veya - Turco Inglés Diccionario
Historia

veya



Significados de "veya" en diccionario inglés turco : 7 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
veya or conj.
General
veya even adv.
veya or conj.
veya else conj.
veya nor [dialect] conj.
Colloquial
veya slash conj.
Music
veya ossia expr.

Significados de "veya" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
izleyiciler veya dinleyiciler topluluğu audience n.
eğlendiren oyun veya uğraş amusement n.
şüphelerini ve endişelerini tekrar giderme veya gidermeye çalışma reassurance n.
birisini veya birilerini gizlice dinlemek eavesdrop v.
ev veya aileye ait household adj.
karşılıksız veya bedava gratuitous adj.
General
taşraya özgü adet veya deyiş özelliği provincialism n.
at veya ren geyiği tarafından çekilen, yolcu taşımaya mahsus kızak sleigh n.
hayali mükemmel yer veya durum utopia n.
su veya hava gibi bir ortamda taşıma wafting n.
birinin veya bir grubun felsefesini yansıtan ilkeler creed n.
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi suit n.
zararlı bir hayvanın yok edilmesi veya bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen para bounty n.
anlamı ortamına göre değişen el, kol, baş veya vücut hareketi deictic gesture n.
bir nehir veya gölün bataklıklı kolu veya çıkış noktası bayou n.
modern israil devletine ait veya onunla ilgili olan israeli n.
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol causeway n.
kentsel alanlarda yolcuların yüksek hızla taşınmasına yönelik sistem veya taşıt rapid transit n.
etkileyici ifade veya üslup felicity n.
pirinçten yapılmış eşya veya kaide brass n.
otoyola katılan veya otoyoldan ayrılan yol slip road n.
başarısız film veya tiyatro oyunu turkey n.
saldırı veya tenkide açık olma vulnerability n.
özellikle rahipler veya rahibeler tarafından idare edilen misafirhane/yurt hospice n.
bir kitap veya yazıdan seçme excerption n.
söz (övücü veya hakaret edici) epithet n.
aletle veya makineyle döven kimse grinder n.
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme slump n.
kalitesiz ürün veya hizmet second class n.
arka veya sırt anlamında önek dors n.
katılaşma (sıvı veya plastik madde için) set n.
biletleri kontrol eden veya yer gösteren görevli theater attendant n.
resimler aracılığıyla yaratılan anlamlı işaret veya simge pictogram n.
bisikletin veya motosikletin ayakta durmasını sağlayan destek kickstand n.
çek veya poliçenin arkasına imza atan endorsor n.
akarsuların denize veya göle döküldüğü yer mouth n.
ürün veya hizmetlerin müşterilere ulaştırıldığı araç distribution channel n.
isim veya sıfattan türemiş sözcük denominative n.
sarımsı veya kızılımsı kahverengi foxiness n.
ton (ses veya renge ait) tone n.
kuşa benzeten (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculator n.
karmakarışık olma veya etme jumbling n.
yanık hayvan veya sebze kokusu ya da tadı empyreuma n.
toprak veya cam kapta pişirilen yemek casserole n.
kayık kullanan veya kayığını kiralayan kimse waterman n.
jöle (reçel veya marmelata benzeyen) jelly n.
tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top minute gun n.
yasal izni veya belgesi olmayan taksi minicab n.
bir topluluk içinde anlaşmazlık veya ayrılık faction n.
sağlak veya solak olma durumu handedness n.
seyahatte, talep veya etkinliklerin kesin ve tanımlanabilir düzeyde olduğu yılın belli dönemleri season n.
veranda (bir yanı veya yanları açık) porch n.
reklamlardan önce veya sonra mini klipler gösterme eyecatching n.
irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası extemporisation n.
türbeye veya takdis olunmuş yere koyma enshrining n.
takdis etme işi veya eylemi sacring n.
ispanyol veya latin amerika evlerinin iç avlusu patio n.
tabut örtüsü (siyah çuha veya kadifeden) pall n.
bir yer veya halka özgü hastalık endemic n.
metne eklenmiş sözcük veya cümle interpolation n.
iş veya ticaret maksadıyla on business n.
kuzey atlantik kıyılarındaki algonquian kızılderililerdeki savaş şefi veya ikinci şef sagamore n.
bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi ladder n.
çoğunlukla geniş saçaklı, küçük, ahşap ev veya bungalov chalet n.
küçük erkek kardeş veya oğul cadet n.
küçük kulübe veya sığınak cabin n.
ispanyolca konuşan ülkelerde konaklama imkanı olan arazi veya plantasyon hacienda n.
iki veya beş kişiyle oynanan top oyunu fives n.
yazılı bir madde veya basılı bir mikrografın sadece büyütücü bir cihazla okunabilecek şekilde küçültülmesi microprint n.
brezilya'da gecekondu veya varoş favela n.
özellikle hindistan'da damat veya katılımcılara verilen ad sais n.
toprak veya çamur parçası clod n.
bir seyahatin bir ayağıyla diğer bir ayağı arasındaki bekleme veya dinlenme süresi layover n.
bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit corridor n.
sikke veya madalyanın arka yüzünün alt tarafındaki yazı yeri veya yazı exergue n.
akrep veya yelkovan hand n.
altmışıncı veya yetmiş beşinci yıldönümü diamond jubilee n.
süs çiçek demeti (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) corsage n.
dini görüşlerin güçlenmesi amacıyla toplantı yapan veya bu tür toplantılara katılan kimse revivalist n.
gelenek veya kurumlara saldırma iconoclasm n.
amerika yerlileri (kızılderililer) ile ispanyol veya portekizli kökenden gelenler mestizo n.
süs çiçek (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) corsage n.
yabani hayvan veya bitki wildling n.
mercan veya kayalık ada skerry n.
başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke monarchy n.
elini kaldırarak veya bayrakla bir işaret verme wigwagging n.
yazı veya eylemde sezilen duygu undertone n.
bir nesne veya kişinin içinde batabileceği ıslak ve gevşek kum quicksand n.
kenarını tırtıl veya kabartmalarla süsleme engrailing n.
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik sea cock n.
bir olayın sinir sisteminde bıraktığı psişik etki veya izlenim engram n.
gelenek veya kurumlara saldıran kimse iconoclast n.
evden dışarı yapılan küçük gezi veya seyahat outing n.
dökme kabı veya şişesi (sirke, yağ vb için) castor n.
dava sırasında vesika veya delil ibraz etme exhibiting n.
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan affinity group n.
normalden daha yüksek sınıf veya standart prestige n.
kullanımı kolay sistem veya prosedür user friendly n.
yüz (şilte/yatak veya yastığı kaplayan) tick n.
resmi bir toplantı veya konferans convention n.
gazete kupürleri veya resim yapıştırmaya özgü defter scrapbook n.
tornado veya hortum nedeniyle suyun kabarması ve yukarı çekilmesi waterspout n.
kasa kapı veya pencere casing n.
meyhaneci veya bar sahibi saloon keeper n.
içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer road n.
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer stockyard n.
kanat (kuş/uçak/bina/ordu/futbol veya siyasi partiye ait) wing n.
büyükbaba veya büyükanne grandparent n.
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi captain n.
suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki hydrophytic plant n.
saray veya otelde devlete ait oda stateroom n.
gazete kupürleri veya resim toplayarak defter tutma scrapbooking n.
kapların veya içi boş şeylerin açık yanı mouth n.
ağrı veya sızıyı dindiren merhem balm n.
bir tanım ile tanımlanan sözcük veya ifade definiendum n.
gelenek veya kurumlara karşı çıkan kimse iconoclast n.
yörünge veya yoldaki küçük sapma perturbation n.
üzerindeki kızartı veya lekeler ve kabarıklar exanthemata n.
idam etme veya af yetkisi power of life and death n.
taşınabilir kaset veya cd çalar boom box n.
su veya çakılların açtığı derin çukur pothole n.
kutsal nesnelere veya kişilere saygısızlık yapan kimse sacrilegist n.
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade clime n.
ortadoğu veya orta asya'da dokunan halı oriental rug n.
ithal veya ihracı yasaklanmış contraband n.
meydan (şehirdeki bina veya sokakların oluşturduğu) square n.
kutu veya sandık dolusu box n.
özellikle belirli bir olayın oluştuğu veya geçtiği yer locale n.
uzatılma veya uzama kabiliyeti extendibility n.
jambon tavuk sosis karides veya istiridyeli bir pirinç yemeği jambalaya n.
kendisini özel veya kolayca tanınabilir kılan niteliklere sahip bölge ya da yöre zone n.
telaffuz ederken atlama (harf veya hece) eliding n.
bir toplum veya topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü culture n.
sersem genç veya çocuk calf n.
oyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu domestic n.
sarı veya turuncu çiçekli bir kuzey amerika bitkisi jewelweed n.
kişinin kendi evi veya ikametgahı domicile n.
evden çıkarma veya çıkarılma dispossessing n.
tepelerde bulunduğu düşünülen iskandinav kökenli efsanevi dev veya cüce troll n.
doküman üzerinde, söz konusu dokümanın parti içindeki konumunu belirten rakam veya kod serial number n.
yetkisiz kopya veya korsan ürün knockoff n.
kereste veya ağaç kütüklerinden yapılma kulübe vb mesken log cabin n.
genel olarak kabul gören inançlardan veya düşüncelerden sapma heterodoxy n.
bir kanal veya boşluğun başlangıcındaki genişlik vestibule n.
kağıt veya kumaştan işlemeli tabak altlığı doyley n.
arazi (bir kuruma veya kişiye ait) premises n.
azizlik seviyesi veya mertebesi saintdom n.
ateşli silahla birinin yaralanması veya öldürülmesi shooting n.
belirli bir tür veya nitelikteki a n.
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya relic n.
bir ülke veya bölgenin karayollarını gösteren harita road map n.
yağmur veya kar fırtınası flurry n.
kaşe (alet veya bu aletle basılan işaret) stamp n.
sinameki bitki veya meyvesi senna n.
azizlik seviyesi veya mertebesi saintship n.
bir kese veya torbayı doldurabilecek miktar sacksful n.
müsaade edilen en büyük sayı veya miktar limit n.
duman veya toz bulutu cloud n.
küpe veya kolye ucundaki süs pendant n.
ingilizce'de vergi veya geçiş ücreti anlamında sözcük levy n.
kare veya kareli desen (damalı kumaştaki) check n.
aşırı süs (fırfır/tül veya aksesuarlarla) froufrou n.
kabin veya koltuk taşıyabilen modern kayak teleferiklerine verilen isim chondola n.
kara veya denizden giden posta surface mail n.
soy bakımından oğul veya kız child n.
küçük arazi veya çiftlik işleten çiftçi crofter n.
hisseler, emlak, mülk, mallar (bir kimsenin veya bir kuruluşun sahip olduğu) holding n.
koca veya karı spouse n.
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme leet n.
sömestr sonu veya kurs sonu sınavı final n.
hesap (lokanta/bar veya gece kulübünde yenilip içilen şeyler için) check n.
kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol tow path n.
bir bölgede oturan insanların tartışmak veya eğlenmek için bir araya geldikleri yer community center n.
kent veya kasabalarda genelevler veya seks endüstrisinin diğer kollarının bulunduğu kesim red light district n.
lokanta işleten veya lokanta sahibi kimse restaurateur n.
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler minibus n.
kıyı yerleşimi veya kıyıdaki tatil merkezinin denize bakan kesimi seafront n.
uluslarası veya şehirlerarası telefon görüşmesi trunk call n.
sıkıcı konuşmacı veya yazar dryasdust n.
titreme veya hafifçe dalgalanma (rüzgarda) flutter n.
madalya veya para üzerindeki yazı inscription n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını sandbank n.
gemi veya uçaklarda bagaj ve kargonun saklandığı yer hold n.
abd'de ana yola katılan veya onu kesen bir başka yol crossroad n.
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet satellite state n.
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi surrender n.
yavaşça veya gizlice tecavüz etme (hak, mülk) encroaching n.
sınai bir kuruluşun sahibi veya yöneticisi operator n.
belirli bir amaçla bir araya gelen insanların veya milletlerin oluşturduğu grup league n.
bir şeyin temeli veya kaynağı grass root n.
bir siper veya asker saffı boyunca ateş etme enfilading n.
en kutsal veya mukaddes olma hali sacrosanctness n.
latin dilinden türemiş dilleri kullanan halkları ve ülkeler veya onlara dair latin n.
lokomotif veya kamyon sürücüsünün oturduğu kapalı bölüm cab n.
ortaokul veya liselerde çalışma salonu study hall n.
bisiklet veya motorsikletin ön tekerleklerini kaldırarak yapılan gösteri wheelie n.
bir sanatçı veya spor takımının işlerini yöneten kimse manager n.
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle sarhoşluk inebriation n.
yere ulaşmadan buharlaşan yağmur veya kar virga n.
teşvik veya tahrik edici şey incentive n.
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri puff n.
ingiliz veya kuzey avrupa kökenli kimse anglo n.
toprakta veya kayalarda oluşmuş derin ve geniş çatlaklar chasm n.
ev şekline sokulmuş veya ev gibi kullanılan tekne houseboat n.
35 mm'lik veya daha dar bir film kullanan fotoğraf makinesi miniature camera n.
baklagiller familyasından bitkinin tanesi veya tohumu legume n.
mısır'da mart, nisan ve mayıs aylarında görülen sıkıntılı ve sıcak güney veya güneydoğu rüzgarı khamsin n.
yanık (kaynar sıvı veya buhardan ileri gelen) scald n.
Toprakta veya gübrede bulunan bir mantar türü aspergillus n.
örülmüş veya düğümlenmiş şeritten esvap süsü knotwork n.
iş veya zorunluluk dışında bir sebeple seyahat eden kimse leisure traveller n.
çok uzun veya sonsuz zaman eon n.
çürüme (pas veya kimyasal maddeden ileri gelen) corrosion n.
üst veya özel sınıfa giren her şey için kullanılan sözcük posh n.
çocukluktan kalma ana veya baba hayali imago n.
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap eighteenmo n.
insanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer venue n.
bir haftadaki toplam işgünü veya çalışma saati workweek n.
çabuk eğip kaldırma veya eğilip kalkma hareketi bob n.
ağıl (çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık) pen n.
tel veya ipin dolaşması kink n.
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan erkek görevli steward n.
bir devletin, hanedanın veya bir şehrin simgesi kabul edilen şekil rigging n.
ingilizce'de özellikle kırsal kesimlerdeki dar sokak veya patikalara verilen isim lane n.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait n.
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen euphemist n.
kutsal nesnelere veya kişilere saygısız olma durumu sacrilegiousness n.
bir topluluğun, toplantı veya derneğin başında bulunan kimse president n.
belirli hava şartlarında güneşin veya ayın etrafında beliren ışık çemberi corona n.
başarı kazanamayan kimse veya şey failure n.
boşanmış veya kocasından ayrı yaşayan kadın grass widow n.
ders (okul/lise veya üniversitede belirli bir bilim dalına ait) subject n.
bitkilere zarar veren küçük hayvan veya böcek pest n.
korunmak için birine veya bir yere bırakılan eşya safety deposit n.
fransızca'da parke taşlı yol, cadde veya patika pavé n.
birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin birleşmesiyle meydana gelen kelime acronym n.
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı selling point n.
kalbinde veya zihninde bir kimseye yüksek yer verme enthroning n.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri exuviae n.
bir şehir veya kasabanın bir kısmı district n.
erotik edebiyat veya sanat erotica n.
hayvan postu veya derisi fobisi doraphobia n.
kapı veya pencerenin dik yanı veya kenar pervazı jamb n.
lokanta veya kafe eatery n.
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere koyma embowering n.
bir ülke veya toplumun ahlak, görgü ve davranış kalıpları customs n.
basımevlerinde çalışanların düzenlediği yıllık yemek veya toplantı wayzgoose n.
dağ sırtı boyunca uzanan yol veya patika ridgeway n.
hayvan veya bitkinin yetiştiği doğal ortam habitat n.
tüfek ve tabanca yapan veya tamir eden kimse gunsmith n.
kuvvet veya cesaretini kırma enervating n.
iyi huylu veya arkadaş canlısı olma jovialness n.
kiliselerde üzerine kutsal objelerin konduğu raf veya bölme credenza n.
güney afrika yerlilerinin mızrak veya ok yerine kullandıkları topuzlu değnek knobkerrie n.
filan filan adam veya şey so and so n.
bir konaklamada veya taşıtta boş yerin mevcut bulunması vacancy n.
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde) layover n.
herhangi bir gemi veya uçak craft n.
yazıya sözcük veya cümle ekleyerek asıl metni değiştirme interpolation n.
gelenek veya kurumlara karşı çıkma iconoclasm n.
oyun sonuna kısa söylev veya şiir eklenmiş epilogued n.
eleyen bir kişi veya şey eliminator n.
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek foundling n.
suyla veya sütle pişirilen lapa porridge n.
ilan edilmiş tarife veya fiyatlarda yapılan indirim discount n.
ziyaretçilerin bir spor veya rekreasyon etkinliğine katılma veya ondan keyif almasına odaklanan etkinlik sporting attraction n.
tiyatroda oyun sonuna kısa söylev veya şiir ekleme epiloguing n.
yokuştan aşağı kayılan veya bunun için özel hazırlanmış parklarda yapılan bir çeşit kızak etkinliği tubing n.
bir başkası adına iş gören kişi veya kuruluş agent n.
suda yaşayan hayvan veya bitki aquatic n.
lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi junior n.
en kutsal ve mukaddes olma durumu veya seviyesi sacrosanctity n.
daire veya başka bir eğrinin kısmi çevresi arc n.
kutsal olma durumu veya seviyesi sacredness n.
bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem low season n.
mors veya yaban domuzunun köpek dişi tusk n.
denizde yüzen veya kıyıya vuran şeyler flotsam and jetsam n.
çit veya parmaklık malzemesi fencing n.
makinelerin veya aygıtların çeşitli amaçlara hizmet eden esnek bölümleri arc n.
belirli bir veya birkaç kategoride insan veya eşya taşımayı üstlenen taşıyıcı common carrier n.
erkek pantolonunun önündeki fermuar veya düğmelerle açılıp kapanan bölüm fly n.
tuz veya şapla işlenmiş esnek deri whitleather n.
kordon görevli veya araçlardan oluşan dizi cordon n.
istekleri, düşünceleri farklı olan kişi veya topluluklardan her biri party n.
bir ülkede veya bölgede yaşayanların toplam sayısı population n.
güneş veya ayın bulutla örtülmesi go in n.
kavisli ayak (beşik veya sallanan sandalye altındaki) rocker n.
harf veya seslerin yer değiştirmesi metathesis n.
ringe veya sirk sahnesine yakın (yer) ringside n.
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet democracy n.
üstü kapalı yolcu veya yük arabası caravan n.
damarlardan dışarıya kan akıtma veya akma extravasating n.
sığır veya koyun çiftliğinde genç deneyimsiz işçi jackeroo n.
yakıt almak veya dinlenmek için otoyol kenarlarında bulunan alan service area n.
fikir veya ruhun derinliğine doğru inward n.
tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine) specialization n.
zebranın at veya eşekle birleştirilmesinden elde edilen hibrit zebroid n.
hukukçu hakim veya jüri üyesi jurist n.
her yedi yılda bir üniversite öğretim üyelerine verilen araştırma veya seyahat izni sabbatical n.
yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer homeland n.
ağız veya kulak yarası canker n.
ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk journey n.
sayfa sırasına göre bir kitap veya broşürde yer alan konuları gösteren liste table of contents n.
köpek kulübesinde oturma veya yatma kenneling n.
tahrip eden şey veya kişi eradicator n.
uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer (akarsu, yol gibi) crossroad n.
hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap watering hole n.
boşanmış veya karısından ayrı yaşayan adam grass widower n.
kişiye özgü hareket veya ifade tarzı mannerism n.
küçük yaştaki oğlan veya kız child n.
on dört şubatta kendisine kart gönderilen veya hediye verilen sevgili valentine n.
ulusa özgü olma durumu veya ulusal olma durumu nationality n.
bir seyahat hakkında yapılan tanıtıcı konferans veya film travelog n.
bir şehir veya kasabanın merkezi downtown n.
idari olarak ayrı olan bölge veya alan district n.
bir taşıtta taşınan kargo veya yolcuların resmi listesi manifest n.
radyo veya televizyonla ilgili broadcast n.
üç veya dört kişiyle oynanan bir amerikan iskambil oyunu eucre n.
dokuzdan oluşan grup veya set ennead n.
kilise prensip veya usullerine uygun şekilde olma ecclesiasticalness n.
getiren şey veya kimse bringer n.
kuşa çeviren (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) emasculator n.
testi veya çömlek içine koyma jugging n.
bir sözcüğün veya söz grubunun kısaltılmış şekli abbreviation n.
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon historical attraction n.
bir toprak parçası veya alanı area n.
kilise prensip veya usullerine tam bağlılık ecclesiasticum n.
turnuva veya düelloda çarpışma jousting n.
kağıt veya kumaştan işlemeli tabak altlığı doyly n.
yakarak toz haline getirme veya gelme calcination n.
erkek ceketi veya pantosu kirtle n.
yağan yağmur veya kar miktarı precipitation n.
cihaz veya tesislerdeki hasar severe damage n.
işi veya performansı yükseltebilme ergogenic n.
dik veya sivri kayalık crag n.
gelişmemiş şey veya kimse bud n.
kral veya eşine verilen unvan majesty n.
gösterme (bir duygu veya niteliği) exhibition n.
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek savory n.
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge municipality n.
hapishane veya akıl hastanesinde bulunan kimse inmate n.
bir taşıttaki yük veya yolcuların listesi waybill n.
teras veya bahçeye açılan camlı ve çift kanatlı kapının kanatları french windows n.
sonradan kazanılan veya verilen isim (atatürk vb) nametake n.
bulunduğu veya olduğu yer (bir kimsenin/bir şeyin) whereabouts n.
geminin veya uçağın rotasına aykırı esen (rüzgar) cross n.
bir şeyin değerlendirilmesinde kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat cap n.
hükümetçe tanınan ayrıcalık veya bağışıklık franchise n.
lise veya üniversite alma mater n.
rütbe veya mevkice aşağılık lowliness n.
tanrı tarafından kulun cennete veya cehenneme gideceğini doğmadan önce tayin etmesi predestination n.
zıplayan kimse veya şey bouncer n.
sınırsız hayal veya hayal gücü fantasy n.
kaplumbağa kabuğu veya bunu andıran bir madde tortoiseshell n.
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) vent n.
müphem veya kaçamaklı dil kullanan equivocator n.
yatak veya yastığın yüzünü yapmaya elverişli kumaş ticking n.
bir sanat eserine veya edebi bir esere temel olan ana ilke data n.
bir vadinin başında veya dağın yukarı kısımlarında derin, kase biçimli çukurluk cirque n.
evlenmemiş veya dul discovert n.
radyo, televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin maliyetini karşılayan firma sponsor n.
göl veya deniz girintisi için iskoçların kullandığı sözcük loch n.
müphem veya kaçamaklı dil kullanma equivocating n.
su sızdıran delik veya çatlak leak n.
bir suç veya başarısızlığın sorumluluğu blame n.
bina (bir kuruma veya kişiye ait) premises n.
ingilizce'de bar veya pub anlamında argo sözcük watering hole n.
bir yerin yerlisi veya orada yerleşik olan kimse denizen n.
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi halo n.
sınıf veya önem bakımından ilk sırada premier n.
bir taşıtın yolcu veya potansiyel bir yolcunun isteği üzerine durduğu durak request stop n.
sacrament inanışlarının doktrini veya kullanımı sacramentalism n.
yeni metot veya alet innovation n.
matem çanı ile ilan veya davet etme knelling n.
eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık hold n.
zarar veren kimse veya şey annihilator n.
cildi güneş ışınlarından koruma amaçlı krem veya yağ sunblock n.
bir gezi veya ziyaretin hatırası olarak alınan şeyler souvenir n.
iskoçya kilise papazı veya üyesi kirkland n.
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) reception room n.
menkul veya gayrimenkul bir şeyi veya bir malı başkasına ferağ edilememe koşuluyla bir kimseye veya mirasçılarına tesis yoluyla bağışlama entailed interests n.
ticari bir kuruluşun sahibi veya yöneticisi operator n.
kayaktan düşme veya snowboard yaparken yaralanma wipe out n.
bir dük veya düşesin arazisi duchy n.
yükselme veya düşme gradient n.
hendek veya siper kazma entrenching n.
bir kimse veya kuruma ayrılan meblağ subsidy n.
kıran şey veya kimse breaker n.
planlanmış veya niyetlenilmiş rotadan sapma detour n.
çek veya poliçenin arkasına imza atma endorsing n.
aşırı duygusal söz veya yazı slop n.
abartmalı dil veya yazı rhetoric n.
papaz (okul, ordu veya hastanede) chaplain n.
vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü viaduct n.
ikram servisi yapan kişi veya kuruluş caterer n.
hem avrupalı hem de siyahi kökenden gelen kimse veya bu kimselerin konuştuğu dil creole n.
mayalanmış deve veya kısrak sütünden yapılan bir içecek koumis n.
dini bir kuruluş veya grubun yönetimindeki özel okul parochial school n.
ekvator üstünde veya yakınındaki bölgeler için kullanılan ingilizce ifade low latitudes n.
yün için koyun veya başka hayvan yetiştiren kişi woolgrower n.
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası ödeme escoting n.
iyi veya zevkli zaman geçirme whiling n.
alanlar (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) range n.
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge conservation area n.
bir parçanın yavaşlık veya çabukluk derecesi departure n.
dünyanın veya belirli bir coğrafyanın bir araya getirilmiş haritalar derlemesi atlas n.
filan adam veya şey so and so n.
mayalanmış deve veya kısrak sütünden yapılan bir içecek koumyss n.
kral veya kraliçe tarafından yönetilen ülke kingdom n.
tek bir iş yapma (birçok alan veya iş yerine) specialization n.
yazma veya heceleme yarışması spelling bee n.
giriş holü veya odası vestibule n.
hastalara bakan hemşirenin ilk adından veya ilk adıyla soyadından önce kullanılan unvan sister n.
sık ağaçlardan veya çalılardan oluşan çit hedge n.
modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup taste maker n.
hastalık veya diğer acil durumlar nedeniyle gezmenin yabancı bir ülkeden kendi ülkesine getirilmesi repatriation n.
hintli yönetici veya ileri geleni rajah n.
kötü söz veya iftira mud n.
bir kitap veya yazıdan seçme excerpting n.
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation n.
bir projeden faydalananların tamamından veya bir kısmından alınan ücret equalisation fee n.
yayan bir veya birkaç kişi tarafından çekilen iki tekerlekli hafif taşıt rickshaw n.
birinin adı veya soyadının baş harfi initial n.
bir akarsu veya akıntının ağzı outfall n.
aletle veya makineyle çeken kimse grinder n.
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu travolator n.
bir harita üzerinde belirli noktaları belirten sayı veya harf map reference n.
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge hinterland n.
bir yer veya mekandan çıkmak için kullanılan yer ascent n.
anahtar (somun veya vidaların sıkıştırılıp gevşetilmesi için kullanılan) wrench n.
yeni sütten kesilmiş bebek veya hayvan yavrusu weanling n.
yetişkinlerin, genelde 15-19 yaş aralığında olan kendinden yaşça küçük genç kız veya erkeklere ilgi duyması ephebophilia n.
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge waterfront n.
özellikle romalılarda, yer altı mezarlığı veya yeraltında kemiklerin toplandığı yer catacomb n.
adı çıkmış yer veya kimse byword n.
dantel veya işlemeli masa örtüsü doyley n.
kırmızı veya beyaz çiçekli ahududu salmonberry n.
irticalen şiir söyleme veya çalma extemporisation n.
çentik yapan kimse veya şey jagger n.
teçhizat yapan veya satan kimse outfitter n.
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına optional extra n.
külçe altın veya gümüş bullion n.
yeni alınan eşya veya kitap vb (koleksiyona) accession n.
kayalık yamaçlardaki veya kaya diplerindeki kovuklar cavern n.
alan (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) range n.
kabartma resim veya şekil cartouche n.
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç vehicle n.
iki veya daha çok şirketin birleşmesi merger n.
teyp veya radyo box n.
parmak uçlarında veya topuk üzerinde dönüş yapma pirouette n.
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası escot n.
dantel veya işlemeli masa örtüsü doyly n.
laktik asidin herhangi bir tuzu veya esteri lactate n.
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf mouthpiece n.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse n.
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke developing country n.
kabul etmeme veya reddetme hakkı refusal n.
yazlık yerlerde veya şehir dışlarında bahçeli, müstakil ev villa n.
saldırı veya tenkide maruz olma vulnerability n.
ucuz bar veya gece klubü barrelhouse n.
kuvvet veya cesaretini kıran enervator n.
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet rain check n.
sızdıran kişi veya şey dripper n.
bir aracın yolcu veya yük olmaksızın yola çıkması deadheading n.
bir ihtilal veya darbe ertesinde iktidarı ele geçiren siyasi veya askeri grup junta n.
mevki veya kıdemce küçük olan kimse junior n.
televizyon veya teyp bölmesi cabinet n.
kınına veya kılıfına koyma ensheathing n.
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme transfer n.
iki dilde yazılmış yazı veya kitap diglot n.
kişinin kara batmadan yürümesini sağlayan bir ayakkabı veya ayakkabıya iliştirilen bir düzenek snowshoe n.
dublin yerlisi veya oturanı dubliner n.
gerekli alet veya silahları sağlayan equipper n.
ingiliz ingilizcesine özgü deyim veya söz briticism n.
yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge home zone n.
kapı veya pencerenin yana yatmış iç tarafı scuncheon n.
renk veya ton çıkartma vignetting n.
gelişme seviyesi (sanat veya teknoloji için) state of the art n.
musevilik'de roşaşana ve yom kipur bayramlarında çalınan koç veya keçiboynuzundan yapılmış bir boru shofar n.
aşırı yüksek faizle para verme veya alma shylocking n.
manivela veya kaldıraç olarak kullanılan bir çubuk lever n.
üreten kimse veya şey generator n.
son derece cazip ya da dikkat çekici kişi veya şey showstopper n.
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi showstopper n.
çalılık veya bodur ağaçlarla kaplı alan scrubland n.
saçma, abuk sabuk konuşma veya yazı jabberwocky n.
sayfadaki ilk veya son kelime (sözlük) catchword n.
duyuların keskinliği veya berraklığı acuity n.
bir sihirbazın veya alimin uşağı famulus n.
dağınıklık (kıyafet veya saç) dishevelment n.
iki alternatif arasına konan bölme işareti veya taksim işareti virgule n.
kısa yağmur veya kar yağışı showers n.
ekim veya kasım aylarında kutlanan büyük bir hindu festivali deepavali n.
ekim veya kasım aylarında kutlanan büyük bir hindu festivali diwali n.
ürün veya düşünce satışı selling a product, service or idea n.
evet veya hayır yes or no n.
giysiye dikilen veya yapıştırılan, sahibinin adını gösteren şerit nametape n.
yeni kelime ifade veya kullanım neologism n.
bir yer veya zamanda ölenlerin isim listesi necrology n.
ufat tefek aletler üretmeyi veya kullanmayı seven kimse gadgeteer n.