help! - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

help!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"help!" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
help! ünl. imdat
General
help! ünl. yetişin

"help!" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
help i. yardım
help f. yardım etmek
General
the help of god i. nusret
self help techniques i. kendi kendine yardım teknikleri
help i. muavin
help i. çözüm
help i. infak
financial help for marriage i. evlenme yardımı
help i. medet
help i. kurtulma
help i. hizmetçi
help i. himmet
help i. çare
help i. muavenet
help i. uşak
a request for help i. yardım dileme
persons in need of help i. muhtaçlar
domestic help i. hizmetçi
domestic help i. uşak
help i. saye
help i. iane
help i. imdat
help i. destek
help i. yardımlaşma
persons in need of help i. muhtacin
special help of god i. maunet
help i. katkı
help i. çırak
help i. yardımcı
help i. yardım
help desk i. karşılama bankosu
thanks for your help i. yardımınız için teşekkürler
thanks for your help i. yardımın için teşekkürler
amicable-kind help i. himmet
jobless check-help-benefit i. işsizlik yardımı
self-help i. kişisel gelişim
self-help i. kendi kendine yetme
self-help i. kendi başına yapabilme
self-help i. kendi kendine yardım
help function i. yardım işlevi
help menu i. yardım menüsü
request for help i. yardım talebi
live-in help i. yatılı yardımcı
personal help i. kişisel destek
personal help i. kişisel yardım
professional help i. profesyonel yardım
self-help book i. kişisel gelişim kitabı
help desk i. danışma
help desk i. danışma masası
offer of help i. yardım teklifi
medical help i. tıbbi yardım
rush to help i. yardıma koşmak
help cry i. yardım çığlığı
help organization i. yardım organizasyonu
self help i. öz yardım
kitchen help i. mutfakta çalışması için işe alınan kimse
help i. yardım etme
help i. yardım edilme
help i. bir iş için istihdam edilmiş kimse
help i. çalışan
help i. işçi
help i. kaynak
help i. hizmet etme aracı
help i. hizmet etme yolu
help i. bir şeyi önleme yolu
help [obsolete] i. bir porsiyon yemek
help [obsolete] i. porsiyon
help i. yardım etmede kullanılan güç veya kaynaklar
help i. bayi yardımı
help i. satıcı yardımı
help i. ücretli işçinin sunduğu hizmetler
home help [uk] [new zealand] i. kendine bakacak durumda olmayan kişilerin ev işlerini yapması için para ödenen kimse
home help [uk] [new zealand] i. ihtiyaç sahiplerine yerel bir yönetim merkezinin sosyal hizmetler departmanınca sağlanan yardım hizmeti
hired help i. ev veya çiftlik işlerini yapmak üzere işe alınmış çalışan
self-help i. okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı
self-help i. başının çaresine bakma
self-help i. sorununu kendi çözme
help forward f. desteklemek
help oneself to f. buyurmak
help f. faydası olmak
seek help f. yardım talebinde bulunmak
be of help f. faydası dokunmak
help f. katkıda bulunmak
help f. yararlı olmak
help f. rahatlatmak
help f. yardımcı olmak
hope for help f. medet ummak
come to help f. imdadına yetişmek
help f. acıyı dindirmek
help f. muavenet etmek
help f. imdadına yetişmek
help f. yumuşatmak (gergin/zor bir durumu)
help grow f. yardımı artırmak
help f. medar olmak
help f. elinden tutmak
help f. yürütmek
be of help to f. faydası dokunmak
help f. fayda etmek
help each other f. yardımlaşmak
help f. yararı olmak
call for help f. yardım talebinde bulunmak
request for help f. yardım talebinde bulunmak
help f. elinde olmak
lend help to f. yardım etmek
cry for help f. yardım istemek
help oneself to f. aşırmak
call for help f. imdat istemek
help and nurture the poor f. aç doyurmak
help to get on f. bindirmek
help oneself to f. kendi kendine servis yaparak yiyeceklerden almak
help f. kurtarmak
request for help f. yardım talep etmek
help out f. yardımda bulunmak
help f. himmet etmek
come to the help of f. imdadına yetişmek
