pişirmek - Turc Anglais Dictionnaire

pişirmek

Sens de "pişirmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
pişirmek cook v.
I will cook beef for the night.
Bu gece sığır eti pişireceğim.

More Sentences
General
pişirmek fire v.
The pottery was fired to the point of vitrification.
Çömlekler vitrifikasyon noktasına kadar pişirilmiştir.

More Sentences
pişirmek cook v.
Wash the next day and cook for 40 minutes.
Ertesi gün yıkayıp 40 dakika pişirin.

More Sentences
pişirmek make v.
Mary is in the kitchen making Christmas cookies.
Mary mutfakta Noel kurabiyeleri pişiriyor.

More Sentences
pişirmek brew v.
Tom started the coffee brewing, then checked his email.
Tom kahve pişirmeye başladı, sonra e-postalarını kontrol etti.

More Sentences
pişirmek bake v.
Bakers bake bread, accountants manage accounts and entrepreneurs turn ideas into reality.
Fırıncılar ekmek pişirir, muhasebeciler hesapları yönetir ve girişimciler fikirleri gerçeğe dönüştürür.

More Sentences
Gastronomy
pişirmek cook v.
Mix it well and cook it for two minutes.
İyice karıştırın ve iki dakika pişirin.

More Sentences
General
pişirmek ripen v.
pişirmek prepare v.
pişirmek mature v.
pişirmek irritate the skin v.
pişirmek boil v.
pişirmek stove v.
Phrasals
pişirmek bake up v.
Technical
pişirmek burn v.
pişirmek boil v.
pişirmek scour v.
pişirmek kier-boil v.
pişirmek roast v.
British Slang
pişirmek nuke v.

Sens de "pişirmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 246 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
fırında pişirmek bake v.
The cake that Tom baked was delicious.
Tom'un fırında pişirdiği kek lezzetliydi.

More Sentences
yemek pişirmek cook v.
All I need is a source of energy so that I can light my house and cook the next meal".
Tek ihtiyacım olan bir enerji kaynağı, böylece evimi aydınlatabilir ve bir sonraki yemeği pişirebilirim".

More Sentences
General
pişirmek (kaynama noktasının biraz altında bir derecede) simmer v.
Mackerel tastes good whether you simmer it or grill it.
Uskumruyu ister ızgara yap, ister pişir, tadı güzeldir.

More Sentences
ızgarada pişirmek grill v.
Tom grilled the steak.
Tom bifteği ızgarada pişirdi.

More Sentences
makarna pişirmek cook pasta v.
Cooking pasta is easy.
Makarna pişirmek kolaydır.

More Sentences
pasta pişirmek bake a cake v.
Tom said he wanted to bake a cake for Mary.
Tom, Mary için bir pasta pişirmek istediğini söyledi.

More Sentences
kahve pişirmek make coffee v.
I don't like the way Tom makes coffee.
Tom'un kahve pişirme tarzını sevmiyorum.

More Sentences
yemek pişirmek cook v.
Bill Granger has always been passionate about food and cooking.
Bill Granger her zaman yemek ve yemek pişirme konusunda tutkulu olmuştur.

More Sentences
yemeği pişirmek do the cooking v.
Who does the cooking at your house?
Sizin evde kim yemek pişirir?

More Sentences
mikrodalga fırında ısıtmak/pişirmek nuke v.
Nuke it for 30 seconds.
Mikrodalga fırında 30 saniye boyunca ısıtın.

More Sentences
akşam yemeğini pişirmek cook dinner v.
I'm cooking dinner.
Akşam yemeği pişiriyorum.

More Sentences
kurabiye pişirmek bake cookies v.
Tom baked cookies this afternoon.
Tom bu öğleden sonra kurabiye pişirdi.

More Sentences
çorba pişirmek cook soup v.
You can not cook soups with these products.
Bu ürünlerle çorba pişiremezsiniz.

More Sentences
biraz yemek pişirmek cook some food v.
Lidia, can you cook some food to Magdalena, Ania, Piotr and Lech?
Lidia, Magdalena, Ania, Piotr ve Lech için biraz yemek pişirebilir misin?

More Sentences
fazla pişirmek overcook v.
I overcooked the pasta.
Makarnayı fazla pişirdim.

