Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
beziehungen zwischen akp und eu
fosa media
head in
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"head in"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
head in
f.
düz girmek
"head in"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 433 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
light in the head
i.
ahmak
2
Genel
bullet in the head
i.
kafadaki kurşun
3
Genel
put one's head in the lion's mouth
f.
tehlikeye atılmak
4
Genel
have one's head in the clouds
f.
aklı bir karış havada olmak
5
Genel
put one's head in the lion's mouth
f.
kellesini koltuğuna almak
6
Genel
be in over one's head
f.
haddini aşmak
7
Genel
be in over one's head
f.
haddini bilmemek
8
Genel
be in over one's head
f.
çizmeyi aşmak
9
Genel
bury one's head in the pillow
f.
kafasını yastığa gömmek
10
Genel
shoot in the head
f.
başından vurmak
11
Genel
be head-in-the-clouds
f.
aklı havada olmak
12
Genel
be head-in-the-clouds
f.
aklı bir karış havada olmak
13
Genel
get in over head
f.
(su) boyu/boyunu aşmak
14
Genel
be in over head
f.
(su) boyu/boyunu aşmak
15
Genel
be in a head-on collision
f.
bir araçla kafa kafaya çarpışmak
16
Genel
get shot in the head
f.
kafasından vurulmak
17
Genel
knock in the head
f.
kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek
18
Genel
light in the head
s.
sersemlemiş
19
Genel
light in the head
s.
kafasız
20
Genel
soft in the head
s.
kafasız
21
Genel
queer in the head
s.
kaçık
22
Genel
queer in the head
s.
çatlak
23
Genel
sick in the head
s.
kafadan hasta
24
Genel
sick in the head
s.
kafadan çatlak
25
Genel
weak in the head
s.
kafadan kontak
26
Genel
messed up in the head
s.
kafası allak bullak olmuş
27
Genel
head-in-the-clouds
s.
aklı bir karış havada olan
28
Genel
in the head
zf.
son tahlilde
29
Genel
head-in-the-clouds
zf.
hayal alemine dalmış bir şekilde
Phrasals
30
Öbek Fiiller
head in to
f.
dosdoğru -ya gitmek
31
Öbek Fiiller
head in to
f.
dosdoğru (bir şeyi) yapmak
32
Öbek Fiiller
head in (to something)
f.
(bir şeye/yere) düz/ön ön girmek
Phrases
33
İfadeler
with one's head in the air
expr.
burnu havada
Proverb
34
Atasözü
intelligence is in the head not in the age
akıl yaşta değil baştadır
Colloquial
35
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma gerekçe
36
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
bahane
37
Konuşma Dili
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
38
Konuşma Dili
fall head over heels in love with someone
f.
birine sırılsıklam aşık olmak
39
Konuşma Dili
get stuck in one’s head
f.
kafasına kazınmak
40
Konuşma Dili
touched in the head
s.
birkaç tahtası eksik
41
Konuşma Dili
touched in the head
s.
kafadan çatlak
42
Konuşma Dili
odd in the head
s.
kafadan kontak
43
Konuşma Dili
odd in the head
s.
terelelli
44
Konuşma Dili
funny in the head
s.
akli dengesi bozuk
45
Konuşma Dili
funny in the head
s.
kaçık
46
Konuşma Dili
funny in the head
s.
kafadan çatlak
47
Konuşma Dili
funny in the head
s.
kafadan sakat
48
Konuşma Dili
with one's head in the clouds
expr.
ayakları yere basmaz
49
Konuşma Dili
with one's head in the clouds
expr.
dalgın
50
Konuşma Dili
odd in the head
expr.
deli
51
Konuşma Dili
odd in the head
expr.
delirmiş
52
Konuşma Dili
odd in the head
expr.
çılgın
53
Konuşma Dili
with one's head in the clouds
expr.
hayal aleminde
Idioms
54
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
üşengeçlik yüzünden uydurulan anlamsız bahane
55
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
i.
kafada şimşek çakması
56
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
i.
kafada şimşek çakması
57
Deyim
a bone in your leg (or head)
i.
uydurma mazeret
58
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
i.
aklına birden fikir gelmesi
59
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
i.
aklına birden fikir gelmesi
60
Deyim
love-tooth in the head
i.
sürekli sevgiye ihtiyaç duyma
61
Deyim
love-tooth in the head
i.
sürekli sevgi isteme
62
Deyim
eyes in the back of (one's) head
i.
arkasındaki göz
63
Deyim
eyes in the back of (one's) head
i.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
64
Deyim
eyes in the back of (one's) head
i.
etrafında olup biten her şeyin farkında olma
65
Deyim
eyes in the back of (one's) head
i.
