birleştiren - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

birleştiren



"birleştiren" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
birleştiren combining s.
birleştiren conjoining s.
birleştiren conjunctive s.
birleştiren connecting s.
birleştiren copulative s.
birleştiren copulatory s.
birleştiren cementatory s.
birleştiren connectional s.
birleştiren connexive [obsolete] s.
Technical
birleştiren siamese s.
Zoology
birleştiren annectent s.

"birleştiren" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 218 sonuç

Türkçe İngilizce
General
harita üzerinde eş yükseklikte bulunan noktaları birleştiren eğriler contour lines i.
yüksek basınçlı iki dalgıç tüpünü birleştiren boru manifold i.
bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit corridor i.
iki parçayı birleştiren yer joint i.
iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu sound i.
ingiltere'yle fransa'yı birleştiren ve dover boğazı'nı geçen tünele ingiltere'de halk arasında veril chunnel i.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait i.
katolik hırıstıyan inançları ile yoruba inançlarını birleştiren dini sistem santaria i.
bir coğrafi alanın çevresiyle ana hedefleri birleştiren çizgi target base line i.
ağın ana gövdesini daha küçük alt ağlarla birleştiren parça backhaul i.
sayfa yapraklarını birleştiren spiral markası cerlox™ i.
birleştiren kimse uniter i.
fiilin özelliklerini isim veya sıfatın özellikleri ile birleştiren kelime verbal i.
(desteği ile bitkiyi birleştiren) spiral biçimli yaprak veya sap bölümü clasp [obsolete] i.
birleştiren şey clasper i.
üreticilerden karmaşık ekipmanlar satın alıp bunları yeniden satış için farklı bileşenler ile değiştiren veya birleştiren firma oem i.
çokgenin bitişik olmayan iki köşesini birleştiren düz çizgi diagonal i.
ayakkabı sayası parçalarını birleştiren dikiş makinesi operatörü closer i.
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı increaser i.
popülarite ve lüksü birleştiren fütüristik bir tasarım stili populuxe i.
(mobilyalarda) ayak ile gövdeyi birleştiren dekoratif parça skirt i.
iki kenarı birleştiren coaptive s.
üç farklı niteliği birleştiren triple s.
iki şeyi eşit olarak birleştiren half-and-half s.
iki zıt özelliği birleştiren hermaphrodite s.
bir doğru üzerindeki iki ana noktayı birleştiren tüm noktaları içeren (noktalar kümesi) convex s.
(sistemde) farklı ögeleri birleştiren syncretic s.
Colloquial
gerçekle kurguyu birleştiren film drama-doc i.
Idioms
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi dream ticket i.
Trade/Economic
ortakları eşitlik ilkesi üzerinde birleştiren niyet affectio societatis i.
Politics
kapitalizm ve sosyalizmin unsurlarını birleştiren bir teori neocapitalism i.
seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki siyasetçi a dream ticket i.
1938'de nazi almanya'sı ve avusturya'yı birleştiren bir siyasi birlik anschluss i.
iş gücü piyasasında esneklik ile sosyal güvenliği ve proaktif iş gücü piyasasını birleştiren danimarka menşeli bir devlet modeli flexicurity i.
iki veya daha fazla tanınmış hükümet sisteminin özelliklerini birleştiren mixed s.
Industry
destekleyici yapılar yapmak için kereste ve kalas kesip bunları birleştiren inşaat işçisi bracer i.
çorapların örülü kenarlarını birleştiren kimse looper i.
çorapların ayak uçlarını ve topuk kısımlarını kapatan veya üst kısımlarını birleştiren çorap fabrikası işçisi looper i.
çadırı oluşturacak kumaş parçalarını birleştiren kimse rigger i.
Technical
camla pencereyi birleştiren çerçeveyi açmaya yarayan camcı aleti ladkin i.
iki ya da daha fazla uydu sinyalini tek bir kabloda birleştiren aygıt destacker i.
oynak iki parçayı birbirine birleştiren parça link i.
helikopter pervanesini dönen kısımla birleştiren parça rotorhead i.
tekerleğin göbeğini jantla birleştiren radyal bir parçasını içeren destek wheel spoke i.
