Verlauf

açmak (yol)

Bedeutungen von dem Begriff "açmak (yol)" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	açmak (yol)	wind v.

Bedeutungen, die der Begriff "açmak (yol)" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 267 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yol açmak	cause v.
General
2	General	yol açmak	open a road v.
3	General	birinin (bir başkasından) hoşlanmamasına yol açmak	put someone off v.
4	General	birinin düşünmesine yol açmak	give someone pause v.
5	General	yol açmak	raise v.
6	General	olmasına yol açmak	cause to occur v.
7	General	yol açmak	carry with it v.
8	General	seyahat etmesine yol açmak	cause to travel v.
9	General	yol açmak	gap v.
10	General	yol açmak	entail v.
11	General	yol açmak	result in v.
12	General	ite kaka yol açmak	elbow v.
13	General	yol açmak	lie behind v.
14	General	yol açmak	spark off v.
15	General	paniğe yol açmak	cause to panic v.
16	General	kargaşaya yol açmak	riot v.
17	General	yol açmak	set forward v.
18	General	yol açmak	lead to v.
19	General	kılıçla yol açmak	slash v.
20	General	yol açmak	beget v.
21	General	kesilmesine yol açmak (toplantının)	disrupt v.
22	General	-e yol açmak	create v.
23	General	yol açmak	elicit v.
24	General	yol açmak	tend v.
25	General	yol açmak	breed v.
26	General	yol açmak	beat v.
27	General	yol açmak	produce v.
28	General	yol açmak	provoke v.
29	General	yol açmak	invite v.
30	General	zarara yol açmak	cause harm to v.
31	General	yol açmak	beat a path v.
32	General	devam etmesine yol açmak	cause to continue v.
33	General	yol açmak	make way v.
34	General	yol açmak	evoke v.
35	General	arızalanıp stop etmesine yol açmak (motorun)	stall v.
36	General	bozulmasına yol açmak	disrupt v.
37	General	yol açmak	lead up to v.
38	General	yol açmak	generate v.
39	General	yol açmak	give rise to v.
40	General	kristalize olmasına yol açmak	cause to crystallize v.
41	General	yol açmak	cut v.
42	General	yol açmak	call forth v.
43	General	yol açmak	bring about v.
44	General	bir grubun çılgınca kaçışmasına yol açmak	stampede v.
45	General	birinin kendi nefsiyle mücadele etmesine yol açmak	tempt v.
46	General	yol açmak	involve v.
47	General	yol açmak	create v.
48	General	sessiz olmasına yol açmak	cause to be silent v.
49	General	yol açmak	make way for v.
50	General	sonuçlanmasına yol açmak	cause to result v.
51	General	yol açmak	cause v.
52	General	kendine yol açmak	worm one's way v.
53	General	yol açmak	give somebody a lead v.
54	General	yol açmak	pave the way v.
55	General	karışıklığa yol açmak	cause confusion v.
56	General	karışıklığa yol açmak	lead to confusion v.
57	General	karışıklığa yol açmak	lead to disorder v.
58	General	yol açmak	pave the way for v.
59	General	kazaya yol açmak	cause an accident v.
60	General	yol açmak	excite v.
61	General	-i değiştirerek bozulmasına yol açmak	tamper with v.
62	General	yol açmak	conduce v.
63	General	yol açmak	elbow v.
64	General	yol açmak (bir kimsenin bir şey yapmasına)	prompt to v.
65	General	yol açmak	lead v.
66	General	krize yol açmak	cause crisis v.
67	General	krize yol açmak	result in crisis v.
68	General	krize yol açmak	lead to crisis v.
69	General	-e yol açmak	trigger v.
70	General	-e yol açmak	prompt v.
71	General	-e yol açmak	occasion v.
72	General	-e yol açmak	set v.
73	General	yol açmak	make inroads into v.
74	General	aksamalara yol açmak	cause hitches v.
75	General	yanlış anlaşılmaya yol açmak	cause misunderstanding v.