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
66
Deyim
eyes in the back of your head
i.
arkandaki göz
67
Deyim
eyes in the back of your head
i.
etrafında olup biten her şeyi bilme/görme
68
Deyim
eyes in the back of your head
i.
etrafında olup biten her şeyin farkında olma
69
Deyim
eyes in the back of your head
i.
etrafında olup biten her şeyden haberdar olma
70
Deyim
have a bee in the head
f.
sinirli olmak
71
Deyim
have a bee in the head
f.
aceleci olmak
72
Deyim
knock in the head
f.
sona erdirmek
73
Deyim
have a bee in the head
f.
hafif deli olmak
74
Deyim
knock in the head
f.
yenmek
75
Deyim
knock in the head
f.
sinirlendirmek
76
Deyim
knock in the head
f.
bozmak
77
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiç ihtiyacı/gereği olmamak
78
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
79
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
80
Deyim
a light bulb goes on in (one's) head
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
81
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
82
Deyim
a light bulb goes off in (one's) head
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
83
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
84
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
85
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
86
Deyim
have a light bulb go off (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
87
Deyim
have windmills in (one's) head
f.
hayal kurmak
88
Deyim
have windmills in (one's) head
f.
hayaller aleminde yaşamak
89
Deyim
a light bulb goes on in someone's head
f.
kafasında ampul yanmak
90
Deyim
a light bulb goes on in someone's head
f.
aklına parlak bir fikir gelmek
91
Deyim
a light bulb goes off in someone's head
f.
kafasında ampul yanmak
92
Deyim
a light bulb goes off in someone's head
f.
aklına parlak bir fikir gelmek
93
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
94
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
95
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
96
Deyim
need (something) (about) as much as (one) needs a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
97
Deyim
not be right in the head
f.
aklı başında olmamak
98
Deyim
have bees in one's head
f.
aklında tuhaf bir fikir olmak
99
Deyim
be crazy in the head
f.
aklından zoru olmak
100
Deyim
have rocks in one's head
f.
aklından zoru olmak
101
Deyim
have rocks in one's head
f.
aptalca davranmak
102
Deyim
have eyes in the back of one's head
f.
arkada gözü olmak
103
Deyim
have eyes in the back of one's head
f.
arkasında gözleri olmak
104
Deyim
be head over heels in love
f.
aşık olmak
105
Deyim
be head over heels in love
f.
ateş bacayı sarmak
106
Deyim
have one's head in the clouds
f.
ayakları yere basmamak
107
Deyim
have one's head in the clouds
f.
başında kavak yelleri esmek
108
Deyim
have one's head in the clouds
f.
bulutlarda gezinmek
109
Deyim
be head over heels in love with
f.
birine sırılsıklam aşık olmak
110
Deyim
pound someone's head in
f.
birini pataklamak
111
Deyim
get in over one's head
f.
boyunu aşan işlere girişmek
112
Deyim
have rocks in one's head
f.
bir tahtası eksik olmak
113
Deyim
do somebody's head in
f.
birini mutsuz etmek
114
Deyim
pound someone's head in
f.
birine dayak atmak
115
Deyim
have windmills in one's head
f.
başında kavak yelleri esmek
116
Deyim
get/be in over one's head
f.
boyundan büyük işlere kalkışmak
117
Deyim
be in over one's head
f.
boyunu aşan işlere girişmek
118
Deyim
bury one's head in the sand
f.
başını kuma gömmek
119
Deyim
pound someone's head in
f.
birini dövmek
120
Deyim
get in over one's head
f.
başından büyük işlere kalkışmak
121
Deyim
be in over one's head
f.
başından büyük işlere kalkışmak
122
Deyim
head over heels in debt
f.
borç içinde yüzmek
123
Deyim
be in way over one's head
f.
boyundan büyük işlere kalkışmak
124
Deyim
hide one's head in the sand
f.
başını kuma gömmek
125
Deyim
head over heels in debt
f.
borç batağına saplanmak
126
Deyim
be head over heels in love with
f.
birine ayılıp bayılmak
127
Deyim
head over heels in debt
f.
borç batağında olmak
128
Deyim
have one's head in the sand
f.
başını kuma gömmek
129
Deyim
stick one's head in the sand
f.
başını kuma gömmek
130
Deyim
be head over heels in love with someone
f.
birine sırılsıklam aşık olmak
131
Deyim
do somebody's head in
f.
birinin kafasını karıştırmak
132
Deyim
put something in someone's head
f.
birinin aklına bir şeyler sokmak
133
Deyim
hide one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
134
Deyim
be head over heels in love
f.
deli gibi sevmek
135
Deyim
fall head-over-heels in love
f.
deliler gibi sevmek
136
Deyim
have one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma sokmak
137
Deyim
fall head-over-heels in love
f.
deliler gibi aşık olmak
138
Deyim
hide one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma sokmak
139
Deyim
bury one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma sokmak
140
Deyim
have one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
141
Deyim
have one's head in the clouds
f.
düş dünyasında yaşamak
142
Deyim
bury one's head in the sand
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
143
Deyim
bury one's head in the sand like an ostrich
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
144
Deyim
bury one's head in the sand
f.
gerçeği yok saymak
145
Deyim
have one's head in the clouds
f.
hayal aleminde yaşamak
146
Deyim
be head over heels in love
f.
gönlünü kaptırmak
147
Deyim
bury one's head in the sand
f.
gerçekleri kabul etmemek
148
Deyim
need like a hole in the head
f.
hiçbir şekilde ihtiyaç duymamak
149
Deyim
be head over heels in love
f.
içine aşk ateşi düşmek
150
Deyim
place one's head in the lion's mouth
f.
kendisini aslanın ağzına atmak
151
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kendisini aslanın ağzına atmak
152
Deyim
place one's head in the lion's mouth
f.
kendisini tehlikeye atmak
153
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kendini tehlikeye atmak
154
Deyim
put one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
155
Deyim
place one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
156
Deyim
place one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
157
Deyim
put one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
158
Deyim
stick one's head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
159
Deyim
stick one's head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
160
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kelleyi koltuğa almak
161
Deyim
be head over heels in love
f.
kara sevdaya düşmek
162
Deyim
not be right in the head
f.
kafası yerinde olmamak
163
Deyim
keep a civil tongue in one's head
f.
kibar davranmak
164
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kendini ateşe atmak
165
Deyim
keep a civil tongue in one's head
f.
kibar konuşmak
166
Deyim
place one's head in the lion's mouth
f.
kendini ateşe atmak
167
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kellesini koltuğuna almak
168
Deyim
bury one's head in the sand
f.
kabullenmemek
169
Deyim
have eyes in the back of one's head
f.
kafasının arkasında gözleri olmak
170
Deyim
have rocks in one's head
f.
kafası basmamak
171
Deyim
put one's head in the lion's mouth
f.
kelle koltukta
172
Deyim
hide one's head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
173
Deyim
bury one's head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
174
Deyim
stick one's head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
175
Deyim
be head over heels in love
f.
sırılsıklam aşık olmak
176
Deyim
be head over heels in love
f.
sevdalanmak
177
Deyim
have one's head in the clouds
f.
sürekli düş kurmak
178
Deyim
hang one's head in shame
f.
utançla başını eğmek
179
Deyim
ring in (one's) head
f.
sesi kulaklarında çınlamak
180
Deyim
ring in (one's) head
f.
hala etkisinde olmak
181
Deyim
ring in your ears/head
f.
sesi kulaklarda çınlamak
182
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasını kırmak
183
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasını dağıtmak
184
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasını ezmek
185
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasına saldırmak
186
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasına vurmak
187
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) kafasını parçalamak
188
Deyim
smash (one's) head in
f.
(birinin) beynini dağıtmak
189
Deyim
live in (one's) head rent-free
f.
(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek
190
Deyim
live in (one's) head rent-free
f.
(birinin) kafasını kurcalamak
191
Deyim
live in (one's) head rent-free
f.
(birinin) kafasına çok takılmak
192
Deyim
live rent-free in (one's) head
f.
(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek
193
Deyim
live rent-free in (one's) head
f.
(birinin) kafasını kurcalamak
194
Deyim
live rent-free in (one's) head
f.
