öne - Türkçe İngilizce Sözlük

öne

"öne" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 78 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
one i. bir
France and freedom are but one.
Fransa ve özgürlük birdir.

More Sentences
one s. tek
This is a measure we could have taken through in one reading.
Bu, tek bir okumada alabileceğimiz bir tedbirdir.

More Sentences
one zm. biri
Transparency is one such issue.
Şeffaflık bu konulardan biridir.

More Sentences
General
one i. kimse
A lack of realism can thrive when there is no one to question it.
Gerçekçilik eksikliği, onu sorgulayacak kimse olmadığında gelişebilir.

More Sentences
one i. kişi
That includes the right to express one's ideas, whether or not we like these ideas.
Buna, hoşumuza gitsin ya da gitmesin, kişinin fikirlerini ifade etme hakkı da dahildir.

More Sentences
one i. insan
One thinks of the brutal threats to independent Taiwan and the total lack of freedom of expression.
İnsanın aklına bağımsız Tayvan'a yönelik acımasız tehditler ve ifade özgürlüğünün hiç olmaması geliyor.

More Sentences
one i. adam
Does Tom think he's still the strongest one here?
Tom hala buradaki en güçlü adam olduğunu mu düşünüyor?

More Sentences
one i. bir
God is one, his door is a thousand and one.
Tanrı birdir, kapısı bin birdir.

More Sentences
one i. 1
How many irrational numbers exist between zero and one?
0 ile 1 arasında kaç tane irrasyonel sayı vardır?

More Sentences
one s. bir tane
There is one on this issue.
Bu konuda bir tane var.

More Sentences
one s. aynı
However, we cannot put all forms of nationalism into one pigeonhole.
Bununla birlikte, milliyetçiliğin tüm biçimlerini aynı kefeye koyamayız.

More Sentences
one i. bir (sayı olarak)
one i. birisi
one i. bir sayısı
one i. 1 dolar değerinde banknot
one i. birim
one i. belirli kimse
one i. 1 yaş
one i. 1 rakamı ile simgelenen sayılabilir nicelik
one i. üzerinde tek nokta bulunan domino taşı
one i. üst yüzeyinde tek nokta bulunan zar
one i. bir poundluk banknot
one i. fanatik
one i. hayran
one i. taraftar
one i. sıra dışı kimse
one i. emsalsiz kimse
one i. garip kimse
one i. bendeniz
one i. şahsım
one f. birleştirmek
one s. vahit
one s. tek üye olan
one s. tek eleman olan
one s. türündekilere kıyasla tek olan
one s. belirli bir türün tek bireyi olan
one s. önceden olan
one s. bir zamanlar olmuş
one s. bir ara gerçekleşmiş
one s. bir yaşında olan
one s. hemfikir olan
one s. eşit
one s. bütün oluşturacak şekilde birleşmiş
one s. uyum ve bütünlük içinde olan
one s. var olan
one s. gerçekleşen
one s. tanımsız olarak var olan
one s. tanımsız olarak gerçekleşen
one s. tam
one s. bütün
one zm. belirli biri
one zm. adında biri
one zm. bahsedilen
one zm. bağlamdan anlaşılan
one zm. herhangi
one zm. bahsi henüz geçmiş olan
one zm. şaka
one zm. kahkaha
one zm. gülüş
one zm. darbe
one zm. vuruş
Colloquial
one i. beceriksiz bilgisayar kullanıcılarını taklit amacıyla ünlem işaretinden sonra konan bir sayısı
one s. yegane
one s. (pekiştirmek için) bir
Speaking
one saat bir
Textile
one i. en küçük beden giyim eşyası
Math
one i. (soyut cebirde) halka yapısında çarpıma göre etkisiz eleman
Chemistry
one s. iki veya daha fazla bileşenden tek bir oluşum yaratan
one keton anlamında bir sonek
Linguistics
one i. i harfi
Religious
one i. en yüce varlık
one i. her şeyin özünü oluşturan prensip
one i. mutlak olan şey
one i. nihai gerçeklik
one i. tanrı
Philosophy
one i. (neoplatonizmde) varlığın ana kaynağı olarak görülen mutlak gerçeklik
Sport
one i. (krikette) topa vurup kaleler arasında koşarak elde edilen puan
Card
one i. birli

"öne" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
öne forward zf.
She tilted her head forward with embarrassment.
Utancından başını öne eğdi.

More Sentences
öne forrard zf.
öne to the fore zf.