|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
| Yaygın Kullanım |
|
| 1 |
Yaygın Kullanım |
her ne kadar |
although bağ.
|
|
Secondly, although we are in favour of competition, it must have an equitable basis.
İkinci olarak her ne kadar rekabetten yana olsak da bunun adil bir temeli olmalıdır.
More Sentences
|
| Genel |
|
| 2 |
Genel |
ne kadar |
how zf.
|
|
How justified is humanitarian military action, and what are its limits?
İnsani askeri eylem ne kadar haklıdır ve sınırları nelerdir?
More Sentences
|
| 3 |
Genel |
ne kadar |
however zf.
|
|
You should start learning the piano, however long it takes.
Ne kadar sürerse sürsün piyano öğrenmeye başlamalısın.
More Sentences
|
| 4 |
Genel |
ne zamana kadar? |
until when zf.
|
|
Until when will you stay in Japan?
Ne zamana kadar Japonya'da kalacaksın?
More Sentences
|
| 5 |
Genel |
ne kadar da |
such zf.
|
|
You're such an idiot!
Ne kadar da aptalsın!
More Sentences
|
| 6 |
Genel |
ne kadar |
such zf.
|
|
Such a painful, hard season.
Ne kadar acı verici, zor bir dönem.
More Sentences
|
| 7 |
Genel |
ne kadar |
what zf.
|
|
What a rude thing to say!
Ne kadar terbiyesiz bir laf!
More Sentences
|
| 8 |
Genel |
ne kadar |
what zm.
|
|
We've shown what a great team we are.
Ne kadar büyük bir takım olduğumuzu gösterdik.
More Sentences
|
| 9 |
Genel |
ne kadar |
such zm.
|
|
You're such a cheapskate.
Ne kadar cimrisin.
More Sentences
|
| 10 |
Genel |
her ne kadar |
though bağ.
|
|
Nevertheless, we are both sincere in our views, opposing though they may be.
Bununla birlikte, her ikimiz de görüşlerimizde samimiyiz, her ne kadar karşıt olsalar da.
More Sentences
|
| 11 |
Genel |
her ne kadar |
even though bağ.
|
|
That is a good thing, and may it stay that way, even though, here too, there is still room for improvement.
Bu iyi bir şey ve bu şekilde kalsın, her ne kadar burada da hala iyileştirilmesi gereken noktalar olsa da.
More Sentences
|
| 12 |
Genel |
her ne kadar |
as bağ.
|
|
Right and proper as they are, we can and must do more.
Her ne kadar doğru ve yerinde olsalar da daha fazlasını yapabiliriz ve yapmalıyız.
More Sentences
|
| Konuşma Dili |
|
| 13 |
Konuşma Dili |
ne kadar süreyle |
for how long expr.
|
|
How, when and for how long should I take it?
Nasıl, ne zaman ve ne kadar süreyle almalıyım?
More Sentences
|
| 14 |
Konuşma Dili |
ne kadar süredir? |
for how long? expr.
|
|
You're in prison for how long?
Ne kadar süredir hapistesin?
More Sentences
|
| Konuşma |
|
| 15 |
Konuşma |
ne kadar zamandır |
how long expr.
|
|
How long have you been working with kids?
Ne kadar zamandır çocuklarla çalışıyorsunuz?
More Sentences
|
| 16 |
Konuşma |
ne kadar uzaklıkta? |
how far? expr.
|
|
How far is it to the nearest hospital?
En yakın hastaneye ne kadar uzaklıkta?
More Sentences
|
| 17 |
Konuşma |
ne kadar önce |
how long ago expr.
|
|
How long ago was this?
Bu ne kadar önceydi?
More Sentences
|
| 18 |
Konuşma |
ne kadar zamandır |
how much time expr.
|
|
How much time can I save with profiles in the VT650 and VT900?
VT650 ve VT900'deki profillerle ne kadar zaman kazanabilirim?
More Sentences
|
|
|
| 19 |
Konuşma |
ne kadar ilginç |
how interesting expr.
|
|
The main goal of the museum is to show the kids how interesting and multifaceted the scientific world is.
Müzenin temel amacı, çocuklara bilim dünyasının ne kadar ilginç ve çok yönlü olduğunu göstermektir.
More Sentences
|
| 20 |
Konuşma |
ne kadar tuhaf |
how strange expr.
|
|
How strange is that?
Ne kadar tuhaf?
More Sentences
|
| 21 |
Konuşma |
ne kadar şaşırtıcı! |
how amazing! expr.
|
|
How amazing that your mother speaks six languages!
Annenin altı dil konuşması ne kadar şaşırtıcı!
More Sentences
|
| 22 |
Konuşma |
ne kadar sürede? |
how long? expr.
|
|
The fact of the matter is that we do not know how long this situation will take to be resolved.
Gerçek şu ki, bu durumun ne kadar sürede çözüleceğini bilmiyoruz.
More Sentences
|
| Genel |
|
| 23 |
Genel |
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks |
tachograph i.
|
|
| 24 |
Genel |
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük |
gameplay i.
|
|
| 25 |
Genel |
ne kadar tartışılırsa tartışılsın bir önemi olmayan, sonuca varılamayan durum |
moot point i.
|
|
| 26 |
Genel |
(bir şeyin) ne kadar az harcandığı |
underspend i.
|
|
| 27 |
Genel |
evrenin büyüklüğü içinde kendinin ne kadar küçük ve önemsiz bir varlık olduğunu hissetme duygusu |
occhiolism i.
|
|
| 28 |
Genel |
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak |
velocitise f.
|
|
| 29 |
Genel |
uzun süre hız yapmaktan ne kadar hızlandığını fark edemez olmak |
velocitize f.
|
|
| 30 |
Genel |
ne kadar hor görüldüğünü belirten (birinin/bir şeyin) |
supercilious s.
|
|
| 31 |
Genel |
bir dilin tarih boyunca ne kadar değişime uğradığını ortaya istatistik |
lexicostatistical s.
|
|
| 32 |
Genel |
(sayılabilenler için) ne kadar |
many s.
|
|
| 33 |
Genel |
ne kadar şaşırtıcı |
what s.
|
|
| 34 |
Genel |
ne kadar müthiş |
what s.
|
|
| 35 |
Genel |
ne kadar şaşırtıcı |
what s.
|
|
| 36 |
Genel |
ne kadar göze çarpan |
what s.
|
|
| 37 |
Genel |
ne kadar dikkat çekici |
what s.
|
|
| 38 |
Genel |
ne zamana kadar |
until when zf.
|
|
|
|
| 39 |
Genel |
her ne kadar |
soever zf.
|
|
| 40 |
Genel |
ne kadar güç olursa olsun |
no matter how difficult zf.
|
|
| 41 |
Genel |
ne kadar olursa olsun |
no matter how…it is zf.
|
|
| 42 |
Genel |
ne kadar |
however much zf.
|
|
| 43 |
Genel |
her ne kadar |
however much zf.
|
|
| 44 |
Genel |
ne kadar önemli |
what zm.
|
|
| 45 |
Genel |
ne kadar değerli |
what zm.
|
|
| 46 |
Genel |
her ne kadar |
in spite of the fact that bağ.
|
|
| 47 |
Genel |
ne kadar çok olursa |
so much as bağ.
|
|
| 48 |
Genel |
her ne kadar olsa da |
although still bağ.
|
|
| 49 |
Genel |
her ne kadar olsa da |
although yet bağ.
|
|
| 50 |
Genel |
her ne kadar |
despite the fact that bağ.
|
|
| 51 |
Genel |
ne kadar ... o kadar ... |
as ... so ... bağ.
|
|
| 52 |
Genel |
her ne kadar |
tho' bağ.
|
|
| 53 |
Genel |
her ne kadar ... ise de |
much as bağ.
|
|
| 54 |
Genel |
karşın her ne kadar |
despite the fact that bağ.
|
|
| 55 |
Genel |
her ne kadar |
notwithstanding bağ.
|
|
| 56 |
Genel |
her ne kadar |
albeit bağ.
|
|
| 57 |
Genel |
ancak, her ne kadar |
however, although bağ.
|
|
| 58 |
Genel |
her ne kadar |
albe bağ.
|
|
| 59 |
Genel |
her ne kadar |
yet bağ.
|
|
| 60 |
Genel |
ne kadar çok (şaşkınlık) |
what ünl.
|
|
| İfadeler |
|
| 61 |
İfadeler |
ne kadar erken o kadar iyi |
the sooner the better expr.
|
|
| 62 |
İfadeler |
her ne kadar ise de |
although nevertheless expr.
|
|
| 63 |
İfadeler |
ne kadar olursa olsun |
however much expr.
|
|
| 64 |
İfadeler |
ne kadar gerekirse |
as many as it takes expr.
|
|
| 65 |
İfadeler |
ne kadar şanslısın ki |
lucky for you expr.
|
|
| 66 |
İfadeler |
ne kadar ürkütücü! |
how terrifying! expr.
|
|
| 67 |
İfadeler |
ne kadar satış o kadar kazanç |
the more sales the more profits expr.
|
|
| 68 |
İfadeler |
ne kadar çok kelime bilirsen o kadar çok konuşursun |
the more words you know the more you can say expr.
|
|
| 69 |
İfadeler |
ne kadar da kötü bir hava |
what bad weather expr.
|
|
| 70 |
İfadeler |
dünya ne kadar küçük! |
what a small world! expr.
|
|
| 71 |
İfadeler |
ne kadar ileri gittiğinin önemi yok |
it doesn't matter how far you go expr.
|
|
| 72 |
İfadeler |
kelimeler seni ne kadar sevdiğimi tarif edemez |
words can't describe how much I love you expr.
|
|
| 73 |
İfadeler |
kelimeler seni ne kadar sevdiğimi tarif etmekte kifayetsiz kalır |
words can't describe how much I love you expr.
|
|
| 74 |
İfadeler |
zaman ne kadar da hızlı geçiyor |
how time flies expr.
|
|
| 75 |
İfadeler |
zaman ne kadar da hızlı geçiyor |
time flies expr.
|
|
| 76 |
İfadeler |
ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli |
it's not what you know but who you know expr.
|
|
| 77 |
İfadeler |
ne kadar aptalca vs. |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 78 |
İfadeler |
ne kadar açgözlüler, aptallar vs. |
how (something) can you get? expr.
|
|
|
|
| 79 |
İfadeler |
ne kadar açgözlüler, aptallar vs. |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 80 |
İfadeler |
bir insan daha ne kadar açgözlü, aptal vs. olabilir |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 81 |
İfadeler |
bir insan daha ne kadar açgözlü, aptal vs. olabilir |
how (something) can you get? expr.
|
|
| 82 |
İfadeler |
ne kadar aptalca vs. |
how (something) can you get? expr.
|
|
| 83 |
İfadeler |
bir şey ne kadar ertelenirse o kadar arzulanır |
desires are nourished by delays expr.
|
|
| 84 |
İfadeler |
ne kadar görgüsüzüm? |
where are my manners? expr.
|
|
| 85 |
İfadeler |
ne kadar zor olursa olsun herkesin basamakları tırmanma şansı vardır |
there is always room at the top [us] expr.
|
|
| 86 |
İfadeler |
ne kadar zor olursa olsun herkesin başarma şansı vardır |
there is always room at the top [us] expr.
|
|
| 87 |
İfadeler |
her ne kadar doğru olsa da |
be it as it may expr.
|
|
| 88 |
İfadeler |
ne kadar dikkatsizim |
how remiss of me expr.
|
|
| 89 |
İfadeler |
ne kadar … |
ever so/ever such… expr.
|
|
| 90 |
İfadeler |
ne kadar da … |
ever so/ever such… expr.
|
|
| 91 |
İfadeler |
ne kadar vurgulasak azdır |
it cannot be overstressed expr.
|
|
| 92 |
İfadeler |
ne kadar vurgulansa azdır |
can't be overstated expr.
|
|
| 93 |
İfadeler |
ne kadar sakarım |
how clumsy of me expr.
|
|
| Atasözü |
|
| 94 |
Atasözü |
ne kadar insan varsa o kadar fikir/doğru vardır |
quot homines tot sententiae (how many men, so many opinions) expr.
|
|
| 95 |
Atasözü |
ne kadar çok ülke o kadar fazla adet |
so many countries so many customs
|
|
| 96 |
Atasözü |
savaş ne kadar çetinse zafer o kadar tatlıdır |
the harder the battle the sweeter the victory
|
|
| 97 |
Atasözü |
ne kadar ekmek o kadar köfte |
you get what you pay for
|
|
| 98 |
Atasözü |
ne kadar köfte o kadar ekmek |
you get what you pay for
|
|
| 99 |
Atasözü |
ne kadar az konuşulursa mesele o kadar çabuk kapanır |
least said, soonest mended
|
|
| 100 |
Atasözü |
gerçek ne kadar büyükse bühtan da o kadar büyük olur |
the greater the truth the greater the libel
|
|
| 101 |
Atasözü |
ne kadar beklersen o kadar tatlı gelir |
desires are nourished by delays
|
|
| 102 |
Atasözü |
kemik ne kadar yakınsa et o kadar tatlıdır |
the nearer the bone, the sweeter the meat
|
|
| 103 |
Atasözü |
kiliseye ne kadar yakınsa, tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
| 104 |
Atasözü |
ne kadar az, o kadar iyi |
keep no more cats than can catch mice
|
|
| 105 |
Atasözü |
kiliseye ne kadar yakın tanrı'dan o kadar uzak |
the nearer the church, the farther from god
|
|
| 106 |
Atasözü |
biri kilise hiyerarşisinde ne kadar yükselirse yozlaşma/saflığını kaybetme olasılığı o kadar yükselir |
the nearer the church, the farther from god
|
|
| 107 |
Atasözü |
ne kadar hazır ve bilgili olunursa şanslar ve fırsatlar o kadar iyi değerlendirilir |
chance favors the prepared mind
|
|
| 108 |
Atasözü |
ne kadar çok bilirsen o kadar zor inanırsın/emin olursun |
the more one knows, the less one believes
|
|
| 109 |
Atasözü |
ne kadar çok bilirsen o kadar çok kuşku duyarsın |
the more one knows, the less one believes
|
|
| 110 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you can't squeeze blood from a turnip
|
|
| 111 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you can't get blood from a turnip
|
|
| 112 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you can't get blood out of a turnip
|
|
| 113 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you cannot get blood from a turnip
|
|
| 114 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you cannot get blood from a stone
|
|
| 115 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you can't get blood from a stone
|
|
| 116 |
Atasözü |
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil |
you can't squeeze blood from a stone
|
|
| Konuşma Dili |
|
| 117 |
Konuşma Dili |
ünlü olmak için ne kadar aşağılayıcı veya küçük düşürücü olduğuna bakılmaksızın, bir şeyi yapmaya istekli olan kişi |
fame whore i.
|
|
| 118 |
Konuşma Dili |
ne kadar az kaldığını bilmek |
know how little is left f.
|
|
| 119 |
Konuşma Dili |
ne kadar yapmaya çalışırsa çalışsın |
try as (one) may f.
|
|
| 120 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşsa da |
try as (one) may f.
|
|
| 121 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
try as (one) may f.
|
|
| 122 |
Konuşma Dili |
ne kadar zorlarsa zorlasın |
try as (one) may f.
|
|
| 123 |
Konuşma Dili |
ne kadar denerse denesin/çabalarsa çabalasın |
try as (one) may f.
|
|
| 124 |
Konuşma Dili |
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak |
realise what a fool you've been f.
|
|
| 125 |
Konuşma Dili |
ne kadar aptal olduğunun farkına varmak |
realize what a fool you've been f.
|
|
| 126 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşsam da |
for the life of one expr.
|
|
| 127 |
Konuşma Dili |
ne kadar zamandır? |
for how long? expr.
|
|
| 128 |
Konuşma Dili |
ne kadar erken olursa o kadar iyi olur |
sooner the better expr.
|
|
| 129 |
Konuşma Dili |
ne kadar az olursa olsun işe yarar |
every little helps expr.
|
|
| 130 |
Konuşma Dili |
ne kadar az olursa olsun işe yarar |
every little bit helps expr.
|
|
| 131 |
Konuşma Dili |
şansın ne kadar önemli bir rol oynadığını kabul et |
admit what a big part luck plays expr.
|
|
| 132 |
Konuşma Dili |
ne kadar çabalarsa çabalasın |
try as he might expr.
|
|
| 133 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
try as she might expr.
|
|
| 134 |
Konuşma Dili |
ne kadar çabalarsa çabalasın |
try as she might expr.
|
|
| 135 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
try as he might expr.
|
|
| 136 |
Konuşma Dili |
ne kadar erken/çabuk olsa o kadar iyi |
sooner rather than later expr.
|
|
| 137 |
Konuşma Dili |
(bir şeyden) ne kadar fazla olursa o kadar iyi (olur)! |
more the merrier expr.
|
|
| 138 |
Konuşma Dili |
artık ne kadar yararı olursa |
for what it's worth expr.
|
|
| 139 |
Konuşma Dili |
(alaycı bir biçimde) ne kadar da asilsin! |
that's big of you expr.
|
|
| 140 |
Konuşma Dili |
(alaycı bir biçimde) ne kadar da yüce gönüllüsün |
that's big of you expr.
|
|
| 141 |
Konuşma Dili |
seni bu kadar rahatsız eden ne? |
what's biting (someone)? expr.
|
|
| 142 |
Konuşma Dili |
bir şeyin ne kadar iyi olduğunu vurgulamak için kullanılan ifade |
nice and (something) expr.
|
|
| 143 |
Konuşma Dili |
bir şeyin ne kadar iyi olduğunu vurgulamak için kullanılan ifade |
lovely and (something) [uk] expr.
|
|
| 144 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar … olabilirsin ki? |
how (something) can you get? expr.
|
|
| 145 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar … olabilirsin ki? |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 146 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar … olabilir? |
how (something) can you get? expr.
|
|
| 147 |
Konuşma Dili |
bir insan ne kadar … olabilir? |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 148 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar … olabilir? |
how (something) can you be? expr.
|
|
| 149 |
Konuşma Dili |
bir insan ne kadar … olabilir? |
how (something) can you get? expr.
|
|
| 150 |
Konuşma Dili |
ne kadar … bilemezsin |
more than you can (ever) know expr.
|
|
| 151 |
Konuşma Dili |
ne kadar … bilemezsin |
more than you will ever know expr.
|
|
| 152 |
Konuşma Dili |
ne kadar yüzsüzsün |
you've got nerve expr.
|
|
| 153 |
Konuşma Dili |
ne kadar yüzsüzsün |
you have got some nerve expr.
|
|
| 154 |
Konuşma Dili |
ne kadar yüzsüzsün |
you've got nerve expr.
|
|
| 155 |
Konuşma Dili |
ne kadar boyarsan boya hala aynı saçmalık |
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr.
|
|
| 156 |
Konuşma Dili |
ne kadar süslersen süsle hala aynı zırvalık |
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr.
|
|
| 157 |
Konuşma Dili |
ne kadar iyisin |
be still my heart expr.
|
|
| 158 |
Konuşma Dili |
ne kadar lütufkarsın |
be still my heart expr.
|
|
| 159 |
Konuşma Dili |
ne kadar iyisin |
be still my beating heart expr.
|
|
| 160 |
Konuşma Dili |
ne kadar lütufkarsın |
be still my beating heart expr.
|
|
| 161 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de allah |
god knows (that) I've tried expr.
|
|
| 162 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bir allah bilir |
god knows (that) I've tried expr.
|
|
| 163 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı allah biliyor |
god knows (that) I've tried expr.
|
|
| 164 |
Konuşma Dili |
bazı insanlar ne kadar şanslı |
some people have all the luck expr.
|
|
| 165 |
Konuşma Dili |
(birinin) gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu |
what (one) is made of expr.
|
|
| 166 |
Konuşma Dili |
gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğun |
what you are made of expr.
|
|
| 167 |
Konuşma Dili |
birinin gerçekte ne kadar güçlü, yetenekli, cesaretli olduğu |
what somebody is made of expr.
|
|
| 168 |
Konuşma Dili |
(biri/bir şey) ne kadar güzeldi |
how good is (someone or something)? expr.
|
|
| 169 |
Konuşma Dili |
(biri/bir şey) ne kadar iyiydi |
how good is (someone or something)? expr.
|
|
| 170 |
Konuşma Dili |
(biri) ne kadar çabalarsa çabalasın başaramıyor |
(one) can't win for trying expr.
|
|
| 171 |
Konuşma Dili |
(biri) ne kadar çabalarsa çabalasın başaramıyor |
(one) can't win for losing expr.
|
|
| 172 |
Konuşma Dili |
ne kadar çok olsa da |
as much as expr.
|
|
| 173 |
Konuşma Dili |
her ne kadar |
as much as expr.
|
|
| 174 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşırsam uğraşayım yapamam/ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamaz/ne kadar uğraşırsak uğraşalım yapamayız/ne kadar uğraşırsalar yapamazlar |
cannot for the life of me/him/her/us/them expr.
|
|
| 175 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraşsam |
for the life of expr.
|
|
| 176 |
Konuşma Dili |
saat ne kadar ilerlemiş! |
is that the time? [cliché] expr.
|
|
| 177 |
Konuşma Dili |
saat ne kadar geç olmuş! |
is that the time? [cliché] expr.
|
|
| 178 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bir de tanrı bilir |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
| 179 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de tanrı |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
| 180 |
Konuşma Dili |
ne kadar uğraştığımı tanrı biliyor |
lord knows (that) I've tried expr.
|
|
| 181 |
Konuşma Dili |
ne kadar olursa olsun almak istiyorum |
shut up and take my money expr.
|
|
| 182 |
Konuşma Dili |
ne kadar ekmek o kadar köfte |
ygwypf (you get what you pay for) expr.
|
|
| 183 |
Konuşma Dili |
ne kadar da .... değil mi? |
how (something) is that? exclam.
|
|
| 184 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar bencilleşebilirsin ki? |
how selfish can you get? exclam.
|
|
| 185 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar bencilleşebilir ki? |
how selfish can you get? exclam.
|
|
| 186 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar aptal olabilir? |
how stupid can you get? exclam.
|
|
| 187 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar aptallaşabilirsin ki? |
how stupid can you get? exclam.
|
|
| 188 |
Konuşma Dili |
ne kadar tutacak? |
how much will it be? exclam.
|
|
| 189 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar nankörleşebilirsin ki? |
how ungrateful can you get? exclam.
|
|
| 190 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar nankör olabilirsin ki? |
how ungrateful can you get? exclam.
|
|
| 191 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar nankör olabilir? |
how ungrateful can you get? exclam.
|
|
| 192 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar nankörleşebilir ki? |
how ungrateful can you get? exclam.
|
|
| 193 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar aptallaşabilir ki? |
how stupid can you get? exclam.
|
|
| 194 |
Konuşma Dili |
daha ne kadar bencil olabilirsin ki? |
how selfish can you get? exclam.
|
|
| 195 |
Konuşma Dili |
bir insan daha ne kadar bencil olabilir? |
how selfish can you get? exclam.
|
|
| 196 |
Konuşma Dili |
ne kadar güven verici |
how reassuring exclam.
|
|
| Deyim |
|
| 197 |
Deyim |
ne kadar farklı |
a far cry from i.
|
|
| 198 |
Deyim |
bir şeyden ne kadar kötü etkilendiğini gizlemeye/saklamaya/göstermemeye çalışmak |
gulp something back f.
|
|
| 199 |
Deyim |
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek |
go to the wall on something f.
|
|
| 200 |
Deyim |
ne kadar gerekiyorsa vermek |
give an arm and a leg (for something) f.
|
|
| 201 |
Deyim |
asil ya da övgüye değer olmak (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) |
be big of (one) f.
|
|
| 202 |
Deyim |
hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak |
not know (one is) born f.
|
|
| 203 |
Deyim |
hayat şartlarının geçmişe ya da başkalarının yaşamına nazaran ne kadar iyileştiğinden bihaber olmak |
not know you are born f.
|
|
| 204 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak |
not know (one is) born f.
|
|
| 205 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak |
not know you are born f.
|
|
| 206 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak |
not know you are born f.
|
|
| 207 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğundan bihaber olmak |
not know (one is) born f.
|
|
| 208 |
Deyim |
kendini ne kadar zorlasa da yapamamak |
can't for the life of me f.
|
|
| 209 |
Deyim |
ne kadar az, o kadar iyi prensibiyle yaşamak |
keep no more cats than can catch mice f.
|
|
| 210 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın yapamamak |
can't for the life of me f.
|
|
| 211 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunu bilmemek |
not know you are born [uk] f.
|
|
| 212 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak |
not know you’re born [uk] f.
|
|
| 213 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunu bilmemek |
not know you’re born [uk] f.
|
|
| 214 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunun farkında olamamak |
not know you are born [uk] f.
|
|
| 215 |
Deyim |
ne yaptığını/kendini bilmeyecek kadar sarhoş olmak |
be sloshed to the gills f.
|
|
| 216 |
Deyim |
ne kadar şanslı olduğunu görmemek/bilmemek/anlamamak |
not know you're born [uk] f.
|
|
| 217 |
Deyim |
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) |
big of one s.
|
|
| 218 |
Deyim |
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) |
big of someone s.
|
|
| 219 |
Deyim |
asil ya da övgüye değer (genelde alaycı bir biçimde söylenir) (ne kadar da yüce gönüllüsün) |
big of (one) s.
|
|
| 220 |
Deyim |
ne kadar gerekirse o kadar yakın |
like (the) white on rice zf.
|
|
| 221 |
Deyim |
piyasa ne kadar karı kaldırırsa |
as much as the traffic will bear zf.
|
|
| 222 |
Deyim |
ne kadar gerekirse o kadar yakın |
as the white on rice zf.
|
|
| 223 |
Deyim |
ne kadar |
to what degree zf.
|
|
| 224 |
Deyim |
piyasa ne kadarını kaldırırsa o kadar |
as much as the traffic will bear zf.
|
|
| 225 |
Deyim |
ne kadar uğraşsa da |
try as one might zf.
|
|
| 226 |
Deyim |
ne kadar zorlarsa zorlasın |
try as one might zf.
|
|
| 227 |
Deyim |
tamı tamına ne kadar |
just how many expr.
|
|
| 228 |
Deyim |
ne kadar da çok |
ever so expr.
|
|
| 229 |
Deyim |
ne kadar isterse |
to one's heart's content expr.
|
|
| 230 |
Deyim |
her ne kadar doğru olsa da |
be that as it may expr.
|
|
| 231 |
Deyim |
ne kadar ekmek o kadar köfte |
if you pay peanuts you get monkeys expr.
|
|
| 232 |
Deyim |
ne kadar isterse istesin |
with the best will in the world expr.
|
|
| 233 |
Deyim |
bir türlü/kendimi ne kadar zorlasam hatırlayamıyorum/aklıma gelmiyor |
can't for the life of me (remember) expr.
|
|
| 234 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsam uğraşayım |
not for the life of me expr.
|
|
| 235 |
Deyim |
(bir şeyden) ne kadar fazla olursa o kadar iyi (olur)! |
the more the merrier expr.
|
|
| 236 |
Deyim |
ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım |
try as I may expr.
|
|
| 237 |
Deyim |
ne kadar yapmaya çalışırsam çalışayım |
try as I might expr.
|
|
| 238 |
Deyim |
ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım |
try as I might expr.
|
|
| 239 |
Deyim |
ne kadar denersem/çabalarsam deneyeyim/çabalayayım |
try as I may expr.
|
|
| 240 |
Deyim |
ne kadar varsa |
whole works expr.
|
|
| 241 |
Deyim |
ne kadar ekmek o kadar köfte |
(there) ain't no free lunches expr.
|
|
| 242 |
Deyim |
ne kadar ekmek o kadar köfte |
(there) ain't no free lunch expr.
|
|
| 243 |
Deyim |
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar |
these things are sent to try us expr.
|
|
| 244 |
Deyim |
ne kadar … o kadar … |
the bigger/faster/etc. the better expr.
|
|
| 245 |
Deyim |
ne kadar … olursa o kadar iyi olur |
the bigger/faster/etc. the better expr.
|
|
| 246 |
Deyim |
her ne kadar kabul etmek istemesem de |
to (one's) cost expr.
|
|
| 247 |
Deyim |
dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar |
it'll be all right on the night expr.
|
|
| 248 |
Deyim |
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum |
one can't get blood from a turnip expr.
|
|
| 249 |
Deyim |
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum |
one can't get blood from a stone expr.
|
|
| 250 |
Deyim |
bu kadar kötü kokan ne? |
who died in here? expr.
|
|
| 251 |
Deyim |
ne kadar kahvemiz var? |
how are we off for coffee? expr.
|
|
| 252 |
Deyim |
ne kadar isterse |
to (one's) heart's desire expr.
|
|
| 253 |
Deyim |
(biri) ne kadar çabalarsa çabalasın başaramıyor |
(one) can't do right for doing wrong [uk] expr.
|
|
| 254 |
Deyim |
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum |
one can't get blood from a stone expr.
|
|
| 255 |
Deyim |
ne kadar çabalasan da mümkün olmayan şey/durum |
one can't get blood from a turnip expr.
|
|
| 256 |
Deyim |
ne kadar farklı |
far cry expr.
|
|
| 257 |
Deyim |
ne kadar zaman geçti |
long-time expr.
|
|
| 258 |
Deyim |
(bir şeyden) ne kadar olsa da |
no amount of (something) expr.
|
|
| 259 |
Deyim |
ne kadar (bir şey) yapılsa da |
no amount of (something) expr.
|
|
| 260 |
Deyim |
ne kadar (bir şey) yapılırsa yapılsın |
no amount of (something) expr.
|
|
| 261 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
not for the life of (one) expr.
|
|
| 262 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crust: they are made to be broken expr.
|
|
| 263 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crusts: made to be broken expr.
|
|
| 264 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crust: easily made, easily broken expr.
|
|
| 265 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crusts: they are made to be broken expr.
|
|
| 266 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crust: easily broken expr.
|
|
| 267 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crusts: easily broken expr.
|
|
| 268 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crust: made to be broken expr.
|
|
| 269 |
Deyim |
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır |
promises are like pie crusts: easily made, easily broken expr.
|
|
| 270 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
to save (one's) life expr.
|
|
| 271 |
Deyim |
ne kadar çabalarsa çabalasın |
to save (one's) life expr.
|
|
| 272 |
Deyim |
ne kadar isterse istesin |
to save life expr.
|
|
| 273 |
Deyim |
ne kadar çabalarsa çabalasın |
to save life expr.
|
|
| 274 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
to save your life expr.
|
|
| 275 |
Deyim |
ne kadar isterse |
to your heart's content expr.
|
|
| 276 |
Deyim |
ne kadar isterse istesin |
to save (one's) life expr.
|
|
| 277 |
Deyim |
ne kadar uğraşırsa uğraşsın |
to save life expr.
|
|
| 278 |
Deyim |
ne kadar isterse istesin |
to save your life expr.
|
|
| 279 |
Deyim |
ne kadar çabalarsa çabalasın |
to save your life expr.
|
|
| 280 |
Deyim |
hayat kısa, ne yaparsan/ne kadar keyifli vakit geçirirsen/geçirirsek kar |
we're a long time dead expr.
|
|
| 281 |
Deyim |
hayat kısa, ne yaparsan/ne kadar keyifli vakit geçirirsen/geçirirsek kar |
you're a long time dead expr.
|
|
| 282 |
Deyim |
ne kadar yüzsüzsün |
you've got (some) nerve exclam.
|
|
| Konuşma |
|
| 283 |
Konuşma |
ne kadar az olursa olsun işe yarar |
every little helps expr.
|
|
| 284 |
Konuşma |
piyasası ne kadar |
what's the going rate expr.
|
|
| 285 |
Konuşma |
ne kadar uzak |
how far expr.
|
|
| 286 |
Konuşma |
ne kadar |
how much expr.
|
|
| 287 |
Konuşma |
ne kadar zamandır? |
how long? expr.
|
|
| 288 |
Konuşma |
ne kadar büyük olursa olsun |
how soever great it may be expr.
|
|
| 289 |
Konuşma |
ne kadar iyi |
how well expr.
|
|
| 290 |
Konuşma |
ne kadar isterseniz |
as much as you like expr.
|
|
| 291 |
Konuşma |
ne kadar uzun |
how long expr.
|
|
| 292 |
Konuşma |
ne kadar? |
how much? expr.
|
|
| 293 |
Konuşma |
ne kadar tuhaf! |
the very idea! expr.
|
|
| 294 |
Konuşma |
bilseniz ne kadar memnun oldum |
I was simply delighted expr.
|
|
| 295 |
Konuşma |
ne kadar derin |
how deep expr.
|
|
| 296 |
Konuşma |
ne kadar |
how long expr.
|
|
| 297 |
Konuşma |
ne kadar |
how many expr.
|
|
| 298 |
Konuşma |
ne kadar zaman |
how much time expr.
|
|
| 299 |
Konuşma |
ne kadar süre |
how long expr.
|
|
| 300 |
Konuşma |
ne kadar uzakta? |
how far? expr.
|
|
| 301 |
Konuşma |
ne kadar hoşsun |
how pretty you are expr.
|
|
| 302 |
Konuşma |
ne kadar çabuk |
how quick expr.
|
|
| 303 |
Konuşma |
ne kadar hızlı |
how fast expr.
|
|
| 304 |
Konuşma |
ne kadar yavaş |
how slow expr.
|
|
| 305 |
Konuşma |
ne kadar yüksek |
how high expr.
|
|
| 306 |
Konuşma |
borcum ne kadar? |
how much do I owe you? expr.
|
|
| 307 |
Konuşma |
ne kadar zamanın kaldı |
how much time have you got left expr.
|
|
| 308 |
Konuşma |
türkiye ne kadar avrupalı |
how european is turkey expr.
|
|
| 309 |
Konuşma |
beni ne kadar seviyorsun? |
how much do you love me? expr.
|
|
| 310 |
Konuşma |
ne kadar kazanıyorsun |
how much do you earn expr.
|
|
| 311 |
Konuşma |
ne kadar sonra |
how soon expr.
|
|
| 312 |
Konuşma |
orada ne kadar kaldın |
how long have you been there expr.
|
|
| 313 |
Konuşma |
ne kadar kötü olabilir |
how bad can it be expr.
|
|
| 314 |
Konuşma |
ne kadar istiyorsun |
how much do you want expr.
|
|
| 315 |
Konuşma |
bu ne kadar? |
how much does it cost? expr.
|
|
| 316 |
Konuşma |
ne kadar kabasın |
how rude you are expr.
|
|
| 317 |
Konuşma |
ne kadar çok çalışırsanız o kadar çok şey öğrenirsiniz |
the more you study the more you learn expr.
|
|
| 318 |
Konuşma |
ne kadar çok çalışırsan o kadar çok şey öğrenirsin |
the more you study the more you learn expr.