(birinin) kafasına çok takılmak
195
Deyim
go soft in the head
f.
aptallaşmak
196
Deyim
go soft in the head
f.
salaklaşmak
197
Deyim
go soft in the head
f.
akılsızlaşmak
198
Deyim
go soft in the head
f.
kafayı yemek
199
Deyim
go soft in the head
f.
aklını kaçırmak
200
Deyim
go soft in the head
f.
aklını kaybetmek
201
Deyim
be/go soft in the head
f.
aptal olmak
202
Deyim
be/go soft in the head
f.
kafasız olmak
203
Deyim
be/go soft in the head
f.
salak olmak
204
Deyim
be/go soft in the head
f.
akılsız olmak
205
Deyim
be/go soft in the head
f.
beyinsiz olmak
206
Deyim
be/go soft in the head
f.
kafayı yemiş olmak
207
Deyim
be/go soft in the head
f.
aklını kaçırmış olmak
208
Deyim
be/go soft in the head
f.
aklını kaybetmiş olmak
209
Deyim
be/go soft in the head
f.
kuş beyinli olmak
210
Deyim
be/go soft in the head
f.
kaz kafalı olmak
211
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
212
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/istek/lüzum duymamak
213
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) zerre kadar istememek
214
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
215
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
216
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) kesinlikle lüzum/istek duymamak
217
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeye) karşı hiç istek duymamak
218
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şeyi) hiç ama hiç istememek
219
Deyim
want (something) like (one wants) a hole in the head
f.
(bir şey) istediği/ihtiyaç duyduğu en son şey olmak
220
Deyim
keep (something) straight (in one's mind/head)
f.
(bir şeyi) açıkça anlayabilmek
221
Deyim
keep (something) straight (in one's mind/head)
f.
(bir şeyi) kafasında oturtabilmek
222
Deyim
keep (something) straight (in one's mind/head)
f.
(bir şeyin) detaylarını aklında tutabilmek
223
Deyim
keep (two or more people) straight (in one's mind/head)
f.
(birden fazla kişiyi) kafasında ayırt edebilmek
224
Deyim
keep (two or more people) straight (in one's mind/head)
f.
(birden fazla kişiyi) birbirinden ayırt edebilmek
225
Deyim
keep (two or more people) straight (in one's mind/head)
f.
kimin kim olduğunu kafasında oturtmak
226
Deyim
put (one's) head in the wolf's mouth
f.
kelle koltukta olmak
227
Deyim
put (one's) head in the wolf's mouth
f.
kellesini koltuğuna almak
228
Deyim
put (one's) head in the wolf's mouth
f.
kendini tehlikeye atmak
229
Deyim
put (one's) head in the wolf's mouth
f.
kendini ateşe atmak
230
Deyim
put (one's) head in the wolf's mouth
f.
tehlikeye atılmak
231
Deyim
put (something) in (one's) head
f.
(birinin) aklına (bir şey) sokmak
232
Deyim
put (something) in (one's) head
f.
(birinin bir şey) düşünmesini sağlamak
233
Deyim
put (something) in (one's) head
f.
(birinin) aklına bir fikir sokmak
234
Deyim
put something in someone's head
f.
birine kendi kendine düşünemeyeceği fikirler vermek
235
Deyim
smash in (one's) head
f.
(birinin) kafasını kırmak
236
Deyim
smash in (one's) head
f.
(birinin) kafasını ezmek
237
Deyim
smash in (one's) head
f.
(birinin) kafasını dağıtmak
238
Deyim
smash in (one's) head
f.
(birinin) kafasına vurmak
239
Deyim
smash in (one's) head
f.
(birinin) kafasını parçalamak
240
Deyim
put an idea in (someone's) head
f.
(birinin) kafasına/aklına bir fikir sokmak
241
Deyim
put an idea in (someone's) head
f.
(birinin) kafasına/aklına girmek
242
Deyim
be not right in the head
f.
aklı başında olmamak
243
Deyim
be not right in the head
f.
kafası yerinde olmamak
244
Deyim
be not right in the head
f.
akli dengesi yerinde olmamak
245
Deyim
be soft in the head
f.
aptal olmak
246
Deyim
be soft in the head
f.
kafasız olmak
247
Deyim
be soft in the head
f.
salak olmak
248
Deyim
be soft in the head
f.
akılsız olmak
249
Deyim
be soft in the head
f.
beyinsiz olmak
250
Deyim
be soft in the head
f.
kuş beyinli olmak
251
Deyim
be soft in the head
f.
kaz kafalı olmak
252
Deyim
bury head in the sand
f.
başını kuma gömmek
253
Deyim
bury head in the sand
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
254
Deyim
bury head in the sand
f.
gerçeği yok saymak/kabul etmemek
255
Deyim
bury head in the sand
f.
kabullenmemek
256
Deyim
bury head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
257
Deyim
bury your head in the sand
f.
başını kuma gömmek
258
Deyim
bury your head in the sand
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek
259
Deyim
bury your head in the sand
f.
gerçeği yok saymak/kabul etmemek
260
Deyim
bury your head in the sand
f.
kabullenmemek
261
Deyim
bury your head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
262
Deyim
bury/hide one's head in the sand
f.
başını kuma gömmek/saklamak
263
Deyim
bury/hide one's head in the sand
f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak
264
Deyim
bury/hide one's head in the sand
f.
gerçeği yok saymak/kabul etmemek
265
Deyim
bury/hide one's head in the sand
f.
kabullenmemek
266
Deyim
bury/hide one's head in the sand
f.
sorunları görmezden gelmek
267
Deyim
do someone's head in
f.
birinin kafasını karıştırmak
268
Deyim
do someone's head in
f.
birini sinirlendirmek
269
Deyim
do someone's head in
f.
birini sinir etmek
270
Deyim
do someone's head in
f.
birini deli etmek
271
Deyim
do your head in [uk]
f.
deli etmek
272
Deyim
do your head in [uk]
f.
kafayı yedirmek
273
Deyim
do your head in [uk]
f.
sinir etmek
274
Deyim
fall head over heels in love
f.
deliler gibi sevmek
275
Deyim
fall head over heels in love
f.
deliler gibi aşık olmak
276
Deyim
fall head over heels in love
f.
sırılsıklam aşık olmak
277
Deyim
hang your head (in/for shame)
f.
(utançla) başını eğmek
278
Deyim
hang your head (in/for shame)
f.
(utançla) başını öne eğmek
279
Deyim
have eyes in the back of head
f.
arkada gözü olmak
280
Deyim
have eyes in the back of head
f.
arkasında gözleri olmak
281
Deyim
have eyes in the back of head
f.
kafasının arkasında gözleri olmak
282
Deyim
have eyes in the back of your head
f.
arkada gözü olmak
283
Deyim
have eyes in the back of your head
f.
arkasında gözleri olmak
284
Deyim
have eyes in the back of your head
f.
kafasının arkasında gözleri olmak
285
Deyim
have got rocks in (one's) head
f.
aklından zoru olmak
286
Deyim
have got rocks in (one's) head
f.
bir tahtası eksik olmak
287
Deyim
have got rocks in (one's) head
f.
garip davranmak
288
Deyim
have got rocks in (one's) head
f.
aptalca davranmak
289
Deyim
have got rocks in (one's) head
f.
kafası basmamak
290
Deyim
have head in the clouds
f.
aklı bir karış havada olmak
291
Deyim
have head in the clouds
f.
ayakları yere basmamak
292
Deyim
have head in the clouds
f.
başında kavak yelleri esmek
293
Deyim
have head in the clouds
f.
başı bulutlarda olmak
294
Deyim
have head in the clouds
f.
bulutlarda gezinmek
295
Deyim
have head in the clouds
f.
düş dünyasında yaşamak
296
Deyim
have head in the clouds
f.
hayal aleminde yaşamak
297
Deyim
have rocks in head
f.
aklından zoru olmak
298
Deyim
have rocks in head
f.
aptalca davranmak
299
Deyim
have rocks in head
f.
bir tahtası eksik olmak
300
Deyim
have rocks in head
f.
kafası basmamak
301
Deyim
have your head in the clouds
f.
aklı bir karış havada olmak
302
Deyim
have your head in the clouds
f.
ayakları yere basmamak
303
Deyim
have your head in the clouds
f.
başında kavak yelleri esmek
304
Deyim
have your head in the clouds
f.
bulutlarda gezinmek
305
Deyim
have your head in the clouds
f.
başı bulutlarda olmak
306
Deyim
have your head in the clouds
f.
düş dünyasında yaşamak
307
Deyim
have your head in the clouds
f.
hayal aleminde yaşamak
308
Deyim
have your head in the clouds
f.
sürekli düş kurmak
309
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiç ihtiyacı olmamak
310
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeyin) hiç gereği olmamak
311
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
312
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) zerre kadar ihtiyacı olmamak
313
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) hiçbir şekilde gereksinim duymamak
314
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeyin) en ufak eksikliğini çekmemek
315
Deyim
need (something) like (one) needs a hole in the head
f.
(bir şeye) kesinlikle lüzum duymamak
316
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
317
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeyin hiç gereği olmamak
318
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
319
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
320
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
321
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
322
Deyim
need something like a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
323
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiç ihtiyacı olmamak
324
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeyin hiç gereği olmamak
325
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde ihtiyaç/gerek/lüzum duymamak
326
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye zerre kadar ihtiyacı olmamak
327
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye hiçbir şekilde gereksinim duymamak
328
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeyin en ufak eksikliğini çekmemek
329
Deyim
need something like you need a hole in the head
f.
bir şeye kesinlikle lüzum duymamak
330
Deyim
pound (one's) head in
f.
(birine) dayak atmak
331
Deyim
pound (one's) head in
f.
(birini) dövmek
332
Deyim
pound (one's) head in
f.
(birini) pataklamak
333
Deyim
pound in (one's) head
f.
(birine) dayak atmak
334
Deyim
pound in (one's) head
f.
(birini) pataklamak
335
Deyim
pound in (one's) head
f.
(birini) dövmek
336
Deyim
put your head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
337
Deyim
put your head in a noose
f.
kendini zor duruma sokmak
338
Deyim
put your head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
339
Deyim
stick your head in a noose
f.
kendini tehlikeli bir duruma sokmak
340
Deyim
stick your head in a noose
f.
kendini zor duruma sokmak
341
Deyim
stick your head in a noose
f.
kendi sonunu hazırlamak
342
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kellesini koltuğuna almak
343
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
tehlikeye atılmak
344
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendisini aslanın ağzına atmak
345
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendini tehlikeye atmak
346
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendini ateşe atmak
347
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kellesini koltuğuna almak
348
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
tehlikeye atılmak
349
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendisini aslanın ağzına atmak
350
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendini tehlikeye atmak
351
Deyim
put your head in the lion's mouth
f.
kendini ateşe atmak
352
Deyim
have one's head in the clouds
f.
hayalperestlikten iş görememek
353
Deyim
in over one's head
s.
başı dertte
354
Deyim
crazy in the head
s.
kafadan çatlak
355
Deyim
touched in the head (rur.)
s.
kafayı sıyırmış
356
Deyim
soft in the head
s.
kuş beyinli
357
Deyim
messed up in the head
s.
kafası allak bullak olmuş
358
Deyim
right in the head
s.
kafası yerinde
359
Deyim
right in the head
s.
aklı başında
360
Deyim
all in one's head
expr.
kafasında kurmuş
361
Deyim
all in one's head
expr.
hayal ürünü
362
Deyim
touched in the head (rur.)
expr.
aklını kaçırmış
363
Deyim
keep a civil tongue in your head
expr.
biraz kibar ol
364
Deyim
touched in the head (rur.)
expr.
deli
365
Deyim
crazy in the head
expr.
deli
366
Deyim
soft in the head
expr.
kaz kafalı
367
Deyim
keep a civil tongue in your head
expr.
konuşmalarına dikkat et
368
Deyim
head over heels in love
expr.
sırılsıklam aşık
369
Deyim
keep a civil tongue in your head
expr.
terbiyeni takın
370
Deyim
in over one's head
expr.
başı dertte
371
Deyim
in over one's head
expr.
boyunu aşan/boyundan büyük işlere kalkışmış
372
Deyim
in over one's head
expr.
boyunu aşan suda
373
Deyim
in over one's head
expr.
boyunu aşan suyun içinde
374
Deyim
in over one's head
expr.
derin suda
375
Deyim
in over one's head
expr.
çizmeyi aşmış
376
Deyim
in over one's head
expr.
haddini aşmış
377
Deyim
in over one's head
expr.
boyundan büyük işlere kalkışmış
378
Deyim
in over one's head
expr.
boyunu aşan işlere girişmiş
379
Deyim
not (quite) right in the head
expr.
(pek) aklı başında değil
380
Deyim
not (quite) right in the head
expr.
kafası (pek) yerinde değil
381
Deyim
not (quite) right in the head
expr.
akli dengesi (pek) yerinde değil
382
Deyim
not (quite) right in the head
expr.
(pek) normal değil
383
Deyim
not (quite) right in the head
expr.
aklını kaçırmış
384
Deyim
not right in the head
expr.
aklı başında değil
385
Deyim
not right in the head
expr.
kafası yerinde değil
386
Deyim
not right in the head
expr.
akli dengesi bozuk
387
Deyim
with your head in the clouds
expr.
ayakları yere basmaz halde
388
Deyim
with your head in the clouds
expr.
dalgın
389
Deyim
with your head in the clouds
expr.
hayal aleminde
Speaking
390
Konuşma
his head is in the clouds
expr.
aklı bir karış havada
391
Konuşma
the man must have rocks in his head
expr.
adam kafayı yemiş olmalı
392
Konuşma
it runs in my head
expr.
aklımda dönüp duruyor
393
Konuşma
it runs in my head
expr.
aklımdan çıkmıyor
394
Konuşma
you're in way over your head
expr.
boyundan büyük işlere kalkıştın
395
Konuşma
you're in way over your head
expr.
boyunu aşan işlere karıştın
396
Konuşma
you're in way over your head
expr.
boyunu aşan işlere kalkıştın
397
Konuşma
it is all in your head
expr.
hepsi senin kafanda (hepsi gerçek olmayan senin hayal ettiğin şeyler)
398
Konuşma
shoot him in the head
expr.
onu kafasından vur
399
Konuşma
it's doing my head in
expr.
kafam şişti (kıs şunun sesini)
400
Konuşma
it is doing my head in
expr.
kafam şişti (kıs şunun sesini)
401
Konuşma
the voices in my head
expr.
kafamdaki sesler
Technical
402
Teknik
valve-in-head engine
i.
içten yanmalı dört zamanlı olan makine
403
Teknik
valve-in-head motor
i.
üstten supaplı motor
Automotive
404
Otomotiv
exhaust valve in head two stroke engine
i.
egzoz valfı kapakta yer alan iki zamanlı motor
405
Otomotiv
camshaft in head engine
i.
eksantrik mili silindir kapağında yer alan motor
406
Otomotiv
valve-in-head engine
i.
supapları kapakta olan üstten supaplı motor
407
Otomotiv
approval of head headrests whether or not incorporated in vehicle seats
i.
taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın baş yastıkların onayı
408
Otomotiv
approval of head restraints whether or not incorporated in vehicle seats
i.
taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın baş yastıkların onayı
409
Otomotiv
approval of head restraints whether or not incorporated in vehicle seats
i.
taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın koltuk başlıklarının onayı
410
Otomotiv
approval of head headrests whether or not incorporated in vehicle seats
i.
taşıt koltuklarına takılmış olsun veya olmasın koltuk başlıklarının onayı
Marine
411
Denizcilik
mooring head in
i.
giriş yapılan yönde demirleme
Medical
412
Medikal
fibrous dysplasia in the head and neck region
i.
baş-boyun bölgesi fibröz displazileri
413
Medikal
hole in the head disease
i.
kafada delik hastalığı
414
Medikal
mass in the head of the pancreas
i.
pankreas başında kitle
Slang
415
Argo
a kick in the head
i.
fiyasko
416
Argo
a kick in the head
i.
büyük hayal kırıklığı
417
Argo
a kick in the head
i.
sağlam bir ayar
418
Argo
a kick in the head
i.
burnu sürtünme
419
Argo
a kick in the head
i.
ağzının payını alma
420
Argo
a kick in the head
i.
sekte
421
Argo
a kick in the head
i.
aksaklık
422
Argo
stick a bullet in one's head
f.
birinin kafasına kurşun sıkmak
423
Argo
slow in the head
s.
aptal
424
Argo
slow in the head
s.
geri zekalı
425
Argo
slow in the head
s.
salak
426
Argo
limh (laughing in my head)
expr.
içimden gülüyorum/güldüm
British Slang
427
İngiliz Argosu
soft in the head
i.
aptal
428
İngiliz Argosu
do one's head in
f.
aklını yitirmek
429
İngiliz Argosu
pan someone's head in
f.
birinin ağzını yüzünü dağıtmak
430
İngiliz Argosu
do one's head in
f.
kafayı yemek
431
İngiliz Argosu
soft in the head
s.
mankafa
432
İngiliz Argosu
soft in the head
s.
kuş beyinli
433
İngiliz Argosu
soft in the head
s.
salak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of head in
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy