|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
izleyiciler veya dinleyiciler topluluğu |
audience n.
|
|
2 |
Common Usage |
eğlendiren oyun veya uğraş |
amusement n.
|
|
3 |
Common Usage |
şüphelerini ve endişelerini tekrar giderme veya gidermeye çalışma |
reassurance n.
|
|
4 |
Common Usage |
birisini veya birilerini gizlice dinlemek |
eavesdrop v.
|
|
5 |
Common Usage |
ev veya aileye ait |
household adj.
|
|
6 |
Common Usage |
karşılıksız veya bedava |
gratuitous adj.
|
|
General |
|
7 |
General |
taşraya özgü adet veya deyiş özelliği |
provincialism n.
|
|
8 |
General |
at veya ren geyiği tarafından çekilen, yolcu taşımaya mahsus kızak |
sleigh n.
|
|
9 |
General |
hayali mükemmel yer veya durum |
utopia n.
|
|
10 |
General |
su veya hava gibi bir ortamda taşıma |
wafting n.
|
|
11 |
General |
birinin veya bir grubun felsefesini yansıtan ilkeler |
creed n.
|
|
12 |
General |
iki veya daha fazla parçadan oluşan giysi |
suit n.
|
|
13 |
General |
zararlı bir hayvanın yok edilmesi veya bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen para |
bounty n.
|
|
|
14 |
General |
anlamı ortamına göre değişen el, kol, baş veya vücut hareketi |
deictic gesture n.
|
|
15 |
General |
bir nehir veya gölün bataklıklı kolu veya çıkış noktası |
bayou n.
|
|
16 |
General |
modern israil devletine ait veya onunla ilgili olan |
israeli n.
|
|
17 |
General |
alçak veya sulak kesimler yahut sığ sular üzerinden geçen yükseltilmiş yol |
causeway n.
|
|
18 |
General |
kentsel alanlarda yolcuların yüksek hızla taşınmasına yönelik sistem veya taşıt |
rapid transit n.
|
|
19 |
General |
etkileyici ifade veya üslup |
felicity n.
|
|
20 |
General |
pirinçten yapılmış eşya veya kaide |
brass n.
|
|
21 |
General |
otoyola katılan veya otoyoldan ayrılan yol |
slip road n.
|
|
22 |
General |
başarısız film veya tiyatro oyunu |
turkey n.
|
|
23 |
General |
saldırı veya tenkide açık olma |
vulnerability n.
|
|
24 |
General |
özellikle rahipler veya rahibeler tarafından idare edilen misafirhane/yurt |
hospice n.
|
|
25 |
General |
bir kitap veya yazıdan seçme |
excerption n.
|
|
26 |
General |
söz (övücü veya hakaret edici) |
epithet n.
|
|
27 |
General |
aletle veya makineyle döven kimse |
grinder n.
|
|
28 |
General |
kendini bırakmış bir şekilde oturma veya yürüme |
slump n.
|
|
29 |
General |
kalitesiz ürün veya hizmet |
second class n.
|
|
30 |
General |
arka veya sırt anlamında önek |
dors n.
|
|
31 |
General |
katılaşma (sıvı veya plastik madde için) |
set n.
|
|
32 |
General |
biletleri kontrol eden veya yer gösteren görevli |
theater attendant n.
|
|
33 |
General |
resimler aracılığıyla yaratılan anlamlı işaret veya simge |
pictogram n.
|
|
|
34 |
General |
bisikletin veya motosikletin ayakta durmasını sağlayan destek |
kickstand n.
|
|
35 |
General |
çek veya poliçenin arkasına imza atan |
endorsor n.
|
|
36 |
General |
akarsuların denize veya göle döküldüğü yer |
mouth n.
|
|
37 |
General |
ürün veya hizmetlerin müşterilere ulaştırıldığı araç |
distribution channel n.
|
|
38 |
General |
isim veya sıfattan türemiş sözcük |
denominative n.
|
|
39 |
General |
sarımsı veya kızılımsı kahverengi |
foxiness n.
|
|
40 |
General |
ton (ses veya renge ait) |
tone n.
|
|
41 |
General |
kuşa benzeten (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) |
emasculator n.
|
|
42 |
General |
karmakarışık olma veya etme |
jumbling n.
|
|
43 |
General |
yanık hayvan veya sebze kokusu ya da tadı |
empyreuma n.
|
|
44 |
General |
toprak veya cam kapta pişirilen yemek |
casserole n.
|
|
45 |
General |
kayık kullanan veya kayığını kiralayan kimse |
waterman n.
|
|
46 |
General |
jöle (reçel veya marmelata benzeyen) |
jelly n.
|
|
47 |
General |
tehlike işareti veya cenaze merasiminin bir parçası olarak bir dakikalık aralarla ateş eden top |
minute gun n.
|
|
48 |
General |
yasal izni veya belgesi olmayan taksi |
minicab n.
|
|
49 |
General |
bir topluluk içinde anlaşmazlık veya ayrılık |
faction n.
|
|
50 |
General |
sağlak veya solak olma durumu |
handedness n.
|
|
51 |
General |
seyahatte, talep veya etkinliklerin kesin ve tanımlanabilir düzeyde olduğu yılın belli dönemleri |
season n.
|
|
52 |
General |
veranda (bir yanı veya yanları açık) |
porch n.
|
|
53 |
General |
reklamlardan önce veya sonra mini klipler gösterme |
eyecatching n.
|
|
54 |
General |
irticalen söylenmiş şiir veya çalınan müzik parçası |
extemporisation n.
|
|
55 |
General |
türbeye veya takdis olunmuş yere koyma |
enshrining n.
|
|
56 |
General |
takdis etme işi veya eylemi |
sacring n.
|
|
57 |
General |
ispanyol veya latin amerika evlerinin iç avlusu |
patio n.
|
|
58 |
General |
tabut örtüsü (siyah çuha veya kadifeden) |
pall n.
|
|
59 |
General |
bir yer veya halka özgü hastalık |
endemic n.
|
|
60 |
General |
metne eklenmiş sözcük veya cümle |
interpolation n.
|
|
61 |
General |
iş veya ticaret maksadıyla |
on business n.
|
|
62 |
General |
kuzey atlantik kıyılarındaki algonquian kızılderililerdeki savaş şefi veya ikinci şef |
sagamore n.
|
|
63 |
General |
bir yere çıkmaya veya bir yerden inmeye yarayan basamaklar dizisi |
ladder n.
|
|
64 |
General |
çoğunlukla geniş saçaklı, küçük, ahşap ev veya bungalov |
chalet n.
|
|
65 |
General |
küçük erkek kardeş veya oğul |
cadet n.
|
|
66 |
General |
küçük kulübe veya sığınak |
cabin n.
|
|
67 |
General |
ispanyolca konuşan ülkelerde konaklama imkanı olan arazi veya plantasyon |
hacienda n.
|
|
68 |
General |
iki veya beş kişiyle oynanan top oyunu |
fives n.
|
|
69 |
General |
yazılı bir madde veya basılı bir mikrografın sadece büyütücü bir cihazla okunabilecek şekilde küçültülmesi |
microprint n.
|
|
70 |
General |
brezilya'da gecekondu veya varoş |
favela n.
|
|
71 |
General |
özellikle hindistan'da damat veya katılımcılara verilen ad |
sais n.
|
|
72 |
General |
toprak veya çamur parçası |
clod n.
|
|
73 |
General |
bir seyahatin bir ayağıyla diğer bir ayağı arasındaki bekleme veya dinlenme süresi |
layover n.
|
|
|
74 |
General |
bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit |
corridor n.
|
|
75 |
General |
sikke veya madalyanın arka yüzünün alt tarafındaki yazı yeri veya yazı |
exergue n.
|
|
76 |
General |
akrep veya yelkovan |
hand n.
|
|
77 |
General |
altmışıncı veya yetmiş beşinci yıldönümü |
diamond jubilee n.
|
|
78 |
General |
süs çiçek demeti (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) |
corsage n.
|
|
79 |
General |
dini görüşlerin güçlenmesi amacıyla toplantı yapan veya bu tür toplantılara katılan kimse |
revivalist n.
|
|
80 |
General |
gelenek veya kurumlara saldırma |
iconoclasm n.
|
|
81 |
General |
amerika yerlileri (kızılderililer) ile ispanyol veya portekizli kökenden gelenler |
mestizo n.
|
|
82 |
General |
süs çiçek (kadınların süs olarak göğüs veya bele taktığı) |
corsage n.
|
|
83 |
General |
yabani hayvan veya bitki |
wildling n.
|
|
84 |
General |
mercan veya kayalık ada |
skerry n.
|
|
85 |
General |
başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke |
monarchy n.
|
|
86 |
General |
elini kaldırarak veya bayrakla bir işaret verme |
wigwagging n.
|
|
87 |
General |
yazı veya eylemde sezilen duygu |
undertone n.
|
|
88 |
General |
bir nesne veya kişinin içinde batabileceği ıslak ve gevşek kum |
quicksand n.
|
|
89 |
General |
kenarını tırtıl veya kabartmalarla süsleme |
engrailing n.
|
|
90 |
General |
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik |
sea cock n.
|
|
91 |
General |
bir olayın sinir sisteminde bıraktığı psişik etki veya izlenim |
engram n.
|
|
92 |
General |
gelenek veya kurumlara saldıran kimse |
iconoclast n.
|
|
93 |
General |
evden dışarı yapılan küçük gezi veya seyahat |
outing n.
|
|
94 |
General |
dökme kabı veya şişesi (sirke, yağ vb için) |
castor n.
|
|
95 |
General |
dava sırasında vesika veya delil ibraz etme |
exhibiting n.
|
|
96 |
General |
ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan |
affinity group n.
|
|
97 |
General |
normalden daha yüksek sınıf veya standart |
prestige n.
|
|
98 |
General |
kullanımı kolay sistem veya prosedür |
user friendly n.
|
|
99 |
General |
yüz (şilte/yatak veya yastığı kaplayan) |
tick n.
|
|
100 |
General |
resmi bir toplantı veya konferans |
convention n.
|
|
101 |
General |
gazete kupürleri veya resim yapıştırmaya özgü defter |
scrapbook n.
|
|
102 |
General |
tornado veya hortum nedeniyle suyun kabarması ve yukarı çekilmesi |
waterspout n.
|
|
103 |
General |
kasa kapı veya pencere |
casing n.
|
|
104 |
General |
meyhaneci veya bar sahibi |
saloon keeper n.
|
|
105 |
General |
içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer |
road n.
|
|
106 |
General |
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer |
stockyard n.
|
|
107 |
General |
kanat (kuş/uçak/bina/ordu/futbol veya siyasi partiye ait) |
wing n.
|
|
108 |
General |
büyükbaba veya büyükanne |
grandparent n.
|
|
109 |
General |
bir gemi veya uçağın idaresinden sorumlu kişi |
captain n.
|
|
110 |
General |
suda veya çok nemli toprakta yetişen bitki |
hydrophytic plant n.
|
|
111 |
General |
saray veya otelde devlete ait oda |
stateroom n.
|
|
112 |
General |
gazete kupürleri veya resim toplayarak defter tutma |
scrapbooking n.
|
|
113 |
General |
kapların veya içi boş şeylerin açık yanı |
mouth n.
|
|
114 |
General |
ağrı veya sızıyı dindiren merhem |
balm n.
|
|
115 |
General |
bir tanım ile tanımlanan sözcük veya ifade |
definiendum n.
|
|
116 |
General |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan kimse |
iconoclast n.
|
|
117 |
General |
yörünge veya yoldaki küçük sapma |
perturbation n.
|
|
118 |
General |
üzerindeki kızartı veya lekeler ve kabarıklar |
exanthemata n.
|
|
119 |
General |
idam etme veya af yetkisi |
power of life and death n.
|
|
120 |
General |
taşınabilir kaset veya cd çalar |
boom box n.
|
|
121 |
General |
su veya çakılların açtığı derin çukur |
pothole n.
|
|
122 |
General |
kutsal nesnelere veya kişilere saygısızlık yapan kimse |
sacrilegist n.
|
|
123 |
General |
bölge veya iklim anlamında kullanılan kısa ifade |
clime n.
|
|
124 |
General |
ortadoğu veya orta asya'da dokunan halı |
oriental rug n.
|
|
125 |
General |
ithal veya ihracı yasaklanmış |
contraband n.
|
|
126 |
General |
meydan (şehirdeki bina veya sokakların oluşturduğu) |
square n.
|
|
127 |
General |
kutu veya sandık dolusu |
box n.
|
|
128 |
General |
özellikle belirli bir olayın oluştuğu veya geçtiği yer |
locale n.
|
|
129 |
General |
uzatılma veya uzama kabiliyeti |
extendibility n.
|
|
130 |
General |
jambon tavuk sosis karides veya istiridyeli bir pirinç yemeği |
jambalaya n.
|
|
131 |
General |
kendisini özel veya kolayca tanınabilir kılan niteliklere sahip bölge ya da yöre |
zone n.
|
|
132 |
General |
telaffuz ederken atlama (harf veya hece) |
eliding n.
|
|
133 |
General |
bir toplum veya topluluğa özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü |
culture n.
|
|
134 |
General |
sersem genç veya çocuk |
calf n.
|
|
135 |
General |
oyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu |
domestic n.
|
|
136 |
General |
sarı veya turuncu çiçekli bir kuzey amerika bitkisi |
jewelweed n.
|
|
137 |
General |
kişinin kendi evi veya ikametgahı |
domicile n.
|
|
138 |
General |
evden çıkarma veya çıkarılma |
dispossessing n.
|
|
139 |
General |
tepelerde bulunduğu düşünülen iskandinav kökenli efsanevi dev veya cüce |
troll n.
|
|
140 |
General |
doküman üzerinde, söz konusu dokümanın parti içindeki konumunu belirten rakam veya kod |
serial number n.
|
|
141 |
General |
yetkisiz kopya veya korsan ürün |
knockoff n.
|
|
142 |
General |
kereste veya ağaç kütüklerinden yapılma kulübe vb mesken |
log cabin n.
|
|
143 |
General |
genel olarak kabul gören inançlardan veya düşüncelerden sapma |
heterodoxy n.
|
|
144 |
General |
bir kanal veya boşluğun başlangıcındaki genişlik |
vestibule n.
|
|
145 |
General |
kağıt veya kumaştan işlemeli tabak altlığı |
doyley n.
|
|
146 |
General |
arazi (bir kuruma veya kişiye ait) |
premises n.
|
|
147 |
General |
azizlik seviyesi veya mertebesi |
saintdom n.
|
|
148 |
General |
ateşli silahla birinin yaralanması veya öldürülmesi |
shooting n.
|
|
149 |
General |
belirli bir tür veya nitelikteki |
a n.
|
|
150 |
General |
bir azizin bedeninden artakalan parça veya özel eşya |
relic n.
|
|
151 |
General |
bir ülke veya bölgenin karayollarını gösteren harita |
road map n.
|
|
152 |
General |
yağmur veya kar fırtınası |
flurry n.
|
|
153 |
General |
kaşe (alet veya bu aletle basılan işaret) |
stamp n.
|
|
154 |
General |
sinameki bitki veya meyvesi |
senna n.
|
|
155 |
General |
azizlik seviyesi veya mertebesi |
saintship n.
|
|
156 |
General |
bir kese veya torbayı doldurabilecek miktar |
sacksful n.
|
|
157 |
General |
müsaade edilen en büyük sayı veya miktar |
limit n.
|
|
158 |
General |
duman veya toz bulutu |
cloud n.
|
|
159 |
General |
küpe veya kolye ucundaki süs |
pendant n.
|
|
160 |
General |
ingilizce'de vergi veya geçiş ücreti anlamında sözcük |
levy n.
|
|
161 |
General |
kare veya kareli desen (damalı kumaştaki) |
check n.
|
|
162 |
General |
aşırı süs (fırfır/tül veya aksesuarlarla) |
froufrou n.
|
|
163 |
General |
kabin veya koltuk taşıyabilen modern kayak teleferiklerine verilen isim |
chondola n.
|
|
164 |
General |
kara veya denizden giden posta |
surface mail n.
|
|
165 |
General |
soy bakımından oğul veya kız |
child n.
|
|
166 |
General |
küçük arazi veya çiftlik işleten çiftçi |
crofter n.
|
|
167 |
General |
hisseler, emlak, mülk, mallar (bir kimsenin veya bir kuruluşun sahip olduğu) |
holding n.
|
|
168 |
General |
koca veya karı |
spouse n.
|
|
169 |
General |
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme |
leet n.
|
|
170 |
General |
sömestr sonu veya kurs sonu sınavı |
final n.
|
|
171 |
General |
hesap (lokanta/bar veya gece kulübünde yenilip içilen şeyler için) |
check n.
|
|
172 |
General |
kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol |
tow path n.
|
|
173 |
General |
bir bölgede oturan insanların tartışmak veya eğlenmek için bir araya geldikleri yer |
community center n.
|
|
174 |
General |
kent veya kasabalarda genelevler veya seks endüstrisinin diğer kollarının bulunduğu kesim |
red light district n.
|
|
175 |
General |
lokanta işleten veya lokanta sahibi kimse |
restaurateur n.
|
|
176 |
General |
genellikle 12 kişi veya daha az yolcu alan küçük otobüsler |
minibus n.
|
|
177 |
General |
kıyı yerleşimi veya kıyıdaki tatil merkezinin denize bakan kesimi |
seafront n.
|
|
178 |
General |
uluslarası veya şehirlerarası telefon görüşmesi |
trunk call n.
|
|
179 |
General |
sıkıcı konuşmacı veya yazar |
dryasdust n.
|
|
180 |
General |
titreme veya hafifçe dalgalanma (rüzgarda) |
flutter n.
|
|
181 |
General |
madalya veya para üzerindeki yazı |
inscription n.
|
|
182 |
General |
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını |
sandbank n.
|
|
183 |
General |
gemi veya uçaklarda bagaj ve kargonun saklandığı yer |
hold n.
|
|
184 |
General |
abd'de ana yola katılan veya onu kesen bir başka yol |
crossroad n.
|
|
185 |
General |
bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet |
satellite state n.
|
|
186 |
General |
istek üzerine bilet veya başka bir dokümanın verilmesi |
surrender n.
|
|
187 |
General |
yavaşça veya gizlice tecavüz etme (hak, mülk) |
encroaching n.
|
|
188 |
General |
sınai bir kuruluşun sahibi veya yöneticisi |
operator n.
|
|
189 |
General |
belirli bir amaçla bir araya gelen insanların veya milletlerin oluşturduğu grup |
league n.
|
|
190 |
General |
bir şeyin temeli veya kaynağı |
grass root n.
|
|
191 |
General |
bir siper veya asker saffı boyunca ateş etme |
enfilading n.
|
|
192 |
General |
en kutsal veya mukaddes olma hali |
sacrosanctness n.
|
|
193 |
General |
latin dilinden türemiş dilleri kullanan halkları ve ülkeler veya onlara dair |
latin n.
|
|
194 |
General |
lokomotif veya kamyon sürücüsünün oturduğu kapalı bölüm |
cab n.
|
|
195 |
General |
ortaokul veya liselerde çalışma salonu |
study hall n.
|
|
196 |
General |
bisiklet veya motorsikletin ön tekerleklerini kaldırarak yapılan gösteri |
wheelie n.
|
|
197 |
General |
bir sanatçı veya spor takımının işlerini yöneten kimse |
manager n.
|
|
198 |
General |
alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle sarhoşluk |
inebriation n.
|
|
199 |
General |
yere ulaşmadan buharlaşan yağmur veya kar |
virga n.
|
|
200 |
General |
teşvik veya tahrik edici şey |
incentive n.
|
|
201 |
General |
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri |
puff n.
|
|
202 |
General |
ingiliz veya kuzey avrupa kökenli kimse |
anglo n.
|
|
203 |
General |
toprakta veya kayalarda oluşmuş derin ve geniş çatlaklar |
chasm n.
|
|
204 |
General |
ev şekline sokulmuş veya ev gibi kullanılan tekne |
houseboat n.
|
|
205 |
General |
35 mm'lik veya daha dar bir film kullanan fotoğraf makinesi |
miniature camera n.
|
|
206 |
General |
baklagiller familyasından bitkinin tanesi veya tohumu |
legume n.
|
|
207 |
General |
mısır'da mart, nisan ve mayıs aylarında görülen sıkıntılı ve sıcak güney veya güneydoğu rüzgarı |
khamsin n.
|
|
208 |
General |
yanık (kaynar sıvı veya buhardan ileri gelen) |
scald n.
|
|
209 |
General |
Toprakta veya gübrede bulunan bir mantar türü |
aspergillus n.
|
|
210 |
General |
örülmüş veya düğümlenmiş şeritten esvap süsü |
knotwork n.
|
|
211 |
General |
iş veya zorunluluk dışında bir sebeple seyahat eden kimse |
leisure traveller n.
|
|
212 |
General |
çok uzun veya sonsuz zaman |
eon n.
|
|
213 |
General |
çürüme (pas veya kimyasal maddeden ileri gelen) |
corrosion n.
|
|
214 |
General |
üst veya özel sınıfa giren her şey için kullanılan sözcük |
posh n.
|
|
215 |
General |
çocukluktan kalma ana veya baba hayali |
imago n.
|
|
216 |
General |
bir tabakanın on sekiz yaprak olmak üzere katlanmasından meydana gelen forma veya kitap |
eighteenmo n.
|
|
217 |
General |
insanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer |
venue n.
|
|
218 |
General |
bir haftadaki toplam işgünü veya çalışma saati |
workweek n.
|
|
219 |
General |
çabuk eğip kaldırma veya eğilip kalkma hareketi |
bob n.
|
|
220 |
General |
ağıl (çevresi çit veya tel örgüyle çevrili, üstü açık) |
pen n.
|
|
221 |
General |
tel veya ipin dolaşması |
kink n.
|
|
222 |
General |
gemi, uçak veya trende yolcu ağırlayan erkek görevli |
steward n.
|
|
223 |
General |
bir devletin, hanedanın veya bir şehrin simgesi kabul edilen şekil |
rigging n.
|
|
224 |
General |
ingilizce'de özellikle kırsal kesimlerdeki dar sokak veya patikalara verilen isim |
lane n.
|
|
225 |
General |
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu |
strait n.
|
|
226 |
General |
kaba veya ağır bir söz yerine aynı anlamı veren daha hafif bir söz söyleyen |
euphemist n.
|
|
227 |
General |
kutsal nesnelere veya kişilere saygısız olma durumu |
sacrilegiousness n.
|
|
228 |
General |
bir topluluğun, toplantı veya derneğin başında bulunan kimse |
president n.
|
|
229 |
General |
belirli hava şartlarında güneşin veya ayın etrafında beliren ışık çemberi |
corona n.
|
|
230 |
General |
başarı kazanamayan kimse veya şey |
failure n.
|
|
231 |
General |
boşanmış veya kocasından ayrı yaşayan kadın |
grass widow n.
|
|
232 |
General |
ders (okul/lise veya üniversitede belirli bir bilim dalına ait) |
subject n.
|
|
233 |
General |
bitkilere zarar veren küçük hayvan veya böcek |
pest n.
|
|
234 |
General |
korunmak için birine veya bir yere bırakılan eşya |
safety deposit n.
|
|
235 |
General |
fransızca'da parke taşlı yol, cadde veya patika |
pavé n.
|
|
236 |
General |
birkaç kelimenin baş harflerinin veya ilk hecelerinin birleşmesiyle meydana gelen kelime |
acronym n.
|
|
237 |
General |
tatil veya başka bir düzenlemenin potansiyel müşterilerin hoşuna giden özelliği veya yanı |
selling point n.
|
|
238 |
General |
kalbinde veya zihninde bir kimseye yüksek yer verme |
enthroning n.
|
|
239 |
General |
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri |
exuviae n.
|
|
240 |
General |
bir şehir veya kasabanın bir kısmı |
district n.
|
|
241 |
General |
erotik edebiyat veya sanat |
erotica n.
|
|
242 |
General |
hayvan postu veya derisi fobisi |
doraphobia n.
|
|
243 |
General |
kapı veya pencerenin dik yanı veya kenar pervazı |
jamb n.
|
|
244 |
General |
lokanta veya kafe |
eatery n.
|
|
245 |
General |
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere koyma |
embowering n.
|
|
246 |
General |
bir ülke veya toplumun ahlak, görgü ve davranış kalıpları |
customs n.
|
|
247 |
General |
basımevlerinde çalışanların düzenlediği yıllık yemek veya toplantı |
wayzgoose n.
|
|
248 |
General |
dağ sırtı boyunca uzanan yol veya patika |
ridgeway n.
|
|
249 |
General |
hayvan veya bitkinin yetiştiği doğal ortam |
habitat n.
