|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
hop-picker i.
|
şerbetçiotu toplayan kimse |
|
|
2 |
Genel |
hop-picker i.
|
şerbetçiotu toplamaya yarayan makine |
|
3 |
Genel |
hop count i.
|
sekme sayısı |
|
4 |
Genel |
hip hop culture i.
|
hip hop kültürü |
|
5 |
Genel |
trip-hop i.
|
temposu düşük bir elektronik müzik türü |
|
6 |
Genel |
hop kiln i.
|
şerbetçiotu işleme tesisi |
|
7 |
Genel |
record hop i.
|
danslı konser |
|
8 |
Genel |
record hop i.
|
dinleyicilerin dans da edebildiği konser |
|
9 |
Genel |
toll hop i.
|
değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen tahıl miktarını ölçmekte kullanılan tabak |
|
10 |
Genel |
hip-hop i.
|
1980'lerde new york'da ortaya çıkmış bir gençlik kültürü |
|
11 |
Genel |
hop, step, and jump i.
|
kısa mesafe |
|
12 |
Genel |
hop-thumb i.
|
cüce |
|
13 |
Genel |
hop-thumb i.
|
çok kısa kimse |
|
14 |
Genel |
lindy hop i.
|
lindy hop dansı |
|
15 |
Genel |
lindy hop i.
|
1920'lerin sonunda ortaya çıkmış, çift olarak yapılan canlı bir caz dansı |
|
16 |
Genel |
hop on f.
|
binmek |
|
17 |
Genel |
hop it f.
|
yaylanmak |
|
18 |
Genel |
cause to hop f.
|
sektirmek |
|
19 |
Genel |
hop off f.
|
gitmek |
|
20 |
Genel |
hop on f.
|
atlamak |
|
21 |
Genel |
hop up f.
|
kuvvetlendirmek |
|
22 |
Genel |
hop it f.
|
gitmek |
|
23 |
Genel |
hop up f.
|
kamçılamak |
|
24 |
Genel |
hop up f.
|
sıçramak |
|
25 |
Genel |
hop to it f.
|
koyulmak |
|
26 |
Genel |
hop up f.
|
uyarıcı vermek |
|
27 |
Genel |
make hop f.
|
sektirmek |
|
28 |
Genel |
hop off f.
|
yaylanmak |
|
29 |
Genel |
hop on the train f.
|
trene binmek |
|
30 |
Genel |
keep someone on the hop f.
|
diken üstünde tutmak |
|
31 |
Genel |
hop on a bus f.
|
otobüse atlamak |
|
32 |
Genel |
spy-hop f.
|
sudan sıçrayıp etrafı görmek |
|
33 |
Genel |
spy-hop f.
|
etrafı görmek için zıplamak |
|
34 |
Genel |
table-hop f.
|
tanıdık ve arkadaşları selamlamak amacıyla bir lokanta ya da gece kulubündeki masalar arasında dolaşmak |
|
35 |
Genel |
take a hop f.
|
çarpma etkisiyle sıçramak |
|
36 |
Genel |
take a hop f.
|
sekmek |
|
37 |
Genel |
bar hop f.
|
o bar senin bu bar benim gezmek |
|
38 |
Genel |
bed–hop f.
|
önüne gelenle yatmak |
|
39 |
Genel |
hop-skip f.
|
hafifçe zıplamak |
|
40 |
Genel |
island hop f.
|
adadan adaya seyahat etmek |
|
41 |
Genel |
island hop f.
|
(askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek |
|
42 |
Genel |
island–hop f.
|
adadan adaya seyahat etmek |
|
43 |
Genel |
island–hop f.
|
(askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek |
|
44 |
Genel |
hop it! ünl.
|
bas git! |
|
45 |
Genel |
-hop snk.
|
ardı ardına bir gruptan diğerine gitme anlamı veren son ek |
|
46 |
Genel |
hop (high oxygen pressure) kısalt.
|
yüksek oksijen basıncı |
|
Phrasals |
|
47 |
Öbek Fiiller |
hop on to f.
|
binmek |
|
48 |
Öbek Fiiller |
hop out f.
|
basıp gitmek |
|
49 |
Öbek Fiiller |
hop up f.
|
daha sağlamlaştırmak |
|
50 |
Öbek Fiiller |
hop up f.
|
daha sağlam olmasını sağlamak |
|
51 |
Öbek Fiiller |
hop out f.
|
çekip gitmek |
|
52 |
Öbek Fiiller |
hop on f.
|
hop diye atlamak |
|
53 |
Öbek Fiiller |
hop up f.
|
kuvvetlendirmek |
|
54 |
Öbek Fiiller |
hop in f.
|
(araba vb'ye) atlamak |
|
55 |
Öbek Fiiller |
hop in f.
|
(araba vb'ye) girmek |
|
56 |
Öbek Fiiller |
hop on f.
|
üzerine binmek |
|
57 |
Öbek Fiiller |
hop in f.
|
(araba vb'ye) binmek |
|
58 |
Öbek Fiiller |
hop up to (someone or something) f.
|
sıçrayarak/sekerek (birine veya bir şeye) ulaşmak |
|
59 |
Öbek Fiiller |
hop up to (someone or something) f.
|
sıçrayarak/sekerek (birine veya bir şeye) gelmek |
|
60 |
Öbek Fiiller |
hop into f.
|
(birine) saldırmak |
|
61 |
Öbek Fiiller |
hop into f.
|
(göreve) başlamak |
|
62 |
Öbek Fiiller |
hop into f.
|
(işe) koyulmak |
|
63 |
Öbek Fiiller |
hop off f.
|
uçmak |
|
64 |
Öbek Fiiller |
hop off f.
|
inmek/atlamak (bisikletten/attan) |
|
65 |
Öbek Fiiller |
hop into (something) f.
|
(arabaya) atlamak |
|
66 |
Öbek Fiiller |
hop into (something) f.
|
(arabaya) binmek |
|
67 |
Öbek Fiiller |
hop into (something) f.
|
(arabaya) girmek |
|
68 |
Öbek Fiiller |
hop in (something) f.
|
(arabaya) atlamak |
|
69 |
Öbek Fiiller |
hop in (something) f.
|
(arabaya) binmek |
|
70 |
Öbek Fiiller |
hop in (something) f.
|
(arabaya) girmek |
|
71 |
Öbek Fiiller |
hop off (of something) f.
|
(bir şeyden) inmek/atlamak |
|
72 |
Öbek Fiiller |
hop onto (something) f.
|
(bir şeye) binmek/atlamak |
|
73 |
Öbek Fiiller |
hop on (something) f.
|
(bir şeye) binmek/atlamak |
|
74 |
Öbek Fiiller |
hop something up f.
|
bir makineyi kuvvetlendirmek |
|
75 |
Öbek Fiiller |
hop something up f.
|
bir şeyin gücünü artırmak |
|
76 |
Öbek Fiiller |
hop something up f.
|
(daha hızlı gitmesi için) araba motorunu değiştirmek |
|
77 |
Öbek Fiiller |
hop something up f.
|
bir şeyin performansını yükseltmek |
|
78 |
Öbek Fiiller |
hop something up f.
|
bir şeyi gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak |
|
Phrases |
|
79 |
İfadeler |
hop-by-hop expr.
|
adım adım |
|
80 |
İfadeler |
hop-by-hop expr.
|
durak durak |
|
Proverb |
|
81 |
Atasözü |
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop)
|
olmayacak duaya amin denmez |
|
82 |
Atasözü |
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop)
|
teyzemin sakalı olsa dayım olurdu |
|
83 |
Atasözü |
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop)
|
ninemin sakalı olsa dedem olurdu |
|
84 |
Atasözü |
if frogs had wings, they wouldn't bump their butts (when they hop)
|
halamın sakalı olsa amcam olurdu |
|
Colloquial |
|
85 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
tavşan gibi hoplama/zıplama |
|
86 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplama/zıplama |
|
87 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
arabayı hoplatma |
|
88 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
araba giderken ani bir fren yaparak arabayı/içindekileri ileri doğru sarsma |
|
89 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
bisikleti zıplatma |
|
90 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatma |
|
91 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
bisiklet rotasında/pistinde üstünden atlayarak geçilen engel |
|
92 |
Konuşma Dili |
bunny hop i.
|
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için yapılan küçük zıplama/sıçrama |
|
93 |
Konuşma Dili |
sock hop [dated] i.
|
okulun spor salonunda düzenlenen okul dansı (1950'lerde spor salonunun zemini bozulmasın diye öğrenciler ayakkabılarını çıkarıp çorapla dans ederdi) |
|
94 |
Konuşma Dili |
sock hop i.
|
herkesin çorapla dans ettiği dans partisi |
|
95 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
tavşan gibi hoplama/zıplamak |
|
96 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
hafifçe çömelmiş durumdayken ileri doğru yapılan hoplamak/zıplamak |
|
97 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
arabayı hoplatmak |
|
98 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
araba giderken ani bir fren yaparak arabayı/içindekileri ileri doğru sarsmak |
|
99 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
bisikleti zıplatmak |
|
100 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
pedallar üzerinde dururken bisikleti hafifçe zıplatmak |
|
101 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
bisiklet rotasındaki/pistindeki bir engelin üstünden zıplayarak geçmek |
|
102 |
Konuşma Dili |
bunny hop f.
|
buz pateninde bir hareket sırasında veya öncesinde hız kazanmak için sıçramak |
|
103 |
Konuşma Dili |
hop in the shower f.
|
duş almak |
|
104 |
Konuşma Dili |
hop in the shower f.
|
duşa girmek |
|
105 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
çabucak kaçmak |
|
106 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
fırlayıp kaçmak |
|
107 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
fıymak |
|
108 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
koşarak gizlice kaçmak |
|
109 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
savuşmak |
|
110 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
sıvışmak |
|
111 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
toz olmak |
|
112 |
Konuşma Dili |
hop it f.
|
tüymek |
|
113 |
Konuşma Dili |
hop up f.
|
ayağa fırlamak |
|
114 |
Konuşma Dili |
hop up f.
|
bir anda kalkmak |
|
115 |
Konuşma Dili |
hop up f.
|
hızla ayağa kalkmak |
|
116 |
Konuşma Dili |
hop up f.
|
sıçrayarak gelmek |
|
117 |
Konuşma Dili |
hop up f.
|
sekerek gelmek |
|
118 |
Konuşma Dili |
job-hop f.
|
sık sık iş değiştirmek |
|
119 |
Konuşma Dili |
job-hop f.
|
kısa zamanda çok iş almak |
|
120 |
Konuşma Dili |
hop [us] [canada] f.
|
yoğun şekilde çalışmaya başlamak |
|
121 |
Konuşma Dili |
hop off f.
|
yere inmek |
|
122 |
Konuşma Dili |
hop off f.
|
konmak |
|
123 |
Konuşma Dili |
hop off f.
|
durmak |
|
124 |
Konuşma Dili |
hop off f.
|
duraklamak |
|
125 |
Konuşma Dili |
on the hop expr.
|
diken üzerinde |
|
126 |
Konuşma Dili |
hop it! expr.
|
defol git! |
|
127 |
Konuşma Dili |
hop it! expr.
|
hadi yaylan! |
|
128 |
Konuşma Dili |
on the hop expr.
|
endişeli |
|
129 |
Konuşma Dili |
hop it! expr.
|
hadi uza! |
|
130 |
Konuşma Dili |
on the hop expr.
|
hazırlıksız |
|
131 |
Konuşma Dili |
on the hop expr.
|
kaygılı |
|
132 |
Konuşma Dili |
on the hop expr.
|
ne yapacağını bilmez halde |
|
133 |
Konuşma Dili |
hop it! expr.
|
yaylan! |
|
Idioms |
|
134 |
Deyim |
hop-o`-my-thumb i.
|
bastıbacak |
|
135 |
Deyim |
hop-o`-my-thumb i.
|
cüce |
|
136 |
Deyim |
hop on the bandwagon f.
|
bir davaya/harekete/partiye katılmak |
|
137 |
Deyim |
hop to it f.
|
acele etmek |
|
138 |
Deyim |
catch someone on the hop f.
|
birini gafil avlamak |
|
139 |
Deyim |
catch on the hop f.
|
boş anında yakalamak |
|
140 |
Deyim |
catch someone on the hop f.
|
boş bir anında yakalamak |
|
141 |
Deyim |
hop it f.
|
çekip gitmek |
|
142 |
Deyim |
catch on the hop f.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
143 |
Deyim |
catch someone on the hop f.
|
hazırlıksız yakalamak |
|
144 |
Deyim |
hop to it f.
|
elini çabuk tutmak |
|
145 |
Deyim |
hop the twig f.
|
kuyruğu titretmek |
|
146 |
Deyim |
catch on the hop f.
|
kötü bir şey yaparken yakalamak |
|
147 |
Deyim |
catch on the hop f.
|
suçüstü yakalamak |
|
148 |
Deyim |
hop up f.
|
(daha hızlı gitmesi için) araba motorunu değiştirmek |
|
149 |
Deyim |
catch somebody on the hop f.
|
(birini) hazırlıksız yakalamak |
|
150 |
Deyim |
catch somebody on the hop f.
|
(birini) gafil avlamak |
|
151 |
Deyim |
hop the twig [obsolete] f.
|
ölmek |
|
152 |
Deyim |
hop the twig [obsolete] f.
|
hızla terk etmek |
|
153 |
Deyim |
hop the twig [obsolete] f.
|
aceleyle terk etmek |
|
154 |
Deyim |
hop the twig [obsolete] f.
|
anında terk etmek |
|
155 |
Deyim |
hop the twig [obsolete] f.
|
bir anda terk etmek |
|
156 |
Deyim |
hop the stick f.
|
ölmek |
|
157 |
Deyim |
hop the stick f.
|
hızla terk etmek |
|
158 |
Deyim |
hop the stick f.
|
aceleyle terk etmek |
|
159 |
Deyim |
hop the stick f.
|
anında terk etmek |
|
160 |
Deyim |
hop the stick f.
|
bir anda terk etmek |
|
161 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
hazırlıksız yakalanmak |
|
162 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
gafil avlanmak |
|
163 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
habersiz yakalanmak |
|
164 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
umulmadık bir anda yakalanmak |
|
165 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
beklenmedik bir anda yakalanmak |
|
166 |
Deyim |
be caught on the hop f.
|
şaşakalmak |
|
167 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birini) kötü bir zamanda yakalamak |
|
168 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birine) kötü bir zamanda denk gelmek |
|
169 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birinin) kötü bir zamanına denk gelmek |
|
170 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birini) zamansız/uygun olmayan bir zamanda yakalamak |
|
171 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birine) uygun olmayan bir zamanda denk gelmek |
|
172 |
Deyim |
catch (one) on the hop f.
|
(birini) meşgulken yakalamak |
|
173 |
Deyim |
keep (one) on the hop f.
|
(birini) diken üstünde tutmak |
|
174 |
Deyim |
keep (one) on the hop f.
|
(birini) sürekli meşgul tutmak |
|
175 |
Deyim |
keep (one) on the hop f.
|
(birini) sürekli ayakta/ayık tutmak |
|
176 |
Deyim |
keep (one) on the hop f.
|
(birini) sürekli aktif/tetikte tutmak |
|
177 |
Deyim |
caught on the hop s.
|
gafil avlanmış |
|
178 |
Deyim |
caught on the hop s.
|
hazırlıksız yakalanmış |
|
179 |
Deyim |
caught on the hop s.
|
umulmadık bir anda yakalanmış |
|
180 |
Deyim |
caught on the hop s.
|
habersiz yakalanmış |
|
181 |
Deyim |
caught on the hop s.
|
beklenmedik bir anda yakalanmış |
|
182 |
Deyim |
hop to it! expr.
|
acele et! |
|
183 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
birkaç adım mesafe/mesafede |
|
184 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
çok kısa mesafe |
|
185 |
Deyim |
hop to it! expr.
|
elini çabuk tut! |
|
186 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
çok benzer |
|
187 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
çok az farklı |
|
188 |
Deyim |
a hop and a skip expr.
|
çok benzer |
|
189 |
Deyim |
a hop and a skip expr.
|
çok az farklı |
|
190 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
çok yakın |
|
191 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
birkaç adım mesafe/mesafede |
|
192 |
Deyim |
a hop, skip, and a jump expr.
|
çok kısa mesafe |
|
193 |
Deyim |
a hop and a skip expr.
|
çok yakın |
|
194 |
Deyim |
a hop and a skip expr.
|
birkaç adım mesafe/mesafede |
|
195 |
Deyim |
a hop and a skip expr.
|
çok kısa mesafe |
|
Speaking |
|
196 |
Konuşma |
my favorite type of music is hip-hop expr.
|
sevdiğim müzik türü hip-hop |
|
Technical |
|
197 |
Teknik |
hop-count threshold i.
|
atlama sayısı eşiği |
|
198 |
Teknik |
hop-by-hop positioning i.
|
dağıtık ve atlayarak yerleştirme |
|
Computer |
|
199 |
Bilgisayar |
hop count i.
|
atlama sayısı |
|
200 |
Bilgisayar |
hop count i.
|
hoplama sayısı |
|
201 |
Bilgisayar |
channel hop i.
|
kanal atlama |
|
202 |
Bilgisayar |
hop count i.
|
sekme sayısı |
|
203 |
Bilgisayar |
next hop i.
|
sonraki durak |
|
204 |
Bilgisayar |
next hop i.
|
sonraki atlama |
|
205 |
Bilgisayar |
hop off f.
|
(ağ aktarımında) bir ağdan diğerine gitmek |
|
Telecom |
|
206 |
Telekom |
head end hop off i.
|
ana dağıtım panoları arasındaki mesafe |
|
207 |
Telekom |
tail end hop off i.
|
hat sonları arası mesafe |
|
208 |
Telekom |
per-hop behaviour i.
|
per-hop davranışı |
|
Television |
|
209 |
Televizyon |
channel-hop f.
|
kumanda ile televizyon kanallarını peş peşe geçmek |
|
210 |
Televizyon |
channel-hop f.
|
zaplamak |
|
211 |
Televizyon |
channel-hop f.
|
televizyon kanalları arasında sörf yapmak |
|
212 |
Televizyon |
channel-hop f.
|
İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık seyahat etmek |
|
213 |
Televizyon |
channel-hop f.
|
İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık gidip gelmek |
|
Woodworking |
|
214 |
Ağaç İşleri |
hop hornbeam i.
|
amerika kayacığı ağacının sert odunu |
|
Automotive |
|
215 |
Otomotiv |
axle hop i.
|
aks sıçraması |
|
216 |
Otomotiv |
wheel hop i.
|
tekerlek sıçraması |
|
217 |
Otomotiv |
wheel hop i.
|
tekerlek sıçraması |
|
218 |
Otomotiv |
hop up f.
|
modifiye etmek |
|
Medical |
|
219 |
Medikal |
hop disease i.
|
şerbetçi otu hastalığı |
|
Parasitology |
|
220 |
Parazitbilim |
hop flea (haltica concinna) i.
|
şerbetçiotu bitkisi için çok zararlı olan küçük bir bit |
|
221 |
Parazitbilim |
hop fly (phorodon humuli) i.
|
şerbetçiotu yaprakbiti |
|
222 |
Parazitbilim |
hop moth i.
|
larva hali şerbetçiotu asmaları için çok zararlı olan bir güve |
|
Food Engineering |
|
223 |
Gıda |
hop back i.
|
mayşe süzgeci |
|
Botanic |
|
224 |
Botanik |
hop clover i.
|
şerbetçi otu yoncası |
|
225 |
Botanik |
hop clover i.
|
küçük sarı çiçekleri ve kıvrık siyah tohum zarfları olan, avrupa'ya özgü bir bitki |
|
226 |
Botanik |
american hop (humulus americanus) i.
|
bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki |
|
227 |
Botanik |
native hop i.
|
bazen avrupa şerbetçiotu ile karıştırılan amerika yerlisi bir bitki |
|
228 |
Botanik |
hop marjoram i.
|
geyikotu |
|
229 |
Botanik |
hop marjoram i.
|
girit otu |
|
230 |
Botanik |
low hop clover i.
|
kır tırfılı |
|
231 |
Botanik |
hop trefoil i.
|
kır tırfılı |
|
232 |
Botanik |
old World hop hornbeam i.
|
kayacık ağacı |
|
233 |
Botanik |
wild hop i.
|
şeytan şalgamı |
|
234 |
Botanik |
hop marjoram i.
|
girit kekiği |
|
235 |
Botanik |
eastern hop hornbeam (ostrya virginiana) i.
|
amerika kayacığı |
|
236 |
Botanik |
eastern hop hornbeam (ostrya virginiana) i.
|
gürgen yapraklı kayacık ağacı |
|
237 |
Botanik |
common hop i.
|
şerbetçiotu |
|
238 |
Botanik |
japanese hop (humulus japonicus) i.
|
japon şerbetçiotu |
|
239 |
Botanik |
european hop (ostrya carpinifolia) i.
|
şerbetçi otu |
|
240 |
Botanik |
european hop (ostrya carpinifolia) i.
|
gürgen yapraklı kayacık |
|
241 |
Botanik |
common hop i.
|
şerbetçi otu |
|
242 |
Botanik |
common hop i.
|
gürgen yapraklı kayacık |
|
243 |
Botanik |
hop marjoram (origanum dictamnus) i.
|
girit kekiği |
|
244 |
Botanik |
hop marjoram (origanum dictamnus) i.
|
geyikotu |
|
245 |
Botanik |
hop marjoram (origanum dictamnus) i.
|
girit otu |
|
246 |
Botanik |
hop marjoram (origanum dictamnus) i.
|
girit'e özgü bodur bir aromatik çalı |
|
247 |
Botanik |
common hop i.
|
maya otu |
|
248 |
Botanik |
common hop i.
|
bira çiçeği |
|
249 |
Botanik |
european hop i.
|
maya otu |
|
250 |
Botanik |
european hop i.
|
bira çiçeği |
|
251 |
Botanik |
hop clover i.
|
bitçikotu |
|
252 |
Botanik |
hop clover (trifolium aureum) i.
|
altuni üçgül |
|
253 |
Botanik |
hop clover i.
|
üçgül |
|
254 |
Botanik |
hop clover i.
|
kır üçgülü |
|
255 |
Botanik |
hop trefoil i.
|
üçgül |
|
256 |
Botanik |
hop trefoil i.
|
kır üçgülü |
|
257 |
Botanik |
hop clover i.
|
tatlı yonca |
|
258 |
Botanik |
hop clover i.
|
kara yonca |
|
259 |
Botanik |
hop garden [uk] i.
|
şerbetçiotu tarlası |
|
260 |
Botanik |
hop hornbeam i.
|
amerika kayacığı |
|
261 |
Botanik |
hop tree (ptelia trifoliata) i.
|
geniş meyveleri olan küçük bir amerikan ağacı |
|
262 |
Botanik |
hop trefoil i.
|
yonca cinsine ait çeşitli bitkilere verilen ad |
|
263 |
Botanik |
hop trefoil i.
|
şerbetçiotu yoncası |
|
264 |
Botanik |
hop vine i.
|
şerbetçiotu asması |
|
265 |
Botanik |
hop vine i.
|
şerbetçiotu bitkisi |
|
266 |
Botanik |
european hop i.
|
şerbetçiotu |
|
267 |
Botanik |
european hop i.
|
avrupa'ya özgü olup amerika'da da yetiştirilen, çiçekleri çoğunlukla birayı tatlandırmak için kullanılan bir bitki |
|
Agriculture |
|
268 |
Tarım |
dried hop i.
|
kuru şerbetçiotu |
|
269 |
Tarım |
wet hop i.
|
yaş şerbetçiotu |
|
270 |
Tarım |
hop field i.
|
şerbetçiotu bahçesi |
|
271 |
Tarım |
hop pole i.
|
şerbetçiotu direği |
|
272 |
Tarım |
hop-picking i.
|
şerbetçiotu toplama |
|
Social Sciences |
|
273 |
Sosyal Bilimler |
hip hop i.
|
1980'lerde new york'da ortaya çıkmış bir gençlik kültürü |
|
274 |
Sosyal Bilimler |
hip-hop s.
|
hip-hop kültürüne ait |
|
275 |
Sosyal Bilimler |
hip-hop s.
|
hip-hop kültürüne özgü |
|
Education |
|
276 |
Eğitim |
day hop i.
|
yatısız öğrenci |
|
Geography |
|
277 |
Coğrafya |
hop bottom i.
|
pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri |
|
Sport |
|
278 |
Spor |
hop-step-and-jump i.
|
(atletizmde) üç adım atlama |
|
279 |
Spor |
hop, skip, and jump i.
|
zıpla, sıçra, atla oyunu |
|
280 |
Spor |
bunny hop i.
|
(beyzbolda) yerden seken top |
|
281 |
Spor |
bunny hop i.
|
bir tür dans |
|
282 |
Spor |
long hop i.
|
(vurulması kolay) kötü top |
|
283 |
Spor |
side-straddle hop i.
|
zıplayarak gerçekleştirilen bir ısınma hareketi |
|
Music |
|
284 |
Müzik |
left-field hip hop i.
|
rap ve elektronik müzik tarzlarının sentezlendiği bir müzik türü |
|
285 |
Müzik |
hip hop i.
|
genellikle rap müziği baz alıp funk veya ritim ve blues gibi tarzlardan unsurlar içeren bir müzik tarzı |
|
286 |
Müzik |
hip hop i.
|
rap müzik |
|
287 |
Müzik |
hip-hop i.
|
genellikle rap müziği baz alıp funk veya ritim ve blues gibi tarzlardan unsurlar içeren bir müzik tarzı |
|
288 |
Müzik |
hip-hop i.
|
rap müzik |
|
289 |
Müzik |
golden age hip hop i.
|
bir tür hip hop müzik |
|
Entomology |
|
290 |
Böcek Bilimi |
hop froth fly (aphrophora interrupta) i.
|
şerbetçiotu asmaları için çok zararlı bir yarımkanatlı böcek |
|
Slang |
|
291 |
Argo |
hop joint i.
|
afyon satılan ve içilen yer |
|
292 |
Argo |
hop joint i.
|
afyon ticareti yapılan ve içilen yer |
|
293 |
Argo |
hop joint i.
|
afyon batakhanesi |
|
294 |
Argo |
hop joint i.
|
afyon yuvası |
|
295 |
Argo |
john hop i.
|
polis |
|
296 |
Argo |
john hop i.
|
aynasız |
|
297 |
Argo |
hop the twig f.
|
nalları dikmek |
|
298 |
Argo |
hop up f.
|
performansını yükseltmek |
|
299 |
Argo |
hop up f.
|
gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak |
|
300 |
Argo |
hop up f.
|
bir maddenin kafasını yaşamak |
|
301 |
Argo |
hop up f.
|
bir uyuşturucunun kafasında olmak |
|
302 |
Argo |
hop up f.
|
kafası yüksek/dumanlı olmak |
|
303 |
Argo |
hop up f.
|
kafası iyi olmak |
|
304 |
Argo |
hop up f.
|
uyuşturmak (uyuşturucu ile) |
|
305 |
Argo |
hop up f.
|
uyarmak (uyuşturucu ile) |
|
306 |
Argo |
hop [uk] f.
|
çekip gitmek |
|
307 |
Argo |
hop [uk] f.
|
basıp gitmek |
|
308 |
Argo |
hop [uk] f.
|
sözlü veya fiziksel saldırıda bulunmak |
|
309 |
Argo |
hop [uk] f.
|
şiddetle eleştirmek |
|
British Slang |
|
310 |
İngiliz Argosu |
hop the wag f.
|
dersi asmak |
|
311 |
İngiliz Argosu |
hop the wag f.
|
okulu kırmak |
|
312 |
İngiliz Argosu |
hop the wag f.
|
okulu asmak |
|