long - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

long

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"long" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 127 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
long s. uzun
General
long i. uzunluk
long i. uzun ses
long i. uzun süre
long i. uzun pantolon
long i. satın alım
long f. özlemek
long f. susamak
long f. hasret olmak
long f. gözlemek
long f. arzulamak
long f. çok istemek
long f. hasretini çekmek
long f. istemek
long f. hasret kalmak
long f. arzu etmek
long f. özlemini çekmek
long f. can atmak
long f. uygun olmak
long s. çok
long s. yorucu
long s. uzun vadeli
long s. uzun süren
long s. büyük
long s. uzun
long s. boyca aşırı uzatılmış
long s. boylu
long s. ileriyi gören
long s. sağduyulu
long s. uzun
long s. ayrıntılı
long s. teferruatlı
long s. can sıkıcı
long s. kasvetli
long s. zaman alan
long s. fazla mevcutlu
long s. birden fazla parçadan oluşan
long s. birden fazla üyesi olan
long s. sürüncemede kalan
long s. gereksiz uzun
long s. geniş kapsamlı
long s. riskli
long s. önemli ölçüde şans gerektiren
long s. düşük ihtimalli
long s. kazanması olanaksız
long s. gerçekleşmesi olanaksız
long s. başarması olanaksız
long s. doğrusal boyutlu
long s. doğrusal boyut yaratan
long s. belirli sayıda
long s. belirli birimden oluşan
long s. ağır
long s. yavaş ilerleyen
long s. uzadıkça uzayan
long s. uzak zamanlı
long s. önceden olan
long s. eskide olan
long s. uzun pipetli
long s. uzun pipetten oluşan
long s. (içecek) uzun bardakta servis edilen
long s. (içecek) fazla miktarda
long s. akışkan
long s. sıvı
long s. akıcı
long zf. uzun zamandır
long zf. çoktan
long zf. uzun süre
long zf. epeydir
long zf. uzun zaman
long zf. başlangıçtan sonra
long zf. belirtilen zamandan çok önce veya çok sonra
long zf. uzun bir zaman için
Colloquial
long s. (insan) uzun ince
long s. zarif
long s. sülün gibi
Trade/Economic
long i. hisse senedi veya tahvile sahip olma durumu
long i. menkul kıymetin alıcısı veya sahibi
long i. değeri yükselen varlık
long i. uzun pozisyonda bulunan varlık
long f. uzun pozisyon almak
long f. değeri artmak
long s. (fiyat artışı beklentisi ile) hisse senedi bulunduran
long s. (fiyat artışı beklentisi ile) elinde emtia tutan
long zf. (mal piyasası) uzun pozisyona girerek
long zf. değer kazanarak
Computer
long i. (programlama) tam sayı değişkeni
Telecom
long i. (mors kodu) uzun sinyal
long s. telefotografik
long s. telefoto lens ile ilgili
Textile
long i. uzun ölçülü kıyafet
long i. büyük beden
long i. büyük boy
long i. uzun kişilere uygun beden ölçüsü
long s. (kıyafet) bilek boyunda
Food Engineering
long s. (içki) fazla miktarda alkolsüz içecek içeren
long s. (içecek) büyük boy
Literature
long s. uzun ünlü ile ilgili
long s. (klasik şiir) sonunda ünsüz grubu bulunan ünlü ses ile ilgili
long s. uzun hece ile ilgili
long s. uzun heceli
long s. vurgulu
Linguistics
long i. uzun hece
long s. uzun
long s. (ingiliz konuşma seslerinde) diftonglar ile ilgili
long s. ikili ünlüler ile ilgili
long s. gergin konuşma sesleri ile ilgili
long s. (nicel prozodi hecesi) uzun süreli
long s. uzayan
Sport
long s. (top fırlatma pozisyonu) sınıra yakın olan
Tennis
long s. (top veya vuruş) arka çizgiye atılan
long s. arka çizgiye gönderilen
long s. dışarı çıkan
Wagering
long s. (bahis oranı) tutarsız
long s. (oranı yüksek) bahis
long s. (ortaya konan para) yüksek oranlı
Music
long i. dörtlük nota
long i. iki breve değerinde nota
Printery
long s. (kağıt boyutu) uzun ölçülü
Ottoman Turkish
long s. şümullü
Archaic
long f. ait olmak
long f. ilgili olmak
long f. bağlı olmak
long f. uygun olmak
long f. uygun düşmek
long zf. yüzünden
long zf. gerekçesi ile
long zf. …'e dayanarak

"long" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
long-suffering i. cefa
General
long time i. uzun süre
a face as long as a fiddle i. suratı iki karış
long boat i. şalupa
long cloak i. harmani
long underpants i. tuman
long hand i. el yazısı
long saw i. dilme testeresi
horse with long hairs i. kılbarak
long focus lens i. uzun odaklı mercek
long play i. uzunçalar
long iron i. golf sopası
long hours i. uzun çalışma saatleri
long vehicle i. uzun araç
long distance communications i. uzun mesafeler arası iletişim
long horse i. atlama beygiri
long windedness i. nefesini uzun tutabilme
long ton i. 1016 kilo
long range forecast i. uzun süreli hava tahmini
long vocal i. uzun vokal
long and thin eggplant i. kemerpatlıcanı
long playing record i. uzunçalar
long distance i. uzun mesafeli
long green pepper i. sivribiber
long vacation i. ingiltere üniversitelerinin yaz tatili
long stand off i. uzaktan algılama
long sufferance i. sabırlı olma
long tail pair i. uzun kuyruklu çift
a long way to hoe i. zahmetli iş
a good long time i. hayli uzun zaman
long distance flight i. uzun mesafe uçuşu
a long haul i. uzun taşıma mesafesi
a long haul i. uzun süren zor bir iş
long time i. uzun zaman
long distance call i. şehirlerarası konuşma
long play i. longpley
a long time i. uzun müddet
a long shot i. ufak bir ihtimal
long jump i. uzun atlama
long headed i. önsezi sahibi
a long face i. ekşi yüz
long shot i. riskli girişim
long distance runner i. uzun mesafe koşucusu
long dozen i. on üç
long shot i. zor iş
long leaf pine i. katrançamı
long nose i. nanik
long last i. en nihayet
long shot i. geniş plan
long bone i. uzun kemik
long purse i. cimri
a long time i. uzun süre
long cloak i. harmaniye
long distance call i. şehirlerarası görüşme
long stroke engine i. uzun stroklu motor
long range radar i. uzun menzilli radar
long wave i. uzun dalga
long wire i. uzun kablo
long ton i. büyük ton
long clawed prawn i. nehir karidesi
long story i. uzun hikaye
a long shot i. başarı ihtimali az olup gerçekleşince kazancı çok olan bir iş
long run i. uzun dönem
long conversation i. uzun muhabbet
long list i. uzun liste
long discussion i. uzun görüşme
long interview i. uzun görüşme
long period of time i. uzun süre
long-stay patient i. uzun süredir hastanede yatan hasta
long-horned beetle i. tekeböceği
long-term care facilities i. uzun dönemli bakım hizmetleri
long-playing record i. albüm
long-distance driver i. uzun yol sürücüsü
long-form report i. uzun rapor
long-time sufferer i. çilekeş
long-tailed skua i. uzun kuyruklu korsanmartı
long-shore current i. kıyı akıntısı
long-time pal i. kadim dost
long-distance i. şehirlerarası konuşma
long-distance call i. şehirlerarası konuşma
long-range plan i. uzun vadeli plan
long-windedness i. nefesini uzun tutabilme
long-playing record i. longpley
long-time customer i. uzun süreli müşteri
long-standing customer i. uzun süreli müşteri
long-distance i. uluslararası (telefon konuşması)
long-standing rival i. ezeli rakip
long-distance call i. milletlerarası konuşma
life-long sport i. yaşam boyu spor
long-tailed duck i. telkuyruk
long-playing record i. uzunçalar
long-tailed tit i. uzun kuyruklu baştankara
long-legged buzzard i. kızıl şahin
long-headed poppy i. gelincik
long-tailed shrike i. uzun kuyruklu örümcekkuşu
long-distance call i. şehirlerarası telefon konuşması
decade-long imprisonment i. on yıllık mahkumiyet
long-eared owl i. kulaklı orman baykuşu
long-distance communications i. uzun mesafeler arası iletişim
long distance dialling i. şehirlerarası arama
long distance signal i. şehirlerarası sinyal
long distance communication i. şehirlerarası iletişim
a long wait i. uzun bir bekleme süresi
a long shot i. uzak ihtimal
long duration i. uzun süreli
long duration i. uzun süre
the night of the long knives i. katliam gecesi
long distance i. uzun mesafe
long-distance call i. şehirlerarası telefon görüşmesi
long-distance i. şehirlerarası telefon görüşmesi
long hair i. uzun saç
long jump tray i. uzun atlama tepsisi
the secret of long life i. uzun yaşamın sırrı
long beard i. üzerinde kardinal bellarmine'nin karikatürü bulunan taştan yapılmış içki sürahisi
long-established tradition i. öteden beri süregelen gelenek
long title i. uzun isim
long weekend i. uzun haftasonu
long sightedness i. uzağı görebilirlik
long sightedness i. uzağı görebilme
long beard i. uzun sakal
long time i. uzunca süre
long-term practice i. uzun süreli alıştırma/pratik
long-term practice i. uzun süreli çalışma
long-term effects i. uzun dönemdeki etkiler
long stairs i. uzun merdiven
long ladders i. uzun merdiven
long stairway i. uzun merdiven
long-term effects i. uzun vadeli etkiler
long sleeve t-shirt i. uzun kollu tişört
long term outcome i. uzun vadeli sonuç
long term outcome i. uzun vadedeki getiri
long term outcome i. uzun vadede sonuç
a month-long recess i. bir aylık ara
long walks i. uzun yürüyüşler
a long list i. uzun bir liste
long branch i. uzun dal
long coat i. uzun palto
long lost i. uzun süredir kayıp/ortalıkta görünmeyen
long haul i. uzun mesafe
long-held fears i. uzun süreli korkular
long-term fears i. uzun süreli korkular
long distance relationship i. uzak mesafe ilişkisi
long distance relationship i. birbirinden uzakta ilişki yaşama
long summary i. uzun özet
a long-lost relative i. uzun süredir görülmeyen akraba
long road trip i. uzun yol seyahati
long step i. uzun adım
long steps i. uzun adımlar
long process i. uzun süreç
long-banned visit i. uzun zaman yasaklanmış ziyaret
long negotiations i. uzun görüşmeler/müzakereler
man with long mustache i. uzun bıyıklı adam
long-windedness i. laf kalabalığı
long house i. nispeten dar ve tek odalı uzun yerleşim birimi
long term use i. uzun süreli kullanım
long term of imprisonment i. uzun hapis cezası
long sentence i. uzun hapis cezası
long imprisonment i. uzun hapis cezası
long raincoat i. uzun yağmurluk
long-felt need i. uzun süredir duyulan ihtiyaç
long-felt need i. uzun süredir ihtiyaç duyulan şey
long-range impact i. uzun vadeli etki
the long goodbye i. uzun veda
long-playing i. uzunçalar
long history i. köklü tarih
long distance i. uzak mesafe
long-lost son i. uzun süredir kayıp oğul
long-term treatment i. uzun süreli tedavi
long sightedness i. uzak görüşlülük
tai long i. tay dillerinin bir kolu
tai long i. tai dillerinin bir kolu
long handled brush i. uzun saplı fırça
a long-term goal i. uzun vadeli hedef
long-windedness i. fazla uzunluk
long-windedness i. bıktırıcılık
ldr (long distance relationship) i. uzak mesafe ilişkisi
life-long learning i. yaşam boyu öğrenme
long ago i. uzak geçmiş
long ago i. çok eski
long ago i. çok önce
long face i. üzgün surat
long face i. asık yüz
long face i. umutsuz yüz ifadesi
long face i. ciddi yüz ifadesi
long finger i. orta parmak
long fly i. atlama egzersizi
long fly i. atlama beygirinden atlayarak yapılan bir jimnastik egzersizi
long haul i. uzun süre
long haul i. uzun zaman dilimi
long home i. mezar
long home i. kabir
long hundred i. yüz yirmi
long pillow i. uzun yastık
long view i. ileriyi düşünme
long view i. ileriyi gelecek çerçevesinde ele alma
long view i. ileri vadeli etkenleri göz önüne alarak bir sorunu inceleme
long view i. bir sorunun gelecek gözetilerek incelenmesi
long view i. bir duruma yönelik uzun vadeli yaklaşım
long view i. uzun vadede değerlendirme
long-beard i. uzun sakallı erkek
long-beard i. (erkek) kıdemli vatandaş
long-handled spade i. uzun saplı kürek
long-haul i. uzun süre
long-haul i. uzun zaman dilimi
long-legs [africa] i. etki
long-legs [africa] i. ulaşma gücü
long-legs [africa] i. güçlü nüfuz
long-legs [africa] i. tesir
long-legs [africa] i. etkileme gücü
long-legs [africa] i. kapsamlı güç
long-sufferance i. dayanıklılık
long-sufferance i. metanet
long-sufferance i. sabır
long-sufferance i. sabır ile göğüs germe
long-sufferance i. metanet ile dayanma
long-spouted jug i. uzun ağızlı sürahi
long lifespan i. uzun ömür
long lifespan i. uzun yaşam süresi
draw the long bow f. dozunu kaçırmak
tell a long rigmarole f. saçma sapan konuşmak
take long f. uzun sürmek
draw the long bow f. abartmak
long for f. canı çekmek
take a long deep breath f. soluklanmak
live long f. muammer olmak
long for f. can atmak
long after a friend f. bir dostun özlemini çekmek
go the long way around f. dolaşmak
pull a long face f. yüzünden düşen bin parça olmak
go a long way towards f. bir şeye çok katkıda bulunmak
long for f. aramak
pull a long face f. suratını asmak
take long steps f. pergelleri açmak
long for f. heveslenmek
long for f. içi çekmek
long for f. tütmek
make somebody long for f. aratmak
go a long way towards f. çok yararlı olmak
long to possess f. göz dikmek
have been waiting for a long time f. gözü yollarda kalmak
make long f. uzunlaştırmak
long for f. arzu etmek
long for f. burnunda tütmek
live a long life f. gömlek eskitmek
walk a long way f. taban patlatmak
pull a long face f. suratından düşen bin parça olmak
make a long nose f. nanik yapmak
long for f. özlemek
long for f. özlem duymak
walk a long way f. taban tepmek
be too long and untidy f. papaza dönmek
have a long run f. afişte kalmak
pull a long face f. surat asmak
long to see again f. hasretini çekmek
long for f. gözünde tütmek
draw the long bow f. atıp tutmak
long for f. hasret çekmek
stand and wait a long time f. ağaç olmak
long for f. arzulamak
long (for) f. arzu etmek
long to f. çok istemek
long to f. can atmak
long for f. çok istemek
not to live long enough to f. ömrü vefa etmemek
long for peace f. barışa susamak
long for something f. canı çekmek
be long and drawn out f. fos çıkmak
take a long time f. uzun sürmek (zaman)
keep someone wait a long time f. çok bekletmek
wait a long time f. çok beklemek
make someone long for f. özletmek
not long for f. arzulamamak
live long enough (to see) f. ömrü yetmek
walk a long way f. yol tepmek
long for f. hasretle beklemek
long to see (someone) again f. hasretle beklemek
come a long way f. gelişme göstermek
come a long way f. büyük mesafe katetmek
come a long way f. gelişme kaydetmek
have a long discussion f. uzunca tartışmak
have a long debate f. uzunca tartışmak
work for a long time f. uzun zaman çalışmak
know (someone) for a long time f. uzun süredir tanımak
work for a long time f. uzun süre çalışmak
not to have been used for a long time f. örümcek bağlamak
(for one´s life) to last long enough f. ömrü yetmek
(for one´s life) to last long enough f. ömrü vefa etmek
become into a long-winded story f. yılan hikayesine dönmek
be long on f. -in fazlası olmak
turn into a long-winded story f. yılan hikayesine çevirmek
meet with life-long adversity f. feleğin sillesini yemek
turn into a long-winded story f. yılan hikayesine döndürmek
turn into a long-winded story f. yılan hikayesine dönmek
be long-drawn-out f. sürüncemede kalmak
spoil food by cooking it for too long f. yemeği yakmak
last long f. uzun sürmek
go long way back f. eskiye dayanmak
goes a long way f. geniş bir alanı kapsamak
go a long way f. etkisi uzun sürmek
last a long time f. uzun sürmek
take a long time f. uzun sürmek
go long way back f. geçmişe dayanmak
seem to take a long time f. uzun süreceğe benzemek
take a long time f. uzun zaman almak
wait for a long time f. uzun zamandır bekliyor olmak
wait for a long time f. uzun zamandır beklemek
unearth the long-buried secrets f. uzun süredir saklı kalmış sırları su yüzüne çıkarmak
have a long rap sheet f. sabıkası kabarık olmak
have a criminal record a mile long f. sabıkası kabarık olmak
go a long way toward doing something f. bir şeye çok katkıda bulunmak
go a long way toward doing something f. çok yararlı olmak
go a long way in doing something f. çok yararlı olmak
die a long time ago f. çok önceden ölmek
howl all night long f. (köpek) bütün gece ulumak
work long hours f. uzun saatler çalışmak
use long sentences f. uzun cümleler kullanmak
live long enough f. ömrü vefa etmek
come a long way f. çok fazla yol katetmek
wait in a long queue f. uzun bir kuyrukta beklemek
live long f. uzun yaşamak
live long f. çok yaşamak
pull a long face f. yüzünü asmak
undertake a long-haul flight f. uzun uçuş yapmak
think long [dialect] f. özlemek
think long [dialect] f. hasret duymak
live long f. uzun ömürlü olmak
set short term and long term goal f. kısa vadeli ve uzun vadeli hedef belirlemek
long for f. hasretiyle yanıp tutuşmak
long life s. uzun ömürlü
long forgotten s. çoktan unutulmuş
having a big and long nose s. burnaz
long lasting s. kalıcı
of long standing s. çok eski
of long standing s. çoktan beri bulunan
long enough s. yeterince uzun
long on s. fazlası olan
long suffering s. sabırlı
long eared s. uzun kulaklı
long legged s. uzun bacaklı
with long and thin moustache s. kaytan bıyıklı
long winded s. nefesini uzun süre tutan
long acting s. uzun süren
long hoped for s. beklenilen
very long s. upuzun
very long s. destan gibi
long tailed s. uzun kuyruklu
long lasting s. dayanıklı
long standing s. çoktandır devam eden
long wearing s. dayanıklı
of long standing s. eski
long term s. uzun vadeli
long dated s. uzun vadeli
long dated s. uzun süreli
long winded s. uzun soluklu (yazı vb)
too long s. çok uzun
a day-long s. tüm gün süren
long-lasting s. uzun ömürlü
long-awaited s. özlenen
long-standing s. çoktandır devam eden
long-lived s. uzun ömürlü
long-distance s. şehirlerarası (telefon görüşmesi)
long-playing s. uzun devirli (plak)
long-drawn-out s. çok uzun süren
long-standing s. epeydir devam eden
long-distance s. şehirlerarası (telefon konuşması)
long-awaited s. özlem duyulan
decade-long s. on yıl süren
long-winded s. sözü çok uzatan
long-running s. uzun soluklu
long-range s. uzun menzilli (top)
long-suffering s. cefakeş
long-range s. uzun menzilli
long-distance s. uzun mesafeli
long-sighted s. presbit
long-sighted s. uzağı gören
long-winded s. kabak tadı veren
long-termed s. uzun soluklu
long-distance s. şehirlerarası (telefon görüşmesi vb)
long-standing s. sürüncemede kalan
long-suffering s. çilekeş
long-standing s. bitmez tükenmez
century-long/old s. yüzyıllık
long-winded s. sözü bitmez
long-haired s. entelektüel
long-suffering s. uzun süre birinin kahrını çeken
long-lasting s. dayanıklı
long-termed s. uzun dönemli
long-winded s. lafı uzatan
long-life s. uzun ömürlü
long-wearing s. dayanıklı
long-wearing s. sağlam
long-distance s. (telefon) şehirlerarası
long-distance s. uzun mesafe
long-term s. uzun vadeli
long-familiar s. tanınmış
long-familiar s. ünlü
long-drawn out s. uzun süreli
long-drawn out s. uzun süren
long-drawn out s. uzun
long standing s. uzun süreli
long sleeved s. uzun kollu
3-mile-long s. 3 mil uzunluğunda
long standing s. uzun zamandır süren
long-known s. uzun süredir bilinen
long-necked s. uzun saplı (telli çalgılarda)
long-awaited s. uzun zamandır beklenen
long-serving s. tecrübeli
long-serving s. uzun yıllar hizmet veren
long-reaching s. uzun vadede
long-reaching s. uzun vadeli
long-suppressed s. uzun süredir bastırılan
long-established s. köklü
long-hidden s. uzun süredir saklı kalmış
long-overdue s. vadesi çoktan geçmiş
long-banned s. uzun zaman yasaklanmış
long-suffering s. cefakar
long-sought s. çoktandır aranan
long-sought s. uzun süredir aranan
long-stemmed s. uzun saplı
long dead s. ölüp gitmiş
long-abandoned s. uzun zaman önce terk edilmiş
long-abandoned s. uzun zamandır gidilmemiş
long-abandoned s. uzun zamandır terk edilmiş
long-haired s. uzun saçlı
long-winded s. dolambaçlı
long-standing s. uzun süredir devam eden
long standing s. uzun bir geçmişi olan
a day-long s. bir günlük
a day-long s. günübirlik
long-stalked s. uzun saplı (bitki)
long-stalked s. uzun sapı olan
age-long s. yüzyıllar süren
age-long s. uzun süren
age-long s. uzun zaman süren
age-long s. çağlar boyu süren
age-long s. asırlık
long-handled s. uzun saplı
long-handled s. sapı uzun
long-faced s. asık suratlı
long-faced s. suratı asık
long-faced s. üzgün
long-lived s. dayanıklı
long-standing s. müzmin
long-winded s. kolayca yorulmayan
long-winded s. derin derin nefes alan
month-long s. bir ay süren
long-ago s. eski zamana ait
long-ago s. uzak geçmişe ait
long-distance s. uzakta yer alan
long-distance s. uzak bir alanı kapsayan
long-distance s. uzun menzilli
long-distance s. uzak mesafeden uygulanan
long-distance s. uzak mesafeden etkileyen
long-haul s. uzun yol giden
long-haul s. uzun mesafe aşan
long-run s. geniş zamana yayılan
long-run s. uzun vadeli çaba ile gerçekleştirilen
long-ago s. eski
long-ago s. mazide kalan
long-ago s. geçmişte yaşanan
long-ago s. geçmiş ile ilgili
long-ago s. maziye ait
long-armed s. uzun kollu
long-armed s. uzun kolları olan
long-bodied s. uzun gövdeli
long-bodied s. uzun vücutlu
long-breathed s. uzun süre nefesini tutabilen
long-breathed s. ciğerleri güç olan
long-breathed s. nefesini tutabilen
long-drawn s. uzatılmış
long-drawn s. çok uzun
long-drawn s. uzatılan
long-eared s. aptal
long-eared s. ahmak
long-faced s. uzun yüzlü
long-faced s. uzun suratlı
long-faced s. mutsuz
long-faced s. sıkıntılı
long-haired s. aklı havada
long-haired s. soyut düşünen
long-haired s. filozof gibi düşünen
long-haired s. sanatçı ruhlu kimselere hitap eden
long-haired s. entelektüel kimselerce üretilen
long-haired s. idealistlere hitap eden
long-haired s. üst düzey
long-haired s. yetkin
long-haired s. sanatçı ruhlu kimselerden oluşan
long-haired s. entelektüel kimselerden oluşan
long-haired s. idealist kimselerden oluşan
long-legged s. uzun bacakları olan
long-lived s. uzun süre dayanan
long-lived s. uzun süren
long-lived s. kalıcı
long-lived s. uzun soluklu
long-lived s. uzun süre çalışan
long-lived s. sağlam
long-lost s. uzun süredir görülmeyen
long-lost s. uzun süredir ortalıkta bulunmayan
long-lost s. uzun süredir kayıp olan
long-lost s. uzun süredir bulunamayan