|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
ilginç olmayan |
uninteresting s.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
ilginç şey |
curiosity i.
|
|
3 |
Genel |
ilginç şey |
curio i.
|
|
4 |
Genel |
ilginç şeyler ve harikalar |
curiosities and wonders i.
|
|
5 |
Genel |
ilginç tip |
crackpot i.
|
|
6 |
Genel |
ilginç ihtiyar |
geezer i.
|
|
7 |
Genel |
ilginç tip |
specimen i.
|
|
8 |
Genel |
ilginç tip |
gink i.
|
|
9 |
Genel |
ilginç tip |
original i.
|
|
10 |
Genel |
ilginç tip |
quiz i.
|
|
11 |
Genel |
ilginç tip |
kook i.
|
|
12 |
Genel |
ilginç olmama |
boringness i.
|
|
13 |
Genel |
ilginç olma |
exoticness i.
|
|
14 |
Genel |
nadir bulunan ilginç eşyalar |
curiosity i.
|
|
15 |
Genel |
ilginç antika sanat eseri |
a piece of money i.
|
|
16 |
Genel |
ilginç hikayeler |
interesting stories i.
|
|
17 |
Genel |
ilginç insanlar |
interesting people i.
|
|
18 |
Genel |
ilginç bir hikaye |
an interesting story i.
|
|
19 |
Genel |
ilginç kitap |
interesting book i.
|
|
20 |
Genel |
ilginç makale |
interesting article i.
|
|
21 |
Genel |
ilginç rüyalar |
interesting dreams i.
|
|
22 |
Genel |
ilginç gerçekler |
fun facts i.
|
|
23 |
Genel |
ilginç bir adam |
an interesing man i.
|
|
24 |
Genel |
ilginç olmayan kasaba |
tank town i.
|
|
25 |
Genel |
ilginç olmayan kimse |
nullity i.
|
|
26 |
Genel |
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar ekleme |
embroidery i.
|
|
27 |
Genel |
ilginç olmama |
uninterestingness i.
|
|
28 |
Genel |
küçük ilginç haber, bilgi veya söz |
snippet i.
|
|
29 |
Genel |
ilginç olmama |
unoriginality i.
|
|
30 |
Genel |
ilginç şey |
zinger i.
|
|
31 |
Genel |
ilginç olay |
happening i.
|
|
32 |
Genel |
ilginç, eğlenceli veya önemli şey |
happening i.
|
|
33 |
Genel |
ilginç deneyim |
head trip i.
|
|
34 |
Genel |
ilginç kimse |
grip i.
|
|
35 |
Genel |
ilginç geçmiş |
history i.
|
|
36 |
Genel |
ilginç şey |
oddity i.
|
|
37 |
Genel |
ilginç manzara |
gapeseed i.
|
|
|
38 |
Genel |
ilginç şeyler |
curiosa i.
|
|
39 |
Genel |
(seyahatlerde hediyelik eşya olarak alınan) ilginç süs eşyası |
curiosity i.
|
|
40 |
Genel |
ilginç ihtimal |
intriguing possibility i.
|
|
41 |
Genel |
ilginç olasılık |
intriguing possibility i.
|
|
42 |
Genel |
ilginç bilgi |
fun fact i.
|
|
43 |
Genel |
ilginç olay |
start i.
|
|
44 |
Genel |
ilginç yerleri ziyaret etmek |
see the sights f.
|
|
45 |
Genel |
ilginç kılmak |
make something interesting f.
|
|
46 |
Genel |
ilginç yerleri ziyaret etmek |
do the sights f.
|
|
47 |
Genel |
ilginç yerleri gezmek |
sightsee f.
|
|
48 |
Genel |
ilginç hale getirmek |
make something interesting f.
|
|
49 |
Genel |
ilginç bulmak |
find something interesting f.
|
|
50 |
Genel |
ilginç gelmek |
interest f.
|
|
51 |
Genel |
ilginç gelmek |
sound interesting f.
|
|
52 |
Genel |
(hikayeyi daha ilginç kılmak için) hayali ayrıntılar eklemek |
embroider f.
|
|
53 |
Genel |
doğaçlamadan, hareketli ve ilginç özelliklerden veya teşvik etme kapasitesinden mahrum bırakmak |
desiccate f.
|
|
54 |
Genel |
ilginç özellikler eklemek |
sauce f.
|
|
55 |
Genel |
çok ilginç |
engrossing s.
|
|
56 |
Genel |
ilginç/okunası |
readable s.
|
|
57 |
Genel |
çok ilginç |
fascinating s.
|
|
58 |
Genel |
elden bırakılmayacak kadar ilginç |
un put downable s.
|
|
59 |
Genel |
çok ilginç |
compelling s.
|
|
60 |
Genel |
ilginç olmayan |
anodyne s.
|
|
61 |
Genel |
ilginç olmayan (kitap/roman) |
unreadable s.
|
|
62 |
Genel |
ilginç olmayan |
unexotic s.
|
|
63 |
Genel |
ilginç olmayan |
bland s.
|
|
64 |
Genel |
ilginç veya önemli içeriği olan |
matterful s.
|
|
65 |
Genel |
ilginç olmayan |
boresome s.
|
|
66 |
Genel |
ilginç bir tarihi olan |
historied s.
|
|
67 |
Genel |
ilginç olmayan |
disinteresting s.
|
|
68 |
Genel |
ilginç olmayan |
sandy s.
|
|
69 |
Genel |
ilginç olmayan |
uninspiring s.
|
|
70 |
Genel |
ilginç biçimde |
interestingly zf.
|
|
71 |
Genel |
çok ilginç olarak |
engrossingly zf.
|
|
72 |
Genel |
ilginç biçimde |
curiously zf.
|
|
73 |
Genel |
ilginç şekilde |
interestingly zf.
|
|
74 |
Genel |
ilginç bir şekilde |
in a kind of funny way zf.
|
|
75 |
Genel |
ilginç olmayan bir şekilde |
uninterestingly zf.
|
|
76 |
Genel |
ilginç olmadan |
uninterestingly zf.
|
|
77 |
Genel |
ilginç olmadan |
unoriginally zf.
|
|
78 |
Genel |
ilginç bir şekilde |
rivetingly zf.
|
|
Phrasals |
|
79 |
Öbek Fiiller |
ilginç hale getirmek için detaylar eklemek/eklemeler yapmak |
embellish with (something) f.
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
ilerledikçe ilginç bir şeye dönüşmek |
unfold into something f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
geliştikçe ilginç bir şey halini almak |
unfold into something f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
salt (something) with (something) f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyle) daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
season (something) with (something) f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
eğlenceli/ilginç hikayelerle arkadaşlarını eğlendirmek |
dine out on f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
bir hikayenin/ilginç bir bilginin ekmeğini yemek |
dine out on f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
bir hikayenin/ilginç bir bilginin ekmeğini yemek |
dine out on something f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
eğlenceli/ilginç hikayelerle yemekte arkadaşlarını eğlendirmek |
dine out on something f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
salt with f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
ile daha ilginç/ilgi çekici hale getirmek |
season with f.
|
|
Phrases |
|
90 |
İfadeler |
ilginç bir şey |
a matter of interest i.
|
|
91 |
İfadeler |
ilginç bir nokta |
it is worth noting that expr.
|
|
92 |
İfadeler |
ilginç olansa... |
what's interesting is that... expr.
|
|
93 |
İfadeler |
ilginç bir özelliğe sahip |
with a difference expr.
|
|
Colloquial |
|
94 |
Konuşma Dili |
ilginç haber |
the scoop [usa] i.
|
|
95 |
Konuşma Dili |
ilginç kimse |
odd bird i.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
ilginç kimse |
strange bird i.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
ilginç kimse |
odd bod i.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
ilginç kimse |
odd-bod i.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
(garip, ilginç, tuhaf) tip |
type i.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
ilginç bir teklif |
an interesting offer i.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
özellikle insanların cinsel davranışlarıyla ilgili ilginç veya şok edici bilgiler |
juicy gossip/details/stories i.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
çok ilginç (biri/bir şey) |
hang of a (someone or something) i.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
ilginç kimse/şey |
hot stuff [uk] i.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
film ve edebiyatta kendi içerisinde tam bir karakter olmak yerine erkek kahramanın kişisel gelişimine katkıda bulunan ve onunla aşk ilişkisi olan sevimli ve ilginç özgür ruhlu kadın karakter |
mpdg (manic pixie dream girl) i.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
heyecan verici/ilginç haber |
buzz i.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
ilginç hikayeler/öyküler anlatmak |
beat banaghan [obsolete] f.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
artık ilginç olmayıp bıkkınlık vermek |
be done to death f.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have more interesting things to do f.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
ilginç olmak |
be out there f.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
(gerçekten) ilginç olmak |
be (really) something f.
|
|
111 |
Konuşma Dili |
pek/hiç ilginç olmamak |
not be any/much good f.
|
|
112 |
Konuşma Dili |
daha ilginç hale getirmek |
sauce up f.
|
|
113 |
Konuşma Dili |
daha ilginç hale getirilmiş |
amped-up s.
|
|
114 |
Konuşma Dili |
ilginç olmayan |
ho-hum s.
|
|
115 |
Konuşma Dili |
şaşırtıcı/ilginç değil mi? |
can you beat it/that? expr.
|
|
116 |
Konuşma Dili |
işin ilginç yanı |
all the more amazing expr.
|
|
117 |
Konuşma Dili |
ilginç bir nokta |
an interesting point expr.
|
|
118 |
Konuşma Dili |
işin ilginç kısmı |
here's the interesting part expr.
|
|
119 |
Konuşma Dili |
ne ilginç! |
how quaint! expr.
|
|
120 |
Konuşma Dili |
biri/bir şey hakkında ilginç bir şey |
something about someone or something expr.
|
|
121 |
Konuşma Dili |
ilginç bir şey var mı? |
anything going on? expr.
|
|
122 |
Konuşma Dili |
ilginç olan şu ki |
strangely, enough expr.
|
|
123 |
Konuşma Dili |
pek ilginç/eğlenceli/değişik bir şey yok |
not a (whole) lot expr.
|
|
124 |
Konuşma Dili |
ilginç bir şey |
quite something expr.
|
|
125 |
Konuşma Dili |
işte bu ilginç bir olay |
that's one for the (record) book expr.
|
|
126 |
Konuşma Dili |
işte bu ilginç bir olay |
that's one for the (record) books expr.
|
|
127 |
Konuşma Dili |
çok ilginç |
how about that, then exclam.
|
|
128 |
Konuşma Dili |
çok şaşırtıcı/ilginç değil mi? |
how about that? exclam.
|
|
Idioms |
|
129 |
Deyim |
ilginç insan |
a queer fish i.
|
|
130 |
Deyim |
ilginç ayrıntılar |
the gory details i.
|
|
131 |
Deyim |
yoldan geçenlerin bakışlarını çekecek kadar güzel veya ilginç olan kişi ya da nesne |
head turner i.
|
|
132 |
Deyim |
ilginç insan |
an odd fish [uk] i.
|
|
133 |
Deyim |
ilginç insan |
a queer fish [uk] i.
|
|
134 |
Deyim |
ilginç insan |
an odd fish [uk] i.
|
|
135 |
Deyim |
ilginç insan |
a queer fish [uk] i.
|
|
136 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyler |
bigger fish to fry i.
|
|
137 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyler |
other fish to fry i.
|
|
138 |
Deyim |
ilginç bir hal almak |
catch fire f.
|
|
139 |
Deyim |
(birine) ilginç/enteresan gelmek |
ring (one's) bell f.
|
|
140 |
Deyim |
(birine) ilginç/enteresan gelmek |
ring someone's bell [us] f.
|
|
141 |
Deyim |
ilginç hale getirmek |
bring something alive f.
|
|
142 |
Deyim |
ilginç olmamak |
not worth writing home about f.
|
|
143 |
Deyim |
daha ilginç kılmak |
colour up f.
|
|
144 |
Deyim |
güzel görünse de ilginç olmamak |
be all fur coat and no knickers f.
|
|
145 |
Deyim |
ilginç/iyi/cazip bir fikir olmak |
have a ring to it f.
|
|
146 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have bigger fish to fry f.
|
|
147 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have other fish to fry f.
|
|
148 |
Deyim |
(çok ilginç bir şeye) bakmak |
get a load of f.
|
|
149 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have more important fish to fry f.
|
|
150 |
Deyim |
en ilginç/heyecan verici yerlerini ziyaret etmek |
hit the high spots f.
|
|
151 |
Deyim |
(pek) ilginç olmamak |
be nothing (much) to write home about f.
|
|
152 |
Deyim |
ilginç olmamak |
be nothing to shout about f.
|
|
153 |
Deyim |
pek ilginç olmamak |
be nothing to write home about f.
|
|
154 |
Deyim |
pek ilginç olmamak |
be not much to write home about f.
|
|
155 |
Deyim |
ilginç hikayeler anlatmak |
beat banagher [obsolete] f.
|
|
156 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have better/bigger/other fish to fry f.
|
|
157 |
Deyim |
yapacak daha ilginç şeyleri olmak |
have better fish to fry f.
|
|
158 |
Deyim |
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak |
have an eyeful (of something) [uk] f.
|
|
159 |
Deyim |
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak |
get an eyeful (of something) [uk] f.
|
|
160 |
Deyim |
yapacak daha önemli/ilginç işleri olmak |
have other cats to whip f.
|
|
161 |
Deyim |
iyi, ilginç anları olmak |
have its moments f.
|
|
162 |
Deyim |
iyi, ilginç olduğu anlar olmak |
have its moments f.
|
|
163 |
Deyim |
ilginç bir şekilde (bir şeye) benzemek |
look suspiciously like (something) f.
|
|
164 |
Deyim |
ilginç bir şekilde (bir şeye) benzemek |
look/sound suspiciously like something f.
|
|
165 |
Deyim |
(birine) ilginç/enteresan gelmek |
ring (one's) bells f.
|
|
166 |
Deyim |
ilginç olmayan |
not much to boast about s.
|
|
167 |
Deyim |
tuhaf ve ilginç |
odd and curious s.
|
|
168 |
Deyim |
dünyada eşi benzeri olmayacak kadar ilginç |
like nothing on earth expr.
|
|
169 |
Deyim |
ilginç olmayan |
for the birds expr.
|
|
170 |
Deyim |
işte bu ilginç |
there's one for (record) the book [us] expr.
|
|
171 |
Deyim |
işte bu ilginç |
there's one for (record) the books [us] expr.
|
|
172 |
Deyim |
bu ilginç işte! |
If don't that beat all! exclam.
|
|
Speaking |
|
173 |
Konuşma |
amma da ilginç |
how interesting i.
|
|
174 |
Konuşma |
bugün çok ilginç bir şey oldu |
something really interesting happened today expr.
|
|
175 |
Konuşma |
bu ilginç işte |
that's is interesting expr.
|
|
176 |
Konuşma |
bunu çok ilginç bulacaksın |
you'll find this very interesting expr.
|
|
177 |
Konuşma |
bunu ilginç kılan |
what makes this interesting is expr.
|
|
178 |
Konuşma |
bu ilginç işte! |
don't that just beat all! expr.
|
|
179 |
Konuşma |
bu ilginç işte! |
that beats everything! expr.
|
|
180 |
Konuşma |
bu ilginç işte! |
If that don't beat all! expr.
|
|
181 |
Konuşma |
bu gerçekten ilginç |
that's really interesting expr.
|
|
182 |
Konuşma |
çok ilginç |
how about that? expr.
|
|
183 |
Konuşma |
işte bu ilginç! |
there's one for the books! expr.
|
|
184 |
Konuşma |
işin ilginç tarafı |
the funny part is that expr.
|
|
185 |
Konuşma |
işin ilginç yanı |
the funny part is that expr.
|
|
186 |
Konuşma |
işte bu ilginç! |
there's a turn-up for the books! expr.
|
|
187 |
Konuşma |
işte bu ilginç! |
that's one for the books! expr.
|
|
188 |
Konuşma |
işte bu ilginç! |
that's a turn-up for the books! expr.
|
|
189 |
Konuşma |
ne kadar ilginç |
how interesting expr.
|
|
190 |
Konuşma |
yakınlarda yürünebilecek ilginç yerler var mı? |
are there any interesting places to walk nearby? expr.
|
|
191 |
Konuşma |
yakınlarda ilginç yürüyüş yerleri var mı? |
are there any interesting walks nearby? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
192 |
Ticaret/Ekonomi |
reklamı ilginç kılan özellik |
gimmick i.
|
|
Zoology |
|
193 |
Zooloji |
hindistan ve sri lanka'da yaşayan, ilginç büyük kulakları ve burnu olan küçük bir yarasa |
lyre bat i.
|
|
Archaic |
|
194 |
Eski Kullanım |
ilginç ve önemli fikirlerle dolu (yazar veya kitap) |
matterful s.
|
|
Slang |
|
195 |
Argo |
ilginç tip |
kook i.
|
|
196 |
Argo |
gösteriş ve tarz yerine işlevselliğin ön planda olduğu sıkıcı/ilginç olmayan araba |
nerd mobile i.
|
|
197 |
Argo |
daha ilginç/heyecan verici hale getirmek |
sex up f.
|
|
198 |
Argo |
çok ilginç olmak |
happen f.
|
|
199 |
Argo |
son derece ilginç |
awesome sauce exclam.
|
|
British Slang |
|
200 |
İngiliz Argosu |
ilginç kimse/şey |
bobby-dazzler i.
|
|
Modern Slang |
|
201 |
Modern Argo |
işte sonra herkes öldü (ilginç olmayan bir hikayeyi hızlıca bitirmek için kullanılan bir ifade) |
and then everyone died... expr.
|
|