Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
vurarak
Bedeutungen von dem Begriff
"vurarak"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 4 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
vurarak
battering
n.
2
General
vurarak
batting
adv.
3
General
vurarak
strikingly
adv.
4
General
vurarak
beating
adv.
Bedeutungen, die der Begriff
"vurarak"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 210 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
vurarak iz bırakma
welting
n.
2
General
ayakları birbirine vurarak zıplama
entrechat
n.
3
General
rahatsız edici duyguları dışa vurarak onlardan kurtulma
catharsis
n.
4
General
deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun
whac-a-mole
n.
5
General
sırta vurarak coşkulu biçimde samimiyet gösterme
backslap
n.
6
General
sırta vurarak coşkulu biçimde samimiyet gösterme
backslapping
n.
7
General
kamçı, sopa, vb. ile tekrar tekrar vurarak uygulanan ceza
lacing
n.
8
General
ufak bir kazığa sopalarla vurarak oynanan bir çocuk oyunu
tip cheese
n.
9
General
hafifçe vurarak çıkarılan ses
tip-tap
n.
10
General
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
toe-and-heel click
n.
11
General
balta ile vurarak yapılan şekilsiz kesik
hack
n.
12
General
(bilardo) topu başka topla vurarak deliğe sokma
combination shot
n.
13
General
vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet
fly flap
n.
14
General
vurarak sinek öldürmeye yarayan yelpaze biçimli alet
fly-swat
n.
15
General
vurarak patlatılan bir madde içeren kurşun
percussion bullet
n.
16
General
vurarak yanan kibrit
percussion match
n.
17
General
vurarak öldürme
shoot-down
n.
18
General
vurarak öldürme
shooting-down
n.
19
General
vurarak kesmek
hack
v.
20
General
krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek
stump
v.
21
General
topuğunu yere vurarak dansetmek
heel
v.
22
General
vurarak kabartmak (yastık vb'ni)
plump up
v.
23
General
krikette hedefi vurarak oyun dışı etmek
stump out
v.
24
General
sadece gereken yerlere boya vurarak bir şeyin görünümünü düzeltmek
touch something up
v.
25
General
vurarak öldürmek
shoot to kill
v.
26
General
vurarak öldürmek
shoot somebody dead
v.
27
General
vurarak pekiştirmek
ram
v.
28
General
silahla vurarak öldürmek
shoot to death
v.
29
General
silahla vurarak öldürmek
shoot
v.
30
General
hafifçe vurarak okşamak
pat
v.
31
General
birine vurarak karşılık vermek
hit back at someone
v.
32
General
metale vurarak arıları sakinleştirmek
tang bees
v.
33
General
kazığa vurarak idam etmek
empale
v.
34
General
silahla vurarak düşürmek
bag
v.
35
General
atı bir sağdan bir soldan sürekli vurarak dehlemek
bicycle [dialect]
v.
36
General
arka arkaya vurarak parçalamak
hack
v.
37
General
(kıyafetleri) küllü veya sabunlu suda taşa vurarak yıkamak
buck [dialect] [uk]
v.
38
General
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirerek oynamak
glance
v.
39
General
(kuşu) vurarak düşürmek
grass
v.
40
General
ayakla vurarak pataklamak
pad
v.
41
General
üst üste vurarak yapmak
peck
v.
42
General
sivri uçlu bir alet ile vurarak oluşturmak
peck
v.
43
General
art arda vurarak ilerletmek
pelt
v.
44
General
art arda vurarak ilerletmek
pelter
v.
45
General
rastgele vurarak saldırmak
potshot
v.
46
General
sürekli vurarak üretmek
pound
v.
47
General
vurarak yaralamak
cork [australia]
v.
48
General
(vurarak) indirmek
cork [australia]
v.
49
General
düz ve geniş bir aletle vurarak ilgi çekmek
flap
v.
50
General
kalem ile üst üste vurarak aşındırmak
scratch
v.
51
General
(vurarak) yok etmek
shoot
v.
52
General
(vurarak) ortadan kaldırmak
shoot
v.
53
General
vurarak harekete geçirmek
snap
v.
54
General
pat pat vurarak yağmak
beat
v.
55
General
(yangını) üzerine vurarak söndürmek
beat out
v.
56
General
(domuzu) boğazına bıçak vurarak öldürmek
stick
v.
57
General
vurarak morartmak
suggillate
v.
58
General
vurarak kesilmemiş
unhacked
adj.
59
General
aşağıdan vurarak
underarm
adv.
60
General
dışa vurarak
expressively
adv.
61
General
açığa vurarak
through
adv.
