|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
müsaade |
permission i.
|
|
I shall take a moment, with your permission.
Müsaadenizle bir dakikanızı alacağım.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
müsaade etmek |
allow f.
|
|
Innovation happens when you build physical and psychological space that allows you to think creatively.
İnovasyon, yaratıcı düşünceye müsaade eden fiziksel ve psikolojik bir mekân oluşturduğunuzda gerçekleşir.
More Sentences
|
3 |
Yaygın Kullanım |
müsaade etmek |
let f.
|
|
Let me answer with due stringency.
Müsaade edin, gereken titizlikle cevap vereyim.
More Sentences
|
General |
|
4 |
Genel |
müsaade etmek (katlanmak vb) |
stand for f.
|
|
In the long term, our citizens will not stand for it.
Uzun vadede vatandaşlarımız buna müsaade etmeyecektir.
More Sentences
|
5 |
Genel |
müsaade etmek |
permit f.
|
|
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
Mantar toplamak için ormana gidecekler, hava müsaade ederse.
More Sentences
|
6 |
Genel |
müsaade etmek |
clear f.
|
|
My father was cleared for discharge by an attending physician.
Babamın taburcu edilmesine doktor tarafından müsaade edildi.
More Sentences
|
7 |
Genel |
müsaade etmemek |
deny f.
|
|
We were denied access to the ancient inscriptions.
Antik yazıtlara erişimimize müsaade edilmedi.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
8 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade |
permission i.
|
|
You don't need my permission.
Benim müsaademe ihtiyacın yok.
More Sentences
|
Law |
|
9 |
Hukuk |
müsaade etmek |
allow f.
|
|
I don't understand why they allow it in a place like this.
Böyle bir yerde buna nasıl müsaade ediyorlar anlamıyorum.
More Sentences
|
Politics |
|
10 |
Siyasal |
müsaade |
authorisation i.
|
|
Although foreign direct investment requires prior authorisation, it is usually encouraged.
Doğrudan yabancı yatırım, önceden müsaadeye tabi olmakla beraber, genelde teşvik edilir.
More Sentences
|
Technical |
|
11 |
Teknik |
müsaade etmek |
allow f.
|
|
I never would've allowed Tom to do that.
Tom'un bunu yapmasına asla müsaade etmezdim.
More Sentences
|
Military |
|
12 |
Askeri |
müsaade |
permission i.
|
|
Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?
Önce Tom'dan müsaade istense daha iyi olmaz mı?
More Sentences
|
Common Usage |
|
13 |
Yaygın Kullanım |
müsaade |
allowance i.
|
|
General |
|
14 |
Genel |
içeriye girmeye müsaade etmeme |
turnaway i.
|
|
15 |
Genel |
müsaade etme |
toleration i.
|
|
16 |
Genel |
müsaade edilen azami milaj |
maximum permitted mileage i.
|
|
17 |
Genel |
müsaade etme |
empowering i.
|
|
18 |
Genel |
müsaade |
consent i.
|
|
19 |
Genel |
müsaade |
go i.
|
|
|
20 |
Genel |
müsaade edilebilirlik |
permissibleness i.
|
|
21 |
Genel |
müsaade |
privilege i.
|
|
22 |
Genel |
müsaade |
tolerance i.
|
|
23 |
Genel |
müsaade |
permit i.
|
|
24 |
Genel |
müsaade edilen stres tasarım metodu |
allowable stress design method i.
|
|
25 |
Genel |
müsaade edilen en büyük sayı veya miktar |
limit i.
|
|
26 |
Genel |
müsaade |
leave i.
|
|
27 |
Genel |
müsaade |
toleration i.
|
|
28 |
Genel |
müsaade |
sanction i.
|
|
29 |
Genel |
müsaade edilmeme |
nonadmission i.
|
|
30 |
Genel |
müsaade edilen hız |
allowed speed i.
|
|
31 |
Genel |
müsaade veya imtiyazın geri alınması |
ademption i.
|
|
32 |
Genel |
müsaade edilen trafik yükü |
allowed traffic load i.
|
|
33 |
Genel |
müsaade |
the go-ahead i.
