göz göz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

göz göz



Bedeutungen von dem Begriff "göz göz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 8 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
göz göz compartmental adj.
göz göz honeycombed adj.
göz göz reticulated adj.
göz göz eyed adj.
göz göz eye-spotted adj.
göz göz comby [rare] adj.
göz göz faveolate adj.
Botanic
göz göz favose adj.

Bedeutungen, die der Begriff "göz göz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
göz önünde tutma consideration n.
göz eye n.
(göz) çapak (eye) gum n.
göz çapağı (eye) gum n.
göz önünde bulundurmak consider v.
göz kamaştırmak dazzle v.
göz atmak glance v.
göz kırpmak wink v.
göz kulak olmak look after v.
göz kırpmak wink at v.
General
göz yumma complaisance n.
göz hekimi ophthalmologist n.
yeşil göz greeneye n.
göz bilgisi ophthalmology n.
göz damlası pompası eyedropper n.
morarmış göz shiner n.
göz yılgınlığı demoralisation n.
göz yorgunluğu eyestrain n.
göz banyosu eyewash n.
göz kenarı kırışıklığı laugh line n.
göz banyosu için kullanılan kadeh eyebath n.
göz hekimliği ophthalmology n.
göz yorgunluğu eye strain n.
morarmış göz a black eye n.
göz kenarındaki kırışıklıklar crowfoot n.
göz alıcı olma jazziness n.
göz atma browsing n.
göz kırpma palpebration n.
göz önünde tutma account n.
göz division n.
göz aldanması illusion n.
göz locker n.
göz dolduran eyeful n.
göz damlası eye drops n.
göz merceği crystalline lens n.
göz değmesi whammy n.
göz kalemi eyeliner n.
göz önüne alma consideration n.
kem göz evel eye n.
göz değmesi the evil eye n.
çıplak göz the naked eye n.
atın göz siperi blinker n.
göz iltihabı ophtalmia n.
göz cubby n.
çıplak göz naked eye n.
kem göz invidious eye n.
şaşı göz goggle eye n.
göz pencere circular window n.
göz aşinalığı knowing someone by sight n.
göz işareti wink n.
kem göz bad eye n.
göz kırpma twinkle n.
göz damlası collyrium n.
göz glance n.
göz ışıtacı magic eye n.
göz kamaşmasını önlemek için göz altına sürülen siyah boya eyeblack n.
göz maskesi eye mask n.
göz alıcılık grandioseness n.
baş dönmesi ve göz kararması staggers n.
göz yumma connivance n.
siyah göz black eye n.
göz aşinalığı bowing acquaintance n.
göz damlası pompasını dolduracak miktarda eyedropperful n.
göz farı eye shadow n.
göz drawer n.
göz kapağı eyelid n.
göz merceği eyepiece n.
göz siperi shade n.
göz sıvısı aqueous humor n.
keskin göz eagle eye n.
göz yuvarlağı eye ball n.
göz cuddy n.
göz hastanesi eye hospital n.
el göz koordinasyonu eye hand coordination n.
göz gezdirme a cursory glance n.
göz kırpan winker n.
göz doktoru oculist n.
göz losyonu eye lotion n.
göz atma glimpse n.
göz etme wink n.
göz altına alma holding n.
göz erimi sight n.
kem göz envious eye n.
göz çukuru socket n.
göz aşısı eye cutting n.
göz alıcılık luster n.
göz ucuyla bakma slant n.
tek göz oda boxy room n.
göz yanılması optical illusion n.
göz kamaştırıcı parıltı glare n.
çekik göz slanted eye n.
göz yumma sufferance n.
göz doktorluğu ophthalmology n.
göz sight n.
göz yumma condonation n.
göz yıkama ilacı eyewash n.
göz zevkini bozan şey eyesore n.
göz yumma overlooking n.
göz demiri bower n.
göz box n.
göz kırpması eyewink n.
göz yaşartıcı bomba lachrymatory bomb n.
göz önünde tutma consideration n.
hareket ettirildiğinde üzerindeki resimlerin göz yanılmasına sebep olduğu bir silindirden oluşan oyuncak zoetrope n.
göz alıcılık brilliance n.
göz altında oluşan torbamsı şişlik pouch n.
göz çıkığı exophthalmus n.
göz merceği lens n.
sağ göz hakimiyeti dextrocularity n.
ilk göz ağrısı first love n.
keskinlik (göz) penetration n.
göz kamaştıktan sonraki görüntü spectrum n.
göz look n.
göz kırpma winking n.
göz orbit n.
göz önünde tutma allowance n.
göz boyama pitch n.
göz boyama illusoriness n.
ilk göz ağrısı puppy love n.
göz kırpma blink of an eye n.
göz farı eyeshadow n.
göz kırpma blinking n.
göz korkutma commination n.
göz kırpma twinkling n.
göz aşısı budding n.
göz kapağı palpebra n.
ilk göz ağrısı first child n.
göz siperi blinkers n.
göz bud n.
göz açıp kapayıncaya kadar the twinkling of an eye n.
göz yaşı gazı kullanma teargassing n.
göz iltihabı ophthalmia n.
göz source n.
göz damlası eye lotion n.
elektrikli göz electric eye n.
göz pigsney n.
göz kırpıştırma twinkle n.
göz aynası ophthalmoscope n.
göz çukuru eyehole n.
göz banyosu free show n.
göz atma coup d'oeil n.
göz spring n.
göz orb n.
göz zevkini bozan (bina vb) an eyesore n.
göz cubbyhole n.
göz siniri ucu thalamus n.
göz kamaştıktan sonraki görüntü handling n.
göz compartment n.
morarmış göz black eye n.
göz yaşı gazı ile saldırma teargassing n.
göz kararı rule of thumb n.
göz boyama window dressing n.
göz kırpma nictitation n.
göz blinker n.
göz aldanması colorfalse n.
göz kırpma wink n.
tek göz kullanmayı tercih etme eyedness n.
göz akı white n.
dökme (göz yaşı vb) shedding n.
göz aşinalığı knowing somebody by sight n.
göz eyehole n.
tek göz ev boxy house n.
göz kararması blackout n.
göz banyosu için kullanılan kadeh eyecup n.
göz section n.
göz kamaştırıcı ışık glare n.
göz kenarındaki kırışıklık crow's feet n.
göz yumma toleration n.
göz atma eyewink n.
göz kapaklarının içe dönmesi ectropium n.
göz kırpma nictitating n.
göz merceği ocular n.
bileşik göz composite eye n.
göz loculus n.
göz bağı blindfold n.
göz kırpma blink n.
önü açık ufak göz (yazıhanede/dolapta) cubbyhole n.
göz boyama eyeservice n.
göz cubicle n.
göz ağrısı an old flame n.
göz boyama eyewash n.
göz hapsinde tutulan kişi probationer n.
göz doktoru ophthalmologist n.
göz alıcı eyeful n.
göz damlası collyria n.
fırlama göz goggle n.
kem göz evil eye n.
suça göz yumma misprision n.
göz rengi eye color n.
göz cell n.
göz kırpan twinkler n.
göz alıcılık transplendency n.
ilk göz ağrısı old or first love n.
ilk göz ağrısı sweetheart n.
özellikle göz merceğinde gerçekleştirilen bir çeşit ameliyat (tıp) needling n.
göz atan glimpser n.
göz korkutan intimidator n.
göz kırpma refleksi nictitation n.
göz kırpma twink n.
göz hizası eye level n.
göz muayenesi visual test n.
göz alıcı şeyler eye catchers n.
göz çukuru orbit n.
el emeği göz nuru handicraft n.
göz iritasyonu eye irritation n.
dünya göz hastanesi world eye hospital n.
göz yıkama ilacı eye wash n.
göz banyosu eye wash n.
göz boyama eye wash n.
göz dişi carnassial n.
göz dişi cuspid n.
göz dişi dogtooth n.
göz dişi eyetooth n.
göz dişi canine n.
göz dişi eye tooth n.
göz dişi dog tooth n.
göz dişi canine tooth n.
göz ziyafeti feast for the eyes n.
göz değmesi evil eye n.
göz loop n.
göz atma glance n.
göz çukuru eye-socket n.
göz yıkama ilacı eye-wash n.
göz kayması cross-eye n.
göz makyajı eye make-up n.
göz boyama eye-wash n.
göz banyosu eye-wash n.
göz yumma indulgence n.
evde göz hapsi house arrest n.
göz eye n.
göz eyelet n.
göz küresi eyeball n.
göz yuvarlığı eyeball n.
çıplak göz unaided eye n.
çıplak göz bare eye n.
omurgasızlarda bileşik göz stemma n.
göz önünde bulundurma taking into consideration n.
göz kenarındaki kırışıklıklar chicken claw n.
göz etrafındaki kaz ayağı tabir edilen kırışık bölge crow's foot n.
göz kenarındaki kırışıklıklar crow foot n.
tek göz daire study-bedroom n.
göz kenarındaki kırışıklıklar crow's foot n.
göz kenarındaki kırışıklıklar bird's foot n.
göz kenarındaki kırışıklık bird's foot n.
göz kırışıklıkları crow foot n.
göz kenarı kırışıklıkları laugh line n.
göz kenarı kırışıklıkları crow's foot n.
göz kenarındaki kırışıklık crowfoot n.
göz kırışıklıkları chicken claw n.
göz kenarı kırışıklıkları crowfoot n.
göz kırışıklıkları bird's foot n.
göz kenarı kırışıklıkları bird's foot n.
göz kenarındaki kırışıklık crow foot n.
göz kenarındaki kırışıklık crow's foot n.
göz kenarı kırışıklıkları crow foot n.
göz kenarındaki kırışıklık chicken claw n.
göz kırışıklıkları laugh line n.
göz kırışıklıkları crowfoot n.
göz kenarındaki kırışıklık laugh line n.
göz kenarı kırışıklıkları chicken claw n.
göz kırışıklıkları crow's foot n.
göz yaşartıcı tear inducing n.
göz numarası eye number n.
göz yaşlı anneler mothers in tears n.
göz yaşlı anneler lamenting mothers n.
göz yaşlı anneler grieved mothers n.
göz sulanması watering of eyes n.
göz rengi eye colour n.
göz koruyucusu eyewear n.
göz orifice n.
göz kontrolü visual inspection n.
yeşil göz green eye n.
mavi göz blue eye n.
göz altında bulundurma surveillance n.
göz kırpmama rekoru non-blinking record n.
göz yaşartıcı gaz teargas n.
göz kararması grayout n.
dışarı doğru fazlasıyla çıkıntılı göz bulging eye n.
pörtlek göz bulging eye n.
göz yaşartıcı sprey tear gas spray n.
göz alıcı güzellik an eye-catching beauty n.
göz kalemi eye kohl n.
göz kalemi eye pencil n.
üçüncü göz the third eye n.
göz çevresi bakım kremi eye contour care cream n.
pörtlek göz buggy eyes n.
göz kararı eyeball estimate n.
muhteşem/göz alıcı estetik spectacular aesthetic n.
(göz) çapak eye booger n.
malikane vb gibi göz alıcı ev des res n.
düşük göz hooded eyes n.
göz altı torbası under eye bag n.
kaynakların fütursuzca/göz göre göre/alenen harcanması/heba edilmesi flagrant waste of resources n.
göz altı torbaları under-eye bags n.
sürme (göz) kohl n.
sağ göz right eye n.
sol göz left eye n.
göz bandı sleep mask n.
göz önüne alma bearing in mind n.
göz önünde bulundurma bearing in mind n.
göz boyayıcı dazzler n.
göz kamaştırıcı kadın dazzler n.
göz süzme ogling n.
göz altı kapatıcı under-eye concealer n.
göz yılgınlığı demoralization n.
göz dişi eye-tooth n.
göz alıcılık lustre n.
göz cubby-hole n.
önü açık ufak göz (yazıhanede/dolapta) cubby-hole n.
göz makyajı eye makeup n.
göz çapağı eye gunk n.
(göz) çapak eye snot n.
(göz) çapak sand n.
(göz) çapak eye sick n.
(göz) çapak crusties n.
(göz) çapak sleep n.
göz çapağı eye snot n.
göz çapağı sand n.
göz çapağı sleepers n.
göz çapağı crusties n.
göz çapağı sleepysand n.
göz çapağı sleepydust n.
göz çapağı goobers n.
göz çapağı fump n.
(göz) çapak sleepers n.
göz çapağı winkiepies n.
göz çapağı sleepys n.
(göz) çapak fump n.
(göz) çapak sleepyseed n.
göz çapağı eye poo n.
(göz) çapak ocular diamonds n.
göz çapağı sprinkle treasure n.
(göz) çapak eye crust n.
(göz) çapak eye poo n.
(göz) çapak eye gunk n.
(göz) çapak sleepydust n.
(göz) çapak sleepys n.
(göz) çapak sprinkle treasure n.
(göz) çapak goobers n.
göz çapağı eye boogers n.
göz çapağı sleepyseed n.
(göz) çapak winkiepies n.
(göz) çapak eye bogeys n.
göz çapağı eye sick n.
göz çapağı ocular diamonds n.
(göz) çapak eye boogers n.
göz çapağı eye bogeys n.
göz çapağı eye goop n.
(göz) çapak eye goop n.
(göz) çapak sleepysand n.
göz çapağı eye crust n.
göz çapağı sleep n.
göz zevki visual pleasure n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz raccoon eyes n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz raccoon eye n.
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz panda eyes (uk) n.
göz kulak olma caretaking n.
göz damlası eyedrop n.
şiş göz swelling eye n.
göz teması eye contact n.
göz izleme eyetracking n.
göz izleme eye tracking n.
göz kamaştırıcı ışık light glare n.
gizlice göz gezdiriş furtive glance n.
göz pınarı tear trough n.
göz altı morlukları dark circles under eyes n.
yaratıcı göz creative eye n.
göz seğirmesi eye twitching n.
göz önüne getirme visualization n.
göz merceğinin mesafeye göre kendi kendini ayarlaması accommodation n.
ela göz hazel eye n.
göz kalemi liner n.
göz yanılsaması trompe l'oeil n.
göz açıp kapayıncaya kadarki müddet twinkle n.
göz büyüklüğü 200 olan bir elekten geçecek kadar ince öğütme all-sliming n.
badem göz almond eye n.
oynar göz googly eyes n.
el işi projelerinde göz olarak kullanılan içinde oynar bir göz bebeği parçası olan plastik diskler googly eyes n.
eski radyoların üzerinde radyo fonksiyonlarının durumunu gösteren ışıklı göz magic eye n.
göz alıcılık ensorcellment n.
göz damlalığı eye dropper n.
göz hareketi eye movement n.
göz damlalığı eyedropper n.
hareket ettirildiğinde üzerindeki resimlerin göz yanılmasına sebep olduğu bir silindirden oluşan oyuncak zootrope n.
(göz lehçesinde) lavuk jark n.
göz yumma excusal n.
göz açıp kapama eyeblink n.
göz alıcı kimse eye-catcher n.
göz alıcı şey eye-catcher n.
göz dolduran şey eyeful n.
göz fincanı eyeglass n.
küçük göz eyelet n.
göz açıcı deneyim eyeopener n.
göz merhemi eyesalve n.
göz boyayan görevli eyeservant n.
göz farı eyeshade n.
göz açıp kapayana kadar geçen zaman eyewink n.
biber gazı benzeri bir göz yaşartıcı sprey markası mace® n.
gücüde bulunan ve içinden çözgü ipliği geçen metal veya camdan göz mail n.
göz alıcı kıyafet bib-and-tucker n.
göz atma waff n.
göz kamaştırıcı ışık veya renk yoğunluğu blare n.
göz kamaştırıcı parlaklık blare n.
göz kenarı kırışıklığı laughline n.
göz kenarı kırışıklıkları laughter lines n.
ilk göz ağrısı querida n.
adı bilinmeyen, unutulan veya kasıtlı olarak göz ardı edilenler whatnot n.
atların göz bebeğindeki açık renk whaul n.
akçıl göz bebeği whaul n.
göz atma whiff n.
göz kenarı wick [dialect] n.
göz window n.
göz alıcılık lustrousness n.
göz bağı blind n.
(mecazi anlamda) göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink n.
göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre blink of an eye n.
ikide bir göz kırpan kimse blinkard [obsolete] n.
göz kapağı blinker [rare] n.
göz merceği, objektif ve diğer çıkarılabilir optik parçaların dışında kalan gereç microscope stand n.
yanıltmak veya göz boyamak için tasarlanmış hikaye fairy tale n.
üçüncü göz kapakları haws n.
önemi göz ardı edilebilir şey hill of beans n.
gece körlüğü olan göz moon-eye n.
morarmış göz mouse n.
tek göz ev mousetrap n.
göz yghe n.
göz kulak olan kimse looker [obsolete] n.
göz dolduran şey luxury n.
göz etrafına sarılan örtü muffler [obsolete] n.
göz boyama glamor n.
göz boyama glamour n.
göz gezdiren kimse glancer n.
göz kamaştırıcı güneş ışığı glare n.
göz kamaştırıcı olma glariness n.
göz kamaştırıcılık glaringness n.
göz glass [obsolete] n.
göz ucuyla bakış glee [scotland] n.
göz atma gleg (rare] [dialect] n.
göz süzme glicke [obsolete] n.
göz atma gliff [scotland] n.
göz atma glisk [scotland] n.
göz küresi globe n.
göz boyayan kimse glosser n.
dikkatli göz gimlet eye n.
keskin göz gimlet eye n.
(bir şeye) göz atma gink n.
göz koruyucu siperlik goggle n.
izinsiz veya zorla girmeye göz yuman kimse obtrusionist n.
keskinlik (göz) depth n.
göz zevkini bozan şey desight n.
göz zevkini bozma desightment n.
göz yaşartıcı bomba grenade n.
göz doyurucu miktar gutful n.
ileri vadeli etkenleri göz önüne alarak bir sorunu inceleme long view n.
takma göz yapan kimse ocularist n.
takma göz takan kimse ocularist n.
göz doktorluğu oculism n.
(bitki) göz oelet n.
göz yumma overlook n.
göz atma run-through n.
göz önüne getirme implosion n.
göz compartition n.
göz yumma connivancy [obsolete] n.
suça göz yumma connivence n.
göz yumma connivency n.
göz bandı blindfold n.
diplomasi, yalakalık, kurnazlık ve göz yummayla işini yürütme courtship [obsolete] n.
ilk göz ağrısı dowsabel [obsolete] n.
göz yanılması fancy n.
göz yanılması fantasm n.
göz yanılması fantom [obsolete] n.
göz boyamak için hesapları kabarık gösterme window-dressing n.
göz önünde tutma considerance [obsolete] n.
göz peeper n.
göz ile nesne arasında görüş hattına dik duran düzlem plan n.
göz kamaştıran şey dazzle n.
göz kamaştırma dazzlement n.
göz kamaştıran kimse/şey dazzler n.
göz kamaştıran ucuz şey flamfew [obsolete] n.
göz kanatan lüzumsuz süsleme folderol n.
göz ardı edilemeyecek şey peremptory [obsolete] n.
projektör ile uygulanan göz yanıltıcı efekt phantasmagory n.
göz yanıltıcı efekt phantasmagory n.
göz önünden akıp gitme phantasmagory n.
göz yanıltma phantastry n.
göz yanılgısı phantom n.
göz önünde bulundurulacak husus phase n.
göz ardı etme precision [obsolete] n.
göz önüne almama prescission n.
göz önüne serme presentment n.
göz koruyucu siperlik preserve n.
göz kapağında düşüklük ptilosis [obsolete] n.
göz seğirmesi scintillation n.
göz kırpışması scintillation n.
göz atma screw [uk] n.
kendi çıkarlarını göz ardı eden self-neglecting n.
topluluğun göz ardı edilen bölümü shag-rag n.
göz kamaştırıcı kıyafet sheen n.
göz ardı etme short shrift n.
göz boyamalık dekor show window n.