zorlu

Sens de "zorlu" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 69 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	zorlu	tough adj.
However, the negotiations on the long-term recovery plan will be tough. Ancak, uzun vadeli kurtarma planına ilişkin müzakereler zorlu geçecektir. More Sentences
2	Common Usage	zorlu	formidable adj.
We need two more people for such formidable work. Böylesine zorlu bir iş için iki kişiye daha ihtiyacımız var. More Sentences
3	Common Usage	zorlu	difficult adj.
It is not surprising that the debate is long and difficult. Tartışmanın uzun ve zorlu olması şaşırtıcı değildir. More Sentences
4	Common Usage	zorlu	compelling adj.
General
5	General	zorlu	formidable adj.
He would therefore combine very different responsibilities, leading to a formidable mix of styles. Dolayısıyla çok farklı sorumlulukları bir araya getirecek ve bu da zorlu bir tarz karışımına yol açacaktır. More Sentences
6	General	zorlu	challenging adj.
Learning French as a second language was a challenging journey for me. Fransızcayı ikinci dil olarak öğrenmek benim için zorlu bir yolculuktu. More Sentences
7	General	zorlu	intractable adj.
The hurdles along the way came to be more intractable than expected. Yol boyunca karşılaşılan engeller beklenenden daha zorlu çıktı. More Sentences
8	General	zorlu	demanding adj.
It is an incredibly demanding task that the President-in-Office has taken upon his shoulders. Bu, Görevdeki Başkan'ın omuzlarına aldığı inanılmaz derecede zorlu bir görevdir. More Sentences
9	General	zorlu	arduous adj.
Our thanks go to the rapporteur for his successful consensus-building, which is always an arduous task. Raportöre, her zaman zorlu bir görev olan uzlaşı sağlama konusundaki başarısından dolayı teşekkür ediyoruz. More Sentences
10	General	zorlu	extreme adj.
They stand up well to even the most extreme of work conditions. En zorlu çalışma koşullarına bile iyi dayanırlar. More Sentences
11	General	zorlu	testing adj.
War creates testing times for each side. Savaş her iki tarafa da zorlu dönemler yaşatıyor. More Sentences
12	General	zorlu	rough adj.
It must be rough traveling 20 days a month. Ayda 20 gün seyahat etmek zor olmalı. More Sentences
13	General	zorlu	hard adv.
It is still a hard fight to obtain greater transparency and supervision where the EIB is concerned. AYB söz konusu olduğunda daha fazla şeffaflık ve denetim elde etmek için hala zorlu bir mücadele verilmektedir. More Sentences
Slang
14	Slang	zorlu	rocky adj.
The economy entered a rocky path with the war. Ekonomi savaşla beraber zorlu bir yola girdi. More Sentences
General
15	General	zorlu	stubborn n.
16	General	zorlu	impetuous adj.
17	General	zorlu	grueling adj.
18	General	zorlu	stiff adj.
19	General	zorlu	powerful adj.
20	General	zorlu	sticky adj.
21	General	zorlu	sweaty adj.
22	General	zorlu	insuperable adj.
23	General	zorlu	keen adj.
24	General	zorlu	forcible adj.
25	General	zorlu	strong adj.
26	General	zorlu	stringent adj.
27	General	zorlu	thorny adj.
28	General	zorlu	mighty adj.
29	General	zorlu	influential adj.
30	General	zorlu	violent adj.
31	General	zorlu	striving adj.
32	General	zorlu	rugged adj.
33	General	zorlu	redoubtable adj.
34	General	zorlu	forceful adj.
35	General	zorlu	gruelling adj.
36	General	zorlu	wrenching adj.
37	General	zorlu	redoubted adj.
38	General	zorlu	taxing adj.
39	General	zorlu	thwart adj.
40	General	zorlu	trappy adj.
41	General	zorlu	tricksy adj.
42	General	zorlu	aukward adj.
43	General	zorlu	gnarly adj.
44	General	zorlu	knotted adj.
45	General	zorlu	hardball adj.
46	General	zorlu	hardhanded adj.
47	General	zorlu	hard-handed adj.
48	General	zorlu	hardnose adj.
49	General	zorlu	hefty adj.
50	General	zorlu	rum adj.
51	General	zorlu	impotent [obsolete] adj.
52	General	zorlu	difficile [obsolete] adj.
53	General	zorlu	doubtable adj.
54	General	zorlu	scraggy adj.
55	General	zorlu	scragly [dated] adj.
56	General	zorlu	smashmouth adj.
57	General	zorlu	stubborn adj.
58	General	zorlu	spiney adj.
59	General	zorlu	spiny adj.
Colloquial
60	Colloquial	zorlu	narly adj.
61	Colloquial	zorlu	knarly adj.
62	Colloquial	zorlu	hard-nosed adj.
Idioms
63	Idioms	zorlu	plenty rugged adj.
64	Idioms	zorlu	like fighting snakes expr.
65	Idioms	zorlu	against the collar expr.
Archaic
66	Archaic	zorlu	untractable adj.
67	Archaic	zorlu	disobedient adj.
Slang
68	Slang	zorlu	ball-busting adj.
69	Slang	zorlu	hard-ass adj.

Sens de "zorlu" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 202 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	zorlu iş/görev	challenge n.
General
2	General	uzun ve zorlu bir yolculuk	trek n.
Would you like to join me on this trek? Bu uzun ve zorlu yolculukta bana katılmak ister misin? More Sentences
3	General	zorlu sınama	ordeal n.
Bob has to get through this ordeal on his own. Bob bu zorlu sınavı kendi başına atlatmak zorunda. More Sentences
4	General	zorlu bir dönem	a difficult period n.
Pakistan is going through a difficult period. Pakistan zor bir dönemden geçiyor. More Sentences
5	General	daha zorlu	harder adj.
I had no idea; I thought it was going to be harder. Hiç bir fikrim yoktu; Daha zor olacağını düşündüm. More Sentences
6	General	zorlu mücadele	uphill battle n.
7	General	zorlu ön hazırlık çalışması	spadework n.
8	General	zorlu görev	great task n.
9	General	zorlu görev	uphill battle n.
10	General	zorlu bir dönem	a hard period n.
11	General	zorlu bir süreç	a difficult period n.
12	General	zorlu bir süreç	a hard period n.
13	General	zorlu deneme	acid test n.
14	General	zorlu deneme	crucible n.
15	General	zorlu idareci	ramrod n.
16	General	zorlu alan	black spot n.
17	General	zorlu deneyim	wringer n.
18	General	oldukça zorlu deneyim	hell n.
19	General	zorlu koşullar altında kaçma	hijra n.
20	General	zorlu koşullar altında kaçma	hijrah n.
21	General	zorlu pazarlık	horse trading n.
22	General	(görevde) zorlu, sıkıntılı veya kritik evre	hump n.
23	General	uzun ve zorlu süreç	mission [south africa] n.
24	General	iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma	bushfighting n.
25	General	zorlu veya tehlikeli rakip	gentleman n.
26	General	zorlu gereklilik	rigor n.
27	General	zorlu standart	rigor n.
28	General	zorlu standart	rigour n.
29	General	zorlu koşullar	rigours n.
30	General	zorlu gereklilik	rigour n.
31	General	zorlu koşullar	rigors n.
32	General	zorlu hareket	impetuosity n.
33	General	zorlu yollar için hazır bulundurulan ekstra at	cockhorse n.
34	General	zorlu rakip	dragon n.
35	General	zorlu bulmaca	paradox n.
36	General	zorlu karmaşa	paradox n.
37	General	zorlu değişiklik	play n.
38	General	sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey	gauntlet n.
39	General	zorlu sınama	ordal n.
40	General	zorlu prosedür	shlep n.
41	General	uzun ve zorlu yürüyüş	slog n.
42	General	zorlu test	furnace n.
43	General	zorlu çıkarmak	present a challenge v.
44	General	entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek	wise up v.
45	General	zorlu bir başarı elde etmek	squeeze out v.
46	General	daha zorlu	more difficult adj.
47	General	zorlu ama ulaşılabilir	challenging yet attainable adj.
48	General	uygulanışı zorlu teorik detaylar içeren	technical adj.
49	General	zorlu olmayan	unchallenging adj.
50	General	zorlu olmayan	unformidable adj.
51	General	zorlu gereklilikleri karşılayan	high-test adj.
52	General	zorlu (görev)	mountainous adj.
53	General	zorlu oturum	marathon adj.
54	General	zorlu bir biçimde	insuperably adv.
55	General	zorlu bir şekilde	sweatily adv.
56	General	zorlu bir şekilde	thornily adv.
57	General	daha zorlu ortamlarda	in tougher environments adv.
58	General	zorlu bir dereceye kadar	wrenchingly adv.
59	General	zorlu bir seviyeye kadar	wrenchingly adv.
Phrasals
60	Phrasals	(birini) zorlu bir süreçten kurtarmak	pull through v.
61	Phrasals	zorlu durumlara göğüs germek	weather out v.
62	Phrasals	(yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete) karşı kendini hazırlamak	steel oneself for v.
Proverb
63	Proverb	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times require drastic measures v.
64	Proverb	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times call for drastic measures
Colloquial
65	Colloquial	zorlu rakip	a tough nut to crack n.
66	Colloquial	çetin/zorlu iş/görev	bear n.
67	Colloquial	zorlu iş	bad boy n.
68	Colloquial	dişli/zorlu kimse	great gun n.
69	Colloquial	(iş) zorlu	gut-busting adj.
70	Colloquial	zorlu/çetin bir mücadele	the struggle is real expr.
71	Colloquial	asıl zorlu kısım şimdi başlıyor	(it's) all uphill from here expr.
Idioms
72	Idioms	zorlu rakip	a hard nut to crack n.
73	Idioms	zorlu maç	a needle match n.
74	Idioms	zorlu görev	an uphill fight n.
75	Idioms	zorlu görev	an uphill battle n.
76	Idioms	zorlu görev	an uphill struggle n.
77	Idioms	zorlu görev	an uphill task n.
78	Idioms	zorlu görev	an uphill job n.
79	Idioms	zorlu iş	an uphill task n.
80	Idioms	zorlu mücadele	an uphill job n.
81	Idioms	zorlu iş	an uphill struggle n.
82	Idioms	zorlu mücadele	an uphill struggle n.
83	Idioms	zorlu iş	an uphill job n.
84	Idioms	zorlu mücadele	an uphill fight n.
85	Idioms	zorlu iş	an uphill battle n.
86	Idioms	zorlu mücadele	an uphill task n.
87	Idioms	zorlu iş	an uphill fight n.
88	Idioms	zorlu mücadele	an uphill battle n.
89	Idioms	zorlu mücadele	uphill battle n.
90	Idioms	zorlu görev	uphill battle n.
91	Idioms	(zorlu bir) ilk deneyim	baptism of fire n.
92	Idioms	zorlu mücadele	uphill struggle n.
93	Idioms	zorlu görev	uphill struggle n.
94	Idioms	zorlu bir süreç	tough sledding n.
95	Idioms	zorlu bir dönem	tough sledding n.
96	Idioms	zorlu bir dönem	hard sledding n.
97	Idioms	zorlu bir süreç	hard sledding n.
98	Idioms	zorluklarla dolu/zorlu/zor yaşam	life in the raw n.
99	Idioms	zorlu süreç	rocky road n.
100	Idioms	zorlu dönem	a torrid time n.
101	Idioms	zorlu ve zahmetli iş	the way of the cross n.
102	Idioms	son derece zorlu görev	backbreaker n.
103	Idioms	zorlu bir süreç	a long row to hoe n.
104	Idioms	zorlu/zahmetli/sıkıntılı dönem	a rough passage n.
105	Idioms	çok zorlu şey	a deuce of a (something) n.
106	Idioms	zorlu bir savaşın ya da içinden çıkılması güç bir durumun sonu	bitter end n.
107	Idioms	zorlu problemler karşısında bilgece kararlar veren kimse	a daniel come to judgement n.
108	Idioms	zorlu rakip	tough egg (to crack) n.
109	Idioms	zorlu rakip	tough nut to crack n.
110	Idioms	zorlu rakip	tough egg to crack n.
111	Idioms	kendini zorlu bir sınavın içerisinde bulma	baptism of fire n.
112	Idioms	zorlu bir durumun/sınavın içine dalma	baptism by fire n.
113	Idioms	hazırlıksız bir şekilde zorlu bir durumun içine dalma	baptism by fire n.
114	Idioms	kariyerinin zorlu basamakları	the greasy pole n.
115	Idioms	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole n.
116	Idioms	ilerlemenin/yükselmenin zorlu yolu/tırmanışı	the greasy pole [uk/australia] n.
117	Idioms	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole [uk/australia] n.
118	Idioms	zorlu kimse	a tough nut (to crack) n.
119	Idioms	zorlu kimse	a tough cookie n.
120	Idioms	zorlu iş	a tough nut to crack n.
121	Idioms	zorlu kimse	tough customer someone n.
122	Idioms	zorlu kimse	a hard nut (to crack) n.
123	Idioms	zorlu kimse	one tough cookie n.
124	Idioms	zorlu kimse/müşteri	a tough customer/cookie n.
125	Idioms	zorlu iş	an uphill struggle n.
126	Idioms	zorlu iş	an uphill task n.
127	Idioms	zorlu iş	an uphill battle n.
128	Idioms	zorlu mücadele	an uphill battle n.
129	Idioms	zorlu mücadele	an uphill struggle n.
130	Idioms	zorlu mücadele	an uphill task n.
131	Idioms	zorlu/dişli biri/bir şey	force to be reckoned with n.
132	Idioms	(bir şeye) doğru giden/uzanan zorlu süreç	rocky road (to something) n.
133	Idioms	-e doğru giden/uzanan zorlu süreç	the rocky road to n.
134	Idioms	zorlu bir deneme sürecinden geçirme	trial by fire n.
135	Idioms	zorlu sınavdan geçirme	trial by fire n.
136	Idioms	birine zorlu/sıkıntılı anlar yaşatmak	give somebody a rough time v.
137	Idioms	yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete karşı hazırlanmak/hazır olmak	steel oneself for someone or something v.
138	Idioms	bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek	belly up to the bar v.
139	Idioms	zorlu bir yol olmak	give somebody a bumpy ride v.
140	Idioms	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride v.
141	Idioms	zorlu bir yol olmak	give (one) a bumpy ride v.
142	Idioms	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride v.
143	Idioms	zorlu çıkmak	catch a tartar v.
144	Idioms	tatsız/zorlu bir döneme girmek	hit a sticky patch v.
145	Idioms	tatsız/zorlu bir döneme girmek	go through/hit a sticky patch v.
146	Idioms	zorlu bir işle uğraşmak	be in a spot of bother v.
147	Idioms	(birine) zorlu bir sınama olmak	put (one) through the mangle v.
148	Idioms	zorlu/dişli biri olmak	be a force to be reckoned with v.
149	Idioms	zorlu olmak	be not a bed of roses v.
150	Idioms	zorlu olmak	be no picnic v.
151	Idioms	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the wringer v.
152	Idioms	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the hoop v.
153	Idioms	zorlu ön hazırlık çalışmasını yapmak	do the spadework v.
154	Idioms	(biriyle) zorlu bir mücadeleye girmek	play hardball (with someone) v.
155	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoop v.
156	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the wringer v.
157	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoops v.
158	Idioms	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	handwringing adj.
159	Idioms	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	hand-wringing adj.
160	Idioms	(zorlu bir göreve karşı) tam donanımlı	loaded for bear adj.
161	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmı	where the rubber meets the road expr.
162	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	(someone or something) to be reckoned with expr.
163	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to reckon with expr.
164	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to be reckoned with expr.
165	Idioms	zorlu bir iş/görev	no picnic expr.
166	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmı	the rubber hits the road expr.
167	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	where the rubber hits the road expr.
168	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber meets the road expr.
169	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber hits the road expr.
170	Idioms	zorlu bir çaba gerektirmeden	without tears expr.
Trade/Economic
171	Trade/Economic	zorlu sınavdan geçirme	trial-by-fire n.
172	Trade/Economic	zorlu müşteri	difficult client n.
173	Trade/Economic	zorlu müşteri	hard customer n.
174	Trade/Economic	zorlu müşteri	tough customer n.
Technical
175	Technical	zorlu çekiş	forced draught n.
Informatics
176	Informatics	zorlu işletme koşulları	rugged operating conditions n.
Medical
177	Medical	zorlu ekspiratuvar hacim	force expiratory volume n.
178	Medical	zorlu diürez	force diuresis n.
179	Medical	zorlu ekspirasyon volümü	forced expiratory volume n.
180	Medical	volenter ve zorlu ekstansiyon	voluntary and forced extension n.
181	Medical	zorlu inspirasyon	forced inspiration n.
182	Medical	zorlu ekspiratuvar volümü	forced expiratory volume n.
Pathology
183	Pathology	zorlu antrenmanlar yapan sporcularda yaygın görülen genişlemiş kalp rahatsızlığı	athlete's heart n.
Education
184	Education	ulaşılması zorlu okullar	though schools out reach n.
185	Education	zorlu/zahmetli okullar	hard-to-staff schools n.
History
186	History	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	woolly [us] adj.
187	History	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	wooly [us] adj.
Religious
188	Religious	etik ilkeleri veya dini doktrinleri yorumlama yoluyla zorlu vicdani durumların çözümlenmesi	case divinity n.
Philosophy
189	Philosophy	ezoterik, belirsiz veya zorlu durumlar hakkında özel bilgi sahibi kimse	cabalist n.
Military
190	Military	zorlu bir görev için genellikle gönüllüler arasından seçilmiş askerler	a forlorn hope n.
Sport
191	Sport	rafting araçlarının son derece zorlu su kesimlerinden ve hızlı akışlardan geçtiği ekstrem spor türü	white-water rafting n.
192	Sport	sürücülerin becerilerinin zorlu zeminlerde test edildiği motosiklet müsabakası	trial n.
193	Sport	(kaya tırmanışında) zorlu rota	diff n.
Latin
194	Latin	zorlu yollardan yıldızlara	per ardua ad astra expr.
Slang
195	Slang	hapishanedeki çete üyesi zorlu bir görev verilmesi	heart check n.
196	Slang	zor/zorlu/güç durum	conk-buster n.
197	Slang	zor/zorlu/güç durum	konk-buster n.
198	Slang	zorlu mesele	conk-buster n.
199	Slang	zorlu iş	hard n.
200	Slang	zorlu iş	bitch n.
201	Slang	zorlu araştırma ve geliştirme	heavy lifting n.
202	Slang	(askerler için) üzerinde ağır teçhizatlarla zorlu bir arazide yürümek	yomp v.