|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
bird of prey i.
|
yırtıcı kuş |
|
The hawk is a bird of prey.
Şahin bir yırtıcı kuştur.
More Sentences
|
2 |
Genel |
water bird i.
|
su kuşu |
|
A goose is a water bird.
Kaz bir su kuşudur.
More Sentences
|
3 |
Genel |
bird of prey i.
|
alıcı kuş |
|
Eagles, falcons and hawks are birds of prey.
Kartallar, doğanlar ve şahinler alıcı kuşlardır.
More Sentences
|
4 |
Genel |
migratory bird i.
|
göçmen kuş |
|
The reason for my decision is Malta's persistence in shooting migratory birds.
Kararımın nedeni Malta'nın göçmen kuşları vurma konusundaki ısrarıdır.
More Sentences
|
5 |
Genel |
bird watcher i.
|
kuş gözlemcisi |
|
He's a bird watcher.
O bir kuş gözlemcisi.
More Sentences
|
6 |
Genel |
game bird i.
|
av kuşu |
|
Game birds abound in the area.
Bölgede bol miktarda av kuşu var.
More Sentences
|
7 |
Genel |
bird sanctuary i.
|
kuş cenneti |
|
This is a bird sanctuary.
Burası bir kuş cenneti.
More Sentences
|
8 |
Genel |
bird food i.
|
kuş yemi |
|
Go buy some bird food.
Git biraz kuş yemi satın al.
More Sentences
|
9 |
Genel |
bird flu i.
|
kuş gribi |
|
Is the bird flu eradicated?
Kuş gribinin kökü kazındı mı?
More Sentences
|
10 |
Genel |
bird cage i.
|
kuş kafesi |
|
He thought that it was like a bird cage.
Bunun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.
More Sentences
|
11 |
Genel |
tropical bird i.
|
tropikal kuş |
|
Toucans are tropical birds.
Tukanlar tropikal kuşlardır.
More Sentences
|
12 |
Genel |
injured bird i.
|
yaralı kuş |
|
The injured bird fell to the ground.
Yaralı kuş yere düştü.
More Sentences
|
13 |
Genel |
small bird i.
|
küçük kuş |
|
I wonder whether we feel today that all the institutions of the EU have done enough to let the small bird sing.
Bugün AB'nin tüm kurumlarının küçük kuşun ötmesi için yeterince çaba sarf edip etmediğini merak ediyorum.
More Sentences
|
14 |
Genel |
bird feeder i.
|
kuş yemliği |
|
The hungry birds were eating from the bird feeder.
Aç kuşlar kuş yemliğinden yiyorlardı.
More Sentences
|
15 |
Genel |
catch a bird f.
|
kuş yakalamak |
|
If you cannot catch a bird of paradise, better take a wet hen.
Eğer bir cennet kuşu yakalayamıyorsanız, ıslak bir tavuk alsanız daha iyi olur.
More Sentences
|
Colloquial |
|
16 |
Konuşma Dili |
an early bird i.
|
erkenci |
|
I am a night owl and an early bird.
Ben hem gece kuşuyum hem de erkenciyim.
More Sentences
|
17 |
Konuşma Dili |
a baby bird i.
|
yavru bir kuş |
|
Walking in the park, I found a baby bird.
Parkta yürürken yavru bir kuş buldum.
More Sentences
|
Idioms |
|
18 |
Deyim |
a little bird i.
|
kuşlar (söyledi) |
|
A little bird told me that.
Bunu bana kuşlar söyledi.
More Sentences
|
19 |
Deyim |
a little bird i.
|
küçük bir kuş (söyledi) |
|
A little bird told me that.
Bunu bana küçük bir kuş söyledi.
More Sentences
|
Tourism |
|
20 |
Turizm |
bird watching i.
|
kuş gözlemciliği |
|
I love bird watching.
Kuş gözlemciliğini severim.
More Sentences
|
Zoology |
|
21 |
Zooloji |
wading bird i.
|
dalıcı kuş |
|
Are flamingos wading birds?
Flamingolar dalıcı kuşlar mıdır?
More Sentences
|
Common Usage |
|
22 |
Yaygın Kullanım |
bird-scarer i.
|
korkuluk |
|
General |
|
23 |
Genel |
bird dog i.
|
av köpeği |
|
24 |
Genel |
gallows bird i.
|
asılacak adam |
|
25 |
Genel |
gallows bird i.
|
idamlık |
|
26 |
Genel |
bird of paradise i.
|
cennetkuşu |
|
27 |
Genel |
butcher bird i.
|
örümcek kuşu |
|
28 |
Genel |
gooney bird i.
|
albatros |
|
29 |
Genel |
early bird i.
|
erkenci |
|
30 |
Genel |
mocking bird i.
|
alaycıkuş |
|
31 |
Genel |
humming bird i.
|
sinekkuşu |
|
32 |
Genel |
bird in the hand i.
|
çantada keklik |
|
33 |
Genel |
decoy bird i.
|
çığırtkan kuş |
|
34 |
Genel |
decoy bird i.
|
çığırtkan |
|
35 |
Genel |
sea bird i.
|
deniz kuşu |
|
36 |
Genel |
bird fodder i.
|
kuş yemi |
|
37 |
Genel |
crumpet bird i.
|
yavru |
|
38 |
Genel |
bird watching i.
|
kuş gözleme |
|
39 |
Genel |
old bird i.
|
deneyimli kimse |
|
40 |
Genel |
aquatic bird i.
|
su kuşu |
|
|
41 |
Genel |
bird fancier i.
|
kuşbaz |
|
42 |
Genel |
lyre bird i.
|
lir kuşu |
|
43 |
Genel |
bird shot i.
|
saçma |
|
44 |
Genel |
bird cherry i.
|
kuşkirazı |
|
45 |
Genel |
bird nest i.
|
aşiyan |
|
46 |
Genel |
tropic bird i.
|
fayton |
|
47 |
Genel |
bird of passage i.
|
göçmen kuş |
|
48 |
Genel |
tropic bird i.
|
tropik kuş |
|
49 |
Genel |
singing bird i.
|
ötücü kuş |
|
50 |
Genel |
young bird i.
|
kuş yavrusu |
|
51 |
Genel |
european bird cherry i.
|
gelinfeneri |
|
52 |
Genel |
policeman bird i.
|
muhbir |
|
53 |
Genel |
ant bird i.
|
karınca kuşu |
|
54 |
Genel |
corvine bird i.
|
karga |
|
55 |
Genel |
bird sanctuary i.
|
kuşların avlanması yasak olan yer |
|
56 |
Genel |
bird family i.
|
kuş familyası |
|
57 |
Genel |
bird of passage i.
|
göçebe kimse |
|
58 |
Genel |
bird spider i.
|
yerörümceği |
|
59 |
Genel |
scrub bird i.
|
çalı kuşu |
|
60 |
Genel |
a bird in a tree i.
|
ağaçtaki kuş |
|
61 |
Genel |
bird bath i.
|
kuş banyosu |
|
62 |
Genel |
bird watching i.
|
gözleyerek kuşları inceleme |
|
63 |
Genel |
bird watching i.
|
kuş gözlemi |
|
64 |
Genel |
bird screen i.
|
kuş teli |
|
65 |
Genel |
bird calls i.
|
kuş sesleri |
|
66 |
Genel |
a bird in a gilded cage i.
|
altın kafesteki kuş |
|
67 |
Genel |
night bird i.
|
gece kuşu |
|
68 |
Genel |
sea bird i.
|
denizkuşu |
|
69 |
Genel |
flying bird i.
|
uçan kuş |
|
70 |
Genel |
a migratory bird i.
|
göçmen kuş |
|
71 |
Genel |
manyas bird paradise i.
|
manyas kuş cenneti |
|
72 |
Genel |
bird lake i.
|
kuş gölü |
|
73 |
Genel |
ornamental bird i.
|
süs kuşu |
|
74 |
Genel |
bird shot i.
|
av saçması |
|
75 |
Genel |
bird sanctuary i.
|
kuş korunağı |
|
76 |
Genel |
marine bird i.
|
deniz kuşu |
|
77 |
Genel |
bird hunter i.
|
kuş avcısı |
|
78 |
Genel |
young bird i.
|
yavru kuş |
|
79 |
Genel |
bird expert i.
|
kuş uzmanı |
|
80 |
Genel |
wise bird i.
|
baykuş |
|
81 |
Genel |
bird cage apron i.
|
kafes tülü |
|
82 |
Genel |
bird trap i.
|
kuş kapanı |
|
83 |
Genel |
canary bird i.
|
kanarya |
|
84 |
Genel |
dolly bird i.
|
cicili bicili kız |
|
85 |
Genel |
dolly bird i.
|
süslü kadın |
|
86 |
Genel |
izmir bird paradise i.
|
izmir kuş cenneti |
|
87 |
Genel |
bird course i.
|
(kanada) eğitim kurumunda kolay olduğu düşünülen ders |
|
88 |
Genel |
liver bird i.
|
yarı karabatak yarı kartal olan mitolojik bir kuş |
|
89 |
Genel |
liver bird i.
|
liverpool kulübünün arması |
|
90 |
Genel |
early bird dinner i.
|
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği |
|
91 |
Genel |
bird nest i.
|
kuş yuvası |
|
92 |
Genel |
bird droppings i.
|
kuş pisliği |
|
93 |
Genel |
bird seller i.
|
kuşçu |
|
94 |
Genel |
bird seller i.
|
kuş satıcısı |
|
95 |
Genel |
bird wing i.
|
kuş kanadı |
|
96 |
Genel |
bird droppings i.
|
kuş pisliği |
|
97 |
Genel |
bird head i.
|
kuş kafası |
|
98 |
Genel |
bird box i.
|
kuş evi |
|
99 |
Genel |
messenger bird i.
|
haberci kuş |
|
100 |
Genel |
call bird i.
|
diğer kuşları tuzağa düşürmek için eğitilmiş kuş |
|
101 |
Genel |
call bird i.
|
tuzak kuşu |
|
102 |
Genel |
bird [obsolete] i.
|
hayvan yavrusu |
|
103 |
Genel |
bird [obsolete] i.
|
enik |
|
104 |
Genel |
bird [obsolete] i.
|
çocuk |
|
105 |
Genel |
bird call i.
|
kuş sesi |
|
106 |
Genel |
bird call i.
|
cıvıltı |
|
107 |
Genel |
bird call i.
|
kuş sesi taklidi |
|
108 |
Genel |
bird dog i.
|
(dedektif gibi) iz süren kimse |
|
109 |
Genel |
bird feed i.
|
kuş yemi |
|
110 |
Genel |
bird of peace i.
|
barış kuşu |
|
111 |
Genel |
bird of peace i.
|
güvercin |
|
112 |
Genel |
bird table i.
|
kuş besleme masası |
|
113 |
Genel |
bird-nesting i.
|
yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama |
|
114 |
Genel |
bird-spotter i.
|
kuş gözlemcisi |
|
115 |
Genel |
bird-watcher i.
|
kuş gözlemcisi |
|
116 |
Genel |
bird-watching i.
|
kuş gözlemciliği |
|
117 |
Genel |
bird-watching i.
|
yaban kuşlarının doğal yaşam ortamlarında gözlemlenmesi |
|
118 |
Genel |
blue bird i.
