinin) konfor alanının dışında/dışına
outside (of) (someone's) wheelhouse
expr.
290
Idioms
(birinin) konfor alanının dışında/dışına
out (of) (someone's) wheelhouse
expr.
291
Idioms
dışına itilmiş
on the outside looking in
expr.
292
Idioms
konunun dışına çıkmış
on a tangent
expr.
293
Idioms
ritmin dışına çıkan
out of step
expr.
294
Idioms
birden alışılanın dışına çıkılması
teotwawki (the end of the world as we know it)
expr.
Speaking
295
Speaking
kitapları izinsiz kütüphane dışına çıkarmayın
do not take the books outside the library without permission
expr.
296
Speaking
şehir dışına çık bir süreliğine
get out of town for a while
expr.
297
Speaking
şehir dışına çıkmak
go out of town
expr.
298
Speaking
ezberin dışına çıkmak iyidir
there's a first time for everything
expr.
299
Speaking
alışılmışın dışına çıkmak iyidir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
300
Trade/Economic
bina dışına konulmuş reklam panosu
blue print board
n.
301
Trade/Economic
sermayenin ülke dışına kaçması
flight of capital
n.
302
Trade/Economic
ülke dışına akma
outflow
n.
303
Trade/Economic
ülke dışına akanlar-ülkeye gelenler
outflows-inflows
n.
304
Trade/Economic
ülke dışına akan ödemeler
outflow of payments
n.
305
Trade/Economic
ülke dışına çıkarma
expulsion
n.
306
Trade/Economic
ülkeden yurt dışına sermaye çıkışı
outflow of capital
n.
307
Trade/Economic
ülke dışına çıkarılma
renvoy
n.
308
Trade/Economic
yurt dışına seyahat
foreign travel
n.
309
Trade/Economic
yurt dışına borçlar
payables to foreign countries
n.
310
Trade/Economic
yurt dışına göç edenlerin ana yurda gönderdikleri paralar
immigrant remittances
n.
311
Trade/Economic
yurt dışına yolculuk
foreign travel
n.
312
Trade/Economic
yurt dışına yapılan yolculuk
overseas journey
n.
313
Trade/Economic
yurt dışına akan para
money flowing abroad
n.
314
Trade/Economic
yurt dışına kaçırılan sermaye
flight capital
n.
Law
315
Law
kanun dışına çıkarma
outlawry
n.
316
Law
ülkedeki insanların sahip olduğu hakları korumak amacıyla mahkeme tarafından memurlara verilen ve onların yasal yetkileri dışına çıkmalarını engelleyen emriler
prerogative writs
n.
317
Law
yurt dışına çıkış yasağı
international travel ban
n.
318
Law
sanığın varlıklarını yurt dışına kaçırmaması için bloke eden mahkeme kararı
freezing injunction
n.
Politics
319
Politics
hükumet tarafından ülke içine ve dışına para akışına getirilen kısıtlamalar
currency restrictions
n.
320
Politics
siyasetin dışına çıkma
depoliticising
n.
321
Politics
siyasetin dışına çıkma
depoliticizing
n.
322
Politics
ülke dışına çıkarma
expulsion
n.
323
Politics
babil sürgünü'nden sonra dağılan yahudi kolonilerinin antik filistin'in dışına yerleşmesi
diaspora
n.
324
Politics
ülke dışına kaçmış suçluları iade etmek
extradite
v.
Advertising
325
Advertising
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi
travelling display
n.
326
Advertising
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi
traveling display
n.
Technical
327
Technical
deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesi
sight glass
n.
328
Technical
kalıp dışına taşan metal fazlası
feed head
n.
329
Technical
kalıp dışına taşan metal fazlası
riser
n.
330
Technical
kalıp dışına taşan metal fazlası
shrinking head
n.
331
Technical
kalıp dışına taşan metal fazlası
shrinkhead
n.
332
Technical
merkez dışına çıkarmak
decenner
v.