76	General	aksamalara yol açmak	cause impediments v.
77	General	soruna yol açmak	cause a trouble v.
78	General	probleme yol açmak	cause a problem v.
79	General	yol açmak	bring with it v.
80	General	yaptırıma yol açmak	lead to a sanction v.
81	General	hastanın ölümüyle sonuçlanan krize yol açmak	cause the crisis which led to patient’s death v.
82	General	bir patlamaya yol açmak	cause an explosion v.
83	General	huzursuzluğa yol açmak	cause discontent v.
84	General	huzursuzluğa yol açmak	cause dissatisfaction v.
85	General	şoka yol açmak	lead to shock v.
86	General	enflasyona neden olmak/yol açmak	cause inflation v.
87	General	enflasyona neden olmak/yol açmak	lead to inflation v.
88	General	(zarara vb) yol açmak	wreak v.
89	General	sinir krizine yol açmak	lead to a nervous breakdown v.
90	General	paniğe yol açmak	affrighten [obsolete] v.
91	General	karmaşık sonuç veya akıbetlere yol açmak	ramify v.
92	General	yol açmak	catalyse v.
93	General	yol açmak	catalyze v.
94	General	yol açmak	tend v.
95	General	yol açmak	make v.
96	General	inanılmamasına yol açmak	uncredit v.
97	General	yol açmak	engender v.
98	General	yol açmak	equate v.
99	General	zarara yol açmak	wreke [obsolete] v.
100	General	travmaya yol açmak	harrow v.
101	General	yanlış eğilime sahip olmasına yol açmak	misincline v.
102	General	(bir şeyin) yeniden geçip gitmesine yol açmak	repass v.
103	General	yakarak yol açmak	burn (into) v.
104	General	yol açmak	go v.
105	General	yol açmak	occasionate [obsolete] v.
106	General	gürültüye yol açmak	claik [scotland] v.
107	General	(zilli müzik aleti çalarken) şıngırtıya yol açmak	clam v.
108	General	senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak	desynchronize [us] v.
109	General	senkronizasyonunun bozulmasına yol açmak	desynchronise [uk] v.
110	General	aptalca davranmasına yol açmak	idiotise v.
111	General	ahmak gibi davranmasına yol açmak	idiotise v.
112	General	aptalca davranmasına yol açmak	idiotize v.
113	General	ahmak gibi davranmasına yol açmak	idiotize v.
114	General	aptalca davranmasına yol açmak	idiotise v.
115	General	ahmak gibi davranmasına yol açmak	idiotise v.
116	General	eğilmesine yol açmak	overbend v.
117	General	aşırı basınca yol açmak	overpressure v.
118	General	hataya yol açmak	oversimplify v.
119	General	çürümeye yol açmak	russet v.
120	General	kararmaya yol açmak	russet v.
121	General	patlamaya yol açmak	implode v.
122	General	apseye yol açmak	imposthumate v.
123	General	apseye yol açmak	imposthumate v.
124	General	dengesizliğe yol açmak	disequilibrate v.
125	General	kimliğini kaybetmesine yol açmak	disorient v.
126	General	başarısızlığına yol açmak	beguile [obsolete] v.
127	General	(bir şeyin) içinden yol açmak	pierce v.
128	General	kayba yol açmak	injure v.
129	General	kayba yol açmak	injury [obsolete] v.
130	General	yol açmak	inroad v.
131	General	yol açmak	invoke v.
132	General	kan toplanmasına yol açmak	cork [australia] v.
133	General	hematoma yol açmak	cork [australia] v.
134	General	patlamasına yol açmak	fire v.
135	General	yol açmak	outlead v.
136	General	öncül olmasına yol açmak	precede v.
137	General	yol açmak	prepare v.
138	General	yol açmak	secure v.
139	General	yol açmak	see v.
140	General	yol açmak	shear v.
141	General	yıkılmasına yol açmak	crumple v.
142	General	yol açmak	slice v.
143	General	tortuya yol açmak	sludge v.
144	General	yol açmak	bear v.
145	General	(bir şeyin) çıkıntı yapmasına yol açmak	poke out v.
146	General	(bir gözün) kısılmasına yol açmak	squint v.
147	General	kıtlığa yol açmak	strap v.
148	General	beklenmedik bir duruma yol açmak	surprise v.
149	General	beklenmedik bir duruma yol açmak	surprize v.
150	General	yol açmak	prompt v.
151	General	olmasına yol açmak anlamı veren ön ek	en- pref.
152	General	olmasına yol açmak anlamı veren son ek	-en suf.
Phrasals
153	Phrasals	iterek yol açmak	sweep aside v.
154	Phrasals	(bir şeye) yol açmak	become grounds for (something) v.
155	Phrasals	bir dedikodunun yayılmasına yol açmak	bandy about v.
156	Phrasals	(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak	elicit (something) from (someone) v.
157	Phrasals	(birinin) bir şey yapmasına neden olmak/yol açmak	provoke (one) to v.
158	Phrasals	(bir duruma) yol açmak	stir to (something) v.
159	Phrasals	bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak	work into (something) v.
160	Phrasals	bir ruh haline girmesine/kapılmasına yol açmak	work into v.
161	Phrasals	itip kendine yol açmak	push by v.
162	Phrasals	yol açmak	whomp up v.
163	Phrasals	bir şeye yol açmak	bring something on v.
164	Phrasals	yol açmak	bring with v.
165	Phrasals	(bir şeye) yol açmak	culminate in (something) v.
166	Phrasals	yol açmak	cut through v.
167	Phrasals	(bir şey) arasında yol açmak	cut through (something) v.
168	Phrasals	(birinde bir tepkiye, duyguya) yol açmak	elicit from v.
169	Phrasals	atın düşmesine yol açmak	ride down v.
170	Phrasals	kaçmaya yol açmak	rout out v.
171	Phrasals	(bir şeye) yol açmak	lead to (something) v.
172	Phrasals	(bir şeye) yol açmak	make for (something) v.
173	Phrasals	(bir şeye) yol açmak	result in (something) v.
174	Phrasals	(birinin/bir şeyin) olumsuz değerlendirilmesine yol açmak	weigh against (someone or something) v.
175	Phrasals	(birinde/bir şeyde bir zarara) yol açmak	wreak (something) upon (someone or something) v.
176	Phrasals	yol açmak	bring about
177	Phrasals	yol açmak	call forth
178	Phrasals	yol açmak	make inroad into
Colloquial
179	Colloquial	paniğe yol açmak	cause a panic v.
180	Colloquial	itip kakarak yol açmak	elbow (one's) way v.
181	Colloquial	iterek yol açmak	push past v.
Idioms
182	Idioms	onaylamamaya yol açmak	raise an eyebrow v.
183	Idioms	infaala yol açmak	frighten the horses v.
184	Idioms	yol açmak	break new paths v.
185	Idioms	kuşkulanmasına/şüphelenmesine yol açmak	throw (something) into question v.
186	Idioms	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak	build up (one's) hopes v.
187	Idioms	heyecanla beklemesine yol açmak	build up (one's) hopes v.
188	Idioms	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak	build up somebody’s hopes v.
189	Idioms	heyecanla beklemesine yol açmak	build up somebody’s hopes v.
190	Idioms	ümitlenmesine/umutlanmasına yol açmak	raise somebody’s hopes v.
191	Idioms	heyecanla beklemesine yol açmak	raise somebody’s hopes v.
192	Idioms	endişeye/kaygıya yol açmak	cause (one) qualms v.
193	Idioms	duraksamasına yol açmak	cause (one) qualms v.
194	Idioms	endişeye/kaygıya yol açmak	cause qualms v.
195	Idioms	duraksamasına yol açmak	cause qualms v.
196	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give pause to somebody v.
197	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give someone pause for thought v.
198	Idioms	bir çağrışıma yol açmak	strike a chord with someone v.
199	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give somebody pause v.
200	Idioms	büyük bir felakete yol açmak	cause a disaster of epic proportions v.
201	Idioms	diğerlerini iterek kendine yol açmak	push past someone or something v.
202	Idioms	felakete yol açmak/götürmek	spell trouble v.
203	Idioms	kavgaya yol açmak	make the fur fly v.
204	Idioms	kavgaya yol açmak	cause a scene or disturbance v.
205	Idioms	kavgaya yol açmak	make a fuss of v.
206	Idioms	zorla yol açmak	break into v.
207	Idioms	zorla yol açmak	break in v.
208	Idioms	yol açmak	cut a path v.
209	Idioms	(bir şeyin) gerekçesi olmak (bir şeye) yol açmak	be grounds for (something) v.
210	Idioms	(bir hastalık) atağına/krizine yol açmak	produce an attack (of some illness) v.
211	Idioms	bir atağa/krize yol açmak	produce an attack v.
212	Idioms	yol açmak	blaze a trail v.
213	Idioms	yeni bir yol açmak/bulmak	blaze a trail v.
214	Idioms	yol açmak	blaze the trail v.
215	Idioms	yeni bir yol açmak/bulmak	blaze the trail v.
216	Idioms	yol açmak	blaze the trail v.
217	Idioms	yol açmak	blaze a trail v.
218	Idioms	birinin umutlanmasına/ümitlenmesine yol açmak	build up/raise somebody's hopes v.
219	Idioms	kavgaya yol açmak	cause a scene v.
220	Idioms	için yol açmak	clear the way for v.
221	Idioms	büyük yıkıma/değişime yol açmak	cut a swathe through v.
222	Idioms	(birinin) düşünmesine yol açmak	give (one) pause v.
223	Idioms	(birinin) düşünmesine yol açmak	give (one) pause for thought v.
224	Idioms	(birinin) düşünmesine yol açmak	give (somebody) pause for thought v.
225	Idioms	(birinin) düşünmesine yol açmak	give (somebody) pause v.
226	Idioms	yol açmak	give a lead v.
227	Idioms	(bir konuda) yol açmak	give a lead (on something) v.
228	Idioms	düşünmesine yol açmak	give pause v.
229	Idioms	düşünmesine yol açmak	give pause for thought v.
230	Idioms	(birinin) düşünmesine yol açmak	give pause to (one) v.
231	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give pause to someone v.
232	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give pause to someone (for thought) v.
233	Idioms	birinin düşünmesine yol açmak	give someone pause (for thought) v.
234	Idioms	bir şeye yol açmak	give rise to something v.
235	Idioms	(birine/bir şeye) yol açmak	make way for (someone or something) v.
236	Idioms	(bir şeye) yol açmak/neden olmak	play a part (in something) v.
237	Idioms	(bir şeye) yol açmak/neden olmak	play your part (in something) v.
238	Idioms	kalabalığın arasından kendine yol açmak	shove (one's) way v.
239	Idioms	kalabalığın arasından kendine yol açmak	shove way v.
240	Idioms	savaşarak kendine yol açmak	shoot one's way v.
241	Idioms	yol açmak	blaze the trail
242	Idioms	yol açmak	blaze a trail
243	Idioms	yol açmak	give birth to
244	Idioms	yol açmak	give cause for
245	Idioms	yol açmak	culminate in
Trade/Economic
246	Trade/Economic	ekonomik buhrana yol açmak	squeeze v.
Law
247	Law	hasara yol açmak	damnify v.
248	Law	temel hakların ihlaline yol açmak	lead to a violation of fundamental rights v.
Politics
249	Politics	ya yol açmak	lead up v.
Technical
250	Technical	güney afrika ve batı hint adaları'nda kamış kesmek ve yol açmak için kullanılan büyük ve ağır bir bıçak	curtal ax n.
251	Technical	yol açmak	cause
Marine
252	Marine	yol açmak	work a passage v.
Medical
253	Medical	ölüme yol açmak	lead to death v.
254	Medical	rüptüre yol açmak	rupture v.
255	Medical	apseye yol açmak	imposthume [obsolete] v.
256	Medical	apseye yol açmak	impostumate [obsolete] v.
257	Medical	apseye yol açmak	impostume [obsolete] v.
Pathology
258	Pathology	(damarda) tıkanıklığa yol açmak	embolise v.
259	Pathology	(damarda) tıkanıklığa yol açmak	embolize v.
260	Pathology	(damar veya organda) fazla kan birikimine yol açmak	congest v.
261	Pathology	doku birikimine yol açmak	congest v.
262	Pathology	enfeksiyona yol açmak	infect v.
Veterinary
263	Veterinary	(at) tırnak iltihabına yol açmak	founder v.
Gastronomy
264	Gastronomy	istenmeyen aromaya yol açmak	revert v.
Biology
265	Biology	gebeliğe yol açmak	distend v.
Astronomy
266	Astronomy	tutulmasına yol açmak	eclipse v.
Archaic
267	Archaic	muhalefete yol açmak	atone v.