şiddet - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

şiddet



"şiddet" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
şiddet severity i.
şiddet violence i.
General
şiddet rigor i.
şiddet rage i.
şiddet vehemence i.
şiddet force i.
şiddet keenness i.
şiddet intension i.
şiddet steam i.
şiddet fervency i.
şiddet flame i.
şiddet emphasis i.
şiddet fury i.
şiddet strength i.
şiddet asperity i.
şiddet fierceness i.
şiddet impetuosity i.
şiddet sharpness i.
şiddet edge i.
şiddet stress i.
şiddet lustiness i.
şiddet forcefulness i.
şiddet severeness i.
şiddet heaviness i.
şiddet violence i.
şiddet smartness i.
şiddet intenseness i.
şiddet rigour i.
şiddet acuteness i.
şiddet sting i.
şiddet turbulence i.
şiddet impetus i.
şiddet astringency i.
şiddet virulence i.
şiddet gutturalness i.
şiddet stringency i.
şiddet harshness i.
şiddet intensity i.
şiddet volume i.
şiddet vehemency i.
şiddet acrity i.
şiddet reddour [obsolete] i.
şiddet edge i.
şiddet astriction [obsolete] i.
şiddet rigorousness i.
şiddet rigourousness i.
şiddet overforce i.
şiddet ferociousness i.
şiddet soreness i.
şiddet impact i.
şiddet vehement s.
Idioms
şiddet rough stuff i.
şiddet a heavy hand i.
Law
şiddet physical coercion i.
şiddet virtue i.
Technical
şiddet intensity i.
Military
şiddet mailed fist i.
Sport
şiddet devil i.

"şiddet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 337 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
aile içi şiddet domestic violence i.
General
şiddet tekeli monopoly of violence i.
afet şiddet derecesi disaster severity scale i.
okulda şiddet school violence i.
tehlike şiddet derece kategorileri hazard severity categories i.
şiddet ve çocuklar violence and children i.
aile içi şiddet violence in the family i.
şiddet dışı direnişçi satyagrahi i.
şiddet karşıtı gösterici satyagrahi i.
manyetik şiddet magnetic intensity i.
tehlike şiddet derecesi hazard severity i.
şiddet karışıklığı violent disorder i.
şiddet (ağrı) severity i.
şiddet suçları violent crimes i.
cinsel şiddet sexual harassment i.
fiziksel şiddet bullying i.
simgesel şiddet symbolic violence i.
ev içi şiddet domestic violence i.
şiddet yanlısı violence prone i.
kadınlara şiddet violence against women i.
sporda şiddet violence in sports i.
çocuklara şiddet violence against children i.
sinemada şiddet violence in motion pictures i.
kitle iletişim araçlarında şiddet violence in mass media i.
televizyonda şiddet violence on television i.
çocuklarda şiddet violence in children i.
şiddet olayı act of violence i.
şiddet kullanarak yapılan soygun strong arm i.
şiddet eylemi act of violence i.
şiddet içerikli medya violent media i.
kadına şiddet violence to women i.
şiddet kullanma using violence i.
etnik gruplararası şiddet inter-ethnic violence i.
halklararası şiddet inter-communal violence i.
cinsel şiddet gender-based violence i.
uyuşturucuyla bağlantılı şiddet drug-related violence i.
porno-şiddet porno-violence i.
namus adına şiddet violence in the name of honor i.
namus adına şiddet violence in the name of honour i.
kadına uygulanan şiddet violence against women i.
kadına karşı şiddet violence against women i.
hayvanlara uygulanan şiddet violence against animals i.
silahlı şiddet gun violence i.
şiddet olayları violence i.
ebeveynlere uyarı küfür veya şiddet içeren şarkı sözleri parental advisory explicit lyrics i.
televizyonda gösterilen şiddet violence shown on television i.
şiddet örgütü violent organization i.
şiddet örgütü violent organisation i.
aile içi şiddet kurbanları victims of family violence i.
aile içi şiddet mağdurları victims of family violence i.
şiddet içerikli soygun veya baskın blag i.
şiddet riski değerlendirilmesi violence risk assessment i.
şiddet mağduriyeti violence victimization i.
şiddet mağduriyeti violent victimization i.
güç ve ses şiddet birimi decibel i.
şiddet kültürü the violence culture i.
şiddet içeren davranışlar acts of violence i.
şiddet içeren davranışlar violent behaviors i.
şiddet içermeyen eylem passive resistance i.
şiddet içermeyen eylem nonviolent resistance i.
şiddet içermeyen eylem nonviolence i.
şiddet eğilimi tendency to violence i.
şiddet eğilimi propensity for violence i.
aile içi şiddet ile mücadele fighting domestic violence i.
aile içi şiddet ile mücadele combating domestic violence i.
silahlı şiddet armed violence i.
aile içi şiddet intimate partner violence i.
aile içi şiddet domestic assault i.
aile içi şiddet spousal abuse i.
aile içi şiddet domestic abuse i.
aile içi şiddet family violence i.
aile içi şiddet domestic battering i.
şi̇ddet mağduru violence victim i.
şiddet içermeyen işbirliği yapmama hali nonviolent noncooperation i.
aşırı şiddet ultraviolence i.
vahşet/şiddet içeren görüntüler graphic images i.
şiddet içermeyen yöntemler non-violent methods i.
toplumun şiddet duygularını körükleme agitation i.
şiddet eğilimli dengesiz kimse tapper [dialect] i.
şiddet içeren tehdit thunder i.
sözlü şiddet verbal violence i.
şiddet eylemi violent act i.
şiddet eylemi violence i.
şiddet eylemi violent disorder i.
rızaya bağlı olarak fiziksel şiddet ve baskının kullanıldığı cinsel ilişki şekli bdsm i.
sekste şiddet fantezisi bdsm i.
italya'da şantaj ve şiddet uygulayan gizli bir suç örgütü black hand i.
gereksiz yere veya kasti olarak verilen zarar veya uygulanan şiddet mayhem i.
şiddet eylemi hostility i.
hastalığın şiddet düzeyi grade i.
anarşik şiddet eylemleri için dinamit kullanan kimse dynamitard i.
siyasi şiddet eylemleri için dinamit kullanan kimse dynamitard i.
(özellikle şiddet ve yoğunluk olarak) siklona benzeyen şey cyclone i.
şiddet karşıtı kimse pacificist i.
karşı şiddet counterviolence i.
şiddet, hastalık gibi durumların patlak vermesi flareup i.
kamusal şiddet public violence i.
grafik şiddet, kan ve vahşetin gerçekçi bir biçimde tasviri gore i.
şiddet eylemi stratagem [obsolete] i.
ev içi şiddet olayı domestic i.
şiddet uygulamak resort to violence f.
şiddet kullanmak use violence f.
şiddet kullanarak yıldırmak terrorize f.
şiddet görmek be exposed to violence f.
toplumun şiddet duygularını körüklemek commove f.
(direniş/şiddet) göstermek offer f.
şiddet uygulamak use violence f.
şiddet görmek be subjected to violence f.
şiddet göstermek use violence f.
şiddet uygulamak turn to violence f.
şiddet göstermek inflict violence f.
şiddet uygulamak engage in violence f.
şiddet göstermek turn to violence f.
şiddet göstermek engage in violence f.
şiddet uygulamak commit violence f.
şiddet uygulamak perpetrate violence f.
şiddet göstermek perpetrate violence f.
şiddet göstermek resort to violence f.
şiddet göstermek commit violence f.
şiddet uygulamak inflict violence f.
şiddet içermek contain violence f.
şiddet kullanarak yıldırmak terrorise f.
toplumun şiddet duygularını körüklemek agitate f.
şiddet kullanarak öğretmek whip f.
(şiddet kullanmakla) tehdit etmek manace [obsolete] f.
toplantıyı şiddet kullanarak bozmak bust up f.
şiddet göstermek outrage f.
şiddet içeren containing violence s.
şiddet yanlısı blood-thirsty s.
şiddet yanlısı bloodthirsty s.
şiddet içeren violent s.
şiddet eğilimli violent s.
şiddet içeren rapeful [obsolete] s.
aşırı derecede şiddet içeren ultraviolent s.
şiddet gösteren jackbooted s.
şiddet yanlısı murderous s.
cinsellik ve şiddet odaklı pulpy s.
kanlı şiddet ile nitelenen slasher s.
kan dondurucu bir şiddet içeren slasher s.
şiddet içeren stratagemical s.
şiddet yanlısı superhot s.
şiddet yoluyla by violence zf.
şiddet yoluyla through violence zf.
şiddet yoluyla by force zf.
şiddet yoluyla by way of violence zf.
Phrasals
şiddet uygulayarak çıkarmak tear off f.
şiddet uygulayarak baskı yapmak screw up f.
(birini/bir şeyi) şiddet uygulayarak (birinin) elinden almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) f.
şiddet uygulamak knock about f.
şiddet uygulamak knock around f.
(birine) şiddet kullanarak (bir şey) yaptırmak terrorize (one) into (something) f.
zorla/şiddet uygulayarak (birini) bir şeyden vazgeçirmek thrash out of (someone) f.
zorla/şiddet uygulayarak (birine) bir şeyden el çektirmek thrash out of (someone) f.
şiddet uygulayarak birinin ağından laf almak sweat something out of someone f.
birine bir şeyi şiddet uygulayarak söyletmek sweat something out of someone f.
şiddet uygulayarak birinin ağından laf almak sweat something out f.
birine bir şeyi şiddet uygulayarak söyletmek sweat something out f.
şiddet uygulayarak elinden almak wrestle from f.
(sözlü veya fiziksel) şiddet uygulamak set about f.
Phrases
ebeveyn uyarısı küfür veya şiddet içeren şarkı sözleri parental advisory explicit lyrics i.
Proverb
şiddet şiddete yol açar blood will have blood
şiddet şiddeti doğurur blood will have blood
Colloquial
şiddet/kavga sevmeyen kişi carebear i.
şiddet yanlısı kimse turk [obsolete] [derogatory] i.
şiddet dalgası a wave of violence i.
anabolik steroidlerin kullanımından kaynaklanan öfke ve şiddet eğilimi roid rage i.
ev içi şiddet domestic i.
aile içi şiddet domestic i.
domestik şiddet domestic i.
filmde geçen şiddet ve macera sahnesi skop, skiet en donder [south africa] i.
şiddet uygulayarak parasını almak fry the fat out of f.
şiddet içeren bir hal almak get/turn nasty f.
(özellikle şiddet veya tehdit amaçlı) bir grubun üyesi olarak mob-handed [uk] zf.
şiddet şiddeti besler violence breeds violence expr.
şiddet şiddeti doğurur violence breeds violence expr.
Idioms
(video oyunlarında) şiddet ve kavgadan hoşlanmayan kişi carebear i.
şiddet olayları blood and guts i.
(televizyon vb gösterilen) şiddet blood and guts i.
kaba/şiddet içeren bir dil kullanmaya meyilli mouth of a sailor i.
ucuz melodram/şiddet/macera romanı penny dreadful [uk] i.
daha düşük kademede/pozisyonda olanlara psikolojik şiddet uygulamak eat (one's) young f.
birine şiddet uygulamak give someone the works f.
kaba/şiddet içeren bir dil kullanmaya meyilli olmak have the mouth of a sailor f.
şiddet uygulayarak (birinin) ağından laf almak sweat (something) out of (one) f.
(birine bir şeyi) şiddet uygulayarak söyletmek sweat (something) out of (one) f.
iki veya daha fazla afro american arasındaki suç ya da şiddet olaylarına ilişkin olarak kullanılan deyim black on black s.
büyük bir şiddet, acımasızlık ve düşmanlık içeren knock-down-drag-out s.
savaş veya şiddet içeren blood-and-guts s.
şiddet ögeleri içeren blood and thunder expr.
siyahi kadınlara yönelik şiddet ve aşağılamaya karşı farkındalık uyandırmak için yapılan eylemlerde kullanılan bir slogan say her name expr.
Speaking
içinde şiddet barındırıyor there's violence in it expr.
şiddet içeriyor mu? is it violent? expr.
Trade/Economic
iş yerinde çalışanlar veya işverenler tarafından psikolojik veya sosyal nedenlerle devamlı olarak ya da sistematik şekilde uygulanan psikolojik taciz veya şiddet mobbing i.
işyerinde psikolojik şiddet mobbing i.
Law
aile içi şiddet domestic violence i.
aile içi şiddet family violence i.
aile içi şiddet domestic battery i.
aile içi istismar, takiple taciz ve namus gerekçesiyle şiddet domestic abuse, stalking and honour based violence i.
bir şahsın cismani şiddet ve ezaya maruz bırakılması battery i.
çocuğa karşı şiddet child battering i.
cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sexual and gender based violence i.
cinsel şiddet sexual violence i.
erkeğe karşı şiddet (domestic) violence against men i.
fiili şiddet physical force i.
fiziksel şiddet physical coercion i.
fiziksel şiddet physical violence i.
ev içi şiddet domestic dispute i.
hükümete karşı şiddet veya mukavemet ve kanunlara muhalefet violence against or resistance to government forces and opposition to the laws i.
hükümet güçlerine karşı şiddet violence against government forces i.
hükümete karşı şiddet violence against government i.
kazaların şiddet ve önem derecesi accident severity i.
şiddet uygulamama nonviolence i.
şiddet yoluna başvurmama nonviolence i.
şiddet kullanarak öldürme violent death i.
şiddet uygulamama non-violence i.
şiddet suçu violent crime i.
şiddet suçu crime of violence i.
şiddet yoluna başvurmama non-violence i.
çevresel amaçlar uğruna şiddet uygulayan kimse ecoterrorist i.
şiddet içermeyen suçlar vice i.
evlilikte psikolojik şiddet mental cruelty i.
baskı ve şiddet ile sorgulama inquisition i.
şiddet ve zor kullanarak (meskene tecavüz fiillerinde kullanılır) with strong hand expr.
Politics
batı almanya'da 1970'lerde aktif olan, kapitalizmi şiddet ile yıkmayı amaçlayan solcu terör örgütü red army faction i.
batı almanya'da 1970'lerde aktif olan, kapitalizmi şiddet ile yıkmayı amaçlayan solcu terör örgütü baader-meinhof gang i.
şiddet taraftarı devrimcilik nihilism i.
ev içinde şiddet domestic violence i.
siyasal şiddet political violence i.
şiddet hareketi act of force i.
sportif karşılaşmalarda ve özellikle futbol maçlarında seyircilerin şiddet gösterilerine ve taşkınlıklarına dair avrupa sözleşmesi european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events and in particular at football matches i.
şiddet eylemi act of force i.
yasadışı şiddet force i.
şiddet kullanarak mevcut düzeni yıkan kimse anarchist i.
bolşevikler'in kapitalizmin siyasi ve ekonomik kurumlarını şiddet kullanarak devirme ve işçilerin yönettiği sosyalist bir devlet kurma öğretisi communism i.
şiddet karşıtlığı pacificism i.
şiddet içeren terör eylemlerini kullanan terroristic s.
Institutes
şiddet önleme ve izleme merkezi (şöni̇m) violence prevention and monitoring center i.
Media
şiddet vb. içerikli programlardan önce seyircilere verilen bir çeşit ikaz viewer discretion is advised i.
film yapımcısı harvey weinstein'a karşı yapılan cinsel istismar suçlamalarının basında yer bulmasını takiben açıkça yapılan cinsel şiddet ve taciz suçlamalarının artması the weinstein effect i.
Technical
aynı düzlem üzerinde bulunan şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen force polygon i.
aynı düzlem üzerinde şiddet ve yönleri farklı kuvvetlerin bileşkesini bulmak için kullanılan çokgen force polygon i.
galvanometre ile elektrik akımının şiddet ve yönünün saptanması galvanometry i.
kalorifık şiddet calorific intensity i.
sansürlenmemiş şiddet graphic violence i.
şiddet ve yöne sahip olan bir nicelik vector quantity i.
şiddet tahmin yöntemi magnitude estimation method i.
şiddet kontrolü intensity control i.
şiddet ölçer intensitometer i.
şiddet dereceleri severities i.
şiddet-süre-frekans ilişkisi intensity-duration-frequency relationship i.
şiddet modülasyonu intensity modulation i.
titreşim şiddet düzeyi/seviyesi vibration magnitude level i.
tüm ayrıntısıyla ekrana yansıtılan şiddet görüntüsü graphic violence i.
yağış şiddet eğrisi rainfall intensity curve i.
Computer
şiddet veya müstehcen içerikli tv programlarının sinyallerini engelleyen bilgisayar çipi v-chip i.
şiddet unsuru içermiyor no violence expr.
Telecom
alınan işaretin şiddet göstergesi received signal strength indicator i.
Electric
şiddet kontrolü intensity control i.
Television
kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları car-crash tv i.
şiddet modülasyonu intensity modulation i.
halkı şok edici veya şiddet içeren durumlarda gösteren televizyon programı shockumentary i.
Aeronautic
tesirli şiddet effective intensity i.
Medical
enfeksiyonun şiddet derecesi severity of infection i.
fiziki şiddet physical violence i.
hastalığın şiddet derecesini severity of illness i.
klinik şiddet clinical severity i.
kronik solunum hastalıklarının şiddet ve prevalansı severity and prevalence of chronic respiratory diseases i.
ortalama psoriazis alan şiddet indeksi mean psoriasis area severity index i.
şiddet skoru severity score i.
şiddet içeren veya zarar verici davranışlar violent or injurious behaviors i.
Psychology
cinsel fantezi amacıyla cesetlere şiddet uygulama necrosadism i.
cinsel şiddet sexual violence i.
fiziksel şiddet physical violence i.
fiziksel şiddet physical abuse i.
porno-şiddet pornoviolence i.
şiddet ipucu intensity cue i.
şiddet içeren aşırılık violent extremism i.
şiddet altkültürü hipotezi subculture of violence hypothesis i.
şiddet görmüş kadın/eş sendromu battered woman/wife syndrome i.
Mental Health
kişinin suçluluk hissetmeden şiddet eylemlerine girişebildiği bir kişilik bozukluğu sociopathic personality i.
kişinin suçluluk hissetmeden şiddet eylemlerine girişebildiği bir kişilik bozukluğu psychopathic personality i.
Physics
düşey şiddet vertical intensity i.
manyetik şiddet magnetic intensity i.
Social Sciences
aile içi şiddet kurbanı victim of domestic violence i.
aile içi şiddet mağduru victim of domestic violence i.
cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sexual and gender based violence (sgbv) i.
evlilik içi şiddet marital violence i.
kadına yönelik aile içi şiddet domestic violence against women i.
şiddet ile mücadelede ulusal eylem planı the national action plan to combat violence i.
yatay şiddet horizontal violence i.
ataerkil şiddet patriarchal violence i.
erkek egemen şiddet patriarchal violence i.
şiddet gören kadınlar ve çocuklarının şiddet gösterenden korunmak için gidebilecekleri ev women's refuge i.
toplumsal cinsiyete dayalı şiddet gender-based violence i.
sorunları şiddet ile çözmeye karşı olma pacifism i.
Literature
cinsellik ve şiddet içeren tarihi ve duygusal (kitap, film) bodice-ripping s.
History
18. yüzyılda irlanda'da kiracı çiftçilerin haklarını savunmak için şiddet kullanan gizli bir tarım örgütünün üyesi whiteboy [ireland] i.
18. yy'da irlanda'da kiracı çiftçilerin haklarını savunmak için şiddet kullanan gizli bir tarım örgütünün doktrinleri ve faaliyetleri whiteboyism i.
1770'lerde north carolina'daki yöneticilerin şiddet içeren yöntemlerine karşı olan bir grubun üyesi moderator i.
şiddet yanlısı devrimci septemberer i.
şiddet yanlısı terörist septemberer i.
şiddet yanlısı devrimci septembrist i.
şiddet yanlısı terörist septembrist i.
Religious
düşmanlarını yok etmek için şiddet kullanmaya yemin etmiş gizli bir mormon tarikatının üyesi danite i.
Environment
mcs şiddet skalası mcs intensity scale i.
mercalli şiddet skalası mercalli intensity scale i.
msk şiddet skalası msk intensity scale i.
mm şiddet skalası mm intensity scale i.
sismik şiddet skalası seismic intensity scale i.
sismik şiddet haritası seismic intensity map i.
şiddet dereceleri severities i.
Geography
sismik şiddet seismic intensity i.
Military
şiddet içermeme nonwar i.
Sport
spor karşılaşmasında rakibe kasıtlı olarak gereksiz şiddet uygulamak rough f.
Music
müzik parçasının tempo, ritmik düzen, şiddet özelliklerini bildiren kelime, ifade veya işaret direction i.
şiddet ve ırkçılık içeren sözleri bulunan ve dazlaklarla ilişkilendirilen bir punk rock türü oi i.
notanın hangi şiddet seviyesi ile çalınması gerektiğini gösteren simge dynamic i.
Cinema
gerçek şiddet tecavüz ve ölüm sahnelerini içeren ve yasa dışı yollarla izleyiciye ulaştırılan film snuff movie i.
gerçek şiddet tecavüz ve ölüm sahnelerini içeren ve yasa dışı yollarla izleyiciye ulaştırılan film snuff film i.
şiddet içeren filmler violent films i.
şiddet içeren filmler violent movies i.
bol miktarda şiddet içeren bir dövüş sanatları film türü chopsocky i.
gereksiz şiddet gratuitous violence i.
Engineering
mercalli şiddet ölçeği mercalli scale i.
Slang
eşcinsellere uygulanan şiddet fag-busting i.
eşcinsellere uygulanan şiddet fag-bashing i.
kendinden güçsüz mahkuma şiddet uygulayarak istediğini elde eden mahkum bull dog i.
sertlik/şiddet ve eziyet içeren ve genelde eşcinsellerin girdiği cinsel ilişki rough trade i.
şehir yaşamının zorlukları, çete üyeliği, şiddet, cinsel istismar gibi konuları işleyen rap müzik tarzı gangsta i.
şehir yaşamının zorlukları, çete üyeliği, şiddet, cinsel istismar gibi konuları işleyen rap müzik tarzı gangsta rap i.
ikna/zorlama yöntemi olarak şiddet kullanan düşük seviye mafya/küçük mafya goombah i.
şiddet gösterme works i.
şiddet yanlısı genç hood i.
eşcinsellere uygulanan şiddet, homofobik şiddet fag bashing i.
sekste şiddet fantezisi olan kimselerin genellikle bir restoranda gayri resmi buluşması munch i.
sözlü şiddet stick i.
şiddet kullanan heavy s.