333
Technical
rayların dışına çıkmak (tren)
derail
v.
334
Technical
pist dışına çıkarmak
overshoot
v.
335
Technical
dışına çizilen
circumscribed
adj.
Informatics
336
Informatics
kod dışına geçiş karakteri
shift-out character
n.
Telecom
337
Telecom
kuyruk dışına atma
flushing out the queue
n.
338
Telecom
stüdyo dışına yayın
outside broadcast
n.
339
Telecom
yurt dışına gönderilen telgraf
overseas telegram
n.
340
Telecom
yurt dışına gönderilen telgraf
international telegram
n.
341
Telecom
hattını yurt dışına açmak
roam
v.
Mechanic
342
Mechanic
çark dişlisinin eğim yüzeyi dışına taşan hareketli yüzey bölümü
face
n.
Architecture
343
Architecture
çatının duvar dışına sarkan kısmı
eaves
n.
Construction
344
Construction
gemi inşasında gövdenin dışına doğru, çıkıntılı baş kısmını desteklemesi için eklenen ana ahşap parça
lace piece
n.
Automotive
345
Automotive
dönüşlerde aks şanzıman dışına kaçıyor
axle slips out of transmission on turns
expr.
Transportation
346
Transportation
yurt dışına gönderilen kargo paketinin/kolisinin üzerinde yer alan, paket/koli içeriğini ve içindekilerin değerini gösteren form
customs slip
n.
347
Transportation
havalimanında yurt dışına direkt uçuşlar bulunan şehir
gateway
n.
Aeronautic
348
Aeronautic
hava aracının atc müsaadesi dışına çıkması
aircraft out of atc permission
n.
349
Aeronautic
kaplamalı alanların dışına çıkma riski
run-off risk
n.
350
Aeronautic
meydan dışına iniş
off-field landing
n.
351
Aeronautic
meydan dışına iniş
outside landing
n.
352
Aeronautic
yurt dışına çıkış vergisi
departure tax
n.
353
Aeronautic
yurt dışına çıkış harcı
departure fee
n.
354
Aeronautic
pistin dışına sarkma
overshoot
n.
355
Aeronautic
pist dışına çıkarmak
overshoot
v.
356
Aeronautic
pistin dışına kaymak
skid off the runway
v.
357
Aeronautic
yol dışına vektör
off-route vector
Marine
358
Marine
ağır nesneleri geminin içine veya dışına taşımak için kullanılan makaralı halat takımı
winding tackle
n.
359
Marine
geminin kıçındaki balkon kapısının dışına takılan bir tür fırtına panjuru
dead door
n.
360
Marine
gemi gövdesinin dışına takılan motora ait
portable
adj.
Medical
361
Medical
amnion dışına uygulama
extra-amniotic use
n.
362
Medical
kemoterapötik ajanların damar dışına kaçması
extravasation of chemotherapeutic agents
n.
363
Medical
konsepsiyon ürününün kavite dışına alınması
exteriorization of conceptional product
n.
364
Medical
uyarıları beynin veya omurganın dışına ileten nöron
efferent neuron
n.
365
Medical
(organları) ameliyat için vücudun dışına çıkarmak
exteriorize
v.
366
Medical
(organları) ameliyat için vücudun dışına çıkarmak
bring outside
v.
367
Medical
damar dışına çıkmış (kan elemanları)
extravasated
adj.
Anatomy
368
Anatomy
nöral kanalın dışına doğru olan embriyonik açıklık
neuropore
n.
369
Anatomy
vücudun dışına yakın
external
adj.
Psychology
370
Psychology
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek
repress
v.
Physiology
371
Physiology
vücut dışına gerçekleşmeyen boşalma
retrograde ejaculation
n.
372
Physiology
belirli iyonların hücre dışına çıkmasını sağlayan iyon kanalları açarak çalışan reseptör
ionotropic receptor
n.