need help f. yardıma ihtiyacı olmak
can't help f. elinde olmamak
help f. yardım etmek
need somebody's help f. birine işi düşmek
give help f. yardım etmek
call for help f. yardım çağrısı yapmak
help somebody to something f. sunmak
help somebody to something f. ikram etmek
help the poor f. aç doyurmak
help (somebody) inadvertently f. ekmeğine yağ sürmek
ask for help f. yardım istemek
call for help f. yardım çağırmak
beg for help f. yardım dilenmek
ask for help f. yardım talep etmek
call for help f. yardım istemek
appeal for help f. yardım istemek
send for help f. yardım çağırmak
scream for help f. yardım istemek
seek help f. yardım aramak
help financially f. maddi yardımda bulunmak
receive help f. yardım almak
get help f. yardım almak
help the lady f. bayana yardım etmek
help to f. destek çıkmak
come to the help of f. imdada yetişmek
be unable to help f. elinde olmamak
can't help f. kendini ... yapmaktan alamamak
be destitute of help f. destekten yoksun kalmak
be destitute of help f. yardımdan yoksun kalmak
be of help to somebody f. iyiliği dokunmak
help f. destek çıkmak
need/require help f. yardım gerektirmek
help financially f. maddi açıdan yardımcı olmak
can't help but to look f. kendini bakmaktan alamamak
can't help but to look f. kendini bakmaktan alıkoyamamak
be a pleasure to help f. yardım etmekten zevk duymak
help someone out financially f. birine maddi destek vermek
seek help f. yardım/destek aramak
receive professional help f. profesyonel yardım almak
get professional help f. profesyonel yardım almak
be in need of help f. yardıma ihtiyacı olmak
can't help thinking f. düşünmeden edememek
can't help but think f. düşünmeden edememek
use every means available to help someone f. birine yardım etmek için tüm imkanlarıyla seferber olmak
help a lot f. çok yardımı dokunmak
help his wife with the chores f. karısına ev işlerinde yardım etmek
cannot help doing f. engel olamamak
give someone pleasure to help f. yardım etme zevkini vermek
can't help speaking highly of something/someone all the time f. anlata anlata bitirememek
help around the house f. ev işlerine yardım etmek
help f. (mağazada, restoranda) hizmet etmek
help f. (bir şeyin) etkisini artırmak
help f. (bir şeyin) iyileştirilmesine katkıda bulunmak
help f. (bir şeyi) geliştirmek
help f. sakınmak
help f. kaçınmak
help f. direnmek
help f. (müşteriye) servis yapmak
help f. bir kimseye (yiyecek) servis etmek
help f. (kendi kendine) izin olmadan ihtiyacını karşılamak
help f. işe yaramak
help f. almak
help f. kullanmak
help f. daha az kötüleştirmek
help f. daha az kötü yapmak
help f. (kendini) zor durumdan çıkarmak
help f. (kendini) zor durumdan kurtarmak
help f. uzak tutulmak
help f. (kendi) kullanımına uygun olmak
help f. (bir şeyin) tekdüzeliğini hafifletmek
help f. (bir şeyin) tekdüzeliğini bozmak
help f. işin bir kısmını yapmak
help f. (bir kimsenin veya şeyin) işini kolaylaştırmak
help f. (bir kimsenin veya şeyin) işini paylaşmak
help oneself f. (bir şeyi) yapmaktan kaçınmak
help oneself f. kendine (yemek) vermek
help oneself f. kendine (yemek) almak
help oneself f. bir şeyi özgürce almak
help oneself f. kendi kendine kısıtlama olmaksızın servis yapmak
help oneself f. kendi adına çaba göstermek
help oneself f. kendi adına uğraşmak
help someone out f. birine yardımcı olmak
self-help s. kişisel gelişim eserine ait veya ilgili
self-help s. kişisel gelişim kursuna ait veya ilgili
with god's help zf. evvel allah
without help zf. adamsız
by the help of zf. yardımıyla
without outside help zf. dışarıdan yardım almadan
with god's help zf. allah'ın yardımıyla
by the help of zf. in yardımıyla
with the help of a locksmith zf. çilingir marifetiyle
with the help of ed. yardımıyla
oh! help! for goodness sake! ünl. aman
so help me ünl. vallahi
so help me ünl. ister inanın ister inanmayın
help yourself! ünl. buyurun
god help us! ünl. allah yardımcımız olsun!
help me ünl. bana yardım edin
help yourself ünl. buyurunuz
so help me god ünl. allah şahidim olsun
may god help you! ünl. allah versin
help me ünl. bana yardım et
help us ünl. bize yardım edin
help ünl. pardon!
help ünl. bakar mısınız!
help ünl. yardım isteme anlamında kullanılan bir ünlem
Phrasals
help forward f. ilerlemesine yardımcı olmak
help off f. zaman geçirmek
help on f. ilerletmek
help out f. destek sağlamak
help out f. tasarımın tamamlanmasında yardımcı olmak
help off f. vakit geçirmeye yardım etmek
help on f. yardımla teşvik etmek
help someone off of something f. birinin bir şeyden (at/araba vb) inmesine yardım etmek
help someone out with something f. birine bir alanda/konuda yardımcı olmak
help someone back to something f. birinin bir yere dönmesine yardımcı olmak
help someone off with something f. birinin bir şeyi (palto/mont vb) çıkarmasına yardım etmek
help someone on with something f. birinin bir şeyi (palto/mont vb) giymesine yardım etmek
help someone down from something f. birinin bir yerden inmesine yardım etmek
help someone up f. birinin bir yerden kalkmasına (sandalye/koltuk) yardımcı olmak
help someone with something f. birine bir alanda/konuda yardımcı olmak
help someone in to something f. birinin bir yere girmesine yardım etmek
help someone along f. birinin ilerlemesine/hareket etmesine yardımcı olmak
help out f. (başka biriyle) bir şeyin yükünü paylaşmak
help out f. (başka biriyle) bir şeyin maliyetini paylaşmak
help out f. (birine) kısa süre için yardım etmek
help someone back (to something) f. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help someone back (to something) f. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
help (someone) back (to some place) f. birinin (bir yere) dönmesine yardım etmek
help (someone) back (to some place) f. birine (bir yere) dönüş yolunda yardım etmek
help (someone) get a foothold in (something) f. (birinin bir yerde/şeyde) sağlam yer edinmesine yardım etmek
help (someone) get a foothold in (something) f. (birinin bir şeyde) yer edinmesine yardım etmek
help (someone) get a foothold in (something) f. (birinin bir şeydeki) yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek
help (someone) in f. (birinin bir yere) girmesine yardım etmek
help (someone) into (something) f. (birinin bir yere) girmesine yardım etmek
help (someone) off f. (birinin bir şeyden) inmesine yardım etmek
help (someone) on f. (birinin bir şeyi) giymesine yardım etmek
help (someone) up (from something) f. (birinin bir şeyden) kalkmasına yardım etmek
help (someone) up (from something) f. (birinin bir şeyden) ayağa kalkması için yardım etmek
help along f. ilerlemesine/hareket etmesine yardımcı olmak
help back f. geri dönmesine yardım etmek
help back f. dönmesine yardım etmek
help down f. inmesine yardım etmek
help in f. girmesine yardım etmek
help off f. inmesine yardım etmek
help off with f. -i üstünden çıkarmasına yardım etmek
help on with f. -i üstüne giymesine yardım etmek
help someone (or an animal) out (of something) f. (birinin/bir hayvanın bir şeyden/yerden) çıkmasına yardım etmek
help someone (or an animal) out (of something) f. (birinin/bir hayvanın üstündeki bir şeyi) çıkarmasına yardım etmek
help someone (or an animal) out (of something) f. (birinin/bir hayvanın zor bir durumdan) kurtulmasına yardım etmek
help someone (or an animal) out (of something) f. (birinin/bir hayvanın) başını beladan kurtarmak
help out with f. (bir şey) konusunda yardım etmek
help out with f. (bir şeyle) ilgili yardım etmek
help out (with something) f. (bir ev işinde) yardım etmek
help out with (someone or something) f. (birine/bir şeyine) yardım etmek
help out with (someone or something) f. (biri/bir şey) sağlamak
help up f. çıkmasına yardım etmek
