gizlice - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gizlice



"gizlice" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 63 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gizlice secretly zf.
General
gizlice behind the scenes zf.
gizlice by stealth zf.
gizlice on the tiptoe zf.
gizlice confidentially zf.
gizlice sub rosa zf.
gizlice on the sly zf.
gizlice underhand zf.
gizlice in private zf.
gizlice in secret zf.
gizlice in privacy zf.
gizlice on the quiet zf.
gizlice furtively zf.
gizlice by devious means zf.
gizlice surreptitiously zf.
gizlice privily zf.
gizlice behind one's back zf.
gizlice covertly zf.
gizlice clandestinely zf.
gizlice stealthily zf.
gizlice secretively zf.
gizlice sneakily zf.
gizlice teteatete zf.
gizlice tectly zf.
gizlice ulteriorly zf.
gizlice underhandedly zf.
gizlice auricularly zf.
gizlice underboard zf.
gizlice unsearchably zf.
gizlice latently zf.
gizlice hugger mugger zf.
gizlice huggermugger zf.
gizlice hugger-mugger zf.
gizlice lurkingly zf.
gizlice by the sly zf.
gizlice occultly zf.
gizlice clancularly [obsolete] zf.
gizlice darkly zf.
gizlice off-the-record zf.
gizlice on the qt zf.
gizlice disguisedly zf.
gizlice in camera zf.
gizlice in counsel zf.
gizlice closely [obsolete] zf.
gizlice inwardly [obsolete] zf.
gizlice secrely zf.
gizlice slinkily zf.
gizlice on the sneak zf.
gizlice sneakishly zf.
gizlice subreptitiously zf.
Phrases
gizlice under the hat expr.
Colloquial
gizlice dirty zf.
gizlice on the sly expr.
gizlice on the dl expr.
Idioms
gizlice back door expr.
gizlice backdoor expr.
gizlice under the counter expr.
gizlice on the quiet expr.
gizlice under the rose expr.
gizlice like a thief in the night expr.
gizlice behind back expr.
Law
gizlice clandestinely zf.
Archaic
gizlice secret zf.

"gizlice" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 391 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gizlice sokulma sneaking i.
birisini veya birilerini gizlice dinlemek eavesdrop f.
General
konuşmaları gizlice dinlemek için telefon hattına tel bağlama wiretap i.
gizlice bakma peek i.
gizlice telefon dinleyen wiretapper i.
gizlice bakma peep i.
yavaşça veya gizlice tecavüz etme (hak, mülk) encroaching i.
ailesinden gizlice evlenen eloper i.
gizlice yaklaşma sheathed stalk i.
gizlice bakma observation i.
gizlice girme penetration i.
gizlice ev işlerine yardım eden peri brownie i.
sevgilisi ile gizlice kaçan eloper i.
konuşmaları gizlice dinlemek için telefon hattına takılan aygıt wiretap i.
gizlice sokulma stalk i.
gizlice saldıran encroacher i.
gizlice saldırma encroaching i.
gizlice içki satılan yer speakeasy i.
gizlice tecavüz eden (hak, mülk) encroacher i.
gizlice izleme shadowing i.
gizlice dinleme lurking i.
gizlice dinleyen (telefon vb) wire-tapper i.
gizlice bakış peep i.
gizlice birinin özel hayatını araştıran kimse snooping i.
gizlice birinin özel hayatını araştıran kimse snooper i.
gizlice çekilen fotoğraf candid shot i.
gizlice göz gezdiriş furtive glance i.
gizlice takip eden kimse (dedektif vb) tailer i.
telefon hattının gizlice dinlenmesi için tertibat takılması tap i.
gizlice kaydedilmiş bir kaset a secretly recorded tape i.
değerli bir nesne veya şahsın yerine gizlice konan şey changeling [obsolete] i.
başkalarının konuşmalarını gizlice dinleyen kimse eavesdropper i.
insan bebeğiyle gizlice değiştirilen peri veya elf bebeği auf [obsolete] i.
(bir kişinin) nüfuzunu gizlice kullanan kimse underpuller i.
(bir kişinin) etkisini gizlice kullanan kimse underpuller i.
gizlice dinleme espial i.
gizlice bakış atma keek i.