More Sentences
Idioms
mükemmel pişirmek cook to perfection v.
The steak was cooked to perfection.
Biftek mükemmel pişmişti.

More Sentences
Technical
(seramik) pişirmek bake v.
After shaping it, you can bake the dough to make the shape fixed.
Şekillendirdikten sonra, şekli sabitlemek için hamuru pişirebilirsiniz.

More Sentences
Gastronomy
buharda pişirmek steam v.
She ordered chicken and a side of steamed vegetables.
Tavuk ve yanında buharda pişmiş sebze sipariş etti.

More Sentences
ızgarada pişirmek broil v.
Broil the brisket before smoking.
Etleri tütsülemeden önce ızgarada pişirin.

More Sentences
kaynar suda pişirmek boil v.
Boil the egg for ninety seconds.
Yumurtayı doksan saniye kaynar suda pişirin.

More Sentences
General
kampta yemek pişirmek için kullanılan metal tencere billy [australia] n.
porselen ve emayeyi düşük sıcaklıkta pişirmek için kullanılan iç bölmeli seramik fırını muffle n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixy n.
kampta yemek pişirmek, su kaynatmak için kullanılan teneke kap dixie n.
kısık ateşte pişirmek stew v.
kendi suyuyla kısık ateşte pişirmek braise v.
baharatlı ve acılı pişirmek devil v.
ensesinde boza pişirmek keep a tight rein on v.
hafif ateşte pişirmek coddle v.
önceden pişirmek precook v.
tavada pişirmek pan v.
kendi suyunda pişirmek stew v.
fazla pişirmek overdo v.
yahni pişirmek fricassee v.
barbekü sosuyla pişirmek barbecue v.
karıştırıp tekrar pişirmek hash v.
ateşte pişirmek cook on fire v.
pişirmek (toprak eşyayı fırında) fire v.
kiremitte pişirmek burn v.
gereğinden fazla pişirmek overdo v.
çok pişirmek overcook v.
köri ile pişirmek curry v.
buharda pişirmek cook with steam v.
güveçte pişirmek jug v.
fazla pişirmek cook to rags v.
fazla pişirmek cook to a rag v.
birinin ensesinde boza pişirmek make life miserable for v.
yavaş yavaş pişirmek stew v.
kapağı kapalı ve ağır ateşte pişirmek stew v.
açık hava ızgarada pişirmek barbecue v.
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek poach v.
(yumurta) çırpıp yağ ve sütle pişirmek scramble v.
fritözde pişirmek french-fry v.
mangalda pişirmek charbroil v.
sebzeleri veya eti pişirmek için ince ince dilimlemek french v.
lezzetli yemekler pişirmek cook delicious meals v.
az pişirmek undercook v.
kamp ateşinde pişirmek cook over a campfire v.
kahve pişirmek cook coffee v.
sağlıklı bir yemek pişirmek cook a healthy meal v.
yemekleri pişirmek cook the meals v.
yemeği pişirmek cook the meal v.
yahni pişirmek ragout v.
kömür ateşinde pişirmek charcoal v.
mikrodalga fırında pişirmek micro-cook v.
mikrodalga fırında pişirmek microwave v.
mangalda pişirmek broil v.
sosta pişirmek grill [obsolete] v.
yiyeceği ızgaralayarak pişirmek grillade [obsolete] v.
(bir şeyi) fırında gereğinden uzun süre pişirmek overbake v.
(bir şeyi) gereğinden fazla pişirmek overbake v.
ateşte pişirmek roast v.
çömlekte pişirmek pot v.
salamander ızgara kullanarak pişirmek salamander v.
kaynamaya yakın suda pişirmek codle v.
ızgarada pişirmek oven broil v.
tavada pişirmek oven broil v.
fırında pişirmek oven v.
ön pişirmek prebake v.
önden pişirmek prebake v.
düdüklü tencerede pişirmek pressure v.
düdüklü tencerede buhar basıncı ile pişirmek pressure cook v.
biraz yiyecek pişirmek cook some food v.
çevirerek pişirmek stick up v.
çevirmede pişirmek stick up v.
(çömlek vb.) pişirmek fire v.
(fırında) pişirmek bake v.
güveçte pişirmek casserole v.
barbeküde pişirmek barbecue v.
mikrodalgada pişirmek microwave v.
Phrasals
dışarıda/açık havada pişirmek (barbekü vb) cook out v.
fırında pişirmek bake up v.
yemek yapmak/pişirmek/hazırlamak cook up v.
(bir şeyi) dışarıda/açık havada pişirmek cook (something) out v.
