basis - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

basis

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"basis" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 53 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
basis i. temel
General
basis i. üs
basis i. kök
basis i. ilke
basis i. köken
basis i. dayanak
basis i. menşe
basis i. mesnet
basis i. kaide
basis i. kaynak
basis i. asliye
basis i. prensip
basis i. taban
basis i. belkemiği
basis i. altyapı
basis i. esas
basis i. kural
basis i. pozisyon
basis i. statü
basis i. konum
basis i. mevki
basis i. sosyal ilişki
basis i. mevki
basis i. sabit düzen
basis i. (ödeme, tarife vb.) esas
basis i. bazında olma
Trade/Economic
basis i. baz
basis i. bir varlığın gelecek fiyatı ile spot fiyatı arasındaki fark
basis i. defter kayıtlarındaki değer
basis i. esas
basis i. matrah
basis i. tahvil yatırımının gerçek getirisi
basis i. gelir vergisi için para kazancı veya kaybının hesaplanmasında kullanılan orijinal mülk maliyeti
basis i. rayiç değer
basis i. yatırım maliyeti
Law
basis i. esas
basis i. matrah
Politics
basis i. kural
Technical
basis i. esas
basis i. temel
Medical
basis i. bazis
Food Engineering
basis i. temel
Gastronomy
basis i. filipin yerlilerinin hazırladığı fermente içecekler
Math
basis i. (linear cebir) baz
Zoology
basis i. bazipodit
basis i. eklembacaklı uzuvlarında proksimal eklem
basis i. kabukluların belirli uzuvlarının ikinci eklemi
Literature
basis i. (bazı eski şiirlerde) serbest ilk ayak
Linguistics
basis i. altkatman
basis i. taban
Geology
basis i. volkanik kaya katılaşmasının son ürünü olan camsı veya felsitik malzeme
Music
basis i. (müzik) bassus
Entomology
basis i. kenenin kapitulumunun eklemli proksimal kısmı

"basis" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
basış tread i.
basış printing i.
basış pressure i.

"basis" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 410 sonuç

İngilizce Türkçe
General
flat for land basis i. kat karşılığı
fare basis i. tarife esası
cash basis i. peşin para esası
legal basis i. hukuki dayanak
payment basis i. ödeme esasları
scientific basis i. bilimsel dayanak
legal basis i. yasal dayanak
daily basis i. günlük baz
annual basis i. yıllık
annual basis i. yıllık baz
yearly basis i. yıllık baz
radial basis function i. radyal bazlı fonksiyon
radial basis function i. radyal temelli fonksiyon
turn-key basis i. anahtar teslimi
social basis i. sosyal temel
balance sheet basis i. bilanço esası
basis and procedures i. esas ve usuller
solid basis i. sağlam temeller
a sound basis i. sağlam bir temel
sound basis i. sağlam temel/zemin
voluntary basis i. gönüllülük esası
legal basis i. yasal zemin
common basis i. ortak dayanak
be considered on a preferential basis f. öncelikle ele alınmak
have a legal basis f. yasal dayanağı olmak
provide a basis for f. zemin sağlamak
form a basis for f. zemin oluşturmak
be based on basis of f. esasına dayanmak
be a basis for f. gerekçe oluşturmak
constitute the basis f. esas teşkil etmek
form the basis for f. kaynak teşkil etmek
form a basis for f. kaynak teşkil etmek
have no basis f. dayanağı olmamak
constitute a basis f. dayanak teşkil etmek
form a basis f. dayanak teşkil etmek
be the basis of f. baz olmak
be basis f. baz olmak
be the basis of f. temel teşkil etmek
have basis f. temeli olmak
form basis f. zemin oluşturmak
provide a basis f. zemin hazırlamak
provide basis f. zemin oluşturmak
form a basis f. zemin hazırlamak
be a basis f. temel oluşturmak
form a basis f. temel oluşturmak
provide a basis f. temel oluşturmak
provide basis f. zemin yaratmak
form basis f. zemin yaratmak
be employed on a salary basis f. maaşla çalışmak
work on a salary basis f. maaşla çalışmak
work on a salary basis f. maaşlı çalışmak
be employed on a salary basis f. maaşlı çalışmak
form basis f. dayanak olmak
form basis f. dayanak teşkil etmek
form basis f. dayanak sağlamak
form basis f. dayanak oluşturmak
be a basis f. dayanak teşkil etmek
have basis f. dayanağı olmak
provide basis f. dayanak sağlamak
provide basis f. dayanak teşkil etmek
