|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
take by surprise v.
|
gafil avlamak |
|
We were completely taken by surprise.
Tamamen gafil avlandık.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
stop by v.
|
uğramak |
|
I just stopped by to see if you were OK.
İyi olup olmadığına bakmak için uğradım.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
by the way adv.
|
bu arada |
|
How many refugees, by the way?
Bu arada kaç mülteci var?
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
little by little adv.
|
azar azar |
|
Her health is improving little by little.
Onun sağlığı azar azar iyileşiyor.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
by chance adv.
|
tesadüfen |
|
This has not happened by chance.
Bu tesadüfen gerçekleşmedi.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
one by one adv.
|
birer birer |
|
One by one, the European teams are disappearing from the green pitches in Korea.
Avrupa takımları Kore'deki yeşil sahalardan birer birer kayboluyor.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
by itself adv.
|
kendi kendine |
|
We are relying on it developing by itself up to 2004.
Direktifin 2004 yılına kadar kendi kendine gelişeceğine güveniyoruz.
More Sentences
|
8 |
Common Usage |
one by one adv.
|
tek tek |
|
As we do for SMEs, let us go and look for the citizens one by one.
KOBİ'ler için yaptığımız gibi, gidip vatandaşları tek tek arayalım.
More Sentences
|
9 |
Common Usage |
by himself adv.
|
kendi kendine |
|
Tom mastered French studying by himself.
Tom kendi kendine çalışarak Fransızcada ustalaştı.
More Sentences
|
10 |
Common Usage |
by mistake adv.
|
yanlışlıkla |
|
It has been listed as a separate vote by mistake.
Yanlışlıkla ayrı bir oylama olarak listelenmiştir.
More Sentences
|
11 |
Common Usage |
side by side adv.
|
yan yana |
|
It is very important to achieve a balanced employment policy, where a number of different interests stand side by side.
Bir dizi farklı çıkarın yan yana durduğu dengeli bir istihdam politikasına ulaşmak çok önemlidir.
More Sentences
|
12 |
Common Usage |
by walking adv.
|
yürüyerek |
|
I can get to work faster by walking than by taking the car.
Yürüyerek işe arabayla gitmekten daha hızlı gidebilirim.
More Sentences
|
13 |
Common Usage |
by foot adv.
|
yürüyerek |
|
From there I continued my way by foot.
Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.
More Sentences
|
14 |
Common Usage |
by way of prep.
|
üzerinden |
|
They flew to Paris by way of New York.
New York üzerinden Paris'e uçtular.
More Sentences
|
15 |
Common Usage |
by accident adv.
|
kazara |
|
The disease must not be allowed to spread by accident as a result of contaminated feed.
Hastalığın, kontamine yemlerin bir sonucu olarak kazara yayılmasına izin verilmemelidir.
More Sentences
|
General |
|
16 |
General |
decisions taken by n.
|
alınan kararlar |
|
Perhaps they think that decisions taken by Eurocrats alone are more democratic?
Belki de sadece Eurokratlar tarafından alınan kararların daha demokratik olduğunu düşünüyorlardır?
More Sentences
|
17 |
General |
by-election n.
|
ara seçim |
|
I congratulate his party on securing a victory in this by-election.
Partisini bu ara seçimde elde ettiği zaferden dolayı kutluyorum.
More Sentences
|
18 |
General |
learning by doing n.
|
yaparak öğrenme |
|
With existing nationally-based schemes we are learning by doing, and we must continue to do so.
Mevcut ulusal tabanlı programlarla yaparak öğreniyoruz ve bunu yapmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
19 |
General |
by-product n.
|
yan ürün |
|
This poor development is the by-product of developing the European economy within restricted national frameworks.
Bu zayıf gelişme, Avrupa ekonomisinin kısıtlı ulusal çerçeveler içerisinde geliştirilmesinin bir yan ürünüdür.
More Sentences
|
20 |
General |
good-by n.
|
veda |
|
John went away without so much as saying good-by.
John veda bile etmeden gitti.
More Sentences
|
|
21 |
General |
compound by v.
|
artmak |
|
The Commission's initial error, in other words, has been compounded by the wrong choice of method.
Diğer bir deyişle, Komisyon'un başlangıçtaki hatası, yanlış yöntem seçimiyle daha da artmıştır.
More Sentences
|
22 |
General |
come by v.
|
uğramak |
|
I'll come by.
Uğrayacağım.
More Sentences
|
23 |
General |
come by v.
|
elde etmek |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, fakat onları elde etmesi zor.
More Sentences
|
24 |
General |
profit by v.
|
istifade etmek |
|
A wise person profits by his mistakes.
Akıllı bir insan hatalarından istifade eder.
More Sentences
|
25 |
General |
impress by v.
|
etkilenmek (bir şeyden veya kişiden) |
|
I was impressed by what President Taya has done over the years in a country as poor as this.
Bu kadar fakir bir ülkede Başkan Taya'nın yıllar boyunca yaptıklarından çok etkilendim.
More Sentences
|
26 |
General |
lay by v.
|
biriktirmek |
|
You should lay by something against a rainy day.
Zor günler için bir şeyler biriktirmelisiniz.
More Sentences
|
27 |
General |
get by v.
|
idare etmek |
|
I believe that we can now, exceptionally, get by with a single reading.
Artık istisnai olarak tek bir okuma ile idare edebileceğimize inanıyorum.
More Sentences
|
28 |
General |
pass by v.
|
yanından geçmek |
|
They passed by her house yesterday.
Onlar dün onun evinin yanından geçtiler.
More Sentences
|
29 |
General |
be composed by v.
|
bestelenmek |
|
This music was composed by Bach.
Bu müzik Bach tarafından bestelendi.
More Sentences
|
30 |
General |
stop by v.
|
bir yere uğramak |
|
But we need to stop by somewhere first.
Ama önce bir yere uğramamız lazım.
More Sentences
|
31 |
General |
live by v.
|
geçinmek |
|
This is very bad news for the developing countries and for Africa, where most people live by agriculture.
Bu, gelişmekte olan ülkeler ve insanların çoğunun tarımla geçindiği Afrika için çok kötü bir haber.
More Sentences
|
32 |
General |
come by v.
|
bulmak |
|
No, but they're hard to come by.
Hayır, ama bunları bulmak zor.
More Sentences
|
33 |
General |
set by v.
|
biriktirmek |
|
Mary is setting by money to go to Japan.
Mary, Japonya'ya gitmek için para biriktiriyor.
More Sentences
|
34 |
General |
be overcome by v.
|
kapılmak |
|
He was overcome by a feeling of melancholy.
Melankolik bir duyguya kapıldı.
More Sentences
|
35 |
General |
stand by v.
|
beklemek |
|
Stand by for further instructions.
Daha fazla talimat için bekleyin.
More Sentences
|
36 |
General |
stand by v.
|
yanında olmak |
|
Whatever happens, you must stand by one another.
Ne olursa olsun birbirinizin yanında olmalısınız.
More Sentences
|
37 |
General |
drop by v.
|
uğramak |
|
We were in the neighborhood and thought we'd drop by.
Buralardaydık ve bir uğrayalım dedik.
More Sentences
|
38 |
General |
stop by v.
|
uğramak |
|
I'll stop by your place on my way home.
Eve giderken sana uğrayacağım.
More Sentences
|
39 |
General |
pass by v.
|
geçip gitmek |
|
The Socialists have let two out of ten years simply pass by.
Sosyalistler on yılın ikisinin öylece geçip gitmesine izin verdiler.
More Sentences
|
40 |
General |
come by v.
|
kazanmak |
|
How did you come by the money?
Parayı nasıl kazandın?
More Sentences
|
|
41 |
General |
happen by v.
|
gelmek |
|
Such things often happen by accident rather than by design.
Bu tür şeyler genellikle tasarlamadan ziyade kaza sonucu meydana gelir.
More Sentences
|
42 |
General |
travel by v.
|
yolculuk etmek |
|
Most people travel by train.
Çoğu insan trenle yolculuk eder.
More Sentences
|
43 |
General |
stand by v.
|
hazır beklemek |
|
A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
Bir grup bilim insanı deneyi kaydetmek üzere hazır bekliyordu.
More Sentences
|
44 |
General |
go by foot v.
|
yürüyerek gitmek |
|
My brother isn't waiting for the bus, he's going by foot.
Erkek kardeşim otobüs beklemiyor, o yürüyerek gidiyor.
More Sentences
|
45 |
General |
drive by v.
|
arabayla geçmek |
|
I was driving by and saw your lights on.
Arabayla geçiyordum, lambalarının yandığını gördüm.
More Sentences
|
46 |
General |
go by v.
|
bakmak |
|
Not if the press is anything to go by, at any rate.
Basının söylediklerine bakılırsa öyle değil.
More Sentences
|
Common Usage |
|
47 |
Common Usage |
abide by v.
|
-e uymak |
|
48 |
Common Usage |
learn by heart v.
|
ezberlemek |
|
49 |
Common Usage |
affected by adj.
|
tutkun |
|
50 |
Common Usage |
by oneself adv.
|
kendi kendine |
|
51 |
Common Usage |
by herself adv.
|
kendi kendine |
|
52 |
Common Usage |
by chance adv.
|
gelişigüzel |
|
53 |
Common Usage |
by instalments adv.
|
taksitle |
|
54 |
Common Usage |
by walking adv.
|
yayan |
|
55 |
Common Usage |
by foot adv.
|
yayan |
|
56 |
Common Usage |
by the book adv.
|
kitabına göre |
|
57 |
Common Usage |
by the numbers adv.
|
kitabına göre |
|
58 |
Common Usage |
by way of prep.
|
kanalıyla |
|
59 |
Common Usage |
by way of prep.
|
vasıtasıyla |
|
60 |
Common Usage |
by way of prep.
|
yolu ile |
|
61 |
Common Usage |
by way of prep.
|
vasıtası ile |
|
62 |
Common Usage |
by way of prep.
|
aracılığıyla |
|
63 |
Common Usage |
by chance adv.
|
kazara |
|
General |
|
64 |
General |
judgement by default n.
|
gıyabi hüküm |
|
65 |
General |
exchange of positions by mutual consent n.
|
becayiş |
|
66 |
General |
ten minutes by the clock n.
|
tam on dakika |
|
67 |
General |
judgments by default n.
|
gıyapta yargılama |
|
68 |
General |
management by objectives n.
|
amaçlar doğrultusunda yönetim |
|
69 |
General |
knowing somebody by sight n.
|
göz aşinalığı |
|
70 |
General |
joy felt by parents n.
|
mürüvvet |
|
71 |
General |
oath taken by an expert n.
|
ehlivukufun yemini |
|
72 |
General |
contract governed by public law n.
|
kamu hukukuna tabi sözleşme |
|
73 |
General |
clacking noise made by storks n.
|
laklak |
|
74 |
General |
a thing taken by theft n.
|
haram mal |
|
75 |
General |
state bound by market and price mechanism n.
|
piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet |
|
76 |
General |
passer by n.
|
yoldan geçen kişi |
|
77 |
General |
east by south n.
|
güneydoğu |
|
78 |
General |
concentrate by boiling n.
|
kaynatarak koyulaştırma |
|
79 |
General |
east by north n.
|
kuzeydoğu |
|
80 |
General |
tenancy by the entirety n.
|
mal ortaklığı |
|
|
81 |
General |
transfer by inheritance n.
|
intikal |
|
82 |
General |
revenge by the wearer of horns n.
|
intikam yemini |
|
83 |
General |
payment by anticipation n.
|
peşin ödeme |
|
84 |
General |
by line n.
|
gazetecinin imzası |
|
85 |
General |
west by south n.
|
güney batı |
|
86 |
General |
estate by elegit n.
|
davalının arazisinin yarısı ile çift hayvanları dışında tüm menkullerinin davacının yedine teslimi |
|
87 |
General |
quack who claims to cure by breathing n.
|
üfürükçü |
|
88 |
General |
by law n.
|
anayasa maddesi |
|
89 |
General |
steal by snatching n.
|
kapkaç |
|
90 |
General |
stealing by snatching n.
|
kaptıkaçtı |
|
91 |
General |
learning by heart n.
|
ezber |
|
92 |
General |
knowing someone by sight n.
|
göz aşinalığı |
|
93 |
General |
seizure by violence n.
|
gasp |
|
94 |
General |
dropping by n.
|
geçerken uğrama |
|
95 |
General |
military service by payment n.
|
bedelli askerlik |
|
96 |
General |
area shaded by a building n.
|
bina gölgeleme alanı |
|
97 |
General |
knowledge acquired by listening n.
|
kulak dolgunluğu |
|
98 |
General |
irrigating by sprinkling water n.
|
yağmurlama |
|
99 |
General |
lay-by n.
|
cep |
|
100 |
General |
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices n.
|
tanzim satışı |
|
101 |
General |
learning by discovery n.
|
keşfederek öğrenme |
|
102 |
General |
passers by n.
|
gelen giden |
|
103 |
General |
west by north n.
|
kuzey batı |
|
104 |
General |
premises owned by the crown n.
|
hükümet binası |
|
105 |
General |
knowledge reached by reason n.
|
akliyat |
|
106 |
General |
stealing by snatching n.
|
kapkaç |
|
107 |
General |
payment by cheque n.
|
çekle ödeme |
|
108 |
General |
damage by water n.
|
su hasarı |
|
109 |
General |
lodge used by mevlevi dervishes n.
|
mevlevihane |
|
110 |
General |
sales by month n.
|
aylara göre satışlar |
|
111 |
General |
step by step processing n.
|
adım adım işleme |
|
112 |
General |
increase by n.
|
artırma |
|
113 |
General |
due by n.
|
süre sonu |
|
114 |
General |
tenure by fee alms n.
|
bağışçıların dini kuruluşlara öldükten sonra ruhlarına duacı olmaları için hibe ettiği arazilerin kullanım süresi |
|
115 |
General |
distribution by years n.
|
yıllara göre dağılım |
|
116 |
General |
profitability by years n.
|
yıllara göre karlılık durumu |
|
117 |
General |
limited by time n.
|
zamanla sınırlı |
|
118 |
General |
tenure by free alms n.
|
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi |
|
119 |
General |
escorted by police (officers) n.
|
polis nezaretinde |
|
120 |
General |
paying by card n.
|
kartlı ödeme |
|
121 |
General |
voting by proxy n.
|
vekaleten oy kullanma |
|
122 |
General |
resolutions adopted by n.
|
alınan kararlar |
|
123 |
General |
by-street n.
|
yanyol |
|
124 |
General |
by-street n.
|
arka sokak |
|
125 |
General |
death by accident n.
|
kazaen vefat |
|
126 |
General |
disability by accident n.
|
kazaen maluliyet |
|
127 |
General |
land surrounded by water on its three sides n.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
128 |
General |
agreement by mutual n.
|
karşılıklı anlaşma |
|
129 |
General |
pay by credit card n.
|
kredi kartı ile ödeme |
|
130 |
General |
word by word translation n.
|
kelime kelime çeviri |
|
131 |
General |
by-pass n.
|
tali yol |
|
132 |
General |
by-election n.
|
kısmi seçim |
|
133 |
General |
by-way n.
|
karanlık yol |
|
134 |
General |
by-pass n.
|
çevre yolu |
|
135 |
General |
lay-by n.
|
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep |
|
136 |
General |
fly-by-night n.
|
vurguncu |
|
137 |
General |
fortune-telling by throwing beans n.
|
bakla falı |
|
138 |
General |
by-road n.
|
ara yol |
|
139 |
General |
by-laws n.
|
yönetmelikler |
|
140 |
General |
by-way n.
|
gizli yol |
|
141 |
General |
by-street n.
|
ara sokak |
|
142 |
General |
fly-by-night company n.
|
paravan şirket |
|
143 |
General |
by-product n.
|
türev ürün |
|
144 |
General |
by-pass n.
|
baypas |
|
145 |
General |
by-pass n.
|
türev boru |
|
146 |
General |
by-line n.
|
yazar adının verildiği satır |
|
147 |
General |
fly-by-nighter n.
|
kapkaççı |
|
148 |
General |
by-way n.
|
yan yol |
|
149 |
General |
by-pass n.
|
atlama |
|
150 |
General |
by-product n.
|
ikincil ürün |
|
151 |
General |
lay-by n.
|
park yeri |
|
152 |
General |
lay-by n.
|
konaklama tesisi |
|
153 |
General |
by-catch of the fishing n.
|
balıklarla birlikte yakalananlar |
|
154 |
General |
by-street n.
|
yan sokak |
|
155 |
General |
lay-by n.
|
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol |
|
156 |
General |
by-pass n.
|
yan geçit |
|
157 |
General |
by-blow n.
|
gayrimeşru çocuk |
|
158 |
General |
by-pass n.
|
dolaştırma |
|
159 |
General |
by-road n.
|
sapa yol |
|
160 |
General |
by-way n.
|
dolaşık yol |
|
161 |
General |
stand-by n.
|
destek |
|
162 |
General |
stand-by n.
|
yedek |
|
163 |
General |
two-by-four n.
|
iki birim kalınlığında tahta |
|
164 |
General |
stand-by n.
|
zemin döşeme |
|
165 |
General |
stand-by n.
|
güvenilir kimse |
|
166 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
açma olana indirgeme |
|
167 |
General |
stand-by n.
|
yardımcı |
|
168 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
abese irca |
|
169 |
General |
stand-by n.
|
hazır |
|
170 |
General |
proof-by-contradiction n.
|
olmayana ergi |
|
171 |
General |
stand-by n.
|
yardım |
|
172 |
General |
story-by-story shearing model n.
|
kat-kat kesme modeli |
|
173 |
General |
learning by practising n.
|
yaparak öğrenme |
|
174 |
General |
lay-by n.
|
araba durağı |
|
175 |
General |
lay-by n.
|
durak |
|
176 |
General |
lay-by n.
|
son işlem olarak tarlayı sürüp ekme |
|
177 |
General |
purchase or sale by sample n.
|
örneğe göre alış veya satış |
|
178 |
General |
fly-by-night n.
|
borcunu ödemeyen kimse |
|
179 |
General |
breakdown by gender n.
|
toplumsal cinsiyete göre analiz |
|
180 |
General |
conveyance by railway n.
|
demiryolu ile taşımacılık |
|
181 |
General |
conveyance by railway n.
|
demiryolu ile taşıma |
|
182 |
General |
payment of gas bill by standing order n.
|
otomatik doğalgaz faturası ödemesi |
|
183 |
General |
use by date n.
|
son kullanma tarihi |
|
184 |
General |
play-by-play description n.
|
anbean betimleme |
|
185 |
General |
power granted by n.
|
... tarafından verilen yetki |
|
186 |
General |
breathing by mouth n.
|
ağızla solunum |
|
187 |
General |
breathing by mouth n.
|
ağızdan soluma |
|
188 |
General |
by-pass n.
|
kestirme (yol) |
|
189 |
General |
relationship by affinity n.
|
akrabalık bağı |
|
190 |
General |
relationship by affinity n.
|
hısımlık bağı |
|
191 |
General |
words to live by n.
|
güzel ve özlü sözler |
|
192 |
General |
surrounded on three sides by the sea n.
|
üç tarafı denizlerle çevrili |
|
193 |
General |
hanging stockings by the fire n.
|
şömine üzerine çorap asma |
|
194 |
General |
the town embraced by the natural beauties and the historical cities n.
|
doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde |
|
195 |
General |
draw lots designation by lot n.
|
ad çekme |
|
196 |
General |
designation by lot n.
|
ad çekme |
|
197 |
General |
(one's card) be swallowed by atm machine n.
|
atm'nin kartı yutması |
|
198 |
General |
forbidden by law n.
|
kanunen yasak |
|
199 |
General |
passer-by n.
|
gelen geçen |
|
200 |
General |
passers-by n.
|
yoldan geçen kimse |
|
201 |
General |
by-line n.
|
gazetecinin imzası |
|
202 |
General |
by-product n.
|
ara ürün |
|
203 |
General |
by-line n.
|
köşe yazarı künyesi |
|
204 |
General |
distribution by countries n.
|
ülkelere göre dağılım |
|
205 |
General |
travel by public transport n.
|
toplu taşımayla seyahat |
|
206 |
General |
a place where passengers frequently stop by n.
|
yol geçen hanı |
|
207 |
General |
population by age group and gender n.
|
yaş grubu ve cinsiyete göre nüfus |
|
208 |
General |
line of wagons drawn by mules n.
|
katır kervanı |
|
209 |
General |
fire caused by electricity n.
|
elektrik nedenli yangın |
|
210 |
General |
the house by the lake n.
|
gölün oradaki ev |
|
211 |
General |
the house by the lake n.
|
göl kenarındaki ev |
|
212 |
General |
sorting by comments n.
|
yorumlara göre sıralama |
|
213 |
General |
reasoning by elimination n.
|
mantıksız seçenekleri eleyerek sonuç çıkarma |
|
214 |
General |
lay-by n.
|
nehir veya kanallarda teknelerin durduğu veya geçtiği genişletilmiş kısım |
|
215 |
General |
lay-by n.
|
(madencilik) boş vagonların park yeri |
|
216 |
General |
lay-by n.
|
araba park yeri |
|
217 |
General |
blow-by-blow n.
|
tek tek anlatma |
|
218 |
General |
hang-by n.
|
asalak |
|
219 |
General |
hang-by n.
|
beleşçi |
|
220 |
General |
by n.
|
ikincil öneme sahip şey |
|
221 |
General |
by n.
|
ikincil mesele |
|
222 |
General |
by n.
|
milyar yıl |
|
223 |
General |
by and by n.
|
cennet |
|
224 |
General |
by and by n.
|
öbür dünya |
|
225 |
General |
by and by n.
|
öteki dünya |
|
226 |
General |
by-and-by n.
|
gelecekte bir zaman |
|
227 |
General |
by-and-by n.
|
gelecekte bir olay |
|
228 |
General |
by-blow n.
|
dolaylı darbe |
|
229 |
General |
by-blow n.
|
tesadüfi darbe |
|
230 |
General |
by-corner n.
|
özel köşe |
|
231 |
General |
by-corner n.
|
gizli köşe |
|
232 |
General |
by-corner n.
|
uzakta köşe |
|
233 |
General |
by-corner n.
|
ücra köşe |
|
234 |
General |
by-dependence n.
|
eklenti |
|
235 |
General |
by-dependence n.
|
aksesuar |
|
236 |
General |
by-end n.
|
ikincil amaç |
|
237 |
General |
by-end n.
|
çıkarcı gerekçe |
|
238 |
General |
by-end n.
|
bencilce dürtü |
|
239 |
General |
by-end n.
|
kısım |
|
240 |
General |
by-end n.
|
bölüm |
|
241 |
General |
by-end n.
|
kısa parça |
|
242 |
General |
by-interest n.
|
çıkar |
|
243 |
General |
by-interest n.
|
çıkarcılık |
|
244 |
General |
by-interest n.
|
kişisel çıkar |
|
245 |
General |
by-interest n.
|
özel avantaj |
|
246 |
General |
by-lane n.
|
özel yol |
|
247 |
General |
by-lane n.
|
yan yol |
|
248 |
General |
by-lane n.
|
tali yol |
|
249 |
General |
by-line n.
|
yardımcı faaliyet |
|
250 |
General |
by-liner n.
|
yazısının altına imzasını atan yazar |
|
251 |
General |
by-liner n.
|
mahlas kullanan bir gazeteci |
|
252 |
General |
by-name n.
|
ikinci ad |
|
253 |
General |
by-name n.
|
soyadı |
|
254 |
General |
by-name n.
|
takma isim |
|
255 |
General |
by-passage n.
|
farklı yol |
|
256 |
General |
by-passage n.
|
yan yol |
|
257 |
General |
by-path n.
|
özel yol |
|
258 |
General |
by-path n.
|
ikincil yol |
|
259 |
General |
by-path n.
|
dolaylı yol |
|
260 |
General |
by-path n.
|
yan yol |
|
261 |
General |
by-place n.
|
yoldan uzakta yer |
|
262 |
General |
by-place n.
|
garip köşe |
|
263 |
General |
by-place n.
|
ıssız yer |
|
264 |
General |
by-place n.
|
ücra yer |
|
265 |
General |
by-place n.
|
uzak yer |
|
266 |
General |
by-place n.
|
gizli yer |
|
267 |
General |
by-place n.
|
özel yer |
|
268 |
General |
by-product n.
|
ek sonuç |
|
269 |
General |
by-product n.
|
ikincil sonuç |
|
270 |
General |
by-product n.
|
beklenmeyen sonuç |
|
271 |
General |
by-product n.
|
istenmeyen sonuç |
|
272 |
General |
by-respect n.
|
özel amaç |
|
273 |
General |
by-respect n.
|
kişisel görüş |
|
274 |
General |
by-respect n.
|
çıkar |
|
275 |
General |
by-respect n.
|
çıkarcılık |
|
276 |
General |
by-respect n.
|
kişisel çıkar |
|
277 |
General |
by-respect n.
|
özel avantaj |
|
278 |
General |
by-room n.
|
gizli oda |
|
279 |
General |
by-room n.
|
gizli daire |
|
280 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) hoşbeş etme |
|
281 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) çene çalma |
|
282 |
General |
by-speech n.
|
(dolaylı) laklak etme |
|
283 |
General |
by-spell n.
|
atasözü |
|
284 |
General |
by-street n.
|
özel sokak |
|
285 |
General |
by-street n.
|
karanlık yol |
|
286 |
General |
by-stroke n.
|
kazara vurma |
|
287 |
General |
by-stroke n.
|
kurnazca vurma |
|
288 |
General |
by-stroke n.
|
sinsice vurma |
|
289 |
General |
by-stroke n.
|
(hedefe yönelik) zekice ve dolaylı eylem |
|
290 |
General |
by-turning n.
|
gizli yol |
|
291 |
General |
by-turning n.
|
ana yoldan dönen yol |
|
292 |
General |
by-view n.
|
çıkarcı hedef |
|
293 |
General |
by-walk n.
