Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
way!
Meanings of
"way!"
in Turkish English Dictionary : 3 result(s)
Category
English
Turkish
Slang
1
Slang
way!
exclam.
evet!
2
Slang
way!
exclam.
doğru!
3
Slang
way!
exclam.
gerçek!
Meanings of
"way!"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
way out
n.
çıkar yol
2
Common Usage
way
n.
yol
3
Common Usage
half-way line
n.
santra çizgisi
4
Common Usage
half-way line
n.
orta saha çizgisi
5
Common Usage
way
n.
yapılış şekli
6
Common Usage
way
n.
tarz
7
Common Usage
way
n.
yön
8
Common Usage
way
n.
gidişat
9
Common Usage
way
n.
taraf
10
Common Usage
way
n.
yöntem
11
Common Usage
way
n.
usul
12
Common Usage
by the way
adv.
bu arada
13
Common Usage
all the way
adv.
sonuna kadar
14
Common Usage
in a messy way
adv.
dağınıkça
15
Common Usage
by way of
prep.
aracılığıyla
16
Common Usage
by way of
prep.
yolu ile
17
Common Usage
by way of
prep.
vasıtası ile
18
Common Usage
by way of
prep.
üzerinden
19
Common Usage
by way of
prep.
kanalıyla
20
Common Usage
by way of
prep.
vasıtasıyla
General
21
General
way
n.
gidiş
22
General
way of using
n.
kullanış
23
General
the wrong way round
n.
ters
24
General
way
n.
tarik
25
General
way
n.
yan
26
General
carriage way
n.
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı
27
General
right of way
n.
mürur hakkı
28
General
way
n.
yer
29
General
way in
n.
giriş
30
General
the right way
n.
doğru yol
31
General
way
n.
kayıp
32
General
way
n.
halet
33
General
way
n.
yordam
34
General
way
n.
tarz
35
General
state/way of being made
n.
yapılış
36
General
way
n.
erkan
37
General
way
n.
cihet
38
General
the way
n.
yapma şekli
39
General
right of way
n.
trafik geçiş hakkı
40
General
way
n.
itiyat
41
General
way
n.
biçim
42
General
a long way to hoe
n.
zahmetli iş
43
General
way
n.
suret
44
General
way
n.
adap
45
General
taxi way
n.
taksi yolu
46
General
common way
n.
orta yol (anlaşma vb)
47
General
way of thinking
n.
düşünce biçimi
48
General
way
n.
ilerleme
49
General
way
n.
gidişat
50
General
way
n.
davranış
51
General
way back
n.
dönüş
52
General
way
n.
yöntem
53
General
way of living
n.
yaşayış
54
General
single way anova
n.
tek yollu anova
55
General
right of way
n.
geçiş hakkı
56
General
way of sitting
n.
oturuş
57
General
way of speaking
n.
söyleyiş
58
General
milky way
n.
gökdere
59
General
way
n.
racon
60
General
way of seizing
n.
kapış
61
General
milky way
n.
samanyolu
62
General
way
n.
zagon
63
General
way in
n.
girilecek yol
64
General
way
n.
huy
65
General
roundabout way
n.
dolambaçlı yol
66
General
way
n.
vasıta
67
General
way of behaviour
n.
davranış biçimi
68
General
way of life
n.
gidiş
69
General
way
n.
adet
70
General
way
n.
uzaklık
71
General
way
n.
iş alanı
72
General
pedestrian way
n.
yaya kaldırımı
73
General
way
n.
minval
74
General
way
n.
çığır
75
General
way of thinking
n.
düşünüş
76
General
way of reading
n.
okunuş
77
General
way
n.
usul
78
General
way out
n.
çözüm
79
General
way
n.
şekil
80
General
way of life
n.
yaşam tarzı
81
General
way
n.
gelenek
82
General
carriage way
n.
araba yolu
83
General
a way out
n.
çözüm yolu
84
General
way of life
n.
yaşam biçimi
85
General
way
n.
husus
86
General
three way anova
n.
üç yollu anova
87
General
way
n.
davranış tarzı
88
General
way
n.
hal
89
General
the right way
n.
hak yolu
90
General
way
n.
durum
91
General
way
n.
çare
92
General
way
n.
yapılış şekli
93
General
right of way
n.
otoyol hakkı
94
General
right of way
n.
geçiş üstünlüğü
95
General
a good way
n.
çok uzak
96
General
way of searching
n.
arayış
97
General
the way
n.
yapılış şekli
98
General
the way
n.
yöntem
99
General
way out
n.
çıkış yolu
100
General
right of way
n.
yol geçen arazi parçası
101
General
way
n.
bakım
102
General
way out
n.
çıkış
103
General
way
n.
yol
104
General
water way
n.
nehir yolu
105
General
way
n.
yön
106
General
the right way do (something)
n.
yol yöntem
107
General
the right way do (something)
n.
yol yordam
108
General
right of way
n.
irtifak hakkı
109
General
right of way
n.
geçit hakkı
110
General
the milky way
n.
kehkeşan
111
General
way of thinking
n.
düşünme tarzı
112
General
jewish way of life
n.
yahudi yaşam tarzı
113
General
way
n.
taraf
114
General
way
n.
civar
115
General
way home
n.
evin yolu
116
General
right-of-way fight
n.
yol verme kavgası
117
General
the way of work
n.
çalışma şekli
118
General
middle way
n.
ikisinin ortası
119
General
middle way
n.
ikisi ortası
120
General
way of dressing
n.
giyim tarzı
121
General
way of behaviour
n.
davranış şekli
122
General
way of behaving
n.
yol
123
General
the right way to do (something)
n.
yol erkan
124
General
searching for the right way
n.
hidayet
125
General
the way of thinking
n.
düşünme şekli
126
General
cart way
n.
araba yolu
127
General
covered way
n.
örtülü yol
128
General
by-way
n.
dolaşık yol
129
General
by-way
n.
yan yol
130
General
four-way
n.
dört yönde geçit veren
131
General
half-way house
n.
aşama
132
General
by-way
n.
karanlık yol
133
General
half-way house
n.
uzlaşma
134
General
by-way
n.
gizli yol
135
General
one-way street
n.
tekyönlü yol
136
General
one-way slope
n.
tek yönlü eğim
137
General
two-way communication
n.
çift yönlü iletişim
138
General
two-way communication
n.
ikili iletişim
139
General
one-way ticket
n.
dönüş bileti
140
General
two-way radio
n.
alıcı verici
141
General
one-way traffic
n.
tek yönlü trafik
142
General
one-way ticket
n.
tek gidiş bileti
143
General
one-way rental
n.
tek yönlü kiralama
144
General
one-way ticket
n.
gidiş bileti
145
General
a good way
n.
hayli mesafe
146
General
way heave
n.
geçit hakkı
147
General
underground way
n.
tünel
148
General
water way
n.
su yolu
149
General
way out
n.
yol çıkışı
150
General
way in
n.
yol girişi
151
General
the way of dressing
n.
giyim şekli
152
General
escape way
n.
çıkış yolu
153
General
easy way of doing something
n.
bir işi yapmanın kolay yolu
154
General
way station
n.
ara istasyon
155
General
way station
n.
ara durak
156
General
islamic way of life
n.
islami hayat biçimi
157
General
islamic way of life
n.
islami hayat tarzı
158
General
the only way to escape
n.
kurtulmanın tek yolu
159
General
way
n.
yol yordam
160
General
the easiest way
n.
en kolay yol
161
General
milky way galaxy
n.
samanyolu galaksisi
162
General
way of communication
n.
iletişim biçimi
163
General
way of learning
n.