be the basis of f. dayanak olmak
have no basis f. temeli olmamak
daily basis f. günlük
be taken as a basis f. baz alınmak
be taken as a basis f. esas alınmak
serve as basis f. esas oluşturmak
be based on the basis of f. esasına dayalı olmak
form a basis f. baz teşkil etmek
constitute a basis f. baz teşkil etmek
form a basis f. baz oluşturmak
build on solid basis f. sağlam temeller üzerine kurmak
follow the basis f. esaslara uymak
work on project basis f. proje tabanlı çalışmak
work on project basis f. proje bazlı çalışmak
form a basis f. esas olmak
form a basis f. esas oluşturmak
be a basis to f. esas olmak
be a basis to f. esas oluşturmak
comprise a basis for f. zemin teşkil etmek
evaluate on a case-by-case basis f. olay/vaka bazında değerlendirme yapmak
pay on a timely basis f. belirtilen zamanda/zamanında ödemek
have no legal basis f. yasal dayanağı olmamak
serve as basis f. dayanak teşkil etmek
comprise a basis for f. temel oluşturmak
constitute a basis f. temel teşkil etmek
forming a basis for s. dayanak oluşturan
constituting a basis for s. dayanak oluşturan
not having a firm basis or foundation s. sağlam temellere dayanmayan
per day basis zf. günlük bazda
on a regular basis zf. muntazaman
on a regular basis zf. düzenli olarak
on the basis zf. temeline göre
on project basis zf. proje bazında
on a sustainable basis zf. sürekli bir tabana oturacak şekilde
on equal basis zf. seyyanen
on customer basis zf. müşteri bazında
as a basis zf. temel olarak
on daily basis zf. günlük olarak
on a daily basis zf. günlük
on a daily basis zf. günlük olarak
on a yearly basis zf. yıllık bazda
on a daily basis zf. günlük bazda
on a yearly basis zf. yıllık olarak
on a monthly basis zf. aylık olarak
on a weekly basis zf. haftalık olarak
on a weekly basis zf. haftalık bazda
on a monthly basis zf. aylık bazda
annual basis zf. yıllık bazda
(on a) regular basis zf. düzenli olarak
on yearly basis zf. yıl bazında
on an operational basis zf. operasyon bazında
to serve as basis zf. esas teşkil etmek üzere
to serve as basis zf. esas teşkil etmesi için
on a regular basis zf. düzenli biçimde
on space-available basis zf. yer kalırsa
on space-available basis zf. boş kontenjan dahilinde
on an introductory basis zf. giriş niteliğinde
on an introductory basis zf. tanıtım babında
on an introductory basis zf. tanıtım amacıyla
on an introductory basis zf. giriş olarak
on an ongoing basis zf. süregiden bir şekilde
on an ongoing basis zf. devamlılık arzeden bir biçimde
on an ongoing basis zf. devam eden bir şekilde
on an equal basis zf. eşit şartlarda
on an equal basis zf. eşit oranda
on a regional basis zf. bölgesel bazda
in the minimum basis zf. asgari bazda
on an anhydrous basis zf. susuz olarak
on a legitimate basis zf. meşru bir zeminde
on local basis zf. yerel bazda
on a volunteer basis zf. gönüllülük esasına dayalı
on an individual basis zf. tek olarak
on an individual basis zf. teker teker
on an individual basis zf. ayrı ayrı
on an individual basis zf. bireysel olarak
on an individual basis zf. ayrı olarak
on an individual basis zf. tek tek
on an individual basis zf. münferit olarak
on a first-come first-serve basis zf. ilk gelene öncelik verilir biçiminde
on a first-come first-serve basis zf. ilk gelen önceliği alır şeklinde
on a quarterly basis zf. dört dönem olarak
on a daily basis zf. her gün
on a quarterly basis zf. çeyrek bazlı
on a voluntary basis zf. gönüllülük esasına dayalı
on a regular basis zf. düzenli aralıklarla
on the basis of ed. temeline göre
on the basis of ed. dayanılarak
on the basis of ed. dayanarak
on the basis of ed. bazında
Phrases
on a full-time basis zf. tam gün esasına dayalı olarak
on a full-time basis zf. tam gün
on a complimentary basis zf. bilabedel
justice is the basis of property expr. adalet mülkün temelidir
on a market by market basis expr. ayrı ayrı/tek tek piyasa/pazar bazında
like for like-basis expr. benzer biçimde
on this basis expr. bu temelde
on this basis expr. buna dayanarak
on a trial basis expr. deneme olarak
in regular basis expr. düzenli aralıklarla
on space available basis expr. elverişli alan (mekan) temel alınarak
on a market by market basis expr. her bir pazar/piyasa için ayrı ayrı
on sound-by-sound basis expr. her biri sesi ayrı ayrı olacak şekilde
on a non-exclusive basis expr. gayrı münhasır şekilde/olarak
on space available basis expr. elverişli alan bazında
on an as-needed basis expr. ihtiyaç duyulduğunda
on space available basis expr. kalmasına bağlı olarak
on space available basis expr. mevcut alan bazında
on conditional basis expr. koşullu olarak
on the basis of mutual respect expr. karşılıklı saygı çerçevesinde
on a complimentary basis expr. karşılıksız olarak
on a sound basis expr. sağlıklı bir zeminde
on a first name basis expr. senli benli
on the basis of expr. yola çıkılarak
on a country basis expr. ülke bazında
on the basis of expr. yola çıkarak
on space available basis expr. yer olmasına bağlı olarak
on an irregular basis expr. nadiren
on an irregular basis expr. ara sıra
on an irregular basis expr. düzensiz olarak
on an ad hoc basis expr. geçici olarak
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) senli benli
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) iyi arkadaş
on a first-name basis (with someone) expr. (biriyle) yakın arkadaş
Idioms
be on a first-name basis with someone f. birisiyle iyi arkadaş olmak
get on a first-name basis with someone f. birisiyle iyi arkadaş olmak
be on a first-name basis with someone f. birini çok iyi tanımak
get on a first-name basis with someone f. biriyle senli benli olmak
get on a first-name basis with someone f. birini çok iyi tanımak
get on a first-name basis with someone f. iyi arkadaşı olmak
be on a first-name basis with someone f. iyi arkadaşı olmak
get on a first-name basis with someone f. senli benli olmak
on an arm's length basis expr. içli dışlı/senli benli/sıkı fıkı olmadan/mesafeli
on a need-to-know basis expr. sadece bilinmesi gerektiği kadar (bilgi)
Speaking
are you on a first name basis? expr. birbirinize adlarınızla mı hitap ediyorsunuz?
are you on a first name basis? expr. birbirinize adınızla mı hitap ediyorsunuz?
are you on a first name basis with him? expr. ona ismiyle mi hitap ediyorsun?
are you on a first name basis with him? expr. ona adıyla mı hitap ediyorsun?
Trade/Economic
basis premium i. ana prim
commercial earnings acquired on simple earnings basis i. basit usülde ticari kazanç
basis point i. baz puan
basis premium i. baz prim
basis price i. baz fiyat
cost recovery basis i. birikmiş amortismanı maliyetten düşürme esası
stand-alone basis i. bireysel raporlama temeli
item by item basis i. birim bazında kalem
basis of allocation i. dağıtım esası
graduated basis i. derecelendirilmiş esas
adjusted basis i. düzeltme esası
basis value i. esas kıymet
basis price i. esas fiyat
basis value i. esas değer
accrual basis i. gerçekleşme esası
lump sum basis i. götürü usul
basis for conclusions i. gerekçe
unit basis depreciantion method i. hizmet birimlerine göre amortisman yöntemi
maturity basis i. hisse senedi ve tahvillerin vadeye kadar kıymet ve faizlerinin hesaplanması esası
basis of accounting i. izlenen muhasebe sistemi
basis of accounting i. işlemlerin kaydedilmesinde esas alınan yöntem
discount basis i. ıskonto tabanı
discounted basis i. iskonto esası
first-come first-serve basis i. ilk gelene ilk hizmet esası
day to day basis i. idare-i maslahat
basis of quality i. kalite esası
basis of comparison i. karşılaştırma bazı
pro-rata basis i. kıst usulü
dry based production basis i. kuru bazlı üretim esası
consolidated basis i. konsolide esas
taxes calculated on the basis of the company's earnings i. kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiler
cost basis i. maliyet tabanı
cost basis i. maliyet esası
financial year-to-date basis i. mali yıl esası
accrual basis of accounting i. muhasebenin tahakkuk esası
cash basis i. nakit esası
cash basis i. nakit esasına göre muhasebeleştirme
basis of accounting i. muhasebenin temeli
primary basis of accounting i. muhasebenin temel esasları
cash basis of accounting i. nakit esaslı muhasebe
basis of accounting i. muhasebenin esası
pro rata basis i. oransal esas
cash basis of accounting i. nakit usulü muhasebe
net basis i. net esas
equity basis i. özsermaye esası
basis of payment i. ödeme esası
piece work basis i. parça başı
basis risk spot i. piyasadaki fiyatların piyasalardaki fiyatlar ile uyuşmama riski
piece work basis i. parça hesabı
discounted basis i. sigortacının yükümlülük hesaplaması
stand-alone basis i. solo bazda
earnings basis i. tahakkuk esası
accrual basis i. tahakkuk esası
basis of trade i. ticaretin esası
accrual basis of accounting i. tahakkuk usulü muhasebe
accrual basis of accounting i. tahakkuk esasına göre muhasebeleştirme
basis of trade i. ticaretin temeli
basis rate i. temel oran
default swap basis i. temerrüt swap baz puanı
adjusted basis i. tespit esası
basis of accounting i. tahakkuk esası
accrual basis of accounting i. tahakkuk esasına dayanan muhasebe
basis point i. temel puan
basis risk i. temel oran riski
basis of tax i. vergi matrahı
basis of tax assessment i. vergi matrahı
basis of tax assessment i. vergi tutarının hesaplanmasında esas alınan miktar
basis of assessment i. vergi hesaplamasına esas olan matrah
service yield basis i. üretime göre amortisman
basis of tax assessment i. vergi değerlendirmesinin bazı
reproduction basis i. yeniden üretim esası
basis point i. baz puan
gold basis i. altın esası
50 basis point hike i. 50 baz puan artış
basis point i. tahviller arasındaki kar farklılıklarını ölçmek için kullanılan yüzde birlik dilim
bp (basis point) i. tahviller arasındaki kar farklılıklarını ölçmek için kullanılan yüzde birlik dilim
manufacture on order basis f. sipariş usulü çalışmak
day to day basis s. günlük bazda
constitute the basis expr. akde esastır
constitute the basis expr. akte esastır
on the basis of balance expr. bilanço esasına göre
on dollar basis expr. dolar bazında
on a going-forward basis expr. ileride
on re-export basis expr. ihraç kayıtlı
on a going-forward basis expr. ileriye dönük olarak
on item by item basis expr. kalem bazında
on net basis expr. net esasına göre
on a basis of reciprocity expr. karşılıklı olarak
pro rata basis expr. oransal esasa göre
on self consignment basis expr. kendi kendini sevk esasına göre
on sectoral basis expr. sektörel bazda
on the basis of the sector/industry expr. sektörel bazda
on sectoral basis expr. sektör bazında
on non-risk basis expr. risksiz bazda
on the basis of the sector/industry expr. sektör bazında
on annual basis expr. senelik bazda
on the annual basis expr. senelik bazda
on a stand-alone basis expr. tekil bazda
on a consistent basis expr. tutarlı bir bazda
on the annual basis expr. yıllık bazda
on annual basis expr. yıllık bazda
Law
ad valorem basis i. değer esası
basis of judgment i. hükmün esası
legal basis i. hukuki zemin
basis of calculation i. hesaba esas
legal basis i. hukuki dayanak
collapse of the underlying basis of the transaction (geschäftsgrundlage/frustration of contract doctrine) i. işlem temelinin çökmesi
basis of indictment i. iddianamenin esası
collapse of the basis of the transaction (geschäftsgrundlage/frustration of contract doctrine) i. işlem temelinin çökmesi
rule basis i. kanun esası
statutory basis i. kanuni dayanak
difference between the declared and weighted and the actual tax-basis i. matrah farkı
basis of accounting i. muhasebenin temeli
cash basis of accounting i. nakit esasına dayalı muhasebe
the copy certified by the notary shall 'constitute a basis for contracting' i. notere tasdik ettirilmiş nüshası 'akte esastır'
accrual basis i. tahakkuk esası
accruals basis of accounting i. tahakkuk esasına dayalı muhasebe
on the basis of i. üzerinden
tax basis i. vergi matrahı
basis of tax i. vergi matrahı
legal basis i. yasal altlık
moral basis i. manevi istinadgah
moral basis i. manevi dayanak noktası
moral basis i. istinadgah-ı manevi
on the basis of the simple interest rate expr. basit faiz oranı üzerinden
on an arm's length basis expr. tarafların bağımsızlığı ve eşitliği prensibi çerçevesinde
Politics
maximum basis for calculation i. azami hesaplama bazı
basis swaps i. baz swap işlemleri
immovable purchased on a time share basis i. devre mülk esasında satın alınan taşınmaz
immovable purchased on a time share basis i. devre mülk esasına göre satın alınan taşınmaz mal
modified cash basis i. düzeltilmiş nakit esası
equal basis i. eşit temel
equitable basis i. hakkaniyet temeli
social basis i. içtimai esas
social basis i. sosyal temel
modified cash basis i. uyarlanmış nakit esası
membership basis i. üyelik temeli
on a non-discriminatory basis expr. ayrım yapılmaksızın
on a non-discriminatory basis expr. ayrımcı olmayan temelde
on an equitable basis expr. hakkaniyet temelinde
on a reciprocal basis expr. mütekabiliyet esasına dayanarak
on a reciprocal basis expr. karşılıklılık temelinde
Insurance
actuarial basis i. aktüerya esası
actuarial basis i. aktüerya prensibi
losses occurring basis i. hasar vukuu esası
actuarial basis i. sigorta matematiği prensibi
losses to extinction basis i. zararın itfa edilene kadar müteakip yıllara devri
Technical
basis metal i. ana metal
basis brick i. bazal tuğla
scientific basis i. bilimsel temel
basis of a space i. bir uzayın tabanı
basis set i. doğuran küme
real time basis i. gerçek süre esası
calculation basis i. hesap esası
canonical basis i. kanonik taban
basis cranii i. kranyum tabanı
mass-basis systematic sampling i. kütle esaslı sistematik numune alma
non-conductive coatings on non-magnetic basis metals i. manyetik olmayan ana metaller üzerindeki yalıtkan kaplamalar
admissible basis i. onarır temel
basis of payment i. ödeme şekli
basis set i. temel küme
Computer
depr basis i. amort temeli
orthonormal basis i. birimdik doğuray
basis of a space i. bir uzayın doğurayı
basis set i. doğuran küme
basis set i. temel küme
Informatics
basis set i. doğuran küme
basis set i. temel küme
basis vectors i. taban vektörleri
Telecom
on a call by call basis expr. çağrı bazında
Marine
basis function i. temel fonksiyon
basis of production i. üretimin temelleri
Medical
acute or chronic basis i. akut veya kronik zemin
basis anesthesia i. başlangıç narkozu
basis of neurofibromatosis type 1 i. nörofibromatozis tip 1 zemini
on a patient by patient basis zf. tek tek hasta bazında
Food Engineering
basis weight i. gramaj
Math
canonical basis i. doğal taban
dual basis i. dual tabanı
basis of a linear space i. doğrusal uzay tabanı
dual basis i. eşlek tabanı
hamel basis i. hamel tabanı
canonical basis i. kanonik taban
schauder basis i. schauder tabanı
basis vectors i. taban vektörleri
basis for a topology i. topoloji tabanı
basis of vector space i. vektör uzayının tabanı
Statistics
non-uniform rational basis spline (nurbs) i. düzgün olmayan rasyonel temelli eğri
Education
class-by-class basis i. sınıf-sınıf esası
on a rolling basis expr. devamlı
on a rolling basis expr. sürekli
Environment
design-basis phenomena i. dizayna esas teşkil eden olaylar
operating basis earthquake i. dizayna esas teşkil eden deprem
design-basis accident i. dizayna temel teşkil eden kaza
determination of dry matter and water content on a mass basis i. kuru madde ve suyun kütle esasına göre tayini
assessment of basis for the project i. proje gerekçesinin değerlendirilmesi
design-basis accident i. tasarıma esas kaza
determination of soil water content calculated on a volume basis i. toprak rutubetinin hacim esasına göre tayini
Military
meal basis of issue i. günlük iaşe dağıtımı
troop basis accounting i. kadro dökümü
force basis i. kadro artırmalı kuvvet
troop basis i. kadro
troop basis i. kuruluş çizelgesi
troop basis accounting i. kuruluş çizelgesi dökümü
accrual basis i. oluşum çıkışı
accrual basis i. oluşum temeli
meal basis of issue i. öğün esasına göre dağıtım
ration basis issue i. rasyon istihkakı
accrual basis i. tahakkuk esası
ration basis issue i. yiyecek istihkakı
basis of issue i. bir kişi, birim, askeri teşkilat veya ekipman için kullanılacak olan malzeme sayısını bildiren makam
Music
the basis of the libretto i. opera metinlerinin temeli
Abbreviation
bp (basis point) i. baz puan