62
General
dibe vurarak
down the tube
adv.
63
General
dibe vurarak
down the tubes
adv.
64
General
küt diye vurarak
wham
adv.
65
General
yüze vurarak
snapping
adv.
66
General
yüze vurarak
snappingly
adv.
67
General
-in dibine vurarak
in
prep.
Phrasals
68
Phrasals
başlangıç noktasındaki golf topuna vurarak hareket ettirmek
tee off
v.
69
Phrasals
çekiçle vurarak genişletmek
beat out
v.
70
Phrasals
kabartmayı plakadan vurarak çıkarmak
beat up
v.
71
Phrasals
vurarak zorlamak
knock off
v.
72
Phrasals
döverek/vurarak şekil vermek
beat out
v.
73
Phrasals
döverek/vurarak şekillendirmek
beat out
v.
74
Phrasals
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
break (something) on (something)
v.
75
Phrasals
(bir şeyi bir yere) çarparak/vurarak kırmak
break something on something
v.
76
Phrasals
(bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
break (something) on (something)
v.
77
Phrasals
(bir şeyi bir yere) vurarak kırmak
break something on something
v.
78
Phrasals
vurarak sokup yerleştirmek
bung in
v.
79
Phrasals
vurarak sokup yerleştirmek
bung something in
v.
80
Phrasals
bir şeyi vurarak/döverek bir şeyi düzleştirmek
pound something out
v.
81
Phrasals
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out
v.
82
Phrasals
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out of something
v.
83
Phrasals
vurarak/çarparak yüzeyinde çukurlar/delikler açmak
pock something with something
v.
84
Phrasals
vurarak düşürmek
shoot down
v.
85
Phrasals
elle vurarak düzleştirmek
pat down
v.
86
Phrasals
hafifçe vurarak düzleştirmek/yatıştırmak
pat down
v.
87
Phrasals
pat pat vurarak düzeltmek/düzleştirmek
pat down
v.
88
Phrasals
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak
pat something down
v.
89
Phrasals
bir şeye pat pat vurarak düzleştirmek
pat something down
v.
90
Phrasals
hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak/şekil vermek (elle veya düz bir aletle)
pat down
v.
91
Phrasals
pat pat vurarak düzleştirmek/şekillendirmek
pat down
v.
92
Phrasals
vurarak devirmek/kırmak/yıkmak
ram (something) down
v.
93
Phrasals
(bir şeye) vurarak ritim tutmak
drum on (something)
v.
94
Phrasals
bir şeye vurarak ritim tutmak/yapmak
drum on something
v.
95
Phrasals
hafifçe vurarak içinden çıkarmak
tap out
v.
96
Phrasals
hafif hafif vurarak dökmek
tap out
v.
97
Phrasals
pat pat vurarak silkmek/dökmek
tap out
v.
98
Phrasals
hafifçe vurarak içini boşaltmak
tap out
v.
99
Phrasals
hafif hafif vurarak boşaltmak
tap out
v.
100
Phrasals
pat pat vurarak içindekileri boşaltmak
tap out
v.
101
Phrasals
dövüş sporlarında mindere vurarak rakibine teslimiyetini göstermek
tap out
v.
102
Phrasals
dövüş sporlarında mindere vurarak pes ettiğini göstermek
tap out
v.
103
Phrasals
bir şeyi hafifçe vurarak temizlemek
tap something out
v.
104
Phrasals
bir şeye hafif hafif vurarak içini boşaltmak
tap something out
v.
105
Phrasals
pat pat vurarak içini temizlemek
tap something out
v.
106
Phrasals
bir yere vurarak ritmine eşlik etmek
tap something out
v.
107
Phrasals
vurarak ritim tutmak
tap something out
v.
108
Phrasals
arka arkaya vurarak bir şey oluşturmak
tap out
v.
109
Phrasals
arka arkaya vurarak ritim, kod meydana getirmek
tap out
v.
110
Phrasals
tellere vurarak/arşeyle çalmak
strum something on something
v.
111
Phrasals
bir şeye ayakla vurarak/tekmeleyerek etrafta dolaştırmak
kick about
v.
112
Phrasals
bir şeye vurarak/tekmeleyerek peşinde koşturmak
kick about
v.
113
Phrasals
bir şeye ayakla vurarak/tekmeleyerek etrafta yuvarlamak
kick about
v.
114
Phrasals
bir şevi ayakla vurarak/tekmeleyerek sağa sola atıp durmak
kick about
v.
115
Phrasals
sağa sola vurarak (birinden/bir şeyden/bir tuzaktan) kaçmak
thrash out of (someone or something)
v.