|
|
250 |
General |
tüfek ve tabanca yapan veya tamir eden kimse |
gunsmith n.
|
|
251 |
General |
kuvvet veya cesaretini kırma |
enervating n.
|
|
252 |
General |
iyi huylu veya arkadaş canlısı olma |
jovialness n.
|
|
253 |
General |
kiliselerde üzerine kutsal objelerin konduğu raf veya bölme |
credenza n.
|
|
254 |
General |
güney afrika yerlilerinin mızrak veya ok yerine kullandıkları topuzlu değnek |
knobkerrie n.
|
|
255 |
General |
filan filan adam veya şey |
so and so n.
|
|
256 |
General |
bir konaklamada veya taşıtta boş yerin mevcut bulunması |
vacancy n.
|
|
257 |
General |
bekleme (uçak otobüs gemi veya trenle yolculuk ederken bir yerde) |
layover n.
|
|
258 |
General |
herhangi bir gemi veya uçak |
craft n.
|
|
259 |
General |
yazıya sözcük veya cümle ekleyerek asıl metni değiştirme |
interpolation n.
|
|
260 |
General |
gelenek veya kurumlara karşı çıkma |
iconoclasm n.
|
|
261 |
General |
oyun sonuna kısa söylev veya şiir eklenmiş |
epilogued n.
|
|
262 |
General |
eleyen bir kişi veya şey |
eliminator n.
|
|
263 |
General |
terkedilip sokakta veya başka bir yerde bulunan bebek |
foundling n.
|
|
264 |
General |
suyla veya sütle pişirilen lapa |
porridge n.
|
|
265 |
General |
ilan edilmiş tarife veya fiyatlarda yapılan indirim |
discount n.
|
|
266 |
General |
ziyaretçilerin bir spor veya rekreasyon etkinliğine katılma veya ondan keyif almasına odaklanan etkinlik |
sporting attraction n.
|
|
267 |
General |
tiyatroda oyun sonuna kısa söylev veya şiir ekleme |
epiloguing n.
|
|
268 |
General |
yokuştan aşağı kayılan veya bunun için özel hazırlanmış parklarda yapılan bir çeşit kızak etkinliği |
tubing n.
|
|
269 |
General |
bir başkası adına iş gören kişi veya kuruluş |
agent n.
|
|
270 |
General |
suda yaşayan hayvan veya bitki |
aquatic n.
|
|
271 |
General |
lise veya üniversitede sondan bir önceki sınıf öğrencisi |
junior n.
|
|
272 |
General |
en kutsal ve mukaddes olma durumu veya seviyesi |
sacrosanctity n.
|
|
273 |
General |
daire veya başka bir eğrinin kısmi çevresi |
arc n.
|
|
274 |
General |
kutsal olma durumu veya seviyesi |
sacredness n.
|
|
275 |
General |
bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem |
low season n.
|
|
276 |
General |
mors veya yaban domuzunun köpek dişi |
tusk n.
|
|
277 |
General |
denizde yüzen veya kıyıya vuran şeyler |
flotsam and jetsam n.
|
|
278 |
General |
çit veya parmaklık malzemesi |
fencing n.
|
|
279 |
General |
makinelerin veya aygıtların çeşitli amaçlara hizmet eden esnek bölümleri |
arc n.
|
|
280 |
General |
belirli bir veya birkaç kategoride insan veya eşya taşımayı üstlenen taşıyıcı |
common carrier n.
|
|
281 |
General |
erkek pantolonunun önündeki fermuar veya düğmelerle açılıp kapanan bölüm |
fly n.
|
|
282 |
General |
tuz veya şapla işlenmiş esnek deri |
whitleather n.
|
|
283 |
General |
kordon görevli veya araçlardan oluşan dizi |
cordon n.
|
|
284 |
General |
istekleri, düşünceleri farklı olan kişi veya topluluklardan her biri |
party n.
|
|
285 |
General |
bir ülkede veya bölgede yaşayanların toplam sayısı |
population n.
|
|
286 |
General |
güneş veya ayın bulutla örtülmesi |
go in n.
|
|
287 |
General |
kavisli ayak (beşik veya sallanan sandalye altındaki) |
rocker n.
|
|
288 |
General |
harf veya seslerin yer değiştirmesi |
metathesis n.
|
|
289 |
General |
ringe veya sirk sahnesine yakın (yer) |
ringside n.
|
|
290 |
General |
halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet |
democracy n.
|
|
291 |
General |
üstü kapalı yolcu veya yük arabası |
caravan n.
|
|
292 |
General |
damarlardan dışarıya kan akıtma veya akma |
extravasating n.
|
|
293 |
General |
sığır veya koyun çiftliğinde genç deneyimsiz işçi |
jackeroo n.
|
|
294 |
General |
yakıt almak veya dinlenmek için otoyol kenarlarında bulunan alan |
service area n.
|
|
295 |
General |
fikir veya ruhun derinliğine doğru |
inward n.
|
|
296 |
General |
tek bir alanda çalışma (birçok alan veya iş yerine) |
specialization n.
|
|
297 |
General |
zebranın at veya eşekle birleştirilmesinden elde edilen hibrit |
zebroid n.
|
|
298 |
General |
hukukçu hakim veya jüri üyesi |
jurist n.
|
|
299 |
General |
her yedi yılda bir üniversite öğretim üyelerine verilen araştırma veya seyahat izni |
sabbatical n.
|
|
300 |
General |
yörüklerin yazın veya kışın oturdukları yer |
homeland n.
|
|
301 |
General |
ağız veya kulak yarası |
canker n.
|
|
302 |
General |
ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk |
journey n.
|
|
303 |
General |
sayfa sırasına göre bir kitap veya broşürde yer alan konuları gösteren liste |
table of contents n.
|
|
304 |
General |
köpek kulübesinde oturma veya yatma |
kenneling n.
|
|
305 |
General |
tahrip eden şey veya kişi |
eradicator n.
|
|
306 |
General |
uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer (akarsu, yol gibi) |
crossroad n.
|
|
307 |
General |
hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap |
watering hole n.
|
|
308 |
General |
boşanmış veya karısından ayrı yaşayan adam |
grass widower n.
|
|
309 |
General |
kişiye özgü hareket veya ifade tarzı |
mannerism n.
|
|
310 |
General |
küçük yaştaki oğlan veya kız |
child n.
|
|
311 |
General |
on dört şubatta kendisine kart gönderilen veya hediye verilen sevgili |
valentine n.
|
|
312 |
General |
ulusa özgü olma durumu veya ulusal olma durumu |
nationality n.
|
|
313 |
General |
bir seyahat hakkında yapılan tanıtıcı konferans veya film |
travelog n.
|
|
314 |
General |
bir şehir veya kasabanın merkezi |
downtown n.
|
|
315 |
General |
idari olarak ayrı olan bölge veya alan |
district n.
|
|
316 |
General |
bir taşıtta taşınan kargo veya yolcuların resmi listesi |
manifest n.
|
|
317 |
General |
radyo veya televizyonla ilgili |
broadcast n.
|
|
318 |
General |
üç veya dört kişiyle oynanan bir amerikan iskambil oyunu |
eucre n.
|
|
319 |
General |
dokuzdan oluşan grup veya set |
ennead n.
|
|
320 |
General |
kilise prensip veya usullerine uygun şekilde olma |
ecclesiasticalness n.
|
|
321 |
General |
getiren şey veya kimse |
bringer n.
|
|
322 |
General |
kuşa çeviren (yazıyı) (bazı kısımları çıkarılarak veya sansürlenerek) |
emasculator n.
|
|
323 |
General |
testi veya çömlek içine koyma |
jugging n.
|
|
324 |
General |
bir sözcüğün veya söz grubunun kısaltılmış şekli |
abbreviation n.
|
|
325 |
General |
geçmişte önemli veya ünlü oluşundan dolayı ilgi çekici kabul edilen atraksiyon |
historical attraction n.
|
|
326 |
General |
bir toprak parçası veya alanı |
area n.
|
|
327 |
General |
kilise prensip veya usullerine tam bağlılık |
ecclesiasticum n.
|
|
328 |
General |
turnuva veya düelloda çarpışma |
jousting n.
|
|
329 |
General |
kağıt veya kumaştan işlemeli tabak altlığı |
doyly n.
|
|
330 |
General |
yakarak toz haline getirme veya gelme |
calcination n.
|
|
331 |
General |
erkek ceketi veya pantosu |
kirtle n.
|
|
332 |
General |
yağan yağmur veya kar miktarı |
precipitation n.
|
|
333 |
General |
cihaz veya tesislerdeki hasar |
severe damage n.
|
|
334 |
General |
işi veya performansı yükseltebilme |
ergogenic n.
|
|
335 |
General |
dik veya sivri kayalık |
crag n.
|
|
336 |
General |
gelişmemiş şey veya kimse |
bud n.
|
|
337 |
General |
kral veya eşine verilen unvan |
majesty n.
|
|
338 |
General |
gösterme (bir duygu veya niteliği) |
exhibition n.
|
|
339 |
General |
yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek |
savory n.
|
|
340 |
General |
kendi yerel yönetim teşkilatı olan şehir veya bölge |
municipality n.
|
|
341 |
General |
hapishane veya akıl hastanesinde bulunan kimse |
inmate n.
|
|
342 |
General |
bir taşıttaki yük veya yolcuların listesi |
waybill n.
|
|
343 |
General |
teras veya bahçeye açılan camlı ve çift kanatlı kapının kanatları |
french windows n.
|
|
344 |
General |
sonradan kazanılan veya verilen isim (atatürk vb) |
nametake n.
|
|
345 |
General |
bulunduğu veya olduğu yer (bir kimsenin/bir şeyin) |
whereabouts n.
|
|
346 |
General |
geminin veya uçağın rotasına aykırı esen (rüzgar) |
cross n.
|
|
347 |
General |
bir şeyin değerlendirilmesinde kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat |
cap n.
|
|
348 |
General |
hükümetçe tanınan ayrıcalık veya bağışıklık |
franchise n.
|
|
349 |
General |
lise veya üniversite |
alma mater n.
|
|
350 |
General |
rütbe veya mevkice aşağılık |
lowliness n.
|
|
351 |
General |
tanrı tarafından kulun cennete veya cehenneme gideceğini doğmadan önce tayin etmesi |
predestination n.
|
|
352 |
General |
zıplayan kimse veya şey |
bouncer n.
|
|
353 |
General |
sınırsız hayal veya hayal gücü |
fantasy n.
|
|
354 |
General |
kaplumbağa kabuğu veya bunu andıran bir madde |
tortoiseshell n.
|
|
355 |
General |
delik (gaz veya sıvının giriş çıkışını sağlayan) |
vent n.
|
|
356 |
General |
müphem veya kaçamaklı dil kullanan |
equivocator n.
|
|
357 |
General |
yatak veya yastığın yüzünü yapmaya elverişli kumaş |
ticking n.
|
|
358 |
General |
bir sanat eserine veya edebi bir esere temel olan ana ilke |
data n.
|
|
359 |
General |
bir vadinin başında veya dağın yukarı kısımlarında derin, kase biçimli çukurluk |
cirque n.
|
|
360 |
General |
evlenmemiş veya dul |
discovert n.
|
|
361 |
General |
radyo, televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin maliyetini karşılayan firma |
sponsor n.
|
|
362 |
General |
göl veya deniz girintisi için iskoçların kullandığı sözcük |
loch n.
|
|
363 |
General |
müphem veya kaçamaklı dil kullanma |
equivocating n.
|
|
364 |
General |
su sızdıran delik veya çatlak |
leak n.
|
|
365 |
General |
bir suç veya başarısızlığın sorumluluğu |
blame n.
|
|
366 |
General |
bina (bir kuruma veya kişiye ait) |
premises n.
|
|
367 |
General |
ingilizce'de bar veya pub anlamında argo sözcük |
watering hole n.
|
|
368 |
General |
bir yerin yerlisi veya orada yerleşik olan kimse |
denizen n.
|
|
369 |
General |
çok özel hava koşullarında güneş veya ay etrafında ışık çemberi |
halo n.
|
|
370 |
General |
sınıf veya önem bakımından ilk sırada |
premier n.
|
|
371 |
General |
bir taşıtın yolcu veya potansiyel bir yolcunun isteği üzerine durduğu durak |
request stop n.
|
|
372 |
General |
sacrament inanışlarının doktrini veya kullanımı |
sacramentalism n.
|
|
373 |
General |
yeni metot veya alet |
innovation n.
|
|
374 |
General |
matem çanı ile ilan veya davet etme |
knelling n.
|
|
375 |
General |
eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık |
hold n.
|
|
376 |
General |
zarar veren kimse veya şey |
annihilator n.
|
|
377 |
General |
cildi güneş ışınlarından koruma amaçlı krem veya yağ |
sunblock n.
|
|
378 |
General |
bir gezi veya ziyaretin hatırası olarak alınan şeyler |
souvenir n.
|
|
379 |
General |
iskoçya kilise papazı veya üyesi |
kirkland n.
|
|
380 |
General |
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) |
reception room n.
|
|
381 |
General |
menkul veya gayrimenkul bir şeyi veya bir malı başkasına ferağ edilememe koşuluyla bir kimseye veya mirasçılarına tesis yoluyla bağışlama |
entailed interests n.
|
|
382 |
General |
ticari bir kuruluşun sahibi veya yöneticisi |
operator n.
|
|
383 |
General |
kayaktan düşme veya snowboard yaparken yaralanma |
wipe out n.
|
|
384 |
General |
bir dük veya düşesin arazisi |
duchy n.
|
|
385 |
General |
yükselme veya düşme |
gradient n.
|
|
386 |
General |
hendek veya siper kazma |
entrenching n.
|
|
387 |
General |
bir kimse veya kuruma ayrılan meblağ |
subsidy n.
|
|
388 |
General |
kıran şey veya kimse |
breaker n.
|
|
389 |
General |
planlanmış veya niyetlenilmiş rotadan sapma |
detour n.
|
|
390 |
General |
çek veya poliçenin arkasına imza atma |
endorsing n.
|
|
391 |
General |
aşırı duygusal söz veya yazı |
slop n.
|
|
392 |
General |
abartmalı dil veya yazı |
rhetoric n.
|
|
393 |
General |
papaz (okul, ordu veya hastanede) |
chaplain n.
|
|
394 |
General |
vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü |
viaduct n.
|
|
395 |
General |
ikram servisi yapan kişi veya kuruluş |
caterer n.
|
|
396 |
General |
hem avrupalı hem de siyahi kökenden gelen kimse veya bu kimselerin konuştuğu dil |
creole n.
|
|
397 |
General |
mayalanmış deve veya kısrak sütünden yapılan bir içecek |
koumis n.
|
|
398 |
General |
dini bir kuruluş veya grubun yönetimindeki özel okul |
parochial school n.
|
|
399 |
General |
ekvator üstünde veya yakınındaki bölgeler için kullanılan ingilizce ifade |
low latitudes n.
|
|
400 |
General |
yün için koyun veya başka hayvan yetiştiren kişi |
woolgrower n.
|
|
401 |
General |
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası ödeme |
escoting n.
|
|
402 |
General |
iyi veya zevkli zaman geçirme |
whiling n.
|
|
403 |
General |
alanlar (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) |
range n.
|
|
404 |
General |
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge |
conservation area n.
|
|
405 |
General |
bir parçanın yavaşlık veya çabukluk derecesi |
departure n.
|
|
406 |
General |
dünyanın veya belirli bir coğrafyanın bir araya getirilmiş haritalar derlemesi |
atlas n.
|
|
407 |
General |
filan adam veya şey |
so and so n.
|
|
408 |
General |
mayalanmış deve veya kısrak sütünden yapılan bir içecek |
koumyss n.
|
|
409 |
General |
kral veya kraliçe tarafından yönetilen ülke |
kingdom n.
|
|
410 |
General |
tek bir iş yapma (birçok alan veya iş yerine) |
specialization n.
|
|
411 |
General |
yazma veya heceleme yarışması |
spelling bee n.
|
|
412 |
General |
giriş holü veya odası |
vestibule n.
|
|
413 |
General |
hastalara bakan hemşirenin ilk adından veya ilk adıyla soyadından önce kullanılan unvan |
sister n.
|
|
414 |
General |
sık ağaçlardan veya çalılardan oluşan çit |
hedge n.
|
|
415 |
General |
modaya yön veren/etkileyen kişi veya grup |
taste maker n.
|
|
416 |
General |
hastalık veya diğer acil durumlar nedeniyle gezmenin yabancı bir ülkeden kendi ülkesine getirilmesi |
repatriation n.
|
|
417 |
General |
hintli yönetici veya ileri geleni |
rajah n.
|
|
418 |
General |
kötü söz veya iftira |
mud n.
|
|
419 |
General |
bir kitap veya yazıdan seçme |
excerpting n.
|
|
420 |
General |
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi |
precipitation n.
|
|
421 |
General |
bir projeden faydalananların tamamından veya bir kısmından alınan ücret |
equalisation fee n.
|
|
422 |
General |
yayan bir veya birkaç kişi tarafından çekilen iki tekerlekli hafif taşıt |
rickshaw n.
|
|
423 |
General |
birinin adı veya soyadının baş harfi |
initial n.
|
|
424 |
General |
bir akarsu veya akıntının ağzı |
outfall n.
|
|
425 |
General |
aletle veya makineyle çeken kimse |
grinder n.
|
|
426 |
General |
yatay veya biraz eğimli yürüyen yaya yolu |
travolator n.
|
|
427 |
General |
bir harita üzerinde belirli noktaları belirten sayı veya harf |
map reference n.
|
|
428 |
General |
bir liman veya başka bir merkezin geçiş sağladığı bölge |
hinterland n.
|
|
429 |
General |
bir yer veya mekandan çıkmak için kullanılan yer |
ascent n.
|
|
430 |
General |
anahtar (somun veya vidaların sıkıştırılıp gevşetilmesi için kullanılan) |
wrench n.
|
|
431 |
General |
yeni sütten kesilmiş bebek veya hayvan yavrusu |
weanling n.
|
|
432 |
General |
yetişkinlerin, genelde 15-19 yaş aralığında olan kendinden yaşça küçük genç kız veya erkeklere ilgi duyması |
ephebophilia n.
|
|
433 |
General |
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge |
waterfront n.
|
|
434 |
General |
özellikle romalılarda, yer altı mezarlığı veya yeraltında kemiklerin toplandığı yer |
catacomb n.
|
|
435 |
General |
adı çıkmış yer veya kimse |
byword n.
|
|
436 |
General |
dantel veya işlemeli masa örtüsü |
doyley n.
|
|
437 |
General |
kırmızı veya beyaz çiçekli ahududu |
salmonberry n.
|
|
438 |
General |
irticalen şiir söyleme veya çalma |
extemporisation n.
|
|
439 |
General |
çentik yapan kimse veya şey |
jagger n.
|
|
440 |
General |
teçhizat yapan veya satan kimse |
outfitter n.
|
|
441 |
General |
tatil veya başka herhangi bir organizayonun karşıladıklarına ilaveten müşteri tarafından satın alına |
optional extra n.
|
|
442 |
General |
külçe altın veya gümüş |
bullion n.
|
|
443 |
General |
yeni alınan eşya veya kitap vb (koleksiyona) |
accession n.
|
|
444 |
General |
kayalık yamaçlardaki veya kaya diplerindeki kovuklar |
cavern n.
|
|
445 |
General |
alan (bitki veya hayvanın doğal olarak yetiştiği) |
range n.
|
|
446 |
General |
kabartma resim veya şekil |
cartouche n.
|
|
447 |
General |
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç |
vehicle n.
|
|
448 |
General |
iki veya daha çok şirketin birleşmesi |
merger n.
|
|
449 |
General |
teyp veya radyo |
box n.
|
|
450 |
General |
parmak uçlarında veya topuk üzerinde dönüş yapma |
pirouette n.
|
|
451 |
General |
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası |
escot n.
|
|
452 |
General |
dantel veya işlemeli masa örtüsü |
doyly n.
|
|
453 |
General |
laktik asidin herhangi bir tuzu veya esteri |
lactate n.
|
|
454 |
General |
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf |
mouthpiece n.
|
|
455 |
General |
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri |
spouse n.
|
|
456 |
General |
gelişmeye çalışan fakir veya az gelişmiş ülke |
developing country n.
|
|
457 |
General |
kabul etmeme veya reddetme hakkı |
refusal n.
|
|
458 |
General |
yazlık yerlerde veya şehir dışlarında bahçeli, müstakil ev |
villa n.
|
|
459 |
General |
saldırı veya tenkide maruz olma |
vulnerability n.
|
|
460 |
General |
ucuz bar veya gece klubü |
barrelhouse n.
|
|
461 |
General |
kuvvet veya cesaretini kıran |
enervator n.
|
|
462 |
General |
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet |
rain check n.
|
|
463 |
General |
sızdıran kişi veya şey |
dripper n.
|
|
464 |
General |
bir aracın yolcu veya yük olmaksızın yola çıkması |
deadheading n.
|
|
465 |
General |
bir ihtilal veya darbe ertesinde iktidarı ele geçiren siyasi veya askeri grup |
junta n.
|
|
466 |
General |
mevki veya kıdemce küçük olan kimse |
junior n.
|
|
467 |
General |
televizyon veya teyp bölmesi |
cabinet n.
|
|
468 |
General |
kınına veya kılıfına koyma |
ensheathing n.
|
|
469 |
General |
bir yerden başka bir yere taşıma veya götürme |
transfer n.
|
|
470 |
General |
iki dilde yazılmış yazı veya kitap |
diglot n.
|
|
471 |
General |
kişinin kara batmadan yürümesini sağlayan bir ayakkabı veya ayakkabıya iliştirilen bir düzenek |
snowshoe n.
|
|
472 |
General |
dublin yerlisi veya oturanı |
dubliner n.
|
|
473 |
General |
gerekli alet veya silahları sağlayan |
equipper n.
|
|
474 |
General |
ingiliz ingilizcesine özgü deyim veya söz |
briticism n.
|
|
475 |
General |
yerleşimin yoğun olduğu ve trafiğin zorlayıcı olmayan yöntemlerle engellenmeye çalışıldığı sokak veya bölge |
home zone n.
|
|
476 |
General |
kapı veya pencerenin yana yatmış iç tarafı |
scuncheon n.
|
|
477 |
General |
renk veya ton çıkartma |
vignetting n.
|
|
478 |
General |
gelişme seviyesi (sanat veya teknoloji için) |
state of the art n.
|
|
479 |
General |
musevilik'de roşaşana ve yom kipur bayramlarında çalınan koç veya keçiboynuzundan yapılmış bir boru |
shofar n.
|
|
480 |
General |
aşırı yüksek faizle para verme veya alma |
shylocking n.
|
|
481 |
General |
manivela veya kaldıraç olarak kullanılan bir çubuk |
lever n.
|
|
482 |
General |
üreten kimse veya şey |
generator n.
|
|
483 |
General |
son derece cazip ya da dikkat çekici kişi veya şey |
showstopper n.
|
|
484 |
General |
gösteride uzun süreli alkışı hakeden oyuncu veya gösterinin bir sahnesi |
showstopper n.
|
|
485 |
General |
çalılık veya bodur ağaçlarla kaplı alan |
scrubland n.
|
|
486 |
General |
saçma, abuk sabuk konuşma veya yazı |
jabberwocky n.
|
|
487 |
General |
sayfadaki ilk veya son kelime (sözlük) |
catchword n.
|
|
488 |
General |
duyuların keskinliği veya berraklığı |
acuity n.
|
|
489 |
General |
bir sihirbazın veya alimin uşağı |
famulus n.
|
|
490 |
General |
dağınıklık (kıyafet veya saç) |
dishevelment n.
|
|
491 |
General |
iki alternatif arasına konan bölme işareti veya taksim işareti |
virgule n.
|
|
492 |
General |
kısa yağmur veya kar yağışı |
showers n.
|
|
493 |
General |
ekim veya kasım aylarında kutlanan büyük bir hindu festivali |
deepavali n.
|
|
494 |
General |
ekim veya kasım aylarında kutlanan büyük bir hindu festivali |
diwali n.
|
|
495 |
General |
ürün veya düşünce satışı |
selling a product, service or idea n.
|
|
496 |
General |
evet veya hayır |
yes or no n.
|
|
497 |
General |
giysiye dikilen veya yapıştırılan, sahibinin adını gösteren şerit |
nametape n.
|
|
498 |
General |
yeni kelime ifade veya kullanım |
neologism n.
|
|
499 |
General |
bir yer veya zamanda ölenlerin isim listesi |
necrology n.
|
|
500 |
General |
ufat tefek aletler üretmeyi veya kullanmayı seven kimse |
gadgeteer n.
|
|