|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
başı ile onaylamak |
nod v.
|
|
Tom nodded without saying anything.
Tom bir şey söylemeden başı ile onayladı.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
ile dolu olmak |
filled with v.
|
|
Your relationship will be filled with mutual understanding and trust.
İlişkiniz karşılıklı anlayış ve güven ile dolu olacak.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
ile ilgilenmek |
look after v.
|
|
Parents must look after the well-being of the their children.
Ebeveynler çocuklarının refahı ile ilgilenmelidir.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
gelgit ile ilgili |
tidal adj.
|
|
The strong tidal currents made the area dangerous for small fishing boats.
Güçlü gelgit akıntıları bölgeyi küçük balıkçı tekneleri için tehlikeli hale getiriyor.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
konu ile ilgili |
relevant adj.
|
|
The professor provided relevant examples to support her argument.
Profesör argümanını desteklemek için konu ile ilgili örnekler verdi.
More Sentences
|
| 6 |
Common Usage |
yüz (ile ilgili) |
facial adj.
|
|
Facial covering has become mandatory in many parts of the country; the movement of women is heavily restricted.
Ülkenin birçok yerinde yüzün kapatılması zorunlu hale gelmiştir; kadınların hareketleri büyük ölçüde kısıtlanmıştır.
More Sentences
|
| 7 |
Common Usage |
tüberküloz ile mücadele |
struggle with tuberculosis n.
|
|
| 8 |
Common Usage |
demiryolu ile taşımak |
railroad v.
|
|
| 9 |
Common Usage |
peçe ile örtmek |
veil v.
|
|
| 10 |
Common Usage |
sıra ile yapmak |
alternate v.
|
|
| 11 |
Common Usage |
uygulama ile ilgili |
executive adj.
|
|
| 12 |
Common Usage |
gökyüzü ile ilgili |
celestial adj.
|
|
| 13 |
Common Usage |
şehir ile ilgili |
civic adj.
|
|
| 14 |
Common Usage |
kasılma ile ilgili |
spasmodic adj.
|
|
| 15 |
Common Usage |
okul ile ilgili |
scholastic adj.
|
|
| 16 |
Common Usage |
asya ile ilgili |
asian adj.
|
|
| 17 |
Common Usage |
imparatorluk ile ilgili |
imperial adj.
|
|
|
|
| 18 |
Common Usage |
konu ile alakalı |
relevant adj.
|
|
| 19 |
Common Usage |
su ile ilgili |
watery adj.
|
|
| 20 |
Common Usage |
hayaletler ile ilgili |
spectral adj.
|
|
| 21 |
Common Usage |
din ile ilgili |
religious adj.
|
|
| 22 |
Common Usage |
ile doğru orantılı olarak |
in direct proportion to prep.
|
|
| 23 |
Common Usage |
yolu ile |
by way of prep.
|
|
| 24 |
Common Usage |
vasıtası ile |
by way of prep.
|
|
| 25 |
Common Usage |
vasıtası ile |
via prep.
|
|
| 26 |
Common Usage |
yolu ile |
via prep.
|
|
| 27 |
Common Usage |
vasıtası ile |
through prep.
|
|
| 28 |
Common Usage |
yolu ile |
through prep.
|
|
| General |
|
| 29 |
General |
sıra ile yapma |
rotation n.
|
|
This month, Miles is on a rotation, and he will be working in the customer service department.
Bu ay sıra Miles'da ve müşteri hizmetleri departmanında görev yapacak.
More Sentences
|
| 30 |
General |
bebekken başkası ile değiştirilmiş kimse |
changeling n.
|
|
The tale is about a changeling princess.
Masal, bebekken başkasıyla değiştirilmiş bir prensesle ilgiliydi.
More Sentences
|
| 31 |
General |
kuvvetli darbe (kılıç, bıçak vb ile indirilen) |
slash n.
|
|
The knight tried a quick slash to win the duel.
Şövalye düelloyu kazanmak için kuvvetli bir darbe indirmeyi denedi.
More Sentences
|
| 32 |
General |
açık artırma ile satış |
sale n.
|
|
The sale of classical instruments will be held on Tuesday.
Klasik enstrümanların açık artırma ile satışı Salı günü yapılacaktır.
More Sentences
|
| 33 |
General |
kirlenme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
No indications of contamination were found in Kosovo during the BTF fact-finding mission.
BTF'nin bilgi toplama misyonu sırasında Kosova'da hiçbir kirlenme belirtisine rastlanmamıştır.
More Sentences
|
| 34 |
General |
ile ilgilenme |
dealing with n.
|
|
This matter would perhaps be worth looking into by the Convention dealing with Treaty reform.
Bu konu belki de Antlaşma reformu ile ilgilenen Kongre tarafından incelenmeye değer olabilir.
More Sentences
|
| 35 |
General |
yolculuk (at/bisiklet/araba ile) |
ride n.
|
|
The ride will take around 40 minutes in normal traffic.
Yolculuk normal trafikte yaklaşık 40 dakika sürecektir.
More Sentences
|
| 36 |
General |
gezinti (at/bisiklet/araba ile) |
ride n.
|
|
I went out for a ride and never came back.
Bir gezintiye çıktım ve bir daha geri dönmedim.
More Sentences
|
| 37 |
General |
hipnotizma ile tedavi |
mesmerism n.
|
|
| 38 |
General |
sonda ile muayene |
sound n.
|
|
| 39 |
General |
zengin ile fakir arasındaki uçurum |
gap between rich and poor n.
|
|
| 40 |
General |
davalının arazisinin yarısı ile çift hayvanları dışında tüm menkullerinin davacının yedine teslimi |
estate by elegit n.
|
|
| 41 |
General |
çatı ile örtme |
roofing n.
|
|
| 42 |
General |
ot ile beslenen memeli |
herbivora n.
|
|
| 43 |
General |
sal ya da benzeri bir deniz aracının insan gücü ile suda hareket etmesini sağlayan alet |
oar n.
|
|
| 44 |
General |
setlerle ile çevrilmiş alan |
protective embankment n.
|
|
| 45 |
General |
sıcak su ile süt ve şeker karışımı bir içecek |
cambric tea n.
|
|
| 46 |
General |
tümü ile olmama |
lack n.
|
|
| 47 |
General |
çizici ile işaretleme |
scribing n.
