fancy! - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

fancy!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "fancy!" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Colloquial
fancy! expr. hayret bir olay!

Bedeutungen, die der Begriff "fancy!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
fancy adj. süslü
General
fancy n. beğeni
fancy dress ball n. maskeli balo
fancy dress n. maskeli balo elbisesi
fancy dress ball n. kıyafet balosu
fancy man n. sevgili
fancy n. zevk
fancy n. düş
fancy n. kuruntu
fancy n. hayal gücü
fancy words n. süslü sözler
strange fancy n. kuruntu
fancy n. imge
fancy n. merak
fancy n. imgelem
fancy price n. fahiş fiyat
fancy n. mefhum
fancy n. heves
fancy woman n. acayip kadın
fancy woman n. metres
fancy n. fantezi
fancy n. moda
fancy ball n. maskeli balo
fancy n. kapris
flight of fancy n. hayal
fancy n. düşünce
fancy n. düşlem
fancy n. kanı
flight of fancy n. hayal kurma
fancy n. düşgücü
fancy n. muhayyile
fancy n. geçici arzu
fancy n. sevgi
fancy n. meyil
fancy woman n. fahişe
fancy man n. acayip adam
fancy n. hulya
fancy n. hayal
fancy n. tahayyül
fancy man n. aşık
fancy goods n. fantezi eşya
passing fancy n. geçici sevgi
a passing fancy n. geçici heves
fancy n. hoşlanma
fancy n. istek
fancy-dress ball n. maskeli balo
fancy dress-ball n. maskeli balo
fancy-dress party n. kıyafet balosu
fancy names n. süslü püslü isimler
fancy lady n. fahişe
fancy dress party (british english) n. kıyafet balosu
fancy paper n. el işi kağıdı
the fancy [obsolete] n. spor veya hobi meraklısı kitle
fancy restaurant n. havalı restoran
fancy restaurant n. lüks ve pahalı restoran
fancy restaurant n. şatafatlı restoran
fancy dress n. kostüm
fancy dress n. etkinlik kıyafeti
fancy n. hayal dünyası
fancy n. hayal ürünü
fancy n. zihinde canlandırılan fantastik öğe
fancy n. fikir
fancy n. (birinden) hoşlanma
fancy n. özel ilgi duyma
fancy n. aşık olma
fancy n. takım
fancy n. taraftar
fancy n. destekçi
fancy n. hayran
fancy n. fan
fancy n. takım sporu
fancy n. takım faaliyeti
fancy n. hayran aktivitesi
fancy n. aşk
fancy n. (özel anlamda) bağlılık
fancy n. arzu
fancy n. izlenim
fancy n. hayali görüntü
fancy n. hayali icat
fancy n. fantastik tasarım
fancy n. fantezi pırlanta
fancy n. olağandışı rengi olan pırlanta
fancy n. illüzyon
fancy n. göz yanılması
fancy n. fantastik ortam
fancy n. fantastik yaratı
fancy n. görüş
fancy n. kanaat
fancy n. yargı
fancy n. renkli çiçekleri olan bitki
fancy n. renkli çiçek
fancy n. boks takipçisi
fancy n. hayvansever
fancy n. bir alana yoğun ilgi duyan kimse
fancy ball n. kostüm balosu
fancy ball n. kıyafet balosu
fancy dress [uk] n. kimliği gizleyen giysi
fancy dress n. resmi kıyafet
fancy dress n. gece elbisesi
fancy dress n. abiye
fancy fair n. yardım fuarı
fancy fair n. takı ve süs eşyalarının satıldığı fuar
fancy man [obsolete] n. bir kadının desteklediği erkek
fancy man [uk] n. bir kadının aşığı
fancy man [obsolete] n. erkek arkadaş
fancy man [obsolete] n. (erkek) sevgili
fancy man n. pasta dekorcusu
fancy man n. dekoratör
fancy store n. tuhafiye dükkanı
fancy store n. süs eşyaları satan dükkan
fancy store n. incik boncuk dükkanı
fancy-dress ball n. kıyafet balosu
fancy-dress ball n. kostümlü balo
fancy ball n. kıyafet balosu
fancy ball n. kostümlü balo
fancy-pants n. aptal kimse
fancy-pants n. çekici kimse
fancy-pants [us] n. elit kimse
fancy-pants [us] n. gösterişli tarzı olan kimse
fancy-pants n. görünümüne önem veren kimse
have a fancy for v. heves etmek
catch the fancy of v. hoşuna gitmek
fancy up v. süslenmek
take a fancy to v. gözü tutmak
fancy v. kurmak
fancy v. hoşlanmak
fancy v. meyletmek
fancy v. sanmak
fancy v. bayılmak (sevmek vb)
fancy v. zannetmek
fancy v. istemek
fancy v. tahayyül etmek
fancy v. beğenmek
take a fancy to v. hoşlanmaya başlamak
fancy v. hayal kurmak
fancy v. çok sevmek
fancy oneself v. hayallerinde kendini şöyle veya böyle görmek
fancy v. tasavvur etmek
fancy v. sevmek
fancy up v. süslemek
fancy up v. allayıp pullamak
fancy v. arzu etmek
fancy v. hayal etmek
fancy v. düşünmek
take a fancy to v. hoşlanmak
fancy v. fantezi kurmak
fancy v. düşlemek
have a fancy for something v. içi çekmek
fancy v. imgelemek
fancy oneself as something v. kendini bir şey sanmak
fancy up v. giyinip kuşanmak
fancy v. aklında canlandırmak
fancy v. tasarlamak
fancy each other v. flört etmek
fancy each other v. birbirlerinden hoşlanmak
take a fancy to something v. kanı kaynamak
take a fancy to someone v. kanı ısınmak
take a fancy to something v. kanı ısınmak
take a fancy to someone v. kanı kaynamak
fancy each other v. birbirinden hoşlanmak
fancy v. canı çekmek
fancy v. hayalini kurmak
fancy v. farz etmek
fancy [obsolete] v. memnun etmek
fancy [obsolete] v. tatmin etmek
fancy [obsolete] v. hoş tutmak
fancy [obsolete] v. aşık olmak
fancy [obsolete] v. arzulamak
fancy v. (ıslah etmek için) hayvan yetiştirmek
fancy v. kazanacağını düşünmek
fancy v. olma ihtimalini yüksek görmek
fancy adj. fahiş
fancy adj. aşırı
fancy adj. keyfi
fancy free adj. aşktan azade
fancy adj. üstün kaliteli (gıda maddeleri)
fancy adj. çok süslü
fancy adj. garip
fancy adj. süslü püslü
fancy adj. lüks
fancy adj. fantazi
fancy adj. pahalı ve üst sınıf
fancy-free adj. tasasız
fancy-free adj. dertsiz
fancy-free adj. gamsız
fancy-free adj. kaygısız
fancy adj. alengirli
fancy adj. fazla dekore edilmiş
fancy adj. donatılmış
fancy adj. karmaşık
fancy adj. çetrefilli
fancy adj. kompleks
fancy adj. sofistike
fancy adj. zarif
fancy adj. modaya uygun
fancy adj. asil tarzda
fancy adj. üstün nitelikli
fancy adj. kaliteli
fancy adj. hoş
fancy adj. güzel
fancy adj. aşırı
fancy adj. fahiş
fancy adj. abartılı
fancy adj. görsel amaçlı yetiştirilen
fancy adj. eşsiz
fancy adj. özel
fancy adj. üstün nitelikleri için beslenen
fancy dress adj. kostümlü (balo)
fancy-free adj. hayal edebilir
fancy-free adj. düşüncesinde özgür
fancy-free adj. merakı dizginlenmemiş
fancy-free adj. kimseye bağlanmayan
fancy-free adj. gönül ilişkileri kurmayan
fancy-free adj. tek şeye odaklanmayan
fancy-free adj. farklı ilgi alanları peşinde koşan
fancy-free adj. duygusuz
fancy-free adj. duygusal etki altında kalmayan
fancy-free adj. bağımsız
fancy-free adj. kısıtlanmayan
fancy-free adj. sınırsız
fancy-free adj. bekar
fancy-free adj. yalnız
fancy-free adj. yükümlülüklerden muaf
fancy-free adj. sorumluluğu olmayan
fancy-sick adj. kara sevdalı
fancy-sick adj. mecnun
fancy-sick adj. platonik aşk yaşayan
fancy-sick adj. aşk acısı çeken
fcy (fancy) abrev. süslü
fcy (fancy) abrev. hoş
Phrasals
fancy up v. aşırı şık giyinmek
fancy up v. çok şık giyinmek
fancy up v. giyinip kuşanmak
fancy up v. süslenip püslenmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak görmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak düşünmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak tasavvur etmek
fancy (someone or oneself) as (something) v. (birini/kendini bir şey) olarak zihninde canlandırmak
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak görmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak düşünmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak tasavvur etmek
fancy someone as someone or something v. birini biri/bir şey olarak zihninde canlandırmak
fancy as v. olarak görmek
fancy as v. olarak düşünmek
fancy as v. olarak tasavvur etmek
fancy as v. olarak zihninde canlandırmak
fancy up v. dekore etmek
fancy up v. yenilemek
fancy up v. bezemek
fancy up v. donatmak
Colloquial
flight of fancy n. gerçekliği olmayan hayal mahsulü fikir
fancy footwork n. süslü ayak figürü
fancy footwork n. dansta ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork n. dansta gösterişli ayak figürü
fancy footwork n. dansçının yaptığı zor bir ayak figürü
fancy footwork n. kıvrak ayak figürü
fancy footwork n. kıvrak düşünce
fancy footwork n. kıvrak zeka
fancy footwork n. kıvrak çözüm
fancy footwork n. akıllıca bir hareket
fancy footwork n. zekice ve karmaşık dans adımları
fancy footwork n. kıvrak dans adımları
fancy footwork n. zor ve karmaşık ayak figürleri
fancy footwork n. ustaca yapılan ayak figürü
fancy footwork n. hünerli ayak figürü
fancy footwork n. dengeli/sağlam ayak figürü
fancy footwork n. birini bir problemden kurtaracak karmaşık strateji
fancy footwork n. karmaşık bir strateji
fancy footwork n. akıllıca kurulmuş bir strateji
fancy footwork n. zekice yapılan plan
catch the fancy-of v. beğenmek
fancy v. çekici olmak
catch the fancy-of v. çekici gelmek
catch the fancy-of v. hoşuna gitmek
strike one's fancy v. hoşuna gitmek
strike one's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
catch the fancy-of v. ilgisini çekmek
fancy-pants adj. havalı
fancy-pants adj. burnu havada
fancy-pants adj. fazla kibar
fancy-pants adj. zarif
fancy-pants adj. çıtkırıldım
fancy that! expr. hayret bir olay!
fancy seeing you here! expr. kimleri görüyorum!
I don't fancy yours (much) [uk] expr. seninki pek güzel değil
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek beğenmedim
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek bayılmadım
I don't fancy yours (much) [uk] expr. pek hoşlanmadım
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret doğrusu
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hayret bir olay
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bak sen şu işe
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. yok artık
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. vay canına
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. bir yaşıma daha girdim
(just) fancy that [old-fashioned] [uk] expr. hadi ya
Idioms
fancy price n. ateş pahası
fancy price n. astronomik fiyat
fancy price n. çok tuzlu fiyat
fancy price n. çok yüksek fiyat
flight of fancy imagination n. düşsel
flight of fancy imagination n. düş ürünü
flight of fancy n. hayal mahsulü
flight of fancy/imagination/fantasy n. hayal mahsülü düşünceler/fikirler
flight of fancy imagination n. hayal ürünü
a flight of fancy n. hayal ürünü
a flight of fancy n. hayal mahsulü
take a fancy to v. birisine ısınmak
take a fancy to someone v. birisinden elektrik almak
fancy someone v. birisini çekici bulmak
fancy someone v. birisini hoş bulmak
be footloose and fancy-free v. bekar olmak
take a fancy to v. beğenmek
take a fancy to v. çekici gelmek
be footloose and fancy-free v. çapkın olmak
take a fancy to v. cazibesine kapılmak
take a fancy to v. hoş gelmek
be footloose and fancy-free v. gününü gün etmek
take a fancy to v. hoş bulmak
catch somebody's fancy v. hoşuna gitmek
catch somebody's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike somebody's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike someone's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take a fancy to v. etkilenmek
take somebody's fancy v. hoşuna gitmek
strike somebody's fancy v. hoşuna gitmek
take a fancy to v. hoşlanmak
suit someone's fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
tickle someone's fancy v. içini kemirmek
take somebody's fancy v. ilgisini çekmeye başlamak
take somebody's fancy v. ilgisini çekmek
tickle one's fancy v. iç gıcıklamak
strike somebody's fancy v. ilgisini çekmek
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmek
tickle someone's fancy v. iç gıcıklamak
catch somebody's fancy v. ilgisini çekmek
tickle somebody's fancy v. ilgisini çekmeye başlamak
fancy oneself as v. kendini bir bok sanmak
take a fancy to v. kanı kaynamak
fancy oneself as v. kendini bir şey sanmak
fancy oneself as v. kendini bir şey olarak görmek
fancy oneself as v. kendini bir şey zannetmek
take a fancy to v. sempati duymak
