etkisiz

Sens de "etkisiz" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 71 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	etkisiz	ineffective adj.
They all meet the ineffective noise limits proposed by the Council. Hepsi Konsey tarafından önerilen etkisiz gürültü sınırlarını karşılıyor. More Sentences
General
2	General	etkisiz	inert adj.
The president was accused of being inert in supporting women's rights. Başkan, kadın haklarını destekleme konusunda etkisiz kalmakla suçlandı. More Sentences
3	General	etkisiz	inactive adj.
The Commission has been completely inactive in this area. Komisyon bu alanda tamamen etkisiz kalmıştır. More Sentences
Technical
4	Technical	etkisiz	ineffective adj.
The sad thing is that sanctions have proved ineffective so far. Üzücü olan, yaptırımların şimdiye kadar etkisiz kalmış olması. More Sentences
General
5	General	etkisiz	lame n.
6	General	etkisiz	ineffectual n.
7	General	etkisiz	unaffected adj.
8	General	etkisiz	inconclusive adj.
9	General	etkisiz	impotent adj.
10	General	etkisiz	affectless adj.
11	General	etkisiz	ineffectual adj.
12	General	etkisiz	noneffective adj.
13	General	etkisiz	wimpy adj.
14	General	etkisiz	inoperative adj.
15	General	etkisiz	actionless adj.
16	General	etkisiz	inefficacious adj.
17	General	etkisiz	nerveless adj.
18	General	etkisiz	spent adj.
19	General	etkisiz	pointless adj.
20	General	etkisiz	disabled adj.
21	General	etkisiz	non-effective adj.
22	General	etkisiz	inefficient adj.
23	General	etkisiz	without effect adj.
24	General	etkisiz	dummy adj.
25	General	etkisiz	dormant adj.
26	General	etkisiz	uneffective adj.
27	General	etkisiz	nugacious adj.
28	General	etkisiz	toothless adj.
29	General	etkisiz	uninfluential adj.
30	General	etkisiz	empty adj.
31	General	etkisiz	unconcludent [obsolete] adj.
32	General	etkisiz	undynamic adj.
33	General	etkisiz	unefectual adj.
34	General	etkisiz	unoperative [obsolete] adj.
35	General	etkisiz	unprevailing adj.
36	General	etkisiz	marginal adj.
37	General	etkisiz	hardscrabble adj.
38	General	etkisiz	mickey mouse adj.
39	General	etkisiz	workless [obsolete] adj.
40	General	etkisiz	helpless adj.
41	General	etkisiz	idle adj.
42	General	etkisiz	one-legged adj.
43	General	etkisiz	rotted adj.
44	General	etkisiz	insignificant [obsolete] adj.
45	General	etkisiz	inaffected [obsolete] adj.
46	General	etkisiz	feckless adj.
47	General	etkisiz	feeble adj.
48	General	etkisiz	invalid adj.
49	General	etkisiz	pansy adj.
50	General	etkisiz	fizzenless adj.
51	General	etkisiz	flaccid adj.
52	General	etkisiz	shadow adj.
53	General	etkisiz	frustrate adj.
54	General	etkisiz	inefficiently adv.
Colloquial
55	Colloquial	etkisiz	a dead loss n.
56	Colloquial	etkisiz	drippy adj.
Idioms
57	Idioms	etkisiz	not up to scratch expr.
58	Idioms	etkisiz	not up to scratch expr.
Technical
59	Technical	etkisiz	nonimpact adj.
60	Technical	etkisiz	inefficient adj.
61	Technical	etkisiz	ineffectual adj.
Computer
62	Computer	etkisiz	nullipotent adj.
Telecom
63	Telecom	etkisiz	nonimpact adj.
Food Engineering
64	Food Engineering	etkisiz	inert adj.
Chemistry
65	Chemistry	etkisiz	inert adj.
Marine Biology
66	Marine Biology	etkisiz	inactivated adj.
Archaic
67	Archaic	etkisiz	effectless adj.
68	Archaic	etkisiz	unconclusive adj.
69	Archaic	etkisiz	bald adj.
70	Archaic	etkisiz	ill adj.
Slang
71	Slang	etkisiz	(as) useful as tits on a bull expr.

Sens de "etkisiz" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 252 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	etkisiz hale getirmek	defuse v.
The soldiers defused the mines left from the Second World War. Askerler İkinci Dünya Savaşından kalan mayınları etkisiz hale getirdi. More Sentences
2	Common Usage	etkisiz duruma getirmek	neutralize v.
General
3	General	etkisiz hale getirmek	deactivate v.
Do you know how to deactivate a bomb? Bir bombayı nasıl etkisiz hale getireceğini biliyor musun? More Sentences
4	General	etkisiz hale getirmek	inactivate v.
One way of understanding the function of these receptors is to inactivate them and observe the outcome. Bu reseptörlerin işlevini anlamanın bir yolu onları etkisiz hale getirmek ve sonucu gözlemlemektir. More Sentences
5	General	etkisiz hale getirmek	neutralize v.
All of the enemies were neutralized, sir. Tüm düşmanlar etkisiz hale getirildi, efendim. More Sentences
6	General	etkisiz hale getirmek	subdue v.
The policemen subdued Tom and handcuffed him. Polisler Tom'u etkisiz hale getirip kelepçelediler. More Sentences
7	General	(bombayı vb) etkisiz hale getirmek	disarm v.
Cut the green cable to disarm the bomb. Bombayı etkisiz hale getirmek amacıyla yeşil kabloyu kesti. More Sentences
8	General	etkisiz hale getirmek	neutralise v.
We need to neutralise the murderous ideologies that create terrorists. Teröristleri yaratan cani ideolojileri etkisiz hale getirmeliyiz. More Sentences
9	General	etkisiz hale getirmek	neuter v.
To take such action would neuter this Parliament. Böyle bir adım atmak bu Parlamentoyu etkisiz hale getirir. More Sentences
10	General	etkisiz hale getirilmiş	deactivated adj.
The bomb could not be deactivated. Bomba etkisiz hale getirilemezdi. More Sentences
Technical
11	Technical	etkisiz hale getirmek	neutralize v.
You will also try to pass through the chapters by neutralizing the aliens. Ayrıca uzaylıları etkisiz hale getirerek bölümleri geçmeye çalışacaksınız. More Sentences
General
12	General	etkisiz gaz	inert gas n.
13	General	etkisiz hale getirme	nullification n.
14	General	tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi	neutralizer n.
15	General	tesirsiz/etkisiz/nötr hale getiren şey ya da kişi	neutraliser n.
16	General	etkisiz hale getiren şey ya da kişi	nullificator n.
17	General	etkisiz hale getiren şey ya da kişi	nullifier n.
18	General	etkisiz hale getirme (bomba)	defusing n.
19	General	etkisiz eleman	neutral n.
20	General	etkisiz eleman	neutral element n.
21	General	(fiziksel olarak) etkisiz hale getirme eğitimi	physical restraint training n.
22	General	bombayı etkisiz hale getirme	bomb disposal n.
23	General	etkisiz hale getirme (bomba)	defuzing n.
24	General	etkisiz hale getirme	neutralization n.
25	General	etkisiz hale getirme	neutralisation n.
26	General	etkisiz eleman	identity element n.
27	General	ellerin ve ayakların arkadan bağlanarak kişinin etkisiz hale getirildiği vücut pozisyonu	hobble position n.
28	General	etkisiz kimse	nobody n.
29	General	etkisiz kimse	nebbish n.
30	General	etkisiz kimse	zhlub n.
31	General	etkisiz hale getiren kimse	evacuator n.
32	General	etkisiz hale getiren şey	evacuator n.
33	General	astlarının etkisiz olarak gördüğü yönetici	bludger n.
34	General	zayıf ve etkisiz birine yakışır davranışlar	milksopism n.
35	General	zayıf ve etkisiz olma	milksopism n.
36	General	etkisiz kimse	bush-leaguer n.
37	General	engellerin tamamen etkisiz hale getirilmesi	obstacle clearing n.
38	General	etkisiz çiğneme	gumming n.
39	General	başka şeyi etkisiz hale getiren etmen	offset n.
40	General	başka şeyi etkisiz hale getiren unsur	offset n.
41	General	etkisiz kılma	override n.
42	General	etkisiz bırakma	override n.
43	General	etkisiz şey	impotent n.
44	General	etkisiz kimse	incompetent person n.
45	General	etkisiz silah	peashooter n.
46	General	etkisiz kimse	squish n.
47	General	(yankesicinin) kurbanı etkisiz hale getiren suç ortağı	stall n.
48	General	etkisiz kimse	ineffective n.
49	General	etkisiz şey	inefficiency n.
50	General	etkisiz kimse	inefficient n.
51	General	etkisiz şey	ineffective n.
52	General	etkisiz hale getirmek	counteract v.
53	General	etkisiz hale getirmek	negative v.
54	General	etkisiz kılmak	disenable v.
55	General	patlayıcıyı etkisiz hale getirmek	defuze v.
56	General	etkisiz hale getirmek	make ineffective v.
57	General	etkisiz hale getirmek	get someone out of the way v.
58	General	etkisiz hale getirmek	ward off v.
59	General	etkisiz hale getirmek	cancel v.
60	General	etkisiz bırakmak	nullify v.
61	General	etkisiz kılmak	disable v.
62	General	birini iple bağlayarak etkisiz hale getirmek	tie someone up v.
63	General	etkisiz hale getirmek	kill v.
64	General	kaba kuvvet kullanarak birini etkisiz hale getirmek	overpower v.
65	General	etkisiz kılmak	neutralise v.
66	General	etkisiz kılmak	neutralize v.
67	General	etkisiz kılmak	deactivate v.
68	General	bombayı etkisiz hale getirmek	make the bomb safe v.
69	General	kaba kuvvet kullanarak (birini) etkisiz hale getirmek	overpower v.
70	General	etkisiz duruma getirmek	negate v.
71	General	etkisiz kalmak	underwhelm v.
72	General	bombayı etkisiz hale getirmek	defuse the bomb v.
73	General	etkisiz hale getirmek	render ineffective v.
74	General	bir organın ya da yapının sinirini etkisiz kılmak	denervate v.
75	General	bombayı etkisiz hale getirmek	disarm a bomb v.
76	General	etkisiz hale getirmek	defuze v.
77	General	etkisiz duruma getirmek	neutralise v.
78	General	patlayıcıyı etkisiz hale getirmek	defuse v.
79	General	alarmı etkisiz hale getirmek	disarm the alarm v.
80	General	elektroşok tabancası kullanarak etkisiz hale getirmek	tase v.
81	General	etkisiz hale getirmek	lame v.
82	General	etkisiz hale getirmek	adaunt [obsolete] v.
83	General	elektroşok tabancasıyla etkisiz hale getirmek	taze v.
84	General	etkisiz kılmak	nullify v.
85	General	sihri etkisiz hale getirmek	uncharm v.
86	General	büyüyü etkisiz hale getirmek	uncharm v.
87	General	etkisiz bırakmak	baffle [obsolete] v.
88	General	etkisiz kılmak	unrig v.
89	General	etkisiz hale getirmek	handcuff v.
90	General	ellerini bağlayıp dizlerin üstünden geçirerek etkisiz hale getirmek	buck v.
91	General	etkisiz bırakmak	mock v.
92	General	(uçak) kontroller etkisiz bir şekilde yarı arızalı uçmak	mush v.
93	General	etkisiz hale getirmek	decapitate v.
94	General	etkisiz duruma getirmek	detoxify v.
95	General	etkisiz hale getirmek	override v.
96	General	etkisiz hale getirmek	overturn v.
97	General	güreşerek etkisiz hale getirmek	overwrestle v.
98	General	etkisiz kılmak	dishable v.
99	General	etkisiz kılmak	pacify v.
100	General	etkisiz hale getirmek	paralyse v.
101	General	etkisiz hale getirmek	paralyze v.
102	General	etkisiz hale getirmek	countermand v.
103	General	etkisiz hale getirmek	crock (up) v.
104	General	etkisiz hale getirmek	cool v.
105	General	etkisiz şekilde hareket etmek	flap v.
106	General	etkisiz hale getirmek	scumfish [dialect] [uk] v.
107	General	etkisiz hale getirmek	spring v.
108	General	etkisiz hale getirmek	stiffen v.
109	General	etkisiz hale getirmek	suppress v.
110	General	etkisiz hale getirmek	sterilise [uk] v.
111	General	etkisiz hale getirmek	sterilize [us] v.
112	General	etkisiz hale getirmek	frustrate v.
113	General	etkisiz kılınan	disabled adj.
114	General	etkisiz (çare/ilaç vb)	ineffective adj.
115	General	etkisiz kılınmış	disabled adj.
116	General	etkisiz (çare/ilaç vb)	ineffectual adj.
117	General	zaman alan ve etkisiz	time-consuming and inefficient adj.
118	General	etkisiz hale getirilemez	unrepelled adj.
119	General	başkasını etkisiz hale getirebilir	offsetable adj.
120	General	çok etkisiz	down-and-out adj.
121	General	etkisiz hale gelen	fangless adj.
122	General	etkisiz hale getirilebilir	countervailable adj.
123	General	suçluyu etkisiz hale getiren (atış)	shoot-to-disable adj.
124	General	normalden etkisiz	subpotent adj.
125	General	etkisiz bir halde	ineffectively adv.
126	General	etkisiz bir halde	ineffectually adv.
127	General	etkisiz bir şekilde	unaffectedly adv.
128	General	etkisiz bir şekilde	impotently adv.
129	General	etkisiz bir şekilde	lamely adv.
130	General	etkisiz bir halde	inefficaciously adv.
131	General	etkisiz biçimde	inefficiently adv.
132	General	etkisiz bir şekilde	unemphatically adv.
133	General	etkisiz bir halde	idly adv.
134	General	etkisiz bir şekilde	ill adv.
135	General	etkisiz bir şekilde	fecklessly adv.
Phrasals
136	Phrasals	etkisiz hale getirmek	take down v.
137	Phrasals	birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek	crush someone or something down v.
138	Phrasals	birini veya bir şeyi etkisiz hale getirmek	force someone or something down v.
139	Phrasals	(birini veya bir şeyi) etkisiz hale getirmek	crush down v.
140	Phrasals	etkisiz hale getirmek	mow down v.
141	Phrasals	etkisiz hale getirmek	mow down v.
142	Phrasals	kaba kuvvetle etkisiz hale getirmek	mow down v.
143	Phrasals	etkisiz hale getirmek	put down v.
144	Phrasals	(küçük köpek) saldırgan ve etkisiz bir şekilde havlayıp durmak	yap at (one) v.
145	Phrasals	etkisiz kılmak	strike down v.
146	Phrasals	etkisiz duruma/hale getirmek	take out v.
147	Phrasals	etkisiz hale getirmek	cut down v.
148	Phrasals	etkisiz hale gelmek	fall apart v.
149	Phrasals	(bir şeyi) etkisiz hale getirmek	strike at (something) v.
Phrases
150	Phrases	etkisiz şekilde	to little effect expr.
Proverb
151	Proverb	alaycılık akıllıca yapılmış gibi görünse de aslında zekanın en etkisiz örneğidir	sarcasm is the lowest form of wit
Colloquial
152	Colloquial	etkisiz biri	a nobody n.
153	Colloquial	çok ve boş konuşan etkisiz kimse	bag of wind n.
154	Colloquial	beceriksiz, işe yaramaz, etkisiz eleman	keystone kops n.
155	Colloquial	etkisiz hale getirmek	knock out v.
156	Colloquial	etkisiz hale getirmek	laine v.
157	Colloquial	etkisiz hale getirmek	pollute v.
158	Colloquial	iyi mi, kötü mü yoksa etkisiz mi	good, bad, or indifferent expr.
Idioms
159	Idioms	hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz kimse	always the bridesmaid, never the bride n.
160	Idioms	üzerinde düşünülmeden alınan etkisiz önlemler	knee-jerk gimmicks n.
161	Idioms	etkisiz eleman	abbreviated piece of nothing n.
162	Idioms	etkisiz yönetici	empty suit n.
163	Idioms	birini etkisiz hale getirmek için kullanılan sopa	attitude-adjuster n.
164	Idioms	etkisiz hale getiren ilaç	a mickey finn n.
165	Idioms	etkisiz duruma getirmek	cut the ground out from under v.
166	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike someone's guns v.
167	Idioms	(düşmanın) gücünün büyük kısmını yok edip etkisiz bırakmak	break the back v.
168	Idioms	etkisiz olmak	run on empty v.
169	Idioms	etkisiz hale getirmek	swing for the fences v.
170	Idioms	(birini) oylamayla dışarıda/etkisiz bırakmak	blackball (one) v.
171	Idioms	(bir şeyi) etkisiz hale getirmek	cut (something) down to size v.
172	Idioms	birini etkisiz duruma getirmek	cut the ground from under somebody/somebody's feet v.
173	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike the guns v.
174	Idioms	etkisiz hale getirmek	spike one's guns v.
175	Idioms	tamamen etkisiz/faydasız	(as) useless as an ashtray on a motorbike adj.
176	Idioms	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom falls out expr.
177	Idioms	birdenbire kuvvetsiz/etkisiz hale gelmek	the bottom drops out expr.
Technical
178	Technical	etkisiz olan sürücü kontrolleri	disabled drivers control n.
179	Technical	etkisiz gaz	inert gas n.
180	Technical	etkisiz duruma getirme	neutralization n.
181	Technical	yarı etkisiz kılıcı doz	median incapacitating dose n.
182	Technical	etkisiz atmosfer	inert atmosphere n.
183	Technical	etkisiz dolgu maddeleri	inert filler n.
184	Technical	etkisiz fırın atmosferi	inert furnace atmosphere n.
185	Technical	etkisiz duruma getirme	neutralisation n.
186	Technical	aktif bileşenlerin konsantrasyonunu azaltmak için karışıma eklenen etkisiz bir madde	diluent n.
187	Technical	optik olarak etkisiz hale getirmek	racemization v.
188	Technical	optik olarak etkisiz hale getirmek	racemisation v.
189	Technical	etkisiz hale getirmek	neutralise v.
190	Technical	gizli mikrofonu elektronik aletlerle etkisiz hale getirmek	debug v.
191	Technical	etkisiz olmayan	noninert adj.
Computer
192	Computer	kullanıcının programa yeniden giriş yapabilmesi için belirli bir fidye tutarı ödeyene kadar kullanıcının bilgisayarını etkisiz hale getiren yazılım	ransomware n.
193	Computer	(doğal dil işlemede) etkisiz kelime	stopword n.
194	Computer	(doğal dil işlemede) etkisiz kelime	stop word n.
Medical
195	Medical	timüs bezlerini etkisiz hale getiren genetik mutasyon sonucunda aşırı derecede azalan t-hücreleri yüzünden bağışıklık sistemi devre dışı bırakılan laboratuvar faresi	nude mouse n.
196	Medical	etkisiz (ilaç)	adiaphorous adj.
197	Medical	etkisiz hale getirilmiş (mikroplar veya enfeksiyöz etkenler)	killed adj.
198	Medical	sinirleri etkisiz hale gelmiş (organ)	denervated adj.
Physiology
199	Physiology	toksini etkisiz hale getiren antikor	antitoxin n.
Pathology
200	Pathology	(hastalık) etkisiz	dormant adj.
Math
201	Math	etkisiz öğe	unit element n.
202	Math	etkisiz öğe	identity element n.
203	Math	toplamada etkisiz eleman	additive identity n.
204	Math	çarpmada etkisiz eleman	multiplicative identity n.
205	Math	bir halkada (cisimde) toplamaya göre etkisiz elemana ulaşılması için çarpmaya göre etkisiz elemanın üst üste eklenmesi gereken minimum miktar	characteristic n.
206	Math	etkisiz cebir elemanı	identity n.
207	Math	(soyut cebirde) halka yapısında çarpıma göre etkisiz eleman	one n.
Logic
208	Logic	etkisiz eleman	identity n.
Statistics
209	Statistics	etkisiz değişken	dummy variable n.
210	Statistics	etkisiz geri dönülen durum	null recurrent state n.
Chemistry
211	Chemistry	etkisiz kimyasal özelliklere sahip bir allotropik fosfor değişkeni	metallic phosphorus n.
212	Chemistry	antrasen üzerinde gerçekleşen etkisiz izomerik değişim	paranthracene n.
213	Chemistry	etkisiz duruma getirmek	block v.
Biology
214	Biology	çok sayıda toksin, antijen veya mikroorganizma türünü etkisiz hale getirebilme özelliği	polyvalency n.
215	Biology	çok sayıda toksin, antijen veya mikroorganizma türünü etkisiz hale getirebilme özelliği	polyvalence n.
Military
216	Military	vaktinden önce etkisiz hale gelme	premature dud n.
217	Military	etkisiz saha	inertial space n.
218	Military	erken etkisiz hale gelen mermi	premature dud n.
219	Military	etkisiz mayın	inert mine n.
220	Military	kimyasal silahların etkisiz hale getirilmesi	chemical demilitarization n.
221	Military	ani ve acımasız bir biçimde saldırarak düşmanı etkisiz hale getirme	shock and awe n.
222	Military	bir kişiyi nefesini kesecek şekilde boynundan kavrayıp etkisiz hale getirme	chokehold n.
223	Military	etkisiz mayın	instructional mine n.
224	Military	(bomba) etkisiz hale getirme	deactivation n.
225	Military	(bomba vb.) etkisiz hale getirme	deactivation n.
226	Military	ele geçirilmiş hassas bir mevzideki personel belgeleri, elektronik veriler ve malzemelerden faydalanılması ve mevzideki tüm tehditlerin etkisiz hale getirilmesi için yürütülen bir dizi faaliyet	sensitive site exploitation n.
227	Military	etkisiz hale getirmek	silence (a gun/person) v.
228	Military	etkisiz hale getirmek (bomba)	defuse v.
229	Military	etkisiz hale getirmek	make ineffective v.
230	Military	etkisiz hale getirmek (bomba)	defuze v.
231	Military	(düşmanın) yer altı operasyonlarını etkisiz hale getirmek için önlemler almak	countermine v.
232	Military	ülkenin ordusunu etkisiz hale getirmek	disarm v.
233	Military	düşmanı etkisiz hale getiren	strategical adj.
234	Military	düşmanı etkisiz hale getiren	strategic adj.
235	Military	düşmanı etkisiz hale getirerek	strategically adv.
236	Military	bomba etkisiz hale getirildi	bomb has been defused expr.
Hunting
237	Hunting	silahın düşmandan alınarak etkisiz hale getirilmesi	gun take away n.
Sport
238	Sport	güreşte kolun bilekten bükülerek etkisiz hale getirildiği hareket	wristlock n.
Baseball
239	Baseball	yavaş giden etkisiz vuruş	nubber n.
Archaic
240	Archaic	etkisiz kılmak	blank v.
241	Archaic	etkisiz hale getirmek	supplant v.
Slang
242	Slang	etkisiz eleman	non-factor n.
243	Slang	etkisiz bir hareket	fart in a windstorm n.
244	Slang	etkisiz hale getiren ilaç/uyuşturucu	mickey n.
245	Slang	etkisiz esrar	beat n.
246	Slang	siyasi rakiplerini etkisiz hale getirme	head-hunting [us] n.
247	Slang	son derece etkisiz/faydasız	milktoast adj.
248	Slang	son derece etkisiz/faydasız adam	milktoast adj.
249	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) useless as tits on a bull [australia] adj.
250	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) worthless as tits on a hog adj.
251	Slang	tamamen etkisiz/faydasız	(as) worthless as tits on a boar adj.
Modern Slang
252	Modern Slang	hep gölgede kalan/başarısız/etkisiz (kadın)	always a bridesmaid never a bride n.