Math
373
Math
bir geometrik şeklin dışına çizilen daire
escribed circle
n.
374
Math
dışına çizilen
circumscribed
adj.
Geometry
375
Geometry
üçgenin dışına daire çizmek
escribe
v.
376
Geometry
dışına çizilmiş
escribed
adj.
Biology
377
Biology
proteinlerin hücre içine ve dışına geçişini düzenleyen yol
protein channel
n.
378
Biology
(erkek veya dişi organı) taçyaprağın ağzının dışına taşmayan
included
adj.
Marine Biology
379
Marine Biology
su dışına sıçrayabilen siyah-beyaz bir yunus
common dolphin
n.
380
Marine Biology
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
flying squid
n.
381
Marine Biology
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
neon flying squid
n.
382
Marine Biology
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
ommastrephes bartramii
n.
383
Marine Biology
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
sthenoteuthis bartramii
n.
384
Marine Biology
suyun dışına sıçrayabilen mürekkep balığı
sea arrow
n.
Astronomy
385
Astronomy
asteroit kuşağının dışına yolculuk yapmış ilk uzay sondası
pioneer 10
n.
386
Astronomy
yüksek bir hızla galaksinin dışına doğru ilerleyen yıldız
runaway star
n.
387
Astronomy
(asteroit veya kuyruklu yıldızı) yörüngesinin dışına fırlatmak
disorb
v.
388
Astronomy
yörüngenin dışına fırlatılmış
disorbed
adj.
Botanic
389
Botanic
yaprağın dışına uzanan (damarlar)
excurrent
adj.
390
Botanic
(yaprak) aya dışına taşmış dişleri olan
squarroso-dentate
adj.
Forestry
391
Forestry
taşınan keresteleri orman dışına kadar gözleyip gerektiğinde çarpışma olmaması için sinyal göndermekle görevli kimse
chaser
n.
Social Sciences
392
Social Sciences
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse
repatriator
n.
Linguistics
393
Linguistics
cümlenin doğal sırasının dışına çıkılıp, doğal cümle yapısının bozularak kullanılması
hyperbaton
n.
History
394
History
babil sürgünü'nden sonra filistin'in dışına dağılan yahudi kolonilerinin yerleşimi
dispersion
n.
Religious
395
Religious
kilisenin dışına doğru
forward
adv.
Military
396
Military
sağ veya sol kanadın safın dışına taşan bölümlerine verilen ad
flank en potence
n.
Sport
397
Sport
topun oyun alanının dışına çıkması
long out
n.
398
Sport
(koşu veya yüzme yarışmasında) sporcunun dışına çıkmaması gereken şerit
lane
n.
399
Sport
(kriket) topu saha sınırı dışına çıkaran bir atış
boundary
n.
400
Sport
(kriket) topu saha sınırı dışına çıkaran bir atışla yapılan dört veya altı koşu
boundary
n.
401
Sport
(pata alanı dışına çıkacak şekilde) golf topuna vurmak
overplay
n.
402
Sport
yere değmeden saha dışına giden top skoru
innings
n.
403
Sport
(körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış
peel
n.
404
Sport
faul çizgisi dışına giden top
foul ball
n.
405
Sport
minder dışına kaçmak
mat escape
v.
406
Sport
(yarış atı) alan dışına çıkmak
lug
v.
407
Sport
(bowling topunu) faul çizgisinin dışına düşecek şekilde atmak
loft
v.
408
Sport
saha dışına çıkarak oyun dışı kalmak
run out
v.
409
Sport
(lakros, hokey) topu savunma bölgesinin dışına atmak
clear
v.
410
Sport
(topu) gol çizgisinin dışına göndermek
pull back
v.
411
Sport
oyun alanının dışına doğru
afield
adv.
412
Sport
topa kale direğinden sahanın dışına doğru vurarak
inside out
adv.
413
Sport
oyun dışına
out of play
expr.
Baseball
414
Baseball
beysbolda bir dış meydanı oyuncusunun ikinci kaleye dokunmadan sadece yaklaşarak koşucuyu saha dışına/auta çıkmak zorunda bıraktığı oyun
neighborhood play
n.
415
Baseball
iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vurulan bir top
bloop
n.
416
Baseball
tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş
home run
n.
417
Baseball
iç alanın ortasından atıcı tümseğinin üzerinden saha dışına atılan top
diamond-cutter
n.
418
Baseball
saha dışına düşecek şekilde yüksekten atılan top
fly
n.
419
Baseball
topu faul çizgisi dışına gönderme
foul out
n.
420
Baseball
faul çizgisi dışına yapılan atış
foul out
n.
421
Baseball
topu iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vurmak
bloop
v.
422
Baseball
beyzbol topunu kalenin dışına fırlatmak
overthrow
v.
423
Baseball
(saha dışına düşen topa) sopayla güçlü bir şekilde vurmak
pole
v.
424
Baseball
topu saha dışına düşeceği şekilde yüksekten atmak
fly
v.
425
Baseball
(topu) saha dışına düşmesine sebep olacak şekilde yüksekten atmak
fly
v.
426
Baseball
tam kale koşusu yapıp topu saha dışına çıkarmak
park
v.
427
Baseball
(defans oyuncusu) normal savunma pozisyonunun dışına kaymak
shade
v.
428
Baseball
(topu) faul çizgisi dışına göndermek
foul
v.
429
Baseball
topu faul çizgisi dışına atmak
foul
v.
430
Baseball
topu faul çizgisi dışına göndermek
foul out
v.
431
Baseball
topu iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vuran
bloop
adj.
432
Baseball
faul çizgisi dışına doğru
foul
adv.
Music
433
Music
(kilise müziği makamında) bir oktavın dışına çıkan
pluperfect
adj.
434
Music
(kilise müziği makamında) bir oktavın dışına çıkan
superfluous
adj.
Archaic
435
Archaic
kabın dışına çıkarılamayan
incoercible
adj.
Slang
436
Slang
beysbol veya softbolda topu, dört kaleyi de alıp sayı yapmaya izin verecek şekilde iç sahanın dışına vurma
homer
n.
437
Slang
toplumun dışına itilmiş tip
quimp
n.
438
Slang
içi dışına çıkmak
blow beets
v.
439
Slang
içi dışına çıkmak
buick
v.
440
Slang
içi dışına çıkmak
sell buicks
v.
441
Slang
midesi dışına çıkmak
duke
v.
442
Slang
içi dışına çıkmak
drain the bilge
v.
443
Slang
içi dışına çıkmak
drain the bilge
v.
444
Slang
içi dışına çıkmak
drop one’s cookies
v.
445
Slang
içi dışına çıkmak
talk to earl
v.
446
Slang
içi dışına çıkmak
earp
v.
447
Slang
içi dışına çıkmak
urp
v.
448
Slang
içi dışına çıkmak
fetch up
v.
449
Slang
içi dışına çıkmak
barf
v.
450
Slang
içi dışına çıkmak
toss (one's) tacos
v.
451
Slang
geleneksel kuralların dışına çıkmak
fly (one's) freak flag
v.
452
Slang
alışılmışın dışına çıkmak
fly (one's) freak flag
v.
453
Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at [euphemistic]
v.
British Slang
454
British Slang
iç çamaşırının dışına çıkmış tüyler
spider's legs
n.
455
British Slang
iç çamaşırının dışına çıkmış tüyler
pant moustache
n.
456
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
jump off at edge hill
v.
457
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at haymarket (edinburgh)
v.
458
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at gateshead (glasgow)
v.
459
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at paisley
v.
460
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
upon-tyne (newcastle)
v.
461
British Slang
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at edge hill
v.
Modern Slang
462
Modern Slang
toplumsal sınırların dışına çıkmaktan korkmayan kimse
a different breed
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of dışına
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy