(cihaz - Turco Inglés Diccionario

(cihaz

Significados de "(cihaz" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
Computer
(cihaz cope v.

Significados de "(cihaz" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
cihaz device n.
Please unplug all devices before leaving.
Lütfen ayrılmadan önce tüm cihazların fişini çekin.

More Sentences
cihaz appliance n.
Asbestos is used in buildings, appliances and vehicles in numerous locations, and it must be disposed of expertly.
Asbest binalarda, cihazlarda ve araçlarda çok sayıda yerde kullanılır ve ustalıkla bertaraf edilmesi gerekir.

More Sentences
General
elektronik cihaz electronic device n.
All electronic devices must be checked with the guard.
Tüm elektronik cihazlar güvenlik görevlisi tarafından kontrol edilmelidir.

More Sentences
cihaz gadget n.
Owners of such gadgets can also use a flash drive.
Bu tür cihazların sahipleri de bir flash sürücü kullanabilir.

More Sentences
cihaz equipment n.
Their equipment is extremely advanced.
Onların cihazı son derece gelişmiş.

More Sentences
cihaz apparatus n.
Clean the apparatus only with dry cloth.
Cihazı sadece kuru bir bezle temizleyin.

More Sentences
mobil cihaz mobile device n.
If you are accessing BBC services through your mobile device's web browser, you should follow the instructions above.
BBC hizmetlerine mobil cihazınızın web tarayıcısı üzerinden erişiyorsanız, yukarıdaki talimatları izlemelisiniz.

More Sentences
Colloquial
(cihaz) donmuş hung adj.
My computer is hung up.
Bilgisayarım dondu.

More Sentences
Trade/Economic
cihaz device n.
Please unplug all devices before leaving.
Lütfen ayrılmadan önce tüm cihazların fişini çekin.

More Sentences
Technical
cihaz apparatus n.
Clean the apparatus only with dry cloth.
Cihazı sadece kuru bir bezle temizleyin.

More Sentences
cihaz device n.
Please unplug all devices before leaving.
Lütfen ayrılmadan önce tüm cihazların fişini çekin.

More Sentences
cihaz appliance n.
Asbestos is used in buildings, appliances and vehicles in numerous locations, and it must be disposed of expertly.
Asbest binalarda, cihazlarda ve araçlarda çok sayıda yerde kullanılır ve ustalıkla bertaraf edilmesi gerekir.

More Sentences
cihaz equipment n.
Their equipment is extremely advanced.
Onların cihazı son derece gelişmiş.

More Sentences
General
aynı anda çeşitli meteorolojik olguları kaydeden cihaz meteograph n.
cihaz tract n.
borsa fiyatlarını kağıt şeride kaydeden cihaz ticker n.
uzaktan resimleri aksettiren cihaz telestereoscope n.
cihaz havası instrument air n.
cihaz veya tesislerdeki hasar severe damage n.
cihaz contrivance n.
amortisör cihaz shock absorber n.
kapama (cihaz vb) switching off n.
reklam için kullanılan özel cihaz gimmick n.
ışık azaltıcı cihaz dimmer n.
cihaz engine n.
fırına kömürü otomatikman atan cihaz stoker n.
cihaz trousseau n.
cihaz gismo n.
cihaz gizmo n.
kaydedici cihaz registering apparatus n.
alıcı cihaz receiving unit n.
cihaz bug n.
seri olarak radyogram yapan cihaz serialograph n.
cihaz set n.
su seviyesini gösteren bir cihaz water level n.
tıbbi cihaz medical device n.
beynin cortex bölgesindeki elektriksel aktiviteyi ölçen cihaz encaphalograph n.
cihaz aggregate n.
analiz edici cihaz analyser n.
birkaç cihaz veya elektrik devresinin birbirine bağlanması hook-up n.
yazı çıktılı cihaz text telephone n.
işitme engelli insanların telefon görüşmelerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış cihaz text telephone n.
elektronik bir cihaz vasıtasıyla izleme electronic tagging n.
elektrikli cihaz electric appliance n.
posta ücretini basan cihaz postage meter n.
posta ücretini basan cihaz franking machine n.
sıvı seviyesini gösteren cihaz liquid level indicating device n.
birkaç cihaz veya elektrik devresinin birbirine bağlanması hookup n.
analiz edici cihaz analyzer n.
akıllı telefon dışında kalan temel fonksiyonlu cihaz feature phone n.
acil durum sinyali gönderen cihaz/sistem call alarm n.
günışığı saatlerini kaydetmek için kullanılan küre biçimli bir cihaz campbell-stokes recorder n.
lambaları yakmak için kullanılan cihaz lamplighter n.
çadırın germe halatının gerginliğini ayarlamakta kullanılan cihaz tent slide n.
çadırın germe halatının gerginliğini ayarlamakta kullanılan cihaz tent slip n.
değirmencinin payını otomatik olarak müşterinin tahılından ayıran cihaz toll collector n.
buharlaştırıcı cihaz atomizer n.
buharlaştırıcı cihaz atomiser n.
jetonla veya parayla çalışan cihaz machine n.
video sinyallerini manyetik bant veya videodisklere kaydetmek için kullanılan bir elektronik cihaz videorecorder n.
güvenliği sağlayan mekanik cihaz safeguard n.
kuş çağırıcı cihaz birdcall n.
ana cihaz master n.
ipi dokuma tezgahına doğru çözmeye yarayan bir cihaz let-off n.
portatif cihaz handheld n.
elde kullanılan cihaz handheld n.
sesi artırmak veya yönlendirmek için kullanılan koni biçimli bir cihaz meg n.
posta ücretini basan cihaz meter n.
hafif sesleri duyulabilir hale getiren bir cihaz microcoustic n.
küçük miktar ve sayıları ölçen cihaz microdetector n.
küçük etkileri tespit eden cihaz microdetector n.
mikroelektronik cihaz microelectronic n.
aksamları 1 milimetreden küçük olan cihaz veya düzenek micromachine n.
çok küçük zaman dilimlerini ölçen bir cihaz micronometer n.
mikroskopla alınmış bir görüntünün ekrana yansıtılması için kullanılan cihaz microprojector n.
yeni cihaz wrinkle n.
bir şeyi bozulma korumalı yapan cihaz veya önlem fail-safe n.
köpek havlamasını insan diline çevirdiği iddia edilen bir cihaz bowlingual n.
hayvanların hareket etmesini önleyen cihaz brake n.
çamaşır askısının tellerini destekleyen ısı yayan çubuklu cihaz hoist n.
tutan veya kısıtlayan cihaz holdback n.
bir şeyi tutmak için kullanılan cihaz holding device n.
ev işi yapan cihaz home appliance n.
içerideki havayı nemli tutmak için kutuya yerleştirilmiş cihaz humidor n.
buhar püskürtmeye yarayan cihaz mister n.
ateşli silahtan çıkan sesin bir kısmını azaltmak için kullanılan bir cihaz moderator n.
madeni para dağıtmak için kullanılan taşınabilir cihaz money-changer n.
monoküler cihaz (mikroskop, el dürbünü) monocular n.
tekgözlü cihaz (mikroskop, el dürbünü) monocular n.
aksesuar işlevi gören cihaz aksamı mount n.
cihaz yoke [irish] n.
cihaz fabric [obsolete] n.
hile amaçlı kullanan gizli cihaz gaff n.
hareketin bağlantılarla iletildiği mekanizma veya cihaz linkwork n.
(kuş çağırmada kullanılan) ucu tüylü uzun ipten oluşan bir cihaz lure n.
su akıntısını yakalayıp tekneyi akıntı boyunca ilerleten cihaz mule n.
cihaz business n.
bir şeyin hareket etmesine yardımcı cihaz glider n.
(korkuluk veya kuş kovucu olarak kullanılan) ahşap mekanik bir cihaz clapper n.
mikroskobik oluşumu suda canlı tutmaya yarayan bir cihaz growing cell n.
matbaa veya katlama makinesinde yaprakları tutup bırakmaya yarayan cihaz guide n.
kılavuz işlevini gören cihaz guider n.
jiroskopla çalışan cihaz gyro n.
tek tutacağa bağlı çeşitli araçları içeren cihaz multitool n.
yaratıcı cihaz ingenuity n.
usta işi cihaz ingenuity n.
uçağın navigasyonunda kullanılan cihaz instrument n.
sınırlı görüş olması haline navigasyonda tek çare olarak kullanılan cihaz instrument n.
(çakıl taşı) gözenekli maddeyle dolu kapta suyun buharla ısıtıldığı bir cihaz commingler n.
veri depolayabilen, okuyabilen ve işleyebilen programlanabilir elektronik cihaz computor n.
hızlı hesaplamalar yapabilen askeri cihaz computor n.
(termostat) cihaz faaliyeti arkasındaki duraklama kaynaklı devir çeşitliliği cycling n.
hafif malzemeden üretilmiş kama biçimli portatif cihaz fan n.
(el ile muayenede olduğu gibi) kitle, sertlik tespit eden bir cihaz palpator n.
(sabit gerilimin sağlanması için) dokuma tezgahında kullanılan bir cihaz pace n.
yağ kuyusu duvarı ve boru arasındaki boşluğu kapatan bir cihaz packer n.
(saatlerde denge için kullanılan) darbeye dayanıklı cihaz parachute n.
mürekkep uygulayan cihaz inker n.
açılır cihaz pop-up n.
katlanır cihaz pop-up n.
devre dışı bırakan cihaz disabler n.
sis durumunda uyarı veren sesli cihaz fog alarm n.
belirtilen girdi koşulları sağlandığında sinyal şeklinde çıktı veren cihaz gate n.
bazı gezegen ve uyduların göreli hareketlerini göstermek için saatlere eklenen bir tür cihaz orrery n.
(petrol arıtma işlemlerinde) ön ısıtma için atık ısı kullanan bir cihaz türü preheater n.
yünleri deriden ayıran cihaz puller n.
düzenli gaz veya buhar salınımı ile titreşimler üreten bir cihaz pulsator n.
darbe üreten cihaz pulser n.
sıvı içerisinde darbeler yaratan cihaz pulser n.
bilim insanlarınca kullanılan cihaz scientific instrument n.
ayakkabının tabanına ve topuğuna gizlenen patlayıcı cihaz shoe bomb n.
emek tasarrufu sağlayan cihaz labour-saving device n.
emek tasarrufu sağlayan cihaz labor-saving device n.
sürgülü cihaz slider n.
tüfek deliğini temizleyen cihaz push through n.
daha iyi duyabilmeyi sağlayan borumsu bir cihaz sonifer n.
kargo aracını yükleme-boşaltma konumuna getiren cihaz spotter n.
elastik cihaz spring n.
senkromeç faaliyeti gösteren cihaz synchromesh n.
açmak (cihaz vb) turn on v.
açık olmak (cihaz vb) be on v.
optik cihaz kullanmak glass v.
(cihaz veya objeyi) insanlara zarar vermemesi için belirli bir parça ile teçhiz etmek guard v.
tüm cihaz kaynaklarına erişim sağlamak root v.
(çalışmakta olan cihaz) donmak freeze v.
(iki cihaz arasında) veri transfer etmek synchronize v.
(oda/cihaz) meşgul in use adj.
ışığı kesen (cihaz) occulting adj.
ışık saçan cismi kesen (cihaz) occulting adj.
birden fazla bağlantı noktası olan (bilgisayar ağı veya elektronik cihaz) multiport adj.
(cüzdan,cihaz) açık tasvir edilen overt adj.
yukarı itme özellikli cihaz ile ilgili pop-up adj.
belirli faaliyet gösteren cihaz ile ilgili positive adj.
(cihaz) belirli faaliyet gösteren positive adj.
belirli alanda işleyen cihaz ile ilgili positive adj.
(cihaz) belirli alanda işleyen positive adj.
ileri-geri hareket sağlayan cihaz ile ilgili positive adj.
(cihaz) ileri-geri hareket sunan positive adj.
kayıt etmek veya kayıtları aktarmak için kullanılan cihaz anlamını veren bir son ek -graph suf.
belirli bir durumu muhafaza eden cihaz anlamına gelen bir son ek -stat suf.
kullanılmayan bir şeyin araştırılmasında kullanılan cihaz anlamına gelen bir son ek -stat suf.
oksijen tüplü dalma aygıtında kalan hava miktarını ölçen cihaz spg (submersible pressure gauge) abrev.
Phrasals
(makine, cihaz) kapatmak close up v.
Colloquial
gizli dinleme yapmak veya kişisel bilgilere ulaşmak/kişisel bilgileri değiştirmek için kişinin internete bağlandığı cihaz ile interneti yayan modem arasında oluşturulan gizli bir erişim noktası evil twin n.
cihaz gazinkus n.
cihaz gazunkus n.
(cihaz) çalışmama conkout [us] n.
daha büyük bir cihaza takılan ufak elektronik cihaz dobber [uk] n.
bir şeyi (makine, cihaz) başlatmak/çalıştırmak hit it v.
aşırı karmaşık tasarımlı ve basit işlevli (mekanik cihaz) heath robinson adj.
Trade/Economic
cihaz sabiti instrument constant n.
ilaç ve tıbbi cihaz şirketi pharmaceutical and medical device company n.
otomatik ağırlık ölçen cihaz automatic weighing instrument n.
Law
cihaz dowry n.
kredi kartı kopyalayıcı cihaz skimmer n.
sürücünün nefesinde alkol tespit ederse arabanın çalışmasını engelleyen bir cihaz ignition interlock n.
Institutes
türkiye ilaç ve tıbbî cihaz kurumu pharmaceuticals and medical devices administration of turkey n.
türkiye ilaç ve tıbbi cihaz kurumu turkish medicines and medical devices agency n.
türkiye ilaç ve tibbi cihaz kurumu turkish medicines and medical devices agency n.
Industry
malzemeyi ikiye ayıran cihaz riffler n.
sabit tutucu cihaz gripper n.
yağ yağ püskürtme cihaz oil burner n.
evcil hayvan derisine otomatik yağ süren cihaz oiler n.
evcil hayvan derisine otomatik olarak böcek ilacı süren cihaz oiler n.
(cihaz) hammaddeyle doldurmak load v.
Insurance
elektronik cihaz sigortası electronic equipment insurance n.
Technical
şeker pancarı üretiminde kullanılan suyu ısıtarak difüzyona yardımcı olan cihaz calorisator n.
keser, marangoz keseri gibi aletlere şekil vermek için kullanılan cihaz addice n.
ışık ışınlarını ölçen cihaz actinograph n.
malzemeyi top haline getiren bir tür cihaz agglomerator n.
hava ağırlığını ölçen cihaz air poise n.
ortalama radyoaktif emisyon oranını ölçen cihaz ratemeter n.
elektronik sayacın sayma oranını gösteren cihaz ratemeter n.
uzay aracının ivmelenmesini simüle etmek için insan ve hayvanların içine konulduğu döner cihaz centrifuge n.
motorlu testerenin geri tepmesi durumunda gücü kesen cihaz chainbrake n.
seyirciye sesi yansıtan cihaz reflector n.
ses ya da görüntü kaydını otomatik olarak değiştiren cihaz changer n.
dönüştürücü cihaz changer n.
saat maşasından kaynaklı hataları önlemek için kullanılan cihaz remontoir n.
saat maşasından kaynaklı hataları önlemek için kullanılan cihaz remontoire n.
uzaktan kontrollü cihaz remote n.
radyoaktif malzeme içerecek şekilde tasarlanmış içi boş cihaz needle n.
(kasnaklar, dişliler, yaylar vb.) birlikte çalışan kompakt cihaz grubu nest n.
delik açmaya yarayan bir cihaz terebra n.
dar açıklık veya kanaldan çizgi çizmeye yarayan cihaz threader n.
med ve cezir zamanlarını tahmin etmekte kullanılan mekanik cihaz tide predictor n.
borsa fiyatlarını kağıt şeride kaydeden cihaz tikker n.
sesin geldiği yönü tespit etmeye yarayan bir cihaz topophone n.
manyetik sapmayı ölçen bir cihaz transit declinometer n.
ışığın bir ortamda iletimini ölçmekte kullanılan cihaz transmissometer n.
alaşımlama plakalarından çıkan cıva veya cıvalı alaşımı tutan cihaz trap n.
konveyör üzerindeki yükü huni veya hazneye boşaltan cihaz tripper n.
elektronik cihaz ve lazerlerin üretiminde kullanılan bir yarı iletken aluminum arsenide n.
açık yollu cihaz open path apparatus n.
akım yönünü gösteren cihaz current direction indicator n.
akustik cihaz acoustic device n.
algılayıcı cihaz sensing device n.
alıcı cihaz receiving unit n.
alıcı cihaz receiving set n.
alternatif akıma çevirici cihaz rotating inverter set n.
analiz edici cihaz analyser n.
analiz edici cihaz analyzer n.
artık akımla çalışan koruyucu cihaz residual current-operated protective device n.
aseptik şartlarda üretilmiş tıbbi cihaz aseptically processed medical device n.
atomlaştırıcı ve sprey oluşturucu cihaz atomising and spraying equipment n.
atomlaştırıcı ve sprey oluşturucu cihaz atomizing and spraying equipment n.
basınca duyarlı koruyucu cihaz pressure sensitive protective device n.
belirli bir zaman sürecinde ölçülen değerleri toplayan cihaz integrating meter n.
basınçlı güç destekli temiz hava hortumlu başlıklı solunum cihaz compressed powered fresh air hose breathing apparatus incorporating a hood n.
bir uçağın yalpa yapmasını azaltmak için kullanılan ve dikey düzlemde dönen jiroskoptan oluşan bir cihaz gyrostabiliser n.
bir uçağın yalpa yapmasını azaltmak için kullanılan ve dikey düzlemde dönen jiroskoptan oluşan bir cihaz gyrostabilizer n.
bit map imajların oluşturulması için kullanılan ısıya duyarlı hücrelere sahip bir cihaz charge coupled device n.
bir bölgedeki yağış miktarını gösteren bir cihaz rain gauge n.
bütünleştirici küreli cihaz integrating-sphere instrument n.
bit map imajların oluşturulması için kullanılan ısıya duyarlı hücrelere sahip bir cihaz charged-coupled device n.
cihaz bulunamadı device not found n.
cihaz çiy noktası apparatus dewpoint n.
cihaz kurulumu device set up n.
cihaz fiş ve prizleri appliance couplers n.
cihaz tackle n.
cihaz giriş akımı equipment input current n.
cihaz kutusu appliance box n.
cihaz sınıfı device class n.
cihaz kurulumu installation of device n.
cihaz içi test donanımı built-in test equipment n.
cihaz tipindeki numuneler equipment type specimens n.
cihaz arayüz sınıfları classes of device interfaces n.
cihaz listesi electrical parts list n.
çok fonksiyonlu cihaz multiple function equipment n.
cihaz-kart uyumluluğu device-card compatibility n.
cihaz özellikleri ve doğrulama instrument characteristics and verification n.
cihaz aggregate n.
cihaz arayüz özellikleri device interface characteristics n.
cihaz listesi equipment list n.
cihaz soğutulması cooling n.
cihaz listesi device list n.
cihaz soğutulması equipment n.
çok fonksiyonlu cihaz multifunctional device n.
cihaz kurulumu device installation n.
cihaz kategorileri appliance categories n.
cihaz implement n.
depremlerin yönünü, şiddetini ve yerini ölçen bir cihaz seismograph n.
dahili yanma motoru ile sürülen cihaz internal combustion engine-driven device n.
dondurucu cihaz freezer n.
dumanı hissederek ikaz veren cihaz smoke detector n.
dünyanın manyetik alanını ölçmek için kullanılan bir cihaz earth inductor n.
durdurucu cihaz stopping device n.
doğru akımı alternatif akıma dönüştüren cihaz inverter n.
doğrultucu cihaz rectifier instrument n.
doğru akımı alternatif akıma çeviren cihaz inverter n.
düzenleyici cihaz regulating device n.
düşük güçteki cihaz low power device n.
elektronik cihazları yıldırımdan korumak üzere kullanılan bir cihaz lightning arrester n.
elektrik dalgalarındaki yavaşlamayı ölçmeye yarayan cihaz decremeter n.
elektrostatik hassas cihaz electrostatic sensitive device n.
elektronik cihaz modüllerinin boyutları dimensions of electronic instrument modules n.
elektrik enerjisini mekanik harekete çeviren elektrikli cihaz transducer n.
elektromanyetik dalgalar yayan bir cihaz oscillator n.
fren gücünü ölçen cihaz bandbrake n.
fişli cihaz plug-in device n.
gaz taşıyan cihaz gas fixture n.
güç desteksiz solunumla ilgili koruyucu cihaz unassisted respiratory protective device n.
göldeki su seviyesini ölçmeye yarayan cihaz limnograph n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çeviren cihaz video scaler n.
gerilim şiddetini ölçmek için kullanılan cihaz voltammeter n.
güneş enerjisi ile çalışan ve zararlı kuşların uzaklaştırılması amacıyla kullanılan bir cihaz solar bird repeller n.
görüntü sinyallerinin çözünürlüğünü çeviren cihaz upscaler n.
hermetik olarak sızdırmazlığı sağlanmış cihaz hermetically sealed device n.
hava hızını ölçmeye yarayan cihaz air speed indicator n.
hatta değiştirilebilen cihaz line replaceable unit n.
hava giderici cihaz deaerator n.
harici tip cihaz outdoor appliance n.
hava akımını sağlayan cihaz blower n.
hassas cihaz rulmanlı yatak instrument precision rolling bearing n.
hassas cihaz mühendisliği precision engineering n.
hava temizleyici cihaz air cleaner device n.
ısı alıp veren cihaz fresh water cooler n.
ışığa direnci test etmekte kullanılan cihaz fadometer n.
ışığı renklere ayıran cihaz echelon n.
ivmelenmeyi ölçen cihaz accelerometer n.
izotop yoğunluğunu ölçen cihaz scintiscanner n.
infiniband cihaz infiniband equipment n.
iki elle çalıştırılan cihaz two hand-tripping device n.
ısı alıp veren cihaz heat exchangers n.
kapama cihaz shutdown device n.
kameranın monte edildiği terazi şeklindeki mekanik cihaz jimmy jib n.
bağıl nemi ölçerek devre elemanlarına zarar vermesini engelleyen cihaz (nem ölçer) humidistat n.
kalıp yapan kişi veya cihaz diesinker n.
bağıl nemi ölçerek devre elemanlarına zarar vermesini engelleyen cihaz (nem ölçer) hygrostat n.
kaydedici cihaz registering apparatus n.
keser, marangoz keseri gibi aletlere şekil vermek için kullanılan cihaz adz n.
keser, marangoz keseri gibi aletlere şekil vermek için kullanılan cihaz adze n.
kaydeden cihaz register n.
katı maddeyi gaza çeviren cihaz gasifier n.
kısa erişimli cihaz short range device n.
kokpitteki konuşmaları kaydeden cihaz voice recorder n.
kuş kovucu cihaz solar bird repeller n.
kontrol gücü ayırıcı cihaz control power disconnecting device n.
kristal yapıdaki silikon fotovoltaik cihaz crystalline silicon photovoltaic device n.
kullanılmış yağları ıslah eden ve yeniden kullanılır hale getiren cihaz reclaimer n.
kuş kovucu cihaz bird repeller n.
kodlanmış belli bir sinyali gönderen cihaz transponder n.
kristal ya da prizmanın yüzeyleri arasındaki açıları ölçmek için kullanılan cihaz gondola car n.
mamografik streotaktik cihaz mammographic stereotactic device n.
manyetik sapmayı ölçen cihaz declinometer n.
mangal kömürünün yakıldığı cihaz charcoal burner n.
mikrodalgaları ileten ve yönlendiren cihaz waveguide n.
mineral yalıtım yağı doldurulmuş elektrikli cihaz mineral oil-filled electrical device n.
mide içini muayene etmek için kullanılan cihaz gastroscope n.
münferit yarı iletken cihaz discrete semiconductor device n.
mineralleri çıkartan cihaz demineralizer n.
nem alıcı cihaz dehumidifier n.
optik cihaz optical instrument n.
nükleer elektronik cihaz nuclear electronic instrument n.
özellikle otomobil veya uçakların ön camlarında oluşan buzlanmayı engelleyen cihaz defroster n.
otomatik cihaz automatic instrument n.
parazit giderici cihaz suppressor n.
rahatlık ölçen cihaz eupatheoscope n.
saat mekanizmasına benzer şekilde çalışarak atmosferin nemini sürekli olarak kayıt eden bir cihaz hygrograph n.
proton ve nötron iyonları gibi yoğun taneciklere büyük kinetik enerji sağlayan cihaz accelerator n.
sahada monte edilmiş cihaz field-installed device n.
sabit cihaz stationary equipment n.
radyoaktivite araştırmak için kullanılan cihaz multiplier phototube n.
rüzgarın hızını ve yönünü ölçmeye ve kaydetmeye yarayan cihaz aerovane n.
sıvıların kırılma oranlarını ölçen cihaz abbe refractometer n.
sinyal kesici/engelleyici cihaz jammer device n.
sıkıca contalanmış cihaz hermetically sealed device n.
sıkı bir şekilde paketlenmemiş yarı iletken cihaz non-hermetic packaged semiconductor device n.
sismik cihaz seismic apparatus n.
sıkı bir şekilde paketlenmiş yarı iletken cihaz hermetic packaged semiconductor device n.
sıvıdaki emilen seslerin hızlarını ölçmek için kullanılan bir cihaz interferometer acoustic n.
suni solunum vermek için kullanılan bir cihaz respirator n.
şarabın mayalanması sırasında buharlarını toplamak çin kullanılan bir cihaz vinificator n.
sütün özgül ağırlığının saptanmasında kullanılan yoğunluk ölçer cihaz lactometer n.
su arıtma cihaz ve sistemleri water treatment devices and systems n.
süt içerisindeki yağ oranını belirlemede kullanılan optik cihaz galaktaskop n.
standart ışık dalga boyu ile bilinmeyen dalga boylarını kıyaslamak için kullanılan bir cihaz optical interferometer n.
şebeke veya bataryalardan beslenen cihaz device supplied from the mains or from batteries n.
sütteki yağ miktarını ölçen cihaz butyrometer n.
statik elektriğe duyarlı cihaz electrostatic sensitive device n.
sütten kremayı ayıran cihaz creamer n.
toz partiküllerinin sayılması için kullanılan bir cihaz dust counter n.
termik cihaz thermal instrument n.
titreşimleri grafik olarak kayıt etmek için kullanılan bir cihaz vibrograph n.
takip eden cihaz slave unit n.
tek fazlı cihaz single phase appliance n.
taşkın önleyici cihaz anti-flooding device n.
tek ışın demetli cihaz single-beam instrument n.
telefon çağrılarının kaynağını gösteren elektrikli bir cihaz (gemi ve uçak) annunciator n.
terminal cihaz terminal device n.
trafik gürültüsünü azaltıcı cihaz road traffic noise reducing device n.
ters çevirici cihaz reversing device n.
tek fazlı cihaz single phase device n.
topun ağırlığını çapı ile ölçmek için düzenlenmiş iki terazili bir cihaz caliber rule n.
video sinyallerini yapan cihaz yardımıyla taklit ekolar çıkarma bypass simulation n.
verici cihaz transmitter n.
uçak jeneratörünün devrini sabit tutan cihaz constant speed drive n.
uçuş bilgilerini kaydeden cihaz digital flight data n.
yakıtların ısı değerini ölçmek için kullanılan cihaz fuel calorimeter n.
yansıma yayılımına duyarlı aktif optonik koruyucu cihaz opto-electronic protective devices responsive to diffuse reflection n.
yarı-iletken optoelektronik cihaz semiconductor optoelectronic device n.
yarı iletken cihaz semiconductor device n.
yabancı ve atık maddeleri gideren kişi ya da cihaz defaecator n.
yapay solunum için kullanılan bir cihaz iron lung n.
yazı göndererek iletişim sağlayan cihaz typetalk n.
yabancı ve atık maddeleri gideren kişi ya da cihaz defecator n.
yarı iletken optoelektronik cihaz semiconductor optoelectronic device n.
yoğunlaştırıcı cihaz condenser n.
yol trafik gürültüsünü azaltan cihaz road traffic noise reducing device n.
yüzeye monteli yarı iletken cihaz paketi surface mounted semiconductor device package n.
zamanın kısa dilimlerini ölçmek ve kayıt etmek için kullanılan bir cihaz chronograph n.
yüksek yoğunlukta yapay ışık veren cihaz floodlight n.
yüzeye monte edilen yarı iletken cihaz surface-mounted semiconductor device n.
yüzey montajlı piezoelektrik cihaz surface mounted piezoelectric device n.
zemine monte edilmiş terminal cihaz floor-mounted terminal device n.
zaman gösteren cihaz time indicating instrument n.
yüzey veya alan ölçmeye yarayan cihaz area meter n.
yüzeye monte edilen yarı iletken cihaz paketleri surface-mounted semiconductor device packages n.
yürüyen bir insan tarafından taşınırken arazinin topografyasını kayıt eden bir cihaz pedograph n.
yüzeye kaplanan pizoelektrik cihaz surface-mounted piezoelectric device n.
yüksek frekanslı cerrahi cihaz high frequency surgical equipment n.
yüksek sıcaklıkları ölçmek için kullanılan bir cihaz optical pyrometer n.
yüksek kaliteli ses cihaz ve sistemleri high-fidelity audio equipment and systems n.
palet tırnağını kaldıran kancalı bir cihaz anchor lift n.
atom veya parçacıkları yavaşlatmakta kullanılan, manyetik bobinler ve ayarlanabilir lazerlerden oluşan bir cihaz atom trap n.
atom veya parçacıkları yavaşlatmakta kullanılan, manyetik bobinler ve ayarlanabilir lazerlerden oluşan bir cihaz laser trap n.
aşırı yüksek derecede vakumlama yapan makine veya cihaz ultravacuum n.
fotokopi makinesinde kopyalama sürecini başlatan ve kopya sayısını kaydeden bir cihaz autometer n.
levha çizim işlemini başlatmak için erimiş cama indirilen cihaz bait n.
tırmanışta kullanılan ipi tek yönlü kaydıran bir cihaz jammer n.
çadırın germe halatının gerginliğini ayarlamakta kullanılan cihaz euphroe n.
ışığa duyarlı cihaz eye n.
lazer ışığı atışlarıyla dalga boyu, maruziyet seviyesi ve darbe süresi gibi verileri kaydedip analiz eden bir cihaz laser event recorder n.
lazer sinyallerinin üretimi veya çoğaltılması için uyarılmış yayım oluşturmak üzere atomları uyarmak için kullanılan bir cihaz laser pump n.
lazerle işaretlenmiş veya belirlenmiş bir hedeften yansıyan enerjiye kilitlenen ve hedefin yönünü tanımlayan bir cihaz laser spot tracker (lst) n.
kağıdı veya lifli maddeyi kağıt hamuruna dönüştürmeye yarayan bir cihaz macerater n.
bir aleti çalıştıran mekanik cihaz vice n.
vitraylı pencere yapmak için kullanılan bir cihaz vice n.
sütten kesilen hayvanların emzirilmesini önleyen cihaz weaner n.
yüksek hızlı motor için indikatör kartı üretmeye yarayan bir optik cihaz manograph n.
uygun bir ana hattı seçen ve uzak mesafeli telefon konuşmaları için gerekli bağlantıları yapan santrale bağlı cihaz marker n.
ışık halkası ve parhelya gibi olayları gösteren cihaz haloscope n.
wheatstone köprüsü içeren cihaz wheatstone bridge n.
jakuzide suyu döndürüp ısıtan cihaz whirlpool bath n.
suyu döndürüp ısıtan cihaz içeren küvet veya havuz whirlpool bath n.
küçük mekanik cihaz widget n.
bir bileşenin iki durum arasında salınmasına neden olan bir dizi mekanik veya elektrikli cihaz wigwag n.
borulu orgda hava basıncı miktarını ölçüp gösteren cihaz wind gauge n.
borulu orgda hava basıncı miktarını ölçüp gösteren bir cihaz windgauge n.
kranklama için kullanılan cihaz winch n.
boru hattı veya kanalizasyonu boşaltan cihaz blowoff n.
senkronizasyon sağlamak için iki cihaz arasında yapılan sinyal alışverişi handshake n.
çok küçük cisimlerin sıcaklık ve yayıcılığını tespit etmek için kullanılan bir cihaz micropyrometer n.
sıcaklık veya ışık gibi spesifik bir değişkene dair bilgi tespit etmeye yarayan minyatür bir elektronik cihaz microsensor n.
özel hekrograf mürekkebi ile yazılmış sayfalardan birden çok kopyalama yapmak için kullanılan cihaz hektograph n.
çok küçük miktarlardaki malzemeleri analiz eden bir cihaz milliprobe n.
ayakkabı için ayak boyutunu ölçen cihaz brannock device n.
kapıyı, panjuru veya kanatlı pencereyi açık tutan cihaz holdback n.
(demirci örsü veya teneke presi gibi) cihaz veya mekanizmanın boynuz şeklindeki bölümü horn n.
su akışını ölçmek için kullanılan cihaz module n.
sabit hacimde su iletmek için kullanılan cihaz module n.
buhar kazanı hasarını önlemek için kullanılan bir cihaz hydrostat n.
buhar kuvveti ile suyu yükselten bir cihaz hydrotrope n.
bireylerin denizaltı aracından yüzeye çıkmalarını sağlayan bir cihaz lung n.
içerideki insanları veya nesneleri görmek için kullanılan üç aynalı bir cihaz busybody n.
zamanı yarım saatlik aralıklarla ölçen bir cihaz glass n.
posta pullarını iptal eden cihaz obliterator n.
atın aracı tutmasını sağlayan cihaz holdback n.
kapıyı, panjuru veya kanatlı pencereyi açık tutmak için kullanılan cihaz holdback n.
sızıntı önleyici cihaz christmas tree n.
patlama önleyici cihaz christmas tree n.
yakınlaştırma için kullanılan navigasyonel bir cihaz derm n.
tesisatın veya aracın doğru çalışıp çalışmadığını gösteren cihaz detector n.
tesisatın veya aracın durumunu gösteren cihaz detector n.
ateşleme fitiline bağlı olup yükün tutuşmasını sağlarken bir yandan patlama dalgasını diğer yüke ileten cihaz detonating cord amplifier n.
yükseklikleri ölçme ve seviyelendirmede kullanılan optik bir cihaz dioptrics n.
gerçek ufkun altında yer alan görünen ufkun çöküntüsü açısını ölçen cihaz dip sector n.
ufki hat ile gözlemcinin gözünden okyanusun yüzeyine çizilen teğet arasındaki açıyı ölçen cihaz dip sector n.
yatay ufuk ile daha aşağıdaki görünen ufuk çizgisi arasındaki düşey açıyı ölçen cihaz dip sector n.
teleskop ve prizmadan oluşup güneş'in öğlen çemberi ile kesişme zamanını tespit etmede kullanılan bir cihaz dipleidoscope n.
kayıttan ses üreten cihaz graphophone n.
birden fazla bağlantı noktası olan cihaz multiport n.
adım uzunluğu ve hızı ile sayısını kaydetmeye yarayan bir cihaz odograph n.
kuş yumurtasının dış hatlarını çıkarmak için kullanılan bir cihaz oograph n.
ses sinyallerine öncelik veren bir cihaz override n.
ışığın geçişini önlemeye veya ışık yoğunluğunu düzenlemeye yarayan bir cihaz ya da yapı baffler n.
sesin yalıtımını ve iletiminin önlenmesini ve yönünün saptırılmasını sağlayan bir cihaz veya yapı baffler n.
değişken alana sahip delikten akan bir sıvı sütununun oluşturduğu hareketi kullanan bir şok emici cihaz oleo n.
başka cihaz veya sisteme entegre edilebilen aygıt (bilgisayar, bilgisayar yazılımı) compatible n.
sabit akımdan düzgün değişen akım üreten titreşimli cihaz vibrator n.
denge yayının mukavemetini ölçen cihaz vibrator n.
titreşimleri inceleyip kaydeden cihaz vibroscope n.
denizin derinliklerindeki dikey akıntıları belirleyen bir cihaz bathyclinograph n.
fotojenik ışınların yoğunluğunu ölçen ve objektiflerin gücünü hesaplayan bir cihaz dynactinometer n.
gelen radyo sinyallerinin açısal yönlerini tespit etmek için kullanılan cihaz ve anten goniometer n.
çok işlevli cihaz combi n.
çok işlevli cihaz combination n.
direnen birini tutmaya yarayan cihaz come-along n.
(bant, disk) manyetik veya optik ortam üzerinde okuma/yazma yapan cihaz drive n.
ses üretmek için diyaframlı hoparlörü çalıştıran manyetik cihaz driver n.
transkripsiyon için yazıları kaydedip yeniden üreten bir cihaz markası dictaphone® n.
gelen havayı odada farklı yönlere ileten cihaz diffuser n.
sesteki gürültüyü temizleyen cihaz dolby n.
aşındırma çarklarındaki yıpranan aşındırıcıları çıkarmak için kullanılan cihaz dresser n.
büyük dövme işleri yapmaya yarayan cihaz drop press n.
yenebilir kümes hayvanlarının tüylerini yolmak için kullanılan mekanik cihaz picker n.
yenebilir kümes hayvanlarının tüylerini yolmak için kullanılan mekanik cihaz picking machine n.
uçuş sabitliğinin otomatik düzeltilmesinde kullanılan bir elektronik cihaz pick-off n.
(titreşim kaynağı ile sistemin bir bölümü arasında) transdüser işlevi gören cihaz pickup n.
fonograf oluğu dalgalanmalarını elektrik gerilimine çeviren cihaz pickup n.
bipleyen cihaz pinger n.
boruda akan su miktarını ölçüp kaydeden cihaz water meter n.
elektrostatik çökeltme yoluyla gazlardan toz partiküllerini gideren cihaz cottrell precipitator n.
besleyici faaliyetini düzenleyen cihaz feed regulator n.
akordeon tipi cihaz pantagraph n.
(stüdyo ışığı asmak için kullanılan) birleşik paralelkenar çubuklardan oluşan bir cihaz pantograph n.
yoğunlaştırılmış ultrason ışını yayan bir cihaz saser n.
sıkı belirlenmiş koşullar altında ölçülebilir cihaz özelliği device characteristic n.
operatörün kontrolü kaybetmesi halinde devreye giren cihaz deadman n.
operatörün kontrolü kaybetmesi halinde devreye giren cihaz deadman control n.