|
küçük kızlara yönelik bir kamp olan blue birds üyesi |
|
119 |
Genel |
stuffed bird i.
|
doldurulmuş kuş |
|
120 |
Genel |
life bird i.
|
daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü |
|
121 |
Genel |
pie bird i.
|
turtaların ortasına konulan kuş şeklindeki seramik biblo |
|
122 |
Genel |
give somebody the bird f.
|
ıslıklamak |
|
123 |
Genel |
give somebody the bird f.
|
yuhalamak |
|
124 |
Genel |
eat like a bird f.
|
çok yavaş yemek |
|
125 |
Genel |
eat like a bird f.
|
çok az yemek |
|
126 |
Genel |
(a bird) to land on a branch f.
|
(kuş vb.) dala konmak |
|
127 |
Genel |
be bird-dogging f.
|
takip etmek |
|
128 |
Genel |
bird-dog f.
|
takipçisi olmak |
|
129 |
Genel |
be bird-dogging f.
|
takipte olmak |
|
130 |
Genel |
bird-dog f.
|
takip etmek |
|
131 |
Genel |
be bird-dogging f.
|
takipçisi olmak |
|
132 |
Genel |
bird-dog f.
|
takipte olmak |
|
133 |
Genel |
build a bird house f.
|
kuş kulübesi yapmak |
|
134 |
Genel |
build a bird house f.
|
kuş kulübesi inşa etmek |
|
135 |
Genel |
bird-nest f.
|
kuş yuvası toplamak |
|
136 |
Genel |
bird-watch f.
|
kuş gözlemciliği yapmak |
|
137 |
Genel |
bird-brained s.
|
kuş beyinli |
|
138 |
Genel |
bird-brained s.
|
aptal |
|
139 |
Genel |
bird-eyed s.
|
kuş gözlü |
|
140 |
Genel |
bird-eyed s.
|
ürkek |
|
141 |
Genel |
bird-witted s.
|
maymun iştahlı |
|
142 |
Genel |
bird-witted s.
|
bir konuya odaklanamayan |
|
143 |
Genel |
bird-witted s.
|
konudan konuya atlayan |
|
144 |
Genel |
bird-witted s.
|
dikkati kolayca dağılan |
|
145 |
Genel |
like a bird zf.
|
kuş misali |
|
Proverb |
|
146 |
Atasözü |
early bird catches the worm
|
atı alan üsküdarı geçti |
|
147 |
Atasözü |
early bird catches the worm
|
erken kalkan yol alır |
|
148 |
Atasözü |
the early bird gets the worm
|
erken kalkan yol alır |
|
149 |
Atasözü |
god builds a nest-for the homeless bird
|
garip kuşun yuvasını allah yapar |
|
150 |
Atasözü |
bird in the hand is worth two in the bush
|
eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir |
|
151 |
Atasözü |
bird in the hand is worth two in the bush
|
elde edilmiş olan şey elde edilememiş güzel şeylerden daha iyidir |
|
152 |
Atasözü |
the early bird catches the worm
|
erken kalkan çok yol alır |
|
153 |
Atasözü |
the early bird catches the worm
|
erken davranan yol alır |
|
154 |
Atasözü |
the early bird catches the worm
|
erken kalkan yol alır |
|
155 |
Atasözü |
early bird catches the worm
|
erken kalkan kazanır |
|
156 |
Atasözü |
a bird in the hand is worth two in the bush
|
eldeki serçe damdaki güvercinden iyidir |
|
157 |
Atasözü |
it's an ill bird that fouls its own nest
|
sadece aptal bir insan yaşadığı yeri çöplüğe çevirip berbat eder |
|
158 |
Atasözü |
early bird gets the worm
|
erken kalkan çabuk yol alır |
|
159 |
Atasözü |
every bird flies with its own wings
|
her kuş kendi kanatlarıyla uçar |
|
160 |
Atasözü |
every bird flies with its own wings
|
her kuş kendi kanadıyla uçar |
|
Colloquial |
|
161 |
Konuşma Dili |
night bird i.
|
geceleri uyumayıp oturan kimse |
|
162 |
Konuşma Dili |
night bird i.
|
gece sokaklarda gezen külhanbeyi |
|
163 |
Konuşma Dili |
night bird i.
|
gecelerin adamı |
|
164 |
Konuşma Dili |
nerd bird i.
|
san jose (silikon vadisi) ve seattle gibi yüksek teknoloji şirketlerinin yoğun olduğu abd şehirleri arasında düzenli doğrudan uçuş yapan yolcu uçağı |
|
165 |
Konuşma Dili |
odd bird i.
|
tuhaf tip |
|
166 |
Konuşma Dili |
odd bird i.
|
ilginç kimse |
|
167 |
Konuşma Dili |
odd bird i.
|
acayip tip |
|
168 |
Konuşma Dili |
odd bird i.
|
uçuk |
|
169 |
Konuşma Dili |
odd bird i.
|
eksantrik |
|
170 |
Konuşma Dili |
strange bird i.
|
tuhaf tip |
|
171 |
Konuşma Dili |
strange bird i.
|
ilginç kimse |
|
172 |
Konuşma Dili |
strange bird i.
|
acayip tip |
|
173 |
Konuşma Dili |
strange bird i.
|
uçuk |
|
174 |
Konuşma Dili |
strange bird i.
|
eksantrik |
|
175 |
Konuşma Dili |
bird brain i.
|
aptal |
|
176 |
Konuşma Dili |
bird-scarer i.
|
bostan korkuluğu |
|
177 |
Konuşma Dili |
an early bird i.
|
çok erken kalkan insan |
|
178 |
Konuşma Dili |
home bird i.
|
ev kuşu |
|
179 |
Konuşma Dili |
home bird i.
|
evine veya ailesine düşkün kimse |
|
180 |
Konuşma Dili |
bird brain i.
|
geri zekalı |
|
181 |
Konuşma Dili |
bird of passage i.
|
göçmen kuş |
|
182 |
Konuşma Dili |
bird of passage i.
|
göçmen kişi |
|
183 |
Konuşma Dili |
bird of passage i.
|
gezgin kişi |
|
184 |
Konuşma Dili |
bird-brain i.
|
kuş beyinli |
|
185 |
Konuşma Dili |
bird of passage i.
|
oradan oraya göçen kişi |
|
186 |
Konuşma Dili |
bird brain i.
|
salak |
|
187 |
Konuşma Dili |
an early bird i.
|
sabah kuşu |
|
188 |
Konuşma Dili |
jail bird i.
|
hapishane kuşu |
|
189 |
Konuşma Dili |
jail bird i.
|
hapishane gediklisi |
|
190 |
Konuşma Dili |
bird dog i.
|
(spor) yetenek avcısı |
|
191 |
Konuşma Dili |
dickey bird i.
|
küçük kuş |
|
192 |
Konuşma Dili |
dicky bird i.
|
küçük kuş |
|
193 |
Konuşma Dili |
dickey-bird i.
|
küçük kuş |
|
194 |
Konuşma Dili |
dickey-bird i.
|
minik kuş |
|
195 |
Konuşma Dili |
dicky-bird i.
|
küçük kuş |
|
196 |
Konuşma Dili |
dicky-bird i.
|
minik kuş |
|
197 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
başkasının sevgilisine aşık olmak |
|
198 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
askıntı olmak |
|
199 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
salça olmak |
|
200 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
asılmak |
|
201 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
yakasına yapışmak |
|
202 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
rahat bırakmamak |
|
203 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
salmamak |
|
204 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
başka bir erkeğin kız arkadaşıyla kaçmak |
|
205 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
birini izlemek |
|
206 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
gözetlemek |
|
207 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
peşine takılmak |
|
208 |
Konuşma Dili |
bird-dog f.
|
kuyruğuna takılmak |
|
209 |
Konuşma Dili |
flip (one) the bird f.
|
(birine) orta parmağını göstermek |
|
210 |
Konuşma Dili |
flip (one) the bird f.
|
(birine) el hareketi çekmek |
|
211 |
Konuşma Dili |
flip (one) the bird f.
|
(birine) hareket çekmek |
|
212 |
Konuşma Dili |
flip (one) the bird f.
|
(birine) orta parmağıyla hareket çekmek |
|
213 |
Konuşma Dili |
free as the bird expr.
|
kuşlar gibi hür |
|
Idioms |
|
214 |
Deyim |
bird in (one's) bosom i.
|
yürekten yemin |
|
215 |
Deyim |
bird in (one's) bosom i.
|
canı gönülden yemin |
|
216 |
Deyim |
bird in (one's) bosom i.
|
tüm kalbiyle yemin |
|
217 |
Deyim |
bird of (one's) own brain i.
|
birisinin herkesten sakladığı düşüncesi |
|
218 |
Deyim |
bird of (one's) own brain i.
|
gizli düşünce/fikir |
|
219 |
Deyim |
bird of (one's) own brain i.
|
içindeki sır |
|
220 |
Deyim |
bird of (one's) own brain i.
|
herkesten saklanan sır |
|
221 |
Deyim |
bird watcher i.
|
kadınları gözetleyen adam |
|
222 |
Deyim |
bird watcher i.
|
dikizci |
|
223 |
Deyim |
bird watcher i.
|
röntgenci |
|
224 |
Deyim |
bird in (one's) bosom [obsolete] i.
|
yürekten yemin etme |
|
225 |
Deyim |
bird in (one's) bosom [obsolete] i.
|
canı gönülden yemin etme |
|
226 |
Deyim |
bird in (one's) bosom [obsolete] i.
|
tüm kalbiyle yemin etme |
|
227 |
Deyim |
bird of (one's) own brain [obsolete] i.
|
(birinin) aklındaki/kafasındaki gizli düşünce/fikir/gizler/sırlar |
|
228 |
Deyim |
bird of (one's) own brain [obsolete] i.
|
aklından/kafasından geçen düşünce/fikir |
|
229 |
Deyim |
a bird dog i.
|
av köpeği |
|
230 |
Deyim |
rare bird i.
|
benzersiz kimse |
|
231 |
Deyim |
rare bird i.
|
çok farklı tip |
|
232 |
Deyim |
old bird i.
|
eski kurt |
|
233 |
Deyim |
old bird i.
|
eski kulağı kesiklerden |
|
234 |
Deyim |
bird of ill omen i.
|
gittiği yere uğursuzluk getiren kişi |
|
235 |
Deyim |
bird-brain i.
|
kuş beyinli |
|
236 |
Deyim |
a little bird told me i.
|
kuşlar söyledi |
|
237 |
Deyim |
old bird i.
|
kulağı kesik |
|
238 |
Deyim |
bird of ill omen i.
|
meymenetsiz |
|
239 |
Deyim |
bird of ill omen i.
|
uğursuz kişi |
|
240 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
çantada keklik |
|
241 |
Deyim |
a little bird i.
|
(kim olduğu söylenmeyen bir haberci anlamında) kuşlar |
|
242 |
Deyim |
a bird in hand i.
|
eldeki serçe |
|
243 |
Deyim |
a bird in hand i.
|
sahip olunan şey |
|
244 |
Deyim |
a bird in hand i.
|
mevcutta olan şey |
|
245 |
Deyim |
a bird in hand i.
|
elde bulunan şey |
|
246 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
eldeki serçe |
|
247 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
sahip olunan şey |
|
248 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
mevcutta olan şey |
|
249 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
elde bulunan şey |
|
250 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
göçebe kimse |
|
251 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
yeri yurdu belli olmayan kimse |
|
252 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
sabit bir yeri yurdu olmayan kimse |
|
253 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
göçmen kişi |
|
254 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
oradan oraya göçen kişi |
|
255 |
Deyim |
a bird of passage i.
|
gezgin kişi |
|
256 |
Deyim |
a little bird i.
|
ismi lazım değil biri |
|
257 |
Deyim |
a rare bird i.
|
benzersiz kimse/şey |
|
258 |
Deyim |
a rare bird i.
|
sıra dışı kimse/şey |
|
259 |
Deyim |
a rare bird i.
|
alışılmışın dışında kimse/şey |
|
260 |
Deyim |
a rare bird i.
|
çok farklı tip/şey |
|
261 |
Deyim |
a rare bird i.
|
ender rastlanan bir tip/şey |
|
262 |
Deyim |
a rare bird i.
|
eşi benzeri az bulunur bir tip/şey |
|
263 |
Deyim |
bird in the hand i.
|
eldeki fırsat |
|
264 |
Deyim |
bird in the hand i.
|
ele geçmiş fırsat |
|
265 |
Deyim |
bird in the hand i.
|
eldeki/elde edilmiş hak |
|
266 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
çantada keklik |
|
267 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
eldeki serçe |
|
268 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
sahip olunan şey |
|
269 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
mevcutta olan şey |
|
270 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
elde bulunan şey |
|
271 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
eldeki serçe (damdaki güvercinden iyidir) |
|
272 |
Deyim |
a bird in the hand i.
|
bugünkü tavuk (yarınki kazdan iyidir) |
|
273 |
Deyim |
(feathered) oof-bird [obsolete] i.
|
para kapısı |
|
274 |
Deyim |
(feathered) oof-bird [obsolete] i.
|
para kaynağı |
|
275 |
Deyim |
(feathered) oof-bird [obsolete] i.
|
kazanç kapısı |
|
276 |
Deyim |
(feathered) oof-bird [obsolete] i.
|
köşeyi dönme şansı/kapısı |
|
277 |
Deyim |
free bird i.
|
özgür kimse |
|
278 |
Deyim |
free bird i.
|
boşta kimse |
|
279 |
Deyim |
free bird i.
|
bir manisi olmayan kimse |
|
280 |
Deyim |
free bird i.
|
serbest kimse |
|
281 |
Deyim |
free bird i.
|
bir bağı/sorumluluğu olmayan kimse |
|
282 |
Deyim |
free bird i.
|
müsait kimse |
|
283 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
kovulma |
|
284 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
tekmeyi yeme |
|
285 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
işten atılma |
|
286 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
ıslıklama |
|
287 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
ıslıkla protesto |
|
288 |
Deyim |
the bird [uk] i.
|
yuhalama |
|
289 |
Deyim |
hear a bird sing f.
|
gizli konuşmaları duymak |
|
290 |
Deyim |
hear a bird sing f.
|
(gizli durum) kulağına çalınmak |
|
291 |
Deyim |
give (one) the bird f.
|
orta parmak hareketi yapmak |
|
292 |
Deyim |
give (one) the bird f.
|
hareket çekmek |
|
293 |
Deyim |
give (one) the bird f.
|
yuhalamak |
|
294 |
Deyim |
give (one) the bird f.
|
yuh çekmek |
|
295 |
Deyim |
give someone the bird [us] f.
|
orta parmak hareketi yapmak |
|
296 |
Deyim |
give someone the bird [us] f.
|
hareket çekmek |
|
297 |
Deyim |
give someone the bird f.
|
yuhalamak |
|
298 |
Deyim |
give someone the bird f.
|
yuh çekmek |
|
299 |
Deyim |
give someone (or get) the bird [uk] f.
|
yuhalamak |
|
300 |
Deyim |
give someone (or get) the bird [uk] f.
|
yuh çekmek |
|
301 |
Deyim |
flip/give/shoot somebody the bird f.
|
orta parmak hareketi yapmak |
|
302 |
Deyim |
flip/give/shoot somebody the bird f.
|
hareket çekmek |
|
303 |
Deyim |
shoot (one) the bird f.
|
orta parmak hareketi yapmak |
|
304 |
Deyim |
shoot (one) the bird f.
|
hareket çekmek |
|
305 |
Deyim |
have a bird f.
|
rahatsız olmak |
|
306 |
Deyim |
have a bird f.
|
üzülmek |
|
307 |
Deyim |
have a bird f.
|
kahrolmak |
|
308 |
Deyim |
have a bird f.
|
altüst olmak |
|
309 |
Deyim |
have a bird f.
|
dumura uğramak |
|
310 |
Deyim |
have a bird f.
|
telaşlanmak |
|
311 |
Deyim |
have a bird f.
|
sarsılmak |
|
312 |
Deyim |
not hear a dicky bird [uk] f.
|
hiçbir şey duymamak |
|
313 |
Deyim |
not hear a dicky bird [uk] f.
|
çıt çıkmamak |
|
314 |
Deyim |
not hear a dicky bird [uk] f.
|
ses seda çıkmamak |
|
315 |
Deyim |
not say a dicky bird [uk] f.
|
çıtı çıkmamak |
|
316 |
Deyim |
not say a dicky bird [uk] f.
|
ses etmemek |
|
317 |
Deyim |
not say a dicky bird [uk] f.
|
gıkını çıkarmamak |
|
318 |
Deyim |
eat like a bird f.
|
az yemek |
|
319 |
Deyim |
eat like a bird f.
|
azıcık yemek |
|
320 |
Deyim |
sing like a bird f.
|
bülbül gibi ötmek |
|
321 |
Deyim |
give somebody the bird f.
|
birisine el hareketi çekmek |
|
322 |
Deyim |
give somebody the bird f.
|
birisine orta parmağını göstermek |
|
323 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
birisine orta parmağını göstermek |
|
324 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
birisine el hareketi çekmek |
|
325 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
el hareketi yapmak |
|
326 |
Deyim |
give the bird f.
|
el işareti yapmak |
|
327 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
el hareketi çekmek |
|
328 |
Deyim |
give someone the bird f.
|
el hareketi çekmek |
|
329 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
hareket çekmek |
|
330 |
Deyim |
flip the bird f.
|
el kol hareketi çekmek |
|
331 |
Deyim |
give someone the bird f.
|
el hareketi yapmak |
|
332 |
Deyim |
flip the bird f.
|
el işareti yapmak |
|
333 |
Deyim |
give the bird f.
|
el kol hareketi çekmek |
|
334 |
Deyim |
early bird special f.
|
indirimli yemek |
|
335 |
Deyim |
give someone the bird f.
|
orta parmağını göstermek |
|
336 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
orta parmağını göstermek |
|
337 |
Deyim |
sing like a bird f.
|
kuş gibi ötmek |
|
338 |
Deyim |
flip the bird f.
|
orta parmağını göstermek |
|
339 |
Deyim |
give the bird f.
|
orta parmağını göstermek |
|
340 |
Deyim |
eat like a bird f.
|
kuş gibi yemek |
|
341 |
Deyim |
flip someone the bird f.
|
orta parmak göstermek |
|
342 |
Deyim |
get the bird f.
|
kovulmak |
|
343 |
Deyim |
be (like) a bird in a gilded cage f.
|
altın kafeste bir kuş olmak |
|
344 |
Deyim |
flush out the bird f.
|
kuşu saklandığı yerden çıkarmak |
|
345 |
Deyim |
flush out the bird f.
|
kuşu korkutup saklandığı yerden çıkmasını sağlamak |
|
346 |
Deyim |
a bird in the hand is worth two in the bush expr.
|
bugünün tavuğu yarının kazından iyidir |
|
347 |
Deyim |
not a dicky bird expr.
|
bir kelime bile (söylemedi) |
|
348 |
Deyim |
not a dicky bird expr.
|
bir kelime bile (söylemedi) |
|
349 |
Deyim |
a little bird whispered in my ear expr.
|
bana kuşlar söyledi |
|
350 |
Deyim |
a bird in the hand is worth two in the bush expr.
|
bugunkü tavuk yarınki kazdan iyidir |
|
351 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
buhar oldu |
|
352 |
Deyim |
free as a bird expr.
|
dertsiz tasasız |
|
353 |
Deyim |
a sharp old bird expr.
|
eşi bulunmaz |
|
354 |
Deyim |
bird in the hand is worth two in the bush expr.
|
eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir |
|
355 |
Deyim |
for early bird saving expr.
|
erken kayıt avantajı için |
|
356 |
Deyim |
as free as bird expr.
|
kuşlar kadar özgür |
|
357 |
Deyim |
as free as a bird expr.
|
kuş gibi hür |
|
358 |
Deyim |
as free as a bird expr.
|
kuş kadar özgür |
|
359 |
Deyim |
as free as bird expr.
|
kuş gibi özgür |
|
360 |
Deyim |
as free as a bird expr.
|
kuş gibi özgür |
|
361 |
Deyim |
as free as a bird expr.
|
kuş kadar hür |
|
362 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
kuş oldu uçtu |
|
363 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
kayıplara karıştı |
|
364 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
sırra kadem bastı |
|
365 |
Deyim |
early bird gets the worm expr.
|
sona kalan dona kalır |
|
366 |
Deyim |
the early bird gets the worm expr.
|
sona kalan dona kalır |
|
367 |
Deyim |
like a bird expr.
|
tıkır tıkır |
|
368 |
Deyim |
not a dicky bird expr.
|
tek kelime (etmedi) |
|
369 |
Deyim |
not a dicky bird expr.
|
tek kelime (etmedi) |
|
370 |
Deyim |
like a bird expr.
|
yağ gibi |
|
371 |
Deyim |
on the bird expr.
|
yayınlanan |
|
372 |
Deyim |
on the bird expr.
|
yayında |
|
373 |
Deyim |
a home bird expr.
|
ev kuşu |
|
374 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
buhar oldu |
|
375 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
kuş oldu uçtu |
|
376 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
kayıplara karıştı |
|
377 |
Deyim |
the bird has flown expr.
|
sırra kadem bastı |
|
Trade/Economic |
|
378 |
Ticaret/Ekonomi |
early-bird price i.
|
açılış fiyatı |
|
379 |
Ticaret/Ekonomi |
early-bird price i.
|
erken rezervasyon fiyatı |
|
380 |
Ticaret/Ekonomi |
early-bird price i.
|
erken alım fiyatı |
|
381 |
Ticaret/Ekonomi |
early-bird price i.
|
geliş fiyatı |
|
382 |
Ticaret/Ekonomi |
early-bird price i.
|
ilk teklif fiyatı |
|
383 |
Ticaret/Ekonomi |
bird dog i.
|
satış için potansiyel müşteri bulan kimse |
|
Politics |
|
384 |
Siyasal |
state bird i.
|
abd eyaletinin resmi sembolü olarak seçilmiş kuş |
|
385 |
Siyasal |
state bird i.
|
(abd) resmi eyalet kuşu |
|
Technical |
|
386 |
Teknik |
fire bird i.
|
ateş kuşu |
|
387 |
Teknik |
electric bird deterrent system i.