(döküm) geniş açıyla kesişen iki yüzeyi birleştiren içbükey yüzey hollow i.
bir polinükleer koordinasyon kompleksinde iki veya daha fazla merkezi atomu veya iyonu birleştiren köprü yapısı mu i.
polinükleer koordinasyon kompleksinde iki veya daha fazla merkezi atomu veya iyonu birleştiren köprü grubu mu i.
(çit kenarını birleştiren) ray rider i.
(çit kenarını birleştiren) destek çubuğu rider i.
(çit kenarını birleştiren) kazık rider i.
teleskop ve mikroskopu birleştiren bir optik alet panopticon i.
pusula, güneş saati ve evrensel saati birleştiren bir alet pantochronometer i.
silindiri silindir yüz ile birleştiren geçiş yolu porthole i.
iki ahşap kirişi birleştiren iç içe çıkıntılı zıvana cog i.
aksamların ucunda geçme yaparak birleştiren kimse scarfer i.
aksamların ucunda geçme yaparak birleştiren kişi scarpher i.
sac levhaların kenarlarını büküp sıkıştırarak birleştiren makine seaming machine i.
ön ve arka eyer kaşını birleştiren plaka sideband i.
(araziyi) eş yüksekliğe sahip noktaları birleştiren hatlar boyunca ekip biçmek contour f.
teknoloji ve elektroniği birleştiren technetronic s.
radyo frekansı dalgalarını birleştiren heterodyning s.
canlı formlarını birleştiren biomorphic s.
aynı renkli noktaları birleştiren isochromatic s.
dış hatlarla iç hatları birleştiren kablo paneli mdf (main distribution frame) kısalt.
Computer
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren bir dosya formatı avi i.
eş zamanlı oynatma amacıyla ses ve görüntü verilerini birleştiren dosya formatını kullanan veri dosyası avi i.
çeşitli çevrimiçi kaynaklarda bulunan verileri ve fonksiyonellikleri birleştiren web hizmeti veya uygulama mash-up i.
(nesne yönelimli programlamada) verileri ve üzerlerinde çalışmak için gerekli prosedürleri birleştiren yapı object i.
Telecom
lifleri birleştiren cihaz fusion splice i.
bilgisayar ve cep telefonunu birleştiren bir ürün xda® i.
seyrüsefer sisteminde iki radyo verici istasyonunu birleştiren çemberin kısa yayı base line i.
seyrüsefer sisteminde iki radyo verici istasyonunu birleştiren çemberin kısa yayı baseline i.
Mechanic
farklı çapta iki dişli ucu birleştiren ara rakor adapter i.
i-kirişi veya h-kirişinde kirişin iki flanşını birleştiren orta kısım web i.
ingiliz anahtarı ve penseyi birleştiren bir alet plench i.
Textile
(dantelde) bir motifin parçalarını birleştiren iplik veya ilmek bar i.
iki kenarı birleştiren ve her bir ilmeğin kenarların oluşturduğu dikiş yerlerinin üzerinden geçirildiği, bitişik ve dikey ilmekler atılarak yapılan dikiş overhand i.
ceket yakasını birleştiren çift düğme veya çıtçıt coat link i.
parçaları birleştiren kimse piecer i.
iplik birleştiren tekstil işçisi piecer i.
iki kenarı birleştiren bitişik ve dikey ilmeklerle dikilmiş overhand s.
iki kenarı birleştiren basit dikişlerle overhand zf.
Architecture
binalarda farklı yüksekliğe sahip kısımları birleştiren eğimli geçit ramp i.
farklı seviyeleri birleştiren kemer rampant arch i.
farklı seviyeleri birleştiren kemer rampant vault i.
(tudor veya i. elizabeth dönemi evlerinde) kiler ile mutfağı birleştiren geçit screen i.
farklı seviyeleri birleştiren (kemer, kubbe vb.) rampant s.
iyon ve korint düzenlerini birleştiren composite s.
Construction
makas kirişleri birleştiren bağlantı veya destek plakası gusset plate i.
Woodworking
genellikle ahşap olan iki parçayı gönyeburun ekleme ile birleştiren kimse miterer i.
yıpranmış ahşap yüzeyini başka yüzeyle birleştiren bir tür zıvana coag i.
keresteleri birleştiren dübel coag i.
yıpranmış ahşap yüzeyini başka yüzeyle birleştiren bir tür zıvana coak i.
keresteleri birleştiren dübel coak i.
iki dayanak odununu birleştiren kereste parçası scab i.
Automotive
demiryolu arabasının/kamyonun yan çerçevelerini birleştiren kiriş transom i.
demiryolu arabasının/kamyonun yan çerçevelerini birleştiren kiriş transome i.
direksiyon kollarını birleştiren rot tie pod i.
Traffic
eksenel veya paralel yolları birleştiren yol connecting route i.
Railway
tren vagonlarını birleştiren işçi connector i.
Aeronautic
pervane kanadı bölümünün kütle merkezini birleştiren çizgi ile eksene dik gelen çizgi arasındaki açı rake i.
helikopterin dikey havalanması ile uçağın yüksek ileri hızını birleştiren bir hava aracı convertaplane i.
Marine
dünya yüzeyindeki herhangi iki yeri birleştiren kerte hattının deniz mili cinsinden uzunluğu nautical distance i.
alt sereni direğe birleştiren kirişin yarım daire şeklinde mafsallı kısmı truss bow i.
bir kanal ya da havzadaki en derin noktaları birleştiren hat thalweg i.
denizde bulunulan noktayı belirlemek amacıyla tespit edilen ve iki sabit nesneyi birleştiren çizgi transit i.
girdap tabakasının merkezini birleştiren çizgi vortex filament i.
geminin pruvası ile omurgasını birleştiren eğik bağlantı boxing i.
açılı bir yelkenin iki kumaşını birleştiren eğimli dikiş yeri miter i.
iki levhayı birleştiren parça staple i.
iki levhayı birleştiren parça stapling i.
Mining
madende iki büyük tüneli birleştiren enine kesit drift i.
Medical
birleştiren lifler commissural fibers i.
hayvansal kaynaklı malzemeleri birleştiren tıbbi cihazlar medical devices incorporating materials of animal origin i.
yara kenarlarını birleştiren dikiş suture i.
kafatasının iki parietal kemiğini birleştiren sütüra ait rabdoidal s.
kafatasının iki parietal kemiğini birleştiren sütür ile ilgili rabdoidal s.
bronş ve plevral boşluğu birleştiren bronchopleural s.
(yara veya kırık kenarlarını) birleştiren conglutinant [obsolete] s.
(yara veya kırık kenarlarını) birleştiren conglutinative s.
Anatomy
organın iki benzer kısmını birleştiren dikiş benzeri çizgi raphe i.
kuşlar, balıklar, sürüngenler ve amfibilerin üst ve alt çenelerini birleştiren kemik veya kıkırdağımsı yapı quadrate i.
hipofiz bezini hipotalamusla birleştiren boru şeklinde sap hypophyseal stalk i.
balıklarda hyoid ark ile alt çeneyi birleştiren bölüm hyomandibular i.
(beyincik yarım küresini omurilik soğanı ve omurilik ile birleştiren) büyük alt sinir lifi demeti inferior cerebellar peduncle i.
(beyincik yarım küresini omurilik soğanı ve omurilik ile birleştiren) büyük alt sinir lifi demeti pedunculus cerebellaris inferior i.
(dört ayaklı memelilerde) vücudun ön kısmıyla arka kısmını birleştiren bölüm coupling i.
iki paryetal kemiği birleştiren dikiş interparietal suture i.
oral ambulakral halkayı madrepor ile birleştiren boru şeklinde damar sand canal [dated] i.
beyin yarı küresini birleştiren komissural liflerde büyük şerit corpora callosa i.
ayak bileğini topuk kemiğiyle birleştiren kemik veya kıkırdak fibulare i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoid fontanelle i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoidal fontanel i.
kafatasının her iki yanında birkaç kemiği birleştiren düzensiz şekilli alan sphenoidal fontanelle i.
bazı hayvanlarda görülen, kulaktaki kolumelanın üzengi kemiğini kolumelanın diğer kısımlarıyla birleştiren kısmı ile ilişkili mediostapedial s.
kafatasının iki parietal kemiğini birleştiren sütür ile ilgili rhabdoidal s.
göğüs ve köprücük kemiğini birleştiren sternoclavicular s.
sternum ve klavikulayı birleştiren sternoclavicular s.
