hakkı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

hakkı



Sens de "hakkı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
hakkı freedom of vocational choice n.
hakkı organization freedom n.

Sens de "hakkı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
telif hakkı ücreti royalty n.
yönetme hakkı right to manage n.
telif hakkı copyright n.
yönetme hakkı right to govern n.
General
oy hakkı ballot n.
girme hakkı medical treatment n.
kullanma hakkı use n.
faydalanma hakkı (bir şeyden) access to n.
kulanım hakkı use n.
giriş hakkı entrée n.
söz hakkı voice n.
yerleşme hakkı right of establishment n.
gizlilik hakkı privacy n.
söz hakkı hearing n.
oy hakkı vote n.
irtifak hakkı appurtenances n.
rücu hakkı revocation n.
tercih hakkı preference n.
irtifak hakkı easement n.
imar hakkı development right n.
kabul etmeme veya reddetme hakkı refusal n.
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı patriality n.
yargılama hakkı judicature n.
ortaklık hakkı participating nature n.
takaddüm hakkı precedence n.
(iskambilde) ilk oynama hakkı lead n.
çeviri hakkı right of translation n.
telif hakkı ve elektronik bilgi copyright and electronic data n.
satış tekeli hakkı franchise n.
hakkı kötüye kullanma abuse n.
iltica hakkı right of sanctuary n.
rüçhan hakkı right to preference n.
istimlak hakkı eminent domain n.
toplanma hakkı right of assembly n.
trafik geçiş hakkı right of way n.
örgütlenme hakkı right of organization n.
önalım hakkı preemption n.
söz hakkı right to speak n.
oy hakkı suffrage n.
sahip olma hakkı vested interest n.
eğitim hakkı right to education n.
rüçhan hakkı preference n.
katılma hakkı right of access n.
kullanım hakkı tenancy n.
geçiş hakkı right of way n.
telif hakkı ihlali copyright infringement n.
veto hakkı veto power n.
kralın yönetme hakkı divine right n.
oy hakkı verme enfranchisement n.
su kullanım hakkı water right n.
yaşam hakkı right to life n.
çalışma hakkı right to labor n.
arazi kullanım hakkı land tenure n.
patent hakkı patent right n.
oy hakkı franchise n.
rüçhan hakkı privilege n.
herkesten önce satın alma hakkı preemption n.
atama hakkı patronage n.
doğuştan uyrukluk hakkı olan kimse native citizen n.
seçme hakkı choice n.
bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirme transfer n.
su kullanma hakkı water rights n.
oy hakkı the franchise n.
giriş hakkı admittance n.
oy hakkı the vote n.
halef olma hakkı succession n.
erişim hakkı right of access n.
konuşma hakkı right to speak n.
konuşma hakkı right to talk n.
veto hakkı veto n.
barut hakkı charge n.
mürur hakkı right of way n.
zararsız geçiş hakkı innocents passage n.
borsada üyelik hakkı seat n.
baltalık hakkı common of estovers n.
oy verme hakkı franchise n.
seçme hakkı right of choice n.
öncelik hakkı privilege n.
vatandaşlık hakkı birthright n.
yerel yargı hakkı soke n.
sığınma hakkı right of sanctuary n.
devletin mirasçılık hakkı escheat n.
oy hakkı right to vote n.
eğitim hakkı right to be educated n.
mahluliyet hakkı right of escheat n.
otoyol hakkı right of way n.
veraset hakkı reversion n.
özlük hakkı copyright n.
telif hakkı saklı olan copyright n.
toplantı hakkı right of assembly n.
derebeylik arazi tasarruf hakkı socage n.
ret hakkı veto power n.
telif hakkı moral rights n.
alınmış patent hakkı moral rights n.
güvenlik hakkı security interest n.
itiraz hakkı right of objection n.
iyelik hakkı freehold n.
tercih hakkı preferential right n.
veto hakkı veto right n.
tercih hakkı option n.
oy verme hakkı voting right n.
oy hakkı voting power n.
oy verme hakkı enfranchisement n.
seçme hakkı refusal n.
öncelik hakkı preferential right n.
seçme hakkı option n.
takdir hakkı discretionary power n.
takdir hakkı discretion n.
alıntı hakkı right to quote n.
onay hakkı right of consent n.
kullanım hakkı tenure n.
sahiplik hakkı tenure n.
tasarruf hakkı tenure n.
temsil hakkı representative faculty n.
irtifak hakkı right of way n.
geçit hakkı right of way n.
sahiplik hakkı olmayan kişi nonowner n.
oy hakkı olmayan kişi nonvoter n.
cevap hakkı right of reply n.
iltica hakkı right of asylum n.
rüçhan hakkı right of first refusal n.
takdir hakkı judicial discretion n.
intifa hakkı usufruct n.
yaşama hakkı the right to life n.
telif hakkı yasaları copyright laws n.
ticari kullanım hakkı commercial license n.
seçilme hakkı right to stand for election n.
bekleme hakkı option n.
telif hakkı koruması copyright protection n.
yasal mülkiyet hakkı constructive possession n.
kullanım hakkı usage right n.
yararlanma hakkı beneficial ownership n.
kul hakkı rightful share n.
kul hakkı rightful due n.
tüketici hakkı consumer right n.
telif hakkı bildirimi copyright notice n.
yönetme hakkı domino n.
yönetme hakkı dominion n.
yükümlenim hakkı easement n.
kendi kaderini tayin hakkı self-determination n.
vatandaş hakkı tanınmamış kimse non-citizen n.
rüçhan hakkı pre-emption n.
kendi kaderini tayin hakkı self-determination n.
şufa hakkı pre-emption n.
oy verme hakkı right of voting n.
seçim hakkı right of election n.
muayene hakkı right of search n.
telif hakkı royalty n.
buluş hakkı patent n.
intifa hakkı tesisi establishment of usufruct n.
irtifak hakkı tesisi constitution of servitude n.
geçit hakkı way heave n.
devlet güçlerini kullanma hakkı imperium n.
işinde kalabilme hakkı tenure n.
balık avlama hakkı piscary n.
demiryolu kullanma hakkı trackage n.
çıkış hakkı egress n.
var olma hakkı right to exist n.
yayın hakkı gelirleri copyright earnings n.
yayın hakkı gelirleri copyright revenues n.
mülkiyet hakkı proprietary right n.
sübjektif kamu hakkı subjective public right n.
bir organizasyona katılım hakkı kazanmış kimse passholder n.
bir organizasyona katılım hakkı kazanmış kimse pass holder n.
su kullanım hakkı anlaşmaları water use right agreements n.
sorgulama/sorguya çekme hakkı right to interrogate n.
övünme hakkı bragging rights n.
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı rain check n.
şufa hakkı preemption n.
rüçhan hakkı preemption n.
oy hakkı olmayan kişi non-voter n.
herkesten önce satın alma hakkı pre-emption n.
önalım hakkı pre-emption n.
(bir yarışmada) joker hakkı lifeline n.
seyirci joker hakkı ask the audience lifeline n.
seyirciye sorma joker hakkı ask the audience lifeline n.
seçimlik hakkı right of choice n.
doğum hakkı birthright n.
katılım hakkı right to participate n.
yönetim hakkı right to govern n.
(petrol kuyusu) işletme hakkı operatorship n.
yazarın hakkı author's right n.
seyahat hakkı right to travel n.
mülkiyet hakkı right to own property n.
bir veya daha fazla kişiye seçim yapma hakkı verilmesi compromission n.
kullanma hakkı access n.
oy hakkı verme affranchisement n.
oy verme hakkı affranchisement n.
birini görme ya da yaklaşma fırsatı ya da hakkı access n.
bir işte sürekli kalabilme hakkı tenure n.
söz hakkı floor n.
öncelik hakkı right–of–way n.
oy hakkı veren kimse enfranchiser n.
giriş hakkı entree n.
oy hakkı olmama voicelessness n.
evlilikte karı kocanın beraber yatma hakkı bedright n.
teklif verme hakkı bid n.
trafik geçiş hakkı (the) right of way n.
yol hakkı (the) right of way n.
geçme hakkı (the) right of way n.
öncelik hakkı (the) right of way n.
velayet hakkı hands n.
abd’de oturum hakkı olan melez kimse hyphenate n.
yeniden geçme hakkı repassage n.
(ingiliz hukukunda) madende çalışma hakkı için ödenen ücret gale [uk] n.
(ingiliz hukukunda) madende çalışma hakkı gale [uk] n.
kanuni olarak doğal ve engellenmemiş ışık alma hakkı light n.
kitap satışları üzerindeki telif hakkı lordship n.
bir diğerinin yasal hakkı bulunan mülkü yasa dışı şekilde işgal eden kimse claim jumper n.
verme hakkı gift n.
(değirmen hizmetlisinin) kiracılardan yemek yeme hakkı gowpen [scotland] n.
kabul edilen giriş hakkı open-door n.
edebi bir eseri veya piyesi filme uyarlama hakkı option n.
seçme hakkı optionality n.
geçiş hakkı row n.
dolaşım hakkı run n.
ulaşım hakkı run n.
(birinin) kendi hakkı own right n.
kullanım hakkı dispose [obsolete] n.
imha hakkı dispose [obsolete] n.
(hükümete ait) ihbarcının kimliğini gizli tutma hakkı informer's privilege n.
şef ve tebaasının kiracıların evinde kalma hakkı coshery [ireland] n.
kullanma hakkı access n.
(arazi üzerinde) otlatma hakkı feed [obsolete] n.
kişiye mirasçılık hakkı veren akrabalık inheritable blood n.
mülkiyet hakkı inheritance [obsolete] n.
birinin toprağına yürüyerek veya at sırtında girme hakkı iter n.
domuz otlatma hakkı pannage n.
domuz otlatma hakkı panage n.
söz hakkı say n.
son kararı verme hakkı the say n.
ispat hakkı right to proof n.
askeri birliklerin derebeye bağlı mülkiyetlere yerleşme hakkı corody n.
kralın dini kurumlardan yardım sağlama hakkı corody n.
teknesinde özel bayrak taşıma hakkı bulunan kimse flag officer n.
akıl hastanesindeki bir hastaya belirli alanları serbestçe ziyaret hakkı verilmesi parole n.
siyasi olarak bilinçli veya örgütlenmiş her bir grubun kendi çıkarlarını savunma hakkı ve özgürlüğünün bulunduğu teorisi particularism n.
kıtlık zamanı öncelik hakkı priority n.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı private way n.
özel mülk sahibinin talep ve masrafları ile sürdürülen geçiş hakkı private way n.
ilk kez dinleme hakkı preaudience n.
öncelik hakkı precedency n.
kralın tahmini değerden önalım hakkı preemption n.
(bazı kültürlerde) malını yabancının takdir ettiği değerde satma hakkı preemption n.
savaşta elde edilen kaçak mallara el koyma veya satın alma hakkı preemption n.
ön alım hakkı ile satın alınmış toprak parçası preemption n.
önalım hakkı bulunan kimse preemptioner n.
önalım hakkı ile toprak alan kimse pre-emptor n.
şufa hakkı ile toprak sahibi olan kimse pre-emptor n.
ön tercih hakkı preoption n.
devlete veya devlet başkanına bağlı egemenlik hakkı prerogative n.
önce oy kullanma hakkı prerogative n.
(politik bir oluşumda) yer alma hakkı seat n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seigniory n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seigniory in gross n.
toprağa bağlı kazanılan feodal üstünlük hakkı seignory n.
talep hakkı sight n.
kişilik hakkı right of personality n.
sınırsız kullanım hakkı freedom n.
kendi kaderini tayin hakkı freedom n.
makama veya mevkiye yaşam boyu sahip olma hakkı freehold n.
yaralanmış denizcilere tazminat hakkı veren belge smart ticket n.
(derebeylik sisteminde) toprak kullanım hakkı sokemanry n.
her şeye hakkı olduğunu sanan kimse entitled person n.
her şeye hakkı olduğunu sanma entitlement n.
mülkiyet hakkı olarak koyun yetiştiriciliği yapan kimse squatter n.
hayvanları ortak merada otlatma hakkı stray [uk] n.
vasalın mülkiyet hakkı subinfeudation n.
vasala ait toprak kullanım hakkı subinfeudation n.
rüçhan hakkı belgesi subscription warrant n.
eserleri farklı formatlarda yayımlama veya çoğaltma hakkı subsidiary rights n.
irtifak hakkı superficies n.
kiracılık hakkı superficies n.
para karşılığı arazi kullanım hakkı superficies n.
veraset hakkı survivance n.
miras hakkı survivance n.
görüş (hakkı) visitation n.
telif hakkı almak copyright v.
bir hakkı kaldırmak foreclose v.
hakkı bulunmak have one's right v.
birinin hakkı olmak be someone's due v.
söz hakkı vermek recognize v.
birinin bir şey yapmaya hakkı olmamak have no business doing something v.
bir hakkı geri almak disentitle v.
savunmak (bir hakkı/prensibi) uphold v.
hakkı yokken sırada bekleyenlerin önüne geçmek jump the queue v.
hakkı saklı tutmak reserve v.
telif hakkı ile korumak copyright v.
hakkı olmamak have no business to do something v.
hakkı bulunmak have the right v.
hakkı olmak be entitled to v.
mülkiyet hakkı olmak (bir yerde) have title to v.
mecliste söz söyleme hakkı olmak have the floor v.
kadınlara oy hakkı sağlamak suffragette v.
elinden almak (bir hakkı) take away v.
hakkı olan kıymeti vermemek underrate v.
oy hakkı vermek enfranchise v.
oy kullanma hakkı vermek enfranchise v.
mülkiyet hakkı kazanmak acquire ownership right(s) v.
mülkiyet hakkı kazanmak gain property right v.
hakkı kazanmak gain right v.
mülkiyet hakkı vermek give ownership rights v.
mülkiyet hakkı vermek grant ownership rights v.
patent hakkı almak obtain a patent right v.
söz hakkı olmak have the right to speak v.
hakkı ortadan kaldırmak abolish a right v.
hakkı olmamak have no right v.
mülkiyet hakkı vermek grant (a/the) right of ownership v.
mülkiyet hakkı vermek bestow ownership rights v.
mülkiyet hakkı vermek the right of ownership v.
verilen hakkı geri almak divest v.
çok hakkı olmak have a good right v.
hakkı kullanmak exercise a privilege v.
rüçhan hakkı vermek give priority v.
tercih hakkı olmak have preference over v.
hakkı saklı tutmak reserve the right v.
bir hakkı tanımak/vermek bestow a right v.
söz hakkı istemek ask for the floor v.
bir bilgisayar sisteme hakkı olmadığı halde/izinsiz girmek hack into a computer system v.
söz hakkı vermek recognise v.
elinden almak (bir hakkı) adempt [obsolete] v.
söz hakkı tanımak give voice to v.
mülkiyet hakkı olmak be seized of v.
oy hakkı vermek effranchise v.
hakkı olan kıymeti vermemek underreckon v.
hakkı olan şeyi almak right v.
hakkı olarak almak inherit v.
(kamu arazisini) önalım hakkı ile almak preempt v.
(kamu arazisini) önalım hakkı kazanmak için işgal etmek pre-empt v.
oy hakkı tanımak enfranchise v.
intifa hakkı olan usufructuary adj.
oy kullanma hakkı tanınmış enfranchised adj.
önceden satın alma hakkı olan preemptive adj.
kullanma hakkı olan usufructuary adj.
hakkı yenmiş frustrated adj.
hakkı korunmuş vindicated adj.
emeklilik hakkı tanınmamış pensionless adj.
kendi eylemi vasıtasıyla hakkı iskat ve iptal edilmiş estopped adj.
söz hakkı olmayan voiceless adj.
hakkı olan rightful adj.
katılma hakkı olmayan ineligible adj.
hakkı ödenmiş remunerated adj.
katılma hakkı olmayan uneligible adj.
başkalarına söz hakkı vermeyen high-handed adj.
önce alma hakkı olan preemptible adj.
başkalarına söz hakkı vermeyen highhanded adj.
önceden satın alma hakkı olan pre-emptive adj.
telif hakkı bulunmayan non-copyrighted adj.
seçim hakkı elinden alınmış captive adj.
hakkı verilebilir remunerable adj.
hakkı ödenebilir remunerable adj.
hakkı verilen remunerated adj.
hakkı ödenen remunerated adj.
geçiş hakkı sağlayan through adj.
hakkı olmayan unentitled adj.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olan entitled adj.
oy hakkı olmayan voiceless adj.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchized adj.
politikaya yön verme hakkı alınmış disenfranchized adj.
oy verme hakkı elinden alınmış disenfranchised adj.
politikaya yön verme hakkı alınmış disenfranchised adj.
irtifak hakkı bulunan dominant adj.
miras hakkı olan inheriting adj.
arpalık ataması hakkı ile yürüten presentative adj.
her şeye hakkı olduğunu sanan entitled adj.
vasala ait mülkiyet hakkı ile ilgili subinfeudatory adj.
hakkı korunmuş olarak vindicatedly adv.
hakkı olarak with reason adv.
bileğinin hakkı ile by one's own efforts adv.
hakkı olarak by right adv.
hakkı için by prep.
hakkı için for the sake of prep.
hakkı için in the name of prep.
Phrasals
hakkını sonra kullanma hakkı raincheck n.
bir kimseye ... hakkı vermek/sağlamak qualify someone for something v.
Phrases
bir şeyi yapma hakkı (a) right to do something n.
bir şeyi yapma hakkı (the) right to do something n.
doğal hakkı olarak as of right adv.
doğuştan hakkı olarak as of right adv.
herkesin eğitim hakkı vardır everyone has right to education expr.
itiraz hakkı saklı kalmak koşuluyla reserving the right to object expr.
itiraz hakkı saklı kalmak şartıyla reserving the right to object expr.
(biri/bir şey) hakkı için in the name of (someone or something) expr.
Proverb
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his due
dilencinin seçme hakkı yoktur beggars cannot be choosers
allah'ın hakkı üçtür third time's the charm
biri bir şeyin kontrolünü/mülkiyetini elinde bulunduruyorsa başka birinin yasal hakkı olsa da bunu o kişinin elinden alması çok zordur possession is nine points/tenths of the law
bir şeyin hakkı onu elinde bulundurandadır possession is nine points/tenths of the law
allahın hakkı üçtür third time pays for all
Colloquial
bir şey üzerinde rakiplerin önüne geçerek ansızın mülkiyet veya kullanım hakkı iddia etme landgrab n.
-in hakkı dibs on n.
-in kullanım hakkı dibs on n.
-in tercih/seçim hakkı dibs on n.
bir şey hakkı dibs on something n.
bir şeyin kullanım hakkı dibs on something n.
bir şeyin hakkı dibs on something n.
yapma hakkı license to do n.
tercih/seçim hakkı olmayan boxed in adj.
tercih/seçim hakkı kalmayan boxed in adj.
tercih/seçim hakkı olmayan/kalmayan in a box adj.
sezar'ın hakkı sezar'a give credit where credit is due expr.
Idioms
tanınmış bir (tescilli) markanın fikir hakkı/fikri mülkiyet branded IP n.
normal yollar dışında yarışmaya katılım hakkı verilen kişi veya takım wild card n.
birinin parasının hakkı one's money's worth n.
birinin verdiği paranın hakkı one's money's worth n.
adil söz hakkı a fair hearing n.
bir şeyi yapma hakkı license to do something n.
söz hakkı olma a say (in something) n.
(bir şeyde) söz hakkı olma a say (in something) n.
(bir şeyde) söz hakkı a voice (in something) n.
(bir kararda) söz hakkı voice (in something) n.
(bir kararda) söz hakkı say (in something) n.
(bir şeyi) yapma hakkı/izni/ayrıcalığı the right to (do) (something) n.
(bir şeyi) yapma hakkı/izni/ayrıcalığı a right to (do) (something) n.
yatırımın/çabanın hakkı bang for the buck n.
yatırımın/çabanın hakkı bang for one's buck n.
indirimde olup kalmayan bir ürünü sonraki bir tarihte alabilme hakkı sağlayan kağıt rain check (on something) n.
hakkı olan (miktar) one's fair share n.
yapma hakkı right to do n.
söz/konuşma hakkı the floor n.
üç hata/yanlış yapma hakkı three-strikes rule n.
üç hata/yanlış yapma hakkı three-strike rule n.
biri/bir şey üzerindeki mülkiyet hakkı mücadelesi tug of love n.
bir şey yapmaya hakkı olmamak have no business to do something v.
hakkı olmamak have no business v.
hakkı olmak have a right to v.
ilk kullanım hakkı/sıranın başında olmak have first dibs on something v.
senyör hakkı droit de seigneur v.
efendi hakkı droit de seigneur v.
feodal dönemde efendinin düğün gecesinde gelinle yatma hakkı droit de seigneur v.
(hayranlar tarafından yazılan kurgu hikayelerin satılabilmesi için) telif hakkı gerektiren kısımları çıkarmak file off the serial number(s) v.
(bir şeyde) söz hakkı olmak get a say (in something) v.
(bir şeyde) söz hakkı olmak get a voice (in something) v.
(birine) ilk hakkı tanımak give (one) (the right of) first refusal v.
(birine) ilk hakkı tanımak give (one) (the right to) first refusal v.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmak be (one's) place (to do something) v.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmamak not be somebody’s place to do something v.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmak be somebody’s place to do something v.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmamak not (one's) place (to do something) v.
çalışmadan rahat ve refah içinde bir yaşamın hakkı olduğunu düşünmek think the world owes (one) a living v.
çalışmadan rahat ve refah içinde bir yaşamın hakkı olduğunu düşünmek think the world owes you a living v.
satışa çıkmadan alma hakkı vermek give somebody the first refusal v.
(birine) ilk hakkı tanımak give (one) (the right of) first refusal v.
(birine) ilk hakkı tanımak give (one) (the right to) first refusal v.
(bir şey yapmaya) hakkı olmak have a right to (do something) v.
(bir şey yapmaya) hakkı olmak have the right to (do something) v.
(bir şeye) hakkı olmak have a right to (something) v.
(bir şeye) hakkı olmak have the right to (something) v.
ilk kullanım hakkı/sıranın başında olmak have dibs on v.
yapmaya hakkı olmamak have no business doing v.
bir şey yapmaya hakkı olmamak have no business doing something/to do something v.
bir kaynağı kullanma hakkı olmak have recourse to something v.
(bir şey) hakkı right to (something) adj.
allah'ın hakkı üçtür the third time is the charm expr.
allah'ın hakkı üçtür third time lucky expr.
başım hakkı için for the life of me expr.
dilencinin seçme hakkı yoktur beggars can't be choosers expr.
hakkı olan kazandı the affirmative has it expr.
sezarın hakkı sezara give the devil his due expr.
sezar'ın hakkı sezar'a credit where credit is due expr.
sezar'ın hakkı sezar'a give the devil his/her due expr.
söz/konuşma hakkı senin/sizin the floor is yours expr.
Speaking
bu hakkı nereden buluyorsun? where do you get off? expr.
çocuğun hakkı var kid's got a point expr.
hakkı var she is right expr.
hakkı var he is right expr.
sezarın hakkı sezara hand it to expr.
sana üç tahmin hakkı versem? how about I give you three guesses? expr.
sana bu hakkı kim veriyor? where do you get off? expr.
sana bu hakkı veren ne? what gives you that right? expr.
yaşamaya hakkı yoktu he had no right to live expr.
Trade/Economic
kuponlar tükendiğinde yeni kupon alma hakkı vermek üzere düzenlenen kıymetli evrak talon n.
rüçhan hakkı sağlayan hisse senedi çıkarma capitalization issue n.
yalnızca bağlı satış kapsamında bulunan ürün veya satın alma hakkı tie-in n.
alacak hakkı claim n.
alacaklının belirli varlıklar üzerindeki kanuni rehin hakkı lien n.
alıcının malın sevkiyatında takibedilecek yolu belirleme hakkı buyer's right to route n.
alıcıya satın alma hakkı tanıyan kimse optionor n.
alıcıya tanınan satınalma ya da satma hakkı option n.
alınmış ticari faliyet hakkı acqouired right to do business n.
antlaşmaya taraf olan ülkenin gerektiğinde gümrük tarifelerini ve diğer ödünleri uygulamama hakkı clause n.
ayrıcalık hakkı franchise n.
ayrılma hakkı (uçak/gemi) clearance n.
belli bir teminatın üzerinde rüçhan hakkı veren tahvil underlying bond n.
belli bir süre içinde malı belli fiyattan satın alıp almama hakkı option to purchase n.
başka şirketlerle arzulanmayan bir birleşme durumunda sahibine bedelinin ödenmesini talep etme hakkı veren tahviller poison put n.
belli bir teminatın üzerinde öncelik hakkı veren tahvil underlying bond n.
başka bir eyalette de kuruluş hakkı bulunan firma tramp corporation n.
barınma hakkı housing right n.
birlikte satışa zorlama hakkı drag-along right n.
beylik hakkı seignorage n.
beylik hakkı seniorage n.
bir hisse senedinin gerçekleşen kar paylarının alım hakkı hariç satılması ex-dividend n.
birlikte satma hakkı tag-along right n.
bütçe hakkı power of the purse n.
bir hisse senedini komisyon karşılığı önceden tespit edilen tarihte ve fiyattan satınalma hakkı call option n.
borç erteleme hakkı moratorium n.
bir hakkı kısıtlayıcı sözleşme onerous contract n.
bilgi alma hakkı right to demand information n.
çalışma hakkı right to employment n.