|
|
| 48 |
General |
vesika ile verilen miktar |
ration n.
|
|
| 49 |
General |
ölü ile ilgili yazı |
necrology n.
|
|
| 50 |
General |
basınçlı su ile dişleri temizleme aygıtı |
water pick n.
|
|
| 51 |
General |
garaj ile cadde arasındaki özel yol |
driveway n.
|
|
| 52 |
General |
seferde acele ile toplanan harp divanı |
drumhead court martial n.
|
|
| 53 |
General |
teleoloji ile uğraşan |
teleost n.
|
|
| 54 |
General |
para ile çalışan satış otomatı |
vending machine n.
|
|
| 55 |
General |
sprey boya ile duvarlara yazan kimse |
tagger n.
|
|
| 56 |
General |
ceket ile örtme |
jacketing n.
|
|
| 57 |
General |
banliyödeki evi ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelen kimse |
commuter n.
|
|
|
|
| 58 |
General |
işkence ile sorgulama |
ordeal n.
|
|
| 59 |
General |
matem çanı ile ilan veya davet etme |
knelling n.
|
|
| 60 |
General |
mısır unu ile kıyma ve kırmızıbiberle yapılan meksika yemeği |
tamale n.
|
|
| 61 |
General |
taksi ile seyahat etme |
taxying n.
|
|
| 62 |
General |
makine ile sökme |
mechanical lifting n.
|
|
| 63 |
General |
bahane ile oyalama |
foot dragging n.
|
|
| 64 |
General |
posta ile sipariş |
mail order n.
|
|
| 65 |
General |
maaşını dolar ile alan kişi |
dollar earner n.
|
|
| 66 |
General |
saygı ile eğilme |
reverence n.
|
|
| 67 |
General |
kendi eylemi ile hakkını iptal etme |
estoppage n.
|
|
| 68 |
General |
ahşap ile kaplama |
lathwork n.
|
|
| 69 |
General |
dal ile gövdenin birleştiği yer |
crotch n.
|
|
| 70 |
General |
gemi teknesini bakır levha ile kaplama |
ensheathing n.
|
|
| 71 |
General |
çarpma ile uyarma |
collision excitation n.
|
|
| 72 |
General |
denklem ile gösterme |
equating n.
|
|
| 73 |
General |
altın ile gümüşten yapılan şeylere basılan resmi ayar damgası |
hallmark n.
|
|
| 74 |
General |
sürtme ile tutuşan eski tür bir kibrit |
lucifer n.
|
|
| 75 |
General |
diş çekimi ile ilgili dişçilik dalı |
exodontia n.
|
|
| 76 |
General |
gevşek bükülmüş yün ile yapılan el işi |
crewelwork n.
|
|
| 77 |
General |
kirletilme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
| 78 |
General |
süzülme yolu ile kuruma |
exsiccation n.
|
|
| 79 |
General |
kireçsütü ile kireçleme |
milk of lime defecation n.
|
|
| 80 |
General |
birbirlerine prangalar ile bağlanmış mahkumlar |
chain gang n.
|
|
| 81 |
General |
planör ile uçma |
glide n.
|
|
| 82 |
General |
yüz yirmi ile iki yüz kişiden oluşan süvari birliği |
squadron n.
|
|
| 83 |
General |
olta ile balık tutan kimse |
angler n.
|
|
| 84 |
General |
planör ile uçma |
gliding n.
|
|
| 85 |
General |
padişahların erkek ve kız çoçukları ile anne ve eşlerine verilen unvan |
sultan n.
|
|
| 86 |
General |
sopa ile vurma |
batting n.
|
|
| 87 |
General |
başkası ile aynı evde oturan kimse |
inmate n.
|
|
| 88 |
General |
mil hesabı ile uzaklık |
mileage n.
|
|
| 89 |
General |
gemi ile yolculuk |
sailing n.
|
|
| 90 |
General |
meyve ile beslenen canlı |
fruitarian n.
|
|
| 91 |
General |
gliserinin üç oh grubunu kaybetmesi ile oluşan üç değerli kök |
glyceryl n.
|
|
| 92 |
General |
papaz efendi (irlanda'da his/your/their ile kullanılan bir unvan) |
reverence n.
|
|
| 93 |
General |
tahta çivi ile tutturma |
doweling n.
|
|
| 94 |
General |
toka ile tutturma |
enclasping n.
|
|
| 95 |
General |
güneş ile ay yılı arasındaki 11 günlük fark |
epact n.
|
|
| 96 |
General |
güneybatı hindistan'da karnataka ile kerala eyaletlerinin kıyısı |
malabar coast n.
|
|
| 97 |
General |
japon stili beyaz kağıt ile kaplanmış geleneksel kapı |
fusuma n.
|
|
| 98 |
General |
genellikle bir şehir ve kasaba ile kenar semtlerinin birleştiği geniş yayılımlı alan |
conurbation n.
|
|
| 99 |
General |
günahları para ile affeden kimse |
pardoner n.
|
|
| 100 |
General |
alet ile işleme |
tooling n.
|
|
| 101 |
General |
birbiri ile alakası olan |
interrelatedness n.
|
|
| 102 |
General |
setlerle ile çevrilmiş alan |
escarpment n.
|
|
| 103 |
General |
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları |
endleaf n.
|
|
| 104 |
General |
parmaklar ile vurma |
percussion n.
|
|
| 105 |
General |
ağ ile çevirme |
webbing n.
|
|
| 106 |
General |
para ile tutulmuş adam |
hireling n.
|
|
| 107 |
General |
araba ile taşıma |
cartage n.
|
|
| 108 |
General |
öğütücü ile öğüten kimse |
grinder n.
|
|
| 109 |
General |
projektör ile yapılan görüntü oyunu |
phantasmagoria n.
|
|
| 110 |
General |
keski ile işleme (taş) |
tooling n.
|
|
| 111 |
General |
çevrili olan yer (duvar/çit vb ile) |
enclosure n.
|
|
| 112 |
General |
hile ile yarışa giren yarışmacı |
ringer n.
|
|
| 113 |
General |
diz ile vurma |
kneeing n.
|
|
| 114 |
General |
kira ile tutulmuş arazi |
holding n.
|
|
| 115 |
General |
çalıntı araba ile gezme |
joyride n.