help up f. kalkmasına yardım etmek
help with f. konusunda yardım etmek
help with f. ile ilgili yardım etmek
help with (someone or something) f. (birine/bir şeyine) yardım etmek
help with (someone or something) f. (biri/bir şey) sağlamak
Phrases
there's no help for it expr. onun çaresi yok
help us help you expr. size yardımcı olabilmemiz için bize yardım edin
without needing any help expr. yardıma ihtiyaç duymadan
can not help but expr. yapmaktan başka çare yok
can't help noticing (that) (something) expr. fark ettim ki …
Proverb
heaven helps those who help themselves i. kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder
heaven helps those who help themselves i. gayret edene tanrı da yardım eder
heaven helps those who help themselves i. tanrı çalışanı sever
god helps those who help themselves kendi işi için gayret edene allah da yardım eder
god helps them that help themselves gayret edene allah da yardım eder
god helps those who help themselves gayret edene allah da yardım eder
the lord helps those who help themselves kendi işi için gayret edene tanrı yardım eder
the lord helps those who help themselves gayret edene tanrı da yardım eder
the lord helps those who help themselves tanrı çalışanı sever
Colloquial
first-help i. ilk yardım
a plea for help i. yardım yakarışı
help someone out with the kids f. çocuklara bakmak için birine yardımcı olmak
can't help looking at f. gözü takılmak
can't help f. kendini tutamamak
expect someone to help out with the rent f. kiralarının ödenmesi için birisinden yardım beklemek
get help f. yardım almak
help (oneself) (to something) f. (bir şey) buyurmak
help (oneself) (to something) f. (bir şeyi) istediği gibi/istediği kadar almak
help (oneself) (to something) f. kendi kendine servis yaparak istediği kadar almak
not able to help f. elinde olmamak
not able to help f. kendini tutamamak
by help of ed. dolayı
so help me god! expr. allah çarpsın ki!
somebody get some help expr. biri yardım getirsin
somebody get some help expr. biri yardım çağırsın
somebody help me! expr. biri bana yardım etsin!
somebody help me expr. biri bana yardım etsin
doctor can't help her expr. doktor ona yardım edemez
doctor can't help him expr. doktor ona yardım edemez
go and get help expr. gidip yardım getirin
everybody needs help expr. herkes yardıma ihtiyaç duyar
only god can help us expr. işimiz allah'a kaldı
by help of expr. nedeniyle
by help of expr. sayesinde
so help me god expr. tanrı şahidimdir ki
god help us expr. tanrı yardımcımız olsun
so help me god expr. tanrı şahidim olsun ki
god help him expr. tanrım ona yardım et
with no help from me expr. yardımım olmadan
without help expr. yardım almadan
glad to be of help expr. yardımcı olabildiğime sevindim
by help of expr. yüzünden
beyond help expr. yardım/tamir edilemez durumda
beyond help expr. (artık) yardım edilemeyecek/tamir edilemez bir halde
(I) couldn't help it expr. (kendimi) alamadım
(I) couldn't help it expr. engelleyemedim
(I) couldn't help it expr. elimde değildi
(I) couldn't help it expr. kendime engel olamadım
(I) couldn't help it expr. dayanamadım
heaven help (one) expr. allah (birinin) yardımcısı olsun
heaven help (one) expr. tanrı (birinin) yardımcısı olsun
if (one) can help it expr. mecbur kalmadıkça/olmadıkça
so help you (god) expr. tanrı yardımcın olsun
so help you (god) expr. yandın demektir
so help you (god) expr. seni elinden, elimden kimse alamaz
so help you (god) expr. vay haline
how else may I help you? exclam. sizin için başka ne yapabilirim?
how else may I help you? exclam. başka yardımcı olabileceğim bir şey var mı?
how else may I help you? exclam. sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
how else may I help you? exclam. başka bir isteğiniz/arzunuz var mı?
