çarpıcı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çarpıcı



"çarpıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çarpıcı striking s.
General
çarpıcı blazing s.
çarpıcı dramatic s.
çarpıcı telling s.
çarpıcı bold s.
çarpıcı impressive s.
çarpıcı showy s.
çarpıcı stunning s.
çarpıcı intense s.
çarpıcı flashy s.
çarpıcı devastating s.
çarpıcı graphic s.
çarpıcı conspicuous s.
çarpıcı striking s.
çarpıcı salient s.
çarpıcı heady s.
çarpıcı spectacular s.
çarpıcı arrestive s.
çarpıcı awful s.
çarpıcı hard-hitting s.
çarpıcı hot s.
çarpıcı operatic s.
çarpıcı distingué s.
çarpıcı saliant s.
çarpıcı gaudish [obsolete] s.
çarpıcı out-of-the-ordinary s.
çarpıcı sightly [obsolete] s.
çarpıcı poignant s.
çarpıcı damning s.
çarpıcı punchy s.
Colloquial
çarpıcı gaudy s.
Idioms
çarpıcı big and bold s.
Computer
çarpıcı multiplier i.
Math
çarpıcı multiplier i.
Chemistry
çarpıcı salient s.
Archaic
çarpıcı distinct s.
Slang
çarpıcı hard core s.
çarpıcı socko s.

"çarpıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 98 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çarpıcı çekim flash i.
çarpıcı şey dynamite i.
çarpıcı şey thumper i.
çarpıcı benzerlik striking resemblance i.
çarpıcı iddialar striking claims i.
çarpıcı gelişme shock development i.
çarpıcı gelişme shocking development i.
çarpıcı buluşlar remarkable inventions i.
can alıcı/çarpıcı/etkileyici özellik wow factor i.
çarpıcı görüntüler graphic images i.
çarpıcı yenilik/buluş stunning breakthrough i.
çarpıcı manzara track [scottish] i.
çarpıcı cazibe mesmerism i.
çarpıcı emsal concentrate i.
çarpıcı ifade oluşturma phrasemaking i.
çarpıcı şey superspectacle i.
çarpıcı iddialarda bulunmak astonishing claims f.
çarpıcı iddialarda bulunmak make astonishing claims f.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları seçerek almak commonplace f.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları genel başlıklar altında düzenlemek commonplace f.
daha çarpıcı bir anlatıma sahip olmak outtell f.
çarpıcı şekilde ışıldamak skyre f.
çarpıcı bir şekilde sunmak stage-manage f.
çarpıcı (esans/içki) heady s.
daha çarpıcı showier s.
çarpıcı olmayan nonstriking s.
göze çarpıcı striking s.
çarpıcı olmayan unspectacular s.
çok çarpıcı sobering s.
çarpıcı olmayan unshowy s.
çarpıcı bir çekiciliği olan knockout s.
çarpıcı bir stili olan idiomatic s.
çarpıcı biçimde alışılmadık flakey s.
çarpıcı bir başarısı bulunan gee-whiz s.
çarpıcı olmayan sober s.
az çok önemli veya çarpıcı some s.
çarpıcı biçimde flashily zf.
çarpıcı bir biçimde conspicuously zf.
çarpıcı şekilde strikingly zf.
çarpıcı biçimde dramatically zf.
çarpıcı biçimde strikingly zf.
çarpıcı şekilde dramatically zf.
çarpıcı bir biçimde earth-shakingly zf.
çarpıcı bir biçimde earthshatteringly zf.
çarpıcı bir biçimde earth-shatteringly zf.
çarpıcı biçimde sensationally zf.
çarpıcı bir şekilde sightly zf.
çarpıcı biçimde freshly zf.
Phrasals
çarpıcı bir farkla yenmek take away f.
Phrases
çarpıcı/şaşırtıcı to shout about expr.
Colloquial
çarpıcı örnek stunning example i.
çarpıcı örnek striking example i.
çarpıcı sonuçlar doğuran şey zinger i.
(finansal piyasadaki) ani ve çarpıcı artış/yükseliş melt-up i.
kulvarın en çarpıcı ismi (k.e.ç.i) greatest of all time (g.o.a.t) i.
çarpıcı/şaşırtıcı bir şey olmak be something to shout about f.
(finansal piyasa) aniden ve çarpıcı şekilde artmak/yükselmek melt up f.
Idioms
çarpıcı düşünce sobering thought i.
çarpıcı değişiklik end of the world i.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turn of the tide i.
bir şeyin çarpıcı bir şekilde yön değiştirmesi turning of the tide i.
birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak lay a (heavy) trip on someone f.
durumu çarpıcı biçimde değiştirmek flip the script on (someone or something) f.
çarpıcı biçimde yükselmek (ve aynı şekilde düşüş yaşamak) rise like a rocket (and fall like a stick) f.
çarpıcı kıyafetler giymek be dressed to kill f.
çarpıcı kıyafetler giymek dress to kill f.
durumu çarpıcı biçimde değiştirmek flip the script f.
çarpıcı biçimde yükselmek rise like a rocket f.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed to kill expr.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed fit to kill expr.
çarpıcı kıyafetler giyinmiş dressed up fit to kill expr.
Technical
çapraz alanlı çarpıcı devre cross-field oscillator i.
dört bölgeli çarpıcı four quadrant multiplier i.
elektronik çarpıcı electronic multiplier i.
frekans çarpıcı frequency multiplier i.
iki dördünlü çarpıcı two-quadrant multiplier i.
sıklık çarpıcı frequency multiplier i.
sayısal çarpıcı digital multiplier i.
Computer
dört dördünlü çarpıcı four-quadrant multiplier i.
dört dördünlü çarpıcı four quadrant multiplier i.
elektronik çarpıcı electronic multiplier i.
sayısal çarpıcı digital multiplier i.
Informatics
iki dördünlü çarpıcı two-quadrant multiplier i.
Zoology
hayvanda yırtıcıları uyarma görevi gören çarpıcı renk veya desenler aposematic coloration i.
hayvanda yırtıcıları uyarma görevi gören çarpıcı renk veya desenler warning coloration i.
Literature
bir çarpıcı durumun diğerine eklendiği söz sanatı epiploce i.
Geography
göze çarpıcı striking s.
Sport
çarpıcı renklerin kullanıldığı ve genellikle enine çizgileri bulunan uzun kollu ve beyaz yakalı bir gömlek rugby shirt i.
Art
çarpıcı tematik unsur veya özellik motif i.
(yazı, süsleme, tarz) çok çarpıcı superbold s.
Music
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sesi heldentenor i.
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse heldentenor i.
Cinema
çarpıcı çekim quick shot i.
çarpıcı çekim flash shot i.
çarpıcı kurgu montage of attraction i.
Archaic
kişisel deftere yazılan çarpıcı metin parçası commonplace i.
Slang
etkileyici/çarpıcı bir şekilde yapmak kickass f.
etkileyici/çarpıcı bir şekilde yapmak kick butt f.