hitap - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hitap



"hitap" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hitap address i.
hitap addressing i.
hitap salutation i.
Law
hitap appeal i.
Computer
hitap courtesy title i.

"hitap" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 397 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
hitap etmek address f.
General
hislere hitap etme sensuousness i.
hindistan'da nezaketli hitap şekli sahib i.
hitap etme declamation i.
hitap cümlesi salutation sentence i.
hitap etme biçimi address form i.
hitap biçimi address form i.
hitap edilen addressee i.
hitap terimi term of address i.
hitap terimi way of addressing i.
hitap şekli form of address i.
hitap şekli way of addressing i.
hitap terimi form of address i.
hitap şekli term of address i.
hitap edilen kimse collocutor i.
alım gücü yüksek kesime hitap eden sektör high-end sector i.
genelde yetişkinlere hitap eden japon çizgi filmi anime i.
saygı göstergesi olarak kullanılan bir yahudi unvanı veya hitap şekli rabboni i.
hitap şekli title i.
hitap şekli title of respect i.
bir kimseye hitap eden şey bag i.
göze hitap eden şey eye candy i.
göze hitap eden şey eye-saint i.
gerçek ismi bilinmeyen bir adama hitap etmek için kullanılan isim john i.
saygı göstergesi olarak yaşlı kadınlara hitap ederken kullanılan bir kelime madame i.
özellikle italyanca konuşulan bölgelerde kadınlara hitap etmek için kullanılan nazik bir kelime madonna [obsolete] i.
ironik bir hitap şekli mastership i.
kadınlara kullanılan saygılı ve kibar bir hitap mem i.
felemenkçe konuşulan bölgelerde, bir erkeğin isminden önce kullanılan bir hitap mynheer i.
felemenkçe konuşulan bölgelerde bir erkeğe nazikçe seslenmek için kullanılan hitap mynheer i.
resmi olmayan bir hitap şekli wus [dialect] [south wales] i.
ingiliz asilzadeleri için kullanılan bir hitap milord i.
temel içgüdülere hitap eden kimse bottom feeder i.
temel içgüdülere hitap eden kimse bottom-fisher i.
insanın anlayış veya zevkine hitap eden şeyler humanities i.
düşes haricindeki soylu kadınlara seslenirken kullanılan hitap sözü mistressship [obsolete] i.
beyefendi olarak hitap edilen düşük tabakadan erkek gentleman i.
insanların ön yargılarına hitap eden etkili konuşma demagoguery i.
bay anlamına gelen bir rus hitap kelimesi gospodin i.
bir hitap şekli gravity [obsolete] i.
birine hitap eden şey oyster i.
birine adıyla hitap etme compellation i.
birine hitap için kullanılan sözcükler compellation i.
avam kamarası'na hitap eden yetkililerin konuştuğu kürsü dispatch box [uk] i.
avam kamarası'na hitap eden yetkililerin konuştuğu kürsü dispatch case [uk] i.
göze hitap etmeyen obje dissight i.
hitap etmeyen şey infelicity i.
(hitap şekli olarak) efendi domine [obsolete] i.
(hitap şekli olarak) usta domine [obsolete] i.
(hitap şekli olarak) üstat domine [obsolete] i.
(hitap şekli olarak) uzman domine [obsolete] i.
geniş kitlelere hitap eden ürün crowd puller i.
halka hitap platform i.
halihazırda basılmış form veya mektuba eklenen isim, adres, tarih veya hitap fill-in i.
(adın önüne gelen) hitap sözcüğü prefix i.
hislere hitap etme sensuosity i.
göze hitap etmeme shapelessness i.
(mektupta hitap sözcüğü olarak) beyefendi sir i.
züppelere hitap eden yönler snob appeal i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) sayın shri [india] i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) yüce shri [india] i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) bay shri [india] i.
duygulara hitap eden şey sorghum i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) sayın sri [india] i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) yüce sri [india] i.
(saygın hindular için hitap şekli olarak) bay sri [india] i.
dar bir kitleye hitap eden ultra lüks yaşam tarzı superluxury i.
(hitap olarak) teyze auntie i.
sör diye hitap etmek sir f.
diye hitap etmek call on f.
siz diye hitap etmek address somebody formally f.
hitap etmek (bir eğilime/duyguya) appeal to f.
göze hitap etmek be pleasing to the eye f.
diye hitap etmek call f.
sen diye hitap etmek call one's name offensively f.
karşısındakinin hislerine hitap etmek play on someone's affections f.
damak zevkine hitap etmek appeal to taste buds f.
yanlış hitap etmek misaddress f.
siz diye hitap etmek not to be on christian-name terms f.
hitap etmek appeal to f.
göze hitap etmek appeal to the eye f.
damak tadına hitap etmek appeal to the taste buds f.
damak zevkine hitap etmek appeal to the taste buds f.
göz zevkine hitap etmek appeal to the eye f.
göz zevkine hitap etmek be eye-pleasing f.
hem göze hem akla hitap etmek engage both the mind and the eye f.
yüreğine hitap etmek speak to someone's heart f.
birine sör diye hitap etmek call someone sir f.
hitap etmek bespeak f.
hitap etmek cater f.
ulusa hitap etmek address the nation f.
hem göze hem kulağa hitap etmek appeal to both eye and ear f.
-e hitap etmek apply to f.
destekçilerden oluşan kalabalığa hitap etmek address the crowd of supporters f.
duygularına hitap etmek affect f.
sen diye hitap etmek thou f.
(siz yerine) sen diye hitap etmek tutoyer f.
hanım olarak hitap etmek belady f.
lord olarak hitap etmek belord f.
hanımefendi olarak hitap etmek bemadam f.
(birisine veya kalabalığa) agresif bir şekilde hitap etmek harangue f.
bay şeklinde hitap etmek mister f.
bey şeklinde hitap etmek mister f.
hanım şeklinde hitap etmek mistress f.
lord unvanı ile hitap etmek lord f.
(hayran olunan kimseye) baba diye hitap etmek dad f.
farklı bir isim, terim veya ifade ile hitap etmek designate f.
duygulara hitap etmek overwork f.
mantığa hitap etmek overwork f.
zevkine hitap etmek down f.
kanka diye hitap etmek dude f.
(birinin isteğine) hitap etmek pamper f.
adıyla hitap etmek first-name f.
övgü ile hitap etmek soap f.
(beğeniye) hitap etmek suit f.
hitap etmek hold f.
hitap etmek pitch f.
halka hitap eden popular s.
duygulara hitap eden sentimental s.
göze hitap eden sightly s.
duyulara hitap eden sensuous s.
duygulara hitap eden sensuous s.
ince zevkli kişilere hitap eden sophisticated s.
belli bir gruba hitap eden esoteric s.
hiç entelektüel olmayanlara hitap eden lowbrow s.
hitap eden appealing s.
ismin hitap haline ait vocative s.
belirli bir grup tarafından anlaşılan veya onlara hitap eden esoterical s.
hislere hitap eden sensuous s.
kulağa hitap eden songful s.
belirli bir kesime hitap eden esoteric s.
göze hitap eden eye-pleasing s.
bir kesime hitap eden esoteric s.
sayın (hitap sözcüğü) (birden fazla kişiye sayın olarak atıf yapılacaksa) messrs. s.
damak tadına hitap eden mouth-pleasing s.
göz zevkine hitap eden eye-pleasing s.
göz zevkine hitap appealing to the eye s.
cahillere hitap eden catchpenny s.
(siz yerine) sen diye hitap edilen tutoyed s.
duygulara hitap eden emotionable s.
yüksek gelirlilere hitap eden upscale s.
göze hitap eden eyesome s.
göze hitap eden viewly [uk] s.
aptallara hitap eden wonky s.
sıradan kimselere hitap eden blue-collar s.
saygılı bir hitap şekli worshipful [uk] s.
duyulara hitap etmeyen harsh s.
kulağa hitap etmeyen hash [dialect] s.
aydın kimselere hitap eden highbrow s.
duyulara hitap eden luscious s.
duyulara hitap eden lush s.
(özellikle bir şefin babasına veya ağabeyine hitap olarak) büyük burra [india] s.
sanatçı ruhlu kimselere hitap eden long-haired s.
idealistlere hitap eden long-haired s.
duygulara hitap etmeyen impersonal s.
(zevke, kişiliğe, tarza) hitap eden congenial s.
duyulara hitap eden conscious s.
havsalaya hitap eden fanciful s.
(zevke, damak tadına veya isteklere) hitap etme pampering s.
geniş kitlelere hitap eden popcorn s.
göze hitap eden feateous [obsolete] s.
duyulara hitap etmeyen insensuous s.
insanların geneline hitap eden peoplish s.
çoğunluğa hitap eden populist s.
çoğunluğa hitap eden populistic s.
herkese hitap etmeyen potent s.
hitap eden salutational s.
göze hitap eden fine s.
halka hitap eden public s.
akla hitap eden poignant s.
duygulara hitap eden poignant s.
yüksek oranda hitap eden superslick s.
üst sınıfa hitap eden upmarket s.
belirli bir grup tarafından anlaşılacak veya onlara hitap edecek şekilde esoterically zf.
kişinin akıl ve mantığına değil hislerine hitap ederek ad hominem zf.
göze hitap edecek şekilde feateously [obsolete] zf.
hitap edercesine salutatorily zf.
efendim (hitap) yes? ünl.
efendim (hitap) pardon me? ünl.
efendim (hitap) pardon? ünl.
(gündelik konuşmada) kadınlar için kullanılan bir hitap şekli missus ünl.
belirli mevkilerdeki görevliler için kullanılan bir hitap biçimi mister ünl.
ingiltere'de dük, düşes gibi soylulara yönelik bir hitap kelimesi your grace expr.
(yaşlı birine hitap kelimesi olarak) dede grandfather expr.
(saygılı hitap şekli olarak) yaşlı adam oom [south africa] expr.
(saygılı hitap şekli olarak) amca oom [south africa] expr.
hükümdarlar veya üst kademeden soyluların birbirine kullandığı bir hitap kelimesi cousin exclam.
(hitap sözcüğü olarak) bayan srta (senorita) kısalt.
(hitap sözcüğü olarak) bayan srta. (senhorita) kısalt.
(hitap sözcüğü olarak) bayan srta. (senorita) kısalt.
Phrasals
unvanıyla hitap etmek address (one) as (something) f.
unvanıyla hitap etmek address someone as f.
hitap etmek turn to f.
(birine bir şey olarak) hitap etmek/seslenmek address (one) as (something) f.
(birine bir şey olarak) hitap etmek/seslenmek address someone as f.
birine hitap ederek konuşmak address oneself to someone f.
(birine) hitap etmek resonate with f.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlamak gear to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlamak gear toward (someone or something) f.
ile hitap etmek address as f.
olarak hitap etmek address as f.
daha düşük düzeye hitap edecek şekilde yazmak write down f.
birine hitap etmek appeal to someone f.
birine/bir şeye hitap etmek apply to someone or something f.
(bir isimle) hitap edilmek call by (a name) f.
(birine) hitap etmek click with (one) f.
'-e hitap edecek şekilde planlamak gear toward f.
'-e hitap edecek şekilde planlamak gear to f.
(birinin) kötü/basit zevklerine, vahşice düşüncelerine hitap etmek pander to (one) f.
Phrases
bana hitap etmiyor it doesn't appeal to me expr.
bana hitap etmiyor it isn't for me expr.
bana hitap etmiyor not my cup of tea expr.
sayın (hitap sözcüğü) messrs. (mr. pl) expr.
Colloquial
güney afrika'da bir hitap biçimi umlungu [south africa] i.
kadınlara hitap eden erotik roman mummy porn i.
gayriresmi bir hitap kelimesi cock [uk] [tasmania] i.
geniş kitlelere hitap eden ürün crowd-puller i.
duyulara hitap eden pornografi türü soft porn i.
(erkekler arasında hitap sözcüğü olarak) kardeş sport [australia/new zealand] i.
(erkekler arasında hitap sözcüğü olarak) dost sport [australia/new zealand] i.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) strike one's fancy f.
ruhuna hitap etmek turn (someone's) crank f.
(birine) pek hitap etmemek not do a lot for (someone) f.
(birine) pek hitap etmemek not do anything for (someone) f.
(birine) pek hitap etmemek not do much for (someone) f.
(birine) erkek çocuk olarak hitap etmek boy f.
düşük alım gücüne hitap eden low-end s.
(yer) poz kesenlere hitap eden posey s.
(bir yer) poz kesenlere hitap eden poserish s.
amatör telsiz iletişiminde kullanılan bir hitap good buddy ünl.
babacık (çocuk babaya hitap ederken söyler) daddykins ünl.
(hitap olarak) arkadaş bru [south african] ünl.
(hitap olarak) genç buddie ünl.
(hitap olarak) dostum buddie ünl.
eski kafalı ancak eğlenceli yaşlı erkekler için kullanılan samimi bir hitap şekli old codger ünl.
kadınlar için kullanılan samimi bir hitap şekli old girl ünl.
erkekler için kullanılan samimi bir hitap şekli old man ünl.
Idioms
herkese hitap eden big tent i.
herkese hitap eden a big tent i.
sadece göze hitap eden eye/mind candy i.
topluluğa hitap edilen yer a bully pulpit i.
hitap edilen kişinin/okuyucunun görüşüne bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişinin/okuyucunun yorumuna bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişi/okuyucu için ucu açık bırakılan konu exercise for the reader i.
hitap edilen kişiye/okuyucuya bırakılan konu exercise for the reader i.
topluluğa hitap edilen yer/konum bully pulpit i.
birine atanmış ismiyle hitap etme deadnaming i.
birisine hitap ediyor olmak be close to somebody’s heart f.
birisine hitap ediyor olmak be dear to somebody’s heart f.
birisine hitap ediyor olmak be near to somebody’s heart f.
birine hitap ederek konuşmak address remarks to someone f.
birine kaba lakaplar takarak hitap etmek call someone names f.
bir kişiye ilk ismiyle hitap etmek call someone by his/her first name f.
birisine adıyla hitap etmek call someone by his/her first name f.
birine hitap ederek konuşmak address comments to someone f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) catch somebody's fancy f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) strike somebody's fancy f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) strike someone's fancy f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) suit someone's fancy f.
yanlış kişiye hitap etmek have the wrong number f.
ana akıma/ortalama tüketiciye hitap etmek play in peoria f.
(birine/bir şeye) hitap etmek address (oneself) to (someone or something) f.
tam (birine) hitap etmek be right up (one's) alley f.
tam (birine) hitap etmek be right up (one's) alley f.
birisine hitap ediyor olmak be close to somebody's heart f.
birisine hitap ediyor olmak be near to somebody's heart f.
birisine hitap ediyor olmak be dear to somebody's heart f.
göze hitap etmek be easy on the eye f.
göze hitap etmek be easy on the eyes f.
birine hitap etmek be close to somebody's heart f.
birine hitap etmek be dear to somebody's heart f.
birine hitap etmek be near to somebody's heart f.
(birine) hitap etmek be up (one's) alley f.
birine bir isimle hitap etmek call someone by a name f.
(birine) hitap etmek catch (someone's) fancy f.
birine hitap etmek catch/take/tickle somebody's fancy f.
birine hitap etmemek not be someone's bag f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) strike fancy f.
hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi) suit fancy f.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlanmış geared to (someone or something) s.
(birine/bir şeye) hitap edecek şekilde planlanmış geared toward (someone or something) s.
sana hitap eden close to your heart [uk] s.
sana hitap eden dear to your heart s.
göze hitap eden easy on the eye s.
kulağa hitap eden easy on the ear s.
göze hitap eden easy on the eyes s.
göz zevkine hitap eden pleasing to the eye s.
göze hitap eden pleasing to the eye s.
tam (birine) hitap eden right up (one's) alley s.
birisine hitap eden close to one's heart expr.
birisine hitap eden near to one's heart expr.
ana akıma/ortalama tüketiciye hitap edecek mi? will it play in peoria? expr.
(birine) hitap etmiyor not cup of tea expr.
pek göze hitap etmeyen not much to look at expr.
tam sana hitap eden right up your street expr.
tam sana hitap eden just up your street [uk] expr.
Formal
markiz, düşes, kontes gibi soylu kadınlara hitap şekli lady i.
düşes haricindeki soylu kadınlara seslenirken kullanılan hitap sözü ladyship i.
hindistan'da erkeklere hitap veya unvan olarak kullanılan, bay anlamındaki sözcük lala i.
bazı memurlar için kullanılan bir unvan veya hitap şekli honor i.
avam kamarası üyelerinin birbirlerine hitap ederken kullandıkları bir saygı unvanı honorable ünl.
Speaking
birbirinize adlarınızla mı hitap ediyorsunuz? are you on a first name basis? expr.
birbirinize adınızla mı hitap ediyorsunuz? are you on a first name basis? expr.
bana asla adımla hitap etme never call me by my name expr.
bana asla ismimle hitap etme never call me by my name expr.
bana siz yerine sen diye hitap edebilirsin you can call me by my name expr.
bana adımla hitap edebilirsin you can call me by my name expr.
ona adıyla mı hitap ediyorsun? are you on a first name basis with him? expr.
ona ismiyle mi hitap ediyorsun? are you on a first name basis with him? expr.
size böyle hitap edebilir miyim? do you mind if I call you? expr.
sana isminle hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
size adınızla hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
sana nasıl hitap etmemi istersin? what do you want me to call you? expr.
sana böyle hitap edebilir miyim? do you mind if I call you? expr.
size nasıl hitap etmemi istersiniz? what do you want me to call you? expr.
sana nasıl hitap etmemi istersin? what would you like to be called? expr.
size nasıl hitap edebilirim? what would you like to be called? expr.
size isminizle hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
sana adınla hitap edebilir miyim? can I call you by your first name? expr.
Trade/Economic
alım gücü düşük müşterilere hitap eden ürünler downmarket i.
göze ve kulağa hitap eden eğitim araçları visual aids i.
hitap konuşması addressing speech i.
ürünün tüketiciye hitap etmesi consumer relevance i.
hitap etmek address f.
üst sınıf müşterilere hitap eden up-market s.
üst sınıf müşterilere hitap eden upmarket s.
genel halka hitap eden high-street s.
varlıklı, çocuksuz ve evli kimselere hitap eden dinkie s.
düşük gelirli tüketicilere hitap eden downmarket s.
Law
yargıçlar, belediye başkanları ve diğer bazı yüksek mevkili kimseler için kullanılan bir hitap şekli worship [uk] i.
bazı yargıçlar için kullanılan bir hitap şekli honour i.
genel bir hitap şekli honour [ireland] i.
yargıçlar için kullanılan ve saygı bildiren bir hitap lordship [uk] i.
Politics
halka hitap etme public speaking i.
halkın duygu ve önyargılara hitap ederek destek arayan siyasi lider rabble-rouser i.
geniş seçmen kitlesine hitap eden aday listesinin olduğu oy pusulası balanced ticket i.
(genellikle hitap kelimesi olarak) alman kontu graf i.
meclise hitap etme hakkı floor i.
ülke başkanı için kullanılan resmi bir hitap biçimi mister ünl.
Media
sıradan halka hitap eden popularist s.
Advertising
büyük bir kitleye hitap edecek şekilde tasarlanmış high-concept s.
alım gücü yüksek kesime hitap eden high-end s.
alım gücü yüksek kesime hitap eden prosumer s.
Technical
görme duygusuna hitap eden cihazlar visual aids i.
Architecture
alışılmışın dışında bir tarihi özelliği bulunan ve genelde göze hitap eden yapı landmark i.
Medical
cerrah için kullanılan bir hitap biçimi mister [uk] ünl.
Psychology
kısa devreli hitap short-circuit appeal i.
Gastronomy
yemeğin duyulara aşırı derecede hitap edecek şekilde sergilenmesi gastroporn i.
Logic
çok kişiye hitap eden circular s.
Social Sciences
yoruba kabile şefi için kullanılan hitap oba i.
batı nijerya'daki çeşitli afrika halklarının yöneticileri için kullanılan bir hitap şekli oba ünl.
Education
göze ve kulağa hitap eden eğitim araçları audio visual educational aids i.
Literature
elit kesime hitap eden sade şiir society verses i.
toplumun üst kesimine hitap eden eğlenceli şiir society verses i.
Linguistics
kişiye adı yerine unvanıyla hitap etme antinomasia i.
Religious
kardinale hitap ederken kullanılan unvan eminence i.
kardinale hitap ederken kullanılan unvan eminency i.
ilk hristiyanlara hitap eden bir ahlaki söylev james i.
çeşitli dini görevliler için kullanılan bir hitap şekli very reverend i.
ünlü sihlerin adının önüne konulan bir unvan veya hitap şekli bhai i.
dini lider veya din alimi için kullanılan bir hitap maulana i.
müslüman erkekler için kullanılan bir hitap şekli moolvie [india] i.
müslüman erkekler için kullanılan bir hitap şekli moolvi [india] i.
(papaya hitap olarak) yüce efendimiz ss.d. i.
aşai rabbani ayinine katılmayı hak edenlere ciddiyetle hitap ederek katılamayanları dışarıda bırakmak fence the tables f.
anglikan kilisesi veya episkopal kilisesi'nde başdiyakoza hitap şekli venerable expr.
Philosophy
(birine) varsayılan kimliğiyle hitap etmek interpellate f.
Military
ast veya üst rütbeli gedikli subaylar için kullanılan resmi bir hitap biçimi mister i.
kaptan dışında ticaret gemisinde bulunan tüm görevliler için kullanılan resmi bir hitap biçimi mister i.
abd donanmasında, birlik komutanının astları için kullandığı resmi bir hitap biçimi mister i.
Sport
başlangıç seviyesine hitap eden çok kolay kayak pisti green run i.
Art
küçük bir kitleye hitap eden en yeni moda veya tasarım high style i.
sanatçının tarzının değiştirilmesiyle eserinin hitap ettiği kitlenin genişlemesi crossover i.
tarzının değişmesiyle hitap ettiği kitle genişleyen eser crossover i.
Music
genç kitleye hitap eden kadınlardan kurulu pop grubu girl band i.
genellikle orta yaşlı müzisyenlerce icra edilip yetişkinlere hitap eden bir klasik rock müzik türü dad rock i.
popüler zevke hitap etmeyi amaçlayan bir müzik türü popera i.
daha geniş bir kitleye hitap etmek için tarzını değiştirme crossover i.
daha geniş bir kitleye hitap etmek için tarzı değiştirilen müzik crossover i.
genel kitleye hitap eden (popüler müzik) mor (middle-of-the-road) s.
genel kitleye hitap eden (popüler müzik) middle-of-the-road s.
Theatre
duygulara hitap etme emotionalism i.
Archaic
lordlar için kullanılan bir hitap lording i.
(din adamı, şair) saygın erkeklere kullanılan bir hitap şekli dan i.
yüksek zevke hitap eden sanatsal tarz gusto i.
halka hitap eden şey popularity i.
sen diye hitap etmek thee f.
adıyla hitap etmek bename f.
kulağa hitap eden euphonical s.
Slang
usta (hitap ederken) chips i.
ergenlik çağındaki gençlere hitap eden bir pop müzik tarzı bubble gum i.
ergenlik çağındaki gençlere hitap eden bir pop müzik tarzı bubblegum i.
eşcinsel erkeklerin birbirlerine hitap etmek için kullandıkları bir kelime gurl i.
doğu asyalı (aşağılayıcı bir hitap) gook i.
ergenlik çağındaki gençlere hitap eden bir pop müzik tarzına ait veya özgü bubblegum s.
British Slang
sheffield'lı kimselere söylenen kaba bir hitap dee dah expr.
Modern Slang
radyolarda genellikle 30 yaş üstüne hitap eden pop ve yumuşak rock müzik listeleri adult contemporary i.