|
tenha yol |
|
294 |
General |
by-walk n.
|
yan yol |
|
295 |
General |
by-walk n.
|
gizli yol |
|
296 |
General |
by-wipe n.
|
şakasına dürtme |
|
297 |
General |
by-wipe n.
|
şakasına vurma |
|
298 |
General |
go-by n.
|
görmezden gelme |
|
299 |
General |
go-by n.
|
başından savma |
|
300 |
General |
descent by distaff n.
|
anne tarafından gelen soy |
|
301 |
General |
good-by n.
|
ayrılırken söylenen son söz |
|
302 |
General |
good-by n.
|
veda ederken yapılan jest |
|
303 |
General |
good-by n.
|
memnuniyetle uğurlama |
|
304 |
General |
closure by compartment n.
|
bölme ile kapatma |
|
305 |
General |
drive-by n.
|
belirli bir yere, nesneye doğru sürme |
|
306 |
General |
piecemeal (by) n.
|
parça |
|
307 |
General |
by-dependence n.
|
bağlı ve ilişkili parça |
|
308 |
General |
by-view n.
|
şahsi görüş |
|
309 |
General |
by-view n.
|
öznel görüş |
|
310 |
General |
by-view n.
|
bencilce amaç |
|
311 |
General |
play-by-play n.
|
dakikası dakikasına anlatım |
|
312 |
General |
fly-by n.
|
karadaki gözetleme ekibinin üzerinden yapılan alçak uçuş |
|
313 |
General |
fly-by-night n.
|
güvenilmez kimse |
|
314 |
General |
fly-by-night n.
|
ilkesiz kimse |
|
315 |
General |
fly-by-night n.
|
kaypak kimse |
|
316 |
General |
fly-by-night n.
|
kısa ömürlü ve güvenilmez (şirket) oluşum |
|
317 |
General |
fly-by-night n.
|
gecelere akmayı seven kimse |
|
318 |
General |
fly-by-night n.
|
(kredi konusunda) risk taşıyan kimse |
|
319 |
General |
fly-by-night n.
|
gece kuşu |
|
320 |
General |
fly-by-night n.
|
geceleri uçan canlı |
|
321 |
General |
fly-by-night n.
|
gece seyahat eden kimse |
|
322 |
General |
fly-by-night n.
|
iş için sürekli seyahat eden kimse |
|
323 |
General |
tomorrow by together n.
|
erkeklerken kurulu bir kpop grubu |
|
324 |
General |
four-by-four n.
|
4x4 kereste |
|
325 |
General |
four-by-four n.
|
4x4 çıta |
|
326 |
General |
southwest by south n.
|
(pusulada) güneybatı yönünün güneyi |
|
327 |
General |
southwest by south n.
|
güneybatının güneyi |
|
328 |
General |
southwest by west n.
|
(pusulada) güneybatı yönünün batısı |
|
329 |
General |
southwest by west n.
|
güneybatının batısı |
|
330 |
General |
stander-by n.
|
bir yerde bulunan kimse |
|
331 |
General |
stander-by n.
|
katılımcı |
|
332 |
General |
stander-by n.
|
seyirci |
|
333 |
General |
stander-by n.
|
tanık |
|
334 |
General |
stander-by n.
|
görgü tanığı |
|
335 |
General |
stander-by n.
|
yakınlarda bulunan kimse |
|
336 |
General |
be tempted (by somebody and do something stupid) v.
|
aklına uymak |
|
337 |
General |
stand by v.
|
sadık kalmak |
|
338 |
General |
put by v.
|
biriktirmek |
|
339 |
General |
roll by v.
|
geçip gitmek (zaman) |
|
340 |
General |
support by the arm v.
|
koltuklamak |
|
341 |
General |
go by the board v.
|
boşa çıkmak |
|
342 |
General |
be overcome by v.
|
kötü bir şekilde etkilenmek |
|
343 |
General |
compensate for one thing by another v.
|
bir şeyi başka bir şeyle telafi etmek |
|
344 |
General |
supplement by v.
|
eksikliklerini gidermek (belirli bir şey yaparak) |
|
345 |
General |
lay by v.
|
yığmak |
|
346 |
General |
be wracked by v.
|
(hastalık vb yüzünden) çok çekmek |
|
347 |
General |
slip by v.
|
zaman akıp gitmek |
|
348 |
General |
be obsessed by v.
|
aklına takmak |
|
349 |
General |
be affected by the evil eye v.
|
nazara gelmek |
|
350 |
General |
happen by v.
|
uğramak |
|
351 |
General |
be left all by oneself v.
|
ortalıkta kalmak |
|
352 |
General |
slip by v.
|
akıp gitmek (zaman) |
|
353 |
General |
be distressed by evil eye v.
|
göze gelmek |
|
354 |
General |
catch somebody by the tail v.
|
kuyruğunu kısmak |
|
355 |
General |
get the wrong sow by the ear v.
|
yanılmak |
|
356 |
General |
roll by v.
|
geçip gitmek |
|
357 |
General |
set store by v.
|
önemsemek |
|
358 |
General |
destroy by fire v.
|
ateşle tahrip etmek |
|
359 |
General |
hang by a thread v.
|
risk altında olmak |
|
360 |
General |
call by v.
|
geçerken uğramak |
|
361 |
General |
set by v.
|
değer biçmek |
|
362 |
General |
measure by the span v.
|
karışlamak |
|
363 |
General |
revert by escheat v.
|
mahlul kalmak |
|
364 |
General |
change by heating v.
|
ısıtarak değiştirmek |
|
365 |
General |
play something by ear v.
|
notasız çalmak |
|
366 |
General |
put something by v.
|
bir kenara para koymak |
|
367 |
General |
be possessed by v.
|
kapılmak |
|
368 |
General |
be touched by evil eye v.
|
nazar değmek |
|
369 |
General |
be smitten by v.
|
kapılıvermek (güzel bir şeye) |
|
370 |
General |
lead by the nose v.
|
parmağında oynatmak |
|
371 |
General |
have money owed to one (by) v.
|
alacaklanmak |
|
372 |
General |
lose by a hair's breadth v.
|
kıl payı kaybetmek |
|
373 |
General |
be beset by v.
|
kaplamak |
|
374 |
General |
pay by hand v.
|
elden yatırmak |
|
375 |
General |
pluck up by the root v.
|
kökünden sökmek |
|
376 |
General |
stand by v.
|
sağlamak |
|
377 |
General |
stand by one's word v.
|
sözünden dönmemek |
|
378 |
General |
slip by v.
|
akıp gitmek |
|
379 |
General |
be taken aback at/by v.
|
-e çok şaşırmak |
|
380 |
General |
compromise by v.
|
uzlaşmak |
|
381 |
General |
take by handfuls v.
|
avuçlamak |
|
382 |
General |
meet by chance v.
|
rast gelmek |
|
383 |
General |
not to be discouraged by v.
|
pabuç bırakmamak |
|
384 |
General |
abide by v.
|
bağlı kalmak |
|
385 |
General |
produce by ignition v.
|
ateşlemeyle meydana getirmek |
|
386 |
General |
learn by ear v.
|
ağızdan kapmak |
|
387 |
General |
pass by v.
|
göz yummak |
|
388 |
General |
overcome by languor v.
|
rahata düşmek |
|
389 |
General |
be spoilt by v.
|
yüz bulmak |
|
390 |
General |
be beset by v.
|
(olumsuz yönleri) çok olmak |
|
391 |
General |
go by a name v.
|
adıyla tanınmak |
|
392 |
General |
fly by the seat of one's pants v.
|
tecrübesizlik veya birtakım eksiklikler yüzünden sadece içgüdülerine dayanarak idare etmek |
|
393 |
General |
abide by something v.
|
riayet etmek |
|
394 |
General |
secure by patent v.
|
patent almak |
|
395 |
General |
go by the board v.
|
iyi şeyler yok olmak |
|
396 |
General |
be supported by v.
|
destek görmek |
|
397 |
General |
surprize by v.
|
şaşırmak |
|
398 |
General |
be attacked by evil eye v.
|
göze gelmek |
|
399 |
General |
be revolted by v.
|
tiksinmek |
|
400 |
General |
consume by fire v.
|
yanıp yok olmak |
|
401 |
General |
signalize oneself by v.
|
sivrilmek |
|
402 |
General |
(somebody) be met by protests v.
|
protesto gösterileriyle karşılanmak |
|
403 |
General |
go by the board v.
|
kaçmak (fırsat) |
|
404 |
General |
learn by heart v.
|
bellemek |
|
405 |
General |
be smitten by v.
|
çok hoşlanmak (güzel bir şeyden) |
|
406 |
General |
purchase by dutch auction v.
|
açık eksiltme ile satın almak |
|
407 |
General |
take someone by surprise v.
|
birini çok şaşırtmak |
|
408 |
General |
be taken in by v.
|
aldanmak |
|
409 |
General |
learn by trial and error v.
|
deneme yanılmayla öğrenmek |
|
410 |
General |
spread by word of mouth v.
|
ağızdan ağıza yayılmak |
|
411 |
General |
learn by rote v.
|
ezberlemek |
|
412 |
General |
bleed somebody by cupping v.
|
hacamatlamak |
|
413 |
General |
be carried away by one's feelings v.
|
hislerine kapılmak |
|
414 |
General |
divide by three v.
|
üçlemek |
|
415 |
General |
get by v.
|
sollamak |
|
416 |
General |
stand by v.
|
destek olmak |
|
417 |
General |
meet by chance v.
|
tesadüf etmek |
|
418 |
General |
be overwhelmed by v.
|
yenilmek |
|
419 |
General |
fall by the wayside v.
|
başarısız olmak |
|
420 |
General |
get something by heart v.
|
bir şeyi ezberlemek |
|
421 |
General |
be weighed by v.
|
yüklü olmak (dert/keder) |
|
422 |
General |
go by a vehicle v.
|
vasıta ile gitmek |
|
423 |
General |
know someone by sight only v.
|
birini sadece yüzünden tanımak |
|
424 |
General |
stand by somebody's side v.
|
tarafını tutmak |
|
425 |
General |
take an example by v.
|
örnek almak |
|
426 |
General |
learn by rote v.
|
papağan gibi ezberlemek |
|
427 |
General |
be hard by v.
|
çok yakınında olmak |
|
428 |
General |
estimate by eye v.
|
kararlamak |
|
429 |
General |
be conditioned by v.
|
bir şey başka bir şeye bağlı olmak |
|
430 |
General |
stand by v.
|
bırakmamak (birini) |
|
431 |
General |
be overcome by sleep v.
|
uyku basmak |
|
432 |
General |
be overwhelmed by v.
|
altında ezilmek (sorumluluk ağır bir iş vb) |
|
433 |
General |
stick by v.
|
desteklemek |
|
434 |
General |
go away by oneself v.
|
başını alıp gitmek |
|
435 |
General |
live by one's wits v.
|
geçinmek için uyanık ve kurnaz olmak |
|
436 |
General |
put store by v.
|
önem vermek |
|
437 |
General |
pay by cheque v.
|
çek vermek |
|
438 |
General |
take an example by v.
|
taklit etmek |
|
439 |
General |
be overwhelmed (by/with) v.
|
ambale olmak |
|
440 |
General |
be taken aback by v.
|
çok şaşırmak |
|
441 |
General |
be approved by assembly v.
|
meclisten geçmek |
|
442 |
General |
execute by hanging v.
|
asarak idam etmek |
|
443 |
General |
outnumber by v.
|
sayıca çok olmak |
|
444 |
General |
stop by v.
|
girip çıkmak |
|
445 |
General |
be born by caesarean section v.
|
sezaryenla doğmak |
|
446 |
General |
be accused by v.
|
suçlanmak |
|
447 |
General |
abide by v.
|
riayet etmek |
|
448 |
General |
drop by v.
|
habersiz uğramak |
|
449 |
General |
be crippled by the bends v.
|
vurgun yemek |
|
450 |
General |
stand by v.
|
destek olmak (birine) |
|
451 |
General |
come by v.
|
temin etmek |
|
452 |
General |
take someone by storm v.
|
belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak |
|
453 |
General |
lay store by v.
|
önem vermek |
|
454 |
General |
seize by the neck v.
|
ensesinden yakalamak |
|
455 |
General |
supplement by v.
|
artırmak (belirli bir şey yaparak) |
|
456 |
General |
slip by v.
|
geçip gitmek |
|
457 |
General |
be untroubled by v.
|
şikayetçi olmamak |
|
458 |
General |
pass by v.
|
yürüyerek geçmek |
|
459 |
General |
be damaged by earthquake v.
|
depremden hasar görmek |
|
460 |
General |
clean by sweeping v.
|
süpürerek temizlemek |
|
461 |
General |
get by v.
|
idare etmek (geçim) |
|
462 |
General |
take the bull by the horns v.
|
güçlüklere göğüs germek |
|
463 |
General |
be taken by v.
|
bayılmak |
|
464 |
General |
be a sufferer by v.
|
çekmek |
|
465 |
General |
put something by v.
|
bir kenara koymak |
|
466 |
General |
stand idle by v.
|
eli kolu bağlı oturmak |
|
467 |
General |
let something go by the board v.
|
fırsatı kaçırmak |
|
468 |
General |
be weighed by v.
|
belini bükmek (bir görev/sorumluluk vb) |
|
469 |
General |
be overcome by worry v.
|
kasavet basmak |
|
470 |
General |
transport by ferry v.
|
feribotla taşımak |
|
471 |
General |
be attacked by evil eye v.
|
nazar değmek |
|
472 |
General |
win by default v.
|
hükmen galip sayılmak |
|
473 |
General |
put by v.
|
kaldırmak |
|
474 |
General |
keep something by one v.
|
elinin altında bulundurmak |
|
475 |
General |
corrupt by sensuality v.
|
ayartmak |
|
476 |
General |
be disturbed by a bad smell v.
|
burnunun direği kırılmak |
|
477 |
General |
(somebody) be met by protests v.
|
protestolarla karşılanmak |
|
478 |
General |
lay store by v.
|
önemsemek |
|
479 |
General |
be attacked by rabies v.
|
kudurmak |
|
480 |
General |
be obsessed by v.
|
aklına takılmak |
|
481 |
General |
stand by v.
|
hazır bulunmak |
|
482 |
General |
stick by v.
|
sadık kalmak |
|
483 |
General |
pay for something by instalments v.
|
taksitli alışveriş yapmak |
|
484 |
General |
profit by v.
|
yararlanmak |
|
485 |
General |
meet by chance v.
|
rastlamak |
|
486 |
General |
stand by somebody v.
|
yanında olmak |
|
487 |
General |
be enslaved by one's emotions v.
|
duygularının esiri olmak |
|
488 |
General |
spread by rumour v.
|
ağızdan ağıza yayılmak |
|
489 |
General |
be overcome by v.
|
tarafından mağlup olmak |
|
490 |
General |
act by rote v.
|
ezbere yapmak |
|
491 |
General |
exchange positions by mutual consent v.
|
becayiş etmek |
|
492 |
General |
play something by ear v.
|
olayların seyrine göre hareket etmek |
|
493 |
General |
live by one's pen v.
|
kalemiyle geçinmek |
|
494 |
General |
set store by v.
|
önem vermek |
|
495 |
General |
take somebody by the scruff of the neck v.
|
enselemek |
|
496 |
General |
go by the board v.
|
bırakılmak |
|
497 |
General |
go by the board v.
|
tasarı vb suya düşmek |
|
498 |
General |
be touched by evil eye v.
|
göze gelmek |
|
499 |
General |
be torn by conflicting emotions v.
|
zıt duygular içinde olmak |
|
500 |
General |
be hard by v.
|
çok yakın olmak |
|