statü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

statü



"statü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
statü status i.
statü statute i.
General
statü place i.
statü position i.
statü legem i.
statü character i.
statü regulation i.
statü standing i.
statü covenant i.
statü status i.
statü basis i.
Trade/Economic
statü statute i.
statü status i.
Politics
statü status i.

"statü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 121 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yüksek statü higher status i.
düşük statü low status i.
hukuki statü legal status i.
yüksek statü high status i.
düşük statü lower status i.
verilmiş statü ascribed status i.
özel statü special statute i.
doğuştan gelen statü ascribed status i.
konuşma ve sosyal statü speech and social status i.
edebiyatta sosyal statü social status in literature i.
sosyal statü social status i.
sosyal statü social standing i.
statü kuramı statute theory i.
sosyal statü social rank i.
sosyal statü social station i.
eşit statü equal status i.
sosyal statü social position i.
hukuksal statü legal status i.
statü tutarlılığı status consistency i.
önceden eğitim veya mesleki statü olmaksızın bir zanaat veya sanatla uğraşan kimse nonprofessional i.
ast statü junior status i.
üye kontenjanından bir kurumda özel statü verilen üye adayı legacy i.
çin'in bir yüksek memuru olarak sahip olunan statü mandarinate i.
(ingiliz sömürge dönemi hindistanı'nda) bir ingiliz memurun veya statü sahibi herhangi bir beyaz adamın karısı memsahib i.
sosyal statü heraldry [obsolete] i.
bir şeye mitsel statü verme eğilimi mythogenesis i.
bir şeye mitsel statü verme eğilimi mythogeny i.
(rütbe, statü) düşürme dejection [obsolete] i.
düşük statü veya imkansızlıklar içeren durum ghetto i.
önemli statü grandness i.
uzun deneyimler sonucunda statü kazanmış kimse old man i.
statü gösteren giysi cloth i.
sosyal veya profesyonel statü drawer i.
yasal statü edinmek acquire legal status f.
yasal statü kazanmak gain legal status f.
yasal statü kazanmak be legalised f.
yasal statü kazanmak be legalized f.
(masonluk gibi ritüelistik düzenlerde) statü kazanmak work f.
statü artışı climb up f.
statü veya mevkisinde olmak count f.
bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değişikliği fırsatına sahip olan mobile s.
bir toplumun hiyerarşik sosyal tabakaları arasında statü değiştiren mobile s.
yasal statü, mülk ve mülkiyet ifade eden bir son ek -mony snk.
Phrasals
statü düşürmek write down f.
Proverb
statü gözetmeksizin herkesin hakları vardır a cat can look at a king
Colloquial
başkalarını kullanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak be on the make f.
başkalarını sömürerek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak be on the make f.
başkalarını istismar ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak be on the make f.
başkalarından istifade ederek başarı/para/statü elde etmeye çalışmak be on the make f.
başkalarından yararlanarak başarı/para/statü elde etmeye çalışmak be on the make f.
başkalarının zararına da olsa başarı/para/statü peşinde koşmak be on the make f.
başkalarının sırtından başarı/para/statü kazanmaya çalışmak be on the make f.
Idioms
bir statü sembolü/göstergesi a status symbol i.
en alt statü bottom of the ladder i.
statü peşinde olan kimse status seeker i.
statü kovalayan kimse status seeker i.
statü kazanmak için taktik/hesap yapan kimse status seeker i.
statü kazanmak için hile yapan/başkalarını kullanan kimse status seeker i.
bir statü kazanmak obtain a footing f.
bir statü kazanmak gain a footing f.
sosyal statü peşinde koşmak be on the make f.
sosyal statü peşinde koşmak be on the make f.
Trade/Economic
ekonomik statü economic status i.
kurumsal statü corporate status i.
onaylanmış kişi statü belgesi approved status certificate i.
onaylanmış kişi statü belgesi certification of approved entity's status i.
onaylanmış kişi statü belgesi certificate of customs approved operator status i.
ön statü belgesi preliminary status document i.
statü yedekleri statuary reserves i.
statü kaybı status deprivation i.
statü yedekleri special reserves i.
statü yedekleri reserves by statutes i.
statü sembolü status symbols i.
sosyal statü vergileri stand taxes i.
statü malları positional goods i.
statü tadili status amendment i.
statü yedekleri statutory reserves i.
Law
ayni statü real statute i.
aktif statü hakları rights of status activus i.
hukuki statü legal status i.
negatif statü hakları rights of status negativus i.
pozitif statü hakları rights of status positivus i.
sosyal statü station in life i.
statü belirleme status determination i.
yasal statü juridical status i.
yasal statü ile bulunma lawful presence i.
bir veya daha küçük yaştaki çocuğun sahip olduğu yasal statü infancy i.
Politics
insani statü humanitarian status i.
kişisel statü personal statute i.
statü belirleme status determination i.
statü değişikliği change of status i.
statü kuramı theory of statute i.
yasal statü kazanmamış unrecognized s.
yasal statü kazanmamış unrecognised s.
Institutes
devlet tarafından bir kuruluşun iyi uygulamalarını diğerleriyle paylaşması için verilen statü beacon status [uk] i.
Medical
kazanılmış statü achieved status i.
Psychology
edinilmiş statü achieved status i.
statü endişesi status anxiety i.
statü geçerliliği status validity i.
statü seti status set i.
statü grubu status group i.
statü suçu status offense i.
statü engellemesi status frustration i.
sosyoekonomik statü socioeconomic status i.
statü ihtiyacı status need i.
statü değişkeni status variables i.
statü sembolü status symbol i.
statü tutarsızlığı status inconsistency i.
verili statü ascribed status i.
Social Sciences
sınıf ve statü bilincine sahip class and status conscious i.
belirli kişilere zeka, sosyal durum veya ekonomik statü nedeniyle ayrıcalıklı davranmayı savunan düşünce elitism i.
sosyoekonomik statü ses (socioeconomic status) kısalt.
Education
statü süresi duration of status i.
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi seconder i.
(eskiden) bir asilzadenin oğluna eşlik eden, sosyal statü bakımından bir altta olan üniversite öğrencisi secondar i.
History
anglosakson'lar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse thane i.
anglosaksonlar zamanında ingiltere’de statü bakımından sıradan hür vatandaşın üstünde fakat bir asilzadenin altında olan kimse thegn i.
(eski roma'da) senatörün ve yüksek düzey yetkililerin giydikleri tuniklerin ön kısmında bulunan sosyal statü göstergesi geniş mor bir şerit laticlave i.
Military
öldüğünden emin olunamayan ordu personeline verilen geçici statü dustwun (duty status-whereabouts unknown) kısalt.
Archaic
sosyal statü gösteren kıyafet coat i.
soydan gelen yasal miras ile elde edilen statü ile ilişkili kindly s.