Idioms
a cry for help i. imdat çağrısı
a cry for help i. yardım çığlığı
a cry for help i. yardım isteği
a cry for help i. yardım çığlığı
a fat lot of good/help/use i. bir işe yaramaz
a fat lot of good/help/use i. yararsız
a fat lot of good/help/use i. gereksiz
a fat lot of good/help/use i. uğraştığına/çabaladığına değmez
can't help but notice (that) (something) f. söylemeden geçememek
can't help but notice (that) (something) f. (bir şey) dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) f. söylemeden geçememek
can't help but notice (that) (something) f. (bir şey) dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) f. (aslında çok açık/belirgin olan bir şey için) fark etmek/gözüne çarpmak
can't help but notice (that) (something) f. fark etmeden yapamamak/geçememek
can't help noticing (that) (something) f. söylemeden geçememek
can't help noticing (that) (something) f. (bir şey) dikkatini çekmek
can't help noticing (that) (something) f. (aslında çok açık/belirgin olan bir şey için) fark etmek/gözüne çarpmak
can't help noticing (that) (something) f. fark etmeden yapamamak/geçememek
not able to help it f. elinde olmamak
not able to help it f. kendini tutamamak
not able to help something f. elinde olmamak
not able to help something f. kendini tutamamak
pitch in and help with something f. bir şeye katkıda bulunmak
seek professional help f. profesyonel yardım aramak/istemek
need professional help f. profesyonel yardıma ihtiyacı olmak
help the orphan(s) f. yetim başı okşamak
help someone through a difficult period f. zor bir dönemden geçmesinde birine yardımcı olmak
help a lame dog over a stile f. zorda olan birine yardım etmek
help someone through a difficult period f. zor bir dönemden geçerken birine yardımcı olmak
can't help but do something f. yapmaktan başka çaresi olmamak
can't help but notice (that) (something) f. dikkatini çekmek
can't help but notice (that) (something) f. '-ni fark etmek
can't help but notice (that) (something) f. dikkatinden kaçmamak
can't help but notice (that) (something) f. (bir şey) gözünden kaçmamak
help someone get a foothold f. birinin yer edinmesine yardım etmek
help someone get a foothold f. birinin sağlam yer edinmesine yardım etmek
help someone get a foothold f. birinin yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek
not lift a hand to help f. kılını bile kıpırdatmamak
not lift a hand to help f. parmağını bile oynatmamak
not lift a hand to help f. yardım eli uzatmamak
cannot help doing something f. bir şey yapmaya engel olamamak
cannot help doing something f. bir şey yapmaktan kendini alamamak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmaktan) başka çare olmamak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmadan) duramamak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmaktan) kendini alamamak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmak) elinde olmamak
can't help (doing something) f. (bir şey yapmayı) engelleyememek
can't help but (do something) f. (bir şey yapmaktan) başka çare olmamak
can't help but (do something) f. (bir şey yapmak) zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help but (do something) f. (bir şey yapmadan) duramamak
can't help but (do something) f. (bir şey yapmaktan) kendini alamamak
can't help but (do something) f. (bir şey yapmak) elinde olmamak
can't help but (do something) f. (bir şey yapmayı) engelleyememek
can't help but do f. yapmaktan başka çare olmamak
can't help but do f. yapmak zorunda/mecburiyetinde kalmak
can't help but do f. yapmadan duramamak
can't help but do f. yapmaktan kendini alamamak
can't help but do f. yapmak elinde olmamak
can't help but do f. yapmayı engelleyememek
can't help it f. elinde olmamak
can't help it f. engelleyememek
can't help it f. bir türlü engel olamamak
can't help something f. bir şey elinde olmamak
can't help something f. bir şeyi engelleyememek
can't help something f. bir şeyi bir türlü yapamamak/başaramamak
can't help (doing) something f. (yapmak) elinde olmamak
can't help (doing) something f. (yapmayı) engelleyememek
can't help (doing) something f. (yapmaya) engel olamamak
couldn't help it f. kendini alamamış olmak/alamamak
couldn't help it f. engelleyememiş olmak/engelleyememek
couldn't help it f. elinde olmamak
help (someone) out of a fix f. (birinin) zor/sıkıntılı bir durumdan kaçmasına/kurtulmasına yardım etmek
help (someone) out of a fix f. (birinin) çıkmazdan/güç bir durumdan çıkmasına yardım etmek
help (someone) out of a fix f. birinin başını beladan kurtarmak
help get a foothold f. sağlam yer edinmesine yardım etmek
help get a foothold f. yer edinmesine yardım etmek
help get a foothold f. yerini sağlamlaştırmasına yardım etmek
pitch in and help f. yardıma soyunmak
pitch in and help f. yardıma girişmek
pitch in and help f. katkıda bulunmak
pitch in and help f. el atmak
not if you can help it expr. mecbur kalmadıkça/olmadıkça
just help yourselves! expr. kendi evinmiş gibi davran!
if you can help it expr. mecbur kalmadıkça/olmadıkça
not if one can help it expr. mecbur kalmadıkça/olmadıkça
not if one can help it expr. biri kabul etmedikçe
there's no help for (something) expr. (bir şeyin) çaresi yok
there's no help for (something) expr. (bir şey) kaçınılmaz
there's no help for (something) expr. (bir şey) önlenemez
there's no help for (something) expr. (bir şey) için yapabilecek/elden gelen bir şey yok
Speaking
god help you ünl. allah yardımcın olsun
heaven help you ünl. allah yardımcın olsun
help me ünl. bana yardım et
please help me ünl. bana yardım et lütfen
help us ünl. bize yardım et
help me please ünl. bana yardım et lütfen
I can't help her anymore expr. artık ona yardım edemem
I'll help you get on your feet expr. ayaklarının üzerinde durmana yardım edeceğim
but that won't help expr. ama bu işe yaramaz
I can't help you with that expr. bu konuda size yardım edemem
could you help me please? expr. bana yardım eder misiniz?
I had no one to help me expr. bana yardım edecek hiç kimsem yoktu
we can help each other out expr. birbirimize yardımcı olabiliriz
we need your help on something expr. bir konuda yardımın gerekiyor
how can I help it? expr. benim elimden ne gelir?
I will help you expr. ben sana yardım ederim
don't expect any help from me expr. benden yardım bekleme
I need your help on this one expr. bu konuda yardımın gerek
won't you help me? expr. bana yardım etmeyecek misin?
even that didn’t help expr. bu bile işe yaramadı
i need a little help expr. biraz yardıma ihtiyacım var
yes how can I help you expr. buyrun nasıl yardımcı olabilirim
I wonder if you can help me expr. bana yardım edip edemeyeceğinizi bilmiyorum
I can't help you with that expr. bu konuda sana yardımcı olamam
you can't help it expr. bunu engelleyemezsin
I always help people when they need help expr. ben her zaman insanlara ihtiyacı olduklarında yardım ederim
you have to help me expr. bana yardım etmelisin
I need a bit of help expr. biraz yardıma ihtiyacım var
thank you for agreeing to help me expr. bana yardımcı olmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim
you gotta help me expr. bana yardım etmelisin
I need your help on something expr. bir konuda yardımınına ihtiyacım var
I'm going to need your help with this expr. bu işte yardımınıza ihtiyacım olacak
I can't help you this time expr. bu sefer sana yardımcı olamam
I was wondering if you could help me? expr. bana yardımcı olabilir misiniz acaba?
I wonder if you can help me expr. bana yardım edebilir misiniz bilmiyorum
can someone help me out? expr. birisi bana yardım edebilir mi?
I had some help expr. biraz yardım aldım
help me out of here expr. buradan çıkmama yardım et
let me help you expr. bırak da sana yardım edeyim
I'm here to help you expr. burada sana yardım etmek için bulunuyorum
maybe I can help expr. belki yardım edebilirim
I need your help on something expr. bir konuda yardımın gerekiyor
let me know if I can help expr. bir şeye ihtiyacın olursa/ yardımcı olabileceğim bir şey varsa haber ver
call me, I will help you expr. beni arayın yardımcı olurum
let me help you expr. bırak sana yardım edeyim
can somebody help me? expr. biri bana yardım edebilir mi?
can you help me? expr. bana yardım eder misiniz?
I had no one to help me expr. bana yardım edecek kimse yoktu
I can't help thinking expr. bence muhakkak
you’re a great help, I must say expr. çok yardımcı oldun, sağol
I don't need any more help expr. daha fazla yardıma ihtiyacım yok
welcome how can I help you? expr. hoş geldiniz size nasıl yardımcı olabilirim?
I can't help it expr. elimde değil
if you need help expr. eğer yardıma ihtiyacın olursa
you can't help that expr. elinden bir şey gelmez
help me change my life expr. hayatımı değiştirmeme yardım et
my mission in life is to help people expr. hayattaki amacım insanlara yardım etmektir
your help is priceless expr. hakkın ödenmez
I can't help it expr. elde değil
you know that I can't help myself expr. elimde olmadığının farkındasın
would you help me with my zipper? expr. fermuarımı açmamda bana yardımcı olur musun?
if you help me expr. eğer bana yardım ederseniz
I don't know what I can do to help expr. elimden ne gelir bilmiyorum
I can't help myself expr. elimde değil
not if I can help it expr. elimden gelse yaptırmam
I couldn't help overhearing expr. istemeden kulak misafiri oldum
I couldn't help but overhear expr. istemeden kulak misafiri oldum