Printing
birden fazla harfi birleştiren matbaa harfi double letter i.
Math
noktaları birleştiren doğrular ağı linear graph i.
daire üzerindeki çeşitli noktaları içten birleştiren düz çizgiler circular lines i.
Chemistry
iyotla birleştiren iodinating s.
Biology
böcek antenini birleştiren eklem pedicel i.
iki kulak noktasını birleştiren biauricular s.
iki ayrı türe ait canlının özelliklerini bir canlıda birleştiren dimorphic s.
iki farklı organizma türünü veya grubunu birleştiren interosculant s.
Biochemistry
amino asitleri diğer maddelerle birleştiren protein kompleksi compound protein i.
Zoology
perdeli ayakta parmakları birleştiren deri webbing i.
kuşların lades kemiğini birleştiren kemik clavicle i.
kuşların lades kemiğini birleştiren kemik clavicula i.
bileşik bir mercanın poliplerini birleştiren kompleks mezoglea coenenchym i.
yosun hayvanında çeşitli zooitleri birleştiren doku coenoecium i.
bileşik antozoanın poliplerini birleştiren kompleks mezoglea coenosarc i.
Botanic
bölgenin çeşitli yerlerine ekilmiş bitkinin eş dağılım gösterdiği noktaları birleştiren çizgi isonome i.
Social Sciences
sosyal ve psikolojik etmenleri birleştiren sociopolitical s.
Education
(ingiltere'de) ortaöğretim ile meslek kurslarını birleştiren bir sistem tertiary college [brit] i.
akademik ve teknik dersleri birleştiren bir eğitimle ilgili bilateral [uk] s.
Literature
gerilim duygusunu yüksek derecede teknolojik detaylarla birleştiren edebi veya sinematik eser techno-thriller i.
(romantik edebi eleştiride) pasif ve aktif unsurları birleştiren yaratıcı bir algı eylemi imagination i.
trajedi, komedi ve pastoral şiiri birleştiren tragi-comi-pastoral s.
Linguistics
iki bağımsız tümceyi birleştiren hatalı virgül kullanımı comma fault i.
iki bağımsız tümceyi birleştiren hatalı virgül kullanımı comma splice i.
History
isa'nın öğretilerini yahudi ve gnostik öğretiler ile birleştiren eski bir dini tarikat cerinthian i.
Religious
büyülü ve mistik elementleri kutsal yazınlarla birleştiren hinduizm hareketi tantrism i.
büyülü ve mistik elementleri kutsal yazınlarla birleştiren budizm hareketi tantrism i.
budizm ve taoizm uygulamalarını birleştiren modern dini bir hareket falun gong i.
teizm ve felsefeyi birleştiren theophilosophic s.
Philosophy
troloji ile felsefeyi birleştiren theosophic s.
Geography
kara parçalarını birleştiren dar arazi neckland [obsolete] i.
iki kara kütlesini birleştiren kıstak biçimli kara parçası land bridge i.
büyük britanya'yı fransa'dan ayıran, atlas okyanusu ile arktik okyanusu'nu birleştiren deniz la manche i.
iki yükseltiyi birleştiren sırt saddle i.
dünya yüzeyinde eşit derinlik ve sıcaklık değerlerine sahip noktaları birleştiren harita çizgisi isobathytherm i.
ortalama yaz yağışının eşit olduğu noktaları birleştiren çizgi isotherombrose i.
iki nehri birleştiren kanal snye [canada] i.
dünya yüzeyinde eşit derinlik ve sıcaklık değerlerine sahip noktaları birleştiren (harita çizgisi) isobathythermic s.
Meteorology
eşit iyonosferik sıklık noktalarını harita üzerinde birleştiren çizgi isochasm i.
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgi isochime i.
en soğuk dönemdeki eş sıcaklık noktalarını birleştiren çizgi isocryme i.
eşit miktarda yağışın düştüğü noktaları birleştiren harita eğrisi isopluvial i.
(harita üzerinde çizgi) eşit iyonosferik sıklık alanlarını birleştiren isochasmic s.
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren çizgilere ait veya ilgili isocheimenal s.
ortalama kış sıcaklıkları aynı olan yerleri harita üzerinde birleştiren (çizgi) isocheimenal s.
eşit miktarda yağışın düştüğü noktaları birleştiren (harita eğrisi) isopluvial s.
Geology
jeolojik harita veya kesitte aynı yaştaki çizgileri birleştiren eğri isochron i.
Military
iki yarım burcu birleştiren kısım bastioned front i.
top arabası tekerleğindeki mafsal uçlarını birleştiren bir dübel duledge i.
Sport
satranç ve boksu birleştiren melez bir spor chessboxing i.
farklı dövüş sanatları tekniklerini birleştiren çeşitli sporlar mixed martial art i.
yoga ile pilatesi birleştiren bir spor türü yogalates i.
iki müsabakayı birleştiren kayak yarışması combi i.
(alp disiplini kayma ve slalom) iki farklı müsabakayı birleştiren bir kayak yarışması combined i.
(amerikan futbolunda) ayakla vurulan topun kale direklerini birleştiren çubuğun üzerinden geçirilerek yapılan üç puanlık skor field goal i.
birden çok stili ve araziyi birleştiren dağ bisikleti, kar kayağı veya kayak sporu free riding i.
Art
trajedi ve komedi unsurlarını birleştiren eser tragicomedy i.
trajedi ve komedi unsurlarını birleştiren eser seriocomedy i.
Music
iki porteyi birleştiren çizgi accolade i.
geleneksel meksika türküleriyle amerikan pop müziğinin öğelerini birleştiren ve çoğu zaman akordeon içeren müzikal tarz norteño i.
geleneksel soul müziğini diğer türlere ait unsurlarla birleştiren bir popüler müzik tarzı neosoul i.
geleneksel soul müziğini diğer türlere ait unsurlarla birleştiren bir popüler müzik tarzı neo-soul i.
blues ve avrupa halk ezgilerini birleştiren cajunların etnik müziği cajun i.
geleneksel unsurlarla modern müziği birleştiren güney afrika'ya özgü bir dans müziği mbaqanga i.
geleneksel unsurlarla modern müziği birleştiren güney afrika'ya özgü bir dans müziği mbaganga i.
geleneksel ve yeri öğeleri başka bir kültürün müzik unsurlarıyla birleştiren müzik türü world beat i.
iki veya daha fazla nota çizgisini birleştiren dik çizgi brace i.
afrika ritimlerini batı tarzı pop melodileriyle birleştiren popüler bir batı afrika dans müziği highlife i.
org tuşlarını birleştiren bağlayıcı coupler of an organ i.
klasik müzik ile caz müziği birleştiren thirdstream s.
klasik müzik ile caz müziği birleştiren third-stream s.
Cinema
led paneller ile fiziksel setleri birleştiren film çekim teknolojisi volume technology i.
Photography
fotoğrafçılık ve ısı kullanımını birleştiren süreç pyrophotography i.
belirli bir tür lens ile ışık huzmesini tek bir noktada birleştiren amacratic s.
belirli bir tür lens ile ışık huzmesini tek bir noktada birleştiren amasthenic s.
Printery
birden fazla harfi birleştiren karakter veya matbaa harfi ligature i.
Archaic
ufak noktaları birleştiren anlatı detail i.
Entomology
böcekte solunum sistemlerini birleştiren tüpler tracheal commissure i.
tırtılı yaprakların kenarlarını ipekle birleştiren saçak kanatlı bir güve leaf sewer i.
tırtılı yaprakların kenarlarını ipekle birleştiren saçak kanatlı bir güve leaf tier i.