öğrenme şekli
164
General
way of addressing
n.
hitap şekli
165
General
way of addressing
n.
hitap terimi
166
General
way
n.
mesafe
167
General
the best way to learn language
n.
dil öğrenmenin en iyi yolu
168
General
the right way
n.
hidayet
169
General
outdated way
n.
çağdışı yöntem/yol
170
General
convenient way
n.
uygun yol
171
General
bike way
n.
bisiklet yolu
172
General
way of thinking
n.
düşünce tarzı
173
General
way of thinking
n.
düşünme biçimi
174
General
the worst way to die
n.
en kötü ölüm şekli
175
General
particular way
n.
belli bir yol/biçim
176
General
third way
n.
üçüncü yol
177
General
public way
n.
halka açık yol
178
General
traditional way
n.
geleneksel yol
179
General
race way
n.
su yatağı
180
General
race way
n.
su kanalı
181
General
race way
n.
su oluğu
182
General
race way
n.
kanal
183
General
race way
n.
su arkı
184
General
different way of saying
n.
başka bir şekilde söyleniş
185
General
the hard way
n.
zor yoldan
186
General
the entire way
n.
bütün yol boyunca
187
General
the whole way
n.
bütün yol boyunca
188
General
two-way street
n.
karşılıklı özveri gerektiren ilişki
189
General
american way
n.
amerikan tarzı
190
General
the american way
n.
amerikan tarzı
191
General
asking the way
n.
yol tarifi isteme
192
General
each way
n.
at yarışında bahisçinin oynadığı at birinci, ikinci veya üçüncü olursa para kazandığı bahis
193
General
best way possible
n.
en iyi yöntem
194
General
way
n.
bir şeyi istediği gibi yapabilme
195
General
way
n.
canı istediği gibi hareket etme
196
General
way
n.
olasılık
197
General
way
n.
olası karar
198
General
way
n.
olası hareket
199
General
way
n.
olası sonuç
200
General
way
n.
iyi geçinebilme
201
General
way
n.
(bir şeyi) iyi yapabilme
202
General
way
n.
katılımcı
203
General
way
n.
hareket özgürlüğü
204
General
way
n.
fırsat, şans
205
General
way
n.
yer
206
General
right–of–way
n.
öncelik hakkı
207
General
way [dialect]
n.
sebep
208
General
way [dialect]
n.
neden
209
General
way
n.
küçük ve dar sokak
210
General
way
n.
gemi kızağı
211
General
way
n.
kılavuz
212
General
way-out [uk]
n.
çıkış
213
General
half-way house
n.
yarıyol hanı
214
General
half-way house
n.
orta nokta
215
General
half-way house
n.
uyum evi
216
General
(the) right of way
n.
trafik geçiş hakkı
217
General
(the) right of way
n.
geçiş izni
218
General
(the) right of way
n.
geçiş üstünlüğü
219
General
(the) right of way
n.
yol hakkı
220
General
(the) right of way
n.
geçme hakkı
221
General
(the) right of way
n.
öncelik hakkı
222
General
harm's way
n.
tehlike
223
General
harm's way
n.
riskli durum
224
General
bridle way
n.
at yolu
225
General
right of way
n.
kamu yoluyla kaplı arazi
226
General
right of way
n.
üzerinden kamu yolu geçen arazi
227
General
right of way
n.
yollarla kaplı arazi
228
General
great white way
n.
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
229
General
one-way street
n.
tek taraflı etkileşim
230
General
one-way ticket
n.
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
231
General
private way
n.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı
232
General
private way
n.
özel mal sahipleri tarafından düzenlenen ve masraflar bizzat üstlenerek sürdürülen hak
233
General
private way
n.
özel mülk sahibinin talep ve masrafları ile sürdürülen geçiş hakkı
234
General
have one's own way
v.
kendi bildiğini okumak
235
General
go one's way
v.
kendi yoluna gitmek
236
General
go the way of all flesh
v.
