yoklamak - Türkisch Englisch Wörterbuch

yoklamak

Bedeutungen von dem Begriff "yoklamak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 39 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
yoklamak examine v.
General
yoklamak search v.
With this, Parliament has searched its own conscience.
Bununla Parlamento kendi vicdanını yoklamıştır.

More Sentences
yoklamak feel v.
Tom felt Mary's forehead to see if she had a fever.
Tom, ateşi olup olmadığını anlamak için Mary'nin alnını yokladı.

More Sentences
yoklamak inspect v.
Let me inspect it first.
Hele bir yoklayayım.

More Sentences
yoklamak try v.
We can try the school; she must be there.
Okulu bir yoklayabiliriz, oradadır herhalde.

More Sentences
yoklamak explore v.
He explored the crack on the wall with his fingers.
Duvardaki çatlağı parmaklarıyla yokladı.

More Sentences
yoklamak survey v.
yoklamak look up v.
yoklamak fumble v.
yoklamak ransack v.
yoklamak assay v.
yoklamak view v.
yoklamak grabble v.
yoklamak visit somebody v.
yoklamak drag v.
yoklamak visit v.
yoklamak examine v.
yoklamak look over v.
yoklamak test v.
yoklamak grope v.
yoklamak look into v.
yoklamak look v.
yoklamak probe v.
yoklamak check v.
yoklamak fumble for v.
yoklamak go through v.
yoklamak fathom v.
yoklamak control v.
yoklamak glaum [dialect] [uk] v.
yoklamak clam [dialect] [uk] v.
yoklamak drag v.
Phrasals
yoklamak comb (something) for (someone or something) v.
yoklamak comb something for someone or something v.
yoklamak comb for v.
Idioms
yoklamak have a captain cook v.
Computer
yoklamak poll v.
Marine
yoklamak heave the lead v.
Archaic
yoklamak seruewe v.
yoklamak servewe v.

Bedeutungen, die der Begriff "yoklamak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 95 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
elleri ile yoklamak feel n.
I found the valve under the sink by feeling.
Lavabonun altındaki vanayı ellerimle yoklayarak buldum.

More Sentences
yoklamak (sonda vb ile) probe v.
She probed the sand anxiously with a stick.
Kumu bir çubukla endişe içerisinde yokladı.

More Sentences
nabzını yoklamak sound somebody out v.
ağzını yoklamak sound somebody out v.
nabız yoklamak see how the land lies v.
ağız yoklamak sound somebody out v.
sonda ile yoklamak probe v.
nabzını yoklamak put out a feeler v.
yoklamak (cepleri) go through v.
elleri ile yoklamak feel v.
halkın nabzını yoklamak poll v.
sonda ile yoklamak sound v.
ağzını yoklamak sound someone out v.
nabzını yoklamak take some soundings v.
nabzını yoklamak take (someone's) pulse v.
(bir yapıyı) yoklamak survey v.
yoklamak (düşünce/fikir) sound v.
nabız yoklamak sound v.
hafıza yoklamak check memory v.
hafıza yoklamak scan memory v.
kendini yoklamak check oneself v.
elle yoklamak glaum [scotland] v.
elle yoklamak grapple v.
anketle yoklamak circularize v.
nabız yoklamak fathom v.
ağzını yoklamak feel v.
Phrasals
elleriyle yoklamak fish around v.
ağız yoklamak fish around v.
(birinin bir konu hakkında) nabzını yoklamak/ağzını aramak approach someone about someone or something v.
(birinin bir konu hakkında) nabzını yoklamak/ağzını aramak approach (one) about v.
nabzını yoklamak feel out v.
ağzını yoklamak feel out v.
birinin (biri veya bir şey hakkında) ağzını aramak/yoklamak feel someone out (about someone or something) v.
fikrini yoklamak feel out v.
birinin (biri veya bir şey hakkında) nabzını yoklamak feel someone out (about someone or something) v.
ile dokunarak yoklamak feel with v.
(bir şeyi) yoklamak fumble for (something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (about) (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (around) (for someone or something) v.
(birini/bir şeyi) elle aramak/yoklamak grope (around/about) for (someone or something) v.
Colloquial
nabzını yoklamak sound out v.
Idioms
birinin nabzını yoklamak feel someone's pulse v.
nabız yoklamak fly a kite v.
nabız yoklamak put out feelers v.
zemin yoklamak see how the land lies v.
nabız yoklamak run it up the flagpole v.
ağzını yoklamak put out feelers v.
nabız yoklamak test the water v.
nabız yoklamak send up a trial balloon v.
zemin yoklamak send up a trial balloon v.
nabız yoklamak run something up the flagpole v.
birinin ağzını yoklamak fish for information v.
elleriyle yoklamak grope in the dark v.
vicdanını yoklamak search (one's) heart v.
vicdanını yoklamak search your heart/soul/conscience v.
vicdanını yoklamak search (one's) conscience v.
karanlıkta yoklamak grope in the dark v.
nabız yoklamak have feelers v.
nabız yoklamak put out feelers v.
(birinin) nabzını yoklamak send one's feelers out v.
(birinin) nabzını yoklamak throw one's feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak send one's feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak have the feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak send the feelers out v.
(birinin) nabzını yoklamak send the feelers out v.
(birinin) nabzını yoklamak have the feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak put out the feelers v.
(birinin) nabzını yoklamak have one's feelers out v.
(birinin) nabzını yoklamak put out the feelers v.
(birinin) ağzını yoklamak put out one's feelers v.
ağız yoklamak have feelers v.
bir şeyle dokunarak yoklamak feel something with something v.
(birinin) ağzını yoklamak throw the feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak throw one's feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak have one's feelers out v.
(birinin) nabzını yoklamak throw the feelers out v.
ağız yoklamak put out feelers v.
(birinin) nabzını yoklamak put out one's feelers v.
nabız yoklamak float a trial balloon v.
nabız yoklamak be flying a kite v.
(birinin) nabzını yoklamak have (one's) feelers out v.
ağzını yoklamak have the feelers out v.
nabzını yoklamak have the feelers out v.
(birinin) ağzını yoklamak have (one's) feelers out v.
nabız yoklamak run up the flagpole v.
nabız yoklamak run it up the flagpole (and see who salutes) [cliché] v.
(birinin/bir şeyin) nabzını yoklamak take (someone's or something's) pulse v.
nabız yoklamak take soundings v.
Politics
kamu oyu yoklamak amacıyla teşebbüste bulunmak fly v.
Technical
sonda ile yoklamak probe v.
Medical
cerrah mili ile yoklamak tent v.
History
bir makama aday kilise görevlisinin talebi hususunda nabız yoklamak için yaptığı duyuru si quis n.
Football
kaleyi uzaktan yoklamak test the goal-post from distance v.
Slang
nabız yoklamak put out feelers v.
nabız yoklamak test the waters v.