|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
kıvrımlı iplik kılavuzu |
loop thread guide i.
|
|
2 |
Genel |
kıvrımlı çizgi |
curlycue i.
|
|
3 |
Genel |
kıvrımlı pist |
serpentine i.
|
|
4 |
Genel |
kıvrımlı tırmık sapı |
snath i.
|
|
5 |
Genel |
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü |
strigil i.
|
|
6 |
Genel |
kıvrımlı olma |
wiggliness i.
|
|
7 |
Genel |
kıvrımlı tasarım oluşturma |
wriggle i.
|
|
8 |
Genel |
eğimli veya kıvrımlı nesne |
bool [dialect] [uk] i.
|
|
9 |
Genel |
kıvrımlı sap |
boul i.
|
|
10 |
Genel |
kıvrımlı şey |
bow i.
|
|
11 |
Genel |
hilalin kıvrımlı kenarları |
horn i.
|
|
12 |
Genel |
tonozun kıvrımlı yüzeyi |
groin i.
|
|
13 |
Genel |
kıvrımlı bölüm |
round i.
|
|
14 |
Genel |
kıvrımlı yüzeyin bir diğer yüzey ile birleşimi |
runout i.
|
|
15 |
Genel |
armanın en üst bölümü ile en alt bölümünden başlayan iki ayrı kıvrımlı çizginin orta kısımda birleştiği hanedan arması |
gore i.
|
|
16 |
Genel |
kıvrımlı nesne |
circumvolution i.
|
|
17 |
Genel |
içe kıvrımlı olma |
incurvity [obsolete] i.
|
|
18 |
Genel |
çok kıvrımlı nesne |
curliewurlie i.
|
|
|
19 |
Genel |
kıvrımlı vücuda sahip olma |
curvaceousness i.
|
|
20 |
Genel |
kıvrımlı vücuda sahip olma |
voluptuousness i.
|
|
21 |
Genel |
kıvrımlı harfler içeren tuhaf el yazısı |
pothook i.
|
|
22 |
Genel |
kıvrımlı bölümü olan çatı kiremidi |
flap tile i.
|
|
23 |
Genel |
partilerde kullanılan kıvrımlı kurdele |
serpentine i.
|
|
24 |
Genel |
partilerde kullanılan kıvrımlı kurdele |
serpentin i.
|
|
25 |
Genel |
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları |
shard i.
|
|
26 |
Genel |
tüfsü tortuların keskin kıvrımlı cam parçaları |
sheard [obsolete] i.
|
|
27 |
Genel |
kıvrımlı hareket |
sinuosity i.
|
|
28 |
Genel |
(kıvrımlı bir şeyi) düzleştirmek |
unpleat f.
|
|
29 |
Genel |
kıvrımlı yol izlemek |
boomerang f.
|
|
30 |
Genel |
kıvrımlı görünecek şekilde ince ince kesmek |
curl f.
|
|
31 |
Genel |
kıvrımlı süs oluşturmak |
curlicue f.
|
|
32 |
Genel |
kıvrımlı hatlara sahip |
curvaceous s.
|
|
33 |
Genel |
en kıvrımlı |
wiggliest s.
|
|
34 |
Genel |
daha kıvrımlı |
wigglier s.
|
|
35 |
Genel |
daha kıvrımlı |
wrinklier s.
|
|
36 |
Genel |
daha kıvrımlı |
wrigglier s.
|
|
37 |
Genel |
en kıvrımlı |
wriggliest s.
|
|
38 |
Genel |
en kıvrımlı |
wrinkliest s.
|
|
39 |
Genel |
çok kıvrımlı |
multifold s.
|
|
40 |
Genel |
iki kıvrımlı |
bilamellated s.
|
|
41 |
Genel |
kıvrımlı hatlara sahip |
curvy s.
|
|
42 |
Genel |
tek kıvrımlı |
uniplicate s.
|
|
43 |
Genel |
dışa doğru kıvrımlı |
bellying s.
|
|
44 |
Genel |
kıvrımlı yüzeyi olan |
mat s.
|
|
45 |
Genel |
kaba, kıvrımlı veya pürüzlü bir yüzeyi olan |
matte s.
|
|
46 |
Genel |
küçük ve yuvarlak kıvrımlı (kumaş) |
quilled s.
|
|
47 |
Genel |
hafif kıvrımlı |
fair s.
|
|
48 |
Genel |
kendi içerisinde kıvrımlı |
revolute s.
|
|
49 |
Genel |
içe kıvrımlı |
incurved s.
|
|
50 |
Genel |
çok kıvrımlı (yol) |
winding s.
|
|
51 |
Genel |
(ahşap yapısı) kıvrımlı lifli |
curly s.
|
|
52 |
Genel |
kıvrımlı lifli ahşap yapısına sahip |
curly s.
|
|
53 |
Genel |
kıvrımlı hatları olan |
curvey s.
|
|
54 |
Genel |
kıvrımlı hatlara sahip |
curvilineal s.
|
|
55 |
Genel |
sol kıvrımlı |
sinistrodextral s.
|
|
56 |
Genel |
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip |
synclinical s.
|
|
57 |
Genel |
kıvrımlı bir şekilde |
torsionally zf.
|
|
58 |
Genel |
kıvrımlı bir şekilde |
curlingly zf.
|
|
59 |
Genel |
kıvrımlı vücut hatlarıyla |
curvaceously zf.
|
|
Phrasals |
|
60 |
Öbek Fiiller |
kıvrımlı bir şeylerle dolu olmak |
writhe with something f.
|
|
Idioms |
|
61 |
Deyim |
kıvrımlı hatlara sahip olmak |
have curves in all the right places f.
|
|
Technical |
|
62 |
Teknik |
yayla enerjilendirilmiş conta veya kıvrımlı conta |
spring energized seal i.
|
|
63 |
Teknik |
çift kıvrımlı ek |
double-lock seam i.
|
|
64 |
Teknik |
kıvrımlı hortum |
corrugated hose i.
|
|
65 |
Teknik |
kıvrımlı iplik |
looped yarn i.
|
|
66 |
Teknik |
kıvrımlı demir |
corrugated iron i.
|
|
67 |
Teknik |
kıvrımlı tabakalar |
contorted strata i.
|
|
68 |
Teknik |
kıvrımlı kanal |
sinuous canal i.
|
|
69 |
Teknik |
kıvrımlı pelüş |
looping plush i.
|
|
70 |
Teknik |
kıvrımlı lifler |
crimped fibres i.
|
|
71 |
Teknik |
kıvrımlı katmanlar |
contorted strata i.
|
|
72 |
Teknik |
kıvrımlı biçim |
revolution [obsolete] i.
|
|
73 |
Teknik |
kıvrımlı yol |
revolution [obsolete] i.
|
|
74 |
Teknik |
kaz boynu gibi kıvrımlı olan şey |
goose neck i.
|
|
75 |
Teknik |
dinamo kutuplarının genellikle kıvrımlı olan ucu |
shoe i.
|
|
76 |
Teknik |
kıvrılmış metalde kıvrımlı yüzey hattı |
snake i.
|
|
77 |
Teknik |
katlı kıvrımlı |
plicated s.
|
|
78 |
Teknik |
(çıkıntı) ince, uzun ve genellikle kıvrımlı |
cirriform s.
|
|
Computer |
|
79 |
Bilgisayar |
kıvrımlı taş |
carved stone i.
|
|
Telecom |
|
80 |
Telekom |
kıvrımlı kod |
convolutional code i.
|
|
Textile |
|
81 |
Tekstil |
karagül koyununun yeni doğmuş kuzularından elde edilen siyah kıvrımlı kürk |
caracul i.
|
|
82 |
Tekstil |
kıvrımlı iplik kılavuzu |
loop thread-guide i.
|
|
83 |
Tekstil |
kıvrımlı iplik |
looped yarn i.
|
|
84 |
Tekstil |
kıvrımlı pelüş |
looping plush i.
|
|
85 |
Tekstil |
iki kıvrımlı kenarı ortaya doğru birleştirerek oluşturulan pli |
box pleat i.
|
|
86 |
Tekstil |
(kadın elbisesi) kıvrımlı |
grecian s.
|
|
87 |
Tekstil |
yumuşak, kıvrımlı ve işlemeli (kadın elbisesi) |
dressmaker s.
|
|
Architecture |
|
88 |
Mimarlık |
kıvrımlı kemer süslemesi |
accolade i.
|
|
89 |
Mimarlık |
ufak ve kıvrımlı süs |
helix i.
|
|
90 |
Mimarlık |
dekor amaçlı veya rötuş olarak uygulanan düz veya kıvrımlı pervaz |
moulding i.
|
|
Construction |
|
91 |
İnşaat |
çatı kaplamasındaki yalıtım veya döşeme bağlantılarıyla ilişkili olmayan kıvrımlı sırt |
mole run i.
|
|
92 |
İnşaat |
dirençlerini dengelemek için (rayın kıvrımlı bölümlerini) değiştirmek |
compensate f.
|
|
93 |
İnşaat |
çift kıvrımlı |
sigmoidal s.
|
|
Lighting |
|
94 |
Aydınlatma |
çift kıvrımlı tel |
coiled-coil filament i.
|
|
95 |
Aydınlatma |
içi gaz dolu kıvrımlı telli lamba |
coiled filament gas-filled lamp i.
|
|
96 |
Aydınlatma |
tek kıvrımlı tel |
single-coil filament i.
|
|
Furniture |
|
97 |
Mobilya |
yüksek ve kıvrımlı kolçakları olan kısa bacaklı sırtsız kanepe |
recamier i.
|
|
98 |
Mobilya |
antik yunan'da kullanılan, kıvrımlı dışa doğru yayvan bacakları ve çukur bir arkalığı olan iskemle |
klismos i.
|
|
Automotive |
|
99 |
Otomotiv |
kıvrımlı bölge |
hollow i.
|
|
100 |
Otomotiv |
kıvrımlı yol |
wiggly road i.
|
|
Marine |
|
101 |
Denizcilik |
geminin pruvasına yanlamasına yerleştirilmiş kıvrımlı borda kaplaması |
snying i.
|
|
Medical |
|
102 |
Medikal |
iki taraflı kıvrımlı internal karotis arter |
bilateral tortuous internal carotid artery i.
|
|
103 |
Medikal |
proksimal kıvrımlı tübül |
proximal convoluted tubule i.
|
|
104 |
Medikal |
beyinde yer alan kıvrımlı bir yapı |
gyrus cinguli i.
|
|
105 |
Medikal |
basit kıvrımlı tübüler bez |
simple coiled tubular gland i.
|
|
106 |
Medikal |
(proksimal veya distal) kıvrımlı tübül |
convoluted tubule i.
|
|
Anatomy |
|
107 |
Anatomi |
kadın cinsel organının dıştaki dört kıvrımlı dokusundan biri |
labium i.
|
|
108 |
Anatomi |
ayakta bulunan kıvrımlı bir arter |
arcuate artery i.
|
|
109 |
Anatomi |
ayakta bulunan kıvrımlı bir arter |
arteria arcuata i.
|
|
110 |
Anatomi |
böbrekteki kıvrımlı arterler |
arcuate artery of the kidney i.
|
|
111 |
Anatomi |
hipokampusun kıvrımlı ön ucu |
uncus i.
|
|
112 |
Anatomi |
dişin enine kesitinde diş kemiğinin kıvrımlı çizgiler şeklinde görülmesi |
plicidentine i.
|
|
Optics |
|
113 |
Optik |
ışığın büyük nesneler boyunca kıvrımlı yol izlemesi |
curved space i.
|
|
Gastronomy |
|
114 |
Mutfak |
kıvrımlı kısa boru makarna |
maccaroni i.
|
|
Geometry |
|
115 |
Geometri |
kıvrımlı bir yüzeyi her noktası düzleme değecek şekilde yuvarlamak |
develop a curved surface on a plane f.
|
|
Biology |
|
116 |
Biyoloji |
canlı üzerindeki kıvrımlı veya dikenli çıkıntı |
hook i.
|
|
117 |
Biyoloji |
çok kıvrımlı |
polycyclic s.
|
|
118 |
Biyoloji |
çok kıvrımlı dokunaçları olan |
polycyclic s.
|
|
Marine Biology |
|
119 |
Deniz Biyolojisi |
süngerlerin her iki uçta da kıvrımlı olan dikenleri |
chela i.
|
|
120 |
Deniz Biyolojisi |
beyin mercanı gibi kıvrımlı olukları ve çıkıntıları bulunan bir mercan cinsi |
meandrina i.
|
|
121 |
Deniz Biyolojisi |
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı |
sinistrorsal s.
|
|
122 |
Deniz Biyolojisi |
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı |
sinistrorse s.
|
|
123 |
Deniz Biyolojisi |
(tatlısu yumuşakçası) kabuğu kıvrımlı |
sinupallial s.
|
|
124 |
Deniz Biyolojisi |
(tatlısu yumuşakçası) kabuğu kıvrımlı |
sinupalliate s.
|
|
Zoology |
|
125 |
Zooloji |
yukarı kıvrımlı boynuzları olan büyük ve vahşi güney afrika mandası |
cape buffalo (synercus caffer) i.
|
|
126 |
Zooloji |
simit şeklinde kıvrımlı kuyruk |
trundletail i.
|
|
127 |
Zooloji |
kıvrımlı beyin yüzeyleri olan memeli hayvan grubu |
gyrencephalate i.
|
|
128 |
Zooloji |
oryx cinsine ait, yüzünde siyah veya kahverengi lekeler olan, düz veya hafif kıvrımlı boynuzlu çeşitli afrika ve arap antiloplarına verilen ad |
bisa antelope i.
|
|
129 |
Zooloji |
sardinya ve korsika dağlarına özgü, büyük kıvrımlı boynuzları olan bir yaban koyunu |
muflon i.
|
|
130 |
Zooloji |
sardinya ve korsika dağlarına özgü, büyük kıvrımlı boynuzları olan bir yaban koyunu |
mufflon i.
|
|
131 |
Zooloji |
beyin yüzeyleri kıvrımlı olan bir yüksek memeli takımı |
gyrencephala i.
|
|
132 |
Zooloji |
kıvrımlı beyin yüzeyleri olan |
gyrencephalous s.
|
|
133 |
Zooloji |
(böcek) kıvrımlı çıkıntısı olan |
policate s.
|
|
134 |
Zooloji |
(deniz kabuğu) sola kıvrımlı |
sinistrous s.
|
|
Botanic |
|
135 |
Botanik |
abd'nin güneyinden meksika'ya kadar olan bölgede yetişen, mor ve uzun kıvrımlı ağzı ve büyük sarımsı çiçekleri olan yıllık bitki |
ram's horn i.
|
|
136 |
Botanik |
üçgen ya da kalp şeklinde turuncu-sarı çiçekleri ve kıvrımlı yassı tohum zarfları olan, yaprak dökmeyen bir çalı |
native holly (playlobium obtusangulum) i.
|
|
137 |
Botanik |
üçgen ya da kalp şeklinde turuncu-sarı çiçekleri ve kıvrımlı yassı tohum zarfları olan, yaprak dökmeyen bir çalı |
common flat pea i.
|
|
138 |
Botanik |
mor veya mavi çiçekleri olan kıvrımlı bir kaliforniya bitkisi |
turpentine (silphium laciniatum) i.
|
|
139 |
Botanik |
mor veya mavi çiçekleri olan kıvrımlı bir kaliforniya bitkisi |
turpentine weed i.
|
|
140 |
Botanik |
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar |
early morel (verpa bohemica) i.
|
|
141 |
Botanik |
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar |
early false morel i.
|
|
142 |
Botanik |
yüksük benzeri ve kıvrımlı tepesi olan bir mantar |
wrinkled thimble-cap i.
|
|
143 |
Botanik |
meksika'da yetişen kıvrımlı bir bitki |
jalap (ipomoea purga) i.
|
|
144 |
Botanik |
tüm bölgelerde yetişen, çoğunlukla tek veya birkaç kıvrımlı yaprakları, uzun dikenleri ve yeşil çiçekleri olan kara orkidelerinden oluşan büyük bir bitki cinsi |
malaxis i.
|
|
145 |
Botanik |
tüm bölgelerde yetişen, çoğunlukla tek veya birkaç kıvrımlı yaprakları, uzun dikenleri ve yeşil çiçekleri olan kara orkidelerinden oluşan büyük bir bitki cinsi |
genus malaxis i.
|
|
146 |
Botanik |
kıvrımlı gövdelere sahip hoş kokulu büyük bir tırmanıcı bitki |
chinese wistaria (wisteria chinensis) i.
|
|
147 |
Botanik |
akdeniz bölgesine özgü, kıvrımlı veya tırmanıcı dalları ve misk kokulu çiçekleri bulunan bir gül |
musk rose i.
|
|
148 |
Botanik |
akdeniz bölgesine özgü, kıvrımlı veya tırmanıcı dalları ve misk kokulu çiçekleri bulunan bir gül |
rosa moschata i.
|
|
149 |
Botanik |
iki kıvrımlı |
bilamellate s.
|
|
150 |
Botanik |
kıvrımlı çizgileri olan |
gyrose s.
|
|
151 |
Botanik |
(bitki) sola kıvrımlı |
sinistrorsal s.
|
|
152 |
Botanik |
(bitki) sola kıvrımlı |
sinistrorse s.
|
|
Literature |
|
153 |
Edebiyat |
(nehir) kıvrımlı hale getirmek |
serpentize f.
|
|
154 |
Edebiyat |
(nehir) kıvrımlı hale getirmek |
serpentise f.
|
|
History |
|
155 |
Tarih |
kıvrımlı kurdele motifi bulunan hanedan arması |
ribbon i.
|
|
Environment |
|
156 |
Çevre |
geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgarın etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket |
wave i.
|
|
157 |
Çevre |
kıvrımlı dağ dizisi |
folded mountain chain i.
|
|
Geography |
|
158 |
Coğrafya |
kıvrımlı yapı |
folded structure i.
|
|
159 |
Coğrafya |
dağ sırtları arasındaki kıvrımlı ova |
hope i.
|
|
Meteorology |
|
160 |
Meteoroloji |
okyanustan gelen uzun ve kıvrımlı dalga |
beach comber i.
|
|
Geology |
|
161 |
Jeoloji |
az kıvrımlı nehir |
low-sinuosity river i.
|
|
162 |
Jeoloji |
birçok taşın yüzeyinde solucan izleri olarak bilinen kıvrımlı izler |
helminthite i.
|
|
163 |
Jeoloji |
izoklinik kıvrımlı kaya tabakaları sırası |
isocline i.
|
|
164 |
Jeoloji |
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısına sahip |
synclinal s.
|
|
165 |
Jeoloji |
(ortak bir düzlemde sıralanan) kıvrımlı kayaç yapısı ile ilgili |
synclinal s.
|
|
Hunting |
|
166 |
Silah/Atıcılık |
çift kıvrımlı bıçağı ve kulaklı kulpu olan türk kılıcı |
attaghan i.
|
|
Sport |
|
167 |
Spor |
topu atan elin ters yönünde giden topun kıvrımlı seyri |
hook i.
|
|
168 |
Spor |
topu kıvrımlı şekilde elin ters yönünde atma |
hook i.
|
|
169 |
Spor |
topu atan elin ters yönünde kıvrımlı giden bir top |
hook i.
|
|
170 |
Spor |
(kıvrımlı kulvarda gerçekleşen koşularda) tüm koşucuların aynı mesafede koşması için gerçekleştirilen düzenleme |
staggered start i.
|
|
171 |
Spor |
(kıvrımlı kulvarda gerçekleşen koşularda) eşit koşu mesafesi düzenlemesi |
staggered start i.
|
|
Basketball |
|
172 |
Basketbol |
kıvrımlı atış |
hook i.
|
|
Baseball |
|
173 |
Beysbol |
kıvrımlı top |
hook i.
|
|
174 |
Beysbol |
topa kıvrımlı şekilde vurmak |
hook f.
|
|
Art |
|
175 |
Sanat |
özellikle oymacılıkta kullanılan kıvrımlı bir stilize motif |
koru [new zealand] i.
|
|
Music |
|
176 |
Müzik |
altı tuşlu kıvrımlı bir boru |
kent bugle i.
|
|
177 |
Müzik |
altı tuşlu kıvrımlı bir boru |
keyed bugle i.
|
|
178 |
Müzik |
altı tuşlu kıvrımlı bir boru |
key bugle i.
|
|
179 |
Müzik |
altı tuşlu kıvrımlı bir boru |
key-bugle i.
|
|
180 |
Müzik |
kıvrımlı bir tür trompet |
lituus i.
|
|
181 |
Müzik |
yaylı çalgıların kıvrımlı başı |
scroll i.
|
|
182 |
Müzik |
(orkestra şefinin batonunu) kıvrımlı figürlerle süslemek |
twirl f.
|
|
Printery |
|
183 |
Matbaa |
bazı harflerin kıvrımlı bölümü |
bowl i.
|
|
184 |
Matbaa |
bazı harflerin kıvrımlı bölümlerinin içinde kalan kısım |
bowl i.
|
|
Archaic |
|
185 |
Eski Kullanım |
kıvrımlı halat kayışı |
dolphin i.
|
|
186 |
Eski Kullanım |
kıvrımlı halat takımı |
dolphin i.
|
|
Entomology |
|
187 |
Böcek Bilimi |
kelebek ve güvede uzun ve spiral gibi kıvrımlı dil |
glossa i.
|
|
188 |
Böcek Bilimi |
böceğin sürtünerek ses çıkaran kısmındaki kıvrımlı bölüm |
file i.
|
|
189 |
Böcek Bilimi |
(böcek) kıvrımlı çıkıntısı olan |
pollicate s.
|
|
190 |
Böcek Bilimi |
kıvrımlı: paralel çizgili yüzeyi olan |
plicate s.
|
|
Slang |
|
191 |
Argo |
seksi ve kıvrımlı kızlara atılan laf |
bow hello i.
|
|
192 |
Argo |
kıvrımlı hatlara sahip vücut |
curves in all the right places i.
|
|
193 |
Argo |
kıvrımlı hatlara sahip |
juicy s.
|
|
Modern Slang |
|
194 |
Modern Argo |
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarının kutsal sayıldığı bir din |
adonitology i.
|
|
195 |
Modern Argo |
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarına tapan kimse |
adonitologist i.
|
|
196 |
Modern Argo |
geniş ve kıvrımlı kadın kalçalarına tapılan bir din |
adonitology i.
|
|