özel konuşmaları gizlice dinleyen kimse evesdropper i.
gizlice konuşlandırılan askeri birlik bushment [obsolete] i.
yumuşak bir şekilde gizlice atma lob i.
(bir yerden) gizlice ayrılma guy [uk] i.
(yasadışı bir iş için) gizlice buluşma hit i.
gizlice tertipleme conspiration i.
gizlice giriş postern i.
gizlice veya hile ile zayıflatma sap i.
gizlice uygulama conveyance [obsolete] i.
gizlice ayrılma disappearing i.
sihirbazlık numaralarında gizlice esas eşyanın yerine konulan, önceden hazırlanmış içi boş nesne shell i.
gizlice bilgi toplayan kimse spier i.
gizlice kaçırmak spirit f.
gizlice anlaşmak collude f.
gizlice bakmak peek f.
gizlice sokmak sneak onto f.
tel bağlayarak konuşmalarını gizlice dinlemek (telefon hattına) wiretap f.
gizlice kaçmak sneak out f.
gizlice dinlemek eavesdrop f.
sevgilisi ile gizlice kaçmak elope f.
gizlice çıkarmak sneak off f.
gizlice girmek infiltrate f.
gizlice anlaşmak conspire f.
gizlice çıkmak sneak f.
ülkeye gizlice ve yasa dışı yollarla mal sokmak smuggle f.
gizlice uzaklaşmak skulk away f.
gizlice gözetlemek spy f.
gizlice dinlemek spy on somebody f.
gizlice işbirliği yapmak connive f.
gizlice vermek slip f.
gizlice çıkarmak smuggle f.
gizlice götürmek spirit away f.
ailesinden gizlice evlenmek elope f.
bir şeyi gizlice yapmak do something in secret f.
gizlice düzenlemek stage manage f.
gizlice yürümek slink f.
gizlice sokmak sneak in f.
gizlice götürmek spirit off f.
gizlice takip etmek shadow f.
gizlice sokmak sneak on f.
gizlice bakmak peep f.
gizlice çıkarmak sneak out of f.
telefon hattına tel bağlayarak birinin konuşmalarını gizlice dinlemek wiretap f.
gizlice aramak snoop f.
gizlice sokulmak stalk f.
gizlice yaklaşmak sneak up on f.
gizlice gitmek skulk f.
gizlice dinlemek spy on f.
gizlice kaçmak sneak away f.
gizlice girmek sneak f.
gizlice koymak steal f.
gizlice sokmak sneak into f.
gizlice yerleştirmek (polisi/bombayı) plant in f.
gizlice koymak steal into f.
gizlice yaklaşmak sneak up f.
gizlice hazırlamak hatch f.
gizlice dinlemek spy upon f.
konuşmaları gizlice dinlemek için telefon hattına tel bağlamak wiretap f.
gizlice uğraşmak tamper f.
gizlice girmek penetrate f.
gizlice sokmak (mektup vb) smuggle f.
gizlice sevişmek intrigue f.
gizlice gözetlemek spy on somebody f.
avı gizlice takip etmek stalk f.
gizlice kameraya almak secretly videotape f.
gizlice vermek slip somebody something f.
gizlice yapmak sneak f.
birini sürekli olarak gizlice izlemek keep someone under surveillance f.
gizlice sokulmak steal into f.
gizlice araştırmak poke and pry f.
gizlice kaçıp gitmek abscond f.
gizlice gitmek abscond f.
gizlice kaçmak abscond f.
evden gizlice çıkmak sneak out the house f.
gizlice veya dikkati çekmeden yapmak steal f.
gizlice evlenmek marry secretly f.
birini gizlice dinlemek eavesdrop on someone f.
arkasından gizlice iş çevirmek connive f.
gizlice asker çekmek exfiltrate f.
gizlice takip etmek tail f.
gizlice izlemek tail f.
telefon hattını gizlice dinlemek için tertibat takmak tap f.
(bir şeyi çalmak için) (bir yere) gizlice sızmak raid f.
gizlice aramak nose f.
gizlice aşırmak put the hand unto f.
gizlice gözetlemek tout f.
gizlice birilerinin kuyusunu kazmak trinket f.
gizlice kaçmak elope f.
gizlice yardım etmek underaid f.
gizlice sürünmek undercreep f.
gizlice sürünerek ilerlemek undercreep f.
gizlice emeklemek undercreep f.
gizlice hareket etmek undercreep f.
(bir şeyin altından) gizlice bakmak underpeep f.
(bir kişinin) nüfuzunu gizlice kullanmak underpull f.
(bir kişinin) etkisini gizlice kullanmak underpull f.
gizlice çalışmak underwork f.
gizlice izlemek espy f.
gizlice kuyusunu kazmak knife f.
gizlice sokulmak wind f.
gizlice dinlemek evesdrop f.
gizlice bildirmek whisper f.
gizlice önermek whisper f.
gizlice savunmak harbour f.
gizlice girmek micher f.
gizlice hareket etmek hugger mugger f.
gizlice hareket etmek hugger-mugger f.
gizlice gitmek mitch [dialect] f.
gizlice almak mouch [uk] f.
gizlice hareket etmek glide f.
gizlice bakmak gloat [obsolete] f.
gizlice dinlemek dark [dialect] [uk] f.
gizlice gitmek derne [scotland] f.
gizlice görmek oversee f.
gizlice bakmak oversee f.
gizlice tartışmak distinguish [obsolete] f.
gizlice yok etmek condiddle [dialect] [uk] f.
gizlice ortadan kaldırmak condiddle [dialect] [uk] f.
gizlice konuşmak cutter [dialect] [uk] f.
gizlice anlaşmak pack [obsolete] f.
ülkeye gizlice ve yasa dışı yollarla mal sokmak contraband f.
gizlice girmek penetrate f.
gizlice dahil olmak penetrate f.
bir şeyi gizlice yayımlamak veya yaymak plant f.
gizlice taşımak convey [obsolete] f.
gizlice götürmek convey [obsolete] f.
gizlice birleştirmek finedraw f.
gizlice dahil olmak finedraw f.
gizlice girmek finedraw f.
gizlice hareket etmek scunge f.
gizlice sıvışmak shrink f.
gizlice sokmak shuffle f.
gizlice yürümek slank f.
gizlice koymak slide f.
gizlice piyasaya sürmek slide f.
gizlice işleme almak slide f.
(gözlerini) gizlice döndürmek slink f.
gizlice ilerlemek snake [dialect] [uk] f.
gizlice gitmek snake [dialect] [uk] f.
gizlice dinlemek stag [uk] f.
gizlice girmek subtrude f.
gizlice alkol eklemek spike f.
gizlice dinlemek monitor f.
sevgilisi ile gizlice kaçmış eloped s.
gizlice kameraya alınmış secretly videotaped s.
yavaşça veya gizlice tecavüz edilmiş (hak, mülk) encroached s.
gizlice ve kanunsuzca yapılan surreptitious s.
konuşmaları gizlice dinlenmiş eavesdropped s.
gizlice götürülmüş spirited s.
ailesinden gizlice evlenmiş eloped s.
gizlice söylenmiş auricular s.
gizlice fırsat kollayan insidious s.
gizlice saldırılmış encroached s.
gizlice yapılan surreptitious s.
gizlice ve dikkatlice planlanmış deep-laid s.
gizlice girilmiş (bina/üs vb) infiltrated s.
gizlice zarar veren insidious s.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan back-alley s.
tehlikeli yöntemlerle, gizlice ve yasadışı olarak yapılan backstreet s.
gizlice hazırlanmamış unhatched s.
gizlice söylenen whispered s.
gizlice tehdit eden darkling s.
gizlice yürütülen offline s.
gizlice yürütülen off-line s.
gizlice ve kanunsuzca yapılan on the side s.
ayak ucu üzerine, gizlice on the tiptoe zf.
Phrasals
altından gizlice bakmak peek out from underneath f.
arkasından gizlice bakmak peek out from behind f.
birini arka kapından gizlice eve sokmak sneak someone in through the back door f.
birini gizlice içeri sokmak sneak someone inside f.
gizlice sokulmak slither away f.
gizlice bir yere bakmak peek into f.
gizlice girmek/sızmak creep in (to something) f.
gizlice göz gezdirmek peek at f.
gizlice çıkmak/sıvışmak creep out (of something) f.
gizlice girmek slither away f.
gizlice dinlemek listen in on f.
gizlice sıvışmak creep away f.
gizlice kaçmak creep away f.
gizlice/sinsice yaklaşmak sneak up to f.
sessizce/gizlice/sinsice yanaşmak slip up on f.
gizlice kaydırmak/kaymak slip down f.
(bir şeyin) altından/arkasından gizlice bakmak peek out (from something) f.
saklanıp gizlice bakmak peek out f.
saklanıp gizlice bakmak peek out f.
(bir yeri gizlice terk etmek sneak away (from some place) f.
gizlice kaçmak slip out f.
gizlice çıkarmak slip out f.
(hırsız) gizlice çıkmak slip out (of something) f.
gizlice sokmak smuggle in f.
(birini/bir şeyi bir yere) gizlice sokmak smuggle (someone or something) into (some place) f.
(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice koymak plant (something) in (something else) f.
(bir şeyi bir şeyin) içine gizlice yerleştirmek plant (something) in (something else) f.
gizlice girmek slink in f.
(bir şeyin) altından gizlice vermek/uzatmak pass under (something) f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) yerleştirmek plant (something) on f.
birinin eşyalarının arasına, cebine haberi olmadan/gizlice (bir şey) koymak plant (something) on f.
bir şeye saklanıp gizlice bakmak peek out of something f.
gizlice almak/ortadan yok etmek slip out f.
zorla/gizlice (sisteme) girmek break into f.
(biriyle) gizlice iş birliği yapmak connive with (one) f.
(biriyle) arkadan gizlice iş çevirmek connive with (one) f.
'-e çaktırmadan/gizlice girmek creep into f.
bir şeyi gizlice dinlemek eavesdrop on something f.
(birini/bir şeyi) gizlice dinlemek eavesdrop on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) gizlice dinlemek listen in (on someone or something) f.
(birine/bir şeye) gizlice göz gezdirmek peek at (someone or something) f.
gizlice göz gezdirmek peek in f.
'-e saklanıp gizlice bakmak peek out of f.
(birine/bir şeye) gizlice göz gezdirmek peep at (someone or something) f.
gizlice (birinin/bir şeyin) yanına sokulmak roll up on (someone or something) f.
(bir yere) sinsice/gizlice girmek slink into (some place) f.
-den çaktırmadan/gizlice çıkmak slink out f.
(birine) gizlice (bir şey) vermek slip (something) to (one) f.
gizlice geçmek slip across f.
çaktırmadan/gizlice geçirmek slip across f.
-den gizlice/çaktırmadan/fark edilmeden geçmek slip through f.
gizlice/çaktırmadan/fark edilmeden geçirmek/itmek slip through f.
(birine/bir şeye) gizlice yaklaşmak slip up on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi bir yerden) gizlice çıkarmak smuggle (someone or something) out (of some place) f.
bir yere gizlice sokmak smuggle into some place f.
kaçak olarak/gizlice geçirmek smuggle past f.
kaçak olarak/gizlice geçirmek smuggle through f.
gizlice kapıvermek snaffle up f.
(bir yere) gizlice girmek sneak in (some place) f.
(bir yere) gizlice girmek sneak into (some place) f.
(bir yerden) fark ettirmeden/gizlice çıkmak sneak out (of some place) f.
(birine/bir şeye) gizlice/sinsice yaklaşmak sneak up (on someone or something) f.
(birine/bir şeye) gizlice/sinsice yaklaşmak sneak up to (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) gizlice takip etmek spy on (someone or something) f.
(yakalamak için) gizlice yaklaşmak close upon f.
Phrases
gizlice planlanan up one's sleeve expr.
Proverb
başkalarının konuşmalarını gizlice dinleyenler hiçbir zaman kendileri hakkında iyi şeyler duymazlar listeners never hear any good of themselves
başkalarının konuşmalarını gizlice dinleyenler hiçbir zaman kendileri hakkında iyi şeyler duymazlar eavesdroppers never hear any good of themselves
Colloquial
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışma facebook stalking i.
gizlice birinin havuzuna/halka açık havuzlara girme pool-hopping i.
kapalıyken veya gece gizlice özel/halka açık havuzlara girme pool-hopping i.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme bag job i.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag job i.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag job i.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black bag operation i.
bilgi toplamak için gizlice birinin mülküne girme black–bag operation i.
gizlice içki satılan yer juice joint i.
gizlice dinleyen kimse ear hustler i.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışma fb stalking i.
bir şirketin hisselerini ayrı ayrı satın alıp sonradan tek holdingde birleştirmek üzere gizlice anlaşanlar concert party i.
insanları gizlice gözetlemeyi seven kimse curtain-twitcher i.
koşarak gizlice kaçmak hop it f.
koşarak gizlice kaçmak beat it f.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışmak facebook stalk f.
para ödememek için trene gizlice binmek hop f.
(bir şeyin) içine gizlice girmek infiltrate (something) f.
(birine) gizlice vermek slip it to (one) f.
gizlice hareket etmeye çalışmak slope f.
gizlice tasarlanan under-the-table s.
gizlice uygulanan under-the-table s.
Idioms
gizlice kulağa fısıldanan bilgi/tavsiye/uyarı word in someone's ear i.
gizlice izleyen/dinleyen/kulak misafiri olan kimse a fly on the wall i.
birinin içkisine gizlice koyulan ilaç a mickey finn i.
insanları soyunurken gizlice izleyen sapık a peeping tom i.
gizlice kulağa fısıldanan bilgi/tavsiye/uyarı a word in (one's) ear i.
gizlice kulağa fısıldanan bilgi/tavsiye/uyarı a word in someone's ear [uk] i.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip somebody a micky f.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip someone a mickey f.
birisinin içkisine gizlice ilaç koymak slip someone a mickey finn f.
gizlice dinlemek eavesdrop on f.
gizlice bilgi vermek tip someone off f.
otel vb gibi bir yerden herhangi bir ödeme yapmadan gizlice sıvışmak do a moonlight flit f.
(birini) gizlice öpmek/öpüvermek steal a kiss (from somebody) f.
(birine) gizlice bir öpücük vermek/kondurmak steal a kiss (from somebody) f.
(biriyle) gizlice iş birliği yapmak be in bed with (someone) f.
gizlice biri/bir şey için çalışmak be in the pay of somebody/something f.
gizlice biri/bir şey için çalışmak be in somebody's/something's pay f.
bir şeyi gizlice yapmak do something on the sly f.
gizlice dinlemek ear hustle f.
(birini/bir şeyi) sinsice/gizlice geçmek/atlatmak sneak past (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) yanından sinsice/gizlice geçirmek sneak past (someone or something) f.
gizlice kaçmak/sıvışmak take to the tall timber [us] f.
gizlice kaçmak/sıvışmak take to the tall timbers [us] f.
gizlice fıçıdan içmek tap the admiral f.
herkesten gizlice to yourself/himself/herself/themselves zf.
gizlice bir yere sızmış a fly on the wall expr.
çabuk ve gizlice like a thief in the night expr.
Trade/Economic
(gizlice hisse senedi alarak) firmanın başına geçmeyi bekleyen kimse corporate raider i.
Law
bir yere (gizlice) koyulmuş delil/kanit planted evidence i.
bir belge üzerinde gizlice bir takım değişiklikler yapma tampering i.
gizlice dinleme eavesdropping i.
gizlice evlenme clandestine marriage i.
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama sneak and peek search warrant i.
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama covert entry search warrant i.
izinsiz ve gizlice girerek yapılan arama surreptitious entry search warrant i.
gizlice alma asportation i.
gizlice almak asport f.
karşı tarafla gizlice anlaşarak yalan suçlama veya savunma yapmak prevaricate f.
(eski ingiliz hukukunda) yükümlülüğü gizlice ihlal etmek prevaricate f.
Politics
hükümetin veya başka bir güçlü örgütün terör eylemlerine gizlice destek verdiğine inanan kimse truther i.
gizlice sokulma infiltration i.
çıkar için gizlice işbirliği yapma pipelaying i.
(güney ve orta amerika'da) gizlice tutuklanıp muhtemelen hapsedilmiş veya öldürülmüş kimseler the disappeared i.
gizlice iktidar partisi lehine çalışan muhalefet controlled opposition i.
(düşmana) gizlice yardım etmek give aid and comfort f.
temel amacı yabancı hükümetleri ve yurtdışındaki terörist grupları gizlice dinlemek olan, birleşik krallık'ın denizaşırı istihbarat servisi sis (secret intelligence service) kısalt.
Computer
özel programlar veya virüs yardımıyla başka bir bilgisayarda basılan tuşları gizlice kaydetme işlemi keylogging i.
facebook hesabından birinin hakkında gizlice bilgi toplamaya çalışmak fb stalk f.
gizlice ve yasa dışı amaçlar için kullanmak üzere bir bilgisayarın kontrolünü ele geçirmek zombify f.
Telecom
telefon veya internet konuşmalarının gizlice dinlenmesi veya kaydedilmesi wiretap i.
birinin fotoğrafını telefonla gizlice çekip internette yayınlamak clog f.
Chemistry
birini gizlice bayıltmak için alkolle verilen kloral hidrat knockout drops i.
Astronomy
(ufolojide) gizlice dünyayı kontrol ettikleri ileri sürülen, şekil değiştirici dünya dışı ırklardan biri reptilian i.
History
(orta çağ'ın sonlarında) zorla hristiyan olup kendi inancını gizlice devam ettiren ispanyol veya portekizli yahudi converso i.
Religious
isa'nın ilahi özelliklerini gizlice kullandığı inanışı krypsis i.
(geç orta çağ'da) zorla hristiyan olduğu halde gizlice museviliğe bağlı kalan ispanyol veya portekizli bir yahudinin durumu veya davranışları marranism i.
(geç orta çağ'da) zorla hristiyan olan fakat gizlice museviliğe bağlı kalan ispanyol veya portekizli yahudi marrano i.
fransa'da protestanlığın yasak olması sebebiyle huguenotların 1715 ile 1802 yılları arasında gizlice ibadet etmek için kullandıkları gözlerden ırak mekan desert i.
Hunting
gizlice vurma sniping i.
gizlice takip etmek still-hunt f.
Sport
bir futbolcuyu gizlice başka bir takıma almaya çalışma tapping up i.
bir rugby oyuncusunu gizlice başka bir takıma almaya çalışma tapping up i.
Card
(kartları/kart destesini) hile amaçlı gizlice düzenlemek stack f.
Wagering
kumarbazlar arasında gizlice değiş tokuş edilen bilgi wire i.
kumar cihazının gizlice ve hileyle kontrolünü sağlayan mekanik alet gimmick i.
Mythology
kusurlu doğduğu için güzel bir insan yavrusuyla gizlice değiştirilen peri veya elf yavrusu oaf [obsolete] i.
Printery
karşıt görüşteki veya yasaklanmış edebi eserlerin gizlice basımı ve dağıtımı underground press i.
Archaic
(gizlice) alıp götürme conveyance i.
(gizlice) taşıma conveyance i.
(gizlice) kaldırma conveyance i.
biriyle gizlice iletişim kuran kimse correspondent i.
gizlice anlaşmak pack cards f.
(birini) gizlice takip etmek dodge f.
gizlice almak subtract f.
Slang
kişinin kimlik numarasını gizlice not edip kartını çalarak para çekme biçimindeki dolandırıcılık card surfing i.
binaya/eve gizlice girentip apartment ninja i.
bir yere gizlice sızmakla görevlendirilen ajan plant i.
diğer polisleri gizlice denetleyen sivil polis shoofly i.
gizlice dinleme ear hustling i.
mahkumlar arasında gizlice ve izinsizce gönderilen not/mektup kite i.
mahkumlara gizlice/usulsüzce iletilen not/mektup kite i.
mahkumlardan gizlice/usulsüzce iletilen not/mektup kite i.
gizlice yanında içki taşımak için kullanılan cep matarası/şişesi mickey i.
genellikle bayıltmak birinin içkisine gizlice katılan ilaç/uyuşturucu mickey i.
gizlice içki satılan yer blind pig [dialect] i.
gizlice içki satılan yer blind tiger [dialect] i.
gizlice yapılan şey bomb i.
gizlice hareket eden dedektif gumshoe [us] i.
gizlice çalmak klepto f.
birinin özel hayatını sinsice/gizlice gözetlemek, araştırmak creep on (someone or something) f.
gizlice hareket etmek gumshoe f.
içkisine gizlice ilaç koymak slip a mickey f.
British Slang
halka açık mekanlarda gizlice sevişenleri izlemekten zevk alma piking i.
gizlice dinlemek tab-hang f.
gizlice evi boşaltmak flit f.
gizlice dinlemek earwig f.
gizlice taşınmak flit f.
Modern Slang
gizlice birinin özel konuşmalarını dinleme air hustling i.