|
|
| 319 |
Konuşma |
seni ne kadar çok özlediğimi söylemek istiyorum |
I want to say how much I miss you expr.
|
|
| 320 |
Konuşma |
ne kadar zamanım var? |
how much time do I have? expr.
|
|
| 321 |
Konuşma |
ne kadar paran var? |
how much money do you have? expr.
|
|
| 322 |
Konuşma |
ne kadar tuttu? |
how much did it cost? expr.
|
|
| 323 |
Konuşma |
ne kadar zamanım kaldı? |
how much time do I have? expr.
|
|
| 324 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız kaldı? |
how much time do we have expr.
|
|
| 325 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız var? |
how much time do we have expr.
|
|
| 326 |
Konuşma |
hepsi ne kadar tuttu? |
what is the total? expr.
|
|
| 327 |
Konuşma |
hepsi ne kadar tuttu? |
what is the damage ? expr.
|
|
| 328 |
Konuşma |
seni ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun? |
do you know how much I love you? expr.
|
|
| 329 |
Konuşma |
seni ne kadar çok sevdiğimizi biliyor musun? |
do you know how much we love you? expr.
|
|
| 330 |
Konuşma |
sizi ne kadar çok sevdiğimi biliyor musun? |
do you know how much I love you? expr.
|
|
| 331 |
Konuşma |
sizi ne kadar çok sevdiğimizi biliyor musun? |
do you know how much we love you? expr.
|
|
| 332 |
Konuşma |
ne kadar sürer? |
how much does it take? expr.
|
|
| 333 |
Konuşma |
ne kadar sürer? |
how much will it take? expr.
|
|
| 334 |
Konuşma |
bu konuda ne kadar az konuşsak o kadar iyi |
less said, the better expr.
|
|
| 335 |
Konuşma |
daha ne kadar beklememiz gerekiyor? |
how much longer do we have to wait? expr.
|
|
| 336 |
Konuşma |
daha ne kadar beklememiz gerekiyor? |
how much longer are we supposed to wait? expr.
|
|
| 337 |
Konuşma |
bunun benim için ne kadar özel olduğunu biliyor musun? |
do you know how personal it is to me? expr.
|
|
| 338 |
Konuşma |
ne kadar yüksek? |
how high? expr.
|
|
| 339 |
Konuşma |
ne kadar iyi olduğunu biliyorum |
I know how good it is expr.
|
|
| 340 |
Konuşma |
ne kadar oldu? |
how long has it been? expr.
|
|
| 341 |
Konuşma |
üzerinde ne kadar para var? |
how much money you got on you? expr.
|
|
| 342 |
Konuşma |
ne kadar iyi olursan ol |
no matter how good you are expr.
|
|
| 343 |
Konuşma |
sesi ne kadar sarhoş geliyordu? |
how drunk did he sound? expr.
|
|
| 344 |
Konuşma |
ne kadar içtin? |
how many drinks did you have? expr.
|
|
| 345 |
Konuşma |
size/sana ne kadar teşekkür etsem az |
I can't thank you enough expr.
|
|
| 346 |
Konuşma |
ne kadar zor olduğunu biliyorum |
I know how hard it is expr.
|
|
| 347 |
Konuşma |
size/sana ne kadar teşekkür etsem az |
can't thank you enough expr.
|
|
| 348 |
Konuşma |
ne kadar şanslısın bilemezsin |
you don't know how lucky you are expr.
|
|
| 349 |
Konuşma |
oda ücreti ne kadar? |
how much for a room? expr.
|
|
| 350 |
Konuşma |
seni ne kadar sevdiğimi bilmiyorsun |
you don't know how much I love you expr.
|
|
| 351 |
Konuşma |
bu kadar korkunç bir olayın arkasında ne gibi bir neden olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok |
I have no idea what the motive behind such an horrific act might be expr.
|
|
| 352 |
Konuşma |
bir şeye ne kadar sıkı sarılmaya çalışırsan çalış yine de kaybediyorsun |
no matter how hard you grab onto something you still lose it expr.
|
|
| 353 |
Konuşma |
ne kadar zeki olduğumuzu düşünsek de |
no matter how clever we think we are expr.
|
|
| 354 |
Konuşma |
ne kadar sürecek |
how long will it last? expr.
|
|
| 355 |
Konuşma |
ne kadar sürecek |
how long will it take? expr.
|
|
| 356 |
Konuşma |
bunlar ne kadar? |
how much are these? expr.
|
|
| 357 |
Konuşma |
ne kadar yaşayacağımı bilmiyorum |
I don't know how long i'll live expr.
|
|
| 358 |
Konuşma |
ne kadar aldığını söyle sadece bize |
just tell us how much you took expr.
|
|
| 359 |
Konuşma |
orada ne kadar para var? |
how much money is there? expr.
|
|
| 360 |
Konuşma |
ne kadar kalacaksınız? |
how long will you stay? expr.
|
|
| 361 |
Konuşma |
boyunun ne kadar olduğunu bilmem gerek |
I need to know your height expr.
|
|
| 362 |
Konuşma |
boyun ne kadar? |
how tall are you? expr.
|
|
| 363 |
Konuşma |
sana ne kadar ödediler? |
how much did they pay you? expr.
|
|
| 364 |
Konuşma |
ne kadar zamandır ayaktasın? |
how long you been up? expr.
|
|
| 365 |
Konuşma |
ne kadar sıklıkta yıkanıyorsunuz? |
how often do you bathe? expr.
|
|
| 366 |
Konuşma |
bunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyordun |
you knew how important this was to me expr.
|
|
| 367 |
Konuşma |
işe kabul edildiğin için ne kadar sevindim anlatamam |
I can't tell you how happy I am you've taken that job expr.
|
|
| 368 |
Konuşma |
işi aldığın için ne kadar sevindim anlatamam |
I can't tell you how happy I am you've taken that job expr.
|
|
| 369 |
Konuşma |
buna daha ne kadar devam etmeyi düşünüyorsun? |
how long do you keep it up? expr.
|
|
| 370 |
Konuşma |
ne kadar çabalasam da bir türlü karım hamile kalmıyor |
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try expr.
|
|
| 371 |
Konuşma |
ne kadar çabalasam da bir türlü karımı hamile bırakamıyorum |
I can't get my wife pregnant no matter how hard I try expr.
|
|
| 372 |
Konuşma |
ilişkiniz ne kadar sürdü? |
how long did your affair go on? expr.
|
|
| 373 |
Konuşma |
ilişkiniz ne kadar devam etti? |
how long did your affair go on? expr.
|
|
| 374 |
Konuşma |
onu ne kadar iyi tanıyorsun? |
how well do you know him? expr.
|
|
| 375 |
Konuşma |
onu ne kadar iyi tanıyorsun? |
how well do you know her? expr.
|
|
| 376 |
Konuşma |
ne kadar yolumuz kaldı? |
how much further? expr.
|
|
| 377 |
Konuşma |
ne kadar kaldı/uzakta? |
how much further? expr.
|
|
| 378 |
Konuşma |
göğüslerimin daha ne kadar büyüyeceğini düşünüyorsun? |
how big do you think my boobs are gonna get? expr.
|
|
| 379 |
Konuşma |
size ne kadar teşekkür etsek azdır |
thank so very much expr.
|
|
| 380 |
Konuşma |
size ne kadar teşekkür etsek azdır |
thank you very much expr.
|
|
| 381 |
Konuşma |
ne kadar garip |
how strange expr.
|
|
| 382 |
Konuşma |
ne kadar garip |
how bizarre expr.
|
|
| 383 |
Konuşma |
ne kadar tuhaf |
how bizarre expr.
|
|
| 384 |
Konuşma |
arkadaşını ne kadar iyi tanıyorsun? |
how well do you know your friend? expr.
|
|
| 385 |
Konuşma |
ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim |
just let me say how i am pleased expr.
|
|
| 386 |
Konuşma |
ne kadar mutlu/memnun olduğumu söylemeliyim |
let me just say how i am pleased expr.
|
|
| 387 |
Konuşma |
ne kadar sıkıcı! |
what a bore expr.
|
|
| 388 |
Konuşma |
her ne kadar istesem de |
as much as i would like to expr.
|
|
| 389 |
Konuşma |
ne kadar çok bahis oynarlarsa o kadar çok kazanırız |
the more they bet the more we win expr.
|
|
| 390 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız var? |
how much time we got? expr.
|
|
| 391 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı bir ben bir de tanrı bilir |
lord knows I've tried expr.
|
|
| 392 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı tanrı biliyor |
lord knows I've tried expr.
|
|
| 393 |
Konuşma |
ne kadar kaldı? |
how much further? expr.
|
|
| 394 |
Konuşma |
bütün bunlar için ne kadar çok çalıştığını biliyorum |
I know how hard you worked for all of this expr.
|
|
| 395 |
Konuşma |
ne kadar para kazanırsan kazan asla zengin olamayacaksın |
no matter how much money you make you'll never be rich expr.
|
|
| 396 |
Konuşma |
eline ne kadar geçiyor? |
how much are you making? expr.
|
|
| 397 |
Konuşma |
ne kadar yedin (ceza) |
how much time did you get? expr.
|
|
| 398 |
Konuşma |
ne kadar uğraşırsam uğraşayım |
no matter how i try expr.
|
|
| 399 |
Konuşma |
okumayı ne kadar çok sevdiğini biliyorum |
I know how much you love to read expr.
|
|
| 400 |
Konuşma |
ne kadar yoğun olduğunu biliyorum |
I know how busy you are expr.
|
|
| 401 |
Konuşma |
ne kadar yoğun olduğunuzu biliyorum |
I know how busy you are expr.
|
|
| 402 |
Konuşma |
borcum ne kadar? |
how much do i owe you? expr.
|
|
| 403 |
Konuşma |
ne kadar sürer? |
how long does it take? expr.
|
|
| 404 |
Konuşma |
ne kadar zaman alır? |
how long does it take? expr.
|
|
| 405 |
Konuşma |
burada ne kadar çalıştın? |
how long have you worked here? expr.
|
|
| 406 |
Konuşma |
ne kadar acil? |
how urgent? expr.
|
|
| 407 |
Konuşma |
bunda bu kadar büyütecek ne var? |
what's the big deal? expr.
|
|
| 408 |
Konuşma |
bunda bu kadar abartacak ne var? |
what's the big deal? expr.
|
|
| 409 |
Konuşma |
ne var bunda bu kadar büyütecek? |
what's the big deal? expr.
|
|
| 410 |
Konuşma |
ne kadar uğraşırsan uğraş |
no matter how hard you try expr.
|
|
| 411 |
Konuşma |
ne kadar çabalarsan çabala |
no matter how hard you try expr.
|
|
| 412 |
Konuşma |
...için ne kadar teşekkür etsek az |
thanks in no small part to expr.
|
|
| 413 |
Konuşma |
bir ayda ne kadar öğrenebilirsin? |
how much can you learn in a month? expr.
|
|
| 414 |
Konuşma |
ne kadar ışığın kaldı? |
how much light have you got? expr.
|
|
| 415 |
Konuşma |
beni burada ne kadar tutacaksınız? |
how long you will be holding me here? expr.
|
|
| 416 |
Konuşma |
ne kadar teşekkür etsem azdır |
I can't thank you enough expr.
|
|
| 417 |
Konuşma |
size ne kadar teşekkür etsem azdır |
I can't thank you enough expr.
|
|
| 418 |
Konuşma |
ne kadar sıkıcı bir adam |
what a boring man expr.
|
|
| 419 |
Konuşma |
ne kadar paramız var? |
how much money do we have? expr.
|
|
| 420 |
Konuşma |
anneni ne kadar seviyorsun? |
how much do you love your mother? expr.
|
|
| 421 |
Konuşma |
ne kadar sıklıkla yersin? |
how often do you eat? expr.
|
|
| 422 |
Konuşma |
ne kadar sıklıkla dışarıda yersin? |
how often do you eat out? expr.
|
|
| 423 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız kaldı? |
how much time do we have left expr.
|
|
| 424 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız var? |
how much time do we have? expr.
|
|
| 425 |
Konuşma |
bunu yazmak ne kadar zamanını aldı? |
how long did it take you to write it? expr.
|
|
| 426 |
Konuşma |
ne kadar zamanda yazdın bunu? |
how long did it take you to write it? expr.
|
|
| 427 |
Konuşma |
en son ne kadar olur? |
what is your last price? expr.
|
|
| 428 |
Konuşma |
ne kadar tehlikeli olursa olsun |
no matter how dangerous it may be expr.
|
|
| 429 |
Konuşma |
ne kadar tehlikeli olursa olsun |
no matter how dangerous it is expr.
|
|
| 430 |
Konuşma |
ne kadar tehlikeli olursa olsun |
however dangerous it may be expr.
|
|
| 431 |
Konuşma |
ne kadar güzel |
how nice expr.
|
|
| 432 |
Konuşma |
ne kadar özgürsün? |
how much freedom do you have? expr.
|
|
| 433 |
Konuşma |
ne kadar uğraştığımı bir ben bilirim bir de tanrı |
lord knows I've tried expr.
|
|
| 434 |
Konuşma |
ne kadar kolay? |
how easy? expr.
|
|
| 435 |
Konuşma |
dün gece ne kadar içmesine izin verdin? |
how much did you let him drink last night? expr.
|
|
| 436 |
Konuşma |
bu şekilde ne kadar gidebiliriz/sürdürürüz bilmiyorum |
I don't know how much longer we can go on like this expr.
|
|
| 437 |
Konuşma |
ne kadar güzel/hoş |
how lovely expr.
|
|
| 438 |
Konuşma |
ne kadar istiyorsun? |
how many/much do you want? expr.
|
|
| 439 |
Konuşma |
ne kadar istiyorsunuz? |
how many/much do you want? expr.
|
|
| 440 |
Konuşma |
ne kadar hızlı gidebiliriz? |
how fast can we go? expr.
|
|
| 441 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız var? |
how much time do we have left? expr.
|
|
| 442 |
Konuşma |
ne kadar zamanımız kaldı? |
how much time do we have left? expr.
|
|
| 443 |
Konuşma |
bu ayakkabılar ne kadar? |
how much are these shoes? expr.
|
|
| 444 |
Konuşma |
ne kadar dikkatli olsan azdır |
you can't be too careful expr.
|
|
| 445 |
Konuşma |
internet başında ne kadar zaman geçirirsin? |
how much time do you spend on the internet? expr.
|
|
| 446 |
Konuşma |
internette ne kadar zaman geçirirsin? |
how much time do you spend on the internet? expr.
|
|
| 447 |
Konuşma |
havaalanına gitmek ne kadar sürer? |
how long does it take to get to the airport? expr.
|
|
| 448 |
Konuşma |
o saate kadar ne yapmamı bekliyorsun? |
what do you expect me to do until then? expr.
|
|
| 449 |
Konuşma |
günden ne kadar televizyon izlersin? |
how much television do you watch every day? expr.
|
|
| 450 |
Konuşma |
günden ne kadar televizyon izlersiniz? |
how much television do you watch every day? expr.
|
|
| 451 |
Konuşma |
günden ne kadar televizyon izlersin? |
how much television do you watch per day? expr.
|
|
| 452 |
Konuşma |
günden ne kadar televizyon izlersiniz? |
how much television do you watch per day? expr.
|
|
| 453 |
Konuşma |
bir arkadaşınla görüşmeyeli ne kadar oldu? |
when's the last time you saw a friend? expr.
|
|
| 454 |
Konuşma |
ne kadar uzun sürerse sürsün |
however long it takes expr.
|
|
| 455 |
Konuşma |
günde ne kadar kahve içersin? |
how much coffee do you drink a day? expr.
|
|
| 456 |
Konuşma |
ne kadar çalışsa da |
however hard he works expr.
|
|
| 457 |
Konuşma |
ingiltere'de ne kadar kalacaksınız? |
how long will you stay in england? expr.
|
|
| 458 |
Konuşma |
tedaviye ne kadar erken başlarsan sonucu o kadar iyi olur |
the sooner you start treatment the better the outcome expr.
|
|
| 459 |
Konuşma |
ne kadar kalacaksın? |
how long will you stay? expr.
|
|
| 460 |
Konuşma |
ne kadar özür dilesem az |
I can't apologize enough expr.
|
|
| 461 |
Konuşma |
eviniz nükleer tesise ne kadar yakın? |
how close is your home to the nuclear plant? expr.
|
|
| 462 |
Konuşma |
hayatımı kurtardığın için sana ne kadar borçluyum? |
how much do i owe you for saving my life? expr.
|
|
| 463 |
Konuşma |
şu an değeri ne kadar bilmiyorum |
I don't know how much it's worth now expr.
|
|
| 464 |
Konuşma |
şu an ne kadar eder bilmiyorum |
I don't know how much it's worth now expr.
|
|
| 465 |
Konuşma |
senin için ne kadar zor olduğunu/geçtiğini hayal edebiliyorum |
I can imagine how hard it was for you expr.
|
|
| 466 |
Konuşma |
burada ne kadar zamandır çalışıyorsun? |
how long you been working here? expr.
|
|
| 467 |
Konuşma |
seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi? |
do you know how much I love you? expr.
|
|
| 468 |
Konuşma |
hastaneye daha ne kadar var? |
how far are we from hospital? expr.
|
|
| 469 |
Konuşma |
hastaneye ne kadar kaldı? |
how far are we from hospital? expr.
|
|
| 470 |
Konuşma |
ne kadar süre oradaydın? |
how long were you there? expr.
|
|
| 471 |
Konuşma |
onun ne kadar ciddi olduğunu bilmiyorum |
I don't know how serious he is expr.
|
|
| 472 |
Konuşma |
bunun ne kadar önemli olduğunu anlıyor musun? |
do you understand how important this is? expr.
|
|
| 473 |
Konuşma |
bu ne kadar sürecek? |
how long will this take? expr.
|
|
| 474 |
Konuşma |
bu kadar komik olan ne? |
what's so funny? expr.
|
|
| 475 |
Konuşma |
borcum ne kadar? |
what's the damage? expr.
|
|
| 476 |
Konuşma |
bu kadar önemli olan ne? |
what's the big deal? expr.
|
|
| 477 |
Konuşma |
ne kadar kötü/korkunç |
how horrible expr.
|
|
| 478 |
Konuşma |
kurtuluş savaşı ne kadar sürdü? |
how long did the war of independence last? expr.
|
|
| 479 |
Konuşma |
kurtuluş savaşı ne kadar sürdü? |
how long did the independence war last? expr.
|
|
| 480 |
Konuşma |
ne zamana kadar? |
until when? expr.
|
|
| 481 |
Konuşma |
bunun ne kadar olduğunu söyler misiniz? |
could you tell me how much it is? expr.
|
|
| 482 |
Konuşma |
ne kadar kazanıyorsun? |
how much money do you make? expr.
|
|
| 483 |
Konuşma |
sana ne kadar teşekkür etsem azdır |
I don't know how to thank you enough expr.
|
|
| 484 |
Konuşma |
size ne kadar teşekkür etsem azdır |
I can't thank you enough expr.
|
|
| 485 |
Konuşma |
size ne kadar teşekkür etsem azdır |
I don't know how to thank you enough expr.
|
|
| 486 |
Konuşma |
sana ne kadar teşekkür etsem azdır |
I can't thank you enough expr.
|
|
| 487 |
Konuşma |
ne kadar una ihtiyacımız var? |
how much flour do we need? expr.
|
|
| 488 |
Konuşma |
bunun ne kadar zor olduğunu biliyorsun |
you know how hard that is expr.
|
|
| 489 |
Konuşma |
ne kadar da zayıflamışsın böyle |
look how skinny you are expr.
|
|
| 490 |
Konuşma |
bunu senden duymak ne kadar da komik |
that's funny coming from you expr.
|
|
| 491 |
Konuşma |
bunu senden duymak ne kadar komik |
that's funny coming from you expr.
|
|
| 492 |
Konuşma |
seni ne kadar özlediğimi biliyorsun |
you know how much I miss you expr.
|
|
| 493 |
Konuşma |
okuldan ne kadar uzakta oturuyorsun? |
how far do you live from school? expr.
|
|
| 494 |
Konuşma |
birbirlerini ne kadar iyi biliyorlar/tanıyorlar? |
how well do they know each other? expr.
|
|
| 495 |
Konuşma |
ne kadar lezzetliymiş! |
how yummy! expr.
|
|
| 496 |
Konuşma |
ne kadar içmiş olabilir ki? |
how much could he possibly drink? expr.
|
|
| 497 |
Konuşma |
ne kadar zamandan beri ingilizce öğreniyorsun? |
how long have you been learning english? expr.
|
|
| 498 |
Konuşma |
ne kadar zamandır ingilizce öğreniyorsun? |
how long have you been learning english? expr.
|
|
| 499 |
Konuşma |
ne kadar süredir bekliyorsun? |
how long have you been waiting? expr.
|
|
| 500 |
Konuşma |
ne kadar süredir bekliyorsun? |
how long have you waited? expr.
|
|