|
|
34 |
Genel |
müsaade |
license i.
|
|
35 |
Genel |
yasal olarak müsaade edilen |
legally allowed i.
|
|
36 |
Genel |
(yasağa rağmen) sigara içilmesine müsaade edilen yer |
smoke-easy i.
|
|
37 |
Genel |
(yasağa rağmen) sigara içilmesine müsaade edilen yer |
smokeasy i.
|
|
38 |
Genel |
(yasağa rağmen) sigara içilmesine müsaade edilen yer |
smokeeasy i.
|
|
39 |
Genel |
müsaade |
licence i.
|
|
|
40 |
Genel |
telefon kullanılmasına müsaade edilmeyen bölge |
quiet zone i.
|
|
41 |
Genel |
bir makamda çalışmaya müsaade edilen, önceden belirlenmiş hizmet süresi |
term limit i.
|
|
42 |
Genel |
müsaade edilen miktar |
allowance i.
|
|
43 |
Genel |
(bir işin gerçekleştirilmesi için alınan/verilen) müsaade |
authority i.
|
|
44 |
Genel |
müsaade edilen miktar |
enough i.
|
|
45 |
Genel |
müsaade |
favor i.
|
|
46 |
Genel |
müsaade |
favour i.
|
|
47 |
Genel |
müsaade edilebilen stres |
allowable stress i.
|
|
48 |
Genel |
müsaade etmek |
authoritize f.
|
|
49 |
Genel |
müsaade etmemek |
disallow f.
|
|
50 |
Genel |
müsaade istemek |
ask permission f.
|
|
51 |
Genel |
içeri girmesine müsaade etmek |
allow someone into a place f.
|
|
52 |
Genel |
içeri girmesine müsaade etmek |
allow someone in f.
|
|
53 |
Genel |
müsaade etmek |
admit f.
|
|
54 |
Genel |
yeniden müsaade etmek |
relet f.
|
|
55 |
Genel |
gitmesine müsaade etmek |
give rein f.
|
|
56 |
Genel |
olmasına müsaade etmek |
have f.
|
|
57 |
Genel |
almasına müsaade etmek |
give f.
|
|
58 |
Genel |
müsaade edilmeyen |
unpermitted s.
|
|
59 |
Genel |
müsaade edebilen |
eurytropic s.
|
|
60 |
Genel |
müsaade edilemez |
impermissible s.
|
|
61 |
Genel |
müsaade edilmeyen |
nonadmitted s.
|
|
62 |
Genel |
müsaade edilebilir |
permissible s.
|
|
63 |
Genel |
evcil hayvanlara müsaade eden |
pet friendly s.
|
|
64 |
Genel |
müsaade edilebilir |
releasable s.
|
|
65 |
Genel |
müsaade eden |
enabling s.
|
|
66 |
Genel |
müsaade eden |
volitive s.
|
|
67 |
Genel |
(kurum) bazı grupların girişine müsaade edilmeyen |
segregated s.
|
|
68 |
Genel |
müsaade edilebilir |
allowable s.
|
|
69 |
Genel |
müsaade edilebilir |
permissible s.
|
|
Phrasals |
|
70 |
Öbek Fiiller |
başkalarına bilgilerinin ya da statülerinin daha yüksek olmalarından ötürü (fikirlerine katılmasanız bile) sizinle ilgili karar almalarına ya da size bir şey yaptırmalarına müsaade etmek |
defer to someone f.
|
|
71 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir şeyi) kontrol etmesine müsaade etmek |
let (one) at (someone or something) f.
|
|
72 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir kişiyi) dövmesine müsaade etmek |
let (one) at (someone or something) f.
|
|
73 |
Öbek Fiiller |
birinin bir kişiyi dövmesine müsaade etmek |
let someone or something at someone or something f.
|
|
74 |
Öbek Fiiller |
birinin bir kişiyle uğraşmasına müsaade etmek |
let someone or something at someone or something f.
|
|
75 |
Öbek Fiiller |
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
admit someone into (some place) f.
|
|
76 |
Öbek Fiiller |
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
admit someone to (some place) f.
|
|
77 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
allow someone or something into a place f.
|
|
78 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
and allow someone or something in f.
|
|
79 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
|
|
80 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
|
81 |
Öbek Fiiller |
bir yere girmesine müsaade etmek |
allow into a place f.
|
|
82 |
Öbek Fiiller |
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
admit someone into (some place) f.
|
|
83 |
Öbek Fiiller |
birinin (bir yere) girmesine müsaade etmek |
admit someone to (some place) f.
|
|
84 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
allow someone or something into a place f.
|
|
85 |
Öbek Fiiller |
birinin/bir şeyin bir yere girmesine müsaade etmek |
and allow someone or something in f.
|
|
86 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
allow (someone or something) in (something or some place) f.
|
|
87 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir yere/bir şeye) girmesine müsaade etmek |
allow (someone or something) into (something or some place) f.
|
|
88 |
Öbek Fiiller |
bir yere girmesine müsaade etmek |
allow into a place f.
|
|
89 |
Öbek Fiiller |
kontrol etmesine müsaade etmek |
let at f.
|
|
90 |
Öbek Fiiller |
uğraşmasına müsaade etmek |
let at f.
|
|
91 |
Öbek Fiiller |
'-i dövmesine müsaade etmek |
let at f.
|
|
Phrases |
|
92 |
İfadeler |
müsaade ederseniz |
if I am allowed expr.
|
|
93 |
İfadeler |
müsaade ettiği ölçüde |
to the extent permitted (by) expr.
|
|
94 |
İfadeler |
terbiyem müsaade etmiyor |
modesty forbids me expr.
|
|
Colloquial |
|
95 |
Konuşma Dili |
müsaade istemek |
ask for permission f.
|
|
96 |
Konuşma Dili |
müsaade istemek |
beg leave f.
|
|
97 |
Konuşma Dili |
(birine) müsaade vermek |
give one the ok f.
|
|
98 |
Konuşma Dili |
müsaade vermek |
give the ok f.
|
|
99 |
Konuşma Dili |
birine müsaade vermek |
give somebody okay f.
|
|
100 |
Konuşma Dili |
birine müsaade vermek |
give somebody the ok f.
|
|
101 |
Konuşma Dili |
birinden müsaade almak |
get the ok f.
|
|
102 |
Konuşma Dili |
birinden müsaade almak |
get okay f.
|
|
103 |
Konuşma Dili |
müsaade edilebilir/izin verilebilir olmamak |
be on f.
|
|
104 |
Konuşma Dili |
birine müsaade vermek |
give somebody the ok f.
|
|
105 |
Konuşma Dili |
birine müsaade vermek |
give somebody the okay f.
|
|
106 |
Konuşma Dili |
müsaade almak |
get the ok f.
|
|
107 |
Konuşma Dili |
müsaade almak |
get the okay f.
|
|
108 |
Konuşma Dili |
müsaade eder misiniz? |
would you excuse me? expr.
|
|
109 |
Konuşma Dili |
müsaade eder misin/eder misiniz(, lütfen) |
coming through(, please). expr.
|
|
110 |
Konuşma Dili |
müsaade eder misiniz, lütfen? |
could I get by, please? expr.
|
|
Idioms |
|
111 |
Deyim |
etrafında dört dönerek müsaade beklemek |
cool the heels f.
|
|
112 |
Deyim |
gitmesine müsaade etmek |
give one rope f.
|
|
113 |
Deyim |
(birine) müsaade etmek |
give (one) some slack f.
|
|
114 |
Deyim |
müsaade almak |
get the ok f.
|
|
115 |
Deyim |
müsaade vermek |
give somebody the ok f.
|
|
116 |
Deyim |
müsaade vermek |
give somebody the okay f.
|
|
117 |
Deyim |
özel durumlardan ötürü birine ya da bir şeye müsaade etmek |
make allowance for (someone or something) f.
|
|
118 |
Deyim |
özel durumlardan ötürü birine ya da bir şeye müsaade etmek |
make allowances for (someone or something) f.
|
|
119 |
Deyim |
(birine) bir dakika müsaade etmek |
give (someone) a minute f.
