|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
kırma yapmak için kullanılan ısıtılmış ütü gibi gereç |
gauffer i.
|
|
2 |
Genel |
bitki veya hayvan çalışması yapmak için orman, mera, tarla gibi arazilerde oluşturulan dikdörtgen şeklindeki küçük alan |
plot i.
|
|
3 |
Genel |
uyur gibi yapmak |
play possum f.
|
|
4 |
Genel |
vuracak gibi yapmak |
feint f.
|
|
5 |
Genel |
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak |
devil f.
|
|
6 |
Genel |
baca gibi yapmak |
funnel f.
|
|
7 |
Genel |
deli gibi swing dansı yapmak |
jitterbug f.
|
|
8 |
Genel |
çanak gibi yapmak |
cup f.
|
|
9 |
Genel |
hasır gibi yapmak |
mat f.
|
|
10 |
Genel |
cam gibi yapmak |
glass f.
|
|
11 |
Genel |
yeni gibi yapmak |
furbish f.
|
|
|
12 |
Genel |
kendi istediği gibi yapmak |
suit oneself f.
|
|
13 |
Genel |
dudaklarını oynatarak konuşur gibi yapmak |
mouth f.
|
|
14 |
Genel |
çelik gibi yapmak |
steel f.
|
|
15 |
Genel |
inanır gibi yapmak |
pay lip service to f.
|
|
16 |
Genel |
(yalandan) -miş gibi yapmak |
pretend f.
|
|
17 |
Genel |
-miş gibi yapmak |
pretend f.
|
|
18 |
Genel |
yapar gibi yapmak |
sham f.
|
|
19 |
Genel |
gerektiği gibi yapmak |
do justice to f.
|
|
20 |
Genel |
görevini gereği gibi yapmak |
duly perform one's duties f.
|
|
21 |
Genel |
eski bir şeyin taklidini yapmak/eski gibi göstermek |
archaize f.
|
|
22 |
Genel |
eski bir şeyin taklidini yapmak/eski gibi göstermek |
archaise f.
|
|
23 |
Genel |
küre gibi yapmak |
conglobate f.
|
|
24 |
Genel |
sakatlanmış gibi yapmak |
fake an injury f.
|
|
25 |
Genel |
cennet gibi yapmak |
celestify [obsolete] f.
|
|
26 |
Genel |
diş, kemik, balen, fildişi gibi malzeme üzerine oyma süsler yapmak |
scrimshaw f.
|
|
27 |
Genel |
sihir gibi bir etki yapmak |
magic f.
|
|
28 |
Genel |
belirli bir amaç doğrultusunda, rotayı veya sevkiyat yerini değiştirmek gibi istikamette ve konumda bir dizi değişiklikler yapmak |
manoeuver f.
|
|
29 |
Genel |
sahip olunmayan beceriye sahipmiş gibi yapmak |
misprofess [obsolete] f.
|
|
30 |
Genel |
konuşurken çalı kesermiş gibi hareketler yapmak |
bushwhack f.
|
|
31 |
Genel |
cennet gibi yapmak |
heavenize f.
|
|
|
32 |
Genel |
cennet gibi yapmak |
heavenise f.
|
|
33 |
Genel |
londralılar gibi yapmak |
londonize f.
|
|
34 |
Genel |
londralıymış gibi yapmak |
londonize f.
|
|
35 |
Genel |
londralıların yaptığı gibi yapmak |
londonise f.
|
|
36 |
Genel |
londralıymış gibi yapmak |
londonise f.
|
|
37 |
Genel |
gözüne toz atar gibi yapmak |
dust f.
|
|
38 |
Genel |
top gibi yapmak |
clew f.
|
|
39 |
Genel |
ellerini (bir şeyin üstünde veya etrafında) kupa gibi yapmak |
cup f.
|
|
40 |
Genel |
sundurma gibi yapmak |
penthouse f.
|
|
41 |
Genel |
dengiymiş gibi yapmak |
corival f.
|
|
42 |
Genel |
okul müdürü gibi talimat vermek: okul müdürlüğü yapmak |
schoolmaster f.
|
|
43 |
Genel |
fildişi gibi malzemelerden oyma süs yapmak |
scrimshander f.
|
|
44 |
Genel |
(birinden diğerine) doğal akışın parçasıymış gibi geçiş yapmak |
segue f.
|
|
45 |
Genel |
sherlock holmes gibi gözlemleyip çıkarım yapmak |
sherlock f.
|
|
46 |
Genel |
ipek gibi yapmak |
silken f.
|
|
47 |
Genel |
çıtalıymış gibi çizgili yapmak |
slat f.
|
|
48 |
Genel |
çalışır gibi yapmak |
soldier f.
|
|
49 |
Genel |
meşgulmüş gibi yapmak |
soldier f.
|
|
50 |
Genel |
şaşırmış gibi yapmak |
pretend to be shocked f.
|
|
51 |
Genel |
çivi gibi çıkıntı yapmak |
spike f.
|
|
52 |
Genel |
buz gibi yapmak |
superfuse f.
|
|
Phrasals |
|
53 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) hiç sıkıntı çekmeden/tereyağından kıl çeker gibi yapmak |
breeze through (something) f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
emniyet müdürlüğü gibi yüksek güvenlikli bir yere giriş yapmak |
badge in f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
...mış gibi yapmak |
posture as someone or something f.
|
|
56 |
Öbek Fiiller |
tereyağından kıl çeker gibi yapmak |
cruise through (something) f.
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
tereyağından kıl çeker gibi yapmak |
cruise through f.
|
|
58 |
Öbek Fiiller |
hokey gibi oyunlarda başlama vuruşu yapmak |
face off f.
|
|
59 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak |
break (one's) back to (do something) f.
|
|
60 |
Öbek Fiiller |
tereyağından kıl çeker gibi yapmak |
breeze through f.
|
|
61 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi yapmak |
carry through on (something) f.
|
|
62 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) söz verdiği gibi yapmak/teslim etmek |
come through (with something) f.
|
|
63 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) aptala anlatır gibi yapmak |
dumb (something) down f.
|
|
64 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey başka biri/bir şeymiş) gibi yapmak |
pass (someone or something) off (as something else) f.
|
|
65 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şeymiş) gibi yapmak |
play (something) with (one) f.
|
|
66 |
Öbek Fiiller |
(bir şeymiş) gibi yapmak |
play at being (something) f.
|
|
67 |
Öbek Fiiller |
(biriymiş/bir şeymiş) gibi yapmak |
pose as (someone or something) f.
|
|
68 |
Öbek Fiiller |
-mış gibi yapmak |
posture as f.
|
|
Phrases |
|
69 |
İfadeler |
tıpkı (biri) gibi yapmak |
is (someone) all over expr.
|
|
Colloquial |
|
70 |
Konuşma Dili |
sevişmek ya da küçük kaçamaklar yapmak için kullanılan yataklı minibüs/karavan gibi araç |
sin-bin i.
|
|
71 |
Konuşma Dili |
bilmiyormuş gibi yapmak |
play the daft laddie (scottish) f.
|
|
|
72 |
Konuşma Dili |
-mış gibi yapmak |
make believe that... f.
|
|
73 |
Konuşma Dili |
deli gibi partilemek/parti yapmak |
get (one's) freak on [us] f.
|
|
74 |
Konuşma Dili |
içinden geldiği gibi/gönlünce parti yapmak |
get (one's) freak on [us] f.
|
|
75 |
Konuşma Dili |
-mış gibi yapmak |
front f.
|
|
76 |
Konuşma Dili |
(bir şey öyleymiş) gibi yapmak |
make out like (something is the case) f.
|
|
77 |
Konuşma Dili |
-mış gibi yapmak |
make out that... f.
|
|
78 |
Konuşma Dili |
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak |
be past it f.
|
|
79 |
Konuşma Dili |
bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak |
look past it f.
|
|
80 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) içinden geldiği gibi yapmak |
let (something) rip f.
|
|
81 |
Konuşma Dili |
içinden geldiği gibi yapmak |
let her rip f.
|
|
82 |
Konuşma Dili |
içinden geldiği gibi yapmak |
let it rip f.
|
|
83 |
Konuşma Dili |
planlandığı gibi olmak/yapmak |
be on f.
|
|
84 |
Konuşma Dili |
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak |
be past it [uk] f.
|
|
85 |
Konuşma Dili |
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak |
be past it [uk] f.
|
|
86 |
Konuşma Dili |
(kendi) bildiği gibi yapmak |
get your (own) way f.
|
|
87 |
Konuşma Dili |
(kendi) bildiği gibi yapmak |
have your (own) way f.
|
|
88 |
Konuşma Dili |
(kendi) bildiği gibi yapmak |
have it (all) your (own) way f.
|
|
89 |
Konuşma Dili |
(kendi) bildiği gibi yapmak |
have things (all) your (own) way f.
|
|
90 |
Konuşma Dili |
(kendi) bildiği gibi yapmak |
have everything (all) your (own) way f.
|
|
91 |
Konuşma Dili |
kendi bildiği gibi yapmak |
suit oneself to do f.
|
|
Idioms |
|
92 |
Deyim |
öpmüş gibi yapmak |
air kiss i.
|
|
93 |
Deyim |
beyin ameliyatı yapmak gibi bir iş |
brain surgery i.
|
|
94 |
Deyim |
gibi/'-mış gibi yapmak/davranmak/görünmek |
make as though f.
|
|
95 |
Deyim |
'-mış gibi yapmak |
come the (something) f.
|
|
96 |
Deyim |
'-mış gibi yapmak |
come the… f.
|
|
97 |
Deyim |
ihtiyarlamış gibi yapmak |
come the old soldier f.
|
|
98 |
Deyim |
ihtiyarlamış gibi yapmak |
play the old soldier [us] f.
|
|
99 |
Deyim |
yarın yokmuş gibi harcama yapmak |
throw (one's) money about f.
|
|
100 |
Deyim |
bilmiyormuş gibi yapmak |
affect ignorance f.
|
|
101 |
Deyim |
birinin yaptığı gibi yapmak |
take leaf out of someone's script f.
|
|
102 |
Deyim |
birinin yaptığı gibi yapmak |
take a page from someone's book f.
|
|
103 |
Deyim |
birinin yaptığı gibi yapmak |
take a leaf out of someone's book f.
|
|
104 |
Deyim |
her şeyi eskisi gibi yapmak |
get back into circulation f.
|
|
105 |
Deyim |
inanır gibi yapmak |
give lip service to something f.
|
|
106 |
Deyim |
ülkesi için yapıyormuş gibi yapmak |
wrap oneself in the flag f.
|
|
107 |
Deyim |
ülkesi için yapıyormuş gibi yapmak |
drape oneself in the flag f.
|
|
108 |
Deyim |
bir ilkeye bağlıymış gibi yapmak |
bow down in the house of rimmon f.
|
|
109 |
Deyim |
(birinin) yaptığı gibi yapmak |
take a leaf from (someone) f.
|
|
110 |
Deyim |
(birinin) yaptığı gibi yapmak |
take a leaf from someone's book f.
|
|
111 |
Deyim |
(birinin) yaptığı gibi yapmak |
take a leaf out of someone's book f.
|
|
112 |
Deyim |
futbolda karşı takımdan biriyle çarpıştıktan sonra kendini yere atıp çok acı çekiyormuş gibi numara yapmak |
take a dive f.
|
|
113 |
Deyim |
tereyağından kıl çeker gibi yapmak |
be (as) easy as one-two-three f.
|
|
114 |
Deyim |
canı istediğinde/istediği gibi yapmak |
do something in your own sweet time/way f.
|
|
115 |
Deyim |
kendi istediği zaman/gibi yapmak |
do something in your own sweet time/way f.
|
|
116 |
Deyim |
kendi bildiği gibi yapmak/davranmak/yaşamak |
march to (one's) own beat f.
|
|
117 |
Deyim |
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak |
(do something) as if it's going out of style f.
|
|
118 |
Deyim |
(bir şeyi) kıtlıktan çıkmış gibi yapmak |
(do something) like it's going out of style f.
|
|
119 |
Deyim |
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak |
do something as if there's no tomorrow f.
|
|
120 |
Deyim |
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak |
do something as if there's no tomorrow f.
|
|
121 |
Deyim |
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak |
do something like there's no tomorrow f.
|
|
122 |
Deyim |
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak |
do something like there's no tomorrow f.
|
|
123 |
Deyim |
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) |
make so bold (as to do something) f.
|
|
124 |
Deyim |
haddini aşmak gibi olmazsa (bir şey yapmak) |
be so bold (as to do something) f.
|
|
125 |
Deyim |
korkmuyormuş gibi yapmak |
put on a brave face f.
|
|
126 |
Deyim |
bir şeyi gerektiği gibi yapmak |
do justice to something f.
|
|
127 |
Deyim |
bildiği gibi yapmak |
get/have your way f.
|
|
128 |
Deyim |
(kendi) bildiğin gibi yapmak |
get/have your (own) way f.
|
|
129 |
Deyim |
yeni gibi yapmak |
give a new lease of life f.
|
|
130 |
Deyim |
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak |
go into a song and dance (about something) f.
|
|
131 |
Deyim |
(bir şey hakkında) bozuk plak gibi aynı şeyi yapmak |
go into the same old song and dance (about something) f.
|
|
132 |
Deyim |
sakinmiş gibi yapmak |
whistle past the graveyard f.
|
|
133 |
Deyim |
(bir şey yapacakmış) gibi yapmak |
make as if to (do something) f.
|
|
134 |
Deyim |
(bir şey yapar) gibi yapmak |
make as if to (do something) f.
|
|
135 |
Deyim |
yapacakmış gibi yapmak |
make as if to do f.
|
|
136 |
Deyim |
yapar gibi yapmak |
make as if to do f.
|
|
137 |
Deyim |
(bir şeymiş) gibi yapmak |
make out that (something is the case) f.
|
|
138 |
Deyim |
motor takılmış gibi yapmak |
pedal to the metal f.
|
|
139 |
Deyim |
(birini) turp gibi yapmak |
put hair on (one's) chest f.
|
|
140 |
Deyim |
(birini) turp gibi yapmak |
put hairs on (one's) chest f.
|
|
141 |
Deyim |
turp gibi yapmak |
put hairs on your chest f.
|
|
142 |
Deyim |
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak |
put in the nips [australia/canada] f.
|
|
143 |
Deyim |
-in yaptığı gibi yapmak |
take a leaf out of book f.
|
|
144 |
Deyim |
kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek) |
like a lamb to the slaughter expr.
|
|
145 |
Deyim |
kuzu gibi (yapmak, gitmek) |
like a lamb to the slaughter expr.
|
|
146 |
Deyim |
kurbanlık koyun gibi (boyun eğmek, yapmak, gitmek) |
like lambs to the slaughter expr.
|
|
147 |
Deyim |
kuzu gibi (yapmak, gitmek) |
like lambs to the slaughter expr.
|
|
Trade/Economic |
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
hisse alım satım emriyle vurguncu gibi işlem yapmak |
bucket f.
|
|
Technical |
|
149 |
Teknik |
ahşap, tahta gibi maddeleri siyah yapmak |
ebonize f.
|
|
150 |
Teknik |
mış gibi yapmak |
pretend f.
|
|
151 |
Teknik |
tahta gibi maddeleri siyah yapmak |
ebonise f.
|
|
152 |
Teknik |
yeni gibi yapmak |
renovate f.
|
|
153 |
Teknik |
(hasır gibi esnek bir malzemeyi) ağ gibi örerek (sepet gibi bir eser) yapmak |
weave f.
|
|
Medical |
|
154 |
Medikal |
banyo yapmak ve nemli çimde yürümek gibi uygulamaları içeren 19. yüzyılda uygulanmış bir hidroterapi yöntemi |
kneippism i.
|
|
Psychology |
|
155 |
Psikoloji |
rahatsızlık yaşıyor gibi yapmak |
simulation i.
|
|
Fishery |
|
156 |
Balıkçılık |
(olta sapına) tüy gibi parçalar ekleyerek yapay sinek yapmak |
tie f.
|
|
Social Sciences |
|
157 |
Sosyal Bilimler |
(başka ırktan olan kimselerin) beyaz ırktanmış gibi görünmeleri için makyaj yapmak |
whitewash [pejorative] f.
|
|
158 |
Sosyal Bilimler |
antik yunanlar gibi yapmak |
hellenize f.
|
|
159 |
Sosyal Bilimler |
antik yunanlar gibi yapmak |
hellenise f.
|
|
Literature |
|
160 |
Edebiyat |
yılan gibi yapmak |
serpentize f.
|
|
161 |
Edebiyat |
yılan gibi yapmak |
serpentise f.
|
|
History |
|
162 |
Tarih |
antik yunanlar gibi yapmak |
hellenize f.
|
|
163 |
Tarih |
antik yunanlar gibi yapmak |
hellenise f.
|
|
Sport |
|
164 |
Spor |
atış kazanmak için çelme takılmış gibi yapmak |
dive f.
|
|
165 |
Spor |
(güreşte) rakibin hamlesinden etkilenmiş gibi yapmak |
sell f.
|
|
Archaic |
|
166 |
Eski Kullanım |
canının istediği gibi yapmak |
choose f.
|
|
167 |
Eski Kullanım |
miş gibi yapmak |
dissemble f.
|
|
Slang |
|
168 |
Argo |
kadın gibi giyinip makyaj yapmak (erkek) |
queen up i.
|
|
169 |
Argo |
para koparmak gibi amaçlarla birine baskı yapmak |
put the nips in [aus-nz] f.
|
|
170 |
Argo |
orospu gibi cilve yapmak |
coquettish like a slut f.
|
|
171 |
Argo |
leyla gibi yapmak |
dope out f.
|
|
172 |
Argo |
her şey hakkında bilgisi varmış gibi yapmak |
fake the funk f.
|
|
173 |
Argo |
havalıymış gibi yapmak |
fake the funk f.
|
|
174 |
Argo |
(bir şey yapmak için) eşek gibi çalışmak |
bust a gut (to do something) f.
|
|
175 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust ass to do something f.
|
|
176 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust butt to do something f.
|
|
177 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust nuts to do something f.
|
|
178 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust (one's) ass (to do something) f.
|
|
179 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust one's butt to do something f.
|
|
180 |
Argo |
bir şey yapmak için eşek gibi çalışmak |
bust one's nuts to do something f.
|
|
181 |
Argo |
kafası çok iyiymiş/yüksekmiş gibi yapmak |
be riddin f.
|
|
Modern Slang |
|
182 |
Modern Argo |
havada seks yaparmış gibi hareketler yapmak |
air hump f.
|
|
183 |
Modern Argo |
ayakta dururken seks yaparmış gibi hareketler yapmak |
air hump f.
|
|