içini dışını pişirmek/ısıtmak heat through v.
(bir şeyi) buharda pişirmek/haşlamak steam (something) v.
(bir şeyi bir tarihten) önce tüketmek/pişirmek use (something) by (some date) v.
(bir şeyi bir tarihe) kadar tüketmek/pişirmek use (something) by (some date) v.
Colloquial
işi pişirmek get it on with v.
yemek yapmak/pişirmek burn v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek be all over (one) v.
bir şeyi temizlemek, pişirmek do something up v.
ile işi pişirmek have it away with v.
(biriyle) işi pişirmek have it away (with someone) v.
ile işi pişirmek have it off with v.
Idioms
ensesinde boza pişirmek put someone through the mill v.
ensesinde boza pişirmek keep a tight rein on v.
işi pişirmek make out v.
ensesinde boza pişirmek find fault with v.
ensesinde boza pişirmek be on at v.
işi pişirmek seal the deal v.
mükemmel pişirmek cook something to perfection v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek breathe down someone's neck v.
çok miktarda şeyi istekle pişirmek bake up a storm v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek get someone by the short hairs v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek get (one) by the short and curlies v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek get someone by the short and curlies v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek have someone by the short and curlies v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek have someone by the short hairs v.
bir dolu yemek pişirmek bake up a storm v.
eline ne geçerse pişirmek bake up a storm v.
birinin ensesinde boza pişirmek be breathing down someone's neck v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek be breathing down (one's) neck v.
birinin ensesinde boza pişirmek be on at someone [uk] v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek be on at somebody (to do something) v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek go on at somebody (to do something) v.
birinin ensesinde boza pişirmek be on somebody's case v.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek keep on at somebody (to do something) v.
işi pişirmek make beautiful music together v.
ensesinde boza pişirmek breathe down neck v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek breathe down (one's) neck v.
hamburgerleri pişirmek/çevirmek flip burgers v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek have (one) by the short and curlies v.
pişirmek için for the pot expr.
Speaking
pişirmek hoşuna gider mi? do you enjoy baking? expr.
Technical
yemek pişirmek için kullanılan yer cookhouse n.
kağıt hamuru ve kağıt yapımında odun yongalarını pişirmek üzere asit hazırlayıp bir kuleye dolduran işçi towerman n.
fırında kurutmak yakmak veya pişirmek kiln v.
kaynatarak pişirmek seethe v.
(seramik) sırlama öncesi pişirmek prefire v.
(özellikle yemek pişirmek için) şömine kullanımıyla ilgili open-hearth adj.
Textile
kazanda pişirmek kier-boil v.
Food Engineering
torbada pişirmek cook in bag v.
Gastronomy
yemek pişirmek ve servis etmekte kullanılan toprak kap terrine n.
genellikle çorba pişirmek için kullanılan kapaklı küçük bir toprak kap petite marmite n.
balık pişirmek için kullanılan dikdörtgen bir buhar tenceresi fish kettle n.
yahnisini pişirmek için genellikle küçük parçalar halinde kesilen sığır inciği shin n.
yumurtayı kabuksuz pişirmek poach v.
sıvıda pişirmek cook in liquid v.
üstüne ekmek kırıntıları serpip sos içinde pişirmek scallop v.
yumurtayı ufalanmış ekmek ile yağda pişirmek shirr v.
fırında pişirmek roast v.
suda % 50 pişirmek parboil v.
ağır ateşte pişirmek braise v.
fırında pişirmek bake v.
tencerede pişirmek braise v.
köride pişirmek curry v.
suda pişirmek poach v.
