sertçe

Sens de "sertçe" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	sertçe	severely adv.
James severely said, 'Get out of my way.' James sertçe "Yolumdan çekil." dedi. More Sentences
2	General	sertçe	stiffly adv.
Tom stood stiffly. Tom sertçe ayağa kalktı. More Sentences
3	General	sertçe	subacid adj.
4	General	sertçe	hard adj.
5	General	sertçe	impliably adv.
6	General	sertçe	strongly adv.
7	General	sertçe	spartanly adv.
8	General	sertçe	piercingly adv.
9	General	sertçe	headily adv.
10	General	sertçe	pungently adv.
11	General	sertçe	ungenerously adv.
12	General	sertçe	intransigeantly adv.
13	General	sertçe	harshly adv.
14	General	sertçe	keenly adv.
15	General	sertçe	impetuously adv.
16	General	sertçe	rough adv.
17	General	sertçe	gruffly adv.
18	General	sertçe	rigorously adv.
19	General	sertçe	rigidly adv.
20	General	sertçe	uncompromisingly adv.
21	General	sertçe	inclemently adv.
22	General	sertçe	caustically adv.
23	General	sertçe	unkindly adv.
24	General	sertçe	crustily adv.
25	General	sertçe	hardly adv.
26	General	sertçe	sharp adv.
27	General	sertçe	dourly adv.
28	General	sertçe	tartly adv.
29	General	sertçe	tartly adv.
30	General	sertçe	tartly adv.
31	General	sertçe	ungently adv.
32	General	sertçe	unpliably adv.
33	General	sertçe	unsoft adv.
34	General	sertçe	untemperately adv.
35	General	sertçe	hard adv.
36	General	sertçe	firm adv.
37	General	sertçe	soss [dialect] [uk] adv.
38	General	sertçe	square adv.
39	General	sertçe	stiff adv.
40	General	sertçe	streite adv.
41	General	sertçe	stour adv.
Chemistry
42	Chemistry	sertçe	semiacid adj.

Sens de "sertçe" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 126 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	sertçe vurmak	bash v.
General
2	General	sertçe vurarak atmak	blast v.
He blasted the ball to left field. Topa sertçe vurarak sol kanada fırlattı. More Sentences
3	General	sertçe bastırmak	grind v.
He ground out his cigar and glared at his watch. Purosunu sertçe bastırarak söndürdü ve gözlerini saatine dikti. More Sentences
4	General	(gemi vb.) sertçe yalpalamak	plunge v.
The boat plunged through the icy waves of the Arctic Ocean. Tekne, Arktik Okyanusu'nun buzlu dalgaları arasında sertçe yalpalıyordu. More Sentences
5	General	sertçe vurmak	wallop v.
He walloped the punching bag with all his strength. Kum torbasına tüm gücünü kullanarak sertçe vurdu. More Sentences
6	General	(ayağını) sertçe yere vurmak	stamp v.
He stamped his foot, refusing to take his bath. Banyo yapmayı reddederek ayağını sertçe yere vurdu. More Sentences
7	General	(beyzbol topuna) sertçe vurmak	fly v.
John flew the ball and started to run. John topa sertçe vurdu ve koşmaya başladı. More Sentences
8	General	sertçe vurmak	smack v.
Ledger was offended and smacked his phone down on the table. Ledger sinirlendi ve telefonunu sertçe masaya vurdu. More Sentences
Sport
9	Sport	sertçe vurmak	hammer v.
John hammered the rock with anger and broke his leg. John öfke içinde kayaya sertçe vurdu ve bacağını kırdı. More Sentences
General
10	General	sertçe vuran kişi	smiter n.
11	General	sertçe çeken kimse	yanker n.
12	General	sertçe çeken kimse	jerker n.
13	General	sertçe kazıma	grade n.
14	General	sertçe kesme	grade n.
15	General	sertçe kaşıma sesi	gride n.
16	General	sertçe kesme sesi	gride n.
17	General	sertçe kaşıma	gride n.
18	General	sertçe kesme	gride n.
19	General	sertçe azarlama	heck n.
20	General	sertçe vurma	plump n.
21	General	sertçe düşme	plump n.
22	General	sertçe düşme	plumper n.
23	General	sertçe düşen şey	squasher n.
24	General	sertçe eleştirmek	knock v.
25	General	ayağını sertçe vurmak	stamp v.
26	General	sertçe vurmak	hit hard v.
27	General	sertçe basmak	punch v.
28	General	baba gibi sertçe azarlamak	dutch uncle v.
29	General	sertçe vurmak	smit v.
30	General	sertçe eleştirmek	censure v.
31	General	birden sertçe bırakıvermek	flop v.
32	General	bir şeyin üzerine sertçe bastırmak	bear down too hard v.
33	General	(kuvvetle/sertçe) vurmak	ram v.
34	General	boynuna sertçe şaplak atmak	neck v.
35	General	sertçe eleştirmek	exagitate v.
36	General	sertçe sürmek	hackney [obsolete] v.
37	General	sertçe okşamak	maul v.
38	General	sertçe vurmak	boom v.
39	General	sertçe dağıtmak	bounce v.
40	General	sertçe reddetmek	brush v.
41	General	sertçe vurmak	rip v.
42	General	üzerine sertçe basmak	grieve [obsolete] v.
43	General	sertçe ovalamak	grind v.
44	General	sertçe eleştirmek	roast v.
45	General	(yüzeyi) sertçe ovmak	ruffle v.
46	General	sertçe vurmak	chuff v.
47	General	sertçe çarpışmak	impinge [obsolete] v.
48	General	sertçe atmak	clod [dialect] [uk] v.
49	General	birden ve sertçe söylemek	crack v.
50	General	sertçe vurmak	cut v.
51	General	sertçe eleştirmek	drub v.
52	General	(birine) sertçe vurmak	drybeat v.
53	General	sertçe vurmak	dry-beat v.
54	General	sertçe vurmak	dunt [scotland] v.
55	General	sertçe çarpışmak	dush v.
56	General	sertçe vurup devirmek	dush v.
57	General	sertçe vurmak	pop v.
58	General	sertçe bırakmak	fasten [obsolete] v.
59	General	sertçe halletmek	fight v.
60	General	sertçe yönetmek	fight v.
61	General	sertçe eleştirmek	flay v.
62	General	sertçe eleştirmek	flog v.
63	General	sertçe vurmak	percuss v.
64	General	sertçe çekmek	pluck v.
65	General	sertçe eleştirmek	scourge v.
66	General	sertçe geçirmek	smight v.
67	General	sertçe vurmak	smight v.
68	General	sertçe yanıtlamak	snap v.
69	General	sertçe vurmak	snick v.
70	General	sertçe itmek	snick v.
71	General	sertçe çekmek	sole v.
72	General	sertçe düşmek	soss [dialect] [uk] v.
73	General	sertçe havaya fırlatmak	spanghew [dialect] [uk] v.
74	General	sertçe fırlatmak	spang [dialect] [scotland/uk] v.
75	General	sertçe havaya atmak	spanghew [dialect] [uk] v.
76	General	(yumuşak ve ağır nesne) sertçe düşmek	squash v.
77	General	sertçe tartışmak	squib v.
78	General	sertçe çıkarmak	stram v.
79	General	sertçe eleştirmek	assault v.
80	General	sertçe kapmak	paw v.
81	General	sertçe inmek	swan-dive v.
82	General	sertçe esen (rüzgar)	brisk adj.
83	General	sertçe esen (rüzgar)	alacritous adj.
84	General	sertçe esen (rüzgar)	alacrious adj.
85	General	sertçe düşerek	squattily [rare] adv.
Phrasals
86	Phrasals	(dalga v) (kıyıya/sahile) sertçe vurmak	lash against something v.
87	Phrasals	(sakız vb gibi) sertçe bastırmak	press something into something v.
88	Phrasals	(sakız vb gibi) sertçe bastırmak	press something in v.
89	Phrasals	sertçe eleştirmek	pull apart v.
90	Phrasals	(bir şeye) sertçe vurmak	knock on (something) v.
91	Phrasals	(bir şeyi) sertçe ısırmak	bite down on (something) v.
92	Phrasals	'-e sertçe vurmak	lash against v.
93	Phrasals	(birini/bir şeyi/kendini) sertçe bir yere çarpmak/çalmak	plonk (someone, something, or oneself) down v.
94	Phrasals	sertçe azarlamak	dust down v.
Colloquial
95	Colloquial	sertçe çitileme	elbow grease n.
Idioms
96	Idioms	sertçe eleştirmek	rip somebody/something to bits v.
97	Idioms	sertçe eleştirmek	rip somebody/something apart to bits v.
98	Idioms	sertçe eleştirmek	rip somebody/something to shreds v.
99	Idioms	sertçe eleştirmek	rip somebody/something apart to shreds v.
100	Idioms	sertçe çitilemek	use (a little) (bit of) elbow grease v.
101	Idioms	sertçe (bir yerinin) üstüne düşmek	come down hard on (something) v.
102	Idioms	(bir şeyin) üstüne sertçe düşmek	come down hard on (something) v.
103	Idioms	kapıyı sertçe kapatmak	slam the door shut v.
104	Idioms	sertçe konuşmak	snap off one's head v.
105	Idioms	sertçe konuşmak	snap off one's nose v.
Formal
106	Formal	sertçe eleştirmek	deliver rebuke v.
Speaking
107	Speaking	kapının sertçe çalınması uyandırdı beni	a hard knock on the door woke me up expr.
Technical
108	Technical	sertçe sıkışmış kar	packed snow n.
109	Technical	(metal çubuğu) tele doğru sertçe çekmek	roughdraw v.
Meteorology
110	Meteorology	sertçe esen (rüzgar)	fresh adj.
Sport
111	Sport	sertçe vurulan topun uçuşu	drive n.
112	Sport	sertçe vurulan badminton tuzluğunun havada gidişi	drive n.
113	Sport	rakibin bıçağını saptırmak için kendi bıçağıyla sertçe vurma	beat n.
114	Sport	sayı yapmak için kriket topuna sertçe vurmak	have a go v.
115	Sport	sayı yapmak için kriket topuna sertçe vurmak	have a go v.
116	Sport	(badminton) topa yere paralel olacak şekilde aşağıdan ve sertçe vurmak	drive v.
117	Sport	(kriket) vurucunun vuruş sırası başlangıcında topa sertçe vurması	pinch-hit v.
118	Sport	(atılmış kriket topuna) alttan sertçe vurmak	smother v.
119	Sport	(krikette vurucuyu) sertçe yakalamak	snap (up) v.
Archaic
120	Archaic	sertçe kazımak	grate v.
121	Archaic	sertçe ovmak	grate v.
Slang
122	Slang	(abd'deki okullarda) acı vermeyi amaçlayan bir şekilde, elin yumruk yapılarak birinin başına sertçe sürülmesi	noogie n.
123	Slang	sertçe vurmak	dump v.
124	Slang	sertçe vurmak	flop [uk] v.
125	Slang	sertçe vurmak	puck [ireland] v.
126	Slang	sertçe vurmak	slough v.