|
|
| 116 |
General |
iri yazı ile kopya eden |
engrosser n.
|
|
| 117 |
General |
teletipsetter ile yazma |
teletypesetting n.
|
|
| 118 |
General |
amerika'da 1946 ile 1964 arasında doğan nüfus |
baby boomers n.
|
|
| 119 |
General |
kağnı ile gitme |
trek n.
|
|
| 120 |
General |
bir işi başarı ile yapmanın yolları |
ways and means n.
|
|
| 121 |
General |
sevgilisi ile gizlice kaçan |
eloper n.
|
|
| 122 |
General |
zar ile kaplı olma durumu |
filminess n.
|
|
| 123 |
General |
el ile hafifçe dokunma |
stroking n.
|
|
| 124 |
General |
zincir ile bağlama |
enchainment n.
|
|
| 125 |
General |
çalınan melodi (boru ile |
piping n.
|
|
| 126 |
General |
top atışı ile selamlama |
salvo n.
|
|
| 127 |
General |
safran örtü ile örtünen ve nefsine çoğu zaman ileri derecede zorluk çektiren hintli duacı |
sadhu n.
|
|
| 128 |
General |
hayatını kıyılardan topladığı enkaz ile kazanan kimse |
beachcomber n.
|
|
| 129 |
General |
sualtı kablosu ile çekilen telgraf |
cablegram n.
|
|
| 130 |
General |
kırmızı şarap meyve suyu ve soda karışımı ile elde edilen alkollü punç |
sangaree n.
|
|
| 131 |
General |
tanrı ile insan arasında bir rahibin aracı olarak bulunması gerektiğine inanan bir inanç |
sacerdotalism n.
|
|
| 132 |
General |
sürtünme ile yıpranma |
fray n.
|
|
| 133 |
General |
ısı ile yumuşatma |
elixation n.
|
|
| 134 |
General |
iki şeyin birbirleri ile birleştikleri yer |
join n.
|
|
| 135 |
General |
amerika yerlileri (kızılderililer) ile ispanyol veya portekizli kökenden gelenler |
mestizo n.
|
|
| 136 |
General |
kremşantiyi ve meyve ile yapılan bir tatlı |
trifle n.
|
|
| 137 |
General |
acele ile yazan |
scrawler n.
|
|
| 138 |
General |
süzülme yolu ile nem kaybolması |
exsiccation n.
|
|
| 139 |
General |
set ile kapatma |
embanking n.
|
|
| 140 |
General |
gürültü ile düşme |
crash n.
|
|
| 141 |
General |
çivi ile tutturma |
spiking n.
|
|
| 142 |
General |
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme |
embracery n.
|
|
| 143 |
General |
makas ile kesme |
snipping n.
|
|
| 144 |
General |
kriko ile kaldıran |
jacker n.
|
|
| 145 |
General |
on üç ile on dokuz yaşlar arasındaki hippi kız |
teenybopper n.
|
|
| 146 |
General |
şeker ve yumurta ile hazırlanan bir sos |
custard n.
|
|
| 147 |
General |
kepçe ile verme |
ladling n.
|
|
| 148 |
General |
genlik değişikliği ile işaret gönderme |
amplitude change signaling n.
|
|
| 149 |
General |
italya’nın 1948 anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden biri |
lazio n.
|
|
| 150 |
General |
koz ile alma |
ruff n.
|
|
| 151 |
General |
daktilo ile yazılmış yazı |
typescript n.
|
|
| 152 |
General |
ile dolu (çok) |
abounding in n.
|
|
| 153 |
General |
başkası ile konuşan |
interlocutor n.
|
|
| 154 |
General |
bir tanım ile tanımlanan sözcük veya ifade |
definiendum n.
|
|
| 155 |
General |
30* ile 70* enlemleri arasında çoğunlukla batıdan doğuya esen rüzgarlar |
westerlies n.
|
|
| 156 |
General |
sembol ile belirtme |
embleming n.
|
|
| 157 |
General |
stetoskop ile dinleme |
auscultation n.
|
|
| 158 |
General |
ölmüş bir adamın yüzünden alçı ile alınmış maske |
death mask n.
|
|
| 159 |
General |
sağırların el işaretleri ile konuşma dili |
dactylology n.
|
|
| 160 |
General |
acele ile yazma |
scrawling n.
|
|
| 161 |
General |
kuzeyde cedar key ile güneyde marco adası arasında, florida'nın batı kıyı şeridi |
gulf coast n.
|
|
| 162 |
General |
çürümesini engellemek için tahtaları cıva klorid ile doyurma |
kyanising n.
|
|
| 163 |
General |
standart yapılan eşya ile ilgili |
utility n.
|
|
| 164 |
General |
nal ile oynanılan oyun |
horseshoes n.
|
|
| 165 |
General |
ilkokul ile lise arasındaki 7.,8. ve 9 sınıfları kapsayan ortaokul |
junior high school n.
|
|
| 166 |
General |
fidye ile kurtarma |
ransom n.
|
|
| 167 |
General |
yatay hava akımları ile ısının aktarılması |
advection n.
|
|
| 168 |
General |
ayrıntıları ile açıklama |
amplification n.
|
|
| 169 |
General |
kara ile çevrili liman |
basin n.
|
|
| 170 |
General |
el yardımı ile yanlamasına atılan takla |
cartwheel n.
|
|
| 171 |
General |
bir direğin ucuna uzun bir iple bağlı olan bir top ile oynanan çift kişilik bir oyun |
tetherball n.
|
|
| 172 |
General |
mum boya ile yapılan resim |
crayon n.
|
|
| 173 |
General |
bileğitaşı (çark ile döndürülen) |
grindstone n.
|
|
| 174 |
General |
tire ile birleştirme |
hyphenation n.
|
|
| 175 |
General |
el yazısı ile yazılmışlık |
cursiveness n.
|
|
| 176 |
General |
cıva ile bir başka madeni karıştırma |
amalgamation n.
|
|
| 177 |
General |
gemi ile yolculuk |
sail n.
|
|
| 178 |
General |
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb) |
bond year n.
|
|
| 179 |
General |
çevirme (duvar/çit vb ile) |
enclosure n.
|
|
| 180 |
General |
zincir ile bağlama |
enchaining n.
|
|
| 181 |
General |
sonucu hile ile ayarlayan kimse |
fixer n.
|
|
| 182 |
General |
fidye ile kurtulma |
ransom n.
|
|
| 183 |
General |
kablo ile çekilen araba |
cable car n.
|
|
| 184 |
General |
para ile plak çalan otomatik pikap |
jukebox n.
|
|
| 185 |
General |
araba ile katedilen mesafeyi ölçen alet |
odometer n.
|
|
| 186 |
General |
bebeklik çağı ile ergenlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan |
child n.
|
|
| 187 |
General |
ince bir tabaka ile kaplı olma niteliği |
filminess n.
|
|
| 188 |
General |
el ile işletme |
manipulation n.
|
|
| 189 |
General |
kopça ile tutturma |
enclasping n.
|
|
| 190 |
General |
ekvatorun 40* ile 50* arasındaki kuzey ve güney enlemlerinde şiddetli rüzgarların görüldüğü bölgeler |
roaring forties n.
|
|
| 191 |
General |
top atışı ile selamlama |
salvo fire n.
|
|
| 192 |
General |
bir arazinin komşu arazi ile sınır olan kısımları |
abuttals n.
|
|
| 193 |
General |
hakiki ile farzedilen hız arasındaki kayma neticesi meydana gelen fark |
slippage n.
|
|
| 194 |
General |
yaşam ile ölüm arasındaki çizgi |
divide n.
|
|
| 195 |
General |
bölünme ile çoğalabilme |
fissiparousness n.
|
|
| 196 |
General |
hile ile kurtulma |
dodging n.
|
|
| 197 |
General |
kamçı ile çezalandırma |
knouting n.
|
|
| 198 |
General |
beş top ile oynanan bir çeşit bilardo |
pool on n.
|
|
| 199 |
General |
karayolu ile tehlikeli atık taşıyan araçların belgelendirilmesi |
certification of vehicles carrying dangerous wastes via highways n.
|
|
| 200 |
General |
yeni maddeler katılması ile büyüme |
accretion n.
|
|
| 201 |
General |
röntgen ışınları ile fotoğrafçılık |
skiagraphy n.
|
|
| 202 |
General |
kepçe ile boşaltma |
scooping n.
|
|
| 203 |
General |
üç kişi ile oynanan iskambil oyunu |
dummy whist n.
|
|
| 204 |
General |
boru ile çalınan melodi |
piping n.
|
|
| 205 |
General |
yakın akraba ile cinsel ilişki kurma |
incest n.
|
|
| 206 |
General |
hapishane idaresi ve suç rehabilitasyonu ile ilgilenen araştırma dalı |
poenology n.
|
|
| 207 |
General |
tonoz çapasına bağlı yoma ile istikamet değiştirme |
kedging n.
|
|
| 208 |
General |
havale ile para gönderme |
remittance n.
|
|
| 209 |
General |
iğne ile onaran kişi |
darner n.
|
|
| 210 |
General |
pala ile vurma |
sabring n.
|
|
| 211 |
General |
dızlama ile çalan saat |
buzzer n.
|
|
| 212 |
General |
çamaşırların arasına konulan içi hoş kokulu kuru bitki vb ile dolu bez kese |
sachet n.
|
|
| 213 |
General |
selamet ordusu ile ilgili |
salvationism n.
|
|
| 214 |
General |
örtü ile bir şeyin üzerini örtme |
hooding n.
|
|
| 215 |
General |
yalnız akıl ile idrak edilen şey |
noumenon n.
|
|
| 216 |
General |
kendi emeği ile kazanılmamış kıymet artışı |
unearned increment n.
|
|
| 217 |
General |
yabancı ile evlenme |
intermarriage n.
|
|
| 218 |
General |
boru ile çalınan müzik |
clarion n.
|
|
| 219 |
General |
şifre ile yazılı |
cryptogram n.
|
|
| 220 |
General |
hücre bölünmesi ile üreyebilme |
fissiparousness n.
|
|
| 221 |
General |
el ile yapılan iş |
hand labor n.
|
|
| 222 |
General |
ile arasında uyum sağlama |
accommodation to n.
|
|
| 223 |
General |
pala ile vurma |
sabering n.
|
|
| 224 |
General |
on üç ile on dokuz yaşlar arasındaki kimse |
teenager n.
|
|
| 225 |
General |
krema ile servis edilen viskili ve şekerli kahve |
irish coffee n.
|
|
| 226 |
General |
bira yapmak için ezilmiş arpa ile su karışımı |
mash n.
|
|
| 227 |
General |
vadeli senet ile kredi |
paper credit n.
|
|
| 228 |
General |
hayali bir düşman ya da gölge ile savaşma durumu |
sciamachy n.
|
|
| 229 |
General |
oybirliği ile seçme |
cooptation n.
|
|
| 230 |
General |
üstünü kurum ile kaplama |
sooting n.
|
|
| 231 |
General |
güneş ışınlarının yeryüzünden yansıması ile ayın bir bölümünü aydınlatması |
earthshine n.
|
|
| 232 |
General |
sadece ekmek ve su ile beslenme |
xerophagy n.
|
|
| 233 |
General |
kepçe ile alma |
ladling n.
|
|
| 234 |
General |
çeşitli malzemeler ile yapılan nesne |
bricolage n.
|
|
| 235 |
General |
acele ile kaçma |
scooting n.
|
|
| 236 |
General |
kırmızı şarap meyve suyu ve soda karışımı ile elde edilen alkollü punç |
sangria n.
|
|
| 237 |
General |
dengi olamayan biri ile evlenme |
mesalliance n.
|
|
| 238 |
General |
kama ile delme |
poniarding n.
|
|
| 239 |
General |
makine ile ulaşılabilir |
machine accessible n.
|
|
| 240 |
General |
su ile soğutma |
quench cooling n.
|
|
| 241 |
General |
alçalma ile yükselmenin en az olduğu gelgit |
neap tide n.
|
|
| 242 |
General |
gayda ile çalınan marş |
pibroch n.
|
|
| 243 |
General |
göz yaşı gazı ile saldırma |
teargassing n.
|
|
| 244 |
General |
kahvaltı ile öğle yemeği birleştirilen öğün |
brunch n.
|
|
| 245 |
General |
kirletme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
| 246 |
General |
bina duvarının beşikçatı ile birleştiği yerdeki üçgen bölüm |
gable n.
|
|
| 247 |
General |
hapishane idaresi ve suç rehabilitasyonu ile ilgilenen araştırma dalı |
penology n.
|
|
| 248 |
General |
kitabin iki kapak içi ile boş bırakılan ön ve arka sayfaları |
endpaper n.
|
|
| 249 |
General |
dil sürçmesi ile bilinçaltındaki fikirleri açıklama |
freudian slip n.
|
|
| 250 |
General |
tutulmuş su (baraj vb ile) |
impoundment n.
|
|
| 251 |
General |
iş dünyası ve finans ile ilgili konuları içeren aylık amerikan dergisi |
forbes n.
|
|
| 252 |
General |
büyük bir ağ ile yakalanmış olan balık |
seined n.
|
|
| 253 |
General |
balta vb ile yapılan kanal |
kerf n.
|
|
| 254 |
General |
japonya'da bağırsakların çıkarılması ile yapılan intihar |
seppuku n.
|
|
| 255 |
General |
duygu ile muamele etme davranışı |
sentimentalisation n.
|
|
| 256 |
General |
kenarı kumaş ile kaplanma |
selvagee n.
|
|
| 257 |
General |
japonya'da bağırsakların çıkarılması ile yapılan intihar |
seppukus n.
|
|
| 258 |
General |
röntgen ışınları ile çekilen fotoğraf |
skiagram n.
|
|
| 259 |
General |
kapan ile kıstırma |
snaring n.
|
|
| 260 |
General |
sulu kar ya da çamur ile ıslatma |
slushing n.
|
|
| 261 |
General |
salya ile ıslatma |
slabbering n.
|
|
| 262 |
General |
yedi ile çarpma |
septupling n.
|
|
| 263 |
General |
gomalaka ile cilalama |
shellacking n.
|
|
| 264 |
General |
çatıları padavra ile kaplayan kişi |
shingler n.
|
|
| 265 |
General |
şampuan ile yıkama |
shampooing n.
|
|
| 266 |
General |
uçak ile havada yazı yazma |
skywriting n.
|
|
| 267 |
General |
çatıları padavra ile kaplama |
shingling n.
|
|
| 268 |
General |
açık artırma ile satma |
auctioning n.
|
|
| 269 |
General |
dayı ile yeğenin yakın ilişkisi |
avunculate n.
|
|
| 270 |
General |
politika ile ilgili her şey |
political life n.
|
|
| 271 |
General |
posta ile alışveriş |
mail business n.
|
|
| 272 |
General |
posta ile alışveriş katalogu |
mail catalogue n.
|
|
| 273 |
General |
katolik hırıstıyan inançları ile yoruba inançlarını birleştiren dini sistem |
santaria n.
|
|
| 274 |
General |
basınçlı su ile sorgulama (işkence) |
waterboarding n.
|
|
| 275 |
General |
ikinci dünya savaşı ile soğuk savaş arasındaki dönemde doğmuş kimse |
baby boomer n.
|
|
| 276 |
General |
casus dinleme cihazı ile dinleme |
bugging n.
|
|
| 277 |
General |
iğne ile delme |
needling n.
|
|
| 278 |
General |
avını koku ile değil görerek yakalayan tazı |
gazehound n.
|
|
| 279 |
General |
suyu buharlaşma ile soğutmaya yarayan gözenekli toprak kap |
goglet n.
|
|
| 280 |
General |
renkleri beyaz ile koyu yeşil arasında değişen silikat mineralleri |
nephrite n.
|
|
| 281 |
General |
eskiden para ile çalınan otomatik pikap |
nickelodeon n.
|
|
| 282 |
General |
bu alaşım ile maden levhalar üzerinde süslemeler yapma sanatı |
niello n.
|
|
| 283 |
General |
endüstri ile ilgisi olmayan |
nonbusiness n.
|
|
| 284 |
General |
özellikle matematikte rakamlar ve işaretler sistemi veya müzikte notalar ile işaretler sistemi |
notation n.
|
|
| 285 |
General |
hastalıkların sınıflandırılması ile uğraşan bilim adamı |
nosologist n.
|
|
| 286 |
General |
yemek esnasında ağızdaki yiyeceklerin salya ile karışması |
insalivation n.
|
|
| 287 |
General |
icra ile satışlar |
judical sales n.
|
|
| 288 |
General |
diş ipi ile temizleme |
flossing n.
|
|
| 289 |
General |
koyu renk ile yazılmış |
bold face n.
|
|
| 290 |
General |
tutkal ile yapıştırma |
gluing n.
|
|
| 291 |
General |
(bir elbiseyi vb) arçın ile ölçme |
alnage n.
|
|
| 292 |
General |
leyla ile mecnunu |
layla and majnun n.
|
|
| 293 |
General |
ameliyat ile vücuttan aşırı yağların alınması |
liposuction n.
|
|
| 294 |
General |
vakumlu temizleyici ile temizleme |
vacuuming n.
|
|
| 295 |
General |
otomatik fatura ödemesi (kredi kartı ile) |
direct debit n.
|
|
| 296 |
General |
aşığı ile kaçma |
elopement n.
|
|
| 297 |
General |
cıva ile işleme |
mercurializing n.
|
|
| 298 |
General |
ile karışan |
interference with n.
|
|
| 299 |
General |
cıva ile işleme |
mercurialising n.
|
|
| 300 |
General |
müşteri ile ilişkiler |
relations with customers n.
|
|
| 301 |
General |
posta ile gönderilen ilan |
mailer n.
|
|
| 302 |
General |
el ile muayene |
palpation n.
|
|
| 303 |
General |
çizgi ile işaretleme |
lineation n.
|
|
| 304 |
General |
beceri ile elde edilen başarı |
tour de force n.
|
|
| 305 |
General |
kaşık ile beslenme |
spoon feeding n.
|
|
| 306 |
General |
kaşık ile besleme |
spoon feeding n.
|
|
| 307 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
scatological humour n.
|
|
| 308 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
bathroom humour n.
|
|
| 309 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
skidmark n.
|
|
| 310 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
outhouse humour n.
|
|
| 311 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
outhouse humour n.
|
|
| 312 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
scatological humour n.
|
|
| 313 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
toilet humour n.
|
|
| 314 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
bathroom humour n.
|
|
| 315 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
skidmark n.
|
|
| 316 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
toilet humour n.
|
|
| 317 |
General |
ile çakışma |
interference with n.
|
|
| 318 |
General |
ile karışma |
interference with n.
|
|
| 319 |
General |
ile çatışma |
interference with n.
|
|
| 320 |
General |
kura ile sonucu belirleme |
casting lots n.
|
|
| 321 |
General |
kura ile karara varma |
casting lots n.
|
|
| 322 |
General |
baharın gelmesi ile hissedilen heyecan |
spring fever n.
|
|
| 323 |
General |
iki yüzyılın sonu ile başı arasındaki süre |
turn of the century n.
|
|
| 324 |
General |
destekleme (yastık vb ile) |
bolstering n.
|
|
| 325 |
General |
teolojinin sevap ve kurtuluş ile ilgilenen dalı |
soteriology n.
|
|
| 326 |
General |
zehirli iğne ile infaz yöntemi |
lethal injection n.
|
|
| 327 |
General |
açık artırma ile satış |
auction n.
|
|
| 328 |
General |
kredi kartı ile ödeme |
pay by credit card n.
|
|
| 329 |
General |
gün hesabı ile ödeme |
day payment n.
|
|
| 330 |
General |
akrabası ile çiftleştirme |
inbreeding n.
|
|
| 331 |
General |
akü ile çalışan araba |
battery-operated car n.
|
|
| 332 |
General |
akü ile çalışan araba |
battery-powered car n.
|
|
| 333 |
General |
insanın tuvalet ihtiyacı ile ilgili yapılan şakalar |
gross-out humour n.
|
|
| 334 |
General |
ile iştigal etme |
dealing with n.
|
|
| 335 |
General |
er ile onbaşı arasında bir rütbe |
lance-corporal n.
|
|
| 336 |
General |
batı afrika'da kasım sonu ile mart ortası arasında gerçekleşen bir mevsim |
harmattan n.
|
|
| 337 |
General |
posta ile sipariş alan mağaza |
mail-order house n.
|
|
| 338 |
General |
sıcak su ile ısıtma |
hot-water heating n.
|
|
| 339 |
General |
tuvalet ile ilgili yapılan belden aşağı şakalar |
gross-out humour n.
|
|
| 340 |
General |
akraba ile cinsel ilişki |
incest n.
|
|
| 341 |
General |
kilise ile devlet arasındaki anlaşma |
concordat n.
|
|
| 342 |
General |
(parmağın eklem yerleri ile) vurma |
knuckling n.
|
|
| 343 |
General |
gece 12 ile öğlen 12 arasındaki zaman dilimi |
a.m. (ante meridiem) n.
|
|
| 344 |
General |
şampuan ile yıkayan |
shampooer n.
|
|
| 345 |
General |
uçak ile havada yazı yazan |
skywriter n.
|
|
| 346 |
General |
(işi) sıra ile yapma |
rotation n.
|
|
| 347 |
General |
el ile muayene |
tactual exploration n.
|
|
| 348 |
General |
kurşunkalem ile çizme |
penciling n.
|
|
| 349 |
General |
tek dokunma ile kontrol |
one touch control n.
|
|
| 350 |
General |
müzik cd’si veya kaset kapağı içine konulan albümle ile ilgili tanıtıcı bilgiler veren yazılar |
album notes n.
|
|
| 351 |
General |
müzik cd’si veya kaset kapağı içine konulan albümle ile ilgili tanıtıcı bilgiler veren yazılar |
sleeve notes n.
|
|
| 352 |
General |
müzik cd’si veya kaset kapağı içine konulan albümle ile ilgili tanıtıcı bilgiler veren yazılar |
liner notes n.
|
|
| 353 |
General |
savaşa giden askerler (ölme ihtimali ile) |
cannon fodder n.
|
|
| 354 |
General |
savaşa giden askerler (ölme ihtimali ile) |
fresh fish n.
|
|
| 355 |
General |
karşısındaki ile aynı duyguyu paylaşma |
sympathies n.
|
|
| 356 |
General |
aslında koyu renk saçı olup boya ile açmış kadın |
bottle blonde n.
|
|
| 357 |
General |
sünger ile baştan aşağı temizlenme |
sponge bath n.
|
|
| 358 |
General |
bir beyaz ile bir siyahinin evlenmesi |
miscegenation n.
|
|
| 359 |
General |
malzeme ile donatma |
outfitting n.
|
|
| 360 |
General |
mama ile besleme |
formula feeding n.
|
|
| 361 |
General |
el ile çizim |
line drawing n.
|
|
| 362 |
General |
demiryolu ile taşıma |
conveyance by railway n.
|
|
| 363 |
General |
demiryolu ile taşımacılık |
conveyance by railway n.
|
|
| 364 |
General |
leyla ile mecnun |
layla and majnun n.
|
|
| 365 |
General |
buluşun (neye benzediği ile ilgili gözümüzde canlandırdığımız şekli ile) tercih edilen ifadesi |
preferred embodiment of the invention n.
|
|
| 366 |
General |
tedavi amacıyla kullanılan şarap veya bira ile kestirilmiş baharatlı sıcak süt |
posset n.
|
|
| 367 |
General |
kazakistan'ın kuzey doğusu ile mogolistan'ın batısında yaşayan eski bir türk-kazak kabilesi |
naiman n.
|
|
| 368 |
General |
dengi olmayan kimse ile evlenme |
misalliance n.
|
|
| 369 |
General |
bordo ile siyah arası bir renk |
wenge n.
|
|
| 370 |
General |
(zihni) ile meşgul olma |
preoccupation n.
|
|
| 371 |
General |
(zihni) ile meşgul olma |
preoccupation with n.
|
|
| 372 |
General |
sorgumun mayalanması ile yapılan sert bir likör |
kaoliang jiu n.
|
|
| 373 |
General |
sorgumun mayalanması ile yapılan sert bir likör |
sorghum liquor n.
|
|
| 374 |
General |
sorgumun mayalanması ile yapılan sert bir likör |
gaoliang n.
|
|
| 375 |
General |
sorgumun mayalanması ile yapılan sert bir likör |
kaoliang n.
|
|
| 376 |
General |
araba ile gezme |
joy ride n.
|
|
| 377 |
General |
kol gücü ile yapma |
manhandling n.
|
|
| 378 |
General |
kol gücü ile yapma |
man-handling n.
|
|
| 379 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışma |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
| 380 |
General |
polis ile göstericiler arasında yaşanan arbede |
clash between the police and the demonstrators n.
|
|
| 381 |
General |
gelin ile damat |
bride and groom n.
|
|
| 382 |
General |
el ile sürülen tekerlekli sandalye |
manually propelled wheelchair n.
|
|
| 383 |
General |
gümüş ile kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) |
silver-plated cutlery n.
|
|
| 384 |
General |
el ile besleyerek evcilleştirme |
hand-taming n.
|
|
| 385 |
General |
el ile taciz |
grope n.
|
|
| 386 |
General |
el ile taciz |
groping n.
|
|
| 387 |
General |
ailenin (bir vesile ile düğün vb.) yeniden bir araya gelmesi |
family reunion n.
|
|
| 388 |
General |
bir kelimenin anlamı ile ilgili yapılan tartışma |
logomachy n.
|
|
| 389 |
General |
anne ile kızı |
mother and daughter n.
|
|
| 390 |
General |
uyku ile uyanıklık arasındaki durum |
half awake half asleep state n.
|
|
| 391 |
General |
hazırlık dersi ile ilgili |
propaedeutics n.
|
|
| 392 |
General |
-ile ilgili |
concernant (fr) n.
|
|
| 393 |
General |
şiş veya makine ile örülen ince saç |
cornrows n.
|
|
| 394 |
General |
bol su ile yıkama |
sluicing n.
|
|
| 395 |
General |
uyuşturucu ile ilgili suçlarda artış |
a rise in drug-related crime n.
|
|
| 396 |
General |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
armagedon n.
|
|
| 397 |
General |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
har-magedon n.
|
|
| 398 |
General |
tanrı ile şeytan arasındaki son savaş |
armageddon n.
|
|
| 399 |
General |
düşünceleri/fikirleri baloncuklar yardımı ile kağıda dökme yolu |
bubble diagram n.
|
|
| 400 |
General |
fazla mesai ile harcanan zaman |
face time n.
|
|
| 401 |
General |
edi ile büdü |
bert and ernie n.
|
|
| 402 |
General |
kısa bir kamış yardımı ile ağzıda çiğnenmiş kağıt ya da türevlerinin üfürerek fırlatılması |
spitball n.
|
|
| 403 |
General |
stuko (mermer tozu ile alçıdan yapılmış harç) |
gatch n.
|
|
| 404 |
General |
midilli ile gezinti |
pony trekking n.
|
|
| 405 |
General |
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu |
coffle n.
|
|
| 406 |
General |
birbirlerine zincirler ile bağlı biçimde satılmaya götürülen köle grubu |
slave coffle n.
|
|
| 407 |
General |
papanın yanılmazlığı ile ilgili dogma |
papist n.
|
|
| 408 |
General |
karesi ile ters orantılı |
inversely proportional to the square of n.
|
|
| 409 |
General |
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm |
falling action (in a work of literature) n.
|
|
| 410 |
General |
örümceğin ağ ile aşağıya doğru inmesi |
abseiling n.
|
|
| 411 |
General |
örümceğin ağ ile aşağıya doğru sallanması |
abseiling n.
|
|
| 412 |
General |
çay ile yapılan ikindi atıştırması |
afternoon tea n.
|
|
| 413 |
General |
olta ile balık tutma |
angling n.
|
|
| 414 |
General |
stetoskop ile muayene |
auscultation n.
|
|
| 415 |
General |
banyo ile tedavi bilimi |
balneology n.
|
|
| 416 |
General |
safra ile ilgililik |
biliousness n.
|
|
| 417 |
General |
fırlatma düzeneği ile ilgili |
catapult n.
|
|
| 418 |
General |
seylan adası ile ilgili |
ceylon n.
|
|
| 419 |
General |
araba ile gezme |
coaching n.
|
|
| 420 |
General |
çene altı ile omuz arası |
counter n.
|
|
| 421 |
General |
tazı ile tavşan kovalama |
coursing n.
|
|
| 422 |
General |
sanat ile zevk için uğraşma |
dilettanteism n.
|
|
| 423 |
General |
makara ile oynanan bir oyun |
diabolo n.
|
|
| 424 |
General |
sanat ile zevk için uğraşma |
dilettantism n.
|
|
| 425 |
General |
mızrak ile balık yakalama |
spearfishing n.
|
|
| 426 |
General |
ayak ile ritm tutma |
foot tapping n.
|
|
| 427 |
General |
belirli bir bölge ile sınırlandırma |
localisation n.
|
|
| 428 |
General |
belirli bir bölge ile sınırlandırma |
localization n.
|
|
| 429 |
General |
araba kullanırken cep telefonu ile mesaj göndermemek üzerine ant içme günü |
no text on board pledge day n.
|
|
| 430 |
General |
çürümesini engellemek için tahtaları cıva klorid ile doyurma |
kyanizing n.
|
|
| 431 |
General |
duygu ile muamele etme davranışı |
sentimentalization n.
|
|
| 432 |
General |
kurşunkalem ile çizme |
pencilling n.
|
|
| 433 |
General |
tahta çivi ile tutturma |
dowelling n.
|
|
| 434 |
General |
bir beyaz ile bir siyahın evlenmesi |
miscegenation n.
|
|
| 435 |
General |
iskeletor ile heman arası bir oyuncak kahraman |
clawful n.
|
|
| 436 |
General |
insanlar ile iletişimi iyi olmayan/zayıf olan kimse |
poor communicator n.
|
|
| 437 |
General |
insanlar ile sağlıklı/iyi iletişim kuramayan kimse |
poor communicator n.
|
|
| 438 |
General |
top ile oynan oyunun (uk) |
ball game n.
|
|
| 439 |
General |
top ile oynan oyunun (uk) |
ballgame n.
|
|
| 440 |
General |
ışık ile işaretleme |
trailblazing n.
|
|
| 441 |
General |
ışık ile işaretleme |
trail blazing n.
|
|
| 442 |
General |
bergamot ile tatlandırılmış bir çay çeşidi |
earl grey n.
|
|
| 443 |
General |
el ile işlenebilir/yapılabilirlik |
manipulability n.
|
|
| 444 |
General |
ev veya aile ilişkileri ile ilgili sorunlar |
domestic problems n.
|
|
| 445 |
General |
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem |
premedia n.
|
|
| 446 |
General |
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem |
pre-media n.
|
|
| 447 |
General |
erkek at ile dişi eşeğin çiftleşmesinden doğan hayvan |
hinny n.
|
|
| 448 |
General |
aile içi şiddet ile mücadele |
fighting domestic violence n.
|
|
| 449 |
General |
aile içi şiddet ile mücadele |
combating domestic violence n.
|
|
| 450 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
raccoon eye n.
|
|
| 451 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
raccoon eyes n.
|
|
| 452 |
General |
güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz |
panda eyes (uk) n.
|
|
| 453 |
General |
origami ile yapılan tuzluk, kağıt falı |
paper fortune n.
|
|
| 454 |
General |
avının izini kokusu ile süren bir tür köpek türü |
rach n.
|
|
| 455 |
General |
video ile öykü anlatan kimse |
videographer n.
|
|
| 456 |
General |
dişi beyni ile erkek beyni arasındaki farklar |
differences between male and female brains n.
|
|
| 457 |
General |
her şeyin nihayetinde iyi ile sonuçlanacağına inanan düşünce akımı |
agathism n.
|
|
| 458 |
General |
her şeyin nihayetinde iyi ile sonuçlanacağına inanan düşünce akımı |
agathology n.
|
|
| 459 |
General |
maytap ile yapılan havai fişek gösterisi |
backarapper n.
|
|
| 460 |
General |
modülasyon ile ilgili |
modulatory n.
|
|
| 461 |
General |
sirklerde gülle ile havaya fırlatılan sihirbaz adam |
cannon man n.
|
|
| 462 |
General |
kalite ile ilgili belgeler |
quality related documents n.
|
|
| 463 |
General |
sorumluluk duygusu ile hareket etme |
conscientiousness n.
|
|
| 464 |
General |
dünya'nın etrafını tekne ile kat etme yarışı |
around the world race n.
|
|
| 465 |
General |
güney amerika'da yaşadığına inanılan kan ile beslenen bir yaratık |
chupacabra n.
|
|
| 466 |
General |
saçın renginden daha koyu renkler ile boyanarak yapılan gölgelendirme işlemi |
lowlights n.
|
|
| 467 |
General |
kurt ile kuzu |
the wolf and the lamb n.
|
|
| 468 |
General |
biyografisi yazılan kişi ile yazarın söyleşi yaparak yazdığı biyografi |
authorised biography n.
|
|
| 469 |
General |
yatalak olan birinin sünger ile temizlenmesi |
sponge bath n.
|
|
| 470 |
General |
yatalak hastanın hemşire tarafından sünger vasıtası ile yıkanması |
sponge bath n.
|
|
| 471 |
General |
sünger ile temizlenme |
sponge bath n.
|
|
| 472 |
General |
sünger ile temizleme |
sponge bath n.
|
|
| 473 |
General |
işaret parmağı ile orta parmağı üstüste getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger-crossing n.
|
|
| 474 |
General |
işaret parmağı ile orta parmağı üstüste getirerek yapılan şans dileme hareketi |
finger crossing n.
|
|
| 475 |
General |
şişme kızak ile yapılan kar kayağı |
snowtubing n.
|
|
| 476 |
General |
Şık kıyafetler ile spor parçaları bir arada kullanma ile başlayan bir moda akımı |
athleisure n.
|
|
| 477 |
General |
büyük harf ile ifade etme |
capitalization n.
|
|
| 478 |
General |
bağışıklık bilimi ile ilgili |
immunological n.
|
|
| 479 |
General |
ile mücadele araçları |
the means of dealing with n.
|
|
| 480 |
General |
görsel veya yazılı yayınlarda hikayenin olay örgüsü ile ilgili sızdırılan bilgi |
spoiler n.
|
|
| 481 |
General |
akıllı gözlük ile sipariş toplama |
pick vision n.
|
|
| 482 |
General |
içi bira ile dolu bir bardak ve pinpon topuyla oynana bir oyun |
beer pong n.
|
|
| 483 |
General |
içi bira ile dolu bir bardak ve pinpon topuyla oynana bir oyun |
beirut n.
|
|
| 484 |
General |
düz bir alana atılan çakıl taşları ile bakılan fal |
cleromancy n.
|
|
| 485 |
General |
kauçuk ve sandarac ile birlikte kimyasal olarak işlenmiş kağıttan oluşan suni deri |
leatheroid n.
|
|
| 486 |
General |
adem ile havva |
adam and eve n.
|
|
| 487 |
General |
ateş edilen yer ile hedef arasındaki normal mesafe |
a butt's length n.
|
|
| 488 |
General |
kılıç ile omuzuna dokunma |
accolade n.
|
|
| 489 |
General |
müzik ile iletilen mesaj |
singing telegram n.
|
|
| 490 |
General |
c ile d'nin ilişkisi, a ile b'nin ilişkisi gibi |
a is to b as c is to d n.
|
|
| 491 |
General |
sırık ile yürütülen altı düz sandal |
punt n.
|
|
| 492 |
General |
(çivi/iğne ile) tutturma |
tack n.
|
|
| 493 |
General |
iki kişi ile oynanan, balkanlara özgü bir çeşit iskambil oyunu |
tablanette n.
|
|
| 494 |
General |
sıcak süt ile kahve karışımı |
café au lait [french] n.
|
|
| 495 |
General |
sıcak süt ile kahve karışımı |
cafeaulait n.
|
|
| 496 |
General |
telsiz ile donatılmış polis arabası |
radio car n.
|
|
| 497 |
General |
bütün bir muzun üzerine birkaç top dondurma, aromalı şurup, meyve ve fındık kremşanti ile servis edilen tatlı |
banana split n.
|
|
| 498 |
General |
banyo ile tedavi bilimi |
balneography n.
|
|
| 499 |
General |
banyo ile tedavi bilimi |
balneology n.
|
|
| 500 |
General |
dokunma duyusu ile hissedilebilirlik |
tactuality n.
|
|