116
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak takmak
hammer something onto something
v.
117
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak takmak
hammer something on
v.
118
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
hammer something into something
v.
119
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
pound something into something
v.
120
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
hammer something in
v.
121
Phrasals
bir şeyi bir şeye vurarak/çakarak sokmak
pound something in
v.
122
Phrasals
'-e vurarak/çakarak sokmak
hammer into
v.
123
Phrasals
vurarak çakmak
bash in
v.
124
Phrasals
vurarak göçüğü/eziği düzeltmek
bash out
v.
125
Phrasals
vurarak sağda solda/etrafta gezdirmek
bat around
v.
126
Phrasals
vurarak ezmek
beat down
v.
127
Phrasals
bir şeyi vurarak ezmek
beat something down
v.
128
Phrasals
çarparak/vurarak kırmak
break on
v.
129
Phrasals
iki şeyi birbirine vurarak ses çıkartmak
clap something together
v.
130
Phrasals
bir şeyleri birbirine vurarak şaklatmak
clap something together
v.
131
Phrasals
-e vurarak ritim tutmak
drum on
v.
132
Phrasals
vurarak/fırçalayarak/silerek temizlemek
dust up
v.
133
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek
flick something off someone or something
v.
134
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek
flick something off
v.
135
Phrasals
üstünden hafifçe vurarak gidermek/temizlemek
flick off
v.
136
Phrasals
'-e vurarak takmak
hammer onto
v.
137
Phrasals
(birini/bir şeyi) ayağıyla vurarak/tekmeleyerek bir şeyden sektirmek
kick against (someone or something)
v.
138
Phrasals
bir şeyi ayağıyla vurarak/tekmeleyerek (birinden/bir şeyden) sektirmek/(birine/bir şeye) atmak
kick at (someone or something)
v.
139
Phrasals
vurarak ezmek
pound away
v.
140
Phrasals
(birine/bir şeye) vurarak devam etmeye zorlamak
whip (someone or something) on
v.
Colloquial
141
Colloquial
oyun salonlarında deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun
whack-a-mole
n.
142
Colloquial
vurarak dökmek
knock out
v.
143
Colloquial
vurarak parçalara ayırmak
pound up
v.
144
Colloquial
(bir şeyle) vurarak/döverek kırmak
pound up
v.
145
Colloquial
(bir şeyle) vurarak/döverek parçalara ayırmak
pound up
v.
146
Colloquial
vurarak parçalamak
pound up
v.
147
Colloquial
bir şeyi (bir şeyle) vurarak/döverek kırmak
pound something up
v.
148
Colloquial
bir şeyi (bir şeyle) vurarak/döverek parçalara ayırmak
pound something up
v.
149
Colloquial
bir şeyi vurarak parçalamak
pound something up
v.
150
Colloquial
vurarak bayıltmak
iron out [australia]
v.
151
Colloquial
vurarak veya döverek yaralamak
plaster
v.
Idioms
152
Idioms
sopayla vurarak cezalandırmak
give someone six of the best
v.
153
Idioms
sopayla vurarak cezalandırmak
six of the best
v.
154
Idioms
(birinin) yüzüne saldırarak/vurarak gözünü morartmak
give (someone or something) a black eye
v.
155
Idioms
kafasına vurarak bayıltmak
knock out
v.
156
Idioms
(birini) vurarak/havaya uçurarak öldürmek
blast (someone) to kingdom come
v.
157
Idioms
(birini) silahla vurarak öldürmek
blast (someone) to kingdom come
v.
158
Idioms
(birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
drive the final nail in (someone's or something's) coffin
v.
159
Idioms
(birini/bir şeyi) son bir darbe daha vurarak başarısızlığa sürüklemek
put the final nail in (someone's or something's) coffin
v.
160
Idioms
'-e vurarak/çakarak sokmak
hammer into and pound into
v.
161
Idioms
(birini) sırtına vurarak tebrik etmek
slap (one) on the back
v.
162
Idioms
yumuşak karnına vurarak
underarm
adv.
163
Idioms
aşağıdan vurarak
underarm
expr.
Industry
164
Industry
tekstil ürünlerini sopayla vurarak temizleyen işçi
scutcher
n.
165
Industry
tekstil ürünlerini sopayla vurarak temizleyen işçi
scotcher
n.
Technical
166
Technical
kalıp kullanarak madeni eşyaya çekiçle vurarak biçim verme
swaging
n.
167
Technical
çekiçle vurarak metalleri şekillendirmek
swage
v.