ölmek
237
General
go one's way
v.
kafasının dikine gitmek
238
General
take one's own way
v.
bildiğini okumak
239
General
show the way
v.
yol göstermek
240
General
give way
v.
yol vermek
241
General
show the right way
v.
doğru yolu göstermek
242
General
find a way
v.
çare bulmak
243
General
rough the wrong way
v.
sinirlendirmek
244
General
make one's way
v.
yolunu tutmak
245
General
find a way to do something
v.
bir şeye çare bulmak
246
General
get one's way
v.
istediğini yaptırmak
247
General
be on its way out
v.
devri kapanmak üzere olmak
248
General
pay one's way
v.
kendi masraflarını kendi ödemek
249
General
feel one's way
v.
çok ihtiyatlı davranmak
250
General
give way
v.
dayanamamak
251
General
be in a bad way
v.
çok zor bir durumda olmak
252
General
be way out in left field
v.
fena halde yanılmak
253
General
give way to something
v.
yerine bırakmak
254
General
get under way
v.
yelken açmak
255
General
make one's way
v.
ileri gitmek
256
General
rub somebody the right way
v.
suyuna gitmek
257
General
get someone out of the way
v.
birini devredışı etmek
258
General
find a way
v.
formül bulmak
259
General
have one's way
v.
kendi istediğini yaptırmak
260
General
lose one's way
v.
şaşmak
261
General
look the other way
v.
görmezlikten gelmek
262
General
make way
v.
yol vermek
263
General
have the right of way
v.
geçiş hakkına sahip olmak
264
General
lead the way
v.
önayak olmak
265
General
walk in a sexy way
v.
kıvırmak
266
General
find a way out
v.
yolunu bulmak
267
General
give way
v.
yıkılmak
268
General
light the way for
v.
ışık tutmak
269
General
be in a bad way
v.
ağır hasta olmak
270
General
fight one's way
v.
çırpınıp durmak
271
General
look for a way to solve (a problem)
v.
çare aramak
272
General
rough the wrong way
v.
kızdırmak
273
General
give way to something
v.
kapılmak
274
General
lose one's way
v.
yolunu kaybetmek
275
General
get someone out of the way
v.
birini kenara çekmek
276
General
know the way
v.
işi bilmek
277
General
stand in someone's way
v.
birinin yolunu kapamak
278
General
go all the way with
v.
sevişmek
279
General
get someone out of the way
v.
etkisiz hale getirmek
280
General
go a long way towards
v.
çok yararlı olmak
281
General
smooth the way
v.
kolaylaştırmak
282
General
get something out of the way
v.
bir şeyi kenara çekmek
283
General
lead the way
v.
öne düşmek
284
General
get one's way
v.
istediğini elde etmek
285
General
wend one's way
v.
yol almak
286
General
go all the way
v.
her naneyi yemek
287
General
show someone the way to do something
v.
birine bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek
288
General
stand in someone's way
v.
birine engel olmak
289
General
go all the way with
v.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek
290
General
be in the way
v.
ayak altında olmak
291
General
proceed on one's way
v.
yoluna devam etmek
292
General
pave the way
v.
kolaylaştırmak
293
General
give way to despair
v.
ümitsizliğe kapılmak
294
General
observe the right of way
v.
geçiş hakkına uymak
295
General
get under way
v.
yola çıkmak
296
General
pick one's way through
v.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
297
General
wend one's way
v.
gitmek
298
General
give way
v.
kapılmak
299
General
give way
v.
boyun eğmek
300
General
make way
v.
yol açmak
301
General
try every cunning way
v.
allem etmek kullem etmek
302
General
give way
v.
çökmek
303
General
rough the wrong way
v.
tahrik etmek
304
General
wheedle one's way into
v.
yaltaklanarak bir yere girmek
305
General
do something in a haphazard way
v.
ezbere hareket etmek
306
General
ask somebody the way
v.
yol sormak
307
General
rub somebody up the wrong way
v.
gıcık etmek
308
General
go all the way with
v.
tamamıyla hemfikir olmak
309
General
work one’s way up
v.
düzenlemek
310
General
do something the right way
v.
bir şeyi usulüne göre yapmak
311
General
find a way to (do something)
v.
çare aramak
312
General
find no way out
v.
çaresiz kalmak
313
General
stand in someone's way
v.
birine mani olmak
314
General
wend one's way
v.
yönelmek
315
General
be on one's way out
v.
çıkmak
316
General
lose one's way
v.
yolunu şaşırmak
317
General
find a way out
v.
çözüm bulmak
318
General
see one's way
v.
çaresini bulmak
319
General
lead the way
v.
kılavuzluk etmek
320
General
go one's own way
v.
bildiğini okumak
321
General
worm one's way through
v.
kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
322
General
light the way
v.
ışık tutmak
323
General
meet half way
v.
uzlaşmak
324
General
get out of the way
v.
savulmak
325
General
smooth the way for somebody
v.
kıyak geçmek
326
General
pave the way for
v.
kolaylaştırmak
327
General
walk a long way
v.
taban patlatmak
328
General
get one's own way
v.
kendi bildiğini okumak
329
General
make one's way
v.
ilerlemek
330
General
go down the wrong way
v.
genize kaçmak
331
General
walk a long way
v.
taban tepmek
332
General
pave the way for
v.
zemin hazırlamak
333
General
be in the way
v.
kalabalık etmek
334
General
find a way
v.
yolunu bulmak
335
General
get under way
v.
demir almak
336
General
look for a way to do something
v.
bir şeyin çaresine bakmak
337
General
lead the way
v.
yol göstermek
338
General
take one's way
v.
gitmek
339
General
make one's way
v.
başarılı olmak
340
General
get a small job out of the way
v.
aradan çıkarmak
341
General
go one's own way
v.
bildiğinden şaşmamak
342
General
find an easy way
v.
kolayını bulmak
343
General
stand in someone's way
v.
birini engellemek
344
General
get in somebody's way
v.
ayak altında dolaşmak
345
General
behave in an inexperienced way
v.
acemilik etmek
346
General
work one's way up
v.
terfi etmek
347
General
find a way to
v.
formül bulmak
348
General
do something the hard way
v.
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
349
General
go the long way around
v.
dolaşmak
350
General
give way at the knees
v.
dizlerinin bağı çözülmek
351
General
be out of the way
v.
sapa düşmek
352
General
get out of the way
v.
kenara çekilmek
353
General
make way for
v.
yol vermek
354
General
pave the way for
v.
yolunu açmak
355
General
get one's way
v.
kendi istediğini yaptırmak
356
General
give the right of way
v.
yol vermek
357
General
go one's way
v.
bildiğini okumak
358
General
rub somebody the wrong way
v.
bamteline basmak
359
General
go all the way
v.
son haddine varmak
360
General
way
v.
başarmak
361
General
make way for
v.
yol açmak
362
General
be way out in left field
v.
ıskalamak
363
General
be in the way
v.
engel olmak
364
General
feel one's way
v.
el yordamıyla ilerlemek
365
General
work one's way
v.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite)
366
General
go a long way towards
v.
bir şeye çok katkıda bulunmak
367
General
lead the way
v.
rehberlik etmek
368
General
get something out of the way
v.
bir şeyi bitirmek
369
General
lie one's way out of something
v.
yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
370
General
have a way with
v.
ikna etmek
371
General
yield the right of way
v.
trafikte yol vermek
372
General
ignore the right of way
v.
geçiş hakkına uymamak
373
General
rub somebody up the wrong way
v.
sinir etmek
374
General
react in a usual way
v.
doğal karşılamak
375
General
look for a way to do
v.
çaresine bakmak
376
General
push one's way into
v.
araya sıkışmak
377
General
worm one's way
v.
hile ile sokulmak
378
General
worm one's way
v.
kendine yol açmak
379
General
worm one's way
v.
sokulmak
380
General
rub the wrong way
v.
bamteline basmak
381
General
act in a warm way
v.
yakın davranmak
382
General
do something in a haphazard way
v.
ezbere iş görmek
383
General
blow the opposite way
v.
tersten esmek
384
General
make a living the hard way
v.
ekmeğini taştan çıkarmak
385
General
pave the way
v.
yol açmak
386
General
treat (somebody) in a way that's intended
v.
nabzına göre (şerbet vermek)
387
General
be in a bad way
v.
meydanda kalmak
388
General
seek a way to solve (a problem)
v.
çare aramak
389
General
find the right way
v.
doğru yolu bulmak
390
General
stand in one's way
v.
gölge etmek
391
General
take the easy way out
v.
zahmete girmemek
392
General
take the easy way out
v.
kolay yolu tercih etmek
393
General
take the easy way out
v.
kolaya kaçmak
394
General
lead the way
v.
bir ilke imza atmak
395
General
pave the way
v.
kaldırım döşemek
396
General
pave the way for
v.
önünü açmak
397
General
pave the way for
v.
imkan vermek
398
General
give way to pessimism
v.
karamsarlığa kapılmak
399
General
find a way to make (something illegal) look legal
v.
kitabına uydurmak
400
General
take the chance that comes one's way
v.
fırsat ayağına gelmek
401
General
pave the way for
v.
yol açmak
402
General
look for a way (to solve a problem)
v.
yol aramak
403
General
find the way to get (something) done
v.
yolunu bulmak
404
General
find the way to do (something)
v.
yolunu bulmak
405
General
look for a way (to solve a problem)
v.
çıkar yol aramak
406
General
live in (a certain) way
v.
yol tutmak
407
General
walk a long way
v.
yol tepmek
408
General
wend one's way
v.
yola koyulmak
409
General
begin to live in (a certain) way
v.
yol tutmak
410
General
take one's way
v.
yola koyulmak
411
General
represent his/her country in the best possible way in the international arena
v.
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
412
General
come a long way
v.
gelişme göstermek
413
General
come a long way
v.
büyük mesafe katetmek
414
General
come a long way
v.
gelişme kaydetmek
415
General
(for food or liquid) go down the wrong way
v.
genze kaçmak
416
General
(for food or liquid) go down the wrong way
v.
genzine kaçmak
417
General
go down the wrong way
v.
genzine kaçırmak
418
General
go down the wrong way
v.
genzine kaçmak
419
General
have one's way
v.
başına buyruk olmak
420
General
have one's way
v.
istediğini yapmak
421
General
have one's way
v.
kafasına göre takılmak
422
General
have one's way
v.
aklına eseni yapmak
423
General
find a way (out)
v.
çözüm üretmek
424
General
wait to see which way the cat will jump
v.
yaş tahtaya basmamak
425
General
give way
v.
kopmak
426
General
give way
v.
kırılmak
427
General
pave the way for
v.
-in yolunu açmak
428
General
pave the way for
v.
-e zemin hazırlamak
429
General
pave the way for
v.
-i kolaylastirmak
430
General
worm one's way into
v.
-e sinsice girmek
431
General
worm one's way into
v.
-e kurnazlıkla girmek
432
General
yield the right-of-way
v.
yol vermek
433
General
get out of one's way
v.
yolunu kapatmamak
434
General
get into the way of
v.
yolunu yordamını öğrenmek
435
General
get out of one's way
v.
(birinin) yolundan çekilmek
436
General
get out of one's way
v.
yolunun üzerinde durmamak
437
General
have one's head screwed on the right way
v.
aklı başında biri olmak
438
General
work one's way up
v.
çalışmalarıyla kendini ispatlayarak derece derece terfi etmek
439
General
work one's way into
v.
yavaş yavaş bir yere girmek
440
General
(one's) knees give way
v.
dizleri çözülmek
441
General
put on the way
v.
yola koymak
442
General
see about the way
v.
hal çaresi aramak
443
General
see about the way
v.
çözüm yolu aramak
444
General
see about the way
v.
formül aramak
445
General
find a way round
v.
hal yoluna koymak
446
General
keep someone out of harm's way
v.
kötülüklerden uzak tutmak
447
General
fight one's way through the crowd
v.
kalabalıkta zorlukla hareket etmek
448
General
fight one's way through the crowd
v.
itiş kakış ilerlemek
449
General
fight one's way through the crowd
v.
kalabalığı yararak ilerlemek
450
General
push one's way through
v.
kalabalığı yararak ilerlemek
451
General
worm one's way into
v.
sinsice gözüne girmeye çalışmak
452
General
worm one's way into
v.
sinsice girmeye çalışmak
453
General
worm one's way into
v.
sinsice tavlamaya çalışmak
454
General
worm one's way into
v.
sinsice sızmaya çalışmak
455
General
make money for oneself in a dishonest way
v.
dürüst olmayan yollarla para kazanmak
456
General
go long way back
v.
eskiye dayanmak
457
General
do in certain way
v.
belirli bir düzen içinde yapmak
458
General
goes a long way
v.
geniş bir alanı kapsamak
459
General
behave in a mature way
v.
olgun davranmak
460
General
be in no way connected to
v.
uzaktan yakından ilgisi olmamak
461
General
go a long way
v.
etkisi uzun sürmek
462
General
talk in a bossy way
v.
emir verir gibi konuşmak
463
General
pave the way for
v.
zemini hazırlamak
464
General
get in the way
v.
ayağına dolanmak
465
General
get in the way
v.
araya girmek
466
General
go long way back
v.
geçmişe dayanmak
467
General
pave the way for
v.
bir şeye zemin hazırlamak
468
General
pave the way for a social disaster
v.
sosyal bir felakete zemin hazırlamak
469
General
pave the way for
v.
ortam hazırlamak
470
General
think in the same way
v.
aynı düşünmek
471
General
affect in a negative way
v.
olumsuz yönde etkilemek
472
General
affect in a negative way
v.
olumsuz etkilemek
473
General
find out some way
v.
bir çaresini bulmak
474
General
find out some way
v.
bir yolunu bulmak
475
General
support someone in every way
v.
her konuda destek olmak
476
General
be on one's way
v.
yolu üzerinde bulunmak
477
General
be on the way from
v.
-den geliyor/dönüyor olmak
478
General
find a way out
v.
bir yolunu bulmak
479
General
argue one's way out of something
v.
sorunu tartışarak çözmek
480
General
argue one's way out
v.
sorunu tartışarak çözmek
481
General
argue one's way out of something
v.
tartışarak kendini aklamak
482
General
argue one's way out
v.
tartışarak kendini aklamak
483
General
turn back half-way
v.
yarı yoldan dönmek
484
General
pave the way
v.
yolunu yapmak
485
General
go a long way toward doing something
v.
bir şeye çok katkıda bulunmak
486
General
go a long way toward doing something
v.
çok yararlı olmak
487
General
go a long way in doing something
v.
çok yararlı olmak
488
General
close all the way
v.
tam kapanmak
489
General
hack one's way through something
v.
(ormandan) (ağaçları vb keserek) ilerlemek
490
General
make a decision one way or the other
v.
öyle ya da böyle bir karara varmak
491
General
deal with the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
492
General
deal with the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
493
General
handle the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
494
General
handle the crisis in his own way
v.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
495
General
stand in someone's way
v.
birinin önünde/geçiş yolunda durmak
496
General
turn the four-way flashers on
v.
dörtlüleri yakmak
497
General
find a middle way
v.
orta yol bulmak
498
General
extend all the way to
v.
-e kadar ulaşmak
499
General
be on one's way home from one's shift
v.
vardiyasından evine dönüyor olmak
500
General
go the wrong way
v.
yanlış tarafa gitmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of way!
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy