Geçmiş

razı

"razı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	razı	content s.
2	Genel	razı	ready s.
3	Genel	razı	consentient s.
4	Genel	razı	contented s.
5	Genel	razı	satisfied s.
6	Genel	razı	willing s.
7	Genel	razı	agreeable s.
8	Genel	razı	amenable s.
9	Genel	razı	glad s.
10	Genel	razı	fawe [obsolete] s.
11	Genel	razı	prepared s.

"razı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 258 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	itiraz etmeden razı olma	acquiescence i.
2	Yaygın Kullanım	razı olmak	consent f.
3	Yaygın Kullanım	razı etmek	persuade f.
4	Yaygın Kullanım	razı olmak	agree f.
5	Yaygın Kullanım	razı olmamak	object f.
General
6	Genel	razı etme	suasion i.
7	Genel	razı olma	compliance i.
8	Genel	razı olmama	unwillingness i.
9	Genel	razı olmama	nonconsenting i.
10	Genel	razı olma	accord i.
11	Genel	razı olma	acquiescence i.
12	Genel	razı olma	consenting i.
13	Genel	razı olma	complying i.
14	Genel	razı olma	acceptingness i.
15	Genel	razı etme	persuasion i.
16	Genel	razı olma	agreement i.
17	Genel	razı olan	willer i.
18	Genel	razı olmama	nonacquiescence i.
19	Genel	razı olma	acceptance i.
20	Genel	razı olma	accedence i.
21	Genel	güzel sözle razı güzel sözle eden	cajoler i.
22	Genel	razı olma	acquiescency i.
23	Genel	razı olan	acceder i.
24	Genel	razı gelmeme	dismission i.
25	Genel	razı olmama	discompliance i.
26	Genel	razı olmamak	be unwilling to f.
27	Genel	razı olmak	take pot luck f.
28	Genel	dünden razı olmak	be only too glad to f.
29	Genel	razı etmek	prevail upon f.
30	Genel	dünden razı olmak	jump at something f.
31	Genel	razı etmek	reconcile f.
32	Genel	razı etmek	induce f.
33	Genel	razı etmek	prevail on somebody to do something f.
34	Genel	razı olmak	accede to f.
35	Genel	razı etmek	reconcile somebody to f.
36	Genel	razı olmak	be willing to f.
37	Genel	razı olmak	agree to f.
38	Genel	razı olmak	comply with f.
39	Genel	razı olmak	consent f.
40	Genel	razı olmak	comply with something f.
41	Genel	razı olmak	assent f.
42	Genel	razı etmek	cajole somebody in doing something f.
43	Genel	razı olmak	consent to something f.
44	Genel	razı etmek	bring f.
45	Genel	razı olmak	settle for f.
46	Genel	razı olmamak	object f.
47	Genel	razı etmek	convince f.
48	Genel	razı olmak	consent to f.
49	Genel	razı etmek	argue somebody in doing something f.
50	Genel	razı olmak	comply f.
51	Genel	razı olmak	accept f.
52	Genel	razı etmek	cheat f.
53	Genel	razı etmek	persuade f.
54	Genel	razı olmak	agree f.
55	Genel	razı etmek	prevail on f.
56	Genel	razı olmak	go along with f.
57	Genel	razı etmek	prevail up f.
58	Genel	razı olmak	accede f.
59	Genel	razı olmak	reconcile oneself to f.
60	Genel	razı etmek	bring over f.
61	Genel	razı olmak	approve f.
62	Genel	istemeyerek razı olmak	give in f.
63	Genel	razı olmak	give in f.
64	Genel	razı olmak	assent to f.
65	Genel	dünden razı olmak	be only too glad f.
66	Genel	razı olmak	acquiesce f.
67	Genel	razı olmak	concur with f.
68	Genel	gönlü razı olmamak	not to find it in one's heart f.
69	Genel	razı etmek	cajole f.
70	Genel	razı etmek	argue somebody into something f.
71	Genel	razı olmamak	frown upon f.
72	Genel	razı olmamak	frown on f.
73	Genel	razı olduğunu göstermek	make overtures f.
74	Genel	aynı fikirde olmamaya razı olmak	agree to disagree f.
75	Genel	razı olmak	concur f.
76	Genel	razı etmek	get round f.
77	Genel	-e razı olmak	go along with f.
78	Genel	-e razı olmak	be prepared to f.
79	Genel	-e razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak	make overtures for f.
80	Genel	sonunda razı olmak	come to agree f.
81	Genel	razı olmak	give into f.
82	Genel	razı etmek	argue someone into something f.
83	Genel	razı olmamak	say no f.
84	Genel	-e razı olmak	consent to f.
85	Genel	razı gelmek	accept f.
86	Genel	razı gelmek	approve f.
87	Genel	razı gelmek	consent f.
88	Genel	yeniden razı olmak	reaccede f.
89	Genel	yeniden razı olmak	reaccept f.
90	Genel	yeniden razı etmek	reconvince f.
91	Genel	razı olmamak	refuse f.
92	Genel	razı gelmek	allow f.
93	Genel	razı olmak	yield f.
94	Genel	razı gelmek	yield f.
95	Genel	razı olmak	engage f.
96	Genel	razı olmak	beteela [obsolete] f.
97	Genel	birini razı etmek	entice someone f.
98	Genel	istemeyerek razı olmak	give way f.
99	Genel	razı etmek	decide f.
100	Genel	razı etmek	overrule f.
101	Genel	razı getirmek	oversway f.
102	Genel	razı olmak	condescend [obsolete] f.
103	Genel	razı olmak	digest f.
104	Genel	razı olmamak	discourage f.
105	Genel	razı gelmek	subscribe f.
106	Genel	razı olan	consenting s.
107	Genel	dünden razı	only too pleased s.
108	Genel	dünden razı	only too glad s.
109	Genel	razı olmayan	nonacceding s.
110	Genel	razı olmayan	nonconsenting s.
111	Genel	razı olan	acquiescent s.
112	Genel	razı gelen	acquiescent s.
113	Genel	razı eden	reconciling s.
114	Genel	razı olmayan	unbowing s.
115	Genel	razı olmayan	unconsenting s.
116	Genel	razı olmayan	unsubmitting s.
117	Genel	razı olan	willful [obsolete] s.
118	Genel	razı olan	consentant s.
119	Genel	razı olarak	consentingly zf.
120	Genel	razı olarak	agreeably zf.
121	Genel	razı olmuş bir şekilde	consentedly zf.
122	Genel	razı olarak	agreeingly zf.
Phrasals
123	Öbek Fiiller	çabucak razı olmak	catch at f.
124	Öbek Fiiller	razı olmak	close with f.
125	Öbek Fiiller	razı olduğunu belli etmek	lay in for f.
126	Öbek Fiiller	razı olmak	run in with f.
127	Öbek Fiiller	razı olmamak	stand off f.
128	Öbek Fiiller	razı olmak	fall in with f.
129	Öbek Fiiller	içeriye girmeye razı etmek	coax (someone or something) in (something) f.
130	Öbek Fiiller	içeriye girmeye razı etmek	coax (someone or something) into (something) f.
131	Öbek Fiiller	içeriye girmeye razı etmek	coax (someone or an animal) in (to something) f.
132	Öbek Fiiller	razı gelmek	submit to f.
133	Öbek Fiiller	razı olmak	submit to f.
134	Öbek Fiiller	razı gelmek	submit to something f.
135	Öbek Fiiller	razı olmak	submit to something f.
136	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şey olarak) razı gelmek	accept (something) as (something) f.
137	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şey karşılığında) razı gelmek	accept (something) as (something) f.
138	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şey karşılığında) razı gelmek	accept something as something f.
139	Öbek Fiiller	(bir isteğe veya talebe) razı gelmek	acquiesce to (something) f.
140	Öbek Fiiller	(birine veya birinin taleplerine) razı gelmek	acquiesce to someone or something f.
141	Öbek Fiiller	razı olmak	fall in with something f.
142	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek	force (someone or something) off (of) (something) f.
143	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) bir gruptan ayrılmaya razı etmek	force off f.
144	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek	force someone or something off (of) something f.
145	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir gruptan, komiteden ayrılmaya razı etmek	and force someone or something off f.
146	Öbek Fiiller	bir şey yapmaya razı etmek	coax (someone or something) to (do something) f.
147	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmaya) razı etmek	nudge (someone) into (doing) (something) f.
148	Öbek Fiiller	(bir şeye) razı etmek	sway to (something) f.
149	Öbek Fiiller	(bir şeyi) yapmaya razı etmek	sway toward (something) f.
150	Öbek Fiiller	(bir şeye) razı etmek	swing to (something) f.
151	Öbek Fiiller	razı etmek	talk around f.
152	Öbek Fiiller	(birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek	wring (something) out of (someone) f.
153	Öbek Fiiller	zorla yapmaya ikna/razı etmek	wring out f.
154	Öbek Fiiller	bir şeye razı olmak	accede to something f.
155	Öbek Fiiller	razı gelmek	accept as f.
156	Öbek Fiiller	-e razı olmak/gelmek	acquiesce to f.
157	Öbek Fiiller	bir şeye razı olmak	agree to something f.
158	Öbek Fiiller	bir şeye razı olmak	agree to something f.
159	Öbek Fiiller	birini bir şeye razı etmek	argue (one) into f.
160	Öbek Fiiller	bir şeye razı olmak	assent to something f.
161	Öbek Fiiller	razı olmak	break down f.
162	Öbek Fiiller	(bir şeye) razı olmak	buy off on (something) f.
163	Öbek Fiiller	birini bir şey yapmamaya razı etmek	cajole someone out of something f.
164	Öbek Fiiller	(birini bir şey) yapmaya razı etmek	cajole (one) into (something) f.
165	Öbek Fiiller	birini bir şey yapmamaya razı etmek	cajole (one) out of (something) f.
166	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) razı olmak	cave in (to someone or something) f.
167	Öbek Fiiller	birini bir şey yapmaya razı etmek	coax someone to do something f.
168	Öbek Fiiller	girmeye razı etmek	coax in f.
169	Öbek Fiiller	(bir şeye) razı olmak	come at (something) f.
170	Öbek Fiiller	(bir şeye) razı olmak	commit (someone or something) to (something) f.
171	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyle) razı etmek	entice (someone or something) with (something) f.
172	Öbek Fiiller	(birini) razı etmek	get round (someone) f.
173	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmaya) razı etmek	prevail upon (one) to (do something) f.
174	Öbek Fiiller	(birini bir şey yapmaya) razı etmek	prevail on (one) to (do something) f.
175	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) razı olmak	settle for (someone or something) f.
176	Öbek Fiiller	(birini/kendini bir şey yapmaya) razı etmek	talk (someone or oneself) into (doing) (something) f.
177	Öbek Fiiller	yapmaya ikna/razı etmek	wring out of f.
Proverb
178	Atasözü	vasata razı gelen mükemmele ulaşamaz	the good is the enemy of the best
179	Atasözü	karşılıksız bir şey istediğinde sana verilene razı olursun	beggars can't be choosers
Colloquial
180	Konuşma Dili	zoraki razı eden kişi	arm-twister i.
181	Konuşma Dili	kaderine razı olmak	bow to the inevitable f.
182	Konuşma Dili	bir şeye razı olmamak	want none of it/that f.
183	Konuşma Dili	bir şeye razı olmamak	have none of it/that f.
184	Konuşma Dili	(bir şeye) razı olmamak	not have any of (something) f.
185	Konuşma Dili	razı olmamak	not have it f.
186	Konuşma Dili	razı olmamak	have none of f.
187	Konuşma Dili	razı olmak	be prepared f.
188	Konuşma Dili	yapmaya razı etmek	coax to do f.
189	Konuşma Dili	(bir şey yapmaya) razı etmek	get to (do something) f.
190	Konuşma Dili	bir şeye razı olmamak	have none of it/that f.
191	Konuşma Dili	bir şeye razı olmamak	want none of it/that f.
192	Konuşma Dili	(bir şeye) razı olmamak	want none of (something) f.
193	Konuşma Dili	hemen razı gelen	easy s.
194	Konuşma Dili	allah razı olsun	bless you ünl.
195	Konuşma Dili	tanrı senden razı olsun	bless you ünl.
196	Konuşma Dili	allah senden razı olsun	bless your heart expr.
197	Konuşma Dili	çoktan/dünden hazır/razı	more than willing to expr.
198	Konuşma Dili	allah razı olsun	gods bless you expr.
199	Konuşma Dili	bir şeyi yapacaksan/yapmak istiyorsan sonuçlarına razı olacaksın	if you wanna play, you gotta pay expr.
200	Konuşma Dili	allah senden razı olsun	may the gods bless you expr.
Idioms
201	Deyim	alan razı satan razı	willing buyer willing seller i.
202	Deyim	gönlü razı olmamak	not find it in one's heart (to do something) f.
203	Deyim	gönlü razı olmamak	not find it in oneself (to do something) f.
204	Deyim	kadere razı olmak	bow to the inevitable f.
205	Deyim	razı olduğunu belirten bazı adımlar atmak	make overtures about doing something f.
206	Deyim	kaderine razı olmak	throw up (one's) hands in despair f.
207	Deyim	kaderine razı olmak	throw (one's) arms up in despair f.
208	Deyim	kaderine razı olmak	throw (one's) hands up in despair f.
209	Deyim	cezasına razı gelmek	kiss the rod f.
210	Deyim	kuzu kuzu cezasına razı olmak	kiss the rod f.
211	Deyim	(bir şeye) razı olmamak	be having none of (something) f.
212	Deyim	kaderine razı olmak	be waiting for the other shoe to drop f.
213	Deyim	başına geleceklere razı olmak	be waiting for the other shoe to drop f.
214	Deyim	şartlara razı etmek	bring to terms f.
215	Deyim	bir şey yapmaya gönlü razı olmamak/gelmemek	(not) find it in your heart to do something f.
216	Deyim	gönlü razı gelmek	find it in heart f.
217	Deyim	gönlü razı gelmek	find it in one's heart f.
218	Deyim	bir şey yapmaya gönlü razı gelmek	find it in your heart to do something f.
219	Deyim	kaderine razı olmak	give (one's) head for the washing f.
220	Deyim	(birine/bir şeye) razı olmak	give way (to somebody/something) f.
221	Deyim	bir şeye razı olmamak	have none of something f.
222	Deyim	yaptıklarının sonuçlarına razı olmak/katlanmak	take your lumps [us] f.
223	Deyim	yaptığının sonucuna razı olmak/katlanmak	take your medicine (like a man) f.
224	Deyim	(bir şeye) razı olmamak	will have none of (something) f.
225	Deyim	razı olmamak	won't hear of f.
226	Deyim	(bir şey yapmaya) dünden razı, hazır	only too glad, ready (to do something) s.
227	Deyim	alelacele razı olarak	on the nod expr.
228	Deyim	vasata razı gelen mükemmele ulaşamaz	(the) good is the enemy of (the) great expr.
Speaking
229	Konuşma	allah razı olsun	may god bless you ünl.
230	Konuşma	allah razı olsun	thank you ünl.
231	Konuşma	allah senden razı olsun	may god bless you ünl.
232	Konuşma	allah senden razı olsun	may god be pleased with you ünl.
233	Konuşma	allah senden razı olsun!	god bless you! ünl.
234	Konuşma	allah razı olsun	may god be pleased expr.
235	Konuşma	bunu yapmaya vicdanım razı olmaz	I would not have the conscience to do it expr.
236	Konuşma	tanrı ondan razı olsun	thank god for him expr.
237	Konuşma	tanrı ondan razı olsun	thank god for her expr.
Trade/Economic
238	Ticaret/Ekonomi	alıcının malı piyasada vermeye razı olacağı bir fiyatın altındaki fiyatlardan satın alması durumu	buyer's surplus i.
239	Ticaret/Ekonomi	razı olma	consent i.
Law
240	Hukuk	hakem kurulunun kararlarına razı olma	acquiescence i.
241	Hukuk	mağdurun zarara önceden razı olması	consent given before the tort i.
242	Hukuk	razı olma	acceptance i.
243	Hukuk	razı gelmeyen taraf	nonconsenting party i.
244	Hukuk	kiracı olmaya razı olmak	attorn f.
245	Hukuk	razı olmak	consent f.
246	Hukuk	razı olmak	accept f.
247	Hukuk	razı olmak	concur f.
Politics
248	Siyasal	razı olma	accordancy i.
249	Siyasal	razı olma	accord i.
Technical
250	Teknik	razı olmak	submit f.
Religious
251	Dini	radıyallahu anh (allah razı olsun)	may god be pleased i.
Football
252	Futbol	beraberliğe razı bir oyun sergilemek	play for a draw f.
253	Futbol	beraberliğe razı bir oyun oynamak	play for a draw f.
Archaic
254	Eski Kullanım	razı olmak	fay f.
255	Eski Kullanım	razı olan	content s.
Slang
256	Argo	dünden razı kimse	easy make i.
257	Argo	cinsel ilişkiye girmeye hazır/dünden razı kimse	easy make i.
258	Argo	kötü muameleye razı olmak	eat crap f.