Historique

etkisiz

Sens de "etkisiz" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 69 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	etkisiz	ineffective adj.
General
2	General	etkisiz	lame n.
3	General	etkisiz	affectless adj.
4	General	etkisiz	ineffectual adj.
5	General	etkisiz	noneffective adj.
6	General	etkisiz	wimpy adj.
7	General	etkisiz	inoperative adj.
8	General	etkisiz	actionless adj.
9	General	etkisiz	inefficacious adj.
10	General	etkisiz	nerveless adj.
11	General	etkisiz	spent adj.
12	General	etkisiz	pointless adj.
13	General	etkisiz	impotent adj.
14	General	etkisiz	unaffected adj.
15	General	etkisiz	inconclusive adj.
16	General	etkisiz	inert adj.
17	General	etkisiz	inactive adj.
18	General	etkisiz	disabled adj.
19	General	etkisiz	non-effective adj.
20	General	etkisiz	inefficient adj.
21	General	etkisiz	without effect adj.
22	General	etkisiz	dummy adj.
23	General	etkisiz	dormant adj.
24	General	etkisiz	uneffective adj.
25	General	etkisiz	nugacious adj.
26	General	etkisiz	toothless adj.
27	General	etkisiz	uninfluential adj.
28	General	etkisiz	empty adj.
29	General	etkisiz	unconcludent [obsolete] adj.
30	General	etkisiz	undynamic adj.
31	General	etkisiz	unefectual adj.
32	General	etkisiz	unoperative [obsolete] adj.
33	General	etkisiz	unprevailing adj.
34	General	etkisiz	marginal adj.
35	General	etkisiz	hardscrabble adj.
36	General	etkisiz	mickey mouse adj.
37	General	etkisiz	workless [obsolete] adj.
38	General	etkisiz	helpless adj.
39	General	etkisiz	idle adj.
40	General	etkisiz	one-legged adj.
41	General	etkisiz	rotted adj.
42	General	etkisiz	insignificant [obsolete] adj.
43	General	etkisiz	inaffected [obsolete] adj.
44	General	etkisiz	feckless adj.
45	General	etkisiz	feeble adj.
46	General	etkisiz	invalid adj.
47	General	etkisiz	pansy adj.
48	General	etkisiz	fizzenless adj.
49	General	etkisiz	flaccid adj.
50	General	etkisiz	shadow adj.
51	General	etkisiz	inefficiently adv.
Colloquial
52	Colloquial	etkisiz	a dead loss n.
53	Colloquial	etkisiz	drippy adj.
Idioms
54	Idioms	etkisiz	not up to scratch expr.
55	Idioms	etkisiz	not up to scratch expr.
Technical
56	Technical	etkisiz	ineffective adj.
57	Technical	etkisiz	nonimpact adj.
58	Technical	etkisiz	inefficient adj.
59	Technical	etkisiz	ineffectual adj.
Computer
60	Computer	etkisiz	nullipotent adj.
Telecom
61	Telecom	etkisiz	nonimpact adj.
Food Engineering
62	Food Engineering	etkisiz	inert adj.
Chemistry
63	Chemistry	etkisiz	inert adj.
Marine Biology
64	Marine Biology	etkisiz	inactivated adj.
Archaic
65	Archaic	etkisiz	effectless adj.
66	Archaic	etkisiz	unconclusive adj.
67	Archaic	etkisiz	bald adj.
68	Archaic	etkisiz	ill adj.
Slang
69	Slang	etkisiz	(as) useful as tits on a bull expr.

Sens de "etkisiz" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 245 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	etkisiz duruma getirmek	neutralize v.
2	Common Usage	etkisiz hale getirmek	defuse v.
General
3	General	etkisiz gaz	inert gas n.
4	General	etkisiz hale getirme	nullification n.
5	General	tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi	neutralizer n.
6	General	tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi	neutraliser n.
7	General	etkisiz hale getiren şey ya da kişi	nullificator n.
8	General	etkisiz hale getiren şey ya da kişi	nullifier n.
9	General	etkisiz hale getirme (bomba)	defusing n.
10	General	etkisiz eleman	neutral n.
11	General	etkisiz eleman	neutral element n.
12	General	(fiziksel olarak) etkisiz hale getirme eğitimi	physical restraint training n.
13	General	bombayı etkisiz hale getirme	bomb disposal n.
14	General	etkisiz hale getirme (bomba)	defuzing n.
15	General	etkisiz hale getirme	neutralization n.
16	General	etkisiz hale getirme	neutralisation n.
17	General	etkisiz eleman	identity element n.
18	General	ellerin ve ayakların arkadan bağlanarak kişinin etkisiz hale getirildiği vücut pozisyonu	hobble position n.
19	General	etkisiz kimse	nobody n.
20	General	etkisiz kimse	nebbish n.
21	General	etkisiz kimse	zhlub n.
22	General	etkisiz hale getiren şey	evacuator n.
23	General	etkisiz hale getiren kimse	evacuator n.
24	General	astlarının etkisiz olarak gördüğü yönetici	bludger n.
25	General	zayıf ve etkisiz olma	milksopism n.
26	General	zayıf ve etkisiz birine yakışır davranışlar	milksopism n.
27	General	etkisiz kimse	bush-leaguer n.
28	General	engellerin tamamen etkisiz hale getirilmesi	obstacle clearing n.
29	General	etkisiz çiğneme	gumming n.
30	General	başka şeyi etkisiz hale getiren etmen	offset n.
31	General	başka şeyi etkisiz hale getiren unsur	offset n.
32	General	etkisiz bırakma	override n.
33	General	etkisiz kılma	override n.
34	General	etkisiz şey	impotent n.
35	General	etkisiz kimse	incompetent person n.
36	General	etkisiz silah	peashooter n.
37	General	etkisiz kimse	squish n.
38	General	(yankesicinin) kurbanı etkisiz hale getiren suç ortağı	stall n.
39	General	etkisiz hale getirmek	counteract v.
40	General	etkisiz hale getirmek	negative v.
41	General	etkisiz kılmak	disenable v.
42	General	patlayıcıyı etkisiz hale getirmek	defuze v.
43	General	etkisiz hale getirmek	make ineffective v.
44	General	etkisiz hale getirmek	get someone out of the way v.
45	General	etkisiz hale getirmek	ward off v.
46	General	etkisiz hale getirmek	cancel v.
47	General	etkisiz bırakmak	nullify v.
48	General	etkisiz kılmak	disable v.
49	General	etkisiz hale getirmek	kill v.
50	General	birini iple bağlayarak etkisiz hale getirmek	tie someone up v.
51	General	kaba kuvvet kullanarak birini etkisiz hale getirmek	overpower v.
52	General	etkisiz hale getirmek	deactivate v.
53	General	etkisiz hale getirmek	inactivate v.
54	General	etkisiz kılmak	neutralise v.
55	General	etkisiz kılmak	neutralize v.
56	General	etkisiz kılmak	deactivate v.
57	General	bombayı etkisiz hale getirmek	make the bomb safe v.
58	General	kaba kuvvet kullanarak (birini) etkisiz hale getirmek	overpower v.
59	General	etkisiz hale getirmek	neutralize v.
60	General	etkisiz duruma getirmek	negate v.
61	General	etkisiz kalmak	underwhelm v.
62	General	bombayı etkisiz hale getirmek	defuse the bomb v.
63	General	etkisiz hale getirmek	render ineffective v.
64	General	bir organın ya da yapının sinirini etkisiz kılmak	denervate v.
65	General	etkisiz hale getirmek	subdue v.
66	General	(bombayı vb) etkisiz hale getirmek	disarm v.
67	General	bombayı etkisiz hale getirmek	disarm a bomb v.
68	General	etkisiz hale getirmek	defuze v.
69	General	etkisiz hale getirmek	neutralise v.
70	General	etkisiz duruma getirmek	neutralise v.
71	General	patlayıcıyı etkisiz hale getirmek	defuse v.
72	General	alarmı etkisiz hale getirmek	disarm the alarm v.
73	General	elektroşok tabancası kullanarak etkisiz hale getirmek	tase v.
74	General	etkisiz hale getirmek	lame v.
75	General	etkisiz hale getirmek	adaunt [obsolete] v.
76	General	elektroşok tabancasıyla etkisiz hale getirmek	taze v.
77	General	etkisiz kılmak	nullify v.
78	General	etkisiz hale getirmek	neuter v.
79	General	büyüyü etkisiz hale getirmek	uncharm v.
80	General	sihri etkisiz hale getirmek	uncharm v.
81	General	etkisiz bırakmak	baffle [obsolete] v.
82	General	etkisiz kılmak	unrig v.
83	General	etkisiz hale getirmek	handcuff v.
84	General	ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek etkisiz hale getirmek	buck v.
85	General	etkisiz göstermek	mock v.
86	General	(uçak) kontroller etkisiz bir şekilde yarı arızalı uçmak	mush v.
87	General	etkisiz hale getirmek	decapitate v.
88	General	etkisiz duruma getirmek	detoxify v.
89	General	etkisiz hale getirmek	override v.
90	General	etkisiz hale getirmek	overturn v.
91	General	güreşerek etkisiz hale getirmek	overwrestle v.
92	General	etkisiz kılmak	dishable v.
93	General	etkisiz kılmak	pacify v.
94	General	etkisiz hale getirmek	paralyse v.
95	General	etkisiz hale getirmek	paralyze v.
96	General	etkisiz hale getirmek	countermand v.
97	General	etkisiz hale getirmek	crock (up) v.
98	General	etkisiz hale getirmek	cool v.
99	General	etkisiz şekilde hareket etmek	flap v.
100	General	etkisiz hale getirmek	scumfish [dialect] [uk] v.
101	General	etkisiz hale getirmek	spring v.
102	General	etkisiz hale getirmek	stiffen v.
103	General	etkisiz hale getirmek	suppress v.
104	General	etkisiz kılınan	disabled adj.
105	General	etkisiz (çare/ilaç vb)	ineffective adj.
106	General	etkisiz kılınmış	disabled adj.
107	General	etkisiz (çare/ilaç vb)	ineffectual adj.
108	General	etkisiz hale getirilmiş	deactivated adj.
109	General	zaman alan ve etkisiz	time-consuming and inefficient adj.
110	General	etkisiz hale getirilemez	unrepelled adj.
111	General	başkasını etkisiz hale getirebilir	offsetable adj.
112	General	çok etkisiz	down-and-out adj.
113	General	etkisiz hale gelen	fangless adj.
114	General	etkisiz hale getirilebilir	countervailable adj.
115	General	suçluyu etkisiz hale getiren (atış)	shoot-to-disable adj.
116	General	normalden etkisiz	subpotent adj.
117	General	etkisiz bir halde	ineffectively adv.
118	General	etkisiz bir halde	ineffectually adv.
119	General	etkisiz bir şekilde	unaffectedly adv.
120	General	etkisiz bir şekilde	impotently adv.
121	General	etkisiz bir şekilde	lamely adv.
122	General	etkisiz bir halde	inefficaciously adv.
123	General	etkisiz biçimde	inefficiently adv.
124	General	etkisiz bir şekilde	unemphatically adv.
125	General	etkisiz bir halde	idly adv.
126	General	etkisiz bir şekilde	ill adv.
127	General	etkisiz bir şekilde	fecklessly adv.
Phrasals
128	Phrasals	etkisiz hale getirmek	take down v.
129	Phrasals	(birini veya bir şeyi) etkisiz hale getirmek	crush down v.
130	Phrasals	birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek	force someone or something down v.
131	Phrasals	etkisiz hale getirmek	mow down v.
132	Phrasals	etkisiz hale getirmek	mow down v.
133	Phrasals	kaba kuvvetle etkisiz hale getirmek	mow down v.
134	Phrasals	etkisiz hale getirmek	put down v.
135	Phrasals	birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek	crush someone or something down v.
136	Phrasals	(küçük köpek) saldırgan ve etkisiz bir şekilde havlayıp durmak	yap at (one) v.
137	Phrasals	etkisiz kılmak	strike down v.
138	Phrasals	etkisiz duruma/hale getirmek	take out v.
139	Phrasals	etkisiz hale getirmek	cut down v.
140	Phrasals	etkisiz hale gelmek	fall apart v.
141	Phrasals	(bir şeyi) etkisiz hale getirmek	strike at (something) v.
Phrases
142	Phrases	etkisiz şekilde	to little effect expr.
Proverb
143	Proverb	alaycılık akıllıca yapılmış gibi görünse de aslında zekanın en etkisiz örneğidir	sarcasm is the lowest form of wit
Colloquial
144	Colloquial	etkisiz biri	a nobody n.
145	Colloquial	çok ve boş konuşan etkisiz kimse	bag of wind n.
146	Colloquial	beceriksiz, işe yaramaz, etkisiz eleman	keystone kops n.
147	Colloquial	etkisiz hale getirmek	knock out v.
148	Colloquial	etkisiz hale getirmek	laine v.
149	Colloquial	etkisiz hale getirmek	pollute v.
150	Colloquial	iyi mi, kötü mü yoksa etkisiz mi	good, bad, or indifferent expr.
Idioms
151	Idioms	etkisiz eleman	abbreviated piece of nothing n.
152	Idioms	üzerinde düşünülmeden alınan etkisiz önlemler	knee-jerk gimmicks n.
153	Idioms	hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz kimse	always the bridesmaid, never the bride n.
154	Idioms	etkisiz yönetici	empty suit n.
155	Idioms	birini etkisiz hale getirmek için kullanılan sopa	attitude-adjuster n.
156	Idioms	etkisiz hale getiren ilaç	a mickey finn n.
157	Idioms	(düşmanın) gücünün büyük kısmını yok edip etkisiz bırakmak	break the back v.
158	Idioms	etkisiz duruma getirmek	cut the ground out from under v.
159	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike someone's guns v.
160	Idioms	etkisiz olmak	run on empty v.
161	Idioms	etkisiz hale getirmek	swing for the fences v.
162	Idioms	(birini) oylamayla dışarıda/etkisiz bırakmak	blackball (one) v.
163	Idioms	(bir şeyi) etkisiz hale getirmek	cut (something) down to size v.
164	Idioms	birini etkisiz duruma getirmek	cut the ground from under somebody/somebody's feet v.
165	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike one's guns v.
166	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike the guns v.
167	Idioms	tamamen etkisiz/faydasız	(as) useless as an ashtray on a motorbike adj.
168	Idioms	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom drops out expr.
169	Idioms	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom falls out expr.
Technical
170	Technical	etkisiz fırın atmosferi	inert furnace atmosphere n.
171	Technical	etkisiz duruma getirme	neutralization n.
172	Technical	etkisiz duruma getirme	neutralisation n.
173	Technical	etkisiz gaz	inert gas n.
174	Technical	etkisiz atmosfer	inert atmosphere n.
175	Technical	etkisiz dolgu maddeleri	inert filler n.
176	Technical	etkisiz olan sürücü kontrolleri	disabled drivers control n.
177	Technical	yarı etkisiz kılıcı doz	median incapacitating dose n.
178	Technical	aktif bileşenlerin konsantrasyonunu azaltmak için karışıma eklenen etkisiz bir madde	diluent n.
179	Technical	etkisiz hale getirmek	neutralize v.
180	Technical	etkisiz hale getirmek	neutralise v.
181	Technical	optik olarak etkisiz hale getirmek	racemisation v.
182	Technical	optik olarak etkisiz hale getirmek	racemization v.
183	Technical	gizli mikrofonu elektronik aletlerle etkisiz hale getirmek	debug v.
184	Technical	etkisiz olmayan	noninert adj.
Computer
185	Computer	kullanıcının programa yeniden giriş yapabilmesi için belirli bir fidye tutarı ödeyene kadar kullanıcının bilgisayarını etkisiz hale getiren yazılım	ransomware n.
Medical
186	Medical	şuruba tat veren etkisiz madde	flavor n.
187	Medical	şuruba tat veren etkisiz madde	flavour n.
188	Medical	timüs bezlerini etkisiz hale getiren genetik mutasyon sonucunda aşırı derecede azalan t-hücreleri yüzünden bağışıklık sistemi devre dışı bırakılan laboratuvar faresi	nude mouse n.
189	Medical	etkisiz (ilaç)	adiaphorous adj.
190	Medical	etkisiz hale getirilmiş (mikroplar veya enfeksiyöz etkenler)	killed adj.
191	Medical	sinirleri etkisiz hale gelmiş (organ)	denervated adj.
Physiology
192	Physiology	toksini etkisiz hale getiren antikor	antitoxin n.
Pathology
193	Pathology	(hastalık) etkisiz	dormant adj.
Math
194	Math	bir halkada (cisimde) toplamaya göre etkisiz elemana ulaşılması için çarpmaya göre etkisiz elemanın üst üste eklenmesi gereken minimum miktar	characteristic n.
195	Math	çarpmada etkisiz eleman	multiplicative identity n.
196	Math	etkisiz öğe	identity element n.
197	Math	etkisiz öğe	unit element n.
198	Math	toplamada etkisiz eleman	additive identity n.
199	Math	etkisiz cebir elemanı	identity n.
200	Math	(soyut cebirde) halka yapısında çarpıma göre etkisiz eleman	one n.
Logic
201	Logic	etkisiz eleman	identity n.
Statistics
202	Statistics	etkisiz değişken	dummy variable n.
203	Statistics	etkisiz geri dönülen durum	null recurrent state n.
Chemistry
204	Chemistry	etkisiz kimyasal özelliklere sahip bir allotropik fosfor değişkeni	metallic phosphorus n.
205	Chemistry	antrasen üzerinde gerçekleşen etkisiz izomerik değişim	paranthracene n.
206	Chemistry	etkisiz duruma getirmek	block v.
Biology
207	Biology	çok sayıda toksin, antijen veya mikroorganizma türünü etkisiz hale getirebilme özelliği	polyvalence n.
208	Biology	çok sayıda toksin, antijen veya mikroorganizma türünü etkisiz hale getirebilme özelliği	polyvalency n.
Military
209	Military	ani ve acımasız bir biçimde saldırarak düşmanı etkisiz hale getirme	shock and awe n.
210	Military	erken etkisiz hale gelen mermi	premature dud n.
211	Military	etkisiz saha	inertial space n.
212	Military	etkisiz mayın	inert mine n.
213	Military	kimyasal silahların etkisiz hale getirilmesi	chemical demilitarization n.
214	Military	vaktinden önce etkisiz hale gelme	premature dud n.
215	Military	bir kişiyi nefesini kesecek şekilde boynundan kavrayıp etkisiz hale getirme	chokehold n.
216	Military	etkisiz mayın	instructional mine n.
217	Military	(bomba) etkisiz hale getirme	deactivation n.
218	Military	(bomba vb.) etkisiz hale getirme	deactivation n.
219	Military	ele geçirilmiş hassas bir mevzideki personel belgeleri, elektronik veriler ve malzemelerden faydalanılması ve mevzideki tüm tehditlerin etkisiz hale getirilmesi için yürütülen bir dizi faaliyet	sensitive site exploitation n.
220	Military	etkisiz hale getirmek	make ineffective v.
221	Military	etkisiz hale getirmek (bomba)	defuse v.
222	Military	etkisiz hale getirmek	silence (a gun/person) v.
223	Military	etkisiz hale getirmek (bomba)	defuze v.
224	Military	(düşmanın) yer altı operasyonlarını etkisiz hale getirmek için önlemler almak	countermine v.
225	Military	ülkenin ordusunu etkisiz hale getirmek	disarm v.
226	Military	düşmanı etkisiz hale getiren	strategic adj.
227	Military	düşmanı etkisiz hale getiren	strategical adj.
228	Military	düşmanı etkisiz hale getirerek	strategically adv.
229	Military	bomba etkisiz hale getirildi	bomb has been defused expr.
Hunting
230	Hunting	silahın düşmandan alınarak etkisiz hale getirilmesi	gun take away n.
Sport
231	Sport	güreşte kolun bilekten bükülerek etkisiz hale getirildiği hareket	wristlock n.
Baseball
232	Baseball	yavaş giden etkisiz vuruş	nubber n.
Archaic
233	Archaic	etkisiz kılmak	blank v.
234	Archaic	etkisiz hale getirmek	supplant v.
Slang
235	Slang	etkisiz eleman	non-factor n.
236	Slang	etkisiz bir hareket	fart in a windstorm n.
237	Slang	etkisiz hale getiren ilaç/uyuşturucu	mickey n.
238	Slang	etkisiz esrar	beat n.
239	Slang	siyasi rakiplerini etkisiz hale getirme	head-hunting [us] n.
240	Slang	son derece etkisiz/faydasız	milktoast adj.
241	Slang	son derece etkisiz/faydasız adam	milktoast adj.
242	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) useless as tits on a bull [australia] adj.
243	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) worthless as tits on a boar adj.
244	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) worthless as tits on a hog adj.
Modern Slang
245	Modern Slang	hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz (kadın)	always a bridesmaid never a bride n.