|
elektrikli kuş caydırıcı / uzaklaştırıcı sistem |
|
388 |
Teknik |
solar bird repeller i.
|
güneş enerjili kuş kovma/uzaklaştırma cihazı |
|
389 |
Teknik |
solar bird repeller i.
|
güneş enerjisi ile çalışan ve zararlı kuşların uzaklaştırılması amacıyla kullanılan bir cihaz |
|
390 |
Teknik |
solar bird repeller i.
|
kuş kovucu cihaz |
|
391 |
Teknik |
bird repeller i.
|
kuş savar |
|
392 |
Teknik |
bird repeller i.
|
kuş kovucu |
|
393 |
Teknik |
solar bird repeller i.
|
kuş kovucu |
|
394 |
Teknik |
bird repeller i.
|
kuş kovucu cihaz |
|
395 |
Teknik |
bird banding i.
|
kuş halkalama |
|
396 |
Teknik |
bird ringing i.
|
kuş halkalama |
|
397 |
Teknik |
water-bird i.
|
su kuşu |
|
398 |
Teknik |
bird-caging system i.
|
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi |
|
Electric |
|
399 |
Elektrik |
bird-caging i.
|
çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi |
|
400 |
Elektrik |
bird-caging i.
|
elektrik devrelerinin lehimlenmesi aşamasında karşılaşılan hatalardan biri |
|
401 |
Elektrik |
bird-caging i.
|
tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi |
|
Dyeing |
|
402 |
Boyacılık |
love bird i.
|
cennet papağanı rengi |
|
403 |
Boyacılık |
love bird i.
|
yoğun sarımsı yeşil bir renk tonu |
|
Aeronautic |
|
404 |
Havacılık |
bird-strike i.
|
uçağın kuşlarla çarpışması |
|
405 |
Havacılık |
bird strike i.
|
uçağın kuşlarla çarpışması |
|
Marine |
|
406 |
Denizcilik |
shore bird i.
|
sahil kuşu |
|
Medical |
|
407 |
Medikal |
bird breeder lung i.
|
güvercin besleyicisi hastalığı |
|
408 |
Medikal |
bird breeder lung i.
|
kuş yetiştiricisi hastalığı |
|
409 |
Medikal |
bird fancier’s lung disease i.
|
kuş besleyicisi hastalığı |
|
Pathology |
|
410 |
Patoloji |
bird malaria i.
|
kuş sıtması |
|
411 |
Patoloji |
bird malaria i.
|
yabani kuşlarda ve kümes hayvanlarında görülen, fizyolojik olarak sıtmaya benzeyen ateşli bir hastalık |
|
Parasitology |
|
412 |
Parazitbilim |
bird louse i.
|
kuş biti |
|
413 |
Parazitbilim |
bird tick i.
|
kuş kenesi |
|
414 |
Parazitbilim |
bird tick i.
|
kuş paraziti olan iki kanatlı bir böcek |
|
415 |
Parazitbilim |
bird tick i.
|
hippoboscidae familyasına ait kuş paraziti uçan bir böcek |
|
416 |
Parazitbilim |
bird tick i.
|
argasidae familyasına ait çeşitli kuş kenelerine verilen ad |
|
Veterinary |
|
417 |
Veterinerlik |
bird influenza i.
|
kuş gribi |
|
418 |
Veterinerlik |
bird flu i.
|
kuş gribi |
|
419 |
Veterinerlik |
bird influenza i.
|
tavuk vebası |
|
420 |
Veterinerlik |
bird flu i.
|
tavuk vebası |
|
Gastronomy |
|
421 |
Mutfak |
bird nest shaped pastry with nuts in thick syrup i.
|
bülbül yuvası |
|
Biology |
|
422 |
Biyoloji |
h5n1 bird flu virus i.
|
kuş gribi |
|
Marine Biology |
|
423 |
Deniz Biyolojisi |
fish-eating bird i.
|
balık yiyen kuş |
|
424 |
Deniz Biyolojisi |
fish-eating bird i.
|
balıkla beslenen kuş |
|
Astronomy |
|
425 |
Gökbilim |
early bird i.
|
avrupa ile amerika'yı birbirine bağlayan çok sayıda ticari iletişim uydusundan her biri |
|
Zoology |
|
426 |
Zooloji |
boatswain bird i.
|
lostromo kuşu |
|
427 |
Zooloji |
tailor bird i.
|
terzi kuşu |
|
428 |
Zooloji |
rufous-necked weaver bird (pyromelana taha) i.
|
kızıl boyunlu dokumacı kuşu |
|
429 |
Zooloji |
tailor bird i.
|
terzi kuşu |
|
430 |
Zooloji |
tamis bird i.
|
beç tavuğu |
|
431 |
Zooloji |
bird spider i.
|
tarantula |
|
432 |
Zooloji |
bird spider i.
|
theraphosidae familyasından olan böcek |
|
433 |
Zooloji |
humming-bird moth i.
|
atmaca güvesi |
|
434 |
Zooloji |
oscine bird i.
|
ardıçkuşu |
|
435 |
Zooloji |
mocking bird i.
|
başka kuşların seslerini taklit eden kuş |
|
436 |
Zooloji |
honey guide bird i.
|
bal kuşu |
|
437 |
Zooloji |
chipping bird i.
|
bir tür amerikan serçesi |
|
438 |
Zooloji |
glacier bird i.
|
buzul kuşu |
|
439 |
Zooloji |
humming bird i.
|
bir tür ötücü kuş |
|
440 |
Zooloji |
mynah bird i.
|
çekirgekuşu veya sığırcıkgillerden insan seslerini taklit edebilen güneydoğu asyaya özgü bir kuş |
|
441 |
Zooloji |
indigo bird i.
|
çivit çintesi |
|
442 |
Zooloji |
myna bird i.
|
çekirgekuşu veya sığırcıkgillerden insan seslerini taklit edebilen güneydoğu asyaya özgü bir kuş |
|
443 |
Zooloji |
weaver bird i.
|
dokumacı kuşu |
|
444 |
Zooloji |
dodo bird i.
|
dodo kuşu |
|
445 |
Zooloji |
dodo bird i.
|
dodo |
|
446 |
Zooloji |
weaver bird i.
|
dokumacıkuşu |
|
447 |
Zooloji |
bird of passage i.
|
göçmen kuş |
|
448 |
Zooloji |
limicoline bird i.
|
göçmen kuş |
|
449 |
Zooloji |
adjutant bird i.
|
hint leyleği |
|
450 |
Zooloji |
java rice bird i.
|
java serçesi |
|
451 |
Zooloji |
java rice bird i.
|
java pirinç kuşu |
|
452 |
Zooloji |
java rice bird i.
|
java ispinozu |
|
453 |
Zooloji |
oscine bird i.
|
ispinoz |
|
454 |
Zooloji |
secretary bird i.
|
katip kuşu |
|
455 |
Zooloji |
bird-footed dinosaur i.
|
kısa ön uzun arka bacaklı bir dinozor türü |
|
456 |
Zooloji |
bird species i.
|
kuş türleri |
|
457 |
Zooloji |
bird watcher i.
|
kuşbilimci |
|
458 |
Zooloji |
myna bird i.
|
mina kuşu |
|
459 |
Zooloji |
mynah bird i.
|
mina kuşu |
|
460 |
Zooloji |
bird watcher i.
|
ornitolog |
|
461 |
Zooloji |
quetzal bird i.
|
orta ve güney amerika'ya özgü bir kuş |
|
462 |
Zooloji |
moor-bird i.
|
orman tavuğu |
|
463 |
Zooloji |
shore bird i.
|
sahil kuşu |
|
464 |
Zooloji |
baltimore bird i.
|
sarı asma kuşu |
|
465 |
Zooloji |
baltimore bird i.
|
sarı asma kuşu |
|
466 |
Zooloji |
limicoline bird i.
|
sahil kuşu |
|
467 |
Zooloji |
wading bird i.
|
su kıyısında yaşayan balıkla beslenen uzun bacaklı kuş |
|
468 |
Zooloji |
water bird i.
|
su kuşu |
|
469 |
Zooloji |
umbrella bird i.
|
şemsiye kuşu |
|
470 |
Zooloji |
water bird i.
|
sukuşu |
|
471 |
Zooloji |
booby bird i.
|
sümsük kuşu |
|
472 |
Zooloji |
passeriform bird i.
|
tüneyen ve ötücü kuşların bir grubu |
|
473 |
Zooloji |
flightless bird i.
|
uçamayan kuş |
|
474 |
Zooloji |
wading bird i.
|
yağmurkuşu |
|
475 |
Zooloji |
banana bird (icterus leucopteryx) i.
|
muz ile beslenen bir amerikan kuşu |
|
476 |
Zooloji |
bird eater i.
|
kuşyiyen |
|
Botanic |
|
477 |
Botanik |
canary bird flower i.
|
kanarya sarısı çiçekleri olan bir sarmaşık |
|
478 |
Botanik |
bird pepper (capsicum baccatum) i.
|
dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü |
|
479 |
Botanik |
bird pepper (capsicum frutescens baccatum) i.
|
dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü |
|
480 |
Botanik |
bird bills i.
|
kuzey amerika'da yetişen gösterişli çiçekleri olan bir bitki |
|
481 |
Botanik |
bird of paradise flower i.
|
cennet kuşu |
|
482 |
Botanik |
bird vetch i.
|
kuş fiği |
|
483 |
Botanik |
bird of paradise i.
|
parlak turuncu veya kırmızı çiçekleri olan tropikal bir çalı |
|
484 |
Botanik |
bird vetch i.
|
yabani fiğ |
|
485 |
Botanik |
bird–foot violet i.
|
kuşayağı menekşe |
|
486 |
Botanik |
bird–foot violet i.
|
abd'nin doğusunda yetişen derin kesikli yaprakları ve soluk mavi-mor renkli çiçekleri olan yaygın bir menekşe |
|
487 |
Botanik |
european bird cherry (prunus padus) i.
|
kuş kirazı |
|
488 |
Botanik |
common bird cherry i.
|
kuş kirazı |
|
489 |
Botanik |
common bird cherry i.
|
gelinfeneri |
|
490 |
Botanik |
bird cherry i.
|
beyaz çiçekleri ve küçük, siyah ve acı meyveleri olan bir kiraz ağacı |
|
491 |
Botanik |
european bird cherry i.
|
beyaz çiçekleri ve küçük, siyah ve acı meyveleri olan bir kiraz ağacı |
|
492 |
Botanik |
bird cherry tree i.
|
kuş kirazı ağacı |
|
493 |
Botanik |
european bird cherry i.
|
kuş kirazı |
|
494 |
Botanik |
bird cherry i.
|
küçük beyaz çiçekli küçük ve genellikle çalımsı bir amerikan yabani kirazı |
|
495 |
Botanik |
bird-of-paradise i.
|
turna gagası |
|
496 |
Botanik |
bird–of–paradise flower i.
|
turna gagası |
|
497 |
Botanik |
bird of paradise i.
|
turna gagası |
|
498 |
Botanik |
bird of paradise i.
|
cennet kuşu çalısı |
|
499 |
Botanik |
bird of paradise i.
|
zamparabıyığı |
|
500 |
Botanik |
bird of paradise i.
|
bodur akasya |
|