|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
| Colloquial |
|
| 1 |
Colloquial |
cam gibi pürüzsüz |
smooth as glass expr.
|
|
The sea was as smooth as glass.
Deniz cam gibi pürüzsüzdü.
More Sentences
|
| Math |
|
| 2 |
Math |
pürüzsüz yüzey |
smooth surface n.
|
|
The smooth surface provides better corrosion resistance.
Pürüzsüz yüzey daha iyi korozyon direnci sağlar.
More Sentences
|
| General |
|
| 3 |
General |
pürüzsüz kesik |
clean cut n.
|
|
| 4 |
General |
pürüzsüz yapay ipek ya da asetat kumaş |
sharkskin n.
|
|
| 5 |
General |
pürüzsüz cilt |
smooth skin n.
|
|
| 6 |
General |
tv'nin çerçeve hızını artırarak görüntüsünü pürüzsüz hale getiren ve bazen de abartılı gerçek ve garip bir görüntü veren bir tv teknolojisi |
motion smoothing n.
|
|
| 7 |
General |
ince, pürüzsüz, örgülü hasır |
leghorn n.
|
|
| 8 |
General |
manila kenevirinden üretilen, sarımsı veya solgun renkli, pürüzsüz ve dayanıklı bir kağıt |
manilla paper n.
|
|
| 9 |
General |
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür |
hem n.
|
|
| 10 |
General |
ışığın yansıması ile görüntüler oluşturan cilalı veya pürüzsüz cisim |
mirror n.
|
|
| 11 |
General |
kart yapımında kullanılan pürüzsüz bir karton kağıt |
littress n.
|
|
| 12 |
General |
(kayganlaştırıcı ile) pürüzsüz hale getirilme |
lubrication n.
|
|
| 13 |
General |
pürüzsüz kemik |
rowel bone n.
|
|
| 14 |
General |
pürüzsüz kemik |
rewel bone n.
|
|
| 15 |
General |
işaretleme kalemiyle yazılabilen pürüzsüz beyaz yüzey |
dry-erase board n.
|
|
| 16 |
General |
hafif ve pürüzsüz karton |
index n.
|
|
| 17 |
General |
konteyner üzerindeki düz, pürüzsüz veya işaretsiz alan |
panel n.
|
|
| 18 |
General |
kutu üzerindeki pürüzsüz alan |
panel n.
|
|
| 19 |
General |
şaftın iki oluğu arasındaki pürüzsüz yüzey |
orlo n.
|
|
| 20 |
General |
pürüzsüz hale getirilmiş şey |
sift n.
|
|
| 21 |
General |
hafif kırışıklı ve pürüzsüz dokudaki kadife |
crushed velvet n.
|
|
| 22 |
General |
pürüzsüz işleme |
freedom n.
|
|
| 23 |
General |
pürüzsüz yer |
smeeth n.
|
|
| 24 |
General |
pürüzsüz olana dek dövmek/ezmek |
grind until smooth v.
|
|
| 25 |
General |
çukur veya tümseklerinden arındırarak pürüzsüz hale getirmek |
fair v.
|
|
| 26 |
General |
(parçaları) pürüzsüz veya düzgün olması için bir araya getirmek |
fair v.
|
|
| 27 |
General |
(çeşitli öğeleri) pürüzsüz karışım haline getirmek |
homogenise v.
|
|
| 28 |
General |
(çeşitli öğeleri) pürüzsüz karışım haline getirmek |
homogenize v.
|
|
| 29 |
General |
(deriyi) perdahlayıcı ile pürüzsüz hale getirmek |
glass v.
|
|
| 30 |
General |
yüzeyini pürüzsüz ve parlak hale getirmek |
glaze v.
|
|
| 31 |
General |
pürüzsüz hale getirmek |
oil v.
|
|
|
|
| 32 |
General |
(döküm kalıbını) pürüzsüz hale getirmek |
snag v.
|
|
| 33 |
General |
tekrar pürüzsüz hale getirmek |
resmooth v.
|
|
| 34 |
General |
pürüzsüz (cilt) |
clear adj.
|
|
| 35 |
General |
pürüzsüz ve parlak |
satiny adj.
|
|
| 36 |
General |
en pürüzsüz |
slickest adj.
|
|
| 37 |
General |
daha pürüzsüz olan |
sleekier adj.
|
|
| 38 |
General |
en pürüzsüz |
sleekest adj.
|
|
| 39 |
General |
bebek poposu gibi pürüzsüz |
as smooth as a baby's butt adj.
|
|
| 40 |
General |
bebek poposu kadar pürüzsüz |
as smooth as a baby's butt adj.
|
|
| 41 |
General |
aşırı pürüzsüz |
ultraslick adj.
|
|
| 42 |
General |
aşırı pürüzsüz |
ultrasmooth adj.
|
|
| 43 |
General |
pürüzsüz olmayan |
unslick adj.
|
|
| 44 |
General |
pürüzsüz ve yumuşak |
velvet-textured adj.
|
|
| 45 |
General |
parıltılı veya ışıklı bölümlerden yoksun pürüzsüz bir yüzeyi olan |
matte adj.
|
|
| 46 |
General |
yüzeyi pürüzsüz olmayan |
harsh adj.
|
|
| 47 |
General |
pürüzsüz (cilt) |
good adj.
|
|
| 48 |
General |
(odun) pürüzsüz dokulu |
close-grain adj.
|
|
| 49 |
General |
(kağıt) pürüzsüz olduğu halde parlaklığı düşük |
dull adj.
|
|
| 50 |
General |
(ince kumaş) kağıt dokulu pürüzsüz yüzey ile tamamlanan |
paper adj.
|
|
| 51 |
General |
(hanedan armalarında hayvan kafası) pürüzsüz bir şekilde kesilmiş |
couped adj.
|
|
| 52 |
General |
pürüzsüz yapı ile ilgili |
peaches-and-cream adj.
|
|
| 53 |
General |
pürüzsüz yapılı |
peaches-and-cream adj.
|
|
| 54 |
General |
pürüzsüz yapıya ait |
peaches-and-cream adj.
|
|
| 55 |
General |
(cam) pürüzsüz |
plain adj.
|
|
| 56 |
General |
pürüzsüz ve tığ şeklinde |
plano-subulate adj.
|
|
| 57 |
General |
saten gibi yumuşak ve pürüzsüz |
satin-smooth adj.
|
|
| 58 |
General |
pürüzsüz dokulu |
fine-textured adj.
|
|
| 59 |
General |
açık buğday renkli ve pürüzsüz (ten) |
ivory adj.
|
|
| 60 |
General |
pürüzsüz vücutlu |
smooth-bodied adj.
|
|
| 61 |
General |
pürüzsüz derili |
smooth-skinned adj.
|
|
| 62 |
General |
pürüzsüz kabuklu |
smooth-shelled adj.
|
|
| 63 |
General |
pürüzsüz gövdeli |
smooth-bodied adj.
|
|
| 64 |
General |
yüzeyi pürüzsüz |
smooth-skinned adj.
|
|
| 65 |
General |
neredeyse pürüzsüz |
smoothish adj.
|
|
| 66 |
General |
çok pürüzsüz |
supersmooth adj.
|
|
| 67 |
General |
(yüzey) düz ve pürüzsüz |
out of twist adj.
|
|
| 68 |
General |
pürüzsüz bir şekilde |
sleekly adv.
|
|
| 69 |
General |
pürüzsüz olarak |
sleekly adv.
|
|
| 70 |
General |
pürüzsüz bir şekilde |
cleanlily adv.
|
|
| 71 |
General |
pürüzsüz olarak |
sleek adv.
|
|
| 72 |
General |
pürüzsüz bir şekilde |
suent [dialect] adv.
|
|
| Phrasals |
|
| 73 |
Phrasals |
bir şeyi pürüzsüz hale getirmek |
grind something down v.
|
|
| 74 |
Phrasals |
pürüzsüz hale getirmek |
buff down v.
|
|
| 75 |
Phrasals |
pürüzsüz hale getirmek |
buff up v.
|
|
| 76 |
Phrasals |
cildi pürüzsüz yapmak |
clear up v.
|
|
| 77 |
Phrasals |
pürüzsüz hale getirmek |
plane down v.
|
|
| 78 |
Phrasals |
zımparalayarak/aşındırarak pürüzsüz hale getirmek |
plane off v.
|
|
| Colloquial |
|
| 79 |
Colloquial |
çok pürüzsüz |
dead-smooth adj.
|
|
| 80 |
Colloquial |
cam gibi pürüzsüz |
smooth as silk expr.
|
|
| Idioms |
|
| 81 |
Idioms |
işlerin pürüzsüz gitmesi |
clear sailing n.
|
|
| 82 |
Idioms |
işlerin pürüzsüz gitmesi |
smooth sailing n.
|
|
| 83 |
Idioms |
pürüzsüz ten |
schoolgirl complexion n.
|
|
| 84 |
Idioms |
pürüzsüz işlemek |
go off without a hitch v.
|
|
| 85 |
Idioms |
kadife gibi pürüzsüz |
smooth as silk adj.
|
|
| 86 |
Idioms |
tereyağı gibi pürüzsüz |
smooth like butter adj.
|
|
| 87 |
Idioms |
pürüzsüz ve parlak bir yüzeye sahip olana kadar |
to a polish adv.
|
|
| 88 |
Idioms |
cam gibi pürüzsüz |
as smooth as silk expr.
|
|
| 89 |
Idioms |
cam gibi pürüzsüz |
as smooth as glass expr.
|
|
| 90 |
Idioms |
kadife gibi pürüzsüz |
as smooth as silk expr.
|
|
| 91 |
Idioms |
kadife gibi pürüzsüz |
as smooth as a baby's bottom expr.
|
|
| 92 |
Idioms |
kadife gibi pürüzsüz |
smooth as a baby's bottom expr.
|
|
| 93 |
Idioms |
pürüzsüz şekilde |
on wheels expr.
|
|
| Industry |
|
| 94 |
Industry |
eğeyi yanlamasına çalıştırarak pürüzsüz şekilde eğeleme işlemi |
drawfiling n.
|
|
| 95 |
Industry |
düz ve pürüzsüz yüzey elde etmede kullanılan sert çelik keski |
flat chisel n.
|
|
| 96 |
Industry |
perdahlama öncesi balmumu kaplanarak üretilen pürüzsüz kağıt yüzeyi |
ivory n.
|
|
| 97 |
Industry |
kağıt yüzeyini pürüzsüz hale getiren kimse |
strainer n.
|
|
| Technical |
|
| 98 |
Technical |
pürüzsüz levha |
smooth panel n.
|
|
| 99 |
Technical |
pürüzsüz eğri |
smooth curve n.
|
|
| 100 |
Technical |
pürüzsüz kazık |
smooth pile n.
|
|
| 101 |
Technical |
pürüzsüz yüzey |
rubbed surface n.
|
|
| 102 |
Technical |
pürüzsüz kaplama |
smooth coating n.
|
|
| 103 |
Technical |
makine ile çeşitli kağıtlara kazandırılan pürüzsüz yüzey |
machine finish n.
|
|
| 104 |
Technical |
çelik bir boru vasıtasıyla kaynak yapma sırasında iç kısmın pürüzsüz olmasını sağlayan birbirine eklenmiş üniteler dizisi |
mandril n.
|
|
| 105 |
Technical |
makineyle kağıt üzerine yapılan pürüzsüz yüzey |
mill finish n.
|
|
| 106 |
Technical |
genellikle uzun, pürüzsüz ve beyaz mineral liflerine verilen ad |
mountain flax n.
|
|
| 107 |
Technical |
(camda) kırılma sonucu oluşan düz ve pürüzsüz yüzey |
cleave n.
|
|
| 108 |
Technical |
yağ ve gomalak kullanarak mobilyalara verilen pürüzsüz ve cilalı görünüm |
french polish n.
|
|
| 109 |
Technical |
düz renkli baskılar için kullanılan pürüzsüz yüzeyli baskı levhası |
solid n.
|
|
| 110 |
Technical |
yüzeyini pürüzsüz hale getirmek |
levigate v.
|
|
| 111 |
Technical |
pürüzsüz hale getirmek için yüzeyini işlemek |
face v.
|
|
| 112 |
Technical |
(deri, kumaş, çömlek) pürüzsüz görünüm kazandırmak |
dress v.
|
|
| 113 |
Technical |
(kereste, taş, mücevher) düzeltip pürüzsüz hale getirmek |
dress v.
|
|
| 114 |
Technical |
(pürüzsüz ve parlak yüzey için, yağ çıkarırken) yüksek ısıda preslemek |
hotpress v.
|
|
| 115 |
Technical |
(ahşap, deri) pürüzsüz |
fine-grained adj.
|
|
| 116 |
Technical |
(metal eğe) pürüzsüz uçlu |
smooth adj.
|
|
| 117 |
Technical |
(metal eğe) çok pürüzsüz |
super-smooth adj.
|
|
| Informatics |
|
| 118 |
Informatics |
pürüzsüz eğri |
smooth curve n.
|
|
| Textile |
|
| 119 |
Textile |
bir tarafı fitilli diğer tarafı saten gibi pürüzsüz kumaş |
cantoon n.
|
|
| 120 |
Textile |
pamuklu kumaşları opak veya yarı opak yapmak için kullanılan pürüzsüz apre |
holland n.
|
|
| 121 |
Textile |
uçları yakılarak pürüzsüz hale getirilmiş kamgarn iplik |
genappe n.
|
|
| 122 |
Textile |
kumaşta çeşitli kimyasalların kullanımı ile elde edilen pürüzsüz ve parlak doku |
glaze n.
|
|
| 123 |
Textile |
parlak ve pürüzsüz bir pamuklu ürün formu |
satin jean n.
|
|
| 124 |
Textile |
yumuşak ve pürüzsüz olma |
sleekness n.
|
|
| 125 |
Textile |
tüylenmemiş ve pürüzsüz (ipek) |
neat adj.
|
|
| 126 |
Textile |
pürüzsüz (kumaş) |
hard adj.
|
|
| 127 |
Textile |
(kumaş) pürüzsüz |
clear adj.
|
|
| Construction |
|
| 128 |
Construction |
pürüzsüz kesme |
light cutting n.
|
|
| 129 |
Construction |
çekiçle işlenmiş bir kesme yapı taşının diğer bir yapı taşı ile birleşeceği kısımlarının yakınında bırakılan pürüzsüz kenar payları |
margin draft n.
|
|
| Woodworking |
|
| 130 |
Woodworking |
tropikal bir amerikan ağacının sarı renkli, pürüzsüz odunu |
granadilla wood n.
|
|
| 131 |
Woodworking |
tropikal bir amerikan ağacının sarı renkli, pürüzsüz odunu |
granadilla n.
|
|
| 132 |
Woodworking |
temiz ve pürüzsüz (kereste) |
bright adj.
|
|
| Furniture |
|
| 133 |
Furniture |
yağ ve gomalak kullanarak mobilyalara verilen pürüzsüz ve cilalı görünüm |
french-polish n.
|
|
| Traffic |
|
| 134 |
Traffic |
tekerleklerin rahat hareket edebilmesi için yola döşenmiş kaldırım benzeri pürüzsüz yapı |
trackway n.
|
|
| Marine |
|
| 135 |
Marine |
pürüzsüz türbülans sınır tabakası |
smooth turbulent boundary layer n.
|
|
| Mining |
|
| 136 |
Mining |
pürüzsüz ve yapışkan bir elektrikli metal yığını |
reguline n.
|
|
| Anatomy |
|
| 137 |
Anatomy |
pürüzsüz kemik |
rewel bone [obsolete] n.
|
|
| 138 |
Anatomy |
pürüzsüz ve sığ bir çukur biçiminde olan (eklem yuvası) |
glenoidal adj.
|
|
| Parasitology |
|
| 139 |
Parasitology |
çok sayıda turbellarya türünde bulunan pürüzsüz, çubuk veya iğ formunda olan çok küçük bir tür yapı |
rhabdite n.
|
|
| 140 |
Parasitology |
yassıkurdun derisinde bulunan pürüzsüz, çubuk veya iğ formunda çok küçük yapı |
rhabdoid n.
|
|
| Printing |
|
| 141 |
Printing |
yazıya veya baskıya uygun pürüzsüz yüzeyli karton |
bristol n.
|
|
| Gastronomy |
|
| 142 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
cheddar n.
|
|
| 143 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
cheddar cheese n.
|
|
| 144 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
american cheddar n.
|
|
| 145 |
Gastronomy |
aslen güneybatı ingiltere'de üretilen sert pürüzsüz dokulu bir peynir |
american cheese n.
|
|
| Math |
|
| 146 |
Math |
pürüzsüz yay |
smooth arc n.
|
|
| 147 |
Math |
pürüzsüz eğri |
smooth curve n.
|
|
| Biology |
|
| 148 |
Biology |
yüzeyi cilalı gibi pürüzsüz olan (organizma) |
laevigate adj.
|
|
| Marine Biology |
|
| 149 |
Marine Biology |
filipinler'deki sularda yaşayan, iç kısmı pürüzsüz yarı saydam ve parlak olan çift kabuklu yumuşakça |
capiz (placuna placenta) n.
|
|
| 150 |
Marine Biology |
pürüzsüz, oval biçimli ve karmaşık desenleri olan bir deniz kabuğu |
tellin (tellina tenuis) n.
|
|
| 151 |
Marine Biology |
pürüzsüz derileri olan küçük köpekbalığı familyası |
triakidae n.
|
|
| 152 |
Marine Biology |
pürüzsüz derileri olan küçük köpekbalığı familyasına mensup bir cins |
triaenodon n.
|
|
| 153 |
Marine Biology |
çamurda yaşayan yılan balığı ya da elektrikli yılan balığı gibi uzun vücutlu ve pürüzsüz tenli hayvanlara verilen ad |
eel n.
|
|
| 154 |
Marine Biology |
dişsiz çeneleri ve üst üste binen pürüzsüz pulları olan, sazangiller familyasına mensup balıklara verilen ad |
minow n.
|
|
| 155 |
Marine Biology |
küre şeklinde pürüzsüz kabuğu olan, naticidae familyasına mensup etçil bir deniz salyangozu |
moon shell n.
|
|
| 156 |
Marine Biology |
küre şeklinde pürüzsüz kabuğu olan, naticidae familyasına mensup etçil bir deniz salyangozu |
moonshell n.
|
|
| 157 |
Marine Biology |
porcellanidae familyasına mensup pürüzsüz dokulu yengeç |
porcelain crab n.
|
|
| 158 |
Marine Biology |
pürüzsüz sarı gövdeleri bulunan, doris ve yakın cinslere mensup çeşitli kabuksuz deniz salyangozlarına verilen ad |
sea lemon n.
|
|
| Botanic |
|
| 159 |
Botanic |
tropikal bitki caesalpinia'nın ürettiği pürüzsüz, mavimsi veya sarımsı kabuklu, sert ve yuvarlak tohum |
nickar nut n.
|
|
| 160 |
Botanic |
tropikal bitki caesalpinia'nın ürettiği pürüzsüz, mavimsi veya sarımsı kabuklu, sert ve yuvarlak tohum |
nickar n.
|
|
| 161 |
Botanic |
deriye benzeyen pürüzsüz yaprakları olan ve yaprak dökmeyen küçük bir tropikal çalı |
nauclea n.
|
|
| 162 |
Botanic |
pürüzsüz yaprakları ve yenebilir kökü olan bir maydanoz |
hamburg parsley n.
|
|
| 163 |
Botanic |
pürüzsüz yaprakları ve yenebilir kökü olan bir maydanoz |
turnip-rooted parsley (petroselinum crispum tuberosum) n.
|
|
| 164 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
gumbo-limbo n.
|
|
| 165 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
turpentine tree n.
|
|
| 166 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen pürüzsüz bir kabuğu olan bir çalı |
smooth alder (alnus serrulata) n.
|
|
| 167 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
chaca n.
|
|
| 168 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen pürüzsüz bir kabuğu olan bir çalı |
hazel alder n.
|
|
| 169 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
almacigo (bursera simaruba) n.
|
|
| 170 |
Botanic |
abd'nin doğusunda yetişen pürüzsüz bir kabuğu olan bir çalı |
tag alder n.
|
|
| 171 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
copperwood n.
|
|
| 172 |
Botanic |
abd'de saman olarak yetiştirilen pürüzsüz mavimsi yapraklı uzun bir bitki |
blue stem n.
|
|
| 173 |
Botanic |
abd'de saman olarak yetiştirilen pürüzsüz mavimsi yapraklı uzun bir bitki |
bluestem n.
|
|
| 174 |
Botanic |
abd'de saman olarak yetiştirilen pürüzsüz mavimsi yapraklı uzun bir bitki |
big bluestem (andropogon gerardii) n.
|
|
| 175 |
Botanic |
abd'de saman olarak yetiştirilen pürüzsüz mavimsi yapraklı uzun bir bitki |
andropogon furcatus n.
|
|
| 176 |
Botanic |
pürüzsüz bakırımsı bir kabuğu ve kırmızı reçinesi olan tropik bir amerikan ağacı |
ausubo (bursera simaruba) n.
|
|
| 177 |
Botanic |
pürüzsüz bakırımsı bir kabuğu ve kırmızı reçinesi olan tropik bir amerikan ağacı |
gumbo-limbo (bursera simaruba) n.
|
|
| 178 |
Botanic |
çok kısa saplı ve pürüzsüz yapraklı orta ila büyük boyutlarda bir ağaç |
english oak (quercus robur) n.
|
|
| 179 |
Botanic |
pürüzsüz bakırımsı bir kabuğu ve kırmızı reçinesi olan tropik bir amerikan ağacı |
gum elemi n.
|
|
| 180 |
Botanic |
pürüzsüz bakırımsı bir kabuğu ve kırmızı reçinesi olan tropik bir amerikan ağacı |
mastic tree (bursera simaruba) n.
|
|
| 181 |
Botanic |
pürüzsüz dalları ve mercan kırmızısı meyveleri olan bir doğu abd sarmaşığı |
coral greenbrier (smilax walteri) n.
|
|
| 182 |
Botanic |
pürüzsüz soluk yeşil yaprakları olan bir marul çeşidi |
batavia n.
|
|
| 183 |
Botanic |
parlak ve pürüzsüz yaprakları, küçük kahverengimsi yeşil yaprakları ve küçük kırmızı yemişleri olan çalımsı bir asya ağacı |
maire (mida myrtifolia) n.
|
|
| 184 |
Botanic |
pürüzsüz bir kabuğu ve sarı veya kırmızımsı çiçekleri olan bir avustralya baklagil ağacı |
castanospermum australe n.
|
|
| 185 |
Botanic |
pürüzsüz bir kabuğu ve sarı veya kırmızımsı çiçekleri olan bir avustralya baklagil ağacı |
black bean n.
|
|
| 186 |
Botanic |
pürüzsüz bir kabuğu ve sarı veya kırmızımsı çiçekleri olan bir avustralya baklagil ağacı |
moreton bay chestnut n.
|
|
| 187 |
Botanic |
pürüzsüz yapraklı, küçük beyaz çiçekli ve koyu renk meyveli bir güneydoğu abd çalısı veya küçük ağacı |
black haw (bumelia lycioides) n.
|
|
| 188 |
Botanic |
florida'nın güneyi ve amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen pürüzsüz ve bakır rengi kabuğu olan bir ağaç |
mastic shrub (bursera simaruba) n.
|
|
| 189 |
Botanic |
sarkık yeşil çiçekleri ile yarı saydam pürüzsüz sap ve yaprakları olan pilea cinsi bir bitki |
richweed n.
|
|
| 190 |
Botanic |
sarkık yeşil çiçekleri ile yarı saydam pürüzsüz sap ve yaprakları olan pilea cinsi bir bitki |
clearweed n.
|
|
| 191 |
Botanic |
sarkık yeşil çiçekleri ile yarı saydam pürüzsüz sap ve yaprakları olan pilea cinsi bir bitki |
dead nettle n.
|
|
| 192 |
Botanic |
kuzey amerika'nın doğusuna özgü, kısa ve sarkık yeşilimsi beyaz çiçekleri ve yarı saydam pürüzsüz sap ve yaprakları olan bir bitki |
clearweed (pilea fontana) n.
|
|
| 193 |
Botanic |
sarkık yeşil çiçekleri ile yarı saydam pürüzsüz sap ve yaprakları olan pilea cinsi bir bitki |
pilea pumilla n.
|
|
| 194 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü pürüzsüz ve koyu kahverengi gövdeli, küçük palamutlu yaprak dökmeyen bir meşe |
willow oak n.
|
|
| 195 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü pürüzsüz ve koyu kahverengi gövdeli, küçük palamutlu yaprak dökmeyen bir meşe |
pin oak n.
|
|
| 196 |
Botanic |
abd'nin güneydoğusuna özgü pürüzsüz ve koyu kahverengi gövdeli, küçük palamutlu yaprak dökmeyen bir meşe |
quercus laurifolia n.
|
|
| 197 |
Botanic |
güney florida ve batı hint adaları'na özgü, pürüzsüz ve oval yapraklı, parlak kırmızı meyveli bir çalı veya küçük ağaç |
torrubia longifolia n.
|
|
| 198 |
Botanic |
keskin kokusu olan dik ve pürüzsüz çok yıllık bir bitki |
richweed n.
|
|
| 199 |
Botanic |
pürüzsüz yumuşak yaprakları olan çeşitli bitkilere verilen ad |
butterweed n.
|
|
| 200 |
Botanic |
pürüzsüz yuvarlak sporlu, kahverengimsi bir mantar |
round-spored gyromitra (gyromitra sphaerospora) n.
|
|
| 201 |
Botanic |
pürüzsüz bitki yüzeyinde koyulaşıp sertleşme |
scurf n.
|
|
| 202 |
Botanic |
pürüzsüz dokulu kabuğu olan okaliptus |
smoothbark n.
|
|
| 203 |
Botanic |
pürüzsüz bir kabuğu ve sarı veya kırmızımsı çiçekleri olan bir avustralya baklagil ağacı |
moreton bay chestnut n.
|
|
| 204 |
Botanic |
(odun) pürüzsüz dokulu ve ince damarlı |
close-grained adj.
|
|
| Breeding |
|
| 205 |
Breeding |
siyah veya kahverengi benekli pürüzsüz beyaz kürkü olan dalmaçya kökenli cins köpek |
carriage dog n.
|
|
| 206 |
Breeding |
siyah veya kahverengi benekli pürüzsüz beyaz kürkü olan dalmaçya kökenli cins köpek |
carriage dog n.
|
|
| Geography |
|
| 207 |
Geography |
delta üzerinde biriken pürüzsüz tortu tabakası |
topset beds n.
|
|
| 208 |
Geography |
uçurum üzerinde ayakta durmanın zor olduğu pürüzsüz yüzey |
boilerplate n.
|
|
| 209 |
Geography |
pürüzsüz ve kaygan buz |
glib ice [canada] n.
|
|
| Geology |
|
| 210 |
Geology |
pürüzsüz kireçtaşı |
china stone n.
|
|
| 211 |
Geology |
pürüzsüz, yağlı bir his veren ve dile yapışan bir tür kil |
rock soap n.
|
|
| Sport |
|
| 212 |
Sport |
softbol oyununda kullanılan pürüzsüz dikişli bir top |
diamond ball n.
|
|
| 213 |
Sport |
softbol oyununda kullanılan pürüzsüz dikişli top |
playground ball n.
|
|
| 214 |
Sport |
Formula 1'de kuru pistlerde kullanılan yüzeyi tamamen pürüzsüz olan lastik |
slick tyre n.
|
|
| 215 |
Sport |
Formula 1'de kuru pistlerde kullanılan yüzeyi tamamen pürüzsüz olan lastik |
slick tire n.
|
|
| Art |
|
| 216 |
Art |
çizimde ve yağlı boyada kullanılan, bir tarafı pürüzsüz diğer tarafı hafif dokulu sert bir kağıt türü |
masa n.
|
|
| Music |
|
| 217 |
Music |
pürüzsüz ve akıcı yol veya hareket |
cantabile n.
|
|
| 218 |
Music |
sakin ve pürüzsüz tonlamalı opera şarkıcılığı |
bel canto n.
|
|
| 219 |
Music |
pürüzsüz ve akıcı |
cantabile adj.
|
|
| Printery |
|
| 220 |
Printery |
pürüzsüz ve mat yüzeyi olan perdahlı bir kağıt türü |
english n.
|
|
| Archaic |
|
| 221 |
Archaic |
pürüzsüz yüzeyi olan |
glib adj.
|
|
| Reptiles |
|
| 222 |
Reptiles |
üst kısmı pürüzsüz ve koyu mavimsi yeşil pullarla kaplı olan ophiodrys cinsi yeşil bir yılan |
smooth green snake (ophiodrys vernalis) n.
|
|
| 223 |
Reptiles |
pürüzsüz yeşil yılan |
green snake n.
|
|
| Entomology |
|
| 224 |
Entomology |
çoğu mühendis kelebekleri familyasına mensup güvelerin larvalarından oluşan küçük, pürüzsüz ve tüysüz tırtıllara verilen ad |
spanworm n.
|
|
| 225 |
Entomology |
çoğu mühendis kelebekleri familyasına mensup güvelerin larvalarından oluşan küçük, pürüzsüz ve tüysüz tırtıllara verilen ad |
looper n.
|
|
| 226 |
Entomology |
çoğu mühendis kelebekleri familyasına mensup güvelerin larvalarından oluşan küçük, pürüzsüz ve tüysüz tırtıllara verilen ad |
measuringworm n.
|
|
| 227 |
Entomology |
çoğu mühendis kelebekleri familyasına mensup güvelerin larvalarından oluşan küçük, pürüzsüz ve tüysüz tırtıllara verilen ad |
measuring worm n.
|
|
| Slang |
|
| 228 |
Slang |
doğal su yolundaki pürüzsüz oval taş |
jack n.
|
|
| Modern Slang |
|
| 229 |
Modern Slang |
cinsel ilişki sonrası yumuşamış ve pürüzsüz hale gelmiş deri |
after sex skin n.
|
|