Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
bağlı olmak
"bağlı olmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bağlı olmak
depend
f.
General
2
Genel
bağlı olmak
pivot
f.
3
Genel
bağlı olmak
pay homage to
f.
4
Genel
bağlı olmak
hinge on
f.
5
Genel
bağlı olmak
contingent upon
f.
6
Genel
bağlı olmak
be subject to
f.
7
Genel
bağlı olmak
be contingent upon
f.
8
Genel
bağlı olmak
interconnect
f.
9
Genel
bağlı olmak
adhere
f.
10
Genel
bağlı olmak
belong to
f.
11
Genel
bağlı olmak
turn on
f.
12
Genel
bağlı olmak
be bound up with
f.
13
Genel
bağlı olmak
hang on
f.
14
Genel
bağlı olmak
reside
f.
15
Genel
bağlı olmak
be affiliated with
f.
16
Genel
bağlı olmak
be attached to
f.
17
Genel
bağlı olmak
cleave
f.
18
Genel
bağlı olmak
appertain
f.
19
Genel
bağlı olmak
relate
f.
20
Genel
bağlı olmak
consist in
f.
21
Genel
bağlı olmak
consist
f.
22
Genel
bağlı olmak
be linked
f.
23
Genel
bağlı olmak
depend upon
f.
24
Genel
bağlı olmak
subjected to
f.
25
Genel
bağlı olmak
hang
f.
26
Genel
bağlı olmak
sit under
f.
27
Genel
bağlı olmak
connect
f.
28
Genel
bağlı olmak
reside in
f.
29
Genel
bağlı olmak
adhere to
f.
30
Genel
bağlı olmak
be interdepend
f.
31
Genel
bağlı olmak
gear to
f.
32
Genel
bağlı olmak
rest on
f.
33
Genel
bağlı olmak
subject to
f.
34
Genel
bağlı olmak
be tied to
f.
35
Genel
bağlı olmak
be based on
f.
36
Genel
bağlı olmak
hinge
f.
37
Genel
bağlı olmak
be bound up
f.
38
Genel
bağlı olmak
rely to [obsolete]
f.
39
Genel
bağlı olmak
turn
f.
40
Genel
bağlı olmak
ride
f.
41
Genel
bağlı olmak
pend [dialect]
f.
42
Genel
bağlı olmak
follow
f.
43
Genel
bağlı olmak
subscribe
f.
Phrasals
44
Öbek Fiiller
bağlı olmak
dwell in
f.
45
Öbek Fiiller
bağlı olmak
dwell on
f.
46
Öbek Fiiller
bağlı olmak
lie on
f.
47
Öbek Fiiller
bağlı olmak
rest with
f.
48
Öbek Fiiller
bağlı olmak
pivot around (something)
f.
49
Öbek Fiiller
bağlı olmak
affiliate with
f.
50
Öbek Fiiller
bağlı olmak
ride on
f.
Idioms
51
Deyim
bağlı olmak
have under the girdle
f.
52
Deyim
bağlı olmak
come down to something
f.
Trade/Economic
53
Ticaret/Ekonomi
bağlı olmak
be affiliated to
f.
54
Ticaret/Ekonomi
bağlı olmak
be bound
f.
55
Ticaret/Ekonomi
bağlı olmak
depend
f.
Technical
56
Teknik
bağlı olmak
depend on
f.
Medical
57
Medikal
bağlı olmak
cleave into
f.
Archaic
58
Eski Kullanım
bağlı olmak
long
f.
"bağlı olmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
(fikir) sıkı sıkıya bağlı olmak
hug
f.
General
2
Genel
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası
mainland
i.
3
Genel
bir şey başka bir şeye bağlı olmak
be conditioned by
f.
4
Genel
geçmişine bağlı olmak
cling
f.
5
Genel
tarikata bağlı olmak
be a dedicated follower of a cult
f.
6
Genel
yürekten bağlı olmak
be bond with somebody at heart
f.
7
Genel
birine fazla bağlı olmak
be tied to someone's apron strings
f.
8
Genel
bağlı olmak (birine)
be up to
f.
9
Genel
birine yürekten bağlı olmak
be bond with somebody at heart
f.
10
Genel
bağlı olmak (hatıra vb'ne)
cling
f.
11
Genel
yürekten bağlı olmak
be bonded at the heart
f.
12
Genel
tarikata bağlı olmak
be a member of a religious order
f.
13
Genel
başı bağlı olmak
be tied down
f.
14
Genel
başı bağlı olmak
be dependent
f.
15
Genel
yakından bağlı olmak
be closely linked with
f.
16
Genel
kendi fikirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak
be unduly attached to one's own opinions
f.
17
Genel
gönülden bağlı olmak
carry a torch
f.
18
Genel
derinden bağlı olmak
be deeply loyal to
f.
19
Genel
derinden bağlı olmak
be deeply committed to
f.
20
Genel
derinden bağlı olmak
be deeply attached
f.
21
Genel
derinden bağlı olmak
be deeply bound up with
f.
22
Genel
şansa bağlı olmak
depend on luck
f.
23
Genel
şansa bağlı olmak
be dependent on luck
f.
24
Genel
şansa bağlı olmak
be contingent upon a future event
f.
25
Genel
şansa bağlı olmak
depend on chance
f.
26
Genel
şansa bağlı olmak
be occasional
f.
27
Genel
şansa bağlı olmak
be depending on luck
f.
28
Genel
şansa bağlı olmak
be aleatory
f.
29
Genel
şansa bağlı olmak
be dependent on chance
f.
30
Genel
şarta bağlı olmak
be conditioned
f.
31
Genel
şarta bağlı olmak
be dependent on a condition
f.
32
Genel
-e bağlı olmak
hinge upon
f.
33
Genel
-e bağlı olmak
hinge on
f.
34
Genel
sıkı sıkıya bağlı olmak
be tight-knit
f.
35
Genel
limite bağlı olmak
be bound at the limit
f.
36
Genel
seruma bağlı olmak
be on a drip
f.
37
Genel
ülkeye bağlı olmak
be loyal to the country
f.
38
Genel
vatana bağlı olmak
be loyal to the country
f.
39
Genel
ön şartına dayanmak/bağlı olmak
presuppose
f.
40
Genel
birine bağlı olmak
depend on someone
f.
41
Genel
son derece bağlı/sadık olmak
be fiercely loyal
f.
42
Genel
bir kişiye veya gruba bağlı olmak
belong
f.
43
Genel
kötü şekilde bağlı olmak
misrelate
f.
44
Genel
yanlış şekilde bağlı olmak
misrelate
f.
45
Genel
körü körüne bağlı olmak
fanaticize
f.
46
Genel
körü körüne bağlı olmak
fanaticise
f.
47
Genel
bir dizi olguya bağlı olmak
supervene
f.
48
Genel
bir önceki olaya bağlı olmak
supervene
f.
Phrasals
49
Öbek Fiiller
(bir şeye) bağlı olmak
come down
f.
50
Öbek Fiiller
(biriyle veya bir şeyle) ortak olmak/bağlı olmak
affiliate (someone or something) with (someone or something)
f.
51
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bağlı olmak (bir konu/durumda)
rest upon
f.
52
Öbek Fiiller
sıkı sıkıya bağlı olmak
anchor in
f.
53
Öbek Fiiller
-e bağlı/tabi olmak
ride on something
f.
54
Öbek Fiiller
(insanlar için) birbirlerine bağlı olmak
belong together
f.
55
Öbek Fiiller
(birine) bağlı olmak
lie with (one)
f.
56
Öbek Fiiller
(birinin) kararına bağlı olmak
lie with (one)
f.
57
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bağlı olmak/çalışmak
report to someone or something
f.
58
Öbek Fiiller
bir plana, inanca, davranış biçimine bağlı kalmak/olmak
adhere to (something)
f.
59
Öbek Fiiller
duygusal olarak bağlı olmak
attach to
f.
60
Öbek Fiiller
(bir şeye) bağlı olmak
consist in (something)
f.
61
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) bağlı olmak
depend upon (someone or something)
f.
62
Öbek Fiiller
(belli koşullara) bağlı olmak
depend upon (someone or something)
f.
63
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) bağlı olmak
depend on (someone or something)
f.
64
Öbek Fiiller
(belli koşullara) bağlı olmak
depend on (someone or something)
f.
65
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bağlı olmak
hinge upon someone or something
f.
66
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak
hinge upon someone or something
f.
67
Öbek Fiiller
birine/bir şeye bağlı olmak
hinge on someone or something
f.
68
Öbek Fiiller
birinin/bir şeyin ne yaptığına/durumuna bağlı olmak
hinge on someone or something
f.
69
Öbek Fiiller
birbirine bağlı olmak
knot together
f.
70
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) birbirine bağlı olmak
link together (with someone or something)
f.
71
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) bağlı olmak
link together (with someone or something)
f.
72
Öbek Fiiller
(bir şeye) dayanmak/bağlı olmak
pivot on (something)
f.
73
Öbek Fiiller
-e ait/bağlı olmak
reside with
f.
74
Öbek Fiiller
(bir şeye) bağlı olmak
rest on (something)
f.
75
Öbek Fiiller
(bir şeye) bağlı olmak
rest upon (something)
f.
76
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) bağlı olmak
rest with (someone or something)
f.
Colloquial
77
Konuşma Dili
(mecaz) eli kolu bağlı olmak
hamstrung
f.
78
Konuşma Dili
-e bağlı olmak
be on
f.
79
Konuşma Dili
'-e bağlı olmak
answer to
f.
80
Konuşma Dili
(bir şeye) bağlı olmak
be down to something
f.
81
Konuşma Dili
bir şeye bağlı olmak
have something to do with something
f.
82
Konuşma Dili
bir şeye bağlı olmak
not have anything to do with something
f.
83
Konuşma Dili
bir şeye bağlı olmak
have to do with something
f.
Idioms
84
Deyim
(davanın sonucu) birinin iyi haline bağlı olmak
be upon one's good behavior
f.
85
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
hang by the eyelids
f.
86
Deyim
(birine) aşırı bağlı olmak
be tied to (something's) apron strings
f.
87
Deyim
(birine) aşırı bağlı olmak
be tied to something's apron strings
f.
88
Deyim
birisine aşırı bağlı olmak
be tied to someone's apron strings
f.
89
Deyim
birbirlerine etle tırnak gibi bağlı olmak
be joined at the hip
f.
90
Deyim
eli kolu bağlı olmak
be tied hand and foot
f.
91
Deyim
eli kolu bağlı olmak
have one's hands tied
f.
92
Deyim
eli kolu bağlı olmak
be bound hand and foot
f.
93
Deyim
ilkelerine bağlı olmak
stick to one's principles
f.
94
Deyim
ilkelerine bağlı olmak
live up to one's principles
f.
95
Deyim
prensiplerine bağlı olmak
live up to one's principles
f.
96
Deyim
pamuk ipliğiyle bağlı olmak
hang on by one's eyelids
f.
97
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
hang on by a hair
f.
98
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
hang on by a thread
f.
99
Deyim
prensiplerine bağlı olmak
stick to one's principles
f.
100
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
be on a knife edge
f.
101
Deyim
katolikliğin kurallarına gerekenden daha fazla bağlı olmak
be more catholic than the pope (himself)
f.
102
Deyim
-e bağlı olmak
lie in
f.
103
Deyim
bir düşünceye/inanca bağlı olmak
be a firm believer in (something)
f.
104
Deyim
bir düşünceye/inanca bağlı olmak
be a great/firm believer in something
f.
105
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
hang by a hair
f.
106
Deyim
pamuk ipliğine bağlı olmak
have one foot in the grave and the other on a banana peel
f.
107
Deyim
(bir şey yapmaya) bağlı olmak
be a matter of (doing something)
f.
108
Deyim
(tamamen) bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak
be (all) a matter of something/doing something
f.
109
Deyim
bir şeye/bir şey yapmaya bağlı olmak
be a matter of something/doing something
f.
110
Deyim
(birinin) sözüne bağlı olmak
be on (one's) say-so
f.
111
Deyim
(birinin) iznine bağlı olmak
be on (one's) say-so
f.
112
Deyim
(birinin) sözüne bağlı olmak
be on the say-so of (someone)
f.
113
Deyim
(birinin) iznine bağlı olmak
be on the say-so of (someone)
f.
114
Deyim
kendi alışkanlıklarına/fikirlerine bağlı olmak
be set in your ways
f.
115
Deyim
eli kolu bağlı olmak
have hands tied
f.
116
Deyim
bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak
hold fast to something
f.
117
Deyim
(bir şeye) sıkı sıkı bağlı olmak
hold firm (to something)
f.
118
Deyim
başarısı veya başarısızlığı (bir şeye) bağlı olmak
stand or fall by (something)
f.
119
Deyim
akıbeti (bir şeye) bağlı olmak
stand or fall by (something)
f.
120
Deyim
(bir şeye) bağlı olmak
be wedded to (something)
f.
Law
121
Hukuk
bir şarta bağlı olmak
be subject to a condition
f.
Politics
122
Siyasal
koşuluna bağlı olmak
be conditional upon
f.
Marine
123
Denizcilik
güvertenin üzerindeki kalasta gözleri bağlı olarak yürümeye mecbur olmak
walk the plank
f.
Linguistics
124
Dilbilim
(ağaç diyagramı düğümü) alt daldaki kelimeye bağlı olmak
dominate
f.
Philosophy
125
Felsefe
ortak bir evrensel önermeye bağlı olmak
communicate
f.
Slang
126
Argo
kıçların bağlı/yapışık olmak
be attached at the hip
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bağlı olmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy