kalmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kalmak



"kalmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kalmak stay f.
kalmak abide f.
General
kalmak sleep f.
kalmak put up f.
kalmak left f.
kalmak spend time f.
kalmak come to f.
kalmak stand f.
kalmak hover over f.
kalmak room f.
kalmak persist f.
kalmak sojourn f.
kalmak cease f.
kalmak flunk f.
kalmak be left f.
kalmak be left over f.
kalmak keep f.
kalmak lie f.
kalmak keep to f.
kalmak be f.
kalmak inherited from f.
kalmak dwell f.
kalmak bed f.
kalmak wait f.
kalmak stop f.
kalmak tarry f.
kalmak fall to f.
kalmak rest f.
kalmak devolve f.
kalmak continue f.
kalmak descend from f.
kalmak leave f.
kalmak refuge f.
kalmak exist f.
kalmak survive f.
kalmak fail f.
kalmak stay f.
kalmak lie f.
kalmak bide f.
kalmak linger f.
kalmak leng f.
kalmak hang f.
kalmak haunt f.
Phrasals
kalmak linger on f.
kalmak last out f.
kalmak hang on f.
Technical
kalmak remain f.
kalmak stay f.
Education
kalmak dop f.
Slang
kalmak dig f.

"kalmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
mahsur kalmak be stuck f.
kalmak (bir pozisyonda/derecede vb) remain f.
mahsur kalmak be stuck in f.
geriye kalmak remain f.
kalmak (sessiz/hareketsiz) remain f.
geç kalmak be late f.
maruz kalmak be exposed to f.
merakta kalmak worry f.
bir arada kalmak stick together f.
baki kalmak abide f.
gündemde kalmak remain relevant f.
gündemde kalmak remain popular f.
artmak (kalmak) remain f.
General
bekar odasında kalmak bed sit i.
pansiyonda kalmak doss i.
cevapsız kalmak remain unanswered i.
çalılıkta hayatta kalmak için gerekli beceriler bushmanship i.
otelde kalmak yerine web sitesi üzerinden anlaşarak başkalarının evinde kalma couchsurfing i.
evrimsel mücadelede sağ kalmak üzere var olan gelecekteki insan superman i.
gebe kalmak become pregnant f.
sadık kalmak (vaade/karara) abide f.
bir yerde çakılı kalmak stick around f.
sadık kalmak abide by f.
ettiğiyle kalmak be left only with the shame of an intended misdeed f.
üzerinde mutabık kalmak agree on f.
gerisinde kalmak fall behind f.
asılı kalmak be hanging f.
yatıya kalmak stay overnight f.
askıda kalmak pend f.
finale kalmak go on to the finals f.
cascavlak kalmak be left out in the cold f.
bağlı kalmak hold to f.
kalmak (bir yerde) sit f.
suda kalmak soak f.
gerisinde kalmak fall astern f.
afişte kalmak have a long run f.
arkada kalmak stay behind f.
açıkta kalmak be homeless f.
çakılıp kalmak stick f.
mahrum kalmak lack f.
yarıda kalmak be left half finished f.
antant kalmak come to an agreement f.
maruz kalmak be exposed f.
geri kalmak fall behind f.
hareketsiz kalmak jam f.
nefes nefese kalmak gasp f.
geri kalmak be slow f.
seyirci kalmak stand by f.
miras kalmak inherit from f.
ayazda kalmak be exposed to frost f.
çaresiz kalmak find no way out f.
miras kalmak pass to f.
mecburiyetinde kalmak be obliged to f.
evde kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle) be laid up with f.
yerinde kalmak stay in place f.
kalmak (bir yerde) sojourn in f.
sınavdan kalmak fail an examination f.
pansiyonda kalmak lodge f.
boş kalmak loaf around f.
hayatta kalmak live f.
seçimine kalmak be up to f.
mesaiye kalmak be on overtime f.
seyirci kalmak look on f.
ayazda kalmak exposed to frost f.
baki kalmak survive f.
evde kalmak not to be able to get married f.
ahı gitmek vahı kalmak be clapped out f.
kayıtsız kalmak be indifferent to f.
altında kalmak be unable to retort f.
yapılan iş yanına kar kalmak get away with f.
bağlı kalmak adhere to f.
mahsur kalmak be besieged f.
mahsur kalmak be marooned f.
sınıfta kalmak fail f.
geri kalmak (saat) be slow f.
ayakta kalmak survive f.
tehlikeye maruz kalmak hazard f.
bir süre kalmak sojourn f.
adı kalmak remembered after one is dead f.
büzülüp kalmak shrink into one's shoes f.
hayretler içinde kalmak be thunderstruck f.
şaşırıp kalmak be taken aback f.
ile dost kalmak keep in with f.
tadı damağında kalmak (of food or drink) extremely palatable f.
geriye kalmak survive f.
sağ kalmak survive f.
bağlı kalmak adhere f.
(kararı vermek) (birine) kalmak rest with f.
yolun sağında kalmak keep to the right f.
kardan mahsur kalmak be snowed in f.
boğazında kalmak stick in one's throat f.
uykusuz kalmak be unable to sleep f.
sessiz kalmak keep silent f.
altta kalmak be defeated f.
ayakta kalmak stand f.
maruz kalmak fall into f.
dışarıda kalmak stay out f.
beraber kalmak (biriyle) stick with f.
yürürlükte kalmak remain in force f.
apışıp kalmak be gravelled f.
şiddete maruz kalmak be exposed to violence f.
üstüne kalmak be saddled with f.
şaşırıp kalmak be thunderstruck f.
güdük kalmak be stunted f.
içeride kalmak keep in f.
bağlı kalmak keep to f.
ayak altında kalmak be where everybody passes by f.
aç açık kalmak be hungry and homeless f.
sadık kalmak hold to f.
maruz kalmak (kimyasal maddeye vb) expose to f.
sabit kalmak steady f.
akim kalmak come to nothing f.
mahsur kalmak be marooned on f.
sadık kalmak stick to f.
saldırılara maruz kalmak be under attack f.
cezasız kalmak impunity f.
maruz kalmak (kimyasal maddeye vb) exposing f.
mahrum kalmak be destitute of f.
cascavlak kalmak be left helpless f.
hayran kalmak enthuse f.
az kalmak run short of f.
mecburiyetinde kalmak have to f.
saplanıp kalmak (çamur kum vb'ne) stick with in f.
finale kalmak get to the finals f.
sınıfta kalmak fail the class f.
gölgesinde kalmak be in the shadow of another person f.
iki arada bir derede kalmak straddle f.
arka planda kalmak keep in the background f.
kayıtsız kalmak be unconcerned with f.
hamile kalmak conceive f.
sadık kalmak stick by f.
sadık kalmak remain faithful to f.
sadık kalmak be faithful f.
başarısızlıktan dolayı okulu bırakmak zorunda kalmak flunk out f.
üzerine kalmak be held responsible for f.
kayıtsız kalmak stand idle by f.
geri kalmak hang fire f.
gereğinden fazla kalmak overstay f.
ortada kalmak be in a fix f.
yoksun kalmak lack f.
altında kalmak swallow f.
borçlu kalmak remain due f.
yatakta kalmak zorunda olmak (hastalık vb nedeniyle) be laid up with f.
formda kalmak keep in form f.
memnun kalmak be satisfied f.
aciz kalmak incapable of doing something f.
sıkışıp kalmak (bir yerde) stick with in f.
ayık kalmak remain sober f.
serbest kalmak break free f.
mahsur kalmak be confined f.
geçici olarak kalmak stay temporarily f.
ettiği yanına kar kalmak get away with it f.
evde kalmak stay in f.
kayıtsız kalmak stand idly by f.
zorunda kalmak have to f.
hayran kalmak be amazed f.
sınavda kalmak fail f.
geri kalmak draw back f.
sınavda kalmak flunk f.
nefes nefese kalmak pant f.
boşlukta kalmak be suspended f.
gecenin karanlığında kalmak benight f.
ağzı açık kalmak gape with astonishment f.
sözüne sadık kalmak remain true to one's word f.
donup kalmak petrify f.
birinden uzak kalmak stand clear of f.
aç kalmak be poor f.
başıboş kalmak be left unconfined f.
dışında kalmak stay out of f.
miras kalmak descend f.
uyanık kalmak keep awake f.
geride kalmak drag f.
gözü kalmak envy f.
kalmak (otel vb'nde) put up at f.
maruz kalmak impose upon f.
apışıp kalmak straddle f.
hayran kalmak admire f.
sakin kalmak keep cool f.
baki kalmak remain over f.
takdirine kalmak be left to somebody to decide f.
geride kalmak get behind f.
gözü kalmak covet f.
mahsur kalmak be stranded f.
sonraya kalmak hinder f.
(miras) kalmak be inherited from f.
duyarsız kalmak deaf to f.
evde kalmak stay home f.
muallakta kalmak remain in suspense f.
evde kalmak remain a spinster f.
berabere kalmak draw f.
hayretler içinde kalmak be astounded f.
kalmak niyetiyle yerleşmek dig in f.
hayran kalmak be fascinated f.
boş kalmak lie fallow f.
apışıp kalmak be baffled f.
ayık kalmak alert f.
takılıp kalmak stick f.
evinde kalmak (pansiyoner/kiracı) lodge with f.
gündemde kalmak remain on the agenda f.
güdük kalmak be incomplete f.
geride kalmak fall behind f.
iki ateş arasında kalmak live on the razor's edge f.
karanlığa kalmak arrive after dark f.
maruz kalmak (katlanılması zor bir şeye) undergo f.
sakin kalmak chill out f.
boş kalmak loaf about f.
sürüncemede kalmak drag on f.
ikilemde kalmak seesaw f.
sönük kalmak pale f.
geri kalmak (saat) lose f.
zor durumda kalmak hard up f.
şaşırıp kalmak be astonished f.
evde kalmak stop in f.
asılı kalmak be suspended f.
bir yerde saplanıp kalmak get bogged down in f.
sadık kalmak cling f.
geri kalmak drop behind f.
elinde kalmak remain unsold f.
açıkta kalmak be jobless f.
arada kalmak be mixed up in an affair f.
mutabık kalmak strike a bargain f.
kullanım dışı kalmak malfunction f.
gözü kalmak hanker after f.
yatıya kalmak lodge f.
öksüz kalmak be orphaned f.
soluk soluğa kalmak blow f.
yaya kalmak be stranded f.
aralık kalmak be left ajar f.
çok memnun kalmak overjoy f.
sular altında kalmak submerge f.
yangın yüzünden sokakta kalmak be burnt out f.
bağlı kalmak abide by f.
misafir fazla kalmak overstay one's welcome f.
yarım kalmak be left half finished f.
hatta kalmak hold the phone line open f.
belirli bir durumda kalmak go f.
geç saate kadar kalmak stay late f.
akşamdan kalmak have a hangover f.
bir şey için kalmak stick around for f.
sadık kalmak adhere to f.
gölgede kalmak keep in the background f.
sadık kalmak be true to f.
karşı karşıya kalmak encounter f.
muallakta kalmak waver f.
geride kalmak drop behind f.
dersten kalmak fail the course f.
hatta kalmak get a line on f.
akılda kalmak remembered easily f.
hasret kalmak sigh for f.
mutabık kalmak agree f.
hayatta kalmak keep alive f.
seyirci kalmak not to be involved in f.
darda kalmak be short of money f.
tadı damağında kalmak the flavour (taste) of it still lingers f.
soluk soluğa kalmak gasp f.
finale kalmak make it to the finals f.
mesaiye kalmak work overtime f.
mahlul kalmak revert by escheat f.
evin içinde kalmak stay in f.
dul kalmak be widowed f.
gıdasız kalmak be undernourished f.
zor durumda kalmak be stuck in a difficult situation f.
geri kalmak hang behind f.
ağzı bir karış açık kalmak bowl over f.
yalnız başına kalmak be on one's own f.
çağın gerisinde kalmak be behind the times f.
çok kısa bir süre kalmak put in an appearance f.
gözü yollarda kalmak have been waiting for a long time f.
aklında kalmak remain in one's mind f.
bağlı kalmak held to f.
kayıtsız kalmak be indifferent f.
kiracı olarak kalmak lodge f.
apışıp kalmak be nonplussed f.
ortalıkta kalmak be left all by oneself f.
apışıp kalmak be nonplused f.
berabere kalmak tie f.
geri kalmak lag f.
ikmale kalmak have to repeat an examination f.
susuz kalmak be without water f.
aralık kalmak be left half open f.
aynı kalmak remain the same f.
aç susuz kalmak lead a poor life f.
fransız kalmak be a stranger to something f.
adı kalmak be remembered after one is dead f.
ayakta kalmak (mali açıdan) be afloat f.
bir şeyden aşağı kalmak be subordinate to f.
bir yerde kalmak (su vb) stand f.
sürüncemede kalmak fall behind with f.
düdük gibi kalmak be left alone f.
dımdızlak kalmak be left destitute f.
sadık kalmak cling to f.
hamile kalmak fall pregnant f.
gölgesinde kalmak be in someone's shadow f.
geri kalmak (saat) lose time f.
uzak kalmak keep away f.
minnet altında kalmak be under obligation f.
hatta kalmak hold the line f.
gönlü kalmak hanker after f.
taze kalmak remain fresh f.
açıkta kalmak be out in the cold f.
mutabık kalmak come to terms f.
akim kalmak fail f.
az zaman kalmak be a short period of time f.
aynen kalmak remain f.
kabul etmek zorunda kalmak concede f.
gölgesinde kalmak be overshadowed f.
atıl kalmak be inactive f.
mahrum kalmak (bir fırsattan vb) miss out f.
misafir fazla kalmak outstay one's welcome f.
duyarsız kalmak remain insensitive f.
ağzı açık kalmak gape f.
hasret kalmak miss f.
saplanıp kalmak founder f.
aç açık kalmak be left homeless f.
havada asılı kalmak hang in the air f.
tepkisiz kalmak remain unresponsive f.
eskiden kalmak date f.
geri kalmak lag behind f.
sadık kalmak cleave f.
yetersiz kalmak remain incapable f.
şiddete maruz kalmak be subjected to violence f.
sürüncemede kalmak drag f.
kalmak (misafir olarak) stay f.
hamile kalmak become pregnant f.
hatırı kalmak take offence f.
devre dışı kalmak be disabled f.
bir konuya takılıp kalmak be dwelled on f.
asansörde kalmak be stuck in an elevator f.
atıl kalmak be idle f.
fazla kalmak overstay f.
kalmak (bir kişiden/bir zamandan) come down to f.
içeride kalmak stay in f.
maruz kalmak be exposed to f.
hasret kalmak pant f.
donup kalmak be petrified with astonishment f.
hasret kalmak feel the absence of f.
sınavda kalmak fail in an exam f.
iki arada bir derede kalmak seesaw between two opinions f.
bodur kalmak dwarf f.
az kalmak be outnumbered f.
açık kalmak be left open f.
evde kalmak (evlenmemiş) not to be able to get married f.
darda kalmak feel the pinch f.
nöbete kalmak be on call f.
geçici olarak kalmak sojourn f.
hayran kalmak be impressed f.
aç açık kalmak lose everything f.
maruz kalmak incur f.
maruz kalmak be liable to f.
enkazda kalmak stay under the debris f.
azınlıkta kalmak be in the minority f.
gebe kalmak conceive f.
kapanın elinde kalmak sell like hot cakes f.
hayretler içinde kalmak be lost in amazement f.
geri kalmak stay behind f.
ikinci planda kalmak be of secondary importance f.
saplanıp kalmak stick f.
arkasında kalmak fall behind f.
gerisinde kalmak (bir işin) get behind in f.
yalnızca kendi yetenekleriyle idare etmek zorunda kalmak be thrown back on one's own resources f.
yadigar kalmak survive f.
mutabık kalmak come to terms with f.
kursağında kalmak stick in one's gizzard f.
mutabık kalmak get together on f.
geri kalmak hang back f.
kapanın elinde kalmak be in great demand f.
mutabık kalmak make a bargain f.
yoksun kalmak be deprived of f.
dışında kalmak keep out f.
seyirci kalmak be a mere spectator f.
zorunda kalmak be obliged to f.
nefes nefese kalmak get out of breath f.
mahsur kalmak be shut up f.
olduğu gibi kalmak remain f.
kalmak (bir yerde) tarry f.
sınavdan kalmak flunk f.
sağ kalmak remain alive f.
sönük kalmak pale beside f.
maruz kalmak experience f.
sadık kalmak stick f.
aşağı kalmak fall short of f.
ramak kalmak be almost f.
karşı karşıya kalmak come up against f.
iki ateş arasında kalmak be caught between two fires f.
sürüncemede kalmak be delayed f.
çaresiz kalmak be at the end of one's rope f.
güçsüz kalmak flag f.
başarısız kalmak naught f.
hatırı kalmak feel hurt f.
geçmişte kalmak linger f.
az zaman kalmak have a short time f.
fazla kalmak outstay f.
sürüncemede kalmak lengthen out f.
ayakta kalmak remain standing f.
yangın yüzünden sokakta kalmak be burned out f.
zorunda kalmak be obliged to do f.
gece kalmak stay overnight f.
elde kalmak be left over f.
merakta kalmak worry f.
iki ateş arasında kalmak be on the razor's edge f.
başarısız kalmak come to nothing f.
takılıp kalmak lodge f.
kenarda kalmak be forgotten about f.
birlikte kalmak keep together f.
dalıp kendi hayalleriyle başbaşa kalmak moon f.
çok uzun kalmak overstay f.
mecbur kalmak be forced to f.
sadık kalmak stand by f.
maruz kalmak be subject of f.
hatırda kalmak be remembered f.
sınavda kalmak fail an exam f.
arkadaşlarına sadık kalmak remain true to friends f.
kıl payı kalmak come within an inch of f.
hayran kalmak be filled with admiration f.
geç kalmak be delayed f.
havada kalmak ride f.
tarafsız kalmak sit on the fence f.
miras kalmak bequested to f.
enkaz altında kalmak stay under the debris f.
yürürlükte kalmak stand f.
bir müddet kalmak stop over f.
bir konuya fransız kalmak all greek to f.
aynı kalmak remain same f.
sadık kalmak hold f.
sel altında kalmak be flooded f.
kalmak (gitmesi gerekirken) linger f.
aç kalmak go hungry f.
kan ter içinde kalmak sweat blood f.
ter içinde kalmak sweat buckets f.
kalmak (otel vb) put up at f.
fazla uzun kalmak sit out f.
etki altında kalmak be under the influence f.
hatta kalmak (telefon) hold the line f.
hatta kalmak (telefon) stay on hold f.
yetersiz kalmak fall behind f.
maruz kalmak catch f.
yarım kalmak mire down f.
yarıda kalmak mire down f.
hasret kalmak long f.
ter içinde kalmak (at) lather f.
başına kalmak get stuck with f.
sıkışıp kalmak get stuck in f.
saplanıp kalmak get stuck in f.
geri kalmak keep behind f.
hatta kalmak hold on f.
zarara maruz kalmak sustain a loss f.
hamile kalmak become impregnated f.
hamile kalmak get pregnant f.
darda kalmak be badly off f.
gözü kalmak begrudge somebody something f.
hayatta kalmak survive f.
kapıda kalmak get locked out f.
anahtarını unutup kapıda kalmak lock oneself out f.
anahtarını unutup kapıda kalmak lock out f.
işsiz (olmak/kalmak) be locked out f.
kapıda kalmak lock oneself out f.
kapıda kalmak lock out f.
anahtarını unutup kapıda kalmak get locked out f.
mecbur kalmak be constrained f.
mahsur kalmak be stuck (in) f.
karanlıkta kalmak be left in the dark f.
ile berabere kalmak (finallerde vb) draw with f.
maruz kalmak be predisposed f.
beklemede kalmak stand by f.
seyirci kalmak be an onlooker to f.
işkenceye maruz kalmak be subjected to torture f.
işkenceye maruz kalmak be exposed to torment f.
işkenceye maruz kalmak be exposed to torture f.
beş parasız kalmak be totally broke f.
akılda kalmak stick in the mind f.
bekçi kalmak guard f.
elinde kalmak (for something) remain unsold f.
elde kalmak be under the control of (somebody) f.
elinde kalmak be under the control of (somebody) f.
elde kalmak (for something) remain unsold f.
geri kalmak (for a time piece) be slow f.
hasret kalmak miss (somebody/something) greatly f.
hasret kalmak miss (somebody/something) a lot f.
elde kalmak be at the mercy of (somebody) f.
geri kalmak remain behind f.
elinde kalmak be at the mercy of (somebody) f.
meydanda kalmak be left jobless f.
laf ağzında kalmak be unable finish what one was saying f.
meydanda kalmak be left homeless f.
laf ağzında kalmak not be able get a word in edgewise f.
meydanda kalmak be in a bad way f.
az kalmak run short of (something) f.
elde kalmak remain unsold f.
okula geç kalmak be late for school f.
zirvede kalmak remain at the top of the list f.
devre dışı kalmak no longer to be a part of f.
devre dışı kalmak be excluded f.
devre dışı kalmak no longer to be in use f.
dumana maruz kalmak expose to smoke f.
finale kalmak advance to final f.
kararsız kalmak be undecided (between different opinions) f.
kararsız kalmak vacillate f.
kararsız kalmak waver f.
kararsız kalmak be irresolute (between different opinions) f.
çekimser kalmak abstain f.