concern - Turco Inglés Diccionario

concern

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "concern" en diccionario turco inglés : 64 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
concern n. endişe
The rise of concern about the environment will impact the elections.
Çevre konusundaki endişelerin artması seçimleri etkileyecektir.

More Sentences
concern n. kaygı
On the other hand, the primary concern is naturally for safety.
Öte yandan öncelikli kaygı doğal olarak güvenliktir.

More Sentences
concern n. ilgi
I was moved by the concern I received after my accident.
Geçirdiğim kazadan sonra gördüğüm ilgiden ötürü duygulandım.

More Sentences
concern v. ilgilendirmek
As this vote concerns me directly, I should like the House to know that I shall not be taking part in it.
Bu oylama beni doğrudan ilgilendirdiğinden, Meclis'in oylamaya katılmayacağımı bilmesini isterim.

More Sentences
concern n. alaka
General
concern n. kuruluş
This bakery is a family concern.
Bu fırın bir aile kuruluşudur.

More Sentences
concern n. sorun
They concern problems arising from the 2002 reference period in the Commission's report.
Komisyon'un raporundaki 2002 referans döneminden kaynaklanan sorunlarla ilgilidir.

More Sentences
concern n. mesele
The fight against racism and xenophobia is not a new concern of our institutions.
Irkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadele kurumlarımız için yeni bir mesele değildir.

More Sentences
concern n. madde
They concern 'fundamental choices' within the meaning of Article 21.
Bunlar 21. Madde anlamında "temel tercihler" ile ilgilidir.

More Sentences
concern n. kaygı
In this model, safety has given way to cost-cutting as a primary concern.
Bu modelde güvenlik birincil kaygı olarak yerini maliyet düşürmeye bırakmıştır.

More Sentences
concern n. dert
Her main concern right now is to pass the exam.
Şu anda asıl derdi sınavı geçmek.

More Sentences
concern v. ilgilenmek
The European Union's role in the world concerns the European citizens and therefore their representatives.
Avrupa Birliği'nin dünyadaki rolü Avrupa vatandaşlarını ve dolayısıyla onların temsilcilerini ilgilendirmektedir.

More Sentences
concern v. endişelendirmek
Are you not a little concerned that there is no chairman at the moment?
Şu anda bir başkanın olmaması sizi biraz endişelendirmiyor mu?

More Sentences
concern v. hakkında olmak
These articles concern the plight of the refugees.
Bu makaleler mültecilerin kötü vaziyeti hakkındadır.

More Sentences
concern v. ilgili olmak
In committee, the disagreements tended to concern the way in which the objectives were defined and implemented.
Komitede, anlaşmazlıklar hedeflerin tanımlanma ve uygulanma şekliyle ilgili olma eğilimindeydi.

More Sentences
concern v. endişe uyandırmak
The case of Dr Aghajari has rightly aroused huge interest and concern in Iran and abroad.
Dr Aghajari'nin davası İran'da ve yurtdışında haklı olarak büyük ilgi ve endişe uyandırdı.

More Sentences
concern n. tasa
concern n.
concern n. merak
concern n. firma
concern n. irtibat
concern n. aidiyet
concern n. ortaklık
concern n. bağlantı
concern n. tecessüs
concern n. pay
concern n. şey
concern n. gerek
concern n. yakınlık
concern n. bir kimseyi ilgilendiren şey
concern n. ilgi alanı
concern v. alakadar etmek
concern v. etkilemek
concern v. taalluk etmek
concern v. karışmak
concern v. ırgalamak
concern v. ait olmak
concern v. alakalandırmak
concern v. kaygılandırmak
concern v. dokunmak
concern v. ilişkisi olmak
concern v. ilişiği olmak
concern v. -i ilgilendirmek
concern v. endişe vermek
Colloquial
concern n. kişinin önemsemediği nesne
concern n. zımbırtı
Trade/Economic
concern n. ekonomik birim
concern n. ekonomik girişim
concern n. işletme
concern n.
concern n. kurum
concern n. konsern
concern n. kuruluş
concern n. müessese
concern n. şirket
concern n. teşebbüs
concern n. ticarethane
Law
concern n. iktisadi teşebbüs
concern n. şirket
concern n. ticari işletme
concern n. ticari teşebbüs
Technical
concern n. belirli işlev için üretilmiş küçük mekanik aygıt
Computer
concern n. program kodu üzerinde etkili olan bilgi grubu
Religious
concern n. (quaker topluluğunda) dinsel iç görüden ileri gelen güçlü inanış

Significados de "concern" con otros términos en diccionario inglés turco: 210 resultado(s)

Inglés Turco
General
primary concern n. asıl konu
Where to go and what to see were my primary concerns.
Asıl konu, nereye gideceğim ve ne göreceğimdi.

More Sentences
source of concern n. endişe kaynağı
In the Middle East, Iraq still is a serious source of concern as far as weapons of mass destruction are concerned.
Ortadoğu'da Irak, kitle imha silahları konusunda hala ciddi bir endişe kaynağıdır.

More Sentences
safety concern n. güvenlik kaygısı
What are the Side Effects and Safety Concerns?
Yan Etkiler ve Güvenlik Kaygıları Nelerdir?

More Sentences
cause for concern n. endişe nedeni
These polyps are generally small and aren't a cause for concern.
Bu polipler genellikle küçüktür ve endişe nedeni değildir.

More Sentences
public concern n. kamuoyu endişesi
No wonder public concern continues to grow.
Kamuoyunun endişelerinin artmaya devam etmesine şaşmamalı.

More Sentences
concern about v. ilgilenmek
The fact that I voted against does not mean to say that I am not concerned about these issues.
Karşı oy kullanmış olmam, bu konularla ilgilenmediğim anlamına gelmiyor.

More Sentences
Phrasals
concern (oneself) about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında endişelenmek
We are becoming concerned about matters that do not suffer from lack of funds for their implementation.
Uygulanmaları için fon yetersizliği olmayan konular hakkında endişelenmeye başlıyoruz.

More Sentences
concern with v. ile ilgilenmek
The European Union has been concerned with Colombia for a long time.
Avrupa Birliği uzun bir süredir Kolombiya ile ilgilenmektedir.

More Sentences
Speaking
not my concern expr. beni ilgilendirmez
The rest of the world is not my concern.
Dünyanın geri kalanı beni ilgilendirmiyor.

More Sentences
Trade/Economic
commercial concern n. ticari kaygı
Once again, commercial concerns are being portrayed as acts of generosity.
Bir kez daha ticari kaygılar cömertlik eylemleri olarak gösteriliyor.

More Sentences
General
commercial concern n. ticaret firması
going concern n. kar eden ticari kuruluş
industrial concern n. sanayii firması
industrial concern n. sanayi firması
true concern n. içten merak
self concern n. kaygı
steel concern n. çelik şirketi
a matter of concern n. kaygılanacak bir şey
motor concern n. otomobil firması
public concern n. kamu firması
book concern n. kitapçılık firması
borrowing concern n. kredi verme kurumu
primary concern n. temel sorun
concern for the future n. gelecek endişesi
concern for the future n. gelecek kaygısı
emphatic concern n. empatik ilgi
necessary concern n. gereken ilgi
key concern n. asıl endişe konusu
key concern n. asıl iştigal alanı
key concern n. asıl merak konusu
people of concern n. ilgi alanındaki kişiler
issue of concern n. endişe konusu
issue of concern n. merak konusu
aesthetic concern n. estetik kaygı
small business concern n. küçük sanatlar işletmesi
main concern n. asıl sorun/problem
self concern n. kendini beğenmişlik
environmental concern n. çevre meselesi/sorunu
least concern n. asgari kaygı/endişe
cause for concern n. endişeye neden
privacy concern n. gizlilik endişesi
the whole concern n. hepsi belirli bir mesele veya iş ile bağlantılı olan şey
earthly concern n. fani dert
earthly concern n. dünyevi kaygı
worldly concern n. dünyevi kaygılar
worldly concern n. dünyevi endişeler
printing concern n. ticari basım şirketi
printing concern n. matbaacılık
self-concern n. bencillik
self-concern n. kendini düşünme
self-concern n. benmerkezcilik
concern oneself v. meşgul olmak
concern oneself v. ilgilenmek
concern oneself with v. yakından ilgilenmek
concern oneself with v. ile meşgul olmak
show concern for v. arayıp sormak
concern oneself v. bakmak
concern oneself v. karışmak
be of concern v. mevzu bahis olmak
concern oneself with v. ile ilgilenmek
show concern for v. yakınlık göstermek
have no concern with v. ilgisi olmamak
have no concern with v. hiç ilgisi olmamak
have no concern with v. karışmamak
have no concern with v. alakası olmamak
concern oneself with v. üzerine eğilmek
not concern v. ilgilenmemek
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla takip etmek
take something as a prime concern v. öncelikli tutmak
watch the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla izlemek
watch the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla takip etmek
follow the developments with deep concern v. gelişmeleri kaygıyla izlemek
be of particular concern to v. yakından ilgilendirmek
be a particular concern to v. yakından ilgilendirmek
concern oneself with something v. bir şeyle ilgilenmek
concern oneself about something v. bir şeyle ilgilenmek
become a serious health concern v. önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmek
become a serious health concern v. önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlamak
concern closely v. yakından ilgilendirmek
prompt concern v. endişe uyandırmak
concern [obsolete] v. önem taşımak
concern [obsolete] v. önemli olmak
with deep concern adv. derin endişe ile
without concern adv. endişelenmeden
without concern adv. korkusuzca
Phrasals
concern (someone) in (something) v. (birine bir şeye) karıştırmak
concern (someone) in (something) v. (birinin bir mesele vb.ne) dahil etmek
concern (someone) in (something) v. (birini bir şeye) sürüklemek
concern (someone) with (someone or something) v. (birini bir kişi ya da bir şey) hakkında endişelendirmek
concern (someone) in (something) v. (birini bir şeyle) ilgilendirmek
concern (someone) with (someone or something) v. (birini bir kişi ya da bir şey) hakkında endişelendirmek
concern (oneself) over (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili sorumluluk duymak
concern (oneself) over (someone or something) v. tüm ilgisini (birine/bir şeye) yönlendirmek
concern in v. -e sürüklemek
concern in v. '-e dahil etmek
concern (oneself) over (someone or something) v. tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek
concern (oneself) about (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili kaygılanmak
concern (oneself) about (someone or something) v. (birini/bir şeyi kendine) dert edinmek
concern (oneself) over (someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
concern with v. ile meşgul olmak
concern in v. ile ilgilendirmek
concern (oneself) about (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) meşgul olmak
concern in v. '-e karıştırmak
concern (for) v. dert edinmek
concern (for) v. kaygılanmak
concern (for) v. endişelenmek
Phrases
a matter of some concern n. endişe sebebi
with a concern expr. endişe ile
thanks for your concern expr. ilginize teşekkür ederiz
thanks for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederiz
addressed to whom it may concern expr. ilgili makama hitaben
to whom this may concern expr. ilgililere
to whom this may concern expr. sayın ilgili
to whom this may concern expr. ilgililerin dikkatine
to whom this may concern expr. ilgilinin dikkatine
to whom this may concern expr. ilgili kişiye
to whom this may concern expr. sayın yetkili
to whom this may concern expr. ilgiliye
to whom this may concern expr. ilgili makama
addressed to whom it may concern expr. ilgili makama hitaben
Colloquial
a matter of concern n. endişe konusu
consarn (concern) n. kaygı
consarn (concern) n. endişe
cleanup is not my chief concern expr. temizlik benim öncelikli sorunum değil
it's none of my concern expr. beni ırgalamaz
Idioms
a going concern n. kazançlı iş/girişim
a going concern n. iyi giden iş/girişim
a going concern n. geleceği parlak iş/girişim
a going concern n. kar getiren iş/girişim
concern oneself with v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
concern oneself about v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
concern oneself over v. tüm ilgisini (bir şeye) yönlendirmek
act out of concern for someone v. (birinin) iyiliğini düşünmek
raise concern over v. bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern over v. dikkat çekmek
raise concern about v. bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek
raise concern about v. dikkat çekmek
concern oneself v. dert edinmek
concern oneself v. endişelenmek
out of concern for (someone) expr. (birinin) iyiliği için
it's not my concern expr. beni bağlamaz
(that's) no concern of mine expr. beni bağlamaz
not my concern expr. beni bağlamaz
Speaking
it's not your concern expr. seni ilgilendirmez
thanks for your concern expr. ilginize teşekkürler
I am none of your concern expr. sana ne benden
thanks for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederim
(that's) no concern of mine expr. beni ilgilendirmez
it doesn't concern you expr. seni ilgilendirmez
it's not my concern expr. beni alakadar etmez
it's not my concern expr. beni ilgilendirmez
thank you for your concern expr. ilginiz için teşekkür ederiz
thank you for your concern expr. ilginize teşekkür ederiz
this is not your concern expr. bu işe sen karışma
that's none of your concern expr. sizi ilgilendirmez
that's none of your concern expr. seni ilgilendirmez
this doesn't concern you expr. bu seni ilgilendirmez
Trade/Economic
going concern n. işletmenin sürekliliği varsayımı
going concern n. faaliyetini sürdürmekte olan işletme
business concern n. girişim
going concern n. süreklilik
going concern concept n. işletmenin sürekliliği kavramı
to whom it may concern n. ilgili kişiye
business concern n. teşebbüs
going concern n. başarılı işletme
going concern value n. işletmenin faaliyet değeri
going concern n. karlı işyeri
business concern n. ticari işletme
business concern n. ticari firma
merchandising concern n. ticaret firması
area of concern n. iştigal konusu
a going concern n. parlak iş
going concern value n. şirketin devamlı faaliyet değeri
a going concern n. başarılı iş
going concern n. iyi durumda bulunan ticari girişim
trading concern n. ticari iş
business concern n. ticari müessese
business concern n. ticarethane
business concern n. ticari teşebbüs
going concern n. işletmenin sürekliliği prensibi
going-concern value n. işletme değeri
going concern concept n. işletmenin devamlılığı ilkesi
going-concern value n. işleyen teşebbüs değeri
to whom it may concern n. ilgiliye
market value of going concern n. bir işletmenin cari pazar değeri
banking concern n. banka
packaging concern n. ambalaj firması
packaging concern n. paketleme firması
packaging concern n. satış, sevkiyat veya depolama için ürün ambalajlayan firma
to whom it may concern expr. ilgili makama
to whom it may concern expr. sayın yetkili
for account of whom it may concern expr. ait olduğu hesaba
to whom it may concern expr. ilgililerin dikkatine
to whom it may concern expr. ilgililere
to whom it may concern expr. sayın ilgili
to whom it may concern expr. ilgilinin dikkatine
Politics
persons of concern to the high commissioner n. yüksek komiserliğin ilgi alanındaki kişiler
public health concern n. halk sağlığı sorunu
express concern v. kaygılarını ifade etmek
all it may concern expr. ilgililere
Technical
substances of very high concern n. yüksek önem arz eden maddeler
in concern with prep. ilgili olarak
Medical
public health concern n. halk sağlığı sorunu
major public health concern n. kaygılanılacak önemli kamu sağlığı sorunu
Chemistry
threshold of toxicological concern (ttc) n. toksikolojik kaygı eşiği
Environment
contaminate of potential concern (copc) n. potansiyel kaygı verici kirletici
birdlife international species of european conservation concern (spec) n. birdlife international'a göre avrupa'daki türlerin koruma öncelikleri
species of global conservation concern, i.e. classified as globally threatened, near threatened or data deficient in the IUCN Red List n. iucn tarafından tehlike altında, neredeyse tehlike altında ya da yetersiz veri olarak sınıflandırılmış türler
Abbreviation
twimc (to whom it may concern) expr. sayın yetkili
twimc (to whom it may concern) expr. ilgili makamın dikkatine