168
Technical
sopayla vurarak temizlemek
scutch
v.
169
Technical
(dönen parlatma çarkını) taşa vurarak pürüzsüzleştirmek
boulder
v.
170
Technical
(dönen parlatma çarkını) taşa vurarak pürüzsüzleştirmek
bowlder
v.
Computer
171
Computer
video oyunlarda rakibi kafa kısmından vurarak tek seferde öldürme
headshot
n.
Psychology
172
Psychology
rahatsız edici duyguları dışa vurarak onlardan kurtulma
katharsis
n.
Printing
173
Printing
vurarak dizgileri düzeltmeye yarayan ahşap blok
planer
n.
Zoology
174
Zoology
(at) ayağını karşı bacağa vurarak yürümek
cut
v.
Archaeology
175
Archaeology
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı
conchoid
n.
176
Archaeology
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı
bulb of percussion
n.
Military
177
Military
(vurarak) indirme
shootdown
n.
Hunting
178
Hunting
(ağaçtaki sincabı, kuşu) vurarak düşürmek
bark
v.
Sport
179
Sport
(bilardoda) ıstakayı neredeyse dik şekilde tutup beyaz topa vurarak beyaz topun başka bir top etrafında döndükten sonra hedef topa çarpması şeklinde yapılan atış
masse shot
n.
180
Sport
beyaz topun bir diğer topa vurarak deliğe girmesine yol açan faul vuruşu
in-off
n.
181
Sport
(özellikle ragbide) rakip oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak
hack
v.
182
Sport
(futbol ve ragbide) başka bir oyuncunun bacağına vurarak faul yapmak
hack down
v.
183
Sport
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glance
v.
184
Sport
(krikette) eğik sopa ile vurarak topun yönünü bacak tarafına doğru değiştirmek
glide
v.
185
Sport
(kroket) topu başka topla vurarak istenen yere yönlendirmek
drive
v.
186
Sport
(bilardoda ıstaka topunun vurduğu topu) vurarak ilerletmek
cut
v.
187
Sport
aşağıdan vurarak
underhand
adv.
188
Sport
topa kale direğinden sahanın dışına doğru vurarak
inside out
adv.
Basketball
189
Basketball
rakibin koluna vurarak faul yapmak
hack
v.
Football
190
Football
başkasının elindeyken tek elle topa vurarak pas atma
handpass [australia/ireland]
n.
191
Football
topu vurarak kendi kale bölgesinden çıkarma
clearing
n.
192
Football
başkasının elindeyken tek elle topa vurarak pas atmak
handpass [australia] [ireland]
v.
Tennis
193
Tennis
yere doğru vurarak karşılanan servis
chop
n.
194
Tennis
yere doğru vurarak karşılanan servis
chop shot
n.
Baseball
195
Baseball
kasten bunting vurarak koşucuya avantaj sağlamak
sacrifice
v.
196
Baseball
kale koşucusunun topa yavaşça vurarak sayıya doğru ilerlemesini sağlamak
bunt
v.
Art
197
Art
balede bacağı diğer bacağa vurarak yapılan figür ile başlayıp arabesk figür ile biten sıçrama
tour jeté
n.
198
Art
balede bacağı diğer bacağa vurarak yapılan figür ile başlayıp arabesk figür ile biten sıçrama
jeté en tournant
n.
199
Art
balede bacağı diğer bacağa vurarak yapılan figür
battement
n.
200
Art
bir ayağın parmakları diğer ayağın topuğuna vurarak yapılan dans hareketi
heel-and-toe
n.
Music
201
Music
ayak uçlarını veya topuklarını vurarak oynanan bir çeşit dans
tapdance
n.
202
Music
(gitarda) sağ elle klavye üzerine hafifçe vurarak notaları çalma
finger tapping
n.
203
Music
bagetle davulun kasnağı ve derisine aynı anda vurarak çıkarılan keskin ses
rimshot
n.
204
Music
zıplayıp bacaklarını birbirine vurarak dans etmek
pigeonwing
v.
205
Music
tellere vurarak çalmak
strike
v.
206
Music
(telli çalgıda) yayın arka kısmıyla tellere vurarak
col legno
adv.
Printery
207
Printery
(kitap yapraklarını) çekiçle vurarak düzleştirmek
beat
v.
208
Printery
mürekkep toplarıyla vurarak (baskı yüzeyini) mürekkeplemek
beat
v.
Archaic
209
Archaic
hafifçe vurarak sevmek
cherish
v.
Slang
210
Slang
başına ve yüzüne vurarak fena halde dövme
pumpkin head
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of vurarak
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy