|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
crash f.
|
çarpışmak |
|
A cab crashed into a train this Wednesday.
Bu çarşamba bir taksi ve bir tren çarpıştı.
More Sentences
|
2 |
Yaygın Kullanım |
crash f.
|
çarpmak |
|
Jimmy lost control of the vehicle and crashed it into a tree.
Jimmy aracın kontrolünü kaybederek bir ağaca çarptı.
More Sentences
|
General |
|
3 |
Genel |
crash i.
|
gürültü |
|
I heard a crash at about ten o'clock last night.
Dün gece saat on civarında bir gürültü duydum.
More Sentences
|
4 |
Genel |
crash i.
|
şangırtı |
|
The shelves came down with a crash.
Raflar büyük bir şangırtıyla aşağı indi.
More Sentences
|
5 |
Genel |
crash i.
|
iflas |
|
During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.
1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.
More Sentences
|
6 |
Genel |
crash i.
|
kaza |
|
There was a fatal plane crash in China.
Çin'de ölümlü bir uçak kazası oldu.
More Sentences
|
7 |
Genel |
airplane crash i.
|
uçak kazası |
|
All the passengers were killed in the airplane crash.
Uçak kazasında tüm yolcular öldü.
More Sentences
|
8 |
Genel |
crash helmet i.
|
kask |
|
You had better put on your crash helmet.
Kaskını giysen iyi olur.
More Sentences
|
9 |
Genel |
crash i.
|
çökme |
|
I asked IT to fix the crash.
Bilgi işlemden çökmeyi düzeltmesini istedim.
More Sentences
|
10 |
Genel |
car crash i.
|
araba kazası |
|
Dan survived the car crash.
Dan araba kazasında hayatta kaldı.
More Sentences
|
11 |
Genel |
plane crash i.
|
uçak düşmesi |
|
The pilot bailed out before the plane crashed.
Uçak düşmeden önce pilot kaçtı.
More Sentences
|
12 |
Genel |
plane crash i.
|
uçak kazası |
|
No one survived the plane crash.
Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.
More Sentences
|
13 |
Genel |
crash i.
|
çarpışma |
|
I'll never forget the sound the crash made.
Çarpışmanın çıkardığı sesi asla unutmayacağım.
More Sentences
|
14 |
Genel |
train crash i.
|
tren kazası |
|
Dan witnessed the train crash.
Dan tren kazasına tanık oldu.
More Sentences
|
15 |
Genel |
crash i.
|
(borsa) çöküş |
|
He lost all his money after the crash of October 1987.
Ekim 1987'deki çöküşün ardından tüm parasını kaybetti.
More Sentences
|
16 |
Genel |
crash f.
|
çarpmak |
|
We're going to crash.
Çarpacağız.
More Sentences
|
17 |
Genel |
crash f.
|
batmak |
|
The stock market has crashed.
Borsa battı.
More Sentences
|
18 |
Genel |
crash f.
|
gürlemek |
|
Lightning flared, and thunder crashed dramatically.
Şimşek parladı ve şiddetle gök gürledi.
More Sentences
|
19 |
Genel |
crash f.
|
sabahlamak |
|
I need a place to crash.
Sabahlamak için bir yere ihtiyacım var.
More Sentences
|
20 |
Genel |
crash f.
|
çökmek |
|
I think a virus might have caused the system to crash.
Sanırım bir virüs sistemin çökmesine neden olmuş olabilir.
More Sentences
|
|
21 |
Genel |
crash into f.
|
çarpmak |
|
When the two planes crashed into the World Trade Center they demolished more than the twin towers.
İki uçak Dünya Ticaret Merkezi'ne çarptığında ikiz kulelerden daha fazlasını yıktılar.
More Sentences
|
22 |
Genel |
crash f.
|
düşmek |
|
If these engines fail as a result of technical problems or deliberate sabotage, then the aircraft will crash.
Eğer bu motorlar teknik sorunlar ya da kasıtlı bir sabotaj sonucu arızalanırsa, uçak düşecektir.
More Sentences
|
23 |
Genel |
crash f.
|
çarpa çarpa gürültülü bir şekilde gitmek |
|
They stood still as the elephant came crashing through the forest.
Fil ormanın içinde gürültülü bir şekilde giderken kıpırdamadan durdular.
More Sentences
|
24 |
Genel |
(computer) to crash f.
|
bilgisayar çökmek |
|
I wonder what caused your computer to crash.
Bilgisayarının çökmesine neyin sebep olduğunu merak ediyorum.
More Sentences
|
25 |
Genel |
crash f.
|
yere çakılmak |
|
Did the plane crash?
Uçak yere çakıldı mı?
More Sentences
|
26 |
Genel |
crash f.
|
çakılmak |
|
Our plane crashed into the sea.
Uçağımız denize çakıldı.
More Sentences
|
27 |
Genel |
crash f.
|
hezimete uğramak |
|
The team crashed out of Euro 2020.
Takım Euro 2020'de hezimete uğradı.
More Sentences
|
28 |
Genel |
crash f.
|
kalmak |
|
Why don't you crash at my place for a while?
Neden bir süreliğine bende kalmıyorsun?
More Sentences
|
29 |
Genel |
crash f.
|
sızmak |
|
He was so tired that he crashed out on the sun lounger.
O kadar yorgundu ki şezlongda sızıp kalmıştı.
More Sentences
|
30 |
Genel |
crash f.
|
basmak |
|
I can't believe those two crashed our wedding.
O ikisinin düğünümüzü bastığına inanamıyorum.
More Sentences
|
Phrasals |
|
31 |
Öbek Fiiller |
crash down around f.
|
üzerine yıkılmak |
|
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
İskambilden bir ev gibi, Tom'un hayalleri ve planları üzerine yıkıldı.
More Sentences
|
32 |
Öbek Fiiller |
crash down f.
|
yıkılmak |
|
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
Tom'un hayal ve planları, kağıttan bir kule gibi yıkıldı.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
33 |
Ticaret/Ekonomi |
crash f.
|
çökmek |
|
He remembers the day the New York stock market crashed.
New York Borsası'nın çöktüğü günü hatırlıyor.
More Sentences
|
Law |
|
34 |
Hukuk |
crash site i.
|
kaza alanı |
|
The investigators gathered evidence from the crash site.
Müfettişler kaza alanından kanıt topladılar.
More Sentences
|
Computer |
|
35 |
Bilgisayar |
crash i.
|
çökme |
|
What would happen if the long-term savings of future pensioners were engulfed in a stock-market crash?
Geleceğin emeklilerinin uzun vadeli birikimleri bir borsa çöküşünde yutulursa ne olur?
More Sentences
|
Automotive |
|
36 |
Otomotiv |
crash i.
|
çarpışma |
|
I heard an awful crash.
Korkunç bir çarpışma duydum.
More Sentences
|
Traffic |
|
37 |
Trafik |
crash i.
|
çarpışma |
|
Crashes happen all the time.
Çarpışmalar her zaman olur.
More Sentences
|
Military |
|
38 |
Askeri |
crash helmet i.
|
kask |
|
You had better put on your crash helmet.
Kaskını taksan iyi olur.
More Sentences
|
Common Usage |
|
39 |
Yaygın Kullanım |
crash i.
|
kırılma |
|
General |
|
40 |
Genel |
crash i.
|
şırak |
|
|
41 |
Genel |
crash i.
|
çatırtı |
|
42 |
Genel |
crash i.
|
yıkılma |
|
43 |
Genel |
crash i.
|
parçalanma |
|
44 |
Genel |
crash i.
|
oto kazası |
|
45 |
Genel |
crash i.
|
çat |
|
46 |
Genel |
crash i.
|
borsada hisselerin birden düşmesi |
|
47 |
Genel |
crash diet i.
|
sıkı rejim |
|
48 |
Genel |
air crash i.
|
uçak kazası |
|
49 |
Genel |
crash i.
|
seri |
|
50 |
Genel |
crash repairs i.
|
karoser tamiratı |
|
51 |
Genel |
crash i.
|
batkı |
|
52 |
Genel |
crash i.
|
gürleme |
|
53 |
Genel |
crash i.
|
top atma |
|
54 |
Genel |
crash i.
|
tarraka |
|
55 |
Genel |
crash i.
|
gürültü ile düşme |
|
56 |
Genel |
crash i.
|
hızla gelen büyük iflas |
|
57 |
Genel |
crash i.
|
uçak kazası |
|
58 |
Genel |
crash i.
|
araba kazası |
|
59 |
Genel |
crash of thunder i.
|
gök gürültüsü |
|
60 |
Genel |
crash i.
|
cayırtı |
|
61 |
Genel |
crash i.
|
batkınlık |
|
62 |
Genel |
crash i.
|
çözülme |
|
63 |
Genel |
crash i.
|
düşüş |
|
64 |
Genel |
crash i.
|
sukut |
|
65 |
Genel |
crash i.
|
havluluk bez |
|
66 |
Genel |
gate-crash i.
|
davetsiz misafir |
|
67 |
Genel |
hard crash i.
|
örseleyen çöküm |
|
68 |
Genel |
crash i.
|
çatırdı |
|
69 |
Genel |
crash pad i.
|
geçici olarak kalacak yer |
|
70 |
Genel |
plane crash i.
|
uçağın düşmesi |
|
71 |
Genel |
crash diet i.
|
şok diyet |
|
72 |
Genel |
helicopter crash i.
|
helikopter kazası |
|
73 |
Genel |
crash i.
|
yoğun kurs |
|
74 |
Genel |
crash programme i.
|
hızlandırılmış/yoğun ders programı |
|
75 |
Genel |
crash program i.
|
hızlandırılmış/yoğun ders programı |
|
76 |
Genel |
crash starting i.
|
arabayı iterek çalıştırma |
|
77 |
Genel |
crash starting i.
|
arabanın iterek çalıştırılması |
|
78 |
Genel |
car crash i.
|
araba çarpması |
|
79 |
Genel |
crash memory i.
|
kaza belleği |
|
80 |
Genel |
crash barrier i.
|
çarpma bariyeri |
|
|
81 |
Genel |
crash i.
|
gümbürtü |
|
82 |
Genel |
crash i.
|
tiyatroda cam kırılma sesini taklit etmek için kullanılan içi kırık parça dolu sepet |
|
83 |
Genel |
crash i.
|
üzerinde halı serilmiş zemini kaplayan kumaş |
|
84 |
Genel |
crash i.
|
huzursuzluk hali |
|
85 |
Genel |
crash i.
|
gümbürtü |
|
86 |
Genel |
crash f.
|
top atmak (işyeri) |
|
87 |
Genel |
crash the gate f.
|
ücret vermeden girmek |
|
88 |
Genel |
crash f.
|
şangırdamak |
|
89 |
Genel |
crash f.
|
kırılmak |
|
90 |
Genel |
crash f.
|
çarpmak (kaza sonucu) |
|
91 |
Genel |
crash f.
|
atarak paramparça etmek |
|
92 |
Genel |
crash into f.
|
araba ile vurmak |
|
93 |
Genel |
crash f.
|
büyük bir gürültüyle çalmak |
|
94 |
Genel |
crash into f.
|
bindirmek |
|
95 |
Genel |
crash f.
|
parçalamak |
|
96 |
Genel |
crash f.
|
parçalanmak |
|
97 |
Genel |
crash f.
|
iflas borusunu çalmak |
|
98 |
Genel |
crash f.
|
çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde koşmak |
|
99 |
Genel |
have a crash f.
|
kaza yapmak |
|
100 |
Genel |
crash out f.
|
bir başkasının evinde uyumak |
|
101 |
Genel |
crash f.
|
davetsiz olarak gitmek |
|
102 |
Genel |
crash f.
|
düşmek (kaza sonucu) |
|
103 |
Genel |
crash f.
|
hızla iflas etmek (işyeri) |
|
104 |
Genel |
crash f.
|
büyük bir gürültü yapmak |
|
105 |
Genel |
crash f.
|
iflas bayrağını çekmek |
|
106 |
Genel |
crash f.
|
gürültü etmek |
|
107 |
Genel |
crash f.
|
gürültüyle düşmek |
|
108 |
Genel |
crash f.
|
iflas etmek |
|
109 |
Genel |
crash f.
|
paldır küldür gitmek |
|
110 |
Genel |
crash f.
|
kırmak |
|
111 |
Genel |
crash f.
|
top atmak |
|
112 |
Genel |
crash f.
|
çatırdamak |
|
113 |
Genel |
crash into a truck coming from the opposite direction f.
|
karşı yönden seyreden bir kamyona çarpmak |
|
114 |
Genel |
crash into a truck coming from the opposite direction f.
|
karşı yönden gelen kamyona çarpmak |
|
115 |
Genel |
(one's computer) to crash f.
|
bilgisayarı çökmek |
|
116 |
Genel |
(the wave) to crash f.
|
dalga çarpmak |
|
117 |
Genel |
crash f.
|
gürültüyle çarpmak |
|
118 |
Genel |
crash f.
|
çarptırmak |
|
119 |
Genel |
crash f.
|
bindirmek |
|
120 |
Genel |
crash f.
|
düşüp parçalanmak |
|
121 |
Genel |
gate-crash f.
|
düzenlelen bir etkinliğe biletsiz gelmek |
|
122 |
Genel |
crash-land f.
|
mecburi iniş yapmak |
|
123 |
Genel |
crash-land f.
|
hasarlı indirmek |
|
124 |
Genel |
crash-land f.
|
hasarlı inmek |
|
125 |
Genel |
crash-land f.
|
zorunlu iniş yaptırmak |
|
126 |
Genel |
gate-crash f.
|
basmak |
|
127 |
Genel |
crash and burn f.
|
hezimete uğramak |
|
128 |
Genel |
crash and burn f.
|
başarısız olmak |
|
129 |
Genel |
crash and burn f.
|
düşüp infilak etmek |
|
130 |
Genel |
crash right after takeoff f.
|
kalkıştan hemen sonra yere çakılmak |
|
131 |
Genel |
survive the plane crash f.
|
uçak kazasından sağ kurtulmak |
|
132 |
Genel |
crash through the waves f.
|
dalgaları yararak aşmak |
|
133 |
Genel |
crash into the reef f.
|
kayalıklara çarpmak |
|
134 |
Genel |
die in a plane crash f.
|
uçak kazasında ölmek |
|
135 |
Genel |
crash a wedding f.
|
bir düğüne davetsiz katılmak |
|
136 |
Genel |
head on crash f.
|
(araç) kafa kafaya çarpışmak |
|
137 |
Genel |
crash a party f.
|
partiye davetsiz katılmak |
|
138 |
Genel |
crash a party f.
|
partiye davetsiz gitmek |
|
139 |
Genel |
crash a party f.
|
partiye davet edilmeden gitmek |
|
140 |
Genel |
crash f.
|
köşeyi dönmek |
|
141 |
Genel |
crash f.
|
birdenbire aşırı popüler olmak |
|
142 |
Genel |
crash f.
|
voliyi vurmak |
|
143 |
Genel |
crash f.
|
gündeme başsayfadan girmek |
|
144 |
Genel |
crash [obsolete] f.
|
dişlerini gıcırdatmak |
|
145 |
Genel |
crash-test f.
|
(yeni ürünü) güvenlik açısından test etmek |
|
146 |
Genel |
crash f.
|
büyük bir gürültüyle vurmak |
|
147 |
Genel |
crash f.
|
gürlemek (gök) |
|
148 |
Genel |
crash f.
|
gecelemek |
|
149 |
Genel |
crash f.
|
davetsiz gelmek |
|
150 |
Genel |
crash f.
|
kafayı vurup yatmak |
|
151 |
Genel |
crash s.
|
şangır şungur |
|
152 |
Genel |
crash s.
|
hızlı |
|
153 |
Genel |
crash s.
|
yoğun |
|
154 |
Genel |
crash s.
|
maksimum kaynak kullanılarak acil durum koşullarını en kısa sürede yerine getiren |
|
155 |
Genel |
after a plane crash like this zf.
|
böyle bir uçak kazasından sonra |
|
156 |
Genel |
there's been a crash expr.
|
bir kaza olmuş |
|
157 |
Genel |
there's been a crash expr.
|
bir kaza oldu |
|
Phrasals |
|
158 |
Öbek Fiiller |
crash into something f.
|
bir şeye çarpmak |
|
159 |
Öbek Fiiller |
crash into something f.
|
bir şeye bindirmek |
|
160 |
Öbek Fiiller |
crash into something f.
|
bir yere vurmak/çarpmak |
|
161 |
Öbek Fiiller |
crash with someone f.
|
birisinin evinde kalmak |
|
162 |
Öbek Fiiller |
crash out f.
|
bir yerde sızıp kalmak |
|
163 |
Öbek Fiiller |
crash into someone f.
|
birine çarpmak/toslamak |
|
164 |
Öbek Fiiller |
crash around f.
|
gürültü yapmak |
|
165 |
Öbek Fiiller |
crash with someone f.
|
geceyi bir başkasının evinde geçirmek |
|
166 |
Öbek Fiiller |
crash in on f.
|
üzerine yıkılmak |
|
167 |
Öbek Fiiller |
crash down about f.
|
üzerine yıkılmak |
|
168 |
Öbek Fiiller |
crash through something f.
|
(çiti vb) ezip geçmek |
|
169 |
Öbek Fiiller |
crash together f.
|
çarpışmak |
|
170 |
Öbek Fiiller |
crash together f.
|
birbirine çarpmak |
|
171 |
Öbek Fiiller |
crash together f.
|
toslamak |
|
172 |
Öbek Fiiller |
crash something together f.
|
bir şeyleri birbirine çarptırmak |
|
173 |
Öbek Fiiller |
crash something together f.
|
bir şeyleri birbirine vurmak |
|
174 |
Öbek Fiiller |
crash something together f.
|
bir şeyleri birbirine çarpmak |
|
175 |
Öbek Fiiller |
crash down f.
|
güm diye yıkılmak |
|
176 |
Öbek Fiiller |
crash down f.
|
felaketle sonuçlanmak |
|
177 |
Öbek Fiiller |
crash down f.
|
başına yıkılmak |
|
178 |
Öbek Fiiller |
crash down f.
|
üstüne yıkılmak |
|
179 |
Öbek Fiiller |
crash into (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) çarpmak |
|
180 |
Öbek Fiiller |
crash into (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) bindirmek |
|
181 |
Öbek Fiiller |
crash into (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) toslamak |
|
182 |
Öbek Fiiller |
crash into (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye) vurmak |
|
183 |
Öbek Fiiller |
crash out f.
|
kaçmak |
|
184 |
Öbek Fiiller |
crash out f.
|
sıvışmak |
|
185 |
Öbek Fiiller |
crash out f.
|
kaçıp gitmek |
|
186 |
Öbek Fiiller |
crash through f.
|
yararak aşmak |
|
187 |
Öbek Fiiller |
crash through f.
|
ezip geçmek |
|
188 |
Öbek Fiiller |
crash with f.
|
-in evinde kalmak |
|
189 |
Öbek Fiiller |
crash with f.
|
geceyi bir başkasının evinde geçirmek |
|
190 |
Öbek Fiiller |
crash out f.
|
yarışmadan rezil olarak elenmek |
|
Phrases |
|
191 |
İfadeler |
with a crash expr.
|
şangur şungur |
|
Colloquial |
|
192 |
Konuşma Dili |
car crash i.
|
başına felaket gelmiş kimse |
|
193 |
Konuşma Dili |
car crash i.
|
musibete uğramış kimse |
|
194 |
Konuşma Dili |
car crash i.
|
afetzede |
|
195 |
Konuşma Dili |
sugar crash i.
|
fazla miktarda şeker yedikten sonra oluşan aşıraı enerji |
|
196 |
Konuşma Dili |
crash f.
|
kafayı vurup yatmak |
|
197 |
Konuşma Dili |
crash out f.
|
yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak |
|
198 |
Konuşma Dili |
make the plane crash f.
|
uçağı düşürmek |
|
199 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
paldır küldür |
|
200 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
tangır tungur |
|
201 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
pata küte |
|
202 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
şangır şungur |
|
203 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
pat diye |
|
204 |
Konuşma Dili |
crash bang wallop ünl.
|
güm diye |
|
205 |
Konuşma Dili |
with a crash expr.
|
pat diye |
|
Idioms |
|
206 |
Deyim |
crash course i.
|
yoğun kurs |
|
207 |
Deyim |
crash course i.
|
hızlandırılmış/yoğun ders programı |
|
208 |
Deyim |
a crash course i.
|
hızlandırılmış kurs/ders |
|
209 |
Deyim |
a crash course i.
|
yoğun kurs |
|
210 |
Deyim |
a crash course i.
|
hızlandırılmış/yoğun ders programı |
|
211 |
Deyim |
a crash course i.
|
hızlandırılmış eğitim |
|
212 |
Deyim |
crash course (in something) i.
|
(bir konuda) hızlandırılmış kurs/ders |
|
213 |
Deyim |
crash course (in something) i.
|
(bir konuda) yoğun kurs |
|
214 |
Deyim |
crash course (in something) i.
|
(bir konuda) hızlandırılmış/yoğun ders programı |
|
215 |
Deyim |
crash course (in something) i.
|
(bir konuda) hızlandırılmış eğitim |
|
216 |
Deyim |
crash at someone's place f.
|
birinin evinde misafir kalmak |
|
217 |
Deyim |
crash about one's ears f.
|
dünya başına yıkılmak |
|
218 |
Deyim |
crash about one's ears f.
|
dünyası başına yıkılmak |
|
219 |
Deyim |
crash in midair f.
|
havada kaza yapmak |
|
220 |
Deyim |
crash to the floor f.
|
güm diye çakılmak |
|
221 |
Deyim |
crash on the couch f.
|
kanepede sızıp kalmak |
|
222 |
Deyim |
crash about f.
|
oraya buraya çarparak ilerlemek |
|
223 |
Deyim |
crash on the couch f.
|
kanepede sızmak |
|
224 |
Deyim |
crash head-on f.
|
kafa kafaya çarpışmak |
|
225 |
Deyim |
crash out of some place f.
|
(hapishane vb gibi) bir yerden firar etmek |
|
226 |
Deyim |
crash to the floor f.
|
yere çakılmak |
|
227 |
Deyim |
crash out of some place f.
|
(hapishane vb gibi) bir yerden kaçmak |
|
228 |
Deyim |
crash out of some place f.
|
(hapishane vb gibi) bir yerden sıvışmak |
|
229 |
Deyim |
crash and burn f.
|
(müsabaka dışı kalacak kadar) kötü bir biçimde yaralanmak |
|
230 |
Deyim |
crash and burn f.
|
kaza geçirip yarış dışı kalmak |
|
231 |
Deyim |
crash dive f.
|
ani dalış yapmak |
|
232 |
Deyim |
crash dive f.
|
ani dalışa geçmek |
|
233 |
Deyim |
crash dive f.
|
ani düşüşe geçmek |
|
234 |
Deyim |
crash the party f.
|
partiye davetsiz katılmak |
|
235 |
Deyim |
crash the party f.
|
partiye kaçak katılmak |
|
Speaking |
|
236 |
Konuşma |
how many vehicles were involved in the crash? expr.
|
kazaya kaç araç karıştı? |
|
Trade/Economic |
|
237 |
Ticaret/Ekonomi |
huge crash i.
|
büyük çöküş |
|
238 |
Ticaret/Ekonomi |
great crash i.
|
büyük çöküntü |
|
239 |
Ticaret/Ekonomi |
flash crash i.
|
kısa zaman içinde yüksek volatilite ile birlikte fiyatlamanın çok kısa bir sürede dip seviyeye gelmesi |
|
240 |
Ticaret/Ekonomi |
wall street crash i.
|
wall street iflası |
|
241 |
Ticaret/Ekonomi |
crash f.
|
(borsa) aniden düşmek |
|
Industry |
|
242 |
Sanayi |
crash f.
|
daha fazla kaynak ayırarak işi hızlandırmak |
|
Insurance |
|
243 |
Sigortacılık |
crash for cash s.
|
sahte trafik kazalarıyla sigortadan para almaya çalışılan (dolandırıcılık) |
|
Technical |
|
244 |
Teknik |
soft crash i.
|
bilgi yitirmeden çöküş |
|
245 |
Teknik |
system crash i.
|
bilgisayarın arızalanması |
|
246 |
Teknik |
crash pad i.
|
çarpma tamponu |
|
247 |
Teknik |
crash energy absorption i.
|
çarpma enerjisi emilimi |
|
248 |
Teknik |
crash sensor i.
|
darbe sensörü |
|
249 |
Teknik |
crash dump i.
|
çöküş boşalımı |
|
250 |
Teknik |
disk crash i.
|
disk çökmesi |
|
251 |
Teknik |
head crash i.
|
kafa çarpması |
|
252 |
Teknik |
head crash i.
|
kafa çökmesi |
|
253 |
Teknik |
crash assembly i.
|
kırılmaya karşı tertibat |
|
254 |
Teknik |
head crash i.
|
okuma-yazma kafası çarpması |
|
255 |
Teknik |
crash truck i.
|
uçak kazası kurtarma kamyonu |
|
256 |
Teknik |
crash truck i.
|
yol yapım çalışanlarını trafik kazalarından koruyan kamyon |
|
257 |
Teknik |
crash tender i.
|
uçak kazası kurtarma kamyonu |
|
258 |
Teknik |
crash wagon i.
|
uçak kazası kurtarma kamyonu |
|
259 |
Teknik |
crash f.
|
ezmek |
|
260 |
Teknik |
crash-proof s.
|
darbe ve çarpmaya dayanıklı |
|
Computer |
|
261 |
Bilgisayar |
crash i.
|
arıza |
|
262 |
Bilgisayar |
computer crash i.
|
bilgisayarın çökmesi |
|
263 |
Bilgisayar |
system crash i.
|
bilgisayarın arızalanması |
|
264 |
Bilgisayar |
crash dump i.
|
çöküş boşaltımı |
|
265 |
Bilgisayar |
disk crash i.
|
disk çökmesi |
|
266 |
Bilgisayar |
disk crash i.
|
disk kazası |
|
267 |
Bilgisayar |
head crash i.
|
kafa çarpması |
|
268 |
Bilgisayar |
head crash i.
|
kafa arızası |
|
269 |
Bilgisayar |
crash dump i.
|
kilitlenme bilgisi |
|
270 |
Bilgisayar |
crash dump i.
|
kilitlenme bilgi dökümü |
|
271 |
Bilgisayar |
hard crash i.
|
onulmaz arıza |
|
272 |
Bilgisayar |
crash i.
|
olağandışı sonlanma |
|
273 |
Bilgisayar |
hard crash i.
|
örseleyen çöküm |
|
274 |
Bilgisayar |
program crash i.
|
programın çökmesi |
|
275 |
Bilgisayar |
head crash i.
|
sabit diskte meydana gelen fiziki hasar |
|
276 |
Bilgisayar |
crash test dummies i.
|
tamamen test edilmemiş yazılıma ödeme yapan müşteriler |
|
277 |
Bilgisayar |
crash f.
|
arızalanmak |
|
Informatics |
|
278 |
Bilişim |
system crash i.
|
bilgisayarın çökmesi |
|
279 |
Bilişim |
disk crash i.
|
disk çökmesi |
|
280 |
Bilişim |
head crash i.
|
kafa arızası |
|
281 |
Bilişim |
head crash i.
|
kafa çarpması |
|
Television |
|
282 |
Televizyon |
car-crash tv i.
|
kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları |
|
Textile |
|
283 |
Tekstil |
crash i.
|
havlu ve perde yapımında kullanılan kaba bez |
|
Dyeing |
|
284 |
Boyacılık |
crash i.
|
grimsi bir sarı tonu |
|
Automotive |
|
285 |
Otomotiv |
t-bone crash i.
|
başka bir araca tam yandan çarpma |
|
286 |
Otomotiv |
car crash i.
|
araç kazası |
|
287 |
Otomotiv |
oblique crash test i.
|
açılı darbe testi |
|
288 |
Otomotiv |
crash sensor i.
|
çarpışma sensörü |
|
289 |
Otomotiv |
crash test i.
|
çarpışma testi |
|
290 |
Otomotiv |
crash test dummy i.
|
çarpışma testi mankeni |
|
291 |
Otomotiv |
crash compatibility i.
|
çarpışmaya uyumluluk |
|
292 |
Otomotiv |
crash i.
|
çarpma |
|
293 |
Otomotiv |
crash safety i.
|
çarpışma güvenliği |
|
294 |
Otomotiv |
crash pad i.
|
darbe emici |
|
295 |
Otomotiv |
crash test i.
|
darbe testi |
|
296 |
Otomotiv |
crash magnet i.
|
kaza mıknatısı |
|
297 |
Otomotiv |
pre-crash restraint i.
|
kaza öncesi güvenlik düzenlerinin |
|
298 |
Otomotiv |
auto crash reconstructionist i.
|
kaza yapılandırma uzmanı |
|
299 |
Otomotiv |
crash avoidance systems i.
|
kazadan sakınma düzenleri |
|
300 |
Otomotiv |
crash avoidance metrics partnership i.
|
kazadan sakınma ölçübilim ortaklığı |
|
301 |
Otomotiv |
vision enhancement for crash avoidance i.
|
kazadan sakınmak için görüşün iyileştirilmesi |
|
302 |
Otomotiv |
crash test dummy i.
|
kaza (çarpma) testi mankeni |
|
303 |
Otomotiv |
crash test dummy i.
|
kaza deney mankeni |
|
304 |
Otomotiv |
frontal crash i.
|
önden çarpma |
|
305 |
Otomotiv |
front crash prevention tests i.
|
önden çarpışmayı önleme testleri |
|
306 |
Otomotiv |
small overlap frontal crash test i.
|
önden dar örtüşmeli çarpışma testi |
|
307 |
Otomotiv |
frontal crash test i.
|
önden darbe testi |
|
308 |
Otomotiv |
moderate overlap frontal crash i.
|
önden orta derece örtüşmeli çarpışma testi |
|
309 |
Otomotiv |
side crash test i.
|
yandan çarpma testi |
|
Traffic |
|
310 |
Trafik |
crash cushion i.
|
çarpma yastığı |
|
311 |
Trafik |
speed-related crash i.
|
hızla bağlantılı çarpışma |
|
Aeronautic |
|
312 |
Havacılık |
crash position i.
|
acil durum inişi için iniş/çarpışma pozisyonu |
|
313 |
Havacılık |
crash landing i.
|
gövde üzerine iniş |
|
314 |
Havacılık |
crash fire i.
|
kaza yangını |
|
315 |
Havacılık |
crash investigation report i.
|
kaza kırım raporu |
|
316 |
Havacılık |
crash crew i.
|
kurtarma ekibi |
|
317 |
Havacılık |
crash landing i.
|
mecburi iniş |
|
318 |
Havacılık |
airport crash tender i.
|
uçak kazası yangın aracı |
|
319 |
Havacılık |
airport crash tender i.
|
uçak kazası müdahale aracı |
|
320 |
Havacılık |
crash-landing i.
|
(uçak) arızalı iniş |
|
321 |
Havacılık |
crash-landing i.
|
(uçak) zorunlu iniş |
|
322 |
Havacılık |
crash rescue and fire suppression i.
|
kazalı uçaktan mürettebatın çıkarılıp yangının söndürülmesi |
|
323 |
Havacılık |
crash land f.
|
uçağı parçalanmak pahasına yere indirmek |
|
324 |
Havacılık |
assume a brace or crash position f.
|
(uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak |
|
325 |
Havacılık |
crash-land f.
|
zorunlu iniş yapmak |
|
326 |
Havacılık |
crash land f.
|
zorunlu iniş yapmak |
|
327 |
Havacılık |
crash-land f.
|
uçak zorunlu iniş yapması |
|
328 |
Havacılık |
crash f.
|
(uçak) düşmek |
|
329 |
Havacılık |
crash proof s.
|
darbe ve çarpmaya dayanıklı |
|
Marine |
|
330 |
Denizcilik |
crash dive i.
|
ani dalış |
|
Medical |
|
331 |
Medikal |
crash cart i.
|
pansuman arabası |
|
332 |
Medikal |
crash trolley i.
|
pansuman arabası |
|
333 |
Medikal |
crash cart i.
|
acil müdahale arabası |
|
334 |
Medikal |
crash cart i.
|
acil destek arabası |
|
335 |
Medikal |
crash trolley i.
|
acil destek arabası |
|
336 |
Medikal |
crash trolley i.
|
acil müdahale arabası |
|
337 |
Medikal |
crash team i.
|
kalp durması müdahale ekibi |
|
338 |
Medikal |
crash f.
|
kalbi durmak |
|
Biology |
|
339 |
Biyoloji |
population crash i.
|
ani nüfus azalması |
|
340 |
Biyoloji |
population crash i.
|
nüfusta yaşanan ani azalma |
|
Marine Biology |
|
341 |
Deniz Biyolojisi |
algal crash i.
|
alg çökmesi |
|
Zoology |
|
342 |
Zooloji |
crash i.
|
gergedan sürüsü |
|
Environment |
|
343 |
Çevre |
crash i.
|
gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında keskin düşüş yaşanan dönem |
|
344 |
Çevre |
crash i.
|
gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında görülen azalma miktarı |
|
345 |
Çevre |
crash f.
|
(nüfus) hızla düşmek |
|
Military |
|
346 |
Askeri |
crash survivable flight data recorder i.
|
çarpmaya dayanıklı uçuş bilgi kaydedicisi |
|
347 |
Askeri |
crash locator beacon i.
|
kaza yeri tespit biykını |
|
348 |
Askeri |
crash boat i.
|
kurtarma botu |
|
349 |
Askeri |
aerodrome crash-rescue service i.
|
meydan kırım-kurtarma hizmeti |
|
350 |
Askeri |
crash helmet i.
|
sadme başlığı |
|
351 |
Askeri |
crash pad i.
|
sadme yastığı |
|
352 |
Askeri |
crash position indicator i.
|
kırım mevkii göstergesi |
|
Basketball |
|
353 |
Basketbol |
crash the boards i.
|
kaçan bir basket sonrası ribaundu alıp tekrar tekrar atış yapmak |
|
354 |
Basketbol |
crash the boards i.
|
uzun boylu bir adamın maç boyunca çok sayıda ribaunt alması |
|
Football |
|
355 |
Futbol |
crash a volley f.
|
vole vurmak |
|
Archaic |
|
356 |
Eski Kullanım |
crash i.
|
büyü |
|
357 |
Eski Kullanım |
crash i.
|
müsabaka |
|
358 |
Eski Kullanım |
crash i.
|
dönüş |
|
Slang |
|
359 |
Argo |
crash i.
|
uyuşturucu kullanımı sonrası yaşanan süreç |
|
360 |
Argo |
crash f.
|
uzun süreli uyuşturucu kullanımının etkilerini yaşamak |
|
361 |
Argo |
crash f.
|
geçici bir yerde para ödemeden kalmak |
|
362 |
Argo |
crash-hot [australia/new zealand] s.
|
çok iyi |
|
363 |
Argo |
crash-hot [australia/new zealand] s.
|
mükemmel |
|
British Slang |
|
364 |
İngiliz Argosu |
crash out f.
|
bayılmak |
|
365 |
İngiliz Argosu |
crash out f.
|
kendinden geçmek |
|
Star Wars |
|
366 |
Star Wars |
crash site memorial i.
|
kaza alanı anıtı |
|