|
|
120 |
Deyim |
(birine) bir saniye müsaade etmek |
give (someone) a second f.
|
|
121 |
Deyim |
özel durumlardan ötürü birine müsaade etmek |
make allowances for somebody f.
|
|
122 |
Deyim |
(birisine) müsaade etmek |
give (someone) some slack f.
|
|
123 |
Deyim |
müsaade ederseniz |
if you would indulge me expr.
|
|
Speaking |
|
124 |
Konuşma |
bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken) |
can you excuse us please? expr.
|
|
125 |
Konuşma |
bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken) |
could you excuse us please? expr.
|
|
126 |
Konuşma |
bana müsaade! |
could I be excused? expr.
|
|
127 |
Konuşma |
bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken) |
will you excuse us please? expr.
|
|
128 |
Konuşma |
bana müsaade! |
can I be excused? expr.
|
|
129 |
Konuşma |
bize biraz müsaade eder misiniz? |
will you excuse us for a moment? expr.
|
|
130 |
Konuşma |
bize bir dakika müsaade edin |
give us a minute expr.
|
|
131 |
Konuşma |
bize müsaade (özellikle bir yerden ayrılırken) |
would you excuse us please? expr.
|
|
132 |
Konuşma |
bana müsaade! |
may I be excused? expr.
|
|
133 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if you allow me expr.
|
|
134 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if you don't mind expr.
|
|
135 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if you'll excuse me expr.
|
|
136 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if it's fine with you expr.
|
|
137 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if you excuse me expr.
|
|
138 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if it's ok with you expr.
|
|
139 |
Konuşma |
müsaade ederseniz |
if i may expr.
|
|
Trade/Economic |
|
140 |
Ticaret/Ekonomi |
açık müsaade |
express consent i.
|
|
141 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade edilen süre |
allowed time i.
|
|
142 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade edilen indirim |
discount allowed i.
|
|
143 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade edilen zaman |
allowed time i.
|
|
144 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade |
charter i.
|
|
145 |
Ticaret/Ekonomi |
müsaade edilen bildirme süresi |
time allowed for giving notice i.
|
|
146 |
Ticaret/Ekonomi |
önceden yazılı müsaade |
prior written consent i.
|
|
147 |
Ticaret/Ekonomi |
üretim müsaade belgesi |
manufacturing permit i.
|
|
148 |
Ticaret/Ekonomi |
üretim müsaade belgesi |
production licence i.
|
|
149 |
Ticaret/Ekonomi |
üretim müsaade belgesi |
production permit i.
|
|
Law |
|
150 |
Hukuk |
bilerek müsaade edilen yetki |
apparent authority i.
|
|
151 |
Hukuk |
müsaade edilen vekil |
permitted assignee i.
|
|
152 |
Hukuk |
müsaade veren kimse |
licenser i.
|
|
153 |
Hukuk |
müsaade olunmama |
disallowance i.
|
|
154 |
Hukuk |
müsaade etmek |
authorise f.
|
|
155 |
Hukuk |
müsaade etmek |
authorize f.
|
|
156 |
Hukuk |
müsaade edilemez |
impermissible s.
|
|
Politics |
|
157 |
Siyasal |
müsaade |
authorization i.
|
|
158 |
Siyasal |
önceden alınan müsaade |
prior permission i.
|
|
159 |
Siyasal |
ön müsaade |
preliminary authorization i.
|
|
Media |
|
160 |
Medya |
kayda müsaade edilen (röportaj vb) |
on the record expr.
|
|
161 |
Medya |
kayda müsaade edilmeyen (röportaj vb) |
off the record expr.
|
|
Technical |
|
162 |
Teknik |
hazır ambalajlı belirli ürünler için müsaade edilen nominal kapasite ve dolum miktarı serileri |
ranges of nominal quantities and nominal capacities permitted for certain prepackaged products i.
|
|
163 |
Teknik |
maruziyetin müsaade edilen düzeyleri |
permissible exposure limits i.
|
|
164 |
Teknik |
müsaade edilen sapma |
permissible deviation i.
|
|
165 |
Teknik |
müsaade edilebilir yük |
permissible load i.
|
|
166 |
Teknik |
müsaade edilen hata veya fark derecesi |
tolerance i.
|
|
167 |
Teknik |
müsaade edilebilir basınç |
permissible pressure i.
|
|
168 |
Teknik |
müsaade edilen taşıma gücü |
safe bearing capacity i.
|
|
169 |
Teknik |
müsaade edilen zemin basıncı |
allowable soil pressure i.
|
|
170 |
Teknik |
müsaade edilebilir dengesizlik |
permissible unbalance i.
|
|
171 |
Teknik |
müsaade edilen yük |
allowable load i.
|
|
172 |
Teknik |
müsaade edilen gerilme |
allowable stress i.
|
|
173 |
Teknik |
müsaade edilebilir sınır değerler |
permissible limits i.
|
|
174 |
Teknik |
müsaade edilen hata derecesi |
tolerance i.
|
|
175 |
Teknik |
müsaade edilen sertlik |
permissible hardness i.
|
|
176 |
Teknik |
müsaade edilen oturma |
allowable settlement i.
|
|
177 |
Teknik |
müsaade edilen sapmalar |
permitted deviations i.
|
|
178 |
Teknik |
müsaade edilen aşınma miktarı |
allowable wear i.
|
|
179 |
Teknik |
müsaade edilen boşluk |
allowable clearance i.
|
|
180 |
Teknik |
müsaade edilen azami milaj (mpm) |
maximum permitted mileage i.
|
|
181 |
Teknik |
müsaade edilen trafik yükü |
allowed traffic load i.
|
|
182 |
Teknik |
müsaade edilen sıcaklık artışı |
permissible temperature rise i.
|
|
183 |
Teknik |
müsaade edilebilir sapmalar |
permissible deviations i.
|
|
184 |
Teknik |
müsaade edilebilir açıklık |
allowable clearance i.
|
|
185 |
Teknik |
müsaade edilebilir basınç |
allowable pressure i.
|
|
186 |
Teknik |
müsaade edilen hız |
permissible velocity i.
|
|
187 |
Teknik |
müsaade edilen sapma |
permitted deviation i.
|
|
188 |
Teknik |
müsaade edilen maksimum genişlik |
maximum width permitted i.
|
|
189 |
Teknik |
müsaade edilen günlük maruziyet |
permissible daily exposure i.
|
|
190 |
Teknik |
müsaade edilebilir gerilme |
permissible stress i.
|
|
191 |
Teknik |
müsaade edilir yük |
allowable load i.
|
|
192 |
Teknik |
müsaade edilen çalışma basıncı |
permissible working pressure i.
|
|
193 |
Teknik |
müsaade edilen kazık yükü |
allowable pile load i.
|
|
194 |
Teknik |
müsaade edilen işletme basıncı |
permissible working pressure i.
|
|
195 |
Teknik |
müsaade edilebilir yüklenme |
allowable loading i.
|
|
196 |
Teknik |
müsaade edilen maksimum değer |
maximum permissible value i.
|
|
197 |
Teknik |
müsaade edilebilir maksimum kararlı basınç |
maximum permissible settled pressure i.
|
|
198 |
Teknik |
müsaade edilen çalışma basıncı |
allowable working pressure i.
|
|
199 |
Teknik |
müsaade edilen kompresyon oranı |
allowable compression ratio i.
|
|
200 |
Teknik |
müsaade edilebilir sapma |
permissible deviation i.
|
|
201 |
Teknik |
müsaade edilen en büyük çalışma basıncı |
maximum allowable operating pressure i.
|
|
202 |
Teknik |
müsaade edilebilir sınırlar |
permissible limits i.
|
|
203 |
Teknik |
müsaade edilen tolerans |
permissible tolerance i.
|
|
204 |
Teknik |
müsaade edilen basınç |
allowable pressure i.
|
|
205 |
Teknik |
müsaade edilen basınç gerilmesi |
allowable compressive stress i.
|
|
206 |
Teknik |
müsaade edilen maksimum basınç düşmesi |
maximum permissible pressure drop i.
|
|
207 |
Teknik |
vida mastarının müsaade edilen aşınması |
permissible wear of screw thread gauge i.
|
|
208 |
Teknik |
zeminin müsaade edilen taşıma gücü |
allowable bearing value of soil i.
|
|
209 |
Teknik |
müsaade edilen maruz kalma sınırları |
permissible exposure limits i.
|
|
210 |
Teknik |
müsaade etmek |
tolerate f.
|
|
211 |
Teknik |
müsaade etmek |
permit f.
|
|
212 |
Teknik |
müsaade edilebilir |
allowable s.
|
|
213 |
Teknik |
müsaade edilebilir |
permissible s.
|
|
Electric |
|
214 |
Elektrik |
ısıl yönden müsaade edilen kısa devre akım |
thermally permissible short-circuit current i.
|
|
Automotive |
|
215 |
Otomotiv |
frenli römorkun teknik olarak müsaade edilen azami kütlesi |
technical potentially maximum mass of trailer with brakes i.
|
|
216 |
Otomotiv |
frensiz römorkun teknik olarak müsaade edilen azami kütlesi |
technical potentially maximum mass of trailer without brakes i.
|
|
217 |
Otomotiv |
müsaade edilen maksimum arka aks yükü |
maximum permissible rear axle load i.
|
|
218 |
Otomotiv |
müsaade edilen maksimum silindir kapağı çarpılması |
maximum permissible cylinder head distortion i.
|
|
219 |
Otomotiv |
müsaade edilen maksimum arka aks taşıma kapasitesi |
maximum permissible rear axle load i.
|
|
Traffic |
|
220 |
Trafik |
müsaade edilen trafik yükü |
allowed traffic load i.
|
|
221 |
Trafik |
araç geçişine müsaade etmek |
allow passage of vehicles f.
|
|
Railway |
|
222 |
Demiryolu |
müsaade edilen hat hızı |
permissible line speed i.
|
|
Aeronautic |
|
223 |
Havacılık |
klerans/müsaade fonksiyonu |
clearance function i.
|
|
224 |
Havacılık |
müsaade sınırı |
clearance limit i.
|
|
225 |
Havacılık |
müsaade edilen dönüş sapması |
gear deviation allowance i.
|
|
226 |
Havacılık |
müsaade edilen seviyeden sapma |
cleared flight level deviation i.
|
|
227 |
Havacılık |
müsaade edilen uçuş seviye |
cleared flight level i.
|
|
228 |
Havacılık |
müsaade edilebilen motor çalışma süresi |
allowable engine operating time i.
|
|
Marine |
|
229 |
Denizcilik |
müsaade edilen boşaltma süresi |
time allowed for discharging i.
|
|
Agriculture |
|
230 |
Tarım |
bir besinde olmasına müsaade edilen maksimum böcek ilacı kalıntısı |
tolerance i.
|
|
Environment |
|
231 |
Çevre |
azami müsaade edilebilir doz |
maximum permissible dose i.
|
|
232 |
Çevre |
müsaade edilebilir doz |
permissible dose i.
|
|
Military |
|
233 |
Askeri |
müsaade edilen azami istifleme ağırlığı |
allowable stacking weight i.
|
|
234 |
Askeri |
çıkış müsaade numarası |
export traffic release number i.
|
|
235 |
Askeri |
denizaşırı sevkiyat müsaade numarası |
export traffic release number i.
|
|
236 |
Askeri |
kullanıma müsaade eden komutan |
releasing commander i.
|
|
237 |
Askeri |
müsaade edilen azami kabin yükü |
allowable cabin load i.
|
|
238 |
Askeri |
müsaade edilen azami yük kapasitesi |
allowable cargo load i.
|
|
239 |
Askeri |
müsaade edilen azami yük |
allowable load i.
|
|
240 |
Askeri |
uçakta taşınmasına müsaade edilen yük |
allowable load i.
|
|
241 |
Askeri |
müsaade edilmiş |
released s.
|
|
Slang |
|
242 |
Argo |
hataya müsaade etmeyecek kadar basit veya açık olan |
goofproof s.
|
|