hop - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hop

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hop" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 74 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
hop f. sekmek
General
hop i. zıplama
hop i. şerbetçiotu
hop i. uyuşturucu
hop i. sıçrama
hop i. atlama
hop i. bira katkı maddesi
hop i. sekme
hop i. bira
hop i. oynama
hop i. uçuş
hop i. uçak yolculuğu
hop i. dans
hop i. kısa mesafe
hop i. araba ile bırakma
hop i. kısa seyahat
hop i. yoldan geçen araba ile bir yere bırakılma
hop f. zıplatmak
hop f. sıçramak
hop f. atlamak
hop f. zıplamak
hop f. hoplamak
hop f. tek bacak üstünde zıplamak
hop f. dans etmek
hop f. şerbetçiotu yetiştirmek
hop f. sıçratmak
hop f. hizmet vermek
hop f. oynamak
hop f. sekmek
hop f. binmek
hop f. sektirmek
hop f. havalanmak
hop f. (özellikle uçakla) kısa seyahat yapmak
hop f. sürekli seyahat etmek
hop f. oradan oraya gezmek
hop f. topallayarak yürümek
hop f. (hayvan) kesik kesik zıplayarak ilerlemek
hop f. geri tepmek
hop f. sıçrayarak çıkmak
hop f. koşmak
hop f. işe koyulmak
hop f. sözlü saldırıda bulunmak
hop f. dil uzatmak
hop f. atlayarak binmek
hop f. bir araca çıkmak
hop f. otostop yapmak
hop f. servis yapmak
hop f. uyarıcı vermek
hop f. doping yapmak
hop f. (yarış atına) doping vermek
hop f. tahrik etmek
Colloquial
hop i. dans partisi
hop f. hızla hareket etmek
hop f. çok yoğun olmak
hop f. para ödememek için trene gizlice binmek
hop f. (hava aracıyla) okyanusu aşmak
hop f. daldan dala atlamak
hop f. oradan oraya gezmek
Technical
hop i. telsizle iletişimde radyo dalgasının yer istasyonundan iyonosfere bir kez gidiş dönüşü
hop i. uydu iletişiminde sinyalin yer istasyonundan uzay istasyonuna bir kez gidiş dönüşü
Computer
hop i. durak
hop i. sıçrama noktası
hop i. iki ağ düğümü arasındaki bağ
hop i. ağlarda sinyalin iki cihaz arasında yaptığı gidiş
hop i. bir sunucudan diğerine veri paketi gönderimi
Automotive
hop f. motor gücünü normal değerlerin üstüne çıkarmak
Food Engineering
hop f. şerbetçiotu ile tatlandırmak
hop f. şerbetçiotu ile işlemek
hop f. (bira) şerbetçiotu eklemek
Botanic
hop i. kuşburnu meyvesi
Agriculture
hop i. şerbetçiotu tarlası
Sport
hop i. topun sekmesi
Slang
hop i. (uyuşturucu anlamında) mal (ceza evi argosu)
hop i. afyon

"hop" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hop up! ünl.
hop jump! ünl.
hop now then! ünl.
Colloquial
hop not so fast expr.
Music
hop shoop ünl.

"hop" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 312 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hop-picker i. şerbetçiotu toplayan kimse
hop-picker i. şerbetçiotu toplamaya yarayan makine
hop count i. sekme sayısı
hip hop culture i. hip hop kültürü
trip-hop i. temposu düşük bir elektronik müzik türü
hop kiln i. şerbetçiotu işleme tesisi
record hop i. danslı konser
record hop i. dinleyicilerin dans da edebildiği konser
toll hop i. değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak
hip-hop i. 1980'lerde new york'da ortaya çıkmış bir gençlik kültürü
hop, step, and jump i. kısa mesafe
hop-thumb i. cüce
hop-thumb i. çok kısa kimse
lindy hop i. lindy hop dansı
lindy hop i. 1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı
hop on f. binmek
hop it f. yaylanmak
cause to hop f. sektirmek
hop off f. gitmek
hop on f. atlamak
hop up f. kuvvetlendirmek
hop it f. gitmek
hop up f. kamçılamak
hop up f. sıçramak
hop to it f. koyulmak
hop up f. uyarıcı vermek
make hop f. sektirmek
hop off f. yaylanmak
hop on the train f. trene binmek
keep someone on the hop f. diken üstünde tutmak
hop on a bus f. otobüse atlamak
spy-hop f. sudan sıçrayıp etrafı görmek
spy-hop f. etrafı görmek için zıplamak
table-hop f. tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak
take a hop f. çarpma etkisiyle sıçramak
take a hop f. sekmek
bar hop f. o bar senin bu bar benim gezmek
bed–hop f. önüne gelenle yatmak
hop-skip f. hafifçe zıplamak
island hop f. adadan adaya seyahat etmek
island hop f. (askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek
island–hop f. adadan adaya seyahat etmek
island–hop f. (askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek
hop it! ünl. bas git!
-hop snk. ardı ardına bir gruptan diğerine gitme anlamı veren son ek
hop (high oxygen pressure) kısalt. yüksek oksijen basıncı
Phrasals
hop on to f. binmek
hop out f. basıp gitmek
hop up f. daha sağlamlaştırmak
hop up f. daha sağlam olmasını sağlamak
hop out f. çekip gitmek
hop on f. hop diye atlamak
hop up f. kuvvetlendirmek
hop in f. (araba vb'ye) atlamak
hop in f. (araba vb'ye) girmek
hop on f. üzerine binmek
hop in f. (araba vb'ye) binmek
hop up to (someone or something) f. sıçrayarak/sekerek (birine veya bir şeye) ulaşmak
hop up to (someone or something) f. sıçrayarak/sekerek (birine veya bir şeye) gelmek
hop into f. (birine) saldırmak
hop into f. (göreve) başlamak
hop into f. (işe) koyulmak
hop off f. uçmak
hop off f. inmek/atlamak (bisikletten/attan)
hop into (something) f. (arabaya) atlamak
hop into (something) f. (arabaya) binmek
hop into (something) f. (arabaya) girmek
hop in (something) f. (arabaya) atlamak
hop in (something) f. (arabaya) binmek
hop in (something) f. (arabaya) girmek
hop off (of something) f. (bir şeyden) inmek/atlamak
hop onto (something) f. (bir şeye) binmek/atlamak
hop on (something) f. (bir şeye) binmek/atlamak
hop something up f. bir makineyi kuvvetlendirmek
hop something up f. bir şeyin gücünü artırmak
hop something up f. (daha hızlı gitmesi için) araba motorunu değiştirmek
hop something up f. bir şeyin performansını yükseltmek
hop something up f. bir şeyi gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak
Phrases
hop-by-hop expr. adım adım
hop-by-hop expr. durak durak
Proverb
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop) olmayacak duaya amin denmez
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop) teyzemin sakalı olsa dayım olurdu
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop) ninemin sakalı olsa dedem olurdu
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop) halamın sakalı olsa amcam olurdu
Colloquial
bunny hop i. tavşan gibi hoplama/zıplama
bunny hop i. hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplama/zıplama
bunny hop i. arabayı hoplatma
bunny hop i. araba giderken ani bir fren yaparak arabayı/içindekileri ileri doğru sarsma
bunny hop i. bisikleti zıplatma
bunny hop i. pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatma
bunny hop i. bisiklet rotasında/pistinde üstünden atlayarak geçilen engel
bunny hop i. buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için yapılan küçük zıplama/sıçrama
sock hop [dated] i. okulun spor salonunda düzenlenen okul dansı (1950'lerde spor salonunun zemini bozulmasın diye öğrenciler ayakkabılarını çıkarıp çorapla dans ederdi)
sock hop i. herkesin çorapla dans ettiği dans partisi
bunny hop f. tavşan gibi hoplama/zıplamak
bunny hop f. hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplamak/zıplamak
bunny hop f. arabayı hoplatmak
bunny hop f. araba giderken ani bir fren yaparak arabayı/içindekileri ileri doğru sarsmak
bunny hop f. bisikleti zıplatmak
bunny hop f. pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatmak
bunny hop f. bisiklet rotasındaki/pistindeki bir engelin üstünden zıplayarak geçmek
bunny hop f. buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için sıçramak
hop in the shower f. duş almak
hop in the shower f. duşa girmek
hop it f. çabucak kaçmak
hop it f. fırlayıp kaçmak
hop it f. fıymak
hop it f. koşarak gizlice kaçmak
hop it f. savuşmak
hop it f. sıvışmak
hop it f. toz olmak
hop it f. tüymek
hop up f. ayağa fırlamak
hop up f. bir anda kalkmak
hop up f. hızla ayağa kalkmak
hop up f. sıçrayarak gelmek
hop up f. sekerek gelmek
job-hop f. sık sık iş değiştirmek
job-hop f. kısa zamanda çok iş almak
hop [us] [canada] f. yoğun şekilde çalışmaya başlamak
hop off f. yere inmek
hop off f. konmak
hop off f. durmak
hop off f. duraklamak
on the hop expr. diken üzerinde
hop it! expr. defol git!
hop it! expr. hadi yaylan!
on the hop expr. endişeli
hop it! expr. hadi uza!
on the hop expr. hazırlıksız
on the hop expr. kaygılı
on the hop expr. ne yapacağını bilmez halde
hop it! expr. yaylan!
Idioms
hop-o`-my-thumb i. bastıbacak
hop-o`-my-thumb i. cüce
hop on the bandwagon f. bir davaya/harekete/partiye katılmak
hop to it f. acele etmek
catch someone on the hop f. birini gafil avlamak
catch on the hop f. boş anında yakalamak
catch someone on the hop f. boş bir anında yakalamak
hop it f. çekip gitmek
catch on the hop f. hazırlıksız yakalamak
catch someone on the hop f. hazırlıksız yakalamak
hop to it f. elini çabuk tutmak
hop the twig f. kuyruğu titretmek
catch on the hop f. kötü bir şey yaparken yakalamak
catch on the hop f. suçüstü yakalamak
hop up f. (daha hızlı gitmesi için) araba motorunu değiştirmek
catch somebody on the hop f. (birini) hazırlıksız yakalamak
catch somebody on the hop f. (birini) gafil avlamak
hop the twig [obsolete] f. ölmek
hop the twig [obsolete] f. hızla terk etmek
hop the twig [obsolete] f. aceleyle terk etmek
hop the twig [obsolete] f. anında terk etmek
hop the twig [obsolete] f. bir anda terk etmek
hop the stick f. ölmek
hop the stick f. hızla terk etmek
hop the stick f. aceleyle terk etmek
hop the stick f. anında terk etmek
hop the stick f. bir anda terk etmek
be caught on the hop f. hazırlıksız yakalanmak
be caught on the hop f. gafil avlanmak
be caught on the hop f. habersiz yakalanmak
be caught on the hop f. umulmadık bir anda yakalanmak
be caught on the hop f. beklenmedik bir anda yakalanmak
be caught on the hop f. şaşakalmak
catch (one) on the hop f. (birini) kötü bir zamanda yakalamak
catch (one) on the hop f. (birine) kötü bir zamanda denk gelmek
catch (one) on the hop f. (birinin) kötü bir zamanına denk gelmek
catch (one) on the hop f. (birini) zamansız/uygun olmayan bir zamanda yakalamak
catch (one) on the hop f. (birine) uygun olmayan bir zamanda denk gelmek
catch (one) on the hop f. (birini) meşgulken yakalamak
keep (one) on the hop f. (birini) diken üstünde tutmak
keep (one) on the hop f. (birini) sürekli meşgul tutmak
keep (one) on the hop f. (birini) sürekli ayakta/ayık tutmak
keep (one) on the hop f. (birini) sürekli aktif/tetikte tutmak
caught on the hop s. gafil avlanmış
caught on the hop s. hazırlıksız yakalanmış
caught on the hop s. umulmadık bir anda yakalanmış
caught on the hop s. habersiz yakalanmış
caught on the hop s. beklenmedik bir anda yakalanmış
hop to it! expr. acele et!
a hop, skip, and a jump expr. birkaç adım mesafe/mesafede
a hop, skip, and a jump expr. çok kısa mesafe
hop to it! expr. elini çabuk tut!
a hop, skip, and a jump expr. çok benzer
a hop, skip, and a jump expr. çok az farklı
a hop and a skip expr. çok benzer
a hop and a skip expr. çok az farklı
a hop, skip, and a jump expr. çok yakın
a hop, skip, and a jump expr. birkaç adım mesafe/mesafede
a hop, skip, and a jump expr. çok kısa mesafe
a hop and a skip expr. çok yakın
a hop and a skip expr. birkaç adım mesafe/mesafede
a hop and a skip expr. çok kısa mesafe
Speaking
my favorite type of music is hip-hop expr. sevdiğim müzik türü hip-hop
Technical
hop-count threshold i. atlama sayısı eşiği
hop-by-hop positioning i. dağıtık ve atlayarak yerleştirme
Computer
hop count i. atlama sayısı
hop count i. hoplama sayısı
channel hop i. kanal atlama
hop count i. sekme sayısı
next hop i. sonraki durak
next hop i. sonraki atlama
hop off f. (ağ aktarımında) bir ağdan diğerine gitmek
Telecom
head end hop off i. ana dağıtım panoları arasındaki mesafe
tail end hop off i. hat sonları arası mesafe
per-hop behaviour i. per-hop davranışı
Television
channel-hop f. kumanda ile televizyon kanallarını peş peşe geçmek
channel-hop f. zaplamak
channel-hop f. televizyon kanalları arasında sörf yapmak
channel-hop f. İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık seyahat etmek
channel-hop f. İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık gidip gelmek
Woodworking
hop hornbeam i. amerika kayacığı ağacının sert odunu
Automotive
axle hop i. aks sıçraması
wheel hop i. tekerlek sıçraması
wheel hop i. tekerlek sıçraması
hop up f. modifiye etmek
Medical
hop disease i. şerbetçi otu hastalığı
Parasitology
hop flea (haltica concinna) i. şerbetçiotu bitkisi için çok zararlı olan küçük bir bit
hop fly (phorodon humuli) i. şerbetçiotu yaprakbiti
hop moth i. larva hali şerbetçiotu asmaları için çok zararlı olan bir güve
Food Engineering
hop back i. mayşe süzgeci
Botanic
hop clover i. şerbetçi otu yoncası
hop clover i. küçük sarı çiçekleri ve kıvrık siyah tohum zarfları olan, avrupa'ya özgü bir bitki
american hop (humulus americanus) i. bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki
native hop i. bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki
hop marjoram i. geyikotu
hop marjoram i. girit otu
low hop clover i. kır tırfılı
hop trefoil i. kır tırfılı
old World hop hornbeam i. kayacık ağacı
wild hop i. şeytan şalgamı
hop marjoram i. girit kekiği
eastern hop hornbeam (ostrya virginiana) i. amerika kayacığı
eastern hop hornbeam (ostrya virginiana) i. gürgen yapraklı kayacık ağacı
common hop i. şerbetçiotu
japanese hop (humulus japonicus) i. japon şerbetçiotu
european hop (ostrya carpinifolia) i. şerbetçi otu
european hop (ostrya carpinifolia) i. gürgen yapraklı kayacık
common hop i. şerbetçi otu
common hop i. gürgen yapraklı kayacık
hop marjoram (origanum dictamnus) i. girit kekiği
hop marjoram (origanum dictamnus) i. geyikotu
hop marjoram (origanum dictamnus) i. girit otu
hop marjoram (origanum dictamnus) i. girit'e özgü bodur bir aromatik çalı
common hop i. maya otu
common hop i. bira çiçeği
european hop i. maya otu
european hop i. bira çiçeği
hop clover i. bitçikotu
hop clover (trifolium aureum) i. altuni üçgül
hop clover i. üçgül
hop clover i. kır üçgülü
hop trefoil i. üçgül
hop trefoil i. kır üçgülü
hop clover i. tatlı yonca
hop clover i. kara yonca
hop garden [uk] i. şerbetçiotu tarlası
hop hornbeam i. amerika kayacığı
hop tree (ptelia trifoliata) i. geniş meyveleri olan küçük bir amerikan ağacı
hop trefoil i. yonca cinsine ait çeşitli bitkilere verilen ad
hop trefoil i. şerbetçiotu yoncası
hop vine i. şerbetçiotu asması
hop vine i. şerbetçiotu bitkisi
european hop i. şerbetçiotu
european hop i. avrupa'ya özgü olup amerika'da da yetiştirilen, çiçekleri çoğunlukla birayı tatlandırmak için kullanılan bir bitki
Agriculture
dried hop i. kuru şerbetçiotu
wet hop i. yaş şerbetçiotu
hop field i. şerbetçiotu bahçesi
hop pole i. şerbetçiotu direği
hop-picking i. şerbetçiotu toplama
Social Sciences
hip hop i. 1980'lerde new york'da ortaya çıkmış bir gençlik kültürü
hip-hop s. hip-hop kültürüne ait
hip-hop s. hip-hop kültürüne özgü
Education
day hop i. yatısız öğrenci
Geography
hop bottom i. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri
Sport
hop-step-and-jump i. (atletizmde) üç adım atlama
hop, skip, and jump i. zıpla, sıçra, atla oyunu
bunny hop i. (beyzbolda) yerden seken top
bunny hop i. bir tür dans
long hop i. (vurulması kolay) kötü top
side-straddle hop i. zıplayarak gerçekleştirilen bir ısınma hareketi
Music
left-field hip hop i. rap ve elektronik müzik tarzlarının sentezlendiği bir müzik türü
hip hop i. genellikle rap müziği baz alıp funk veya ritim ve blues gibi tarzlardan unsurlar içeren bir müzik tarzı
hip hop i. rap müzik
hip-hop i. genellikle rap müziği baz alıp funk veya ritim ve blues gibi tarzlardan unsurlar içeren bir müzik tarzı
hip-hop i. rap müzik
golden age hip hop i. bir tür hip hop müzik
Entomology
hop froth fly (aphrophora interrupta) i. şerbetçiotu asmaları için çok zararlı bir yarımkanatlı böcek
Slang
hop joint i. afyon satılan ve içilen yer
hop joint i. afyon ticareti yapılan ve içilen yer
hop joint i. afyon batakhanesi
hop joint i. afyon yuvası
john hop i. polis
john hop i. aynasız
hop the twig f. nalları dikmek
hop up f. performansını yükseltmek
hop up f. gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak
hop up f. bir maddenin kafasını yaşamak
hop up f. bir uyuşturucunun kafasında olmak
hop up f. kafası yüksek/dumanlı olmak
hop up f. kafası iyi olmak
hop up f. uyuşturmak (uyuşturucu ile)
hop up f. uyarmak (uyuşturucu ile)
hop [uk] f. çekip gitmek
hop [uk] f. basıp gitmek
hop [uk] f. sözlü veya fiziksel saldırıda bulunmak
hop [uk] f. şiddetle eleştirmek
British Slang
hop the wag f. dersi asmak
hop the wag f. okulu kırmak
hop the wag f. okulu asmak