fancy someone's chances v. şansına güvenmek
be footloose and fancy-free v. özgür olmak
be footloose and fancy-free v. istediğini yapabilmek
be footloose and fancy-free v. kafasına göre yaşamak
be footloose and fancy-free v. sorumlulukları olmamak
be footloose and fancy-free v. sorumluluklardan uzak olmak
catch (someone's) fancy v. (birine) hitap etmek
catch (someone's) fancy v. (birinin) ilgisini çekmek
catch (someone's) fancy v. (birinin) hoşuna gitmek
catch (someone's) fancy v. (birinde) merak uyandırmak
catch (someone's) fancy v. (birini) çekmek
catch (someone's) fancy v. (birini) cezbetmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin ilgisini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birine hitap etmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinin hoşuna gitmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birinde merak uyandırmak
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini çekmek
catch/take/tickle somebody's fancy v. birini cezbetmek
fancy (one's) chances v. şansına güvenmek
fancy (one's) chances v. başaracağından emin olmak
fancy chances v. şansına güvenmek
fancy chances v. başaracağından emin olmak
fancy your chances v. şansına güvenmek
fancy your chances v. başaracağından emin olmak
fancy someone's chances v. şansına güvenmek
fancy someone's chances v. başaracağından emin olmak
fancy somebody's chances v. irinin şansına güvenmek
fancy somebody's chances v. birinin başaracağından emin olmak
strike fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
strike fancy v. hoşa gitmek
suit fancy v. hitap etmek (bir şeyin birine hitap etmesi)
take a fancy to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmaya başlamak
take a fancy to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) hoşlanmak
take a fancy to (someone or something) v. (birini/bir şeyi) beğenmek
take a fancy to (someone or something) v. (birine/bir şeye) ısınmak
take a fancy to (someone or something) v. (birine/bir şeye) sempati duymak
tickle fancy v. ilgisini çekmek
tickle fancy v. iç gıcıklamak
tickle fancy v. içini kemirmek
tickle fancy v. cezbetmek
footloose and fancy free adj. avare
fancy free adj. bekar
fancy free adj. bağımsız
footloose and fancy free adj. istediğini yapan kişi
fancy free adj. özgür
footloose and fancy free adj. kafasına göre takılan
fancy free adj. kafasına göre takılan
footloose and fancy free adj. kayıtsız
footloose and fancy free adj. (bekar olduğu için) bağımsız
footloose and fancy free adj. (bekar) özgür
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canın isterse/çekerse
as the fancy takes you expr. istediğin gibi
whenever the fancy takes you expr. istediğin gibi
whenever the fancy takes (one) expr. istediği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. canı ne zaman isterse
as the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes you expr. ne zaman canın isterse/çekerse
whenever the fancy takes (one) expr. ne zaman canı isterse/çekerse
as the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes you expr. canının istediği/çektiği gibi
whenever the fancy takes (one) expr. canının istediği/çektiği gibi
as the fancy takes you expr. gönlünce
whenever the fancy takes you expr. gönlünce
whenever the fancy takes (one) expr. gönlünce
fancy free expr. istediğiyle gönül eğlendiren
footloose and fancy free expr. istediğini yapan
whenever the fancy takes (one) expr. istediği zaman
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına göre
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına esince
whenever the fancy takes (one) expr. kafasına ne zaman eserse
Speaking
do you fancy joining us? expr. bize katılmak ister misiniz?
do you fancy going to the cinema with me? expr. benimle sinemaya gelmek ister misin?
fancy that! expr. hayret doğrusu!
don't fancy your chances! expr. şansına pek güvenme!
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğim aklımın ucundan geçmezdi
fancy meeting you here expr. seni burada göreceğime dünyada inanmazdım
fancy exclam. yok artık
fancy exclam. deme be
Trade/Economic
fancy fair n. moda fuarı
fancy goods n. dekoratif lüks ürünler
fancy goods n. ıvır zıvır
fancy goods n. küçük ev süsleri
fancy goods n. biblolar
fancy goods n. fantezi kumaş
fancy goods n. modaya uygun kumaş
fancy goods n. son moda kıyafet
fancy goods n. süs eşyaları
fancy goods n. incik boncuk
fancy goods n. değersiz ziynet eşyaları
fancy goods n. frapan ürünler
fancy goods n. göz alıcı ürünler
fancy stocks n. (borsada) büyük kazanç yaratan sanal hisse senetleri
fancy stocks n. değersiz hisseler
fancy stocks n. değersiz menkul kıymetler
Industry
fancy n. uzun dişleri olan taraklama silindiri
fancy roller n. uzun dişleri olan taraklama silindiri
Technical
fancy yarn n. fantezi iplik
fancy goods n. fantezi mallar
fancy yarn equipment n. fantazi iplik donanımı
fancy thread n. fantezi iplik
fancy dress n. karnaval giysisi
Textile
fancy thread n. fantezi iplik
fancy fabrics n. fantazi kumaşlar
fancy fabric n. fantezi kumaş
fancy goods n. fantezi mallar
fancy edge n. fantezi kenar
fancy braid n. fantezi örgü
fancy yarn n. fantezi iplik
fancy fabric n. fantazi kumaş
fancy article n. fantezi artikel
fancy seam n. süs dikişi
fancy n. fantezi kumaş
fancy n. modaya uygun kumaş
fancy n. modaya uygun kıyafet
Woodworking
fancy woods n. (pahalı ve özel) mobilya ahşabı
fancy woods n. kontrplak
Marine
fancy line n. gemi güvertesinde (lumbuzların kontrolü için kullanılan) kısa ip
Gastronomy
fancy-cake n. turta
Fishery
fancy line n. bir tür misina
fancy line n. olta ipi
Social Sciences
fancy dance n. kızılderililere özgü hızlı bir tür powwow dansı
Sport
fancy n. boksörlük
fancy n. boks sanatı
Basketball
fancy dan n. seyircinin gözüne hoş gelecek oyun ve atışları yapan oyuncu
Art
fancy n. (şair veya ressamın) hayal gücü
fancy n. (şair veya ressamın yarattığı) imge
Music
fancy n. bağımsız beste
fancy dance n. fantezi dans
fancy n. (16 ve 17. yüzyıllarda) enstrümantal solo beste
Archaic
fancy [obsolete] n. fantastik nitelik
fancy [obsolete] n. olağandışılık
fancy [obsolete] n. gerçek dışılık
fancy [obsolete] n. kibir
fancy [obsolete] n. kendini beğenmişlik
fancy man [obsolete] n. bir gruba üye erkek
Slang
fancy woman n. fahişe
fancy-pants n. göz boyayan
fancy-schmancy words n. janjanlı sözler
fancy woman n. orospu
fancy man n. pezevenk
fancy-pants n. sahte
fancy-pants n. züppe
fancy man n. kadın satıcısı
fancy man n. jigolo
fancy woman n. adı çıkmış kadın
fancy woman n. hafif kadın
fancy girl n. adı çıkmış kadın
fancy girl n. hafif kadın
fancy girl n. fahişe
fancy girl n. orospu
fancy lady n. adı çıkmış kadın
fancy lady n. hafif kadın
fancy lady n. orospu
fancy oneself as v. kendini bir bok sanmak
fancy-schmancy adj. janjanlı
fancy-schmancy adj. özenilmiş
fancy-schmancy adj. süslü
fancy-schmancy adj. şatafatlı