şişte pişirmek cook on skewers v.
sıcak suda pişirmek poach v.
buharda pişirmek cook in a double boiler v.
yağda pişirmek scramble v.
az yağda pişirmek pan fry v.
kaynar su içinde pişirmek poach v.
fritözde pişirmek deep fry v.
fırında pişirmek cook by baking v.
hafif ateşte pişirmek simmer v.
buğuda pişirmek cook in a double boiler v.
kapalı kapta ve ağır ateşte pişirmek braise v.
yağsız tavada pişirmek pan-broil v.
yağsız pişirmek pan-broil v.
kısık ateşte pişirmek cook something over a low heat v.
yüksek ateşte pişirmek cook something over a high heat v.
orta ateşte pişirmek cook something over a medium heat v.
kısık ateşte pişirmek cook at a low heat v.
orta harlı ateşte pişirmek cook at a medium heat v.
yeniden pişirmek recoct [obsolete] v.
yeniden pişirmek recook v.
tekrar pişirmek recook v.
badem ile pişirmek amandine v.
turta kalıbını dolgu eklemeden önce fırında pişirmek bake blind v.
turta kalıbını dolgu eklemeden önce fırında pişirmek blind-bake v.
eti barbekü sosla pişirmek barbeque v.
mangalda pişirmek barbeque v.
sos içinde galeta unu ile pişirmek escallop v.
(yeşillikleri) yumuşamaya başlayana kadar pişirmek wilt v.
wok tavayla doğu mutfağına özgü yemekler pişirmek wok v.
(yumurtayı) tam pişirmek hard-boil v.
(yemek) pişirmek build v.
japon mangalında pişirmek hibachi v.
maltızda pişirmek hibachi v.
yiyeceği açık kahverengi olana kadar ateşte pişirmek gold v.
tereyağlı ekmek kırıntıları veya rendelenmiş peynirler kaplayıp üzeri çıtır çıtır olana kadar pişirmek gratinate v.
ekmek kırıntıları ile kaplayıp ızgarayla veya fırında pişirmek gratinee v.
döküm ızgarada pişirmek griddle v.
fazla pişirmek overroast v.
sıcak köz, kül, kum veya taşlarla çevreleyerek pişirmek roast v.
çevirme mangalında pişirmek rotisserie v.
lapa olarak pişirmek conjee v.
lapa olarak pişirmek congee v.
etki kendi suyu veya başka soslarla pişirmek baste v.
suyunu çekinceye kadar pişirmek concentrate v.
(yumurtayı) kırıp kaynar suda pişirmek drop v.
bol yağda kızartarak pişirmek drop v.
ızgarada pişirmek drop v.
kısmen pişirmek parbake v.
bir kısmını pişirmek parbake v.
kapaksız tavada pişirmek panbroil v.
açık sıcak metal yüzeyde pişirmek panbroil v.
kızartma tavasında pişirmek pan-fry v.
tencerede pişirmek pot-roast v.
fırında pişirmek ovenbake v.
iyice pişirmek percoct v.
kahverengileşene kadar kızartarak pişirmek french fry v.
(eti) parçalara ayırıp salça veya sosta pişirmek fricassee v.
düdüklü tencerede pişirmek pressurize v.
düdüklü tencerede pişirmek pressure-cook v.
düdüklü tencerede pişirmek pressurise v.
(et, sebze) kısık ateşte pişirmek smother v.
(et, sebze) demlendirerek pişirmek smother v.
(yumurtayı) alakok pişirmek soft-boil v.
(ekmeği) iyice pişirmek soak v.
yüksek ateşte pişirmek stir-fry v.
daha fazla pişirmek outbake [obsolete] v.
daha fazla yemek pişirmek outcook v.
çevirme şeklinde pişirmek spit-roast v.
kemiklerini çıkararak pişirmek spitchcock v.
daha iyi pişirmek outbake [obsolete] v.
daha iyi yemek pişirmek outcook v.
çevirerek pişirmek spit-roast v.
keserek pişirmek spitchcock v.
çevirme şeklinde pişirmek spit-roast adj.
çevirme şeklinde pişirmek spit-roasted adj.
çevirerek pişirmek spit-roast adj.
çevirerek pişirmek spit-roasted adj.
Slang
işi pişirmek make out v.
ensesinde boza pişirmek bust (one's) hump v.
ensesinde boza pişirmek ride (someone's) ass v.
ensesinde boza pişirmek bust (one's) hump v.
ensesinde boza pişirmek bust (one's) butt v.
ensesinde boza pişirmek ride (someone's) butt v.
işi pişirmek do the deed v.
işi pişirmek do what comes naturally v.
biriyle işi pişirmek mack on someone v.
(birinin) ensesinde boza pişirmek break (one's) stones v